Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 «NİSAN 2002 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
DEVRİMDEN, EVRİME.. TURHAN SELÇUK
DURUST
TABİATU
İSTAKBUL
EFEKDİSİ
IN
HARİKULÂDE
MACERAIARI
32 KISIM
TEKMİLİ
BİRDEN
' m'SİNİZ ?. ûûO !. ı'şTE.
- Nı/ECE-
TBMM'de oluşturulan popülist ve dinci ittifak 5 bin yıllık gerçeği yeniden anımsatıyor
En eskiüniforma: Türban• Milli Eğitim Bakanı
Metin Bostancıoğlu'na
karşı TBMM'de iktidar
milletvekillerinin de
katılımıyla "popülist ve
dinci" ittifak oluşturuldu.
Bu "türban
birlikteliğinin" tarafian,
sadece tarih bilincinden
değil, Atatürk
sevgisinden de
yoksundurlar. Bu, laik
cumhuriyete düşmanlığın
kutsal ittifakından başka
bir şey değil.
"Siimer tapınaklannda rahibeler
Tann namına seks yaptıklanndan
kutsal sayılmış ve diğer
kadınlardan aynlmaları için
başlan örttürülmüştür..."
(Muazzez tlmiye Çığ-Kuran, tncil
ve Tevmt'm Sümerdeki Kökeni)
OKTAYEKtVCt
Millı Egitim Bakanı Metin
Bostanooğlu'na karşı TBMM'de
iktidar miJletvekiJlerinin de
katılımıyla oluşturulan "popüfist
ve dinci'' ittifak, "türbanT
yeniden gündemin başına
çıkardı.Bu "baş bağlama"
tarzının, herhangi bir "baş
örtüsü" değil, şeriat düzenı
hedefinin "üniforması'' olduğu
herkes tarafından açıkça
söylenmediği sürece de aynı
gündem kimbilir kaç yıl daha
devam edecek.
"Açıkça" diyorum; çünkii bu
konuda gerçeği bilenler de
gizli\orlar... Türbanın,
demokrasıyi de reddeden bir
şeriaıdüzeni için "taraftarlığı
simgdediğmi" özel sohbetlerde
yana akıla anlatan siyasiler,
topluna karşı söylemlerinde aynı
"açıfcözlülük" içinde değiller...
"Heries" diyorum; çünkü
siyasL«rdeki bu çekıngenlik. kimi
aydırjrda da "özgürlükleri
savumna" adına var... Türbanı
ısrark "inanç hakkT. "Idşisel
giysi ercihi" vb. yorumJarla
"başörtüsü" ile eşıt tutan bir
soyleniyeğliyorlar...
Bu "anti-dinci" ve hatta bazılan
da "atefef görünen kimi
kesimler, şeriatçılann bu
üniformayı yaygınlaştırma ve
"meşrulaştn-ma" stratejilerine
onlardan daha büyük katkıyı da
yapabiliyorlar...
'Farfcir kadınlar Içln...
Oysa, ister popülist oy avcılığı,
ister şeriat özlemleri için, isterse
de özgürlük adına olsun, türbana
dolaylı ya da doğrudan destek ve
kadının "namasu" olarak da
savunanlara ağır gelecek; ama, bu
üniformanın ilk işlevi "genel
kadmlann fark editmesi" ıçindı...
Onlar ise rürbansızlar degil, tam
tersine "türbanhlar"dı...
I.Ö. 3000'lere uzanan ve
arkeolojik-yazılı buluntulara
dayanan bu tarihsel gerçek,
Muazzez İlmiye Çığ'm 1995'ten
bu yana üst üste baskılan yapılan;
"Kuran, tncil ve Tevrat'ın
Sâmer'deki Kökeni" kitabuıda
şöyle özetleniyor:
sadece "evlenmemiş'' olanlar
kaldı... Yani, henüz bir erkeğe
"bağrnıh" olmayan ve seksi
tanımayan kadınlar...
'Peçe'nln nedenl...
Bu Asur kuralı da şimdi özellikle
"genç kdan" türbanlı yapmaya
gayret edenier için ve okullara
türbanla girme lcavgası veren
kızlanmız açısmdan ilginç bir
"tarihsel çefişld" değil midir?..
Ayru çelişki, "Yahudüerin
Okullara bile türbanla girmek için eylem üstüne eylem yapan bu kızlanmız. böyJesine bir iiniformanuı tarih içindeki
kullamlma nedenlerini. türbanın geçmişte sandıklanndan çok farklı bir misyon yüklendiğiıû acaba biliyorlar mı?
hoşgörüyle yaklaşanlar eğer
"tarihe bakmasmr ve "tarihten
ders almasnu" bilselerdi; "5000
yılhk şu gerçeği'' göreceklerdi...
Türban, tarih boyunca
başörtüsünden hep "farkh" bir
"misyon" üstlenmiştir... Hele
tarihte ilk ortaya çıkış nedeni ve
binlerce yıllık mısyonu da yine
hep "özgürlükJerin kısırJanmasj"
ve her açıdan "insan haklanndan
yasaklanmanın" aracı olarak
kullanılmasıdır...
Belki şimdi türbanı. bir anlamda
"Sumer tapınaklannda rahibeler
genel kadın görevi yapıyorlardı...
Bunlar Tann namına seks
yaptıklanndan kutsal sayılmış ve
diğer kadınlardan aynlmalan için
başlan örtriirülmüştür..." (s. 29)
Peki, başlannı örtmeyen, böylece
"fahişeBğe rutsak" olmayan
türbansızlar bu konumlannı ne
kadar koruyabildiler?..
Yanıtı; yaklaşık "1500yıl"...
t.Ö. 15Ö0'lerdeAsurKrah,evlı
ve dul kadınlara da türban
zorunluluğu getirince, geriye
tarihiyle'' de geçerli...
Örneğin, Yahudi kadınlannın,
"evJendikten sonra" saçlannı
kesip başlannı peruk ya da
türbanla örttükleri biliniyor...
Aynı çağlarda "Yahudi fahişeler"
de diğer kadınlardan aynlmak
için yüzlerine "peçe" takıyorlar...
M.t. Çığ'ın aktardığına göre,
Tekvin'deki bir öykü bile
arkeolojinin bu bilgisini bakın
nasıl dogruluyor:
Yahuda'nın oğlu ölünce, gelinini
ikinci oğluna venyor... O da
ölünce bu kez üçüncü oğluna
vermiyor... Buna kızan gelin,
"yüzûnü peçeyle örferek" fahişe
rolü oynayıp kaynatasıyla
yatıyor...
Kuran'da türban yok...
Görünüyor ki türban, bugün
yüklenmek istenen anlamının da
tam tersi niyetle ortaya çıkmış ve
birkaç bin yıl bu farklı
misyonunu sürdürerek tektannlı
dinlere kadar kullanılmış...
Hıristiyanlarda "rahibelerin
örtünmesine" dönüşürken,
Islamda ise sadece; "kadmlann
ziynetlerini göstermemelerini"
öngören ayetlere yansıdığı
yorumlan var...Oysa yine M.t.
Çığ, ilgili rüm ayetlere bakarak
"bu zrvneder kimi ayetierde
kadının vücudu, kimilerinde de
takılandır" saptamasıru da yapıp,
Kuran'da aslında "türbanın
obnadıgınr da kanıtlıyor...
Çünkü kadının başı, örtülmesi ve
gizlenmesi gereken bir "zhTiet"
olmadığı gibi, türbanın binlerce
yıl kadına yüklediği "farkh
kimlik" Jslam'ın sürdürmek
istemediği davranış türlerinden
biri...
Özgürlük Karşıtı' İttifak
Peki, şimdiki "cahil gericiler" bir
yana, şu üniversitelere de
türbanla girmek isteyen
kızlanmız, şu okumuş-yazmış
siyasetçilerimiz ve hele şu pek
"âvdın"
özgürlük yanhlanmızın,
tslamiyetin bile tarihe terk ettiği
bu "üniformada" böylesine
ısrarlı bir inat içinde olmalan
acaba neyi gosteriyor?..
Uygarlığın köklerinin ve özellikle
Sümer kültürünün günışığma
çıkması, Atatürk sayesinde
oldu... Dikkat edin, bu "türban
birlikteliğinin'* taraflan, sadece
"tarih bflbıcinden" değil,
Atatürk sevgisinden de
"yoksun"durlar... TBMM'deki
ortaklık da bu nedenle
özgûrlükleri savunmak yerine,
asıl özgürlük güvencesi olan
"Laik Cumhuri\et"e
düşmanlığın "kutsal ıttifakmdan"
başka bir şey değil...
DUZYAZI
ORHAN BİRGİT
Gübre ile Beslenenler...
Birtarım ülkesı olan Türkiye'de, üreticinin ihti-
yaçlarına yardımcı olmak amacıyla kurulmuş
Gübre Sanayii Anonim Şirketi'ni de 1998 yılında
özelleştırme kapsamına almışlar. Bu kamu ikti-
sadi kuruluşunun önünde, özelleştirmeyi tamam-
laması için verilen beş yıllık süre 20O3'te sona eri-
yor.
Gelecek yıl, TÜGSAŞ'ı da özelleştirmek için ha-
raç mezat satışa çıkaracağız.
Ama bu özelleştirme karşılığında bizim Hazi-
nemizin, bol sıfırlı rakamlarla dolu bir satış bede-
li varsa, 2003 yılında o makamda oturacak so-
rumlunun şimdiden avuçlarını yalaması gerekti-
ğini ortaya koyan bir haber, MHP Aydın Millet-
vekili ve KİT Komisyonu Üyesı Bekir Ongun'un
yaptığı küçük bir araştırma ile ortaya çıkıyor.
Dünkü Sabah gazetesinde, bu araştırmanın
özeti, gazeteci Nevin Bilgin'ın verdiği çarpıcı bir
baberle anlatılıyordu.
TÜGSAŞ, bir zarar erozyonuna girmişti!
1998'de özelleştirme kapsamına alınırken ça-
lışmalann 1.5 yılda tamamlanacağı söylenilmiş,
sonra programdaki sürenin 2003'te tamamlan-
masına rıza gösterilmışti.
Ve, hangi anlı şanlı politikacımızın marifeti ise,
bu hazırlıklan yapması için TÜGSAŞ Genel Mü-
düıiüğü'ne getirilen Şahin Cengiz'in saltanat
dönemi başlamıştı. Türkiye'nin gübre sektörün-
deki tek KlT'inin bu sayın genel müdür ile birlik-
teyönetiminiüstlenen "uzmankadro"nunemek-
li bir tümgeneral başkanlığında, birserbest mu-
hasebecı, bir kimya öğretmeni, iki diş hekimi, bir
veteriner hekim ile bir de avukattan oluştuğu an-
laşılıyor. Denetçilik görevi, Kütahya Gazeteciler
Cemiyeti Başkanlığı'nı da yapan bir gazeteciye
verilerek meslek etiğı kurallanna bir de gübre ka-
rıştınlmış oluyor!
Sen böyie yaparsan zarar etmez mi?
KlT'leri amacından saptıran. yani uzmanının yö-
netimi yerine, dost, ahbap, partili, yandaş yöne-
timine veren o kahrolası hastalığın, bu kez mes-
lektaşımıza göre, genel müdürün ağırlığını ken-
di hemşerilerinden oluşan bir ekibe davetiye çı-
karttığı, onların da bizım gübre ile ilgımiz ne so-
rusunu sormadan, bordroları imzalamak için
gübre üretiminin üstüne oturduklan ortaya çıkı-
yor.
Elbette, ücretlerının yani sıra makam odalan,
sekreterler, telefonlar, asıl işlerinden TÜGSAŞ'ta-
ki çalışmalanna gidip gelirken verilmesi yasal
olan harcırahlar da caba.
Belki, yıl sonunda âdet böyledirtüründen da-
ğıtılan ek huzur haklan da!
Bir emekli asker, iki diş hekimi, bir veteriner,
bir öğretmen, herhangi bir muhasebeci ve avu-
kat, gübre üretiminin oluşumundan başlayarak
pazarianmasına, rantabl çalışmaya ne kadar il-
gi duyacaklar ise öyle bir basiretli yönetimin so-
nunda kurumun bilançosunu merak etmez mi-
siniz?
2000 yılında 25 trilyon. Daha sonraki yılda ise
daha da katlanarak 65 trilyon!
Kimin cebinden çıkıyor bu 90 trilyon?
Genel müdürü öneren sayın bakanın mı? Işi
araştırmadan atamayı yapan öteki üst düzey
makamlarda oturanlann mı?
Türkiye'de ne zaman. tekerlegi bataklığa sap-
layanlara, arabayı kurtar da görelim dendi ki?
TÜGSAŞ'ın zarannı, elbette öncelikle orada ça-
lışan işçilere ödetiyoruz. Gübre fiyatlarına zam
üstüne zam bindirerek üreticilere ödetiyoruz.
Aman bizim örgütten falanca arkadaşlara şu
sizin bakanlıkta münasip bir iş bulalım, diyen il
ya da ilçe başkanına ödetiyoruz. O arada aklı-
mıza gelirse, o örgütteki yandaşımıza, çevresin-
de kayırmalı bir müteahhit/ik işi ayarlayarak den-
geyi olabildiğince sağlamaya çalışıyoruz.
Ve bütçe açığını kapatmak için vergileri bindi-
rerek tüm insanlarımıza ödetiyoruz!
Ne o genel müdür, ne öteki emekli generali,
veterineri, öğretmeni, diş hekimi, avukatı ve mu-
hasebecisi ve dahi başka kurumlardaki benzer
arpalıkların çevresindekiler, "Biz bu işten anla-
mayız"\n sözünü bile etmeden, kim bilir kaç de-
fa kendilerini atayan makama saygılannı, min-
netlerini sunuyorlar.
Işte o minnet borcu ile de kuruluşta çalışan bir
ahçı ile berbere, daha fazla maaş almalannı sağ-
lamak amacı ile daire başkanlığı unvanı verilme-
sini tekl/f eden genel müdür yazısına, düşünme-
den "olur" imzasını atıveriyorlar.
Osmanlı şairinin "Yiyin efendıleryıyin, bu ha-
nıiştiha sizin. Doyunca, patlayıncaya kadar, tık-
sınncaya kadar yiyin" sözlerine acaba "gübre bi-
le olsa yiyin" diye eklemek, çevrede çok mu
tepki yaratır?
Faks: 0212- 677 07 62 obirgit« e-kolay.net
ENTERNET /MEHMETSUCU mehmet@cumhuriyet.com.tr
Bağımsc bip yasa gerekli
Radyo Televızyon Üst
Kurulu Başkanı Nuri Ka-
yış internetın RTÜK Ya-
sası kapsamında değer-
endirınesinin doğru olmadığını dile getiriyor.
(ayışî/rıca internette yayın yapanlann yılgın-
ğa uçamamalan gerektiğinı söyledi. Işte Ka-
•ış'ın -edyakronık sıtesinde yer alan sözlerı:
"Intenetözel birihtısas konusudur Bağım-
ız bir asayla eie alınması gerekir. Ayrıca in-
Bmetayımcılığının böylebiryasaya gerek du-
up d: madığı tartışmalıdır. Genel hukuk ku-
illan -.zrçevesinde internette yayın yapanlar
asalin uymak zorundadırlar. Anarşı olsun
•tem :nız, ama böyle sert hükümler konu-
rak, iberleşme özgürlüğünû pek çok ga-
?tey(pre çok daha iyı kullanan, halka ha-
erultitrmada önemli bir fonksiyon üstlenen
tern- kuruluşlan ağır cezalaha karşı karşı-
i btr&maktadır. Benyılmayacaklannı düşü-
jyor-. yılmamalan gerekir çunkü..."
Tün e Bilişim Vakfı Başkanı Faruk Ecza-
başG ıntemete ilişkin düzenlemelerin RTÜK
îsas dan çıkarılması gerektiğinı belirtiyor.
inte'stın kendine ozgü yapısından kaynak-
nan sllıklere ilişkin düzenlemeler yapılma-
în kir.n kapsamına alınmasının, sorunlann
izürBimesınden çok yeni sorunlann doğ-
masına neden olacağını ifade eden Faruk Ec-
zacıbaşı, "internet içinyasaldüzenlemelerya-
pılmalı, hukuk şemsiyesi altına alınmalıdır. An-
cak, intemet iletişimi veyayıncılığının, gelenek-
sel medyalardan çok farklı yapısal özellikleri
nedeniyle, aynı çerçeve altında elealınması son
derece sakıncahdır" diyor.
İnternetın çalışma, üretim, ticaret, iş yapma.
eglenme, öğrenme, yönetme gibi yaşamın tüm
boyutlarında köklü bir değişimin simgesi ola-
rak insanlığı "Bilgi Toplumu" diye tanımlanan
yeni bir toplum biçimine taşıyacak temel un-
surlardan bıri olduğuna dikkat çeken Eczacı-
başı sözlerini şöyle surdürdü: "Bılgi Toplu-
mu'nda düşünsel emek, bilgi, bilim, teknolo-
ji, araştırma/ geliştirme ve bilgi teknolojilen
en önemli itici güçlerdir. İnternet bireyler, ku-
rumlar ve ülkeleriçin stratejik önemdedir. Bu
teknolojidenyeteri kadaryararlanmayan ülke-
ler, kurumlar ve bireyler gelişme yolunda cid-
dibirtehditaltındadır. İnternet Türkiyemiz için
birtercih konusu değil, zorunluluktur. Demok-
ratikleşmeye en ciddi destektir. Dünya ile bü-
tünleşmek isteyen ülkemizin intemet konu-
sunda geri kalmaya tahammülü kesinlikleyok-
tur. Avrupa Birliği'ne girmek isteyen Türki-
ye'nin 'internet' olgusunu en az Avrupa Birli-
ği kadar cıddiye alması gerekir."
RTÜK yasası ile birlikte internete
sınırlama getirılmesı tartışmalan ye-
niden alevlendi. Ancak tüm bu tar-
tışmalan internetın gerçek anlamıy-
la sansürlenemeyeceğini bilenler bi-
raz müstehzi gülümsemeler ile izle-
di. Hatta internet sıtelerınde ve ma-
il gruplarında sanal âleme ilişkin dü-
zenlemelerin tek bir yasayla sınırlı kal-
mayıp pek çok uygulama ile yapıl-
ması gerektiğini dile getırenler de
oldu. Işte bu şakalardan birdemet:
• İnternete girerken kullanıcı adı
ve şifrenın yani sıra kimlık de sorul-
sun. Kimlığini ibraz edemeyen in-
ternete giremesin.
• Taşıt pulu gibi "modempulu" di-
ye bir şey olsun. 6 ayda bir Ziraat
Bankası'ndan pul alıp modemın gö-
rünen bir yerine yapıştıralım.
• Microsoft outlook ve icq'nun
yasaya uygun yeni versiyonu çık-
sın. Bu versiyonda send/yolla buto-
nunun yanına "İki nüsha da savcı-
ya yolla" butonu eklensin.
• İnternet üzerinden oynanan 'co-
unterstrike'üe bundan böyle kimse
terörist olmasın. Herkes polis olsun.
Oyuna "devlet bakanı" adında bir
karakter eklensin, herkes bakanı ko-
Yeni düzenleme önerileri
rusun. (Tanrı Türk'ü Korusun)
• Türkçe vvindovvs gözden geçi-
rilsin. Bundan böyle "Bilgisayarge-
çersiz bir işlem yürüttü. Kapatılacak"
yerine ekranda, "Bilgisayar devle-
tin âli menfaatlanna aykırı bir işlem
yürüttü, mühürlenecek. Lütfen el-
lerinizi başınızın üzerine koyup ye-
re uzanın" yazsın.
• Nick (takma ısim) almak ve ver-
mek devletin tasarrufunda olsun.
Kırmızı nick ve yeşii nick kavramı
getirilsin. Milletvekillerinin nicki kır-
mızı olsun, sonradan gurur duyaca-
ğımız insanlara yeşil nick dağıtılsın.
• Chat odası idare amirliği kurul-
sun.
Çiftçiyi destekleyen devlet, site
sahiplerinı de desteklesin. Devlet
"destekleme tıklaması" yapsın. Tık-
lama başfiyatı açıklansın, hangı si-
te ne kadar tıklandıysa devlet yar-
dımda bulunsun. Eş dost sıte açsın,
devlet habıre tıklasın, vergıler çarçur
edilsin.
• İnternette beklenmedik anlar-
da çevirmeler yapılsın. Bir linke tık-
ladığımızda anıden Beyoğlu Emni-
yet Müdürlüğü sitesine yönlenelim,
orada ifademiz alınsın.
• İnternet bağlantı hızına sınıria-
ma getirilsin, kamyon sahipleri haf-
ta içi internete giremesin.
• Erotik sitelere herkes yattıktan
sonra girilsin. Bu zararfı sitelere sa-
dece 5 dakika bakılıp çıkılsın.
• İnternet Istiklal Marşı ile açılsın,
hat kesildiğinde ekrana necefli maş-
rapa çıksın.
• İnternete tek ve çift uygulama-
sı yapılsın, ayın tek günlennde tele-
fon numarası tek sayı ile bitenler, çift
günlerinde telefon numarası çift sa-
yı ile bitenler internete bağlanabilsin.
• İnternet vergisi uygulaması ge-
tirilsin, belli bant genişliği üzerinde
olan kullanıcılardan ekstra olarak;
'lüks vergisi' ve 'ek internet vergi-
si' alınsın.
• Bağlantılannı yurtdışından yapan
'isp'lere ithalat-ihracat belgesi zo-
runlu hale getirilsin.
• Son olarak, yasa hazırlanırken
Banu Alkan'ın da fikrı alınsın.
• Bu yasalar Resmi Gazete'de ya-
yımlandıktan 1 dakika sonra kendi-
ni imha etsin.
Peki bu yeni düzenlemeler bize
neler kazandıracak:
Milli gelirimız 2000 dolardan kısa
bir süre içinde 2500 dolar düzeyine
ulaşacaktır.
Demokrasimiz, bir gün dünya de-
mokrasi şampiyonlar ligi düzenlen-
diğinde üst üste 15 kez şampiyon
olarak 3 yıldız takmaya hak kazanan
ilk demokrasi olabüecektir.
Valiliklerde, mahkemelerde, bü-
rokraside iş yapmamaktan, boş otur-
maktan doğan psikolojik sıkıntılar
giderilecek, hergün yüz binferce di-
lekçe, imza, fotokopi, arşıv gibi son
derece ülke ekonomisine değer ka-
tan etkin işler doğacaktırl.
Tam olarak yasaya uygun hareket
eden haber vb. siteleri, kendilerini bir
ile beş yıl arasında güncelleme hı-
zına erişerek haberlere, duyurulara
nostaljik değer katacaktır. Ayrıca
dünyanın en yavaş site yenileme re-
korlannı ülkemizin elinden kimse
alamayacaktır. Zaten çağımız da hız
çağı değil, "gün ola harman ola,
acele işe şeytan kanşır" çağıdır.