28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Genel Yavın Yönetmeni: îbrahim Yıldız # Yazıişleri Müdürü: SaJhn Alpaslan •Sorumlu Müdür Mehmet Sucu # Haber Merkezı Müdürü: Hakan Kara Cumhuriyet İratiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKn aduıa İLHAN SELÇUK Istıhbarat Cengiz ^ ıldırım 9 Ekonomı Öz- lem > üzak 9 Kultur Egemen Berköz 9 Spor Abdülkadir Y ücelman 9 Makaleler Sami Ka- raören 9 Duzeltme Abdullah Yazıcı 9 Bıl- gı-Belge Edibc Buğra 9 Yurt Haberlerr Meh- met Faraç 9 A^rupaTemsılcısı Giıraj Öz V ayın Kunılu. Uhan Selçuk (Ba,- kan) EmreKongar(Danışmanı. Mııesseie Muduru Erol REKLAM: P.M. Ltd. Şti. • Genel = Erkut 9 Koordınator MudurGûlbın Erduran#k.oardınatör Orhan Erinç, °Hikmet Çetin- hatı. Faks 4195027 •tzmırTemsılcısı SerdarKızık, \hmet Korulsan 9 Mu- Reha Işıtman • Genel Mudurt rd Sevda Çoban # Fınansman \ludunj ılcısı Mustafa Balbay Ataturk BuK an No 125. Kat4. Bakanlıklar-AnkaraTel 4195020 (" kava. Şükran Soner. Îbrahim Yıîdız, Orhan Bursalı. Musta- fa Balbav. Hakan Kara. H Zı>aBl\ 1352 S 2 3 Tel 4411220. Fakb 4418745 • \danaTemsı!cısı Çetin Yiğenoğlu. tnönüCd 119 S No 1 Kat 1 Tel 363 12 11, Faks 363 12 1> hasebe BülentYeneH Hüse\in Gürer Çetin Erduran Tel 0212 514 0^53- ıtii Fazilet Kuza M3 S460-61.Faki 0212 5138463 Doktoru kokainle yakalandı • BOGÖIA(AA)- Eski Arjantinli fiıtbol yıldızı Diego ^laradona'yı tedavi eden Kolombıyah doktor, havaalanında bagajtnda 2 kilogram kokainle yakalandı. 34 yaşındaki Vergara'nın, uyuşturucu kaçakçılığından suçlu bulımması durumunda en az 8 yıl hapis cezasına çarptınlabileceği belirtildi. Maradona da, fiıtbol yaşamında ve daha sonra uyuşturucu kullanmış, Küba'da gördüğü tedaviden sonra uyuşturucu kullanmayı bıraktığını açıklamıştı. \a>ımlavaD: "îenı Gun Haber Ajanvı Basın \e \a\mcılık \ Ş Baskı: Sabah ^ı aMnulık \ Ş Turko^ağı Cad -i< 41 Cağaloğlu 1-T>"!4 Utanbul PK 246 Sırkecı U4'^ Istanbul Tel (0212)512 05 05ı20hat) Faks (0 212)513 85 95 13 ARALIK2002 Imsak 5 38 Guneş 7.13 Öğle 12 05 Ikmdı 14 22 Akşam 16 44 Yatsı 18 12 Cenevre'deki toplantıda çevreye uygulanan çifte standart ve atıklardan kurtulma yöntemi konuşuldu Türkiyezehir çöplüğü • Haber Merkeri- ABD'de 1994'te başlayan ve daha sonra dünyaya yayılan 'Moda Meme Kanserine Karşı' hareketinin ilk sponsorlanndan olan DuPont Lycra yeni bir karapanyayla meme kansenne savaş açtı. Meme kanseriyle mücadele ıçüı başlatılan organizasyonun ilk etkinliği 17 Arahk'ta Tophane-i Amire'de düzenlenecek defîle. Türkiye Meme Vakfi yaranna düzenlenecek defîleye ünlü top model Fernanda Tavares de konuk manken olarak kahlacak. Haber Merkea - Tehlikeli atıklann tıcaretmin, uluslararası dolaşımının sınırlandınlması ve yasaklanması ama- cıyla düzenlenen konferansta, AB'mn çevre konusunda çıfte standart uyguladığına dikkat çe- kılerek Türkiye'nin AvTupa'nın "zehirü aük çöplüğû" olmadığı belirtildi. Isviçre'nin Cenevre kentinde bu- gün sona erecek olan "Uluslararası Basel Konvansiyonu Toplantısı"nda ttalya, Fransa ve Ispanya'nın Türkı- ye'ye attığı tehlikeli atıklar gündeme geldı. Türkiye'nin Cenevre'dekı BM Daimi Temsılcısi HakanKıvanç. Dışiş- leri Bakanlığı yettalısı AzhUmarve Dı- şişlen Bakanlığı BM Daımi Temsılcı- si Hüseyin Ergani'nın konuyu günde- me getırmesı üzerine Italya delegasyo- nu, Türkıye'de kendı ülkelenne aıt teh- likeli atıklar konusundaki sorumlulu- ğu kabul ederek, sorunun çözühnesi için gırişımde bulunma sözü verdı Greenpeace Delegasyonu da toplan- tıda "Türkiye, AB'nin çöplüğü mü?" başhklı bır stand açtı Greenpece Ak- deniz Ofisi Toksik Atık Tıcareri Kam- panya Sorumlusu ErdemVardar,"Türk yetküflerini acüen Basel Sekretarjası aracıhğı Oe bu vakalann üzerine girme- ye çağınyoruz" dedı. Esperanza gellyor Greenpeace'nın çevre kampanyalannı yürüten *MV Esperanza (Umut) n adlı gemısı Istanbul'a gelecek. Greenpeace'in konuyla ılgıli proje koordınatoni Erol Scott, Greenpeace"ın çe\Te kampanyaları yürüten en büyük, atık sulannın antılması \e motorlannm venmlı olması dolayısıyla en çe\xecı ve en yenı gemısı olan MV Esperanza'nm 27 Aralık'ta Istanbul'a geleceğıni bildirdi. Scott, 6 Ocak 2003 tanhme kadar tstanbul'da kalacak gemınin, öğrencıler tarafından zıyaret edebıleceğını söyledi. • tSTANBÜL (AA) - Vehbi Koç Vakfi (VKV) Amerikan Hastanesi Kadın Hastalıklan ve Doğum Bölüm Başkanı Doç. Dr. Bülent Urman, "Gelecekte hem aşı, hem de smear testi yardınuyla belki de rahim ağzı kansen insanlık için bir sorun olmaktan çıkabilecektir" dedi. Doç. Dr. Urman, yaptığı açıklamada hastahğa, Human Papilloma (HPV) adlı bir vırüsün neden olduğunu belirterek bu virüse karşı aşı geliştirmek için ABD'de pek çok merkezin ortaklaşa yürüttüğü bir araştırmanın kısa süre önce tamamlandığını vurguladı. Gerçekle illüzyon arasında bir sergi 0 Manken, vağlıbma, 150x150 cm. G Kokuşmuş, yağlı boya. 116x116 cm. © Denizkızı,yağlıbo\a, 150x150 cm. MiIH Reasürans Sanat GalerisL Danimarkab sa- natçı Bente Christensen - Ernst'in resimlerine ev sahipliği yapıyor. 11 Ocak"a kadar sürecek sergi- de, Ernst'in günlük yaşamdan seçtiği nesne çalış- malan ve poıtreler önemli yer tutuyor. Gerçekçi, hatta aşın gerçekçi bir sanatçı izknimi bırakan Ernst'in ruvalinde bildik gerçek nesneler. boyut- lan, çerçeveleri, ışık ve gölge etkileri ile başka bir boyuta taşınarak bir illüz\ona >a da bir kurgula- maya dönüşü>or. Sergi 11 Ocaka kadar i/Jcntbilir. Çalışanların tatil yılı! 2003te 120 gün izin var BURSA (AA) - 2003 yılı, 30 Ağustos Zafer Bayramı dışında hıçbır bayram tatılının hafta sonu ıznıyle çakışmaması nedenıyle, ka- mu çahşanlannın "HatflNih" olacak. Bu yılkı takMmın, bayram tatü- lennın i idariiziıı''yoluyla hafta so- nu ıznıyle bırleştınlmesine olanak tanımaması nedenıyle. 104ü haf- ta sonu tatılı olmak üzere 110 5 gün tatıl yapan çalışanlar, gelecek yıl Bakanlar Kurulu'ndan "müjde- Khaber" çıkmaması durumundabı- le 6 gün daha fazla tatıl yapma ola- nağı bulacaklar. Alışılagelen "Wa- ri İZMB" uygulamasının bu yıl da sürmesı haluıde bayramlarla haf- ta sonlan bırleştınlerek tatil süre- len 120 güne çıkacak olan çalı- şanlar, yasal ızınlenn de eklenme- sıyle. yılın neredeyse yansına ya- kınını tatılle geçırecek. Özellikle Kurban Bayramı tatı- lıne 9 Şubat Pazartesı günü öğle- den sonra başlayacak olan çalışan- lar, yarım gunlük anfe mesaısınm "idari iztale" tatıl edilmesı halin- de bayramı, 9 günün mutluluğuy- la kutlavacak 11 SOYLEŞİ ATTİLA LHAN .0 'Beygir Dişli', Ecnebi TebessümüL" Daha20'liyıllarda, 'Modern' Türkiye'ninte- mel sorununu, Gâzi'nin ne kadar iyi an- ladığı, şu söylediklerinden bellidir: "...Efendiler, görülüyor ki bu kadar kesin ve yüksek bir zaferden sonra bile, bizi ba- rışa kavuşmaktan engelleyen nedenler, doğrudan doğruya ekonomik nedenlerdir, ekonomik düşüncelerdir. (Buraya dikkat!) Çünkü bu devlet, bu millet, ekonomik ege- menliğini sağlarsa, o kadar güçlü bir temel üzerinde yerleşmiş ve gelişmeye başlamış olacaktır ki, artık onu yerinden oynatmak mümkün olamayacaktır. Işte düşmanları- mızın, gerçek düşmanlarımızın bir türlü rı- za gösteremedikleri, onaylayamadıkları budurl.."(17Mart1923) Özal 'cahili' gençler, yanlış anlayabilir; Gâ- zi'nin buradasözünü ettiği, ayrıca 'gerçek' sı- fatını kullanarak öneminı belirttiği, 'düşman- lar'; Ingiltere başta olmak üzere, 'Batı'lı' ül- kelerdir, ki aynı dönemde büyük sermayenin sözcüsü Media'larında; açık açık, Türkiye Cumhuriyeti'nin 'bağımsızlık tutkusu'ndan vazgeçmesi gerektiğinı, 'o mağrur başını eğ- mesi zorunluluğunu' yazıyorlardı: "...ülkenin zengin doğal kaynaklarını bir an önce geliştirmesi zorunludur; bu ise an- cak, yabancıların yönetsel katkısı ve malî desteğiyle gerçekleşebilir, (buraya dikkat!) özellikle büyük bir dış borç altına girilme- si ya da yabancılara geniş ayrıcalıklar ta- ir politika uygulanması hızlı bir üre- hid-i Tedrisat Kanunu'nun yanlış yorumlan- masıyla, hem dini öğretime, hem ecnebi öğ- retime yeşıl ışık yakıldı; bu, otomatik olarak, ulusallığın karşıtı iki önemli akımı güçiendire- cektı: gericiliği besleyecekolan, muhafazakâr akımı, bir; kültürsüzleşmeyı (yabancılaşmayı) besleyecek olan kozmopolit (komprador) akı- mı, ıki! Çoğumuzun 'Demokrasi' dönemı zan- nettiği dönem, Milli Şef zamanında başlatıl- mış bir 'Yeni Tanzimatçılık' dönemidir ki, ül- kenın 'tam bağımsızlığı'ndan, tam da Düvel- i Muazzama'nın istediği gibi, onların güdumü- ne girmeye başlamasını deyimler. Kaşla göz arasında, İngiliz/Fransız Ittrfa- kı, Alman Dostluğu, Sovyet beraberliğinin yerıni almış; Tevhid-i Tedrisat Kanunu, Imam/Hatip okullarının açılması için kullanıl- mış; Gâzi'nin Dil veTarih Kurumu aracılığıy- lageliştirmeyeçalıştığı, 'ulusal', -yâni Türk- kül- türbileşımı terk edilerek; daha 4O'lı yıllarda Yu- nan/Latin, -yâni Türk olmayan, eski ve Tan- zimat dönemıneait- 'Kültürsüzleşme Operas- yonu'na başlanmıştı: Savunma'nın 'ulusallı- ğını' yitirmesi gecikmeyecektir: Türkiye'yi, Ruslardan kurtaracak sanılan, NATO ortaklı- ğının; Bolşevik öcüsünü kullanarak, ülkeyi hangi kucağa oturtmuş olduğunu, artık kör gözler bile görüyor. Işte bu ortam, 'Sistem'in ıkı taraflı -üç ta- raflı da olabilir- oynama ortamıdır. Antl/Kemallstllâln örtülü' uuıaiTe ULUDAĞ L 0535 hazirkart 6-9 Şubat'ta Uludağ'da. Çekilişi kazanan 25 çift; 3 gece-4 gün Uludağ'da Hazır Kart'ın misaftri olacak. VVintercross yarışmalarmı seyredecek, kayak veya snowboard eğitimi alacak. Nil Konseri'ni izleyecek! Çekilişe katılmak için kısa mesaj gönder: HAZIR KART yaz. Boşluk bırak. Adını, soyadını, yaşını ve adresini aralannda boşluk bırakarak yaz. 2140'a yolla. Son katılma tarihi 25 Aralık. (Otn-tiı: iUtSiii AAltt ZJillM ^CU\Z 22 rl/iljl Z'J/^.'A ı!ü:-71 2JCII;KJIJ/J iiSU) Ba kmtnmtf», tmm Plyaı«o hknal Ommi Mud»k#i'nûn 28/11/2002 taM B.02-1 MP(.0JJ.00.02/1631-8S87 n'kı tanl fe dinnlManeMMlı 18 yaşnĞtntopikJe.bu ksnpanyaya kabtamK. Bu kampnyaya sadace Haar Kart almaM kaUpMfc -|inı1_rıııllllltllllllllll lljlll II IM<IM lııııfcn lllll ITIIMIHIIIIIIIJI ll • ımmıit t l l — I I HAZIrT KART tim artışı sağlayabilir. Ancak her şeyden ön- ce, Cumhuriyet yönetiminin mutlu yalnız- lık ve mutlak bağımsızlık tutkulanndan vaz- geçmesi gerekmektedir..." (The Economist, 11 Nisan 1925) "...Türkiye'de bu para yoktur, demek ki bu paranın yabancı para piyasalarından gelmesi gereklidir; devletin yüksek çıkar- ları, (buraya dikkat!) Türk bakanların yaban- cı kapitalistlere karşı takındıkları olumsuz tavrı bir kere daha gözden geçirmelerini ve yabancı sermayeye güven verecek önlem- lereyönelmelerini gerektiriyor..." (The Eco- nomist, 7 Haziran 1930) 'Manzara-ı Umûmiye' açıktır ve ortadadır: Cumhuriyet'in ertesi gününden itibaren, 'Sis- tem' Türkiye'yi Tanzimat sonrası 'tutsaklığı- na' bağlamak için, harekete geçmiştir. Mus- tafa Kemal, sağ kaldıkça, muradına ereme- di; onun ölümünden itibaren, her şey eskiye dönmeye başladı... 'Sistem'in 'oynama ortamı'... emokrasi' dönemi çocuklarının, hayal bile edemeyeceği başarıları, 'Cumhu- riyet' dönemi çocuklan, gündelık gerçek ola- rak yaşamışlardı: Türkiye, hem ciddi birtarı- mı geliştirme politıkası uyguluyor; hem de, beş senelik planlarla, 'kamu önceliğınde hız- lı sanayileşme'yi gerçekleştiriyordu; o yıllarda Osmanlı borçlannı ödedığımiz halde, dışardan borç almazdık, bütçemiz denkti, enflasyon sı- fır, kalkınma hızıysa yükseklerde! Zaten 'on- ları' rahatsız eden de bu değil mi? Türkiye Cumhuriyeti, ekonomisi, eğitim ve öğretimi, savunması 'ulusal' yeni bir 'güç ola- rak, Doğu Akdeniz'de belirıyordu: ne yapıp yapıp, bu üç temel 'ulusallık' yıkılmalıydı! Önce Maarif Misâk-ı Millisi, 'delındi': Tev- ifade tarzı... Hüseyin Rauf Bey'in Terakkiperver Fır- kası da V/bera/'dı; Ali Fethi Bey'in 'Ser- best Fırkası' da 'lıberal'dl; Demokrat Parti de 'liberal'd'tr, Millet Partisi de 'liberal'; onları iz- leyen, Adalet Partisi de, Doğruyol Partisi de '//bera/'dirler; yalnız bu partilerin, Türkiye Cumhuriyeti'ne mahsus, bir özelliği dikkati çe- kıyor; bayağı muhafazakâr görünüyorlar, oy- sa Batı'da liberallık aslında muhafazakârlığa karşı idi; galiba bizdeki muhafazakârlık, açık- ça ifade edilmeyen -yoksa edilemeyen mi?- bir anti/Kemalıstliğin örtülü ifade edilişı! O zaman yaşanan ne oluyor? Demokrasi denilen -Solu tamamıyla imha edılmiş- garip düzende, bu lıberallerın hangisi yönetime gel- se, iktidara gerçekte Düvel-i Muazzama'nın 2O'li yıllarda hasretini çektıği, 'uydu' yönetim- lerden birisi gelmiş oluyor. Işın tuhafı, onun 'muhalefeti' de, aynen Ingiltere'deki 'Mayes- te'nin muhalefeti' gibidir; yâni, 'ecnebi' öğ- retım düzenıyle 'bızzat' devletin 'kültürsüz- leştirdiği', -halkınayabancılaştırdığı- 'alafran- ga' takımı! Halk (seçmen) daha da çaresiz: Hangisini seç- se, istemediğıni seçiyor. Çünkü artık, ne din- dar ve muhafazakâr, 'Sütçü' Imam ya da Börekçizade Rifat Hoca'dır; ne 'liberal' Ali Fethi Bey'dir, ne de Türkçü, Yusuf Akçura; bu tür aydınların hepsi, Tanzimat'ın son dönemindeki Osmanlı kimliklerıne, geri dön- müş görünüyorlar; arkalarında, müstehzi 'ec- neo//er'ın, o beygir dişli tebessümü! Son defa da öyle olmadı mı? e-mail:tilahan@ isnetnet.tr http://www.bilgiyayinevi.com.tr/ailhan Faks:0-212 / 260 19 88
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle