Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13ARALJK2002CUMA CUMHURİYET SAYFA
DIŞ HABERLER dishaba cumhuriyet.com.tr 11
Türkiye Mayıs 2004'te müzakerelerin başlatılmasına karşılık daha kolay çözüm mesajı verdi
KıranloranapazarlıkSERKA* DE.MİRTAŞ
KOPENHAG - AB" nın dün başla-
yan Kopenhag liderler zirvesi, "Kıb-
nszjnesine" dönüştü. AB'nin geniş-
lemeye ilişkın so
nuç bildirgesinin
yayımlanmasın-
dan önce Rum ve
Türk taraflannın
imza atmasını sağlama-
ya çalışan Birleşmiş Milletler (BM),
Ingiltere ve ABD, ilgili taraflar uze-
rindeki baskıyı arttırdı. Türkiye ise,
bugün yayımlanacak sonuç bildirge-
sinde en geç Mayıs 2004 tarihinde
müzakerelerin başlatılabileceği ka-
ranrun yer alması durumunda Kıbns'ta
bir çözüm sağlanabileceği mesajını
verdi. Ancak zirvede dünkü yapılan
açıklamada 2004 tarihinin çıkması
Kıbns müzakerelerini de çıkmaza
soktu. Kopenhag'da. AKP hüküme-
tiyle, KKTC Cumhurbaşkaru Rauf
Denktaş'ın temsilcileri arasında gö-
riiş aynlıklan ortaya çıktığı öne sü-
rüldü.
AB'nin Kopenhag zinesi, dün Kıb-
ns ve Türkiye konulannda yoğun
görüşmeler trafiğiyle başladı. Tüm
beklentilerdoğrultusunda, "Türkiye
ve Kıbns zirvesine" dönüşen toplan-
tının zirve sonuç bildirgesi, dün ak-
şam saatlerinde başlayıp sabah saat-
lerine kadar süren yoğun pazarhkla-
nn ardından bugün netleşecek. Dö-
nem başkanlığının bildirgesinde, Tür-
kiye ile müzakere tarihinin yanı sı-
ra, Kıbns'ın AB'ye katılımı konusun-
da da kararlara yer verilecek. Edini-
len bilgilere gore Türkiye bugün ya-
yımlanacak bildiride istemleri doğ-
rulrusunda bir sonucun çıkması du-
rumunda Kıbns'ta çözüm için so-
mut bir adım atacak. Ancak bu adı-
mın bir imza mı yoksa bir siyasi ira-
de beyanı mı olacağı konusu netlik
kazanmadı.
Bildirgenin yayımlanmasından ön-
ce Kıbns Rum ve Türk taraflannı Ko-
fi Annan belgesi üzerinde bir anlaş-
ma sağlamalan ve bir imza atmalan
yönünde baskı altına alan BM Genel
Sekreteri Kıbns Temsilcisi AlvaroDe
AB
J
den Kıbns
y
a onay
AYHANŞtMŞEK
ANKARA-Avrupa Birliği (AB), Kopenhag zir-
vesi sonuç bildirgesi taslağında Güney Kıbns'ın
tek yanlı AB üyeliğini kabul etti. Dönem Başka-
nı Danimarka'nın Kıbns'ta çözümsüzlük olasılı-
ğının ağır basmasını dikkate alarak hazırladığı tas-
lakta, taraflann "eşssiz bir ûrsatT kaçırdıklan be-
hrtilerek, AB ile tüm müzakerelerini tamamlayan
Güney Kıbns'ın, Helsinki kararlan ışığında üye-
liğe kabu] edileceği vurgulandı.
Cumhuriyet ın ulaştığı belgede AB yi-
ne de, taraflann Kıbns'ın resmen üye-
lik anlaşmasını imzalayacağı 2003 Ma-
yıs'ından önce çözüme ulaşabilecekle-
ri umudunu dile getirdi. Taslak belge-
de, Kıbns'ın üyeliği öncesinde çözüm
bulunamaması durumunda, AB hukuk ve kural-
lann "ateşkes hatnnın" kuzeyinde geçerli olma-
yacağı belırtıldi.
AB, Türkiye'nin büyük tepkisini çekme paha-
sına, Güney Kıbns'ın AB üyeliği konusunda ge-
ri adım atmadı. Kıbns'ta taraflar arasında son ana
kadar bir çerçeve anlaşma için müzakereler sü-
rerken, Dönem Başkanhğı çözümsüzlük olasılı-
ğının ağır basmasını dikkate alan bir taslak ha-
zırladı.
îşte taslak sonuç bildirgesinin Kıbns bölümü:
1. AB, Kıbns'ta bölünmüşlüğe son verme ko-
nusunda yakalanan eşsiz firsatın kaçınlmasından
ve BM tarafindan önerilen kapsamlı çözüm üze-
rinde anlaşmanın sağlanamamış olmasından üzün-
tü duymaktadır. AB, BM planını desteklemeye de-
vam edecektir. Kıbns ile katıhm müzakereleri ta-
mamlandığından, Helsinki zirve sonuçlan doğ-
• Cumhuriyet'in ele geçirdiği Kopenhag Zirvesi
sonuç taslağında Güney Kıbns'ın tek yanlı AB
üyeliği onaylamyor.
lumunun dahil edilmesi için gerekli olan karan al-
ma durumunda olacakör. AB, saglanacak çözümün
koşullannı Kıbns'ın Kaobm Anlaşması'na, AB'nin
kuruludğu ilkeler ile paralel olarak ekleyecektir.
3. Eğer Kıbns'ın AB'ye katılımı öncesinde çö-
züm sağlanamazsa, AB üyeliğinden kaynaklanan
yükümlülükler ateşkes hattının kuzeyüıde uygu-
lanmayacaktır.
4. AB, çözüm çabalannı desteklemek için Kıb-
ns Türk toplumuna finansal desteği de içeren ön-
lemleri yaşama geçirecektir. AB Kon-
seyi, Komisyonu bunun için uygun ön-
lemleri almaya ve bunlan 2003 yıhnın
başında sunmaya davet eder.
rultusunda Kıbns, AB 'ye üye ülke olarak kabul edi-
lecektir. AB yine de, Atina'da katıhm anlaşmala-
n imzalanmadan önce, ilgili taraflann, birleşmiş
birKıbns'ın kanlmasını sağlayacak şekilde, anlaş-
maya varacaklan konusunda güçlü umudunu ko-
rumaktadır.
2. Çözüm olursa AB Konseyi, AB hukukukun
Kıbns'ın kuzey bölümünde uygulanması ve Kıb-
ns'ın AB'ye kaühmı konusunda Kıbns Türk top-
Taraflara, taslakla baskı
AB Dönem Başkanhğı'run taslak metinde Kıb-
ns'ın üyeliği konusunda net ifadeler kullanarak
taraflar üzerinde çözüm için baskı oluşturmayı
hedeflediği kaydedildi. Dönem Başkanlığı'nın ta-
raflara zirve sonuna kadar zaman tamması ve bir
anlaşmaya uzlaşılırsa bunu bildirgeye yansıtacak-
lannı iletmesi, bunun göstergesi olarak değerlen-
dirildi.
Soto, gün boyu, Kopenhag'ın değişik
otellerinde konuşlu Kıbns, Rum. Yu-
nan ve Türk taraflan arasında mekik
diplomasisi gerçekleştirdi. De So-
to'nun yanısıra tngiltere ve ABD'nin
Kıbns özel temsilcileri David Hannay
ile Thomas VVeston da taraflar ara-
sında yoğun temaslar gerçekleştirdı-
ler. îngiltere'mn Kıbns Özel Temsil-
cisi David Hanney, önce Dışişleri Ba-
kanlığı Müsteşan UğurZiyaL, ardın-
dan da Kıbns Rum tarafi ile görüştü.
BM Temsilcisi De Soto ise, Rum li-
der Glafkos Klerides ile görüştükten
sona Uğur Ziyal başkanlığındaİd Türk
heyetiyle bir araya geldi. Klerides'in
De Soto'ya "Evet" yanıtını vererek
Kıbns Türk tarafının yanıtını bekle-
meye başladığı savunuldu.
Başbakan AbduBah Gül dün görüş-
melerinin ardından yaptığı açıklama-
da, "Kıbns ik ilgili çözümsüzlüğü çö-
züm olarak gönmryoruz" dedi. Kıb-
ns üzennde görüşmelerin sürdüğünü
anımsatan Gül, tarih venhnesiyle Kıb-
ns sorunu arasındaki bağlantının so-
rulması üzerine şunlan kaydettı:
"Tarih mi Kıbns nu, böyie bir ta-
lep yok. Buna göre kendimizi hanr-
larniş durumdayız. Şu an böyie bir ta-
lep söz konusu değfl. Ama, biz iyi ni-
yetimizi gösteriyonız. Söyledigim şu-
dur: Bu evin içerisinde hepimizgirer-
sek, zaten otomatik olarakçözükcek-
tir sorunlar,
r
Başbakan Gül ve AKP lideri Recep
Tayyip Erdoğan başkanlığındakı ka-
Iabahk bir heyetin temsil ettiği Tür-
kiye, bugün çıkacak bildirgede, en
geç Mayıs 2004 olarak fbrmüle edi-
len bir müzakere tarihi çıkmasını is-
tiyor. Türk diplomatik kaynaklar, Tür-
kiye'nin Kopenhag zirvesıyle AB'yle
iüşkilerinde yeni bir döneme geçildi-
ğini, ancak bu dönemi belirle>
r
ecek un-
surun "müzakere tarihi" olduğunu
vurguluyorlar. Türkiye'nin AB'ye
üye olacağının kesinleştiğini ve artık
bundan sonra koşullann ve tak\ imin
ele alınacağını belirten kaynaklar,
"Türkiye arOk sanal aday değil. bü-
yük ve etkileyici bir aday olarak gö-
rülüyor" görüşünü dile getinyorlar.
Erken tarlh beklentlsl
AB ülkeleriyle yapılan görüşme-
lerin ardından AB'nin Türkiye'ye ba-
kışında ve daha erken bir tarih venl-
mesi konusunda olumlu gelişmeler
olduğunu kaydeden diplomatik kay-
naklar, sonuç bildirgesinde 2003 yı-
hnın ekimayında yayımlanacak iler-
leme raporundaki ifadeler doğrultu-
sunda 2004'ün ilk yansında müza-
kerelerin başlatılmastnı arzu ettikle-
tbni Sina Hastanesi'nde göğsündeki su alınan KKTC lideri bugün taburcu olacak
Askerden Denktaş'a anlamk ziyaret
• Denktaş'ı ziyaret eden
Genelkurmay Başkanı Özkök,
"Mücadeleci ruhu yüzüne
vurmuş, çok yüce bir kişilik.
Bir ömrü inandığı dava için
harcamış bir kişi" dedi.
ANKARA (CumhuriyetBürosa)-Ku-
zey Kıbns Türk Cumhuriyeti (KKTC)
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın,
ABD'de geçirdiği ameliyatın ardından
göğsünde toplanan su, Ankara Üniver-
sitesi Ibni Sina Hastanesi'nde boşaltıl-
dı. Denktaş'ın sağlık durumunun iyi ol-
duğu, bugün hastaneden taburcu edile-
ceği belirtildi. Denktaş, sağlık kontrolün-
üzere dün Ankara'va pel-g
di. Denktaş, ailesi ve Başbakan Vekili
Mehmet AH Şahin ile birlikte gittiği tb-
ni Sina Hastanesi'nde asansöre kadar
Şahin'in koluna girerek yüriidü.
Denktaş'a yapılan tetkiklere ilişkin
bilgi veren Ankara Üniversitesi Rektö-
rü Prof. Dr. Nusret Aras, kalp ekosuyla
kalp ve kann bölgesinin tomografısinin
çekıldiğini belirtti. Denktaş'ın sağlığıy-
la ilgili hayati bir durumun söz konusu
olmadığıru kaydeden Aras, Ankara Üni-
versitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji. Kalp
ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı baş-
kanlanrun yanı sıra Hacettepe, Gülha-
ne Askeri Tıp Akademisi ve Gazı Üni-
versitesi tıp fakültelerinden ilgili anabi-
lim dalı başkanlannın tbni Sina Hasta-
nesi'ne geldiklerini söyledi.
Aras, konsültasyona neden gereksi-
nim duyulduğunu şöyle anlattı: "ABD'de
degeçirdiği ameüyattan sonra rvfleşmetam
rini dile getirdiler. Aynı kaynaklar,
bildirgenin olabildiğince açık yazıl-
masını. yoruma açık bir yazıhmın ter-
cih edilmemesıni istediklerini de di-
le getirdiler.
Temsll sorunu
AB yetkilileri Kıbns'ta bir çerçe-
ve anlaşma için ısrar ederken.
KKTC 'yi temsilen Kopenhag'a gelen
KKTC Dışişleri ve Savunma Bakam
Tahsın Ertuğruloğlu'nun imza yetki-
sine sahip olmaması soru işaretleri-
ne neden oldu. KKTC Meclisi'nin
bir çözüm için tek yetkili olarak seç-
tiğı KKTC Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaş. tedavı amacıyla Ankara'ya
gelirken yaptığı açıklamada. BM bel-
gesinin imzalanabilir ohnaktan uzak
olduğunu bildirmişti.
Danktaş'm danışmanı Prof. Müm-
taz Soysal dün gece yan-
sına doğru KKTC Cum-
hurbaşkam'nı ziyaret et-
ri. Soysal, çıkışta gazete-
cilerin Ertuğroğlu'nun im-
za yetkisinin ohnadığı yö-
nündeki iddialara ilişkin
sorulara, "Kendisibakan.
Başkanm talimatryla git-
ti. Gerekirse her şeyi baş-
kan buradan söylerse ya-
par. Ama yapacak bir şey
varsa.» Yapıbnası gereken
doğru bir şey^arsa yapar"
dedi.
AKP-Denktas
anlasmazlığı
Kopenhag"da, AKP hü-
kümetiyle, KKTC Cum-
hurbaşkanı Rauf Denk-
taş'ın temsilcileri arasın-
da görüş aynlıklan orta-
ya çıktığı öne sürüldü. AB
kulislerine yansıyan bilgi-
lere göre AKP yetkilileri,
KKTC 'rien. bir cerceve an-
KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş için Ankara'daki bütün doktorlar seferber oldu. (Fotoğraf: AA)
obnadL Yara bölgesinin değerlendnilme-
si ve sağlık durumu hakkuıda hiçbir te-
reddüdün kaunamasıiçin son bir konsül-
tasyon yapıyoruz. Kalpte anza yok, kalp-
le ilgili bir enfeksiyon söz konusu degiL"
Aras, Denktaş'a geniş bir konsültasyon
yapıldıktan sonra yaptığı açıklamada da
Cumhurbaşkanı'mn sağlık durumunun
"gayetiyT olduğunu bildirdi. Aras, Denk-
taş'ın rahatsızlığının çalışmasına engel
olmadığını vurgulayarak "Burada çah-
şabiHr, devamh hastanede kahnaana da
gerekyok" diye konuştu. Denktaş'ın kan-
sızlık teda\isi için 3-5 gün ya da 1 hafta
hastanede kalmasının planlandığını söy-
leyen Aras, "Burada göztem alünda tu-
tulacak, tedavi için değil" diye konuştu.
Ancak, Ankara Ünıversitesi Tıp Fakül-
tesi Dekam Prof. Dr. TumerÇorapçıoğ-
lu daha sonra yapüğı açıklamada, Denk-
taş'm bugün taburcu edileceğini söyle-
di. Denktaş'ın göğsünde deri altında
toplanan suyu boşalttıklannı ve sağlık
durumunun iyi olduğunu bildiren Çorap-
çıoğlu, Denktaş'ın taburcu edildikten
sonra Çankaya Köşkü'ne geçeceğini ve
burada kalacağım; KKTC 'ye gidinceye
kadar da kontrollerinin süreceğini belirt-
ti. Denktaş'ı dün hastanede Cumhur-
başkanı AhmetNecdetSezerve eşi Sem-
ra Sczer, Genelkurmay Başkam Orge-
neral HilmiÖzkökve Mümtaz Soysal zi-
yaret etti.
Orgeneral Özkök, yaptığı açıklamada,
"Mücadeleci ruhu yüzüne vurmuş, çok
yüce bir kişilik. Bir ömrü inandığı dava
için harcamış bir kişi. Onu görmem ba-
na her zaman yüreklilik ve cesaret ver-
ımştir" dedi.
laşmaya imza koyması
için baskıda bulunurken,
KKTC Dışişleri ve Sa-
vunma Bakanı Tahsin Er-
ruğruloğlu yeterli güven-
celerin sağlanmadığı
gerekçesiyle böyie bir çer-
çeve anlaşmaya im-
zalamak istemedi.
Zirvede
Kıbns
pokeri
NİLGÜN CERRAHOĞLU
KOPEML\G-1999 Helsinki
Zirvesi'nde kararlaştınldığı gibi
siyasi çözümden bagımsız olarak
Güney Kıbns AB'ye giriyor. tle-
ride Kıbns Türk tarafinı da AB "ye
dahil edecek sihirli formül arayı-
şı da tabıi Kopenhag'da kıyasıya
süren pazarhklar kapsamında.
"Kıbns pazarlığı'' üzerinde ne
var ki "iyimser" ve •'kötümser"
senaryoya dayananrivayetmuh-
telif. Bu satırlann dizgiye girdiği
saatlerde pazarlığa ihşkın çelişki-
li sinyaller geliyor. Bunlardan bi-
risi Lord Haney'nin "Türktara-
finın da anlaşmaya yakuı oldugu
ve Klerides'e çözüme ilişkin her
türlii olasıbğa açıkolmasuu telkin
ettiği'' yolunda. Buolasılığınge-
çerlı olması halinde; Türkiye ile
Danimarka dönem başkanhğı ara-
smda "müzakere tarihine" iliş-
kin bir "prensip anlaşmast" yapıl-
dığı varsayılıyor. Türk huküme-
tınin, çünkü ancak böyie birpren-
sip anlaşmasının ışığı altında Kıb-
nsta çözüme "yanaşmış olabile-
ceği" düşünülüyor. Bu dıırumda
Denktaş'ın alelacele Kopenhag'a
gelme olasılığı bile koridorlarda
dolaşan söylentiler arasında.
Şimdiye dek elimize ulaşan ke-
sin tek bilgi, Danimarka dönem
başkanlığının dün gece hükümet
ve devlet başkanlanna verdiğı ye-
mekte, AB liderlerine teklif ola-
rak "2004" tarihini göturdüğü şek-
linde. Sözü edilen tarihin " Ma-
yB2004" öncesi mi, sonrası mı ola-
cağı Kıbns'ta Türk tarafuıın ala-
cağı tavra bağlı. Kıbns'ta Denk-
taş'ın "taviz vermez" tutumunu
sürdürmesi halinde Kıbns Türk ta-
rafi AB dışında kalırken Türkiye
de AB den ancak "sanal bir tarih"
alabilecek. 1 Mayıs 2004 sonra-
sına atüan her tarih. çünkü "de fec-
to" anlamda şimdilik "sanal" de-
ğer taşıyor.
Üzennde pazarlık yapıldığı söy-
lenen formül oysa fevkalade nü-
ansh: "2003sonundakideğerlen-
dirmeye bağh olarak 2004 sonun-
da müzakereleri açmak". Hem
nalına hem mıhına yanı. Böyle-
likle hem Türk tarafinı memnun
edeceğı düşünülen bir "2003 so-
nu" lafi geçiyor. hem AB 'nin son
kozlannı açık bırakan "1 Mayıs
2004" sonrası telaffuz edilmiş olu-
yor. Almanva. Fransa ile "tarihpa-
zaıtğı", Yunanistan, BM ile "Kıb-
ns pazarlığı" ve dönem başkan-
lığıyla da hem "Kıbns", hem "ta-
rih" pazarlığı üç koldan sür-
dürülüyor.
BIÇAK SIRTI
EROL MANİSALI
Satılık İnsan
Manzaraları...
Senin fiyatın ne? Çok mu yüksek? Ben fiyatı
olmayan birini görmedim; düşük ya da yüksek her-
kesin bir fiyatı vardır! Gecenin geç bir saatinde
izlediğim 6O'lı yıllann Hollyvvood filminden aklım-
da kalan sözler bunlar.
Sözlerin sahibi zengin bir Amerikalı işadamı. Ka-
pitalizmin dünyaya bakışı bu, yalnız işadamının
değil: Iş kadınının, politikacının, üniversitenin hat-
ta devletin. Kilisenin bile; asırlar boyu misyoner-
ler, işadamları ile birlikte dünyayı dolaşmamışlar
mı?
Bırakınız geçmiş asırları bugün bile büyük ser-
maye çevreleri patrikler ve şeyhlerle kol kola de-
ğiller mi? Iş iştır: Her şeyin bir fiyatı vardır, dinin
de imanın da demiyorlar mı bu davranışlan ile?
- Piyasa sistemi "kutsaldır" diyenler bu kutsa-
mayı "para" aracılığı ile yaparlar. Para en masu-
mudur; para sadece "fıyatın ölçüsüdür" hepsi bu.
Kim alır, kim verir, kimin cebine niçin girer? Bü-
tün bunlar 'para'yı değil alanı, vereni ilgilendirir.
Yani bir fiyatı olanı; yüksek ya da düşük hiç önem-
li değil; önemli olan bir fiyatının olması, alınıp sa-
tılabilmesidir; domates gibi, hıyar gibi ya da bir
eşek gibi.
- Piyasa ekonomisi fiyatlar üzerine kurulmuş-
tur. Her şeyin mutlaka bir fiyatı olması gerekir, ara-
da hiçbir kaçak olmamalıdır. Mal, hizmet, insan,
hayvan ne varsa: Sistem hiç aynm yapmaz. Kaç
para? Fiyatı ne? Hatta "Fiyatın ne" diye de sor-
mak hiç yadırganmamalıdır. Sistem bunu gerek-
tirir.
- Fiyat sistemindeki "aktörter" iki gruba ayrılır:
Bir tarafta alıp satanlar vardır: Diğer yanda da alı-
nıp satılanlar. Alıp satanlar insanlardır. Piyasa me-
kanizması içinde alınıp satılanlara ınsanlar da da-
hildir. Çünkü sistem her şeye ve herkese fıyat
biçmek zorundadır; hem de hiçbir ayrım yapma-
dan. Yoksa piyasa ekonomisi (ve kapitalist dü-
zen) yürümez.
Devletlerin, hükümetlerin fiyatı...
Bırakınız insanları, bu sistem içinde devletin ve
hükümetin de bir fiyatı vardır, olmak zorundadır.
Sistemde her şey akılcı bir biçimde yerli yerine
oturtulmuştur. Ağacın, uçan kuşun, dağ manza-
rasının, insanın ve tabii devletlerin ve hükümet-
lerin de... Bastırırsınız parayı alırsınız istediğiniz
şeyi.
- ABD Irak'ı ele geçirmek mi istiyor? Bastınr pa-
rayı alır gerekenleri. Işte bu yüzden Ankara'da,
"Hiç merak etmeyin para yardımı var" diyoriar.
Yani bir fiyat belirlemişler, bu fiyata satın alınz di-
ye düşünüyorlar. Piyasa ekonomisinin ve fiyatlar
sisteminin doğal bir gereği olarak.
- AB takvimini (tarihi) bir mal gibi gören içimiz-
deki bazı çevreler de "Ver tarihi, al Kıbrıs'ı" di-
yoriar; bunlar da piyasa sisteminin adamlan.
- Din turizmi diyenler, "dine bile bir fıyat biç-
mişler". Veririz ama.. fıyatımız budur diye açık açık
söylüyoriar. Ayasofya için ne fıyat biçecekler aca-
ba?
- ABD Hugo Chavez'i satın alamayınca "çev-
resindekiler,isatın alıp Chavez'i indirmek istiyor".
Burada da fiyat mekanizması çalışıyor: Satın alı-
nacak mutlaka bir şey vardır. İnsan, gazete, te-
levizyon, sendika...
- Bizde bazı siyasiler 1985 yılında, Almanya'nın
verdiği para karşılığında, "BizKatma Protokol'de-
ki isgücünün serbest dolanım hakkından vazge-
çiyoruz" diyerek imzayı basmadılar mı? Malı ve-
rip AB'nin parayı da vermeden Türkiye'yi kandır-
masına yol açmadılar mı? AB'nin kapkaççılık
yapmasına yol açmadılar mı?
Ya ülkesini satanlar?
Aslında elma, armut, hıyar, merkep hatta din-
iman satanlar nispeten masum sayılırlar; fiyatla-
rını açık açık söylüyorlar.
- Şu kadar para verirse Irak'a cephe açarız di-
yenler.
- AB şunu verirse Kıbns'ı, Ege'yi verebiliriz di-
yenler.
Bunlan nispeten masum saymak gerekir. Bun-
ların Pigal'de kendini pazarlayan taşralı bir Fran-
sız'dan hiçbir farkları yoktur. Ya da Karen Fogg
işinde kendilerini Brüksel'e pazarlayan insanlar:
Fiyatlannı koymuşlar, tezgâhın üzerine yatmışlar;
aldıklan belli, sattıkları belli.
- Veya, sivil toplum örgütü (STÖ) adı ile ortalık-
tagörünen "Verşu kadar para, istediğini yapa-
rım" diyen cesurlar; fiyatlan belli, yaptıklan belli,
Ama bir de rejimi, devleti, ülkeyi bütünü ile pa-
zarlayanlar var ki onların suçu daha da büyük. Av-
rupacılığa ve AB'ye belirli bir fiyat sunandan,
ABD'ye "Bizi destekle, istediğin her şeyi yapa-
nz" diye açık çek verenler.
Işte en tehlikelisi bunlar; kendilerini satmakla
kalmayanlar ülkelerini de pazarlamaya kalkanlar...
www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali
Göklerdeki eşim, anamız
SEMA TOKTAY TANÖREN'in
sevgili babası
Dr. HÜSEYİN CAHİT
TOKTAY
da sonsuzluğa geçti.
13 Aralık 2002 Cuma günü öğle namazını müteakip Izmir
Alsancak Hocazade Camii'nden uğurlanıp,
14 Aralık 2002 Cumartesi günü Datça - Reşadiye'de
sevgili kızına komşu olacaktır.
Mustafa Bereket, Kerem, Burak Tanören