Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9YİSAJJ2O02CUMA CUMHURİYET SAYFA
J V U J L i l U J \ kultur@cumhuriyet.com.tr 13
Hale Tenger, yeni yerleştirmesiyle Türkiye'nin değişmeyen gündemini sorguluyor
essizlik, yönsüzlük, tepkisizlik• Galeri mekânını kaplayan
onlarca f îgür, farklı
yönlerde dağılmış,
yönünü kaybetmiş,
sıkışmış görüntüleriyle
var oluyor. Yüzleri,
kimlikleri belli olmayan
bu figürlere bir anlamda,
yaşanmışlıkJan
belgeleyen Serdar
Ateşer'in ses kolajı
eşlik ediyor.
ÖZLEM ALTUNOK
Ekonomik kriz, faili meçhuller.
darbeler. açlıJc grevleri, Susurluk.
Cumartesı Aırneleri...
Sessizlik, yönsüzlük, tepkisizlik,
bilip de susmak, susup da kaçmak,
kaçıp da hesap sormamak...
Türkiye'nin gündemi hiç değişmi-
yor, değişmedikçe yaşananlara ya-
bancılaşıyor, yaşadığımız gerçeği
unutuyoruz. Yıllar geçiyor, herşey
değişmeden sûrüp gidiyor. 'Türk oİ-
marun' gereklerini(!) yerine getiri-
yoruz toplumca.
'Nezih Ölüm Gardiyanlan: Bosna
Hersek', -DevTen Saülık', 'Sandık
Odası\'Kalp Ağnsı' gıbı işleriyle ta-
nıdığımız Hale Tenger. Galeri
Nev'deki 'Türk Olmak' adlı yerleş-
tirmesiyle (enstalasyonuyla) politik
göndermelerle yüklü bir çalışma su-
nuyor.
Türk insanırun konumu
Tenger, 1997'de Susurluk olayının
patlak vermesiyle o sırada çalıştığı
projeyi yanm bırakıp 1993 'te bienal-
de yaptığı işten yola çıkarak Susur-
'TÜRK OLMAK" - "Bürün boyutlanyla aslında T ü r k olmak nedir" gibi bir soru sormak istedim" diyen Hale
Tenger'e göre bir yön arayışı var Türkiye'de, ama o yön, çok uzun zamandır bulunanuyor.
luk olayını ele alır 'Devren Saühk'
adlı işınde. Bir boşaltma, kusma ey-
lemı olarak tanımlanabılecek çalış-
maya uygun olarak Serdar Ateşer de
bir ses kolajı düzenler. 'Türk Olmak'
sergisı ise Susurluk ıle birlikte, eko-
nomik krizi de içine alan, genel ola-
rak Türkiye'de yaşananlar üzenne
Türk insanının konumunu, durumu-
nu anlatan bir yerleştirme.
'Devren SaüİûY adlı sergıde birlik-
te çalışan sanatçılar, bu sergıde aynı
müziği farkJı bir kuruluşla yerleştir-
meye katıyorlar. 1997'deki serginin
müziğiyle aynı kaynaktan beslenen
yeni düzenleme. Tenger'e göre zaten
1997'den bu yana Türkiye'de çok faz-
la bir değişim olmadığının gösterge-
si. Ateşer'in düzenlemesinde Necdet
Menzir'in 'Bu şahıs içeri aknmanuş-
ür'açıklaması. HikmetŞimşekin ts-
tiklal Marşı olayı. Biilent Ecevit'in
konuşması, uğultular, türküler üst üs-
te bindirilerek mekâna dağılıyor.
Galeri mekânını kaplayan onlarca
figür. farklı yönlerde, dağılmış, yö-
nünü kaybetmiş, sıkışmış görüntüle-
nyle var oluyorlar. Yüzleri, kimlik-
leri belli olmayan bu figürlere Serdar
Ateşer' in bir anlamda yaşanmışlıkla-
n belgeleyen ses kolajı eşlik ediyor.
Figürler kapalı bir meİcânda, her yer-
de. her yönde varlar. Hem birey ola-
rak, hem de birlikte. Tenger, her ne
kadar politik bir söylemle yola çıksa
da çalışmasının sosyolojik ve bireye
dönük yüzü ağır basıyor.
Çeşitli yönlere, yere, tavana, köşe-
lere dağılmış figürler hareket mi edi-
yorlar, yoksa donup kalmışlar mı,
ayırt edemiyoruz. Belirgin olan en
önemli şeyse bir 'arayış' ıçinde ol-
malan. "Bir yön arayışı var Türki-
ye'de, ama o yön, çok uzun zamandır
bir rürlü bulunanuyor. Bütün boyut-
tanyiaashnda Türk olmak nedir' gi-
bi bir soru sormak istedim. 159. mad-
de, oldukça saçma bir madde. Aşağı-
lık duygusu hissetmekten, özgüven
eksikliğinden kaynaklanan birtaknn
durumlar bunlar."
'Yüzeysd değişimJer yaşryoruz'
Hale Tenger'in mekâna yayılan fi-
gürleri hem kimliksızler, hem de de-
ğiller ona göre. Çünkü Tenger, her
bir figüre form verirken hepsini fark-
lı farklı canlandınyor. Figürler bir bü-
tün olarak algılandıklanndaysa çok
benziyorlar, çok tekdüzeler. Tıpkı,
Türk milletinde de çıkamamak, ken-
dini anlatamamak sorunu olduğu gi-
bi. Türk olmak. yönsüzlüğü, belir-
sızliği, savrulmuşluğu taşıyor. "Yer
mi tavan. tavan mı yer oyunu da var
savrulmuş figürlerde. Değişen hiçbir
şey yok. Murat Belge bir yazısında,
'Türkiye'de hiç mı değişen bir şey
yok' sorusuna yanıt olarak, eskiden
Kürt halkına dağ Türkleri denırken
şimdi Kürt lafını kullanabiliyoruz'
diyordu. Değişme bu kadar işte. Yü-
zeysel değişimler yaşryoruz, değişikük
oluyormuş gibi oluyor sadece Türki-
ye'de.''
(Hale Tenger in 'Türk Olmak' adlı
sergisi 5 Mayıs a kadar Galeri Nev de
göriilebilir. 0212 23167 63)
Yuntunpek çok üindeyeriiveyabanayaptilarsumûaeak
Tiyatro festivallerle
canlanıyor
ANKARA (Cumhuri-
yetBürosu)-Türkıye fes-
tivallerle şenJenmeye ha-
zırlanıyor. De\'let Tıyat-
rolan (DT) Istanbul'dan
Van'a, Adana'dan Trab-
zon'a dek uzanacak ulus-
lararası tiyatro festivalle-
rinde yerli ve yabancı çok
sayıda yapıtı sanatsever-
lerle buluşturacak.
Istanbul'da, Yunan sa-
natçılar Türk yazarlann,
Türk sanatçılar da Yunan
yazarlann yapıtlannı sah-
neleyecek. Van'da ise ıl-
köğretım. lise ve üniversı-
teli amatör tiyatroculann
yeteneklerini sergileye-
cekleri şenlik, panel, söy-
leji ve konserler kent ya-
şamına renk katacak.
Adana'da 27 Mart'ta
başlayan "4. Devlet Tiyat-
roları Sabancı üluslara-
rası Tiyatrt) FestivalT
Fransa, Bulgaristan, Rus-
ya ve Yunanistan'dan ge-
laı tiyatro gruplannı ağır-
lıyor. DT ve özel tiyatro-
lann oyunlannı sanatse-
verlerle buluşturan festı-
vılde 14 oyun 30 kez tem-
sil edilecek. Büyük ilgi
gören festival 27 Nisan'a
dek sürecek.
Van'da'Her Okul
KrTyatro'
Van Devlet Tiyatrosu,
21 Nisan'da bir ilke im-
ZJ atıyor. Tiyatro sezo-
nunun başında Van Dev-
let Tiyatrosu sanatçılan
vililiğin desteği, il milli
efitim müdürlüğü ve
hâlk eğitim merkezinin
$irliğiyle öğretmenlere
yönelik olarak "Yaraücı
Drama" kurslan düzen-
lcdi. Kurslara katılan ço-
ga ılköğretimden 48 öğ-
rttmen sertifıkalannı al-
4 Bu öğretmenler de
kndi okullannda birer
c«un seçerek öğrencile-
ryle çalıştılar. Bu oyun-
lr, Yan'da 22 Nisan-25
Mayıs tarihleri arasında
"Her Okul Bir Tiyatro"
tması çerçevesinde ger-
çddeştirilecek olan "Ak-
Amar 1. ÇocukveGenç-
tfc Tıyatrolan Festiva-
Ifnde sergilenecek.
Festival aynca şenlik
ormanı oluşturma, şenlik
yürüyüşü, şenlik konseri.
dans gösterileri, uçurtma
yanşması, halkoyunlan.
bisiklet şenliği, gölümüzü
temiz tutalım kampanya-
sı, okuma yazma kursi-
yerlerine sertifika veril-
mesi ve "Eğitimde Tiyat-
ronun tşlevT konulu pa-
Yunantiyatroiannınsahnc-
leyeceği oyunlar arasında
Nâzım'm yapıü da yerahyor.
nel ile renklenecek. Festi-
valin gelecek yıllarda Er-
zurum ve Dıyarbakır
Devlet Tiyatrolan'nın ön-
cülüğünde sürdürülmesi
de hedefleniyor.
Istanbul'da 10-17 Ma-
yıs tarihleri arasında Türk
ve Yunan kültür bakanlık-
ları. DT ve İstanbul Flar-
moni Derneği işbirliği ile
"Türk-Wınan Tiyatrola-
nnın Buluşması" yapıla-
cak. Festival banşa sanat-
la katkı sağlamayı hedef-
leyen iki komşu ülkenin
yazarlannı ve tiyatro
adamlannı bir araya geti-
recek. Yunan tiyatrolan,
Nâzım Hikmet, Aziz Ne-
sin ve Tuncer Cücenoğ-
hı'nun yapıtlannı sahne-
leyecekler. DT de iki çağ-
daş Yunan yazannın ese-
riyle festivale katılacak.
Her yıl yapılması planla-
nan festivalin dönüşümlü
olarak bir yıl Türkiye'de,
ertesi yıl da Yunanistan'da
düzenlenmesi düşünülü-
yor. Özellikle antik yerler-
de ortak proje olarak de-
ğerlendirilebileceği belir-
tilen festivalin açıhşı Türk
ve Yunan kültür bakanla-
rının katılımıyla 10 Ma-
yıs'ta yapılacak.
Trabzon'da 15-23 Ma-
yıs tarihleri arasında Kı-
nm, Beyaz Rusya, Bulga-
ristan, Ukrayna, Roman-
ya. Rusya, Moldova \e
Gürcistan tiyatrolannın
katılımıyla "3. liuslara-
rası Karadeniz'e Kıyısı
Olan Ülkeler Tiyatro Bu-
luşması" gerçekleştirile-
cek. Ev sahipliğini Trab-
zon Devlet Tiyatrosu'nun
yapacağı festivalde her
ülke seçilmiş birer oyun-
la yer alacak.
Sophia Loren, İki Kadın
1
fümindeki rolüyle l%l
Cannes ve Akademi
Ödüllerindc en iyi kadın
oyuncu seçilmişti. Losey'in
yönettiği 'Don Gio\anni'de
iinlü operacılar başroldeler.
îki kadının amansız
yaşam mücadelesi
ASLISELÇUK
'Don Giovanm" (1978), iki ope-
ra tutkununun. Fransız yapımcı
Daniel Toscan du Plantier ile yö-
netmen Joseph Losey'ın işbirli-
ğiyle oluşturulmuş çok başanlı
biropera filmi. Losey. çalışması-
nı öteki teatral opera filmlerin-
den farklı kılmak içın gerçek me-
kânlarda. filmini devıngen bir
anlatımla çekmeyi yeğlemiş.
Opera oyunculan doğal dekor-
larda alabıldığine devinim ıçin-
deler. W. Amadeus Mozart' ın ün-
lü Don Gıo\annisi'nden senar-
yolaştınlan çalışmada önemli
operacılar Ruggero Rainıondi,
Kiri Te Kanawa, Teresa Bergan-
za başroldeler.
Ayazda Bir Yürekte (1992)
Fransız usta Clahıde Sautet. bur-
juva sımftan gelen, ortak nokta-
larını müzığin oluşturduğu 3 kı-
şinin karmaşık duygusal ilışkile-
rini anlatıyor. Yaratıcı sinemacı,
son derece yalın bir anlatımla bir
kadın-iki erkek üçgeninde olu-
şan alttan alta süren gerilimi, gel-
gitleri aktanrken izleyiciyi, insan
ılışkilerini yeniden düşünmeye
çağınyor.
ftalyan usta Vittorio De Sica,
Alberto Moravia'nın "La Cioci-
ara" romanından sinemaya uyar-
ladığı "tki Kadın" (1960) adlı
dram ve psikolojik dramı "Ter-
mini Istasyonu" (1953) ile göste-
rimde yer alıyor. I943'te Ital-
ya'ya Amerikalılann girmesin-
den önce bir anne-kızın, Cesi-
ra'nın (Sophia Loren) doğduğu
köye sığınmak amacıyla çıktıkla-
n yolculuklan boyunca başlanna
gelen yıkıcı olaylan. yaşamda
kalma savaşımlannı ustalıkla iş-
liyor De Sica. Loren. bu filmde-
ki performansıyla hem 1961
Cannes. hem de Akademi ödül-
lerinde -Oscar- en iyi kadın
oyuncu seçildi. Yapımcılığını ta-
nınmış Amerikalı David O. Selz-
nick'in üstlendiği "Termini İstas-
yonu"nda da, de Sica iki insanın
(Jennifer Jones, Montgomery
CHft) yasak aşklannı, ilişkilerini
noktalama çabalannı anlatıyor.
YakışıkJı müzmin bekâr Zaza
sonunda evlenmeye karar ver-
miştir. Fakat âşık olduğu kadın
hem kendisinden büyüktür, hem
duldur, üstelik bir de kızı vardır.
Genç adam, ailesinın bu ilişkiye
direnmesiyle sevgilisi arasında
kalır. Dover Koshasvili, tsrail-
Fransız ortak yapımı traji komik
çalışması "Geç EvKlik"i şöyle
yorumluyor: "Aileçokdenetleyi-
ci olmaya başlarsa, birey de ken-
dini ezik hissermeye başlar, so-
nuçta da kimliğini kanıtlamaya
çalışır."
w^wfv/.perareklam.com.tr • www.sinemafilm.com • (0212) 293 89 78
20-27 NISAN / 4 MAYIS S A A T 2 0 : 0 0 ' O E
NAZIM HIKMET KULTUR VE SANAT VAKFI TİYATRO
SALONU, T4r,S '-1 SIR4SELVI.ER iS TE_ 132121 245 '3 U
KURGULAYIP OYNAYANLAR SELMA KOKSAL,
EMRAH KOLUKISA. GULSUM SOYDAN MUZIK ILKER GORGULU
SAHNE TASARIMI ASLI TÜLUOĞLU, ISIK TASARIMI JON STIGNER
İSVİÇRE HASTANESİ "Gerç&SanatinYanmda"
DİALOG
l
^HTil
Seslendirme Eğitimi
Dizi, Film, Reklam
Sektörün artan ihtiyacına yeni sesler
kazandırmak iizere, PROMAY Stüdyolannın
katkılarryla
(Başanlı öğrencilere iş garantisi verilir)
Spikerlik - Sunuculuk
Eğitimi
Profesyonel amaçlı mesleki eğitim
(Radyo ve Televizyonlar fçin)
Minı Kemal Öke Cad. 16/1 Nişantaşı
Tel: (0212) 225 37 24 - 25
İİSVİÇRE HASTANESİ "GerçâSaıMıüanında'
ÖZEL TİYATRO
İKİ PfcRDE OYUNI U MU7IK
ÇahpOynoyan
Yazan: İlhan ŞEŞEN Yön*ten: Levent KIRCA
s?
21 NisanPazarSaat:19.00 <
^ s >
!
Besiktas Kûltûr Merkezi Gişe Tel: (0212) 327 24 27 (0212) 2361818
-/£? Çagn Merkezi Tel: (0216) 4S4 15 55
İSVİÇRE HASTANESİ •'GerçckSanatınhnnâr
KEDİGÖZÜ
VECDİ SAYAR
0 Hiç Devlet Sanatçısı
Olmadı
Geçen hafta Zonguldak'taydım. Yaşamlarının bü-
yuk bir bölümunu yeraltında geçıren cefakâr insanla-
nn kentınde... Doğduğum kentte... Yıllar sonra, bu
kentte daha önce hiç karşılaşmadığım dostlan btıl-
mak, onlarla aynı duygulan, aynı özlemleri paytaştığı-
mızi görmek az şey mi? Mutluyum... Ana kucağına
dönen bir çocuk gibi.
Üstelik aynı gun, Danıştay 10. Daıresi'nın "DevietSa-
natçılığı"na ilişkın yönetmelığı ıptal ettiğı haberıni alı-
yorum. Telefona sanlıp. Mehmet Güleryüz'ü kutluyo-
rum. Kültür Bakanlığı'na karşı dava açarak, "Devlet Sa-
natçılığı" yönetmeliğinın iptalini isteyen sevgili dostu-
mun mücadelesi, sanatın, sıyasetin güdümünden kur-
tulması adına önemli bir kazanıma dönüşuyor. Kültür
Bakanlığı'nın, Süleyman Demirelm populıst politika-
sına yaranmak adına yönetmelığın alelacele degiştin-
lerek, "Devlet Sanatçısı" seçılme ölçütünün "ulusal
düzeyde başan "ya mdirgemesı ve Güzel Sanatlar Ge-
nel Mudürü'nun teklıfi, Kültür Bakanı'nın onayı ıle ha-
zırlanan listede yer alan seksen küsur sanatçıya bu un-
vanın verilmesi ıle başlayan tartışmanın hukukun za-
feri ile noktalanmasını sevınçle karşılıyorum.
Bu mutluluğum, televizyonda karşıma çıkan bir ha-
berte gölgeleniyor: "Savaş Yurttaş Ankara'da öldü."
Gençlik anıları canlanıyor gözümün önünde. AST yıl-
lan... Savaş'la, ne çok şey paylaştık... Sahnede ya da
kuliste yaşanan o guzel anlar unutulur mu? Savaş da,
btekı arkadaşları gibi nice zorluklara göğüs gererek sa-
nat yaşammı surdürmuş ve halkın en sevdıği sanatçı-
lar arasında yer almayı başarmıştı. Ama, o hıçbır za-
man "Devlet Sanatçısı" olmadı. Eminım, aklından bi-
le geçmedi böyle bir şey. AST'ın sanatçısı, halkın sa-
natçısıydı o...
Umuyorum ki, Danıştay'ın aldığı karar, bir usul yan-
lışlığını düzeltmekten öte sonuçlara vanr ve "Devlet Sa-
natçılığı" kavramı yeni baştan tartışmaya açılır.
Kedilere sorarsanız. çoğundan aynı yanıtı alacağı-
nız kesin: "Devletın sanatçısı olmaz!" Ama, araların-
dan bir kısmının, "Yan cebime koyver!" dıyebılme ıh-
timalını de goz ardı etmeyelım. Sanatçının tarıhinde,
sürgünler, hapısler kadar, krala, kılıseye ya da burju-
vaziye sunulan hizmetlerın de yer aldığını ınkâr ede-
cek değilız. Ama, gene de bız "Devlet Sanatçısı" kav-
ramının sanatın bağımsızlığı ilkesi ıle hiç mi hiç uyuş-
madığını söylemekten gen durmayacağız.
•••
Sanat kurumlannın siyası etkilerden tumuyle bağım-
sız kalabilmesi ıçin özerk yapılanma şart. Aksi halde,
hep birkaç sıyasetçinin, birkaç bürokratın iki dudağı
arasından çıkacak hikmete bağlı kalacak sanatın öz-
gürlüğü. Ya da, son günlerde gordüğümüz gibi oto-
sansür mekanizmasını ateşleyen korkularımızın şid-
det dereçesine...
Ümit Ünal'ın "9", Tayfun Pirselimoğlu'nun "H/ç-
bir Yerde" filmlerine ışletme belgesı vermeyerek, Üst
Denetim Kurulu'na sunma karannı veren bıri sinema-
cı, dığeri gazeteci, iki arkadaşın düştuğü konuma ne
demelı? Belli ki, gözlerı iyice korkutulmuş, "Büyük
Adam Küçük Aşk"a işletme belgesı verdikleri için...
Sinema orgutlerimiz, bu iki filme verdikleri desteği,
ttandan Ipekçi'nin "Büyük Adam Küçük Aşk"\ndan
esırgediyse, suç kimde dersıniz? Korkuyu salan sis-
temde mi? Gerekli cesaretı gösteremeyende mi?
vecdtsayar ' yahoo.com
İSTANBUL FİLM FESTtVAÜ'NDE BUGÛN
• EMEK'te 10.30'da Bertin Almanya'dadır',
13.30 ve 19. OO'da 'Bolca Marfha', 16. OO'da
'GeçEvMk', 21 30da 'DonGiovanni'.
(0212293 84 39)
• ATLAS'ta 10.30'da 'Kaderi Arayan Adam',
13.30 ve 19. OO'da 'Ayazda Bir Yürek', 16.00 ve
21.30'da 'ffir Adam Kayboldu'. (0 212 252 85 76)
• SÎNEPOP'ta 10.30'da 'Sessiz Aşk\ 13.30'da
'Gregoire MouKn tnsantağa Karşı', 16. OO'da
'îhürasTomurcuklan'. 19 00 da Termini
tstasyonu', 21 30da 'Bir Aynastzm Postuİçin'.
(02122511176)
• BEYOĞLU'nda 10.30'da 'Stnıma', 13.30'da
•Belçika Canlandırma Sineması -1'. 16.00'da
'Belçika Canlandınna Sineması - II', 19.OO'da
'Fldel', 21 30da 'KBölgesi + Yaşam Mücadelesi'.
(02122513240)
• REXX'te 10.30'da 'Hany Nasd Ağaç Okra?',
13.30'da İki Kadın\ 16.00'da Paralel Dünyalar',
19.00'da 'Sammv ve Rosie tşi Pişirdi', 21.30"'da
'Martin tçin Bir*Şarkı'. (0 216 336 0112)
K Ü L T Ü R İ Ç İ Z İ K
K Â M Î L M A S A R A C I