12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9ŞUBAT 2002 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Ifyet mektubu emeğe saldırı' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ÖDP Genel Başkanı Uruk Uras, Iş Güvencesi Yasa Tasansı'nın bir an önce yasalaşması için başlattıklan "Herkese tş, Çalışana îş Güvencesi"' kampanyasına destek almak amacıyla dün sırasıyla KESK, Hak-lş ve TMMOB'yi ziyaret etti. Uras'ın ziyareti sırasmda konuşan KESK Genel Başkanı Sami Evren, IMF'ye verilen son niyet mektubunu, yoksul halka ve emeğe karşı bir saldın olarak değerlendirdi. Türk-lş'ten Ecevife mektup • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk-tş, Başbakan Bülent Ecevit'e mektup göndererek Başbakanlık'a sevk edilen yeni kademeli emeklilik yasa taslağına ilişkin görüşlerini bildirdi. Türk-Iş, mektubunda, çalışanlann bu konudaki huzursuzluklannın giderilmesini isterken tekrar iptal söz konusu olmayacak şekilde bir düzenleme yapmak için kendi önerileri doğrultusunda yeni yasa taslağı hazırlanması gerektığini vurguladı. Arslan: Çürükleri temizliyoruz • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Emniyet Genel Müdür Yardımcısı ve sözcüsü Feyzullah Arslan, trafik polislerinin kanştığı suçlar nedeniyle son iki yılda 579 personelin görevinden ihraç edildiğini belirterek "Biz içimizdekı çürükleri temizliyoruz" dedi. Arslan, El Kaide örgütünün Türkiye'de eylem yapacağma ilişkin net bir duyumun olmadığını, ancak her türlü önlemi aldıklannı söyledi. Kmlarslan'a uyan cezası • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara DGM Savcısı Hakan Kızılarslan'm Atatürk'ü anma toplantısındaki konuşması nedeniyle ceza vermeme karan alan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ün yeniden inceleme isteği üzerine savcıya '"uyan" cezası verdi. Kurul, verdiği uyan cezasını savcuun geçmişteki sicil durumunu dikkate alarak kaldırdı. RTUK yine 'kararttı' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Radyo ve Televizyon Cst Kurulu (RTÜK), CÎNE 5'e7, ShowTVve atv'ye 2'şer, CNBC-e ve KanalD'ye Tergün yayın durdurma cezası verdi. Kurul, Radyo D'yi 2 gün kapatırken bölücü yayın yaptıklan gerekçesiyle Diyarbakır Gûn TV'ye 365 gün, Hedef Radyo'ya 7 gün, Hakkâri FM'e 3 gün kapatma cezası verdi. RTÜK. Tarkan'ın "Hüp" acilı şarkısının klibine, "Tiyanlar dikkate alaıarak değiştirilmesi" ncdeniyle ceza vermedi. Borçlarını ödeyemeyen Türkiye, 2002'de 2.5 milyar dolar daha arayacak MF'dengelenparayetmiyor BANUSALMAN ANKARA - IMF'den bu yıl içinde gelecek toplam 14 mıl- yar dolarlık ka>Tiağın yanya yakınının fona geri ödenme- sinden sonra kalan para, 80 mil- yar dolarlık borç ödemesinin ancak yüzde 7.5'ini karşılaya- bilecek. Türkiye, 2002'de 2.5 milyar dolar dış borçlanmaya gi- decek. Bunun dışında iç piya- sadan da yapılan borç ödeme- sinin yüzde 85'i oranında ye- niden borçlanılacak. Kamu ban- kalan da borçlann sürdürülebi- lirliği için 2002'de kullanıla- cak. Faizdışı fazladan 16.3 kat- rilyon lira, özelleştirmelerden de 1.3 katrilyon lira borç öde- mesine yama yapılacak. Hazi- ne, bu borç fınansman planının • Borçlanma programı, 2.5 milyar dolarlık dış borçlanma ile IMF'den sağlancak 7 milyar dolarlık kaynağa dayandınldı. Hazine borçlanabilmesi için, niyet mektubuyla, bankalara 'döviz riski ve faiz riskini güvence altına almaya çalışacağı' güvencesini verdi. gerçekleşmesi için, niyet mek- tubuyla, bankalara "döviz ris- ki ve faiz riskini güvence altına abnaya çahşacağı" güvencesi- ni verdi. IMF'ye sunulan niyet mektu- bunda, 2002 borç yönetim po- lirikası ortaya konuldu. Mek- tupta, "Kamu bankalan, mev- duadanndald 2002 yıhnda da sürmesi beklenen istikrarfa ar- uş ile bir yandan kalan kısa va- deli yükümhilüklerini kapatabi- lecek, diğer yandan da bütçe- nin içpiyasalardan karşrianma- sı öngörülen fınansman ihtiyaç- lannın gjderilmesine, eflerinde buhınan tahvillerin daha uzun vadeti kâğıtlarla takas edflmesi yohıyla katkıda bulunabilecek- tir" "denildi. Borçlanma programı, 2.5 mil- yar dolarlık dış borçlanma ile IMF'den sağlancak 7 milyar do- larlık kaynağa dayandınldı. 2002'de 98.2 katrilyon liralık iç borç geri ödemesinin de 63.6 katrilyon lirası yeniden içeri- den borçlanmayla, 10.8 katril- yon lirası kamu kurumlanndan borçlanmayla, 16.3 katrilyon li- rası faizdışı fazlayla, 1.3 kat- rilyon lirası özelleştirmeyle kar- şılanmaya çahşılacak. Niyet mektubunda, "Yeni iç borç ihraçlannda, bankalann döviz riski ve faiz oranı riskle- rini güvencealtmaahnaibtiyaç- larmaözelönemverifccektir"de- nilirken bu kapsamda izlene- cek polirikalar şöyle sıralanı- yor: • Değişken faizli kâğıtlarla borçlanmaya devam edilecek. • Piyasa yapıcılığı Eylül 2002'ye kadar yeniden oluştu- rulacak. • Türkiye Bankalararası Fi- yat Teklif Oranı oluşturulacak. • Döviz cinsi veya dövize en- deksli borçlanma sürdürülecek. • Hazine'de iç ve dış borç yö- netimiyle ilgili olarak yürütü- len çalışmada ortaya çıkan öne- riler, 2002 ydı ortasına kadar ha- yata geçirilecek. Performans kriten olarak Türkiye, 2002 yı- lında 1 yıl ve daha az vadeli dış borç stokunu 1 miryar dolarda tutacak. Garantileri de kapsaya- cak biçimde Türkiye'nin 1 yıl- dan uzun vadeli yeni dış borç- lanması için performans krite- ri olarak 28 Şubat 2002 itiba- nyla 6.5 milyar dolar, 30 Nisan 2002 itibanyla 10 milyar do- lar, 30 Haziran 2002 itibanyla 11.1 milyar dolar sınırkonuldu. 2002 yılı boyunca ortalama nominal faiz oranının yüzde 69.6 düzeyinde olması bekleni- yor. Brüt dış borç stokununun 2002'de 118.7müyardolar,ka- mu sektörü net dış borcunun 58.1 milyar dolar olması öngö- rülüyor. Bütceye 1.9 milyar dolar kaldı Batık bankalara 3.5 milyar dolar ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Hazine Müsteşarlığı, 7 Şubat tarihinde Hazine hesap- lanna aktanlan 9. l mil- yar dolarlık IMF kredi- sinin nasıl kullanıldı- ğını açıkladı. Kredinin 3.5 milyar dolannı ba- tık bankalar için kulla- nan Hazine Müsteşar- lığı. 3.7 milyar dolarla Merkez Bankası'nda- ki SDRye endeksli tah- villerin erken geri öde- mesini yaptı. Kalan l .9 milyar dolar ise bütçe- nin fınansmanında kul- lamlacak. Hazine Müsteşarlı- ğfndan yapılan açık- lamaya göre, IMF'den gelen 9. l milyar dolar- lık kaynağın 3.7 mil- yar dolarlık lasmı Mer- kez Bankası'na daha önce SDR karşılığı ih- raç edilen 2.96 milyar SDR tutanndaki dövi- ze endeksli, vade ve fa- iz koşullan IMF kredi- si ile aynı olan iç borç- lanma senetlerinin er- ken itfası için kullanıl- dı. IMF kredisinin 3.5 milyar dolarlık bölümü ise bünyesindeki ban- kalara aktanlmak üze- re TMSF'ye verilen l milyar 58 milyon do- larlık ve 255.4 milyon Euroluk dövize endeks- li iç borçlanma kağıtla- n ile 2 katrilyon 277.3 trilyon liralık iç borç- lanma kağıtlannın faiz- leriyle birlikte erken it- fası için kullanıldı. TMSF'ye yapılan bu ödemeyle, TMSF ban- kalannm piyasaya olan toplam l milyar dolar- lık tasa vadeli döviz yü- kümlülükleri ödendi. Kalan kısmıyla ise Fon bankalannın Merkez Bankası'na olan borç- lan kapatıldı. 9.1 milyar dolarlık IMF kredisinden, Ha- zine'ye 1.9 milyar do- lar kaldı. Hazine bu miktarın konsolide bütçenin finansmanın- da kullanılacağmı du- yurdu. ÇtZMEDEN YUKARI MUSAKART r.BEKJ KORKULAR VOKTO& K4İ-A1AMAOİM B4M [email protected] Derviş ve Oral'ın imzaladığı mektup, vergi sistemi ve idari yapı konusunda taahhütleri içeriyor Para Fonu'na bir mektup dahaANKARA (Cumhuri yet Bürosu) - Türkiye'nin Uluslararası Para Fonu'na (IMF) niyet mektubu ve liderler mek- tubu dışmda, üçüncü bir mektubu da Devlet Bakanı Kemal Derviş ile Mali- ye Bakanı Sümer Oral imzasıyla vergi sistemi ve idari yapı konusunda ver- dikleri ortaya çıktı. IMF'nin Gelirler Genel Müdürlü- ğü'nün Maliye Bakanlığı 'ndan ayn bir müsteşarhk ya da gelir idaresi haline ge- tirilmesine yönelik önerisinin sert tep- kiye yol açması üzerine Bakanlar Ku- rulu'na imzalattınlan prensip karann- da, vergi sisteminde yapılacaklar ve idari yapmm güçlendirilmesine yöne- lik eylem planıyla yetinilmişti. IMF ve Dünya Bankası, bu eylem takvimini beğenmeyerek değişiklik yapılmasını is- tedi. Ancak, kamuoyunda oluşan has- sasiyet nedeniyle prensip karanmn bu şekilde bırakıhp açıklanmayacak bir mektupla IMF koşulunun yerine geti- nlmesi kararlaştınldı. Böylece. Derviş ile Oral' ın imzaladığı 3. bir mektup for- mülü uygulamaya konuldu. Açıklan- mayan 3. mektupta. vergi idaresinde yapılacak değişikliklere ilişkin taah- hütlere yer verildiği ileri sürülüyor. Bakanlar Kurulu'nun imzaladığı pren- sip karannda, Özel Tüketim Vergisi'nin nisan ayma kadar çıkanlması, devlet tahvili-bono-mevduat faizi gibi gelirler üzerindeki vergilerin uyumlulaştınl- ması, yatınm indirimlerinin toparlan- ması, vergi teşviklerinin aynı standar- da getirihnesi gibi düzenlemeler yapı- lacağı taahhüdü yer alıyordu. Dünya Bankası ile IMF'ye sunulan prensip karan kamuoyuna açıklanmaz- ken Maliye Bakanı Oral'ın bu hafta yaptığı basm toplantısında vergi refor- munun "AB'jie uvumhı" olduğunun açıklanmasıyİa yetinildi. Yapılacaklar da, "vergi mevzuaünı sadeleştirmek, vergi ödeme zamanlarmı gözden geçir- mek, istisna ve muafiyederi günün ko- şnDanna göre düzenlemek, vergi taba- m genişlediği ölçüde vergi oranlannda indiriminj)rograma bağJanması.AB'ye uyumhı OTV' çıkanhnası" olarak sıra- landı. İdari yapıya yönelik olarak ise "Getir idaresinde de yeterti sa\ı ve nite- tikte personel istihdam edilecekrir. Sü- rekK eğitim, insan kaynaklan yönetim stratejimiz olacaknr" denildi IRMKIAYDIN ENGİN [email protected] Sosyal demokrat harekette partileşme aşamasına gelenle- rin programları art arda yayım- lanıyor. Henüz partileşme kara- nnı vermeyenler ise çalışmala- rını yoğunlaştırdılar. Durmuş oturmuş CHP de kolları sıva- mış gibi. Yani Türkiye solunun sosyal demokrat kanadı, yıllardır ya- şamadığı, bizim de tanık olma- dığımız bir hareketlilik yaşamak- ta. Sosyalıst solda ise ÖDP de fırtınalı günlergeçirmekte. Çal- kantıyı kimileri bölünme, parça- lanrrıa, kimileri annma, ayrışma olarak niteliyor. Hem sosyal demokratlar ara- sındaki partileşen ya da partileş- meye çabalayan gruplann, hem sosyalist soldakı ÖDP'nin gele- cegi üstüne bu günlerden bir kestirimde bulunmak olanak- sız. Bir "sosyal vakıa"olup ola- mayacaklan, ayakları üstünde durup duramayacaklan, sağın muhalefetsiz iktidanna bir seçe- nek oluşturup oluşturamaya- cakları önümüzdeki gün, ay ve yıllarda bellı olacak. Sosyalist sol -en azından bu yazı için- bir yanda dursun. Biz gelelim sosyal demokrat- lara. Beş Parmak ve Yumruk Türkiye'de CHP dışında kal- mış, yani Deniz Baykal ile ay- nı parti çatısı altında buluşama- yacaklarım belirterek kendi yol- lannda gitme kararı alan grup- lar istesek de istemesek de "ön- der" konumundakilerte, en azın- dan sosyal demokrat hareket- te adı, ünü duyulmuşlaria anılı- yor. Bu bir Türkiye gerçegi. Ama gerçeğin doğru bir ilkeye yas- landığı söytenemez. Sosyal de- mokrasi, doğası gereği kişiler değil, ilkeler, program tercihle- ri üstünde tanımlanmak zorun- da. ömeğin butün sosyal demok- rat partilerin anası sayılması ge- reken Alman Sosyal Demokrat Partisi (SPD) son 30 yılda altı genel başkan, altı önder değiş- tirdi: Herbert VVehner, Helmut Schmidt, Willy Brandt, Oscar Lafontain, Rudolf Scharping, Gerhard Schröder... Ama parti bölünmeden, par- çalanmadan yoluna devam et- ti. Seçim kazandı, seçim yitirdi, ama birliğini korudu. Her biri sosyal demokraside birbirlerin- den bazan aynmcıklar (=nüans- lar), bazan ciddi aynmlar içeren çizgileri temsil ediyorlardı. Ama partinin sağlıklı yapısı bu dal- galanmaları bölünmelerin de- ğil, güçlenmenin kaldıracı ola- rak yaşamayı başardı. SPD bugün iktidarda. Oysa aynı zaman diliminde Türkiye sosyal demokratlan ara- sında CHP'deki bölünmelerle başlayan çekişmeter, bugün gel- di, partileşmiş ya da partileşme aşamasındaki gruplardan oluşan bir paramparçalıga dönüştü. Erdal Inönü'nin şemsiyesi al- tında bütün grupları buluştur- mak gibi niyeti iyi, anlamı komik birgirişim -iyi ki- suya düştü ve gruplar kendileriyle baş başa kaldı. Meydan da sağın bütün renk ve çizgilerine kaldı. Kimileri iktidar, kimileri mu- halefet partisi rolüne soyunmuş, parlamentodaki iskemleleri bö- lüşmüş, Türkiye'yi "idare" edi- yoriar. • • * Şu ana kadar, son kurultay- larda önemli bir programatik de- ğişiklik geçirmediğini bildiğımiz, ancak Genel Başkan'ın özgün açılımlanyla ciddi bir yol ayn- mında olduğunu gözlediğimiz CHP'nin programını biliyoruz. Sema Pişkinsüt önderlığin- de kuruluşunu da tamamlamış TDP'nin (Toplumcu Demokratik Parti'nin) programı daelimizde. Keza Tarhan Erdem - Yiğit Gülöksüz - llhan Tekeli'nın im- zalannı taşıyan ve "Yeni Olu- şumcular" olarak adlandınlan grup da "bir başlangıç tasanmı olarak" parantezine aldıkları programlarını yayımladılar. Bir de Mümtaz Soysal'ın ön- derlik ettiği bilinen "Bağımsız Cumhuriyet Hareketi" (BCH) taslak olduğunu belirttikleri bir programla kamuoyunun karşı- sına çıktı. Partileşme arayışları içinde oldukları bilinen, hatta kimileri- nin eli kulağında olduğu söyle- nenlerden MuratKarayalçının, SODEV çatısı altında etkinlik ve hazıriıklannı sürdüren Ercan Ka- rakaş, Aydın Çıngı ve arka- daşlarının, "kapalı kutu" Zeke- riya Temizel'in, tutumu henüz netleşmemiş Fikri Sağlar'ın ise program tercihlerini henüz bil- miyoruz. Bir sosyal demokrat çizgiye, partiye ilişkin değeriendirmenin ancak ve özellikle programları- na yansıyan tercihlerden çıka- nlması gerektiğine inanıyoruz. O yüzden toplu bir değerlendir- me için bir süre daha beklemek gerekeceği belli. Ama programları ele alma- dan, "ortadaki tablo"ya baka- rak da söylenmesi gerekenler var. Yapay, temelsiz, ideotojikfark- ları göz ardı eden, çocuksu bir "birleşin" çağrısını anlamlı bu- lamıyoruz. Ama beş, aftı, yedi parçaya bölünmüş bir sosyal demokrat hareketin ciddi birçe- kim merkezi oluşturamayaca- ğına, sağın renklerinden ibaret bir "iktidar- muhalefet" sarma- lının kırılmasını beceremeyece- ğine ise kesinlikle inanıyoruz. Beş parmak, beş ayn parmak kaldıkça, bir "e/"de buluşma- dıkça bir yumruk oluşturamıyor. Anlamsız ve temelsiz "birle- şin " çağnlan yerine içlerinden bi- rinin ötekileri de özümseyerek yükselmesini umut etmekten başka çare yok gibi. POLflİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Yüreğimîz Titrerken... Sanki havada bahar kokusu var... Ağaçlar Çiçeğe durmuş Akdeniz'de. Masma- vi birgökyüzü başımızın üzerinde... Toprak uyanmış!.. Içimizde çocuksu bir sevinç, içimizde dingin akan bir su, içimizde yannlann türküsü!.. Zamanın neresindeyiz söyler misiniz? Hangi tut- kudur bedenlerimizi alev alev saran anlatır mısı- nız? Farkında bile değiliz bunların!.. Kayısı dalında açan çiçek, ıhlamur ağacının yal- nızlığı bir düş penceresinde yüreğimizi titretse de ağaçlann kapkara örgüsü karşımıza çıkıyor... Ay ışığıyla yıkanan meyveler aydınlık günlerin habercisi oluyor!.. Ümraniye'de maviler giymiş bir günün ortasın- da oyun oynuyor çocuklar!.. Okullar ilkyan tatilıne girmiş!.. Bebek'te el ele tutuşmuş kızlar ve erkekler kış ortasında ilkbahan yaşıyorlari.. Yüreğımin içınden bulutlar geçiyor kırmızı, san, beyaz, mavi, yeşil... Anlamını yrtirmiş sevinçler ve acılar içinde olma- yın bugün... BirazgülümseyinL Isterseniz şarkılar söyleyin!.. Umutları ve aşklan çoğaltın!.. • • • Cezaevlennde yatan çocuklannızı düşünün, Kars akşamlannı yaşayın; Erzurum Gan'nda Dogu Eksp- resi'ni bekleyin; gün ağardığında Munzur Ça- yı'ndaoyalanın... Bugünlerde Fırat bir başka akar, Dicle ise kabar- mıştır... Malabadi Köprüsü'nde soluklanıp karşıki dağ- lara bakın, Mardin Çarşısı nda gümüş ışçilenyle konuşun!.. Söyleyin, var mısınız Şırnak'ta umut toplama- ya, Idil'de yaşamı coşkuyla kucaklamaya! Var mısınız özgürfüge, banşa, dostluğa, kardeş- liğe, insanca yaşamaya! Haydi konuşun, susmayın!.. Sanki havada bahar kokusu var!.. Mavi gökyüzü altında zaman ağaçlarına bakıyo- rum... Bağdat'ın kenar mahallelerinde dolaşıyor, yok- sulluğun boy verdiği insan manzaralanyla karşı- laşıyorum!.. Çocuklar ölüyor salgın hastalıklardan!.. Insanlığımdan utanıyorum!.. Bir çığlık yükseliyor Filistin'den, unutulmuş ve yapayalnız kadınlar, erkekler ve çocuklar için!.. Kıraç topraklarda Mehmet Derviş'ın Arap Ah- met'iyle tanışıyorum... Ahmet, süzülen bir yıldız gibi bakıp bakıp Hayfa'ya, kayboluyor sonra... Kekikten vetaştan bir Ahmet, kılıçlann kestiği bir gövdede yeniden doğuyor!.. Yaseminler açıyor, tek katlı, taş yapılı evlerin bahçelerinde!.. Bir kuş kanadında Söke Ovası'nı geçip Bafa'ya konuyorum; Gediz Ovası'ndan çiçekler topluyo- rum... Elimde soluk fotoğraflar!.. Karadeniz'de coşkuyum, Ege'de imbat, Çuku- rova'dasansıcak... Kızılırmak kıyısında sevginin öyküsünü yazıyo- rum... Söyleyin, var mısınız demokrasiyi yaşam biçimi olarak görmeye; var mısınız Uğur Mumcu'nun, Çe- tin Emeç'in, Ahmet Taner Kışlalı'nın gerçek ka- tillerini açıklamaya!.. • * • Sahi siz hiç vişne çürüğü sevdalan yaşadınız mı, siz kırlangıçlann öpüşmelerine tanık oldunuz mu.. sahi siz hiç sulara, göçmen kuşlara bakarak bir gülü dalından koparmadan kokladınız mı? Ağladınız mı hiç, hiç âşık oldunuz mu? Siz istemeseniz de kıracağız bileklerimizdeki ke- lepçeyi!.. Bakın, ağaçlarda inleyen rüzgâr. zamansız açan kayısı çıçeği, yırtılan gökyuzü, havada top- rak kokusu, yalancı bahan haber veriyor!.. Bir huysuz acıyla değil sevgiyte dokunacağız mor menekşelere... Var mısınız yannlara, banşa, dostluğa, sevgrye, kar deşliğe, özgürlüğe doğru koşmaya! Var mısınız dürüst ve onurlu olmaya! Var mısınız sevgiye, umırtlan çoğaltmaya, çete- lerden annmış, özgür ve demokratik birtoplum için birlikte olmaya!.. Varmısınız!.. hikmet.cetinkayawcumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Alt kademeye bir şey yok Görev tazminatı 20 yıllık memura EBRU TOKTAR ANKARA - Memur maaşlannın iyileştiril- mesini öngören karar- namede, 200 trilyon li- ranın dağıtımı sorun ol- du. Bu paranın memur maaşlannm iyileştiril- mesine yetmeyeceğıni düşünen hükümet, alt düzeydeki memuru göz- den çıkardı. Hükümet- te, 20 yılrnı aşan me- murlara yüksek görev tazminatı verilerek üst düzeydeki yöneticinin devlette tutulması gö- rüşü ağırlık kazanıyor. Kamudaki ücret den- gesizliğini gidermek amacıyla makam ve temsil tazminatı alan müsteşar. müsteşar yar- dımcısı, genel müdür, general ve yüksek yar- gıçlann dışındaki me- murlann maaşlannı art- tırmayı öngören yetki yasası uyannca hazırla- nan kanun hükmündekı kararname çıkmaza gir- di. Bütçedeki 200 tril- yon liranın memur ve emekliler arasuıda pay- laşunmı öngören karar- name, tüm meslek grup- lannın zam talebinde bu- lunması ve Içişleri Ba- kanı Rüştü Kâzmı Yü- cefcn'in polis maaşlan- nın artanlması yönünde- ki ısran nedeniyle yü- rürlüğe konulamadı. Başbakanlık'ta kurulan komisyon da çalışmala- nnı tamamlayamadı. Kamuda çalışan 2 milyon memura 200 tril- yon liranın dağıhmın- da zorlanan hükümet, kaynağın yetersizliği nedeniyle memur maaş- lannda iyileştirmenin sağlanamayacağı görü- şünde birleşti. Bunun üzerine iyileştirmeyi da- ha yüksek dereceli me- murlarla sınırlama fik- ri benimsendi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle