Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7 ARALIK 2002 CUMARTESİ
8 HABERLERIN DEVAMI
m •
G U N C E L CL1SEYT ARCAYÜREK
M Baştarafı 1. Sayfada
ABD'si, Ingiltere'si, Yunan'ı kendi ulusal yarar-
lan doğrultusunda beklernedikleri ödünler al-
dıkçaya da ödün alabilme umutlan güçlendik-
çe yeni hükümeti, AKP'yi resmen ve hükümeti
gayri resmi temsd eden RTE'yi övmekte yarışı-
yorlar. Avrupa turlarını izleyen gazetecilerin söy-
lediğine göre, ızaz ikram, kırmızı halı gördükçe
giderek şişinen RTE'yle ilgili yargılar yere göğe
sıömayacak gibi.
Adamlar işlerini gördürdükleri sürece yeni ik-
tidara elbette dayı diyecekler.
Fakat itiraf etmeliyiz; bu hükümet şahinleşti!
Hıkümeti alaya aldığımız, kara mizahçılara ko-
nu yetiştirmeye çalıştığımız sanısına lütfen ka-
pıİTiayınız. Işte itiraf edıyoruz: Bu hükümet sır-
tım sıvazlayanlarla kapalı kapılar arkasında ko-
nuştuktan sonra vallahi billahı şahinleşti.
Işte size kapı gibi iki kanıt:
Ikinci Avrupa turunun başlarında RTE, AB yol-
larnda önemli engel Almanya'yı engin ikna gü-
cü/le, bizim medyanın ballandıra ballandıra ta-
nınladığına göre eşsiz karizmasıyla fethe gitti-
ği gün:
Once Başbakan Schröder'den kocaman bir
"nein" aldı. Sonra görüştüğü Dışişleri Bakanı
Fischer ikinci bir "ne/n"la konuğunu uğurlarken;
RTE'nın birden Kasımpaşalı kimliği ayaklanmış
oimalı ki, tam kapının önünde Fischer'e:
"Tarih vermeyi engellerseniz biz de yapacağı-
mızı biliriz" dedi.
Alman hayretle sordu: "Ne yaparsınız?"
RTE hafifçe güldü, soruyu yanıtladı: "Canım
ne yapacağımızı neden aç/klayayım."
Arabaya bindi ve uzaklaştı. Günlergeçti, her-
halde Fischer hâlâ ordusundan başka doğru
dürüst organize bir kurumu olmayan, ekonomi-
si çürük bir ülkeden izlediği şımarık bu tavra hâ-
lâ gülüyor mu bilmek olanaksız.
Neki; RTE'nin, biryabancıdiyardabiryaban-
cı ülkenin bakanına diplomatik nezaket sınırla-
nnı aşarak Kasımpaşalı havasıyla "Yapacağımı-
zı biliriz" diyebilmesi -lütfen söyleyiniz- şahinlik
veya şahinleşmek değil midir?
• • •
Günlerce onca girişime, kocaman Ameri-
ka'nın baskısına, 300 bin nüfuslu Lüksemburg
gibi küçük ama üye bir ülkenin şefaatine karşın
AB'den tarih almamıza engel Almanya'ya "ne
yapacağımızı" -RTE'nin 'kardeşim' diye tanım-
ladığı- Başbakan Gül gösterdi.
Fransa Büyükelçisi'nden önce çağırdı Alman-
ya'nın Ankara Büyükelçisi'ni makamına. "Bak
büyükelçi" dedi: "Tez haber sal başbakanına.
Fransız Chriac'/a oturup üyeliğimize nasıl taş
koyacaklannı konuşacaklarmış. Stratejik düşün-
sün. (lyi ki 'büyük düşünsünler' dememiş.) AB
üyeliğimiz üzerinde 'küçük hesaplar' yapmasın."
Büyükelçi, Gül'ün söylediklerini "derhal"Ber-
lin'e aktaracağını söyleyerek Başbakanlık'tan
ayrıldı. Unutmadan söyleyelim; Gül, elçiye 12
Aralık'ta Kopenhag'da olacağını da söylemeyi
ihmal etmemiş. Karışmam ha, demek ister gibi.
Elinizi vicdanınıza koyarak şimdi lütfen söyle-
yiniz; Gül'ün Fransa'ya, Almanya'ya sergilediği
bu "müthiş uyan", şahinliğe örnek değil mi ya
da hükümetin şahinleştiğini göstermıyor mu?
• • •
Gösteriyor elbette. 2003'te üyelik müzakere-
lerine başlansın istiyordu. Alman'ı, Fransız'ı
"stratejik düşün" diye uyarıyordu "iki başlı şa-
hin ".
Tarih mi istiyordun? Al sana tarih: Temmuz
2005.
Tarih de ne tarih: Ocak 2003'ten Temmuz
2005'e kadar 2 yıl 7 ay. 8-10 yıl müzakere süre-
ci. Yeni engeller çıkarılmazsa tam üyelik
2015'lere doğru.
Atı alan (örneğin Bulgaristan-Romanya bile)
çoktaaan.. Üsküdar'a geçmiş olacak. Ya şahin,
vah şahin, ışte böyle!
• • •
RTE'yle hükümeti, hükümetle yeni iktidan yi-
ne -hak ettikleri ölçüde- övdük galıba.
Lütfen zahmet buyurmasın RTE, Gül ve
AKP'liler. Teşekküre gerek yok!
Ne demiş Seyrani: "Eski sarayları beğenmez
oldu I Vere sığmaz oldu Sultan olanlar."
Işte o kadar!
MESELADEDIKERDALATABEK
Seker seversiniz
Sisteme şeriat kurşunu• Baştarafı 1. Sayfada
1995'te bürosunda, Osmani-
ye"den gelen şeriatçı Izzet Kıraç
tarafindan 7 kurşun sıkılarak öl-
dürûlmüştü. Cinayetten sonra po-
lise teslim olan Kıraç, inancına
yapılan saldınya tepki olsun diye
Günday'ı öldürdüğünü açıkla-
mıştı.
Kıraç önce Gümüşhane Ağır
Ceza Mahkemesi, daha sonra da
Erzincan Devlet Güvenlik Mah-
kemesi'nde yargılanmış, idama
mahkûm olmuş, ancak geçen ko-
alisyon hükümeti döneminde çı-
kanlan Şartla Tahliye Yasa-
sı'ndan yararlanarak 6.5 yıl yat-
tıktan sonra tahliye olmuştu.
Salıverildikten sonra memle-
keti Osmaniye'de ailesinin yanı-
na dönen Kıraç, Trabzon Gazete-
ciler Ceraiyeti tarafindan çıkan-
lan Bayram gazetesine açıklama-
larda bulundu. Cınayeti işlemek-
ten pişmanlık duymadığını açık-
layan Kıraç, sözlerini şöyle sür-
dürdü: "Mahkemede fıkrimi
açıkça söy lemiştim.Allah'ın şe-
riatı dışındaki hiçbir şeye inan-
mıyonım.Aslen Kahramanma-
raşlıyım. Sütçü tmam'ın toru-
nuyum. O Fransızlar'a nasıl
kurşun sıkmışsa. ben de kur-
şunlarımı Ali Günday'ın şah-
sında sisteme sıktım. Bu olay
basit bir cinayet değil, inancıma
yapılan saldınya karşı göster-
diğim tepkidir. Yaptığımdan
pişman değilim."
Kıraç, haklannı korumak iste-
diği türbanlı avukatlann kendisi-
ni hiç aramadığından şikâyet et-
ti. Yargılama sürecinde karşısın-
da 141 avukat olduğunu, Trab-
zon, Batman, Şanlıurfa, Elbistan
ve Ceyhan cezaevlerinde kaldı-
ğmı anlatan Kıraç, "Yaptığım
eylem inancıma, dolayısıyla
tüm Müslümanlann inancına
yapılan bir saldınya verilen
tepkiydi. Şimdi yalnızım. Mad-
di ve manevi kimseden destek
görmedim. Işyeri açmak istiyo-
rum, alışveriş yapan olmuyor.
İnsanlar adeta benden kaçıyor.
Yani Müslümanlann ambargo-
su altındayım" dedi.
Daha önce MHP'li olduğunu,
geçmişte çeşitli olaylara kanştığı-
nı, bu yüzden cezaevinde yattığı-
nı anımsatan Kıraç, kullanıldığı-
nı anlayınca MHP'den aynlıp Re-
fah Partisi'ne tslamı savunan bir
parti olduğu için girdiğini söyle-
di. Kıraç, türbanın bugün siyase-
te ve ticarete alet edildiğini, teset-
türlü defile düzenlendiğini, bazı
kesimlerin işin din ticareti ve rek-
lamını ön plana çıkardıklannı sa-
vundu. Kıraç, "Allah'ın emri
olan başörtüsünü sisteme, siya-
sete veticaretealet edenlere de
tepkiliyim" diye konuştu.
Günday'ın eşi Türkan Gün-
day ise Kıraç'a kın duymadığını,
ancak onu unutan arkadaşlan ve
uğruna yaşamını verdiği cumhu-
riyetin savunuculan olarak gezi-
nen ve eşinin katilini sokağa sa-
lanlann gerçek katil olduğunu sa-
vundu.Günday, "Katili sokağa
saldılar. Belki yakında başka
Aliler kurban seçilecek. Kıraç'a
kin duymuyonım. O bir zaval-
lı, bir hiç. Ucuz ve satılmış bir
tetikçi. Eğer gerçekten inanı-
yorsa, onuAllah'a havale ediyo-
rum" değerlendirmesini yaptı.
Erdoğan: AB sınavı kaybeder
Haber Merkezi - Başbakan
Abdullah Gül, AB üyeliğini sü-
rüncemede bırakan kesın olma-
yan kararlar ahnması durumun-
da Türkiye'nin heyecanını sür-
dürmesinin mümkün olmadığını
söyledi. Gül, Türkiye'nin üzeri-
ne düşeni yaptığına ve sıranın
AB ülkelerinde olduğuna dikkat
çekerek "Müslüman bir ülke-
nin AB'ye üye olması, Avru-
pa'yı gerçek anlamda zengin-
leşrirecektir.AB'nin bir Hıris-
tıyan Kulübü' olmadığını da
gösterecektir" diye konuştu.
AKP Genel Başkanı Recep Tay-
yip Erdoğan ise Almanya ve
Fransa'nın "tarih için koşullu
tarih" önerisini önce "kabul
edilemez bir gelişme", sonra
"olumlu bir görüşme" olarak
değerlendirdi. Erdoğan, "Bekle-
diğimiz nerice oradan çıkmadı-
ğı takdirde AB, sınavı kaybet-
miş olur" diye konuştu. Dışişle-
ri Bakanı Yaşar Yakış, Fransa ve
Almanya'nın önerilerinin
"Türk kamuoynna izah edile-
meyeceğini" söyledi.
Gül, Sosyal Hizmetler Çocuk
Esirgeme Kurumu'na bağh Ye-
Gül, Sultanahmet Camii'nde cuma namazı kıldı. (VEDAT ARIK)
şilköy'deki Sokak Çocuklan Re-
habilitasyon Merkezi'ni ziyareti
sırasında basın mensuplarının
sorulan üzerine, "Biz üstümü-
ze düşeni yaptıktan sonra
AB'nin de üstüne düşeni yap-
masını beklemek bizim en ta-
bii hakkımızdır" diye konuştu.
Türkiye'nin Kopenhag siyasi
kriterlerinin gereğini yerine ge-
tirdiğini anlatan Gül, AB ülke-
lerinin liderlerinin olaya stratejik
olarak bakmalan gerektiğini an-
lattı. Gül, "Dünya politikalann-
da önemli rol oynayacak büyük
bir AB isteniyorsa,Türkiye üye
olmalıdır. Türkiye'nin üye ol-
masının, AB'ye de çok büyük
katkılan olacaktır" dedi.
Erdoğan, hafta başında Kopen-
hag'a yapacağı ziyaretten önce
gündeme gelen Almanya ve
Fransa'nın önerisi için îstanbul
ve Ankara'da birbiriyle çelişen
görüşler dilegetirdi. Erdoğan, Is-
tanbul'daki ilk açıklamasında
Türkiye'ye 1 Temmuz 2005'te
"koşullu" müzakere tarihi öne-
rihnesine "Bu kabul edilemez"
karşılığını verdi. Erdoğan, Anka-
ra'da gazetecilerin sorulan üzeri-
ne ise "olumlu bir görüşme" ol-
duğunu söyledi. Erdoğan, şunla-
n söyledi: "Bardağın hep boş
tarafına bakıyoruz. Biraz da
öbür tarafına bakahm. Geliş-
meleri olumlu görüyonız. Son
ana kadar her şey olabilir." Er-
doğan, AKP Genel Merkezi'nde
partililerle bayramlaşma törenin-
de ise AB'ye tepki gösterdi. Er-
doğan, "Beklediğimiz netice
oradan çıkmadığı takdirde AB,
sınavı kaybetmiş olur. Çünkfi
bu AB için de testtir. Türkiye
Avrupa'da bir kenar mahalle
olamaz" diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı Ertuğ-
rul Yalçınbayır da, AB'den tarih
için tarih alma beklentisi içinde
olmadıklannı, somut bir tarih ve-
rileceği umudunu taşıdıklannı
vurguladı. . . .
Baykal: 2005 kabul edilemezANKARA/ANTALYA
(Cumhuriyet) - Fransa Cumhur-
başkanı Jacques Chirac ile Al-
manya Başbakanı Gerhard
Schröder zirvesinden Türki-
ye'ye 2005 Temmuz ayında ko-
şullu tarih çıkması, muhalefetin
tepkisini çekti. CHP Genel Baş-
kanı Deniz Baykal, "Almanya
Başbakanı'ile Fransa Cumhur-
başkanı'nın aldığı karar 12
Aralık'ta Kopenhag'da çıka-
cak kararsa bunu kabul ermek
mümkün değildir. Türkiye'ye
ölümü gösterip sıtmaya razı et-
meye çalışıyorlar" dedi. DSP
Genel Başkanı Bülent Ecevit, bu
konuda aynntılann henüz belli
olmadığını belirterek "Umanm
ki olumlu bir yol açılmış ol-
sun" dedi. CHP Grup Başkanve-
Sen: Müzakereler Kasım 2003'te baslamalı
Haber Merkezi - Merkezi Almanya'nın Essen kentinde bulu-
nan Türkiye Araştırmalar Merkezi Direktörü Fanık Şen, Chirac
ile Schröder'in, Türkiye'nin AB üyeliği müzakerelerine başlan-
masıyla ilgili olarak belirledikleri 2005 yılımn kabul edilebilir ol-
madığın] söyledi. Şen, "Türkiye için 9 aybk bir kontrol süresi
yeterlidir. Türkiye ile üyelik müzakerelerine en erken 2003 yı-
lının kasım ayında, en geç de 2004 yılının nisan ayında başlan-
mahdır" dedi. Avrupa Türk îşadamlan Birliği Başkanı Ahmet Gü-
ler, Türkiye'nin "tekrar 1999 Helsinki'ye geri döndürüldüğü-
nû" belirtti. Güler, "Tfirkiye'ye karşı uygulanan bu haksız poü-
tikayı biz Avrupah Türkler olarak şiddetle kınıyoruz" dedi.
Recai Kutan da Türkiye'nin
oyalandığını söyledi.
CHP Antalya II Başkanlı-
ğf nda partililerle bayramlaşan
Baykal konuşmasında, Türki-
ye'nin Helsinki ve Kopenhag kri-
rar, Kopenhag'da çıkacak ka-
rarsa kabul etmek mümkün
değildir. Bu karar, Türkiye'ye
haksuhktır. Türkiye esas itiba-
rıyla Kopenhag kriterlerini
karşılamıştır. 'Alınmış kararla-
saygısızlıktır. Türkiye ciddi
adımlar atmıştır. Türkiye ile
birlikte adaylık bekleyen ülke-
ler yıllar önce müzakerelere
başladılar. Türkiye, 3 yıl önce
aday ülke Uan edildi. Hâlâ tak-
vim bekliyoruz."
Partililerle DSP Genel Merke-
zi'nde bayramlaştıktan sonra so-
rulan yanıtlayan Ecevit," Aynn-
tılan bilmiyoruz, Kopenhag'da
böyle bir karar çıkacak mı çık-
mayacak mı o da belli değil.
Umanm ld,olumlu bir yol açıl-
mış olsun" dedi.
CHP Grup Başkanvekili Ha-
luk Koç, tarih olarak 2005 Tem-
muz ayının düşünülmesinin hak-
sızlık olduğunu açıkladı. Koç,
"Maalesef Batı Avrupa'da Hı-
ristiyan Demokrat ve sağ par-
GÜNDEM ML'STAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
Bu tarihsel durumu biraz açarsak, tam üyelik mü-
zakerelerine başlamak için 2005 Temmuzu'na ran-
devu verme niyetındeler ama, bunun karar olarak
kesinleşeceği tarih Aralık 2004 olacak...
Bu ne anlama geliyor?
Aralık 2004'te AB'nin üyesayısı 15'ten 25'e çıka-
cak. O gün hangi koltukta olacağını bılemediğimiz
Recep Tayyip Erdoğan'ın bu kez 15 değil, 25 ül-
keyi dolaşması gerekecek!
AB'nin üç ana motorundan ikisi olan Almanya ve
Fransa'nın bu kararı alması, öteki ülkelerin çoğunun
buna uyması anlamına geliyor. Kaldı ki, Türkiye için
bu karardan daha olumsuz düşünen AB üyesinin
sayısı da az değil.
Gelinen noktaya nasıl bakmalıyız?
1- Durum, "AB karşıtları sevindi", "AByandaşla-
rı, bardağın dolu yanına bakalım, dedi" türünden
aynşmayla bakılacak noktanın çok ötesinde. AB,
geleceğini planlıyor ve burada Türkiye'ye yer ver-
mek istemiyor. Türkiye, yola çıkarken ne kadar yal-
nızsa bugün de öyte. Ama başlangıçtan bu güne pek
çok şeyi başardık. Bugün, başlangıçtan eksiğimiz,
özgüvenimiz.
2- Yıne tarihsel gelışim içinde bakarsak, 80 yıllık
zaman dilimınde 200'ü aşkın Avrupa kurumuna üye
olduk. Spordan sanata, eğitimden Avrupa Konse-
yi'ne kadar bunca alanda bizi Avrupalı sayanlar, tam
üyelik sürecinde Avrupalılığımızı sorguluyorlar. Bu
noktada alınan kararlar artık siyasidir. Türkiye bunu
yalvararak, her üye ülkeye jet ziyaretler yaparak de-
ğiştiremez. Kendisini geliştirerek değiştirebilir.
3- Türkiye'nin durumu AB üyesi ülkelerin iç polı-
tika malzemesi olacak kadar çerezleşti. Başa güre-
şen partiler, Türkiye'yı destekleyenlerin oranının
yüzde 35'i geçmediğıni görünce, Türkiye karşıtlığın-
dan medet umar hale geldiler. Buna izin veriyorsak
vay benim Türki-yem!
AKP'nin kuşkulu adımlan!
4- AB, 2012'ye kadar tüm bütçesini, haritasını
çizdi. Bu çizgilerde Türkiye yok. Bunu Türkiye'nin
yüzüne dogrudan söylemek yerine dolaylı mesajlar
vermeyi yeğlıyorlar. Erdoğan'ın gezisi sırasında kır-
mızı halı serenler; anlaşılan, yüzleri kızarmasın diye
bu tür görüntüsel örtüleri yegliyorlar!
5- AKP'nin AB politikası konusunda da bazı en-
dişelerimiz olduğunu vurgulamadan geçemeyece-
ğiz. Erdoğan'dan Gül'e, Annç'tan Yakış a herkes
başlıca perspektiflerinin AB'ye tam üyelik olduğu-
nu söylüyor. Erdoğan bunun gereği olduğunu açık-
layıp, bir elde bavul bir elde davul dolaşıyor.
AB'nin Türkiye'ye müzakere tarihi vermemesi ha-
linde bunun ne anlama geleceğini de şöyle açıklı-
yorlar:
Bu durumda AB bir Hıristiyan kulübü olduğunu
kabul etmış olacak, Türkiye'yı Müslüman diye alma-
mış olacak!
Çok tehlikeli bir yaklaşım. Acaba AKP'liler bunun
devamında şunu demeye mi hazırlanıyorlar:
- Ey Türkiye. bak AB bizi almıyor, gelın Islam dün-
yasına dönelim!
6- Ikinci bir şüphemiz de şu:
AKP, yüzde 8-10'luk kemik tabanının sabırsızlık-
la istediği değişikliklerı yaparken iki temel zemin
buldu:
Demokratikleşme ve Kopenhag kriterteri!
Ne istiyorsa bu iki paketin içine koyuyor... Bu du-
rumda insan, yoksa bizimkiler, Tahran, Mekke üze-
rinden olmadı, Kopenhag üzerinden gidelim mi,
şeklinde plan yaptılar diye sormadan edemiyor.
7- AB ve AKP'nin görünümü ışığında özellikle vur-
gulayalım ki; Türkiye. yerini daha kurulurken sapta-
dı:
Çağdaş uygarlık düzeyi!
Bu rotayı, bu düzeyi, kişisel, partisel, kıtasal he-
deflere alet etmek düzeysizlık olur!
ankcum@ttnet.net.tr
Batı basınından
Türkiye
y
ye destek
Dış Haberler Senisi -
Türkiye'ninAB'ye üyeli-
ği ile ilgili tartışmalara în-
giliz basınından gelen
destek, son olarak Türki-
ye muhaliflerinin de katı-
lımıyla büyüyor.
The Economist: Ingıl-
tere'de yayunlanan hafta-
lık The Economist, Tür-
kiye'nin Avrupa'ya ait bir
ülke olduğunu belirterek
AR ,",yPgi .ilVPİerp "Tiir-
lanması konusunda ikna-
ya çalışacaklannı duyur-
du.
Die Welt: Alman Die
Welt gazetesi, Almanya
Dışişleri Bakanı Joschka
Fischer'in, Fransa ve Al-
manya'nın ortak karannı,
AB Ortak Savunma ve
Dış PolitikaYüksek Tenv
silcisi Javier Solana'ya
sunduğunu yazdı.
ikİL Rundi
I Baştarafı Arka Sayfada
ne yiyenlerden birisi gerçekleştirmiş ohnalıdır. Ama
"nane şekeri", nane yiyenlerin şekeri olarak tannı-
maz. Daha çok, yolculuklarda başı dönen, midesi bu-
lananlar için oyalayıcı, iç ferahlatıcı bir şeker olarak
tanınır. "A>ilana linıon bayılana gazoz" gibi canı
sıkılana, derdini unutmak isteyene bire bir gelen şe-
ker olarak kendisine özgün bir yer bulmuştur. Nane
şekerini ikram edecekseniz yanlış anlaşılmamak için
durumu iyice inceleyin. Bir sıknıtısı olup da ferah-
lamak isteyene nane şekeri ikramınız doğru olur. A-
ma zaten ezilmiş birine "ezme" ikram ederseniz
ayıp olur. Şeker ikramının da yolu yordamı var.
Kâğıttı $ekerler...
âğıth şekerlerin en büyük özelliği içinde "ma-
*ni"si ohnasıdır. Şekerin kâğıdı açıldığı zaman
içinden küçücük kâğıda yazıhmş bir mani çıkar.
Inci inci inciyim
GüzeUikte birinciyim
Aslımı sorarsanız
Pilavın pirinciy im
Kimi maniler de size aşkın sırlannı açıklar:
Güzel kıza bakarsın
Ateşini yakarsm
Elin çabuk rutarsan
Yüzüğü de takarsın
Kısmetine böyle bir mani çıkarsa ne yapacağını
artık sen düşün:
Talihini tepme küser
Sırtını dönme gider
Neden böyle yaparsın
Senin yolunu gözler
Şeker Bayramınız tatlı geçsin, dansı Kurban Bay-
•"mnıa.
kılı Haluk Koç, zirveden çıkan
kararla Türkiye'ye haksızlık ya-
pıldığmı dile getirdi. SP lideri
y g
çaba harcadığmı anımsattı. CHP
lideri şöyle de\
r
am etti:"Bu ka-
ruı, çıkaıılnuş yasaların uygula-
mp uygulanmayacağını 1-2 yıl
bekleyelim ve görelim' demek,
tiler, kurgulannı yabancı düş-
manlığı üzerine oluşturmuş
durumda" dedi.
îtalya ve Yunanistan Türkiye'nin avukatı
ROMA (AA) - Îtalya Başbakanı Silvio
Beriusconi ve Yunanistan Başbakanı Kostas
Simitis, Kopenhag Zirvesi'nde Türkiye'ye
2004'ün ocak ayından önce üyelik müzake-
relerine başlanması için tarih verilmesi ge-
rektiğini söylediler.
Beriusconi ve Şimitis, dün bir araya geldik-
leri Roma'daki başbakanlık binasmdaki gö-
rüşmelerinin ardmdan ortak basın toplantısı
düzenlediler. "Tarih için tarih" olmaz di-
yen Beriusconi, "Müzakerelere başlama ta-
rihi 2004'ün ocak ayından önce oimalı. Bu-
nu geciktirmekTürk halkında hayal lank-
hğı yaratır" dedi. Beriusconi "Biz Avru-
pa'da Türkiye'nin avukatlanyız" dedi.
Simitis ise "AB, Türkiye'nin yanında ol-
duğunu göstermeli.Türkiye'ye 2004'ün 0-
cak ayından sonraya tarih verilmesi bize
göre uygun değil" diye konuştu..
'Daha cazip bir öneri sunulmair
Belçika hükümeti, Türkiye'ye Kopenhag'da
Paris ve Berlin'in önerdiğinden daha yakın
bir tarih verilmesinden yana tavır almayı ka-
rarlaştırdı. Hükümetin, Brüksel'in Türkiye'ye
"Berlin ve Paris'ten daha cazip bir öneri"
sunmasından yana tavır alacağı bildirildi.
ToVima:AB
hayırdemeıneli
1 r~
MURAT tLEM
ATİNA - Yunanistan'da ya- \
yımlanari To Vima gazetesinde
%
Rihardos Someriris imzasıyla
s
çıkan yorumda dorukta Türki- ^
ye'ye "hayır" denilmesi duru- \
munda Türk-Yunan iiişkileri- I
nin olumsuz etkileneceğine
l
dikkat çekiliyor. Yorumda, şu
görüşlere yer veriliyor: " Kıb-
rıs ve Ege açısmdan olaya
bakmak gerek. Bizim için ;
önemli olan Ankara ile iuşki- \
lerimizdegerginlikyaşanma- •
masıdır.Türkiye'nin şantajcı
politika uyguladığı söyleni-
yor. Geçmişte biz de bu takti-
,ği uyguladık." |
İngiltere:
Tarih verilmeli
LONDRA (AA) - ingiltere.
Türkiye'ye AB'ye tam üyelik
görüşmeleri için tarih verilme-
sini istedi. İngiltere parlamen-
tosunda gazetecilerle önceki
gün öğle yemeği yiyen Dışişle-
ri Bakanı Jack Straw, Türki-
ye'nin AB'ye dahil edilmesi-
nin "AvTupanın istikran için
değil, dünyanın büyük bölü-
münün istikran için çok
önem taşıyacağını" söyledi.
Stravv, görüşmelerin başlaması
için kesin bir tarih verilmeme-
si konusunda ortada bir neden
olmadığını kaydetti. Stravv,
Türkiye 'ye dığer aday ülkelere
göre farklı davTanılmaması ko-
nusunda da uyanda bulundu.
Rasmussen: Bir
şeyalacaksınız
PARİS (AA) - Danimar-
ka'nın Başbakanı Anders Fogh
Rasmussen, Türkiye'nin Ko-
penhag Zirvesi'nde bir şeyler
alacağını söyledi. Rasmussen,
Avrupa Konseyi'nin Kopenhag
Zirvesi'nde Türkiye'ye yapaca-
ğı teklifin yapısını belirtmek
için henüz erken olduğunu söy-
ledi. Rasmussen, "Bir yola
girmiş bulunuyoruz, bu yolda
Ueriemek gerekiyor. Başka al-
ternatifımiz yok" ıfadesini
kullandı. Türkiye'ye çifte stan-
dart uygulanmadığını belirten
Rasmussen, "Türkiye, müza-
kerelere başlama tarihinin
belirlenmesi için kriterleri ye-
rine getirmeiidir" dedi.
Türkiye'nin
yolu çok uzun
BRÜKSEL (AA) - Alman-
ya Dışişleri Bakanı Joschka
Fischer, "üyelik görüşmeleri
2005 yıhnda başlasa bile,
Türkiye'nin AB'ye katılmak
için önünde çok çok uzun bir
yol bulunduğunu" söyledi.
Dışişlen Bakanı Yaşar Yakış
ile görüşen Fischer, Türkiye'ye
AB'ye tam üyelik müzakerele-
ri için başlangıç tarihi verilme-
siyle ilgili olarak Fransa ve Al-
manya arasındaki anlaşmanın,
Kopenhag'da yapılacak zirve
için iyi bir temel oluşturacağı-
nı belirtti. Fischer. ciddi endi-
şelerolmasına karşın Fransa ve
Almanya'nın teklifinin "den-
geü" olduğunu kaydetti.
1
kiye'yi, genişlemekte
olan kulüplerine dahil
ermekte daha istekli
davranmalan" tavsiye-
sinde bulundu.
The Guardian: Türki-
ye'nin AB üyeliğine des-
tek verenlere son olarak
Türkiye'yi eleştiren tutu-
muyla tanınan The Guar-
dian da eklendi ve gazete
AB'ye "Türkiye ve biz
(Avrupa) aynlamayız"
uyansında bulundu. Av-
rupa'nm bir fikrin adı ka-
bul edilmesi halinde, Tür-
kiye'nin de bu fikrin bir
parçası olduğunu belirten
The Guardian gazetesi
başyazan, "Aslında Tür-
kiye söz konusu oldu-
ğunda farklı tutumlar
takınmak Avrupa'nın
Jüstinyen'den beri yap-
tığı bir şeydir" dedi.
The TÎmes: Gazete,
Türkiye'nin AB'ye gir-
mesinin engellenmesi ha-
linde, bunun Islam dün-
yasını kızdıracağına dair
AKP lideri Recep Tayyip
Erdoğan tarafindan yapı-
lan değerlendirmeye dık-
kati çekti.
Financial Times: Ya-
yunladığı geniş haberde,
AB içindeki gelişmelere
yer verdi ve Almanya ile
Fransa'nın AB liderlerini
1 Temmuz 2005'te Türki-
ye ile görüşmelere baş-
hau gazetesinin "AB
Türkiye'yi bekletiyor"
başlığıyla verdiği haber-
de ise Chirac ile Schrö-
der'in Türkiye konusun-
daki üzlaşmasının, "mü-
zakereler için kesin şe-
kilde bir tarih belirle-
meden Türkiye'nin AB
üyeliği isteğine karşılık
verme anlamına geldi-
ği" ifade edildi.
Frankfurter Allgeme-
ine: Frankfurter Allgeme-
ine gazetesi Türkiye'nin,
uzun bir bekleyişten son-
ra AB'ye girme şansınm
ilk kez bu kadar yüksek
olduğuna dikkat çekti.
DerTagesspiegel gaze-
tesinin sorulannı cevap-
landıran Fransa Yeşiller
PartisiAvrupa millerveki-
li Daniel Cohn-Bendit,
AKP'nin, Alman CSU
partisi benzeri bir "îs-
lamcı Sosyal Birlik Par-
tisi" olması halinde, bu-
nun AB için de büyük bir
firsat olacağını ifade erti.
Bendit, "İslamiyet, Av-
rupa'nın ikinci dini ol-
muş durumda" dedi.
AJman Haber Ajansı
(DPA), Fransa-Aknanya
zirvesiyle ilgili yorumun-
da, belirli şartlara bağh kı-
hnmasına ragmen "Tür-
kiye'nin üyeliğinin has-
sas bir konu olmayı sür-
dürdüğünü" belirtti.