19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
-f- Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yüdız • Yazıişleri Müdürü: Safim A^padan#Sorumlu Müdün Mehmet Sucu # Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara Cumhuriyet İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET \AKFI adma İLHAN SELÇUK tstıhbarat Cengiz Vıldırım 0 Ekonomı-. Öz- lem Yüzak 0 Kültür Egemen Berköz 9 Spor \bdülkadir Vücelman 9 Makaleler. Sami Ka- raören • Düzeltme Abdullah Yazıcı • Bıl- gı-Belge: Edibe Buğra # Yurt Haberlerr Meh- raet Faraç 0 Avrupa Temsılcısı: Gürav Öz Yaym Kurulu: tlhan Selçuk (Baş- kan). Emre Kongar ı Danışman ı, Orhan Erinç, Hiknıet Çetin- kaya. Şiikran Soner. fbrahim Yıİdız, Orhan Bursalı. Musta- fa Balbav. Hakan Kara. Ankaıa Temsılcısı: Mustafa Balbay Atatüık Bulvan \o. 125, Kat:4, BakanJıklar-Ankarâ Tel 4195020 (7 hat I. Faks: 4195027 • tzmır Temsdcısı: Serdar Kmk. H.ZıyaBlv 1352 S.2 3Tel'4411220, Faks 4418745 • AdanaTemsilcisı:Çetin Yiğenoğlu, tnönüCd. 119 S. No:l Kal.l. Tel- 363 12 11. Faks- 363 12 15 Muessese Müdurü Erol REKLAM: P.M. Lıd. Şti. • Genel Erkut 9 Koordınatör MudurGülbin Erdunm#Koordmaıor Ahmet Korulsan 9 Mu- Reha Işıtman • üenc! MuJüA rd hasebe: Bülent Yener9 Sevda Çoban • Fınansman Müdürü Idare Hüseyin Gürer Çetin Erduran Tel 0212 514 07 53- 9 Satış Fazilet Kuza 513 84 60-61. Faks 0212 513 S4 63 \a\imla\an: > enı Gıin Haber Ajansı Basın le Yavıncılık \ Ş, Baskı; Sabah\a;ıncLİık \ Ş Tüfkûcajı Cad 39 41 Cağaloglu 34334 Istanbui PK 246 - Sırkecı 34435 Istanbul Tel .0 212) 512 05 05(20 hat) Faks (0 212)513 85 95 24 ARALIK 2002 lmsak:5.45 Güneş. 7.20 Ögle: 12.11 Ikındi: 14.2" 1 Akşam: 16.48 Yatsı: 18.16 YHbaşi için özel kek • Haber Merkezi - Golden Tulip Eresin Topkapı Hotel, yılbaşı için üzerinde Noel Baba şekerlemelen olan özel bir kek hazırladı. Kiraz, limon, portakal şekerlemeleri, beyaz kuru üzüm, cevız ve rom ile zenginleştirilen keki, Şef Tekin Günaydın tasarladı. Yılbaşına özel pastalan ailelenyle paylaşmak isteyenler ise 2 Ocak 2003'e dek otelin. Patıssene Julien bölümünden sipariş edebilecek. Japonlar falcılara güveniyor • TOKYO (AA) - Japonlar, falcılara, sıyasetçüerden daha çok gÜYeniyor. Asahi Shimbun gazetesuıın 3 bin kişinin katılımıyla yaptığı ankete göre, Japonlann yüzde 15'i siyasetçilere güvenirken yaklaşık yüzde 20si falcılara güveniyor. Anket, Japonya'da en az güven uyandıran kişilerin siyasetçiler, sözüne en çok inanılanlann ise hava durumu tahmini yapanlar olduğunu gösterdi. Opera sanatçısı Şihai öidü • PEKtN (AA) - Pekın Operası'nın ünlü oyuncusu Yuan Şihai, 86 yaşında öldü. Adını, kuzey başkentı demek olan Beijing'in Jing (kent) ve Cü (Oyun) sözcüklerinden alan tarihi Pekin Operası CingÇü'nün parlak oyuncusu Yuan'ın 11 Aralık'ta öldüğü bildirüdı. Yuan'ı tanıtan resmi Yeni Çin Haber Ajansı ile Komünist Partrnin yayın organı Halkın Günlüğü, Devlet Başkanı Jiang Zemın'in Yuan'ın ailesine başsağhğı dilediklerini belirtti. üzay kokulu parfümler uretildl • ANKARA (AA) - Bilım adamlan. bir gülün yerçekünsiz ortamda nasıl koktuğunu tespit ederek, bu kokuya benzer bir parfüm geliştirdiler. Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi'nin (NASA) yaptığı açıklamaya göre, parfüm geliştiren International Flavors&Fragrances (IFF) şirketinde görevli bilim adamı Braja Mookherjee ve ekibi, 4 ytl önce "Overnight Scentsation" gülünü özel bir kutuda uzaya gönderdiler. 120 köpeğin hayatı kurtuldu • BAGU1O (AA) - Filipinler polısi, köpekleri Noel yiyeceği olarak satmak isteyen 7 kişiyi yakalayarak 120 köpeğin hayatını kurtardı. Polisin yolunu kestiği 3 kamyona tıka basa doldurulan hayvanlann arasuıda onlarca ölü köpek bulundu. Hayvan severlerin 1998 yılında yaptığı yoğun protesto sonucu, Filipinler'de, eti için köpeklenn katledilmesi yasaklanmıştı. Ancak ülkenin hâlâ birçok bölgesinde köpek eti leziz yiyecek olarak görülüyor. Noel Baba'yla tanışma heyecanı • Çeviri Servisi- Annesi Rie Uchibari ile Tokyo'daki bir mağazadaki Noel Baba'yla taruşmaya giden üç yaşındakı Nanase heyecandan ne yapacağını şaşırdı. Grönland'daki Noel Babalar Birliği'nin görevlendirdiği Paradise Yamamoto'nun ofisine giden minik Japon, Noel Baba'nın elıni sıkarken gözlerinin içı gülüyordu. (Fotoğraf: AP) Vıagraya rakip havuç • TOKAT (AA) - Gaziosmanpaşa Cniversitesi Ziraat Fakültesi Oğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Koç, havucun, cinsel gücü arttırdığını söyledi. Doç. Dr. Koç, yapılan araştırmalarda, A vıtamini bakımından zengin olan havucun, içerisinde bulundurduğu besin maddeleri sayesinde hem vücudu beslediğini hem de birçok hastalığa iyi geldiğinin tespit edildiğini söyledi. Ömerli su havzasındaki araziler, organizasyondan sonra kalıcı konaklama tesislerine açılabilecek Formulayanşlan bahaneOKX\YEKtNCt Ülkemiz için en etkili "tanı- tnn" olanağı. İstanbul için de en büyük "prestij" kaynağı olarak dört elle sanldığımız Formula- 1 'e 2005 yüı evsahipliğimiz "imar ranü hesaptanyla" kirletiliyor. Bu dev organizasyon için, İs- tanbul Ticaret Odasının (ÎTO) Ömerli su havzasındaki 'imar ve kullanım yasağı" bulunan 2 milyon metrekarelik arazisi öne- rilirken, tTO'nun bunun karşılı- ğında ve aynı yerde "kaba konak- lama tesisleri ile rant getirici ya- puaşmalar" beklentisinde oldu- ğu anlaşıhyor. Böylece, tamamı "kesin koru- ma kuşağında" yer alan. orman- larla ıç ıçe ve Ömerli'yi besleyen derelerden "KöyderesTne biti- şik konumdaki, aynca 1 25 bin öl- çekli planda da "ormana kaüla- cak ağaçlandırma alanı" şeklın- de tanımlanan 1092 ve 1093 par- sel numaralı tTO arazisinin. "For- mulabahanesiyle" imara açılma- sına hazırlık yapıhyor. Eğer bütün bu rant planlan ger- çekleşirse, suya, doğaya, orma- na ve imar kurallanna aldırmayan bir Formula ile çevreye duyarlı dünya karşısında tt kötü tarunaca- ğmuz" gibi, o beklenen prestij de artmak yerine daha da "sarâla- cak". Çünkü, yaşam kaynaklan- nı Formula'ya kurban eden bir Istanbul'un evrensel saygınlığı da yıpratıbnış olacak. Pendik ilçesine bağlı Akfirat belde belediyesi sınırlarına gir- diği için Büyükşehir Belediyesi dışrnda kalan ÎTO parselleri, \i- nede"ÎSKÎBölgesrnde... Yer seçiminde pazarhklar Ne var ki bu olanağa ragmen Büyükşehir ve tSKl hâlâ suskun... Oysa, 2005'teki Formula ev sahiplığımize Antalya ve tzmir de adayken, özellikle "altyapıveko- naldamaoiaııalâarı'' nedeniyle İs- tanbul seçilmişti. YABANCILAR 'BARAJ'DAN ÇEKİLİYOR LONDRA (ANKA) - Yabancı şırketler, çevrecüenn karşı çıktığı Türk baraj projelerinden çekiliyor. Yusefeli Barajı projesini üstlenen konsorsiyumda yer alan Fransız mühendislik grubu Spie, projeden çekildiğini açıkladı. Böylece, tngiliz Amec şirketinin ardından Spie de projeden çekilmiş oldu. The Independent gazetesi, Spie'nin çekilme karannı "YiısufeH projesi için ciddi bir aksflik n olarak yorumladı. Gazete, çevrecilenn projeye karşı kampanya başlatmasınm ardından tngiliz Amec şirketinin geçen mart ayında projeden çekildiğini arumsatırken Spie'nin Amec'e katılma süreci içerisinde olduğuna da dikkat çekti. Şimdi, yasal planlarda Balhca ile Tepeören yerleşmeleri arasın- daki "ağaçlandınlarak ormana kaülmasr öngörülen arazilerde nıyetlenilmesinın de işte o "kent seçinıi döneminde" gündeme gel- diği söyleniyor. Çünkü. gerektiğinde ''yargıya başvurulmaküzere" bu konuda- ki araşrırmalan yapan Minıarlar Odası komisyonunca edinilen bilgilere göre, ÎTO bu araziyi "geçen yıl" edinmiş. Anımsana- cağı gibi Formula-2005 için is- tanbul 'un seçilmesi yönünde de aynı süreçte etkin kulis çahşma- lan yapmıştı. Bakalım, 3 Kasım seçimleriy- le göreve gelen yeni hükümetin Orman, Çevre, Baymdırhk, Içiş- leri ve lurizm Bakanlan, böyle- si bironur lancı "tahribatplaıu" karşıhğında ne yapacaklar? AKP'nin siyasal programın- dakı "kente karşj suçlan önfcme" sözünün gereğı de yıne bu yeni bakanlann duyarlıhklanna kalmıs, durumda... İSTANBUL-2005/FORMULA-1 PİST VE ' TESİSLERİ İÇİN ÖNGÖRÜLEN İTO ARAZİSİ İSTANBUL'UN "AKCİĞERLERİ" İÇİNDE... Yukandaki haritada ömerli Gölü ve su havzasının Istanbul'daki konumu ile bu havza ıçınde Formuia-1 pıstı ve tesisleri için öngörülen 20 milyon m 2 'lik İTO arazisinin yen görülüyor... Parseller, mutlak koruma kuşağında... Oyuncaklann 'pembeprensesV markalan zorluyor Barbie hep zirvedeEkonomi Servisi- Barbie bebek, oyuncak en- düstrisinin renkli dünyasındaki iktidannı koru- yor. The Economist dergisindeki biraraştırma- ya göre, 1959 yılında tasarlandığından beri bü- tün dünyada büyük bir ilgiyle karşılanan "pem- beprenses". endüstrininhızlı gelişimine ragmen zırv edekı yenni kolay kolay terk etmeyecek gi- bi gözüküyor. BARBİE BEBEK PLAJDA - Oyuncak do leruün. son dönemde vrtrine çıkardıklaruun sadece bir oyuncakolmadığı,biryaşam tarzıvansrtüğı vurgusunu sıkça kuOanmalanndan kolayca anlaşılabüh or. Barbie bebeğın 1959'dan günümü- ze dek "caâbesmi" yıtirmeyişinin sırn, başanlı pazarlama taktiği olarak göste- riliyor. Renk seçiminin yarattığı "sihir" çağn- şımının da Barbie'yi "küh" benzeri bir konu- ma ulaştırdığı ifade ediliyor. Veriler, bugüne kadar dünya çapında yakla- şık bir milyar Barbie bebek satıldığını gösteri- yor. Barbi 'nin ünalatını yapan Amerikan oyun- cak devi Mattel şirketine göre, Amerika'da 3 ile 11 yaş arasındaki kız çocuklann ortalama 10 tane Barbie bebeği bulunuyor. Bu sayı. îngiliz ya da Italyanda 7, bir Fransız ya da Alman kız çocuğunda 5 olarak kaydedıliyor. Değeri 2 milyar dolar olarak belirtilen Bar- bie "markaa", az farkla da olsa Armani'nin bile önüne geçmiş durumda. Interbrand adlı danışmanhk şirke- tinin araştırmasına dayanan bu veri, Barbie'yı dünyanın en değerli markası • Barbie bebeğin cazibesini yitirmeyişinin sırn, başanlı pazarlama taktiğinde. Renk seçiminin yarattığı "sihir" ise oyuncak bebekleri "kült" yapıyor. haline getiriyor. Barbie bebeğinin tarihini araştıran Christop- ber Varaste'ye göre, Barbie'nin "yıDara ve ge- Bşen teknolojrye meydan okuyan" başansırun bu parçasını da, sıradan btr oyuncak ya da bir ürün kategorisi olmamasına bağlıyor. Varaste, bir ıkon haline geldiğini söylediği Barbie'yi ".Ame- rikan rüyasının yüzü" olarak tanımlıyor. Ayasofya Müzesi 13. sıraya geriledi NEW YORK (AA) - Dünyanın yeni 7 harikasını belirlemek için internette yapılan oylamada, Ayasofya Müzesi 13. sıraya geriledi. Oylamada. Çin Seddi'nin oylann yüzde 9.84'ünü alarak birinci suaya yükseldiği. ikinciliğe yüzde 7.29 oy oranıyla Roma'daki Colosseum'un, üçüncülüğe de oylann yüzde 6.86 sını alan Tac Mahal'in yerleşnğı belırtıldi. Istanbul'daki Ayasofya Müzesi ise Versay Sarayı ve Yemen'dekı Sanaa kentinden sonra 13. sıraya geriledi. Ayasofya'ya oy verenlerin oranı yüzde 3.21 olarak açıklandı. Oylamada ilk 10'a giren diğer adaylar; Meksika'daki Chicen îtza tapınağı, Tibet'teki Potala Sarayı, Easter adasındaki heykeller, îtalya'daki Pisa Kulesi, Fransa'daki Eyfel Kulesi, Peru'daki Machu Picchu tapınağı ve Moskova'daki Kremlin Sarayı oldu. Dünyanın 7 harikasını belirlemeye yönelik oylamaya şimdiye kadar 9.5 milyon kişi katıldı. Katılımcılann yüzde 31.44'ünü Çinliler oluştururken, Türkler yüzde 11.43'lük katılım oranıyla 3. sırada yer alıyor. îkincüiği alan Perulular ise yüzde 15.15 oranında oy kullandılar. CHICAGO(AA)- Macaques cinsi maymunlarda denenen tedavi edici bir aşmın. 10 ay içinde kan hücrelerinde bulunan HIV virüsü oranını 50 kat, plazma oranını ise bin kat düşürebildiği gözlendi. Deneysel aşının, hastahğı önleyici aşılar gibi kullanılmadığına deginen uzmanlar, aşının HTV virüsü bulaşmış insanlarda da bağışıklık sıstemini güçlendirerek hastalığa karşı savaş verebileceğini düşünüyor. Aşının, HlV'in maymunlardaki türü SFV'e karşı kullanıldığı kaydedildi. SFV'in, insanlarda AIDS hastalığına yol açan HIV virüsünün karşıtı olduğu bildirildi. 2002 BERRYYE $ANS GETİRDİ ABD'de 2002 yılında sanat ve eğlence dünyasL 11 Eylül saklınlan sonrasmda yaşanan korku ve geriMmi yansıtmavı sürdürdü. Ünlü aktris Halle Berrj "Monster's Ban" ve aktör Denzel VVashington "Training Da> * fîlmlerivle Oscar ödülü alan ilk shahi o\uncular oldu. Müzik dünjasında. şarkılannda kürurler savuran Amerikah rapçı Eminem'in "Eminenı Show*'u yıhn en çok satan albümü oldu. AL GÖZtİM SETREYLE / IŞIL ÖZGENTÜRK îki yıldır en çok onlar üstüne yaz- dım. kimi zaman hak verdim, kımi za- man kızdım, kimi zaman uyardım. .^ralanna gidıp "Buölümlerhiçbirşe- \i değiştirmejecek. direnecekseniz ya- şa\arak direnmeBaniz'* dedım, "hal- kınızm umurunda bile değiL sadece ölüyorsunuz ya da yan ölü hakde >aşa- mın içine anlnorsunuz" dedim. Kimi zaman bu ülkede olmanın ne denli yorucu ve zor olduğunu düşünüp, hiçbir şeyi sorgulamadan öylesıne ölü- me yattıklan için öfkelendim. Onlann ve ailelerinin verdikleri tek biryanıt var- dı: "Tecritten kurîulmak için tek bir şansımu \'ar. O da öiüm orucu!" Evet. pazar günü ölüm orucunda ölenlerin savısı 103'eyükseldi, yüzler- ce kas ve beyin hasanna uğramış gencecik insanlan saymıyonım. Onlan da yaşam dışı düşünmek gerekır, çünkü çoğunun çalışa- cak ve yeni bir hayat kuracak mecali yok. Bu benim kendimı en çaresiz hissettığim konular- danbiri. Yazmanın. akıl vermenin hiç- bir yaran olmuyor. Teker teker ölüyorlar. Karşımda hüzünlü gözlerle oruran ve çok yav aş bir sesle konuşan tutuklu annesi Me- lekAkgün Hanım'a da aşağı >aı- kan bunlan söylüyorum. Ken- di çaresizlığimi ifade etmeye çalışı- yorum. O daha da çaresiz gözlerle ba- na bakıyor. Oğlu İsmail Akgün şim- dilerde Tekirdağ F Tıpi Cezaevi'nde tek başma bir hücrede yaşıyor. Mahkeme- sı henüz bıtmemiş. F tipı cezaevleri- ne sadece mahkûm olanlar konulacak denili>ordu. bu kural çoktan çiğnen- di. tutuklular da şımdi F tıpi cezaev- lerinde. Melek Hanım. "SöyledikJerinizin hepsiniaşağı}iıkan pekçok kişklen dın - dura" diyor. "fakat benim oğlum ölüm orucundadeğil: tecritte. her tarafi bem- beyazbir hücrede tekbaşına. Henüzal- tı a> oldu, ama belleğinde boşluklar oluşru. beni bile tanıyarmvor. oğlum hiçbirsean dmulmadığı otek kişiiik hüc- rede yaşamamak için hiç çaresiz ölüm orucuna başla\acak. Başka şansı yok." Melek Hanım'a verilecek yanıtım yok, yeryüzündeki en büyük zulüm sayılantecridikımselerkıramıyor. 103 Bitmeyen Ölüm ölüm bile tecridın o katı yüzünü kızart- madı bile. Türkiye neredeyse öviine- rek bu cezayı ne kadar mükemmel uy- guladığını dostta düşmana gösterecek. Melek Hanım "Bu usul usul ölüm" di- yor. "Oğtuma iki kazaktan fazlasnu, iki atktten fazlasuu götüremem. Ona \ h ecek, içecek götüremem, Ona dışa- ruun sevincini götüremem. Eğer bir hafta hastalanıpzh'aretine«itmesenı ve onun için gerekM para>ı idareye bırak- masam. su bile alamaz, Sıcak bir çay bile içemez. Zh anetçisi gebneven yan- dL Sıcak su kaynatmak için makinesi olmayan \andı. Geçenlerde ça> yap- mak için ısıucısı otnıa> an \e bu neden- le çay yapıp içemeven bir arkadaşlan- na, bir pet şjşeve çay doldunıp içsin di- ye havalandırmaya atnuşlar. Pet şişe f ^ — adi suçtan \atan bir mahkûmun kafa- sına gelmiş. Olayı anlatmışlar ve adi mabJdîmlarkendiaralanndaparatop- la>ıp Bitjcı alacak parası olrria\an ço- cuğa bir ısıdcı almışlar. Bu size biraz abarnlmış gelebilir. ama oradaki ço- cuklann hemen hepsi yoksul ailclerin çocuklan, a>larca zijaretçisi geleme- >enlervar. Onlarilaçbik alamryorlar!" Ne yazık ki. Melek Hanım abartmı- yor. hatta azını söyleyip çoğunu söy- lemiyor. karşılıklı içtiğimız çaylann sayısı çoğaldıkça insana 'Ş-eterarnk!'' dedirtecek pek çok hikâye, pek çok uygulama öğreniyonım. Mesela içer- de yatanlar iyi bilir. içeride yetiştirilen bir çiçeğin, koğuşun penceresıne ge- lıp her gün bırakılan ekmek kırıntıla- nnı yıyen küçük bir serçenin anlamı çok büyüktür. Bunlar içerdekine neşe ve moral ve- rir. Ama F tipi cezaevlerinde buna izin yok. Melek Hanım"ın oğlu çaydanlı- ğın dibine çöken çaylan kurutmuş. ku- ruyan çaylan toprak kabul edip bir li- mon çekirdeği atıvermiş ıçlerine. Ola- cak iş değil. ama limon çekirdeği filiz vermiş, ama o hafta tam limonun fili- zi azıcık görünmüş. aramada yapayal- nız bembeyaz bir hücrede yaşayan ts- mail'in lımonunu almışlar. Daha son- ra pencereye gelen kuş da yok olmuş. Şimdi İsmail pek çok arkadaşı gibi sözcükleri unutuyormuş. gözleri sü- rekli beyaz renk görmekten bozulmuş. ama doktora çıkamıyor. gözlük alamı- yor. Çünkü bu en doğal hak uygulama- da ne yazık ki, bir ezıyete dönüşüyor. Yüreğiniz elvermiyor mu, boşverin okumayın, bana anlatılanlann ve 2001 - 2002 F tipleri uygulama ve somıçlan raporundan okuduklanmm pek azını burada anlatıyorum. Ama özel- likle kadın petlerine kadar ara- nan analann. bacılann o anda duyduklan utancı da anlatma- lıyım. Yüzüm bunu yapanlar adına kızarsa da anlatmalıyım. Ve hep birlikte bilmeliyiz, ta- mam o gencecik çocuklar akıl- sızca ölüyorlar, ne halkımızın umurundalar ne dünyanın, ama tecnt de bütün şiddetiyle sürü- yor. Ve asla seslerini duyura- mıyorlar. Bütün bunlan konuşurken Melek Hanım'a bunlan yazar- sam •'Başıruz belaya daha çok girmez mi'" diye soruyonım. içerde tek başı- na duvarlarla konuşan tsmail'ı düşü- nerek Melek Hanım'ın yanıtı çok net: "Oğjum nedenhteben de ata av hüc- rede yaşadım. İnsan sesini unutmuş- tum, dışarı çıktığımda vürümeyi de unuttuğumu gördiim. Benim size an- laraklanmdan daha fazla ezhet ne ola- bftir?'' Çaresiz başımı salhyorum ve içim- den onu onaylıyorum. insanoğlunun keşfettiği en korkunç ışkence tecridin bazen ölümü bile özleteceğinı düşünü- yorum; belki de o gencecik ölümlerin asıl nedeni bu. Tecritten kacmak, kur- tulmak. Gene de hem kendime hem Melek Hanım'a biraz cesaret vermek için bu yazıyı yazıyorum. Çaresiz ve gözyaş- lan içinde... seyreyleisil(« yahoo.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle