Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 9 ŞUBAT 2002 CUMARTESİ
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALİ StRMEN
Hay Laikler Kadar...
"... Kendilerine çağdaş yaftası takıp Atatürk-
çü ve laikgeçinenlerduysun diye söylüyorvm,
bütün bu haksızlıklann müsebbibi sizsiniz.
'Çağdaş uygarlık düzeyine ulaşacağız' derken
bu ülkeyi Kongo'dan daha geriye düşürenler
sizlersiniz. IMF'den üç kurvş gelecek diye ge-
'eceğimizi satanlar sizlersiniz...
...BizAmehka 'ya meşruiyet aramaya gitme-
dik. Meşruiyet halktadır, Hakk'tadır."
Bu sözler Necmettin Erbakan'ın değil, Ho-
ca'nın alışılmış söylemine başvuran, AKP'nin
beyinlerinden Bülent Arınç'a ait.
llk önce, sondan başlayalım: Meşruiyet halk-
ta ve Hakk'ta ise Recep Tayyip Bey ABD'ye
neden gitti? Musevi lobisinin önde gelenleri
karşısında neden görücüye çıktı?
Bülent Arınç Bey'e soralım:
Içerde, "Meşruiyet halkta ve Hakk'tadır" de-
yip dışarda iktidara gelmek için VVashıngton kâ-
besine yüz sürmek dürüst bir politika mıdır?
Genel Başkanınız Recep Tayyip Bey'in Ke-
malizme karşı olduğunu hepimiz biliyoruz. He-
men belirteyim ki herkesin Kemalistolması zo-
runlu değildir. Kemalizme karşı olmak, bir de-
mokraside haktır.
Ama bunu açık seçik dile getirmek için taaa
Amerikalar'a gitmek mi gerekiyordu?
••*
AKP'nin laikliğe karşı olduğunu da hepimiz
biliyoruz. Ama Recep Tayyip Bey Amerika'da
böyle bir görüntü vermek istemedi. 0 daha
çok laiklik kavramının içini boşaltıp kendi ta-
nımlarıyla çarprttıktan sonra, ortaya koyduğu
sözde laiklik kavramına bağlılığını dile getirdi.
Sayın Bülent Annç ise Erbakan söylemiyle ha-
reket ediyor ve kurusıkı saJlıyor.
Belli ki Bülent Arınç, Cumhuriyet'intarihini de
laikliğin anlamını da bilmiyor.
Şunu iyi bilmek gerekir ki laikliğin olmadığı
yerde demokrasi yoktur. Orada ancak güçlü ola-
nın inancını olmayana kabul ettirmesi vardır.
Bu açıdan hem laikliğe çatmak hem de de-
mokrasiden yana olmak mümkün değildir.
Türkiye'nin tarihini bilenler, laikliği bu ülkeye
getirenlerin, bizzat tam bağımsızlığı getirenler
olduğunun farkındadırlar.
Türkiye'de, gidip etin maceracısından fırça yi-
yip Türkiye'yi aşağılamalanna zelil bir şekilde
boyun eğen, laikliği Türkiye'ye getirenler de-
ğil, Sayın Annç'ın birzamanlar üyesi olduğu par-
tinin genel başkanı olan ve laiklik karşıtlığını her
fırsatta dile getiren zattır.
•••
Laikliği Türkiye'ye getirenler, hiçbir zaman
IMF kapılarında sürünmediler.
"Zaten o zaman IMFyoktu ki" yanıtı ile ge-
çiştirilemez bu gerçek.
Çünkü laikliği Türkiye'ye getirenler, büyük
dünya krizi döneminde 16 yıl süreyle, yüzde
6.5'lik sürekli bir kalkınmayı sağlamak, ülkenin
sanayileşme yolundaki en verimli dönemini ya-
şatmak başarısını göstermişlerdir.
IMF kapılarında para arayanlar, Türkçe eza-
nı kaldıranlar, imam hatip okullannı açanlardır.
Türkiye ekonomisini fonlarîa delik deşik eden-
ler, analannı şeyh tekkelerine gömdüımek için
kararnameler çıkaran tarikat mensuplarıdır.
Türkiye'yi IMF kapılarına muhtaç edenler, en
çok imam hatip okulu açmakla övünenler, Nur-
culann Köprü dergisinin her sayısına yazı ya-
zıp, Cumhuriyet laikliğini, Marksist ateizm ile
kanştıranlardır.
Türkiye'de laiklik konusunda duyariı olanlar,
tam bağımsızlık konusunda da dirençlidirler.
Bu gerçeği görmemekte direnip kendi ayıp-
lannı laiklik yanlılannın sırtına yükleme kurnaz-
lığını göstermeye çalışan mollanın beyefendi kı-
lığında tebdil gezeni hacı fışfış takımına verile-
cekyanıt ise "Hay laiklerkadar kafanıza taş düş-
sünl"
Prof. Dr. Erdoğan Teziç:
27 Mayıs ders
kitaplanna konmalı
• GÜ Rektörü Prof. Dr. Erdoğan Teziç,
Türkiye'nin 1961 Anayasası ile çok
önemli kazanımlar elde ettiğini, ancak
1982 Anayasası'yla bu kazanımlann adeta
unuttumlmaya çalışıldığını belirtti.
tstanbulHaberŞer- yasası'ylabukazanım-
vfei-GalatasarayÜni- İann adeta unutturul-
versitesi Rektörü Prof. maya çalışıldığına dik-
Dr. ErdoğanTeziç, Tür- kat çekti.
kiye'nin 1961 Anaya- Milli Eğitim Bakan-
sası ile çok önemli ka- hğı 'nın 27 Mayıs Dev-
zanunlar elde ettiğini, rimi'ne ve 1961 Ana-
ancak 1982 Anayasa- yasası'naderskitapla-
sı'ylabukazanımlann nnda yer vermesi ge-
adeta unutturulmaya rektiğini savunan Prof.
çalışıldığını belirtti. Teziç, bunun gençlere
1961 Anayasası ve yurttaşlık bilinci ka-
Çağdaş Demokrasi zandınlmasında önem-
Vakfi'nın her ayın ilk li bir etken olacağını
perşembe günü düzen- söyledi. 1961 Anaya-
lediği toplantılann bu sası ve Çağdaş De-
ayki konusu "1982 mokrasi Vakfı'nınyö-
Anayasası" oldu. Pe- netim kurulu başkan
ra Palas Oteli'nde ön- yardımcısı Ziya Mû-
ceki akşam düzenle- ezzmoğtaı'nun başkan-
nen toplantıda konu- hkettiğitoplantıyaBo-
şan Galatasaray Üni- ğaziçi Üniversitesi öğ-
versitesi Rektörü Prof. retim üyesi Prof. Dr.
Dr. Erdoğan Teziç, SunaKüL Prof. Dr. ts-
Türiciye'nin 1961 Ana- met Giritö, gazetemi-
yasası ile çok önemli zin yönetim kurulu
kazanımlar elde etme- başkanı AJev Coşkun
sine karşın 1982 Ana- da katıldı.
Uyum >asaJarı paketinde hükümet ortaklan arasında oluşan çaflağın yan kılan sürüyor
MHP:UyumagölgedüştüANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu)-Hükümet ortaklan DSP ve
ANAP'ın uyum yasalan paketin-
de MHP'yi dışlaması, MHP'nin
hükümet içindeki konumunu güç-
lendirdi. Koalisyon uyumuna
gölge düştüğünü belirten MHP
kurmaylan, ortaklannın tavnnı
ilerleyen süreçte koz olarak kul-
lanmayı ve hükümet içinde alı-
nacak kararJarda partinin ağırlı-
ğını koymayı planlıyor. MHP
kurmaylan, "Uyuma gölge düş-
tû, umanz bu gölge buluta, buhıt
yağmura, yağmur da doluya dö-
nüşmez" dediler.
Uyum yasalan paketinde hü-
kümet ortaklan arasında oluşan
çatlağın MHP içindeki yankıla-
n sürüyor. Bu gelişmeyle parti-
lerinin elinin güçlendiğinı düşü-
nen MHP kurmaylan, "Bundan
sonra ne DSP ne de ANAP biz-
den bir şey isteyemez. Bugüne
kadar Devlet Bahçeh,parti taba-
myla karşı karşıya gelme paha-
sına da olsa birçok konuda uyum
ve uziaşma küJtürü adma parti-
nin savunduğu görüşlerden geri
adım atü. Bundan sonra herhan-
gi bir konuda uzlaşüması, ortak
bir noktada buluşuhnası istenir-
se bizim de vereceğhniz yanıt ar-
nk hazır" dediler.
Koalisyon uyumuna ve adabı-
na gölge düştüğünü, uziaşma kül-
türiinün yara aldığını vurgula-
yan MHP kurmaylan, "Bundan
sonra MHP'nin çok daha dik-
katli çahşması gerekecek, incele-
me vedosyalar kabaracak.Genel
başkan, koalisyona zarar vere-
cekbir harekette buhınmaz ama
duygulannı da arnk gizlej emez.
MHP, her zaman sorumlu sha-
setçizgislni iztedL Bu nedenle ko-
alisyonda bu çizgiyi bozmayız.
Ama şu da bilinsin ki her türhı
yasal düzenlemede katkımra art-
nrarakdevam ettiririz" diye ko-
nuştu.
ANAP'ın demokrasi havarili-
ğine soyunmasına karşın paket
üzerindeki göriişmeler sırasında
ancak 15-20 ANAP'lı milletve-
kilinin geldiğine dikkat çeken
MHP'liler, "Samimiyet bunun
neresmde" dediler. Başbakan Bü-
lent Ecevit i de eleştıren MHP'li-
ler, ''Önce nötr kaklı. ancak son-
ra taraf tuttu. Ve ANAP'ın öner-
gelerini kendi önergesiymiş gibi
vererek ANAP'm dümen suvuna
ginir görüşünü dile getirdiler. Ta-
sannm tartışmalan sırasında hâ-
kimlerin takdir yetkisinin arttı-
nlmasına eleştiriler yöneltildı-
ğine işaret eden MHP kurmay-
lan, şu görüşleri dile getirdiler:
"MaafesefMecfiste yargıya ve
hâkimiere güvensiztik ifade eden
beyanlar oldu,bunlan kabul ede-
meyiz. Parlamenter sistemde ya-
sama, yargı ve yürütme bağım-
sızdır. Bağuıısc yarguun yasama
tarafindan deştirflmesi doğnı de-
ğOdir. Bizim açunızdan tehüke
ve olasıbk arasında bir fark yok,
bizimldflkese)birçıkışa,Dahaön-
ce bu noktada uziaşma olsaydı
zaten itirazımız ofanazdL Biz si-
yasi etiğe uvmadıği için bu yön-
tentiyanhş bulduk.3 kişi kol kola
gideıioen arük buuyum bozuldu."
Jatbikat, başta
Cumhurbaşka
m Sezer olmak
üzere Genelkurmay
Başkanı Orgeneral
Hüseyin
Krvnkoğlu,
Başbakan
Yardımcısı
Hüsamettin Özkan,
kuvvet komutanlan
ve diğer yetkilikr
tarafindan izlendi.
(Fotoğraf: KEREM
REZER
TSK'nin Kış 2002 Tatbikatı Sankamış'ta başanyla tamamlandı
Mehmetçik kışa meydan okudu
AVTUNŞtMŞEK
SARIKAMIŞ-Cumhurbaşkanı AhmetNec-
det Sezer, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin fTSK),
gücü ve caydıncılık yetenekleriyle bölgesin-
de güvenlik, banş ve istikrann güvencesi ol-
duğunu söyledi. Sezer, "LTusuyla özdeşleşmiş
olan TSK, toprak bütünlüğümüzün ve ulusal
çıkarlanmızuı korunmasmda kendisine düşe-
cek her görevi başanyla yerine getirecek güç ve
hazniıkta bulunmaktadır
T>
dedi.
TSK'nin en kapsamlı planlı manevTalann-
dan KJŞ-2002 Taroikad dün başanyla sonuç-
landınldı. Tatbikatın son gününde Sankamış'a
gelerek mane\Talan Genelkurmay Başkanı Or-
general Hüseyin Krvnkoglu ile yerinde izleyen
Cumhurbaşkanı Sezer, Mehmetçiği güç doğa
koşullannda üstün bir savaş yeteneği sergile-
mesinden dolayı tebrik etti. Sezer "Uhısuyla
özdeşleşmiş olan TSK, toprak büfünlüğümü-
zün ve ulusal çıkarianmmn korunmasında ken-
disine düşecek her görevi başanyla yerine geti-
recek güçve hazutkta bulunmaktadır. Kış Tat-
bikaü bunun en somut biçimi olmuştur" diye
konuştu. Askeri birlıklerin, derin ve şiddetli so-
ğuklarda muharebe, imkân ve kabüiyetini güç-
lendinneyi amaçlayan Kış-2002 Tatbikaü, Bi-
rinci Dünya Savaşı yıllannda 90 binden fazla
şehidin verildiği Allahuekber Dağlan ile Ba-
lıklıdağ arasındaki bölgede gerçekleştirildı.
Zaman zaman eksi 20 dereceye varan soğuk-
ta gerçekleştirilen tatbikata 3. Ordu ile 9. Ko-
lordu'ya baglı 2 binin üzerinde askeri perso-
nel kahldı. Soğuğa karşı dayanıklı özel kıya-
fetlerin giyildiği tatbikatta askerlerin laş koşul-
lanna uygun, kardan yapılmış sığınak ve ko-
muta mericezlerini başanyla inşa etmeleri ilgiy-
le izlendi.
F-4 ve F-16 savaş uçaklannın bombardıma-
nıyla başlayan tatbikat top atışlannın ardından
zırhlı birliklerin Cobra helikopteri destekli ta-
amızuyla devam etti.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği'nde başkanlık için avukatlar yanşacak
Zorunlu din dersi kalkmalıANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Pir Sultan Abdal Kültür
Derneği Genel Kurul toplantısı,
Hacıbektaş Veli Vakfı Kültür
Metkezi'nde bugün saat 10.00'da
başlayacak. Genel kunüun yann-
ki bölümünde 260 delege, yeni
genel başkanı belirlemek için
sandık başına gidecek. Genel
başkanlık için ikisi de avukat
olan Kazım Genç ve AIi Tlmur-
taş Ozmen yanşacak.
Adaylardan Kazım Genç, der-
neğin önündeki hedefm, çağdaş
demokratik yapılara aykın uygu-
lamalara ve emeğe saygı göster-
meyenlere karşı birlik, beraber-
lik içinde dinamik muhalefet
yapmak olduğunu söyledi.
Eğitimde demokratikleşme-
nin zorunluluğuna işaret eden
Genç, anayasadaki zorunlu din
dersine ilişkin hükmün ve Di-
yanet Işleri Başkanlığı'nm kal-
dınlması gerektiğini söyledi.
Ale\i çocuklann Sünni olarak
eğitilmesine tepki gösteren Genç,
"Istanstiki bilgikre göre Türki-
ye nüfusunun dörtte biri Alevi-
lerden ohışuyor. Dörtte birlik nü-
fus da Y'ergisini ödüyor. Buna gö-
re Diyanet bütçcsinin dörtte biri
deAkvflerin ödediği vergOerden
karşdanıyor. Ama bu parayla
Alevi çocuklanSünniolarak eği-
tifi>or" dedi.
Genel başkan adayı Ali Ti-
murtaş Özmen de, önceliklerinin
örgüt içi eğitim olduğunu belir-
terek, cem ve dedelik anlayışuıı
kent koşullannda gerçekleştir-
mek için bilim kurulu oluşturma-
yı düşündüklennı bildirdı.
Özmen, kurulun hazırladığı
rapor doğrultusunda Pir Sultan
Abdal felsefesine uygun cem;
demokrasi, insan haİdan ve la-
iklik konusunda toplumu bilgi-
lendirmenin öncelikleri olaca-
ğım kaydetti. Özmen, temel so-
runun zorunlu din eğitimi oldu-
ğunu anlattı.
ANAP'ta muhalefet
Merkezsoğ
harekedi
• Yddınm Akbulut'un partiden
aynlmasıyla yeniden gündeme gelen
ANAP'talci istifalann önümüzdeki
dönem de sürebileceği bildirildi.
SEKTAÇ EŞ
ANKARA-Merkez sağ partilerde hareket-
lilik yeniden başlarken ANAP'ta yönetimi
eleştiren milletvekillerinin toplanhlannı sür-
dürdüğü öğrenildi. Yıkünm Akbulut'un par-
tiden aynlmasıyla yeniden gündeme gelen
ANAP'taki istifalann önümüzdeki dönem de
sürebileceği bildirildi.
Eski muhalif Cihan Paçacı ile sorun yaşa-
yan diğer merkez sağ parti DYP'nin ise "Par-
tünize katdmak isteyen herkese kapnnız açık"
yönündeki politikasuu sürdürdüğü dile geti-
rildi. îstifalara tepki gösteren ANAP Genel Baş-
kan Yardımcısı BülentAkarcan, "Akbulut, en
aa nkrasmı kendisi yazdı" değerlendirmesi-
niyapö.
Muhaliflerden Vej'sel Atasoy, parti ve hü-
kümetin uygulamalanndan rahatsızlıklanrun
sûrdüğünü söyledi. ANAP'ta yönetimi ve hü-
kümeti eleştiren millervekilleri arasında da gö-
rüş aynhğı olduğu bildirildi. Buna göre, par-
ti yönetimine sert eleştiriler yönelten Kars
Milletvekili fDıan Aküzümün istifadan ya-
na olmadığı, istifa etme eğiliminde olanlan
da eleştirdiği öğrenildi. ANAP'tan istifa ede-
rek DYP'ye geçen eski Idare Amiri Enis Sü-
lön'ün görevine getirilen Erkan KemaJog-
hı'nun da artık istifayı düşünmediği bildiril-
di.Muhalifgrupta yeralan eski fçişleri Baka-
nı, Kastamonu Milletvekili Murat Başesgioğ-
lu ile hükümete yönelik deklarasyon ile gün-
deme gelen Izmir Milletvekili IşmÇdebi'nin
de istifayı düşünmedikleri öğrenildi.
BöliikbaşıwO:dağ
töfvnkuğuriamh
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Siyasetin
duayenlerinden Osman Böhikbaşı ile Milli Bir-
lik Komitesi üyesi ve eski milletvekili Muzaf-
ferOzdağın cenazeleri dün TBMM'de düzen-
lenen törenin arduıdan toprağa verildi.
Bölükbaşı ile Özdağ için TBMM'de düzen-
lenen tören, birçok siyasiyi bir araya getirdi.
Eski Cumhurbaşkanı Sükyman Demirel'in tö-
renin başlamasına kısa süre kala gelmesi, pro-
tokolün yeniden düzenlenmesine neden oldu.
MHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı
Devlet Babçeh' ve CHP Genel Başkanı Deniz
Baykiü'ın yanı sua çok sajıda siyasi törene
katıldı.Törenin ardından Bölükbaşı ve Öz-
dağ'uı cenazeleri Kocatepe Camii 'ne götürül-
dü. Buradaki törene, Bölükbaşı ve Özdağ'ın ai-
lesi ve yakmlan, Başbakan BülentEcevit, Bah-
çeli, Demirel, Genelkurmay İkinci Başkanı
Orgeneral Yaşar Büyükanrt ile çok sayıda si-
yasetçi de katıldı.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Gün geçmesin ki basın emekçileriy-
le ilgili bir karar alınmasın. Bu kararla-
nn tamamı basın emekçilerinin yaşa-
mını zorlaştırmaya yönelik. San basın
kartını, basının kalantorian bir "avan-
taalık' olarak değertendirip basın emek-
çilerinin bu alandaki bazı haklannın si-
linmesine destek oldular. Neydi san
basın kartının anlamı: San basın kartı
sahibi gazeteciler belediye otobüsle-
rinde, şehır hatlan vapuriannda para-
stz seyahat ediyorlardı. Bu hak onlara
bir kamu hizmeti yaptıklan için sağ-
lanmıştı.
Yürütülen kampanya ile bu haklar
alındı. Bundan kim zarar gördü? Be-
lediye otobüslerine binen, şehir hatla-
n vapurlanna binen basın emekçileri.
Medya dünyasının kalantorlannın oto-
büse bindikleri var mı ki! Ya da şehir
hatlan vapurlanna... Bunlardan yarar-
lananlar ay sonunu zor çıkaran basın
çalışanlanydı. Zaten daha öncetelefon
ve uçak indirimleri kaldınlmıştı. Bu yi-
ne basının dar gelirli çalışanlan için bir
anlam ifade ediyordu. Gazeteci neden
telefon ve uçak hizmetlerinden yarar-
lanıyordu? Çünkü gazeteci sürekli ha-
Basın Emekçilerinden Ne îstiyorsunuz?
ber peşinde koşan insandır. Onun te-
lefon ihtiyacının esası mesleki neden-
terieydi. Uçak da sürekli seyahat etmek
zorunda olan gazetecilere bir destek
amacı taşıyordu.
• • •
Medyanın ciddi bir krizden geçtiği bir
dönem yaşıyoruz. Binlerce basın emek-
çisi işsiz kaldı. Binlercesi iseçok az ma-
aşlara razı olmak durumunda. Işte bu
koşullarda zaten sendikası, örgütü ta-
mamen yok edilmiş gazete emekçile-
ri hedef tahtası haline getirildiler. Iş gü-
venceleri yok edildi. Tazminat haklan
gasp edildi. Ülkenin en örgütsüz ve
çaresiz insanlan haline getirilen gaze-
teciler, özgür haber yapma güçlerini
de bu yolda kaybettiler.
Şimdi Meclis'in gündeminde bir
yasa var. Bu yasa gazetecileri diğer
çalışanlardan daha geri bir noktaya
aüyor. Kamuoyunda iş güvencesi ola-
rak bilinen "Iş Kanunu ve Sendika-
lar Kanunu"nun bazı maddelerinin
değiştirilmesi ve geçici bir madde
eklenmesi hakkındaki kanun tasan-
sı nihayet yasalaşmak üzere. Kanun
tasansı, Çalışma Bakanlığı tarafin-
dan hazırlandı, Bakanlar Kurulu'na
sevk edildi ve böylece Meclis'e su-
nulma aşamasına geldi.
Söz konusu kanun tasansı, ilginç bir
şekilde basın emekçilerini bu değişik-
liğin dışında bırakıyor. Çünkü deği-
şiklik, yalnızca 1475 sayılı Iş Kanunu
kapsamında çalışanlara uygulana-
cak. Bu tasan, an azından işverenle-
rin sınırsız, keyfi çıkarmalanna, 158 sa-
yılı ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü)
sözleşmesi çerçevesinde göfeceli gü-
vence getiriyor.
ILO bu sözleşmeyi çalışanlara uy-
gulanması amacıyla istiyor. Ancak ha-
zırtanan tasan, Basın Iş Kanunu, De-
niz Iş Kanunu, Borçlar Kanunu'na ta-
bi işçıler ile tanmda sayılan işlerde
çalışanlan kapsam dışında bırakıyor.
Yani yeni hazırianan kanun, belli işkol-
lannı "güvence" kapsamına almıyor.
Bunlar arasında basın çalışanlan da
var. 5953 sayılı "Basın Mesleğinde
Çalışanlaha Çalıştıranlar Arasındaki
Münasebetlerin Tanzimi Hakkında
Kanun" kapsamında çalışan gazete-
ciler, bu göreceli güvenceden yok-
sun kalmış oluyoriar.
Bu ne anlama geliyor Keyfi işten çı-
karmalann en yaygın olduğu basın iş-
kolunda patronlara destekverilmiş o)u-
yor. Gazetecinin güvence altında olma-
sı, gazetecinin mesleğini tarafsız ola-
rak yapabilmesi açısından çok önem-
li. Sürekli patronlann işten atmatehdi-
di altında bulunan bir gazeteci, gördük-
lerini, duyduklannı doğru olarak nasıl
aktarabilir?
Anlaşılıyor ki, bazı eller gerçeklerin
peşinde koşmaya çalışan gazetecile-
ri tam anlamıyla susturmak için bu ka-
nun değışikliklerinı parmaklıyor. isteni-
yor ki medyada çatlak ses çıkmasın.
Bu durum Türkiye'nin ımzaladığı ILO
sözleşmesine aykın. Dünyanın her ye-
rinde gazetecilere, patronun ve devle-
tin etkisinden bağımsız haber yapa-
bilmesi için diğer çalışanlardan daha
fazla güvence sağlanır. Şimdi tam ter-
si bir durum ortaya çıkıyor. Gazeteci-
ler, herhangı bir emekçiden daha ko-
runaksız bir hale getıriliyor.
Herkes gider Mersın'e, biz gidiyoruz
tersine. Birçok kanun değişikliğinin,
uluslararası standartlara uydurmak ve
daha çağdaş bir hale getirmek ama-
cıyla yapılması gerekiyor. Gelin görün
ki, Türkiye'yi yöneten anlayış bir el ça-
bukluğuyla süreci tersine çeviriyor ve
yasalan istenenin aksıne olumsuzyön-
de değiştirmeyi başanyor(l).
Son örneğinı Türk Ceza Kanunu'nun
159ve312. maddelerinin değişikliği sı-
rasında yaşadık. Döndük aynı nokta-
ya geldik. Gazetecilerin yaşadığı da
bu. lleriiyoruz diye yapılan değişiklık-
ler, gelip gazetecıyi vuruyor. Türkiye
Gazeteciler Sendikası Başkanı Şükran
Soner, haklı olarak öfkeyle, "Ozaman
bizde Basın Kanunu 'ndakiuygulama-
lardan vazgeçtiğimizi söyleyelim, hiç
olmazsa normal emekçilerin güven-
celerini kazanmz" diyor.
Basın yok oluyor. Sesimizi duyan var
mı!