23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 NİSAN 2002 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA SAGLIK DEVRİMDEN, EVRİME. TURHAN SELÇUK DURUST TABİATLI İSTANBUL EFENDİSİ "iBDİfLCANBAZ1 IN HARİKULÂDE MACERALARI 32 KISIM TEKMİLİ V BİRDEK v^fc "-??-,* H f *„ "* x,^_^.jy-- 50 yaşın üstündeki kadınların yüzde 40'ında görülen osteoporoz, erkekleri de tehdit ediyor Kemikteki sessiz salgın• Cenevre Hastanesi Kemik Hastalıklan Bölüm Başkanı ve Uluslararası Osteoporoz Vakfı Başkanı Prof. Rene Rizzoli, kemiğin osteoporoz durumunda kınlgan ve hassas bir duruma geldiğini söyledi. SAADET USLU 50 yaşın üstündeki her 100 kadın- dan 40'ını etkileyen osteoporoz hâ- lâ önemsenmiyor. Erkekleri de etki- leyebilen hastahk genelde. "komşu- mun sorunu, kaynanamın sorunu" gibi bahanelerle göz ardı ediliyor. Cenevre Hastanesi Kemik Hasta- lıklan Bölüm Başkanı ve Uluslara- rası Osteoporoz Vakfı Başkanı Prof. Rene Rizzoli, insan iskeletini oluş- turan kemiğin osteoporoz durumun- da kınlgan ve hassas bir duruma gel- di|ini söyledi. Merk Sharp Doh- me'nin toplantısı için Istanbui'a ge- AMELtYAT YETERStZ~ Böbrek nakli konusunda sınıfta kaldık NEVZATDtVDAR MAGOSA - Hipertansiyon, prediyaliz ve böbrek nakJı alanında yapılan son araşrırmalann tartışıldığı "Nefroloji Sempozyumu"nda Türkiye'de böbrek yetmezliği tedavisinde yaygın olarak diyaliz yönteminin iıyguiandığı belırtilerek "Kronik böbrek yetmezliği tedavisinde uygun olan yöntenı böbrek naklktir. Böbrek nakli konusunda istenilen seviyede olamamamız göz önüne alındığında ülkemizi 2 nıilyar dolar zarara uğraüyor" denildi. Roche ilaç firması tarafından 5-7 Nisan'da Kıbns'taki Magosa Salamis Otel'de düzenlenen sempozyumda konuşan, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakiltesı Öğretim Cyesi Yrd. Doç. Dr. Vühan Gürkan Türkiye'de 200 yılı sonu itibanyla nakil bekJeyen hasta sayısının 3595 oldığunu ve bunlardan yalnız 45O"iüıifJ ameliyat olabildiğini îöylidi. Gürkan. "Bu hastahklarda redailerin maliyeti çok yüksek. 4 ,Tİhl bir teda\i süreci göz önüne üınağında böbrek nakli lemMtiyalizden 37 bin dolar, >erion divalizinden ise 45 bin dolar ıcua maloluyor" dedi. »r nllvonda 5 klşl staıbul Üniversitesi Tıp Fakültesi )ğrttim Cyesi Doç. Dr. Aydın 'ürinıen de "Tedavide diyaliz ya a l>brek nakli sözkonusu. İdeai >dai yöntemi böbrek nakli. Bl'de de milyon kişi başına yılda ) îlı50 arasında nakil yapılıyor. Ikenizde ise miiyon kişi başına 5 ışiy ancak nakil yapılıyor" dedi. ANKARA ÜNÎVERSfTESl TIP FAKÜLTESİ GENEL CERRAHÎ ANABİLİM DALI Varis tedavisindeyeniyöntem ANKARA (AA) - Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı, varis tedavisinde yeni bir teknik kullanmaya başladı. Genel Cerrahi Anabilim Dah'nda, kapak yetmezliği bulunan toplardaraar çıkanlmadan işlevini yitiren kapağın tedavisini içeren bir yöntem uygulandı. Prof. Uğur Bengisun, varisler ve onlann ağır tiplerini içeren kronik venöz yetmezliğinin (müzmin toplardamar yetmezliği) toplumda en sık karşılaşılan damar hastahğı olduğunu söyledi. Varis tedavisinde yeni bir teknik kullandıklannı söyleyen Prof. Bengisun, toplardamar sistemindeki yetersizliklerin eskiden damann tümüyîe dışan çıkanlarak dışardan bir destek olmadan tamir edildiğini anlattı. Bu yöntemi uyguladıklan ve sol bacakta aşın ağn ve şişlik yakınmasıyla kendilerine başvuran 34 yaşındaki bir kadın hastanın yüzeysel toplardamar sisteminde yetersizlik saptadıklannı belirten Prof. Bengisun, bu damann gelecekte yapılacak by-pass ameliyatı için önemli bir kaynak olduğunu ve bu nedenle korunması gerektiğini vurguladı. Prof. Uğur Bengisun, hastaya lokal anestezi alönda yetersiz kapağın bulunduğu bölgeye dışandan destekleyici bir ameliyat yaptıklannı açıkladı. Hastanın, işlevini yerine getiremeyen damar kapağının, damar çıkanlmadan tamir edildiğini. yetersiz damann üzerine dıştan koruyucu bir talıf şeklindeki sentetik bir materyal yerleştirdiklerini belirten Prof. Bengisun, hastanın ameliyat edildikten birkaç saat sonra taburcu edildiğini anlattı. Bu yöntemin kullanılabilmesi için hastahğın çok ilerlemiş varis halinde olmaması ve hastanın yaşının uygun olması gerektiğini söyleyen Prof. Bengisun, yöntemin yalnızca kapak yetmezliği bulunan hastalarda uygulanabileceğini de ifade etti. len Rizzoli, hasta kişinin sağlıklı ki- şiden ilk etapta aynlamayacağına da dikkat çekerek hastahğı, "sessizsal- gm" olarak tanımladı. 50 yaş üzeri kadınların yüzde 40'ında kemik kı- nğı riski olduğuna dikkat çeken Riz- zoli, "Omurgadakınkvarsakisinin boyu kısalır, vücut deformasyonu olur. HastahkAvrupa'da o kadar yay- gm ki bu hastalara özel giysi üreten fîrmalar var" dedi. Kalça kınğı ge- çiren 5 hastadan birinin 1 yıl içinde ölme riski olduğunu da ifade eden Rene Rizzoli, bu tür hastalann sos- yal yaşantılannın da çöküntüye uğ- radığını anlattı. Hastahğın görülme sıklığınin yaşam süresi uzadıkça ar- tacağını belirten Rizzoli, tedavisiy- le ilgili ise şunlan söyledi: "Osteoporozun yapısını artık an- lıvoruz, kemiğin moleküler yapısını da öğrendik. Hastada herhangi bir kınk oluşmadan önce hastahğı ta- nımlamak mümkün. Önleyici teda- vilervar. Yeni çıkan üaçlar çoketkin, ancak hergün kulanımınm gerekme- si hastalann tedaviyi aksatmalanna neden oluyor. Şündi haftada bir kul- lanılan üaçlarçıkö. Tedavi düzenli >a- pılırsa biz iki lonktan birini önle>e- bileceğimizi düşünüvoruz." Rizzoli, kemik yoğunluğunun en üst noktaya ulaştığı 20 yaşına kadar olan aktivitelerin çok önemli oldu- ğunu söyledi. Rizzoli, "Ergenükdö- nemindeçocuklannfîzikselhareket- leri sağlanmalı. Bir deri bir kemik mankenlerin görünrüleri özellikle genç kızlara körü örnek oluyor. Den- geb' beslenme>en genç kızlarda adet kesili\or \e kemikler olumsuz etki- leniyor.60yaş üstündeisekemik uzun süre kalsrnjmsuz kalma>a uyum sağ- layanıaz. Günde 1 gram kaki>unı ai- malrviz. Bumın en kolay yolu 1 ütre süt içmek" diye bilgi verdi. Erkekler de rlsk altında Hastahğın sıklıkla olmasa da er- keklerde de görüldüğünü ifade eden Prof. Rizzoli. neden az görüldüğü- nü ise şöyle açıkladı: "Erkeklerin ke- mik yapılan daha güçlü. Menapozu v^şanuyorlar, hormonlan birden bi- re kesihniyor. Çok sigara içtiklerin- den kadınlar kadar uzun yaşamıyor- lar. Ama son dönernde sigara içimi de azaldıkça hastahğın erkekler için ciddi bir sorun haüne geleceği düşü- nülüyor." PET YÖNTEMÎ Nükleer tıpta çığır açan teknoloji Ozel olimpiyata özel hazırlık İstanbul'da mayıs aymda düzenlenecek 'Özel Oh'nıpiyaüar"' için yapılan hazuiıklar sürüyor. Ovunlarda Türldye'yi en iyi şeldlde temsil ermek isteyen zihinsel özüriü öğrenciler, çahşmalannı yoğunlaştırdı. Antah a Akdeniz Üniversitesi Beden Eğitimi ve Yüksek SporOkuhı'nda zÛıinsel özûrlülere yönelik baskerboL yüzme, atletizm. cimnastik ve masatenisi dersleri veriliyor. (Fotoğraflar: AA) Son 10 yıl içinde büyük gelişme kaydeden ve nükleer tıpta çığır açan "ft)zitron Emisyon Tomografi" cihazı (PET) Acıbadem Hastanesi'nde hizmete sokuldu. PET yöntemiyle vücuda zarar \'ermeden organlann biyolojik ve metabolik işlevleri incelenebiliyor ve yüzde 75'i kanser olmak üzere kanserin hangi ewede olduğu belirlenerek erken tamda çok önemli sonuçlara ulaşıhyor. Acıbadem Sağlık Grubu Nüİdeer Tıp Uzmanı Prof. Dr. Hikmet Bayhan. PET cıhazuun kalp hastalıklannda da kullanıldığına işaret ederek şöyle konuştu: "Bir koroner arter hastasının ameliyat edilip edilmeveceğine karar verilirken PET cihazından jararlanıyoruz. Bu cihazla kalp krizi geçiren bir hastada kalp kasının hücrelerinin canlı olup ounadığının saptanması olası bir durum. PET cihazıyla \apılan uygulanıalann yüzde 10'hık bölümünü de bevin hastalıklan ohışturuyor. En önemli bunama nedeni olan alzheimer hastahğına PET cihazı\1a tanı koyabUhoruz." PET in farkı PET cihazımn diğer yöntemlerden farkına da değinen Bayhan "Gama ışuu yayan radyoaktif maddelerin çok nadirleri djşuıdakilerin hiçbiri vücuttaki moleküller içerisinde bulunma/Jar. Doğal olarak yoktur. Ojsa pozitron jajan radyoaktif maddelerin hemen tünıü \iicut içindeki moleküllerde yer alan atomlann radvoaktif tipleridir. Bu vücuttaki her şeyi inceleyebilmemiz anlanuna gelir" dedi. DUZYAZI ORHAN BtRGfT Aykın Düşünen Bir Yahudi... ABD'dekı Yahudi lobisınden Başbakan Ecevit'e. "soykınm" sözcüğünü kullandığı için sürekli tepki mek- tup/arı geldiği bildiriliyor. Son olarak da, Jinsa adın- daki kunjluşun başkanı David Steinmann, bir e- posta mesajında "Sayın Ecevito sözcüğü kullandı- ğında ne içiyordu, bılmiyorvm" demiş. Gerçi Başbakan, DSP Grubu'nda yaptığı konuş- mada, Israil'in Filistinlileri karşı soykınm kullandığı yo- lundaki suçlamasını, aynı gece iç ve dış tepkilen'n al- tında hafifletme gereğini duydu, ama o nihayet bir ülkenin hükümet başkanı olduğu için ağzından çı- kacak her sözcük, resmi bir kimliğe bürünebilir. Israil Başbakanı'nın da Filistin'e karşı yürüttüğü giz- li savaşta izlediği stratejinin soykınm da içerdiğini, sade bir Türk gazetecisi olarak ben de bu sütunda yazmıştım. Ve bu görüşü ileri sürerken tüm Israillile- rin değıl, işbaşındaki hükümetin bile bütün üyeleri- nin suçlama kapsamında olmadığını biliyofdum. Nitekim Şaron'un başkanlığındaki koalisyon hü- kümetinin Dışişleri Bakanı Şimon Perez, olup biten- ler karşısında yarı şaşırmış-yan suskun bir tutum iz- liyor. Üyesi bulunduğu kabinede alınmış bir karar ol- madığını yineliyor ve bu son olayda Şaron'un dev- letler hukukuna zorla soktuğu bir kavram olan "tec- rit edilme" oldubittisi içinde, kendi başbakanının Arafat'ı hiç kimse ile temas ettirmemekte kararlı ol- duğunu, çünkü yemin ettim dediğini söylüyordu. Perez'in kapalı kapılar arkasında daha açık konuş- tuğu, (srael'de yayımlanan Haeretz gazetesindeki bir haber \\e daha da belirginleşiyor. Dışişleri Baka- nı, Şaron'un şahinleşme politikasının geregi olarak Cenin Mülteci Kampı'nda ordunun yaptığının "kı- yırn" olduğunu söylüyor ve ekliyor: "Öldürülen Filistinlilerin görvntüleh, televizyonlar aracılığı ile dünyada yaytmlanınca çok zor durum- da kalacağız." Kıyam ya da soykınm, ne fark eder ki? Birmüftec'ı kampında suçsuz ve silahsız en az 100 Filistinlinin boylu boyunca yan yana yatan cesetle- rinin görüntüleri, bugün değilse bir gün elbette tüm dünyada bu topraklarda uygulanan soykınmm bir bel- gesi olarak. görmek istemeyen gözlere sokulmaya- cak mı? Israil Radyosu da Perez'in sadece Cenin'de de- ğıl, Nablus'ta da son zamanlarda öldürülen Filistin- lilerle ilgili görüntülerin, ülkesinin dünyadakı imajına ciddi biçımde zarar vermesinden kaygı duyduğunu söylediğini duyuruyor. Bakalım, Başbakan Şaron'un başlattığı bu kıyam ya da soykınm olayına aynı hükümetin dışişleri ba- kanı Perez'den gelen suç duyurusu kaç dünya tele- vizyonunun ilgisini çekecek? Ve acaba ABD'deki Yahudi lobısınin sözcüleri, Şimon Perez'in sözleri karşısında nasıl vaziyet alacaklar? Aslında bugün Kudüs'teki Israel başbakanlık ma- kamında Şaron değil, bir başka Yahudi politikacı, me- sela Perez bulunmuş olsaydı. Ortadoğu bir savaşın dışında kalacaktı; canlı bomba eylemcisi Filistinli ço- cuklann o aptalca girişimleri yüzünden aklı başında- ki her insan Arafat'a hem yüklenecek hem de "Ne duruyorsun? Bu cinayeti durdursana" dıye daha yüksek sesle çağrıda bulunacaktı. Ben de biliyorum ki. Israil topraklannda ve dünya- nın ötekı birçok ülkesınde Şaron'un şahin politika- sını onaylamayan sayısız Yahudi var. Ve onlar da bölgelerine banşın gelmesini istıyorlar. Bush'un, Dışişleri Bakanı Povvell'a yüklediği gö- revın, daha başından başanya ulaşamayacağını, ge- zinin programı bile ortaya koyuyor. Povvell'a "Şimdi Kudüs'te olmalıydınız. Fas'ta işiniz ne" sorusunu yönelten Fas Kralı ya da Suudı Prensi Abdullah'ın uyanlan, bu aşamada gerçek arabuluculuğu ABD'den daha çok başka ülkelerin üstlenmesınin daha ger- çekçi olacağını gösteriyor. AB, yavaş yavaş kendi- sine geliyor. Alman Başbakanı, bölgede bir BM ba- nşgücünün görevalmasını öneriyor. Solana, hiç de- ğilse telefonla olsun Arafat'a ulaşabıliyor. Kısaca, ABD'nın Ortadoğu politikasında gerçek- lerden çok, başkanın duygusallığının ağır basması- na karşı kıpırdanışlar büyüyor. Bu yüzden dün bırdenbıre gündeme düşen, Isma- il Cem ile Yorgo Papandreu'nun bölgeye gidip ta- rafiar arasında ateşkesi sağlama istekleri önem ka- zanıyor. Girişim, Yunan bakandan geliyor ve Ismail Cem. tek kelimelik bir koşul ile ortak müdahale is- teğine olumlu yanıt veriyor. Arafat ile görüşmenin sağlanması koşulu ile "el- bette" dıyor YineTel Aviv'e dönelim ve Israil Dtşişleri Bakanı Pe- rez'in, kendisinden Arafat ile görüşme isteğinde bu- lunan Türk parlamenterlere, "Bu görüşmeyi Dışişle- ri Bakanınızgerçekleştirecek" yanıtını verdığinin al- tını çizelim. Oysa dünyanın büyük patronu ABD'nın dışişlen ba- kanı, Arafat ile ancak şartlar elverirse temas edebi- leceğini söyleyerek gerçek arabuluculuk görevine hazır olmadığını, daha ilk adımda göstermiştı. Bölgede iki ulusun ve iki devietın varlığını kabul ede- rek kol kola bu iki ülkeye gitmeye hazırianan Türk ve Yunan dışişleri bakanlan. belki de bir ılki gerçekleş- tirerek Beyaz Saray'ın, baştan yanlış pusula ile be- lirlenen rotasını da düzeltmesine yardımcı olacaklar- dır. Faks: 0212- 677 07 62 obirgit@e-kolay.net Bifînçsiz diyet venem yapıyor • İZMİR (AA) - tzmır Veremle Savaş Derneği Genel Koordinatörü Kudret Güzeloğlu, bilinçsiz diyet yapanlann, vücut dirençleri düştüğü için vereme yakalanabildiklerini söyledi. "Günümüzde verem hastahğı zengüı, fakir dinlemiyor, sosyal seviyeye bakmıyor'" diyen Kudret Güzeloğlu, tzmir'de işadamı düzeyinde, belli bir mesleği olan ve ekonomik sorunlan olmayân çok sayıda kayıtlı verem hastası bulunduğunu bildirdi. Hastane enfeksiyonları • Haber Merkezi - Ülkemizde hastane enfeksiyonları ve buna bağh ölüm oranlannm azaltıhnası amacıyla çahşmalar yürüten Hastane Enfeksiyonlan Derneği'nin düzenlediği kongre 11-14 Nisan tarihleri arasında Ankara'da Sheraton Oteli'nde yapılacak. "Hastane Enfeksiyonlan Kongresi "nde dernek üyeleri ve uzman bilim adamlan, sorunlar ile çözüm önerilerini gündeme getirecekler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle