29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 ARALIK 2002 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER İNSANIN SERÜVENİ TURHAN SELÇUK DCpı. Î. U Z Î N D A M 6&MİM ı'çıM AMD KI OHUsi OİMAKİ5TEPÎM 0 DÜHÜST TA3İATLI ÎSTAN3Üİ YAPMAMP&N AEDÖLCAN2AZ1 • Iff EA3ÎKCULD3 KAC2RALAHI l£fcİNl BtMîEH MZAK - TEKMÎLİ 3İ3DEN 2EMÎNE MÂ.T4Î Öğrenci sayısı 30 binin üzerinde olan üniversiteler bölünecek, bütün rektörler değişecek AKP'nin intikamhazırlığıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP hükümetinin öğrenci sayısı 30 binin üzerinde olan 17 üniversiteyi bölerek yeni üniversiteler oluşturmak istemesinin altında, rektörleri değiştirme planının yattığı ortaya çıktı. AKP hükümetinin, bölünmeyle oluşacak yeni 17 üniversitenin rektörünü atarken, mevcut rektörlerin görevlerine son verecek yasa değişikliği hazırlığı yaptığı öğrenildi. YÖK Yasasf nda, "yeni kurulacak üniversitelerin rektörünü hükümetin atayacağT hükme bağlanıyor. Hükümetin, yeni kurulacak üniversitelerle ılgili yasaya, "Mevcut üniversite rektörlerinin de görev süresi yasanın yürürtüğe girdiği tarihten itibaren dolmuştur" ifadesını ekleyeceği belirtildi. AKP'li milletvekili ve bakanlar, rektörler tarafından yayımlanan bildirinin kamuoyunda yankılanmasının ardından büyük rahatsızlık duymaya başladı. Rahatsızlığın göstergesi olarak önceki gün yapılan AKP grup toplantısında bazı milletvekılleri, YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz hakkında araştırma komisyonu kurulması, hatta suç duyurusunda bulunulmasım önerdi. Baflımsız bakan suclaması Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya da Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcu'yu, bildiri yayunlayan rektörlere "gerekü cevabı vermemek ve bağunsız bir bakan gibi davranmakla" suçladı. Rektörlere karşı "Halk bize bu meselelerin çözümü için teveccüh gösterip oy verdi. Bakanınuz gereken cevabı vermeüydi" diyen Uzunkaya'yı yanıtlayan — ^ — — — — — — Milli Eğitim Bakanı • AKP'liler, Mumçu ıse "Aeefe ı... ı • etmeyın.Fotoğrann reKtorienn tamamını görmek için yayımladığı fılmin sonunu beklemenizi bildirinin öneririm. Bitiyorsunuz kamuoyunda filmlerde katil en başta yankılanmasından gösterilmez, filmin sonunu büyük rahatsızlık J ^ " s ö z l e n yl e ^ , J = . . bır tartışmaya neden oldu. duyuyor. Oncekı A K P h ü k ü m e t l -acfl günkü AKP grup eylem planı" kapsamında toplantısında bazı ilk önce YÖK Yasasf nda milletvekilleri, yapacağı bir değişiklikle Kemal Gürüz ™ K *™ g ö r e ^ . . . . koordinasvon la hakkında araştırma s ı n ı r l a y a c a k \ B u nun komisyonu ardından da bütün kurulmasını rektörlerin görevine son önerdi. verilecek. Bunun için de ^ _ _ _ 17 üniversitenin bölünmesiyle kurulacak yeni üniversitelerin kuruluş yasasına "mevcut üniversite rektörlerinin de görev süresi yasanm yürürtüğe girdiği tarihten itibaren dolmuştur" ibaresinin ekleneceği, böylece tüm üniversite rektörlerinin AKP tarafından atanacağı öğrenildi. Annç, Cürüz'ü uyardı TBMM Başkanı Bülent Annç da dün yaptığı açıklamada, YÖK Başkanı Gürüz'ün "niillletin özgür iradesini kuDanarak oluşturduğu TBMM'ye saygı ve demokratik külrürle bağdaşmayan" açıklamalar yaptığını savladı. Annç, "Ulkemizin birtik, hoşgörü ve karşıhkh saygıya her zamanldnden daha fazia ihtiyaç duyduğu bu dönemde kamu makamlannı işgal edenler, bu genel kurula uygun davranmah, hukuk ve saygı sıruıiannı aşan, çauşmalan tahrik eden da\Tanışlardan kaçınmahdır. Aksi davranış içerisine girenler hakkında anayasa ve kanunlann öngördüğü yetkilerin kuDanılacağmdan Idmsenin şüphesi olmamahdır'" diye konuştu. Gürüz'ün "MecbYteki Milli Eğitim Komisyonu'nda dini eğitim alan, geçmişte zorunlu sekiz yılhk eğitime karşı koyanlann ağırlık ve çoğunluk oluşrurmasına kimsenin ses çıkarmaması beklenmemendir" sözlerini anımsatan Annç. şunlan söyledi: "TBMM üyesi sayın milletvekilleri anayasa ve kanunlar çerçev esinde milletin ojianjia seçilmekte ve yine anayasa ve TBMM içtüzüğü hükümlerine uygun olarak komisyonlarda görev almaktadır. TBMM organlan da milH iradenin tenısilcileri olan saym üyelerimiz tarafından oluşturulmaktadır. Sayın üyelerimizin bu organlan oluştururken herhangi bir kişi ya da makamdan görüş ahna veya danışma zorunluhığu yoktur." Annç, hiçbir kişi veya kurumun anayasanın üzerinde olamayacağını da belirterek, hiç kimsenin milletvekillerinı küçük düşürücü da\Tanışlarda bulunmaması gerektiğini kaydetti. MSÜ öğrencilerine ödülHacı Ömer Sabancı Vakfi'nca, Mimar Sinan Üniversitesi Resim, Heykel ve GeJeneksd Türk El Sanaflan bölümİerinde başanlı olan öğrenctere verüen /Sakıp Sabancı' ödülleri sahipfcrini buldu. Üniversitenin Fuıdıkh'da- Id Oditoryumu'nda dün düzenlenen tören- dekonuşan Sabancı HoldingYönetim Kuru- hı Başkanı Salap Sabancı,Türkiye'nin sanat ve kültürde rötarh olduğunu belirterek "Sa- nat vekültür penceresindeyavan kahrsan sa- na ehemmiyet vermezler" dedl Sabancı, Re- sim, Heykel ve Gdeneksd Türk El Sanada- n bölümkrini ilk 3 sırada bitiren öğrencile- re kendi adını taşıyan ödülleri verdi Saban- a aynca, birindleri40, ikincileri 25, üçüncüleri de 15 adet cumhuriyet altun ile ödüllendirdL Her böiümün birincileri de Sabancı'ya ken- di eserierinden hediye etti (Fotoğraf: AA) YÖK BAŞKANI'NA DESTEK Gürüz'ün çıkışı çok yerinde tstanbul Haber Merkezi - Mustafa Kemal Derneği, hükümetin uygulamalanna karşı çıkan Prof. Dr. Kemal Gürüz ile birlikte 72 üniversite rektörüne destek bildirisi yayunladı. Prof. Dr. Gürüz'e Mustafa Kemal Derneği Genel Başkanı Kamran Baran imzasıyla gönderilen destek mesajında özetle şu göriişlere yer verildi: "Rektörler komitesinin hükümetçe haznianan ve acil eylem planı çerçevesinde yer verilmek istenen tasan ile UgiB bildirisi laik \e demokratik Cumhuriyet'e candan bağh olan bizleri son derece sevindinniştir. ÖSYTVI ve 8 yılhk ilköğretim sistemini kendi emeDerine göre düzenkmek isteyenlere ve çağdışı düşünce ve da\Tanışları nedeniyİe üniversiteden uzaklastinlan bazı öğretim üyelerinin yeniden üniversiteve dönmesine kesüüilde nrsat verilmemelidir." Inönü Cnıversitesi Rektörü Prof. Dr Fatih Hilmioğlu. Ismet lnönü'yü anma törenindeki konuşmasuıda, Türkiye'de 80'e yakın üniversite bulunduğunu belirterek her birinin Atatürkçü düşüncenin ödünsüz savunuculan ve Cumhuriyet'in kaleleri olduğunu vurguladı. Sıvas Cumhuriyet Cniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ferit Koçoğhı da Cumhuriyet ten ödün vermeyeceklerini kaydedeti. Mersin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Uğur Oral ise yaptığı açıklamada şöyle dedi: "Görüldüğü kadanyla hükümetin amacı üniversiteleri ve YÖK'ü çağdaş bir yapıya kaMişturmak değil, bu kurumlan kendi güdümüne ahna çaüşmalandır. Bu da çağdaş Atatürkçü üniversiteleri rahatsız etmektedir." Ankara Üniversitesi Rektörü Aras, öğretim üyelerine dönük affa karşı çıktı Bilim hırsızlanna dönüş yolu MAHMLTGURER ANKARA - AKP'nin TBMM Milli Eğitim Komisyonu'nda kap- samını genişletmeye hazu-landığı "üniversite affi" ile "bihmsel hır- aznk", ırticai faaliyetler ve yüz kızartıcı suçlar nedeniyle üniver- siteden uzaklastinlan akademis- yenlere yeniden üniversiteye dö- nüş vizesi verilecek. Şimdiye ka- dar, intihal (başkasının eserini çal- mak) nedeniyle 58, irticaı faaliyet- leri dolayısıyla 20, yüz kızartıcı suçlar nedeniyle de 60 dolayında akademisyenin üniversitelerden uzaklaştınldığı belirlendi. Anka- ra Ünıversite Rektörü Prof. Dr. Nusret Aras, öğretim üyelerine dönük affa karşı çıkarak, "Öğre- tim üyelerinin affedilmesi duru- mundaonlarca ıntıhaJcr geridö- necek" dedi. AKP hükümeti, TBMM Milli Eğitim Alt Komisyonu'nda kap- • AKP hükümeti, TBMM Milli Eğitim Alt Komisyonu'nda kapsamı genişletilme çalışmalan süren 'üniversite affıyla' 3 binin üzerindeki türbanlı öğrencinin yanı sıra bilimsel hırsızlık nedeniyle üniversitelerden atılan 58 akademisveni de affedecek. samı genişletilme çalışmalan sü- ren "üniversite affiyla" 3 binin üzerindeki türbanlı öğrencinin ya- nı sıra, çeşitli suçlar nedeniyle üni- versitelerden atılan akademik per- sonel de affedilecek. YÖK, son 5 yılda toplam 151 akademik personel hakkında ka- mu görevinden ve meslekten çı- karma cezası verdi. Yüksek Öğ- retim Kurumlan Yönetici, Öğre- tim Elemanı ve Memurlan Disip- lin Yönetmeliği uyannca, 1997'de 13,1998'de23,1999"da20,2000"de 30, 2001 'de 30 ve 2002"de 35 ol- mak üzere toplam 151 akademik personele disiplin cezası verildi. Bu çerçevede 90 öğretim elemanı ka- mu görevinden çıkarma, 61 öğre- tim elemanı da meslekten çıkar- ma cezası aldı. Bunlardan 58'inin ıse başkasının yapıünı çalma, ken- dininmiş gibi gösterme anlamına gelen "intihal" suçlamasıyla üni- versiteden ve kamu görevinden uzaklaştınldı. Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aras, öğretim üyeleri- nin affina kesinlikle karşı olduğu- nu söyledi. Üniversitelerden aülan öğretim elemanlannın bü>oik bö- lümünün görevine intihal nede- niyle son verildiğini anımsatan Aras, •'Bizonlan üniversitelerden niyegönderdik, MdekdeğDkibun- lar intihal etmışler" yani bilimsel hırsızlık yapmışlar" dedi. Aras, bilimsel hırsızlığın asla affedile- meyeceğini de vurguladı. Affin türbanlı öğrenciler için çıkanldı- ğını ifade eden Aras, "Zaten biz türbanlı öğrencilere hiçbir müda- halede bulunmadık, ceza uygula- madık,onlardevamsBİıknedeniy- le uzaklaştinldı" diye konuştu. Bernay'dan eleytlrl Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. FeritBernayise türban ve öğretim üyelerinin affi tartışmalanna değinerek şunlan kaydetti: "Hiçbir uygar ülkede af mekanizması \ok. İ Ikelerin yöne- timlerinde kurallar bellidir. Bizde de anayasamız bu yasalara uyul- masmıemrediyvr. Buna uymayan- lar için getirilen ve getirilmek iste- nen aflar sorunu çözmüyor. Yan- hş sorunlara yanhş çözümler geti- rifivor." GÖRÜŞ Prof. Dr. NECLA ARAT 'Ağıt İstemiyopuz Artık1 Tüm dinler 'Öldürmeyeceksin!' buyruğuna kendidiz- geleriiçinde başyeri veririer. Ama sonra, en başta din- ler ve daha pek çok şey uğnına yuz binler, milyonlar öldürülür;yitergider. 'Öldürmeyeceksin!' buyruğuise din ve ahlak kitaplannda 'olması gerekenin' ama ol- mayanın simgesi olarak kuşaktan kuşağa aktanlır. Niçin 'öldürmeyeceksin!'? Öldürmeyeceksin, çün- kü yaşam en büyük haksa, ö/üm en büyük haksızlık; yaşam, var oluş ve güzellikse ölüm yok oluş ve çirkin- lik; yaşam eylem ve savaşımsa ölüm eylemsizlik veye- nilgidir. Insanoğlunun hiç olmazsa şimdilik değiştire- meyeceği bir yazgıdıryasamla ölümün tıpkı sevgi ve nefret gibi ikiz kardeş olmalan... Ama bu kez ikiz ka- deşler zamandaş değildirter. Yani ikisı bır arada bulu- namazlar. Biri varken öteki yoktur. Birincisi yitip gitti- ğinde yerine öteki geçer oturur. Toplumumuz son yıllarda hep olumsuzlamalann egemen olduğu, yaşamınyerine ölümün; güzellığinye- rine çirkinliğin; eylem ve savaşımlann yerine eylem- sizlik, ürküntü ve yenılgılehn geçip oturduğu bir top- lum halinegeldi. Pascal, Düşünceler'/ncfe Busonsuz boşluklann başı sonu olmayan sessizliği beni korku- tuyor' (*) diyordu. Şimdı biz, toplumca görmediğimiz, anlayamadığımız, karanlık boşluklann; başı sonu ol- mayan haksızlıklann; sessizliği açıklanamayan olayla- nn ürküntü ve korkusunu yaşıyoruz. Insanlıklanndan soyutlanmış bazı kimseler, sanki mekanik birprogram ile aydınlanmıza, gençlerimıze, geleceğımizin umut- lannıyeşertenleresaldınyorlar,alçakça öldürûyoriaron- lan. Toplumumuz Ceyhun Atuf Kansu'nun bir deyimı ile gerçekten bir 'ağrtlar toplumu' haline getınldi. Işte Yavuz'/a/; Öz'ler, Cömert'/e/; Karafakioğullan veen taze yaramız Abdi Ipekçi Her biri bu ülkenin gele- ceğinin mimarian olan bu değerii aydınlanmızı ve on- lannyanında sayılan bınleriaşan gençlerimiziyokeden karanlık ve korkunç çarkı kim veya kimlerdöndürüyor? Bu sorunun yanrtını ivedi olarak vermek için gereken her şey, her nepahasına olursa olsun yapılmalıdır. Ab- di Ipekçi'nin arabasının arkasındaki arabada olan ve- ya olanlar, çevrede olayı görüp de 'başım derde gir- mesin' kaygısıyla sinip evlerine gıdenler, belki rahat- lannın kaçmaması uğnına susuyoriar, ama unutmama- lan gereken daha önemli bırnokta var: Böyle korkunç bir olay karşısında kenara çekilip susmak. tam siper yaşamak, kendi rahatından başka hiçbir şey isteme- mek, kendisinden başka hiç kimseyi sevmemek, hiç- bir şeyi duymamak, insan olmaktan çıkmak demektir. » Abdi ıpekçi olayı, insansal özünün iç burkuculuğu çok ağır ve etkileyici olan olaylardan ne ilkı, ne de görü- nüşe göre sonuncusu... Ama biz bu olayın sonuncu olmasını gerçekten ıstiyorsak her türlü kişisel kaygı ve korkudan sıynlmamız, insan olmanın sorumluluğuna yeniden sahip çıkmamızgerekiyor. Toplumsalyapının, yozlaşan değehenn değiştinlmesi için her kademede yüreklı ınsanlara gereksınmemiz var. Çirkinliği, eylem- sizliği yenebilecek; yaşama savaşında yiğit bir er ola- rak üzerine düşenleriyapabilecek; haksızlıklara veza- mansız ölümlere baş kaldırabilecek insanlara gerek- sinmemiz var." "Ağıt Istemiyoruz Artık" başlıklı bu yazı, 23 yıl önce ben genç bir doçentken (15 Şubat 1979'da) Dünya gazetesinde yayımlandı. Ama aradan geçen 23 yilda benım kuşağım ne yazık ki hep ağıtlara imza attı. Çünkü, içerideki ve dışandaki karanlık düşman güçler, bu ülkenin nice değerii evladını, yurtsever aydınını, sinsi ve planlı yöntemler ile ortadan kaldırmayı sürdürdü. _ Prof. Dr. Muammer Aksoy'un. Doç. Dr. Bahriye Üçok'un, Çetin Emeç'in, UğurMumcu'nun, Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı'nın ve daha pek çok değerii ay- dının katilleri de bu katilleri programlayanlar da bir tür- lü bulunamadı. Işte şimdi yine Türkiye'nin içerde ve dışarda çok zor günler yaşadığı bir dönemde, Ankara Üniversıtesi Dev- rim Tarihi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemrtoğ- lu, tıpkı Prof. Dr. Muammer Aksoy gibi evinin kapısı önü- ne başından vurularak öldürüldü. Doç. Dr. Hablemitoğlu da kendisinden öncekiler gi- bi gerçek bir yurtsever, iyi bir araştırmacı, Atatürk ilke ve devrimlerinin ödünsüz savunucusu ve kimi tarikat- lann korkulu rüyası idi. Çünkü o. düşüncelerini belge- ler ile destekleyerek korkusuzca savunabiliyor; toplu- mu aydınlatmak için çeşitli platformlarda konuşuyor; aldığı tehditlere karşın hiç yılmadan yolsuzluk ve hak- sızlıklara karşı çıkıyordu. Hablemitoğlu, bu savaşımını, gerçek bir cumhuriyet aydını olarak, yaşamı pahasına sürdürdü. Şimdi bizler de bu cumhuriyet aydınının ölümüne yalnızca ağıt yak- makla kalmamalıyız. Bu ölüm, cumhuriyetin bağımsız devrimci ruhunu yeniden canlandıracak anlamlı bir kı- vılcım olarak değerlendirilmeli... Çünkü ağıt zamanı çoktan bitmiştir. Şimdi eylem zamanıdır. C) Bkz. Pascal, Pens'ees Böl. XXV Kıs. 18 'Türk Dişhekimleri Birliği'nin kuruluşunda ne paramız ne de yerimiz vardı. İlk aylarda benim muayenehanemde toplanmaya başladık" diyen sevgili ağabeyimiz, Türk Dişhekimleri Birliği kurucu başkanı Dişhekimi YILMAZ BİLGİNikaybettik. Ailesinin, tüm meslektaşlanmızın ve dostlannın başı sağolsun. O'nu sevgi ve saygıyla yüreğimizde yaşatacağız. Meslektaşlan U Uçansı, *y*n Dankv, Hftm Bark, Bûtant Çe*, CaU Kortaıt YMrn, Gâümsar KoçA, Hönyta M^sci, Kadip Öğût, Kazair Pamir, Mehmet Akbulut, Murat Erıoy, Mustafa Dûiınciog<«, Muzaffer DertPd, Rffst Yüztasnğlu, Sadat Küçükay, Taner Yücei, lar* işrnı, fttyts UUk, Irlnn Atafc^ YtnazMa**
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle