14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 ŞUBAT 2002 CUMARTESİ 10 EKONOMI Hazine battidara çabştı • ANKARA (ANKA) - Hazine'nin. Tasarruf Me\duatı Sigorta Fonu (TMSF) bünyesındekı bankalaraı bilançolannın güçlendirilmesi için iç borçlanma senedi ihracı yoluyla üstlendiği 20.1 katrilyon liralık iç borcun 9.3 katrilyon liralık boTümünü geri ödeyerek tasfıye ettiği belirlendi. Devlet Bakanı Kemal Derviş, SP Konya Milletvekili Zeki Ünal'ın soru önergesini yanıtladı. 16 trilyon tszmnat odendı • ANKARA (AA) - Çeşitli kuruluşlann özelleştirilmesi sonucu işini yitiren 13 bin 533 kişiye toplam 16 trilyon 404 milyar lira tutannda iş kaybı tazminatı ödendi. Geçen yıl özelleştirme sonucu 1387 kişi işsiz kaldı. Türkiye îş Kurumu bu kişilere, SSK primleri de dahil ofmak üzere toplam 7 trilyon 588 mil- yar 251 milyon 36 bin 916 lira iş kaybı tazminatı ödedi. 4046 sayılı Özelleştirme Yasası uyannca, özelleştirilen işyerlerinde hizmet akdi kesintisiz 550 gün devam edenlere 3 ay, 1100 gün devam edenlere 4 ay, 1650 gün devam edenlere 6 ay ve 2 bin 200 gün devam edenlere ise 8 ay süre ile iş kaybı tazminatı ödeniyor. AyceTde rekabet • ANKARA (ANKA) - Türk Telekom'un GSM operatörü Aycell'in, pazarlama işi için geniş bir şirket yelpazesinde sürdürüJen görüşmeler kapsamında Doğan Holding ve Rask ile sözleşmenin imza aşamasına geldiği belirtildi. Aycell'in, pazarlama faaliyetlerine talip "aday" şirket ve holdinglerle sürdürdüğü görüşmelerin birinci etabı sonuçlanma aşamasına geldi. Şahderaz ppoiesMe imza • BAKÛ (AA) - Şahdenız projesindeki son anJaşmalar arasında yer alan Azerbaycan hükümeti ile Şahdeniz projesi katılımcılan arasındaki 4 anlaşma dün Yakıt ve Enerji Bakanlığı'nda imzalandı. Törene katılan SOCARYabancı Yatınmlar Yönetimi Başkanı Valeh Aleskerov, 2002 yılının Haziran ayında Şahdeniz yatağında "Merhale-1" projesinin hayata geçirileceğini ve Ekim 2005'e kadar Türkiye "ye gaz gönderilmeye başlanacağını söyledi. TaJoda dünya ligi • ANTALYA (AA) - Türkiye'nin "altın takı" ihracatında dünya ülkeleri arasında ikinci, üretimde ise beşinci sırada yer aldığı bildirildi. Antalya Kuyumcular Odası Başkanı Orhan Tolunay, dünyada kuyumculuk sek- töründe 2000 yılı istatis- tüderine göre, üretimde kullanılan 24 ayar altın miktannın 3 bin 300 ton olduğunu söyledi. Dünya Bankası ve IMF dayatmalarıvla çıkanlan yasalarla kendisine 'üretim yapma' denilen însanlar şaşkın ve umutsuz Tanmda kökten bağbozumu!w w "retici şaşkın, kaygılı, umutsuz... Ulusötesi tekellerin çıkarlan doğrultusunda ve Dünya Bankası ile Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) dayatmalanyla çıkanlan yasalarla kendisine "üretim yapma" denilen insanlar, ne yapacağını bilemez durumda. Türkiye'nin söz sahibi olduğu tütün, çay, fındık ve şeker pancannda tam anlamıyla "umut katliamı" yaşanıyor. Üretici ve meslek uzmanlannın önerilerine kulak verilmeden çıkanlan yasalarla Türkiye nüfusunun neredeyse yansının "geleceği" elinden alındı. T: FATMA KOŞAR IMF ve Dünya Bankasf nın dayatma- lanyla çıkanlan Tütün Yasası, sigara te- kellerinin Türkiye pazannda egemenlik- lerini arttırabilmeleri için üretimi kendi ihtiyaçları doğrultusunda kısıtlayarak yönetebilecek duruma gelmelerine hiz- met ediyor. Başbakan Bfilent Ecevit'in ABDgezisi öncesinde, rekor sayılabile- cek bir hızla çıkanlan yasalar arasında- ki Tütün Yasası, 612 bin üretici aile, 40 bin Tekel çahşanı olmak üzere yakJaşık 2.5 milyon kişiyi kara kara düşündürii- yor. Hemşehrilerinin yaşam kavgasını metropollere göçerek sürdürmesine al- dırmadan. "umudu, tütün ekerek ken- di yurdunda yeşerten" Güneydoğulu, artık gelecek hesabı yapamıyor. Türün- de yaşanan olumsuz tablo. diğer tanm ürünlerinde de göze çarpıyor. Türki- ye'nin dünyada söz sahibi olduğu findık, çay ve geliştirilmesi gereken şeker pan- can ile buğdayda da üreticinin durumu içler acısı. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Se- zer'in üretim ve istihdamla ilgili çarpı- ABD Türkiye AB Japonya Meksika Norveç •K 1998 23 25 39 62 14 67 1999 25 23 43 64 15 k 2000 22 13 38 64 18 66 Bazı ülkelerdeki üreticiye verilen tanm ürünlerindeki devlet desteğı payı (%) iSL ^ İh\J± IJJBÎllir. L/LJÎ ^ a cı gerçekleri gün- deme getirerek veto ermesinin ardından onayla- mak zorunda kal- dığı yasa. kamu- oyunda da büyük tepkiyle karşılan- masına rağmen çıkanldı. Ecevit'in AB- D'ye "hediye" olarak götürdüğü yasalann başında ge- len Tütün Yasası özetle; taşlı ve kıraç topraklar üzerinde üretilen orientai tipi tütünün üretilmeyeceğini, başka ürün- lerin yetiştiği sulak, verimli topraklar- da Burley ve Virginya tipi tütün yetiş- tirmeye çalışılacağım söylüyor. Bunun başanlmasma olasılık tanınmıyor. Tan- ma elverişli 20 milyon hektar araziden kır ve kır taban olarak 3 milyon 200 bin hektar tütün üretimine açık. Bu alanla- nn 899 bin hektan Ege, 282 bin hekta- n Marmara, 410 bin hektan Karadeniz, 405 bin hektan Doğu ve l milyon 226 bin hektan Güneydoğu Anadolu Bölge- 'ürkiye'de milyonlarca insanı "kara kara düşündüren" yasalar jet hızıyla çıkanlarak hemen hemen her alanda üretim baltalanırken dünyada pek çok gelişmiş ülke, üretime ciddi destekler sağlıyor. ABD, AB ile OECD ülkeleri, ekonomik ve teknolojik altyapısını tamamlamış olmasına karşın üreticisine bütçeden yüksek oranda pay ayınyor. Türkiye'de ise ulusal politikalann geliştirilmesi, desteklerin tek bir yöntemle yetinilmeyerek arttınlması, tanmm modenıleştirilmesi, üretici örgütleri ve kuruluşlann katılırmyla politikalar üretilmesi yönündeki önerileri dikkate alan yok. Türkiye'de 3.5 dolar olurken ihraç fiyatı 5.8 dolara çıktı. Bu durumda devlet ton başına 2,3 dolarlık kazanç sağladı. Bugün uygulanan politika ise döviz getiren tütün üretimini kısıtlayıp ithala- ta kapı aralama biçiminde özetleniyor. Türkiye Ziraatçiler Derneği Başkanı tb- rahim Yetkin, Türkiye'nin yıllık tütün rüketiminin 170 bin ton olduğunu belir- terek "110 bin ton ihracat yaptığımız dikkate ahndığında Türkiye 280 bin ton tütün üretebilir ve ortava stok so- runu çıkmaz. Oysa kota gereği 200 bin tona düşîü. Bu rakamın giderek azal- tılması söz konusu" dedi. Akhisar Ziraat Odası Yönetım Kuru- lu Başkanı Naci Özkara da yeni yasay- la birlikte tütün üretiminin yüzde 50 ora- nında azalacağım savunarak sözleşmeli ahmda bütün koşullann tüccann lehine olduğunu belırtti. Tütün üretiminin 14 aylık bir emeği gerektirdiğıne işaret eden Özkara, eme- ğinin zorluğunun yanı sıra yeni yasayla getirilen uygulamalann çiftçiyi üretim- den vazgeçme noktasına getireceğini söyledi. AB ABD Japonya Türkiye (OECD Onların çiftçileri KişiBaşma 1998 333 337 526 217 302 1999 345 354 550 187 315 2000 276 338 578 109 ITIUtlU (ABD Doiarıl j Hektar başına 1998 798 116 10213 248 289 195 1999 832 129 11614 190 210 2000 * 276 * 338 578 109 289 I J si'ndeyeralıyor. Güneydoğu'da 146 bin aile tütün üretimiyle geçimini sağlıyor. Söz konusu bolgede, "kıraç toprağın başka ürünlere elverişli olmayışı" ai- lelerin durumunu çok daha fazla güç- leştiriyor. "Stoklar oluştuğu ve yakıldığı ge- rekçesiyle" yok edilmek istenen orien- tai (Türkiye'de üretimi yaygın, güneşte kunıtulan tip) tütünün Tekel 'in özelleş- tirilmesiyle de önü kapanıyor. En büyük alıcısı Tekel olan orientai tütün üretim miktannda, kalitesinde ve ihracatında Türkiye dünyanın birinci ül- kesi konumunda. Bu tip tütünün top- lam üretiminin yüzde 35.73'ü Türki- ye'de gerçekleştiriliyor. Ateşle oyun Hükümet ile kimi çevrelerin kamuoyu- na yansıttığı "Fazla tütün üretivoruz, sonunda yakıyoruz, ekonomik denge bozuluyor" savını rakamlar yalanlıyor. Üretimi sınırlayan hükümet, 2000 yılında Ege Bölgesi 'ne 125 tonluk üretim kotası verdi. Bunun yüzde 99'u, yani 100 bin tondan fazlası ihraç edildi. Buna karşın, yine aynı gerekçeyle 2001 yılı için kota 95 bin tona düşürüldü. Aynca 2000 yılında Ege Bölgesi A Gard tütünün ahm fiyah RETİCİ ŞAŞKIN Fındık ağaçları sökülecek Türkiye'nin dünya ihracatının yüzde 80'i- ni gerçekleştirdiği fın- dıkta, FÎSKOBİR- LÎK'in ahmmın gide- rek azalması üreticiyi mağdur ediyor. Tücca- nn insafına terk edilen fındık üreticisinin bir diğer kâbusu da ekim alanlannın hızla daral- tılması. Uzmanlann onayla- dığı, ancak "1-2 yıl içinde değil daha uzun vadede yapılmalı" de- diği alternatif ürün programına göre önü- müzdeki 5 yıl içinde 100 bin hektarlık alan- da söküm gerçekleşriri- lecek. Meslek alanınm uzmanlan, uzun vadeli projelerin yaşama geçı- rilmesinden yana, an- cak pazarlama ağının daha da genişletilmesi- nın de mümkün oldu- ğunu belirtiyor. Üreticiden en fazla 3-4 milyon lira karşılı- ğında alınabilen findı- ğın iç piyasada pera- kende satış yerlerinde fiyatı ortalama 8 mil- yon lira. FİSKOBIR- LtK'in eritilmek yerine güçlendirilmesi duru- munda hem üretici hem tüketici aleyhindeki haksız kazancın önüne geçilmesi gerekriği be- lirtiliyor. Taban fiyatlann son 10 yıhn en düşük sevi- yesine indiği findıkta Türkiye'nin dünya pa- zarlanndaki yerinin ko- runmasına dönük ön- lemlenn alınmaması da dikkat çekiyor. Sorun- lar özetle şöyle sırala- nıyor: • FtSKOBtRLİK fi- ilen işlevsiz hale geti- rildi. Bunun sonucunda ürün çok ucuza rüccara satılıyor. • Uygun koşullarda kredi sağlanamıyor. Üretici; ilaç, gübre gibi temel girdilerde finans sıkıntısı yaşıyor. • Pazarlama ağı ge- nişletilmek yerine üre- tim kısıtlanıyor. Bu program üreticinin mağdur edilmeyeceği uzun vadeye yayılmı- yor. • Devlet desteği yok. Serbest piyasa koşulla- nnda oluşan düşük fi- yatlar, üreticinin eline geçen paranın giderek azalmasına yol açıyor. EKER PANCARI üretfcf çaresiz Son 1 yıl içinde Meclis'in hızla çıkardığı yasalar, milyonlarca çiftçi ailesinin geleceğe ilişkin hesaplarını alt- üst etti. Buğdayı eken ve biçen eller, maliyeti bile karşılamayan fiyatlar nedeniyle artık bu zahmete girmiyor. Tarlalar boş. Tütün üreticisi de umutsuz bir arayışa girdi. Ulusötesi şirketlerin çıkarlanna göre düzenlemeler yapılmasından vazgeçilmeli diyen uzmanlar: Ulusal politika, hemen şimdiTanrmn uygulanan ekonomi politikalanndan payına düşeni aldığına dikkat çeken uzmanlar. öncelikle ulusötesi şirketlerin çıkanna göre değil, üUce insanının geleceği düşünülerek bir politika güdülmesi gerektiğine dikkat çeldyor. Gelecekte hem yeterlilik hem güvenlik açısından "gıdada kendi başının çaresine bakabilen" ülkelerin ayakta durabileceğini belirten uzmanlara göre yapılması gerekenler şöyle özetlenebilir: • Temel sektör tanm, tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşıyor. Bu güçlükIerl980'li yıllarda uygulamaya konulan programın uzantısı yasalardan kaynaklanıyor. Bir strateji değişikliği yapılmalı, ulusal tanm politikası geliştirilmeli. • Sektör modernleştirilmeli, verimli hale getirilmeli. Destekler üretimi arttıracak önlemleri içermeli. • Ulusal tanm politikalannın ve öngörülen ürün deseninin gerçekleştirilmesine katkıda bulunan değişik destekleme yöntemleri uygulanmalı. • Küreselleşme süreci tanm sektörünü korumasız bırakan eğilimler içeriyor ve ulusal politikalan zorunlu kılıyor. Bu çerçevede IMF ve Dünya Bankası kaynakh mevcut program gözden geçiribneli. • Tanm politikalan üretici örgütleri ve Cübre ve tohum desteklerinin kaldırılması son darbeyi indirdi Buğday tarlaları boş bırakılıyor Çok değil, bundan 15-20 yıl önce kendi kendine yeten bir ülke konu- mundayken ithalata yönelen Türki- ye'de buğdayda gelinen nokta diğer ürünlerde uygulanan politikalann teh- likesine işaret ediyor. Devletin destek alımlannı giderek azaltması sonucunda yıllardır yine tüc- cann insafına bırakılan buğday üreti- cisi, tohum ve gübre desteğinin de kal- dınİmasınm arduıdan "tarlajı boş bı- rakmayı" tercih eder hale geldi. Ge- lir durumu, girdi fiyatlan ve geçmiş yıllardaki desteklerle güçlendirilen alt- yapı dikkate alınmadan "Dünyadaki buğday fiyatlarının üzerine çıküma- malı" yaklaşımıyla girdi maliyetleri bile karşılanmayan buğday üreticisi- nin bu acı sonu, aynı zamanda ekme- ği çok daha pahalıya tüketmek zorun- da bırakılan rüketicinin de bütçesüıi sarstı. Buğdayda uygulanan politikalar yakJaşık 2.9 milyon işletmeyi, yani or- talama 15 milyon insanı ilgilendiriyor. Buna karşıhk, çiftçiye uygun koşullar- da kredi sağlayan Ziraat Bankası da bu işlevini yitirdi. Çayda tehlike çanları Çay üretim alanlannın daraltılması ve budama fiyatlannm azaltılması yö- nünde bastıran Dünya Bankası, Çay- kur'un bir an önce özelleştirilmesini isriyor. Bunun anlamının üretimüı bi- tirilmesi olduğu belirtiliyor. Dünya Bankasf nın isteklerini yerine getiren Gürcistan'ın çay üretiminin bittiği, Türkiye'nin bu oyuna kanmaması gerektiği uyansı yapılıyor. kuruluşlannın katılımıyla oluşturulmalı. • Üreticinin örgütlenmesi yetersiz. Tanm Bakanhğı birçok birimin kapatıhnasıyla etkisiz hale düşürülmüştür. Bakanlık yeniden etkili bir teşkilatlanmaya gitmeli ve tanm politikalannın koordinasyonundan sorumlu olmalı. • Tanmsal KlTTerin tasfiyesi üretici piyasalann düzenlenmesi açısından olumsuz etkıler doğurmuştur. Bu etkileri giderici önlemler mutlaka alınmah. Özelleştirme zorunluysa, üretici örgütlerin taleplerine öncelik verilmeli. • 2002 yılı çok zor geçecek. Üretimin sürdürülebiunesi için çiftçi borçlannın ertelenmesi yanı sıra gübre, tohum, ilaç ve ucuz mazot desteği sağlanmalı. Akıl almaz uygulamalar • Türkiye hemen her yıl ihtiyacının yüzde 20'sini ithalatla karşılamak zorunda kalırken pancar üretim alanlan daraltılıyor ve prim sisteminden vazgeçiliyor. Çiftçiye özetle 'sakın üretme' deniliyor. 1980'li yıllann liberalleştirme programının uzantısı uygulamalar IMF ve Dünya Bankası nın dayatmalanyla yaşama geçirilirken şeker pancannda da akıl almaz uygulamalar yürürlüğe sokuluyor. Üretim miktan Türkiye'nin ihtiyacını karşılamazİcen şeker pancan üretimi daraltılıyor IMF'yle vanlan anlaşma sonucunda çıkanlan Şeker Yasasf yla pancar üretimine kota getirilerek üretim alanlan daraltılırken Türkiye'nin hâlâ yüzde 20 oranında ithalat yaptığına dikkat çekiliyor. Üretim fazlası olmadığı halde alım fiyatındaki yeni düzenlemelerle de kaderine terk edilen şeker pancan üreticisi kan ağlıyor. Geçmiş yıllarda şeker pancan fiyatını üründe bulunan şeker oranına göre açıklayan hükümet düşük ye tek fiyat uygulamasına geçti. Ürünün şeker oramna göre (polar) kalite ve özenınin ödüllendirildiği fiyat uygulamasının kaldınlması ve prim ödemelerinin de tamamen sona erdirilmesi üreticiyi güç durumda bıraktı. Daha önce şeker oranınm daha yüksek olduğu ürün için prim verilirken şimdi tek fiyat uygulanmasının üretici için "facia" olduğunu belirten Türkiye Ziraatçiler Derneği Başkanı Ibrahim Yetkin "Örneği 16 poların iisfü, daha fazla şeker oranı için prim ödenirdi, şimdi ise hepsi tek fiyattan alınıyor. Bu nedenle son alım döneminde pancar üreticisinin cebinden 52 trUyon lira çıkh" dedi. 'Şeker fabrikaları özelIeştiriJmemeir Kamuya ait şeker fabrikalanmn özelleştirilmesinin üretici için çok daha vahim durumlar oluşruracağını belirten Yetkin. "Bunun sonu hiç üretmemek. Hemen hemen her üründe bu acı sona doğru gidiyoruz" değerlendirmesini yaptı. Yetkin, bugünkü hükümetin hızla çıkardığı yasalann 1980'li yıllarda yine IMF ve Dünya Bankası'nın isteğiyle yaşama geçirilen politikalann sonucu olduğuna dikkat çekerek şunlan söyledi: "Bugün yaşadıklarımız 1980'li yıllann programının sonuçları. Ve korkarım böyle devam ederse çok daha kötü günler yaşayabiliriz. Gelecekte güvenlik ve yeterlilik açısından gıdada kendine yetmeyen ülkeier ayakta duramayacaktır."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle