19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13ARALJK2002CUMA CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER dishaba cumhuriyet.com.tr 11 Türkiye Mayıs 2004'te müzakerelerin başlatılmasına karşılık daha kolay çözüm mesajı verdi KıranloranapazarlıkSERKA* DE.MİRTAŞ KOPENHAG - AB" nın dün başla- yan Kopenhag liderler zirvesi, "Kıb- nszjnesine" dönüştü. AB'nin geniş- lemeye ilişkın so nuç bildirgesinin yayımlanmasın- dan önce Rum ve Türk taraflannın imza atmasını sağlama- ya çalışan Birleşmiş Milletler (BM), Ingiltere ve ABD, ilgili taraflar uze- rindeki baskıyı arttırdı. Türkiye ise, bugün yayımlanacak sonuç bildirge- sinde en geç Mayıs 2004 tarihinde müzakerelerin başlatılabileceği ka- ranrun yer alması durumunda Kıbns'ta bir çözüm sağlanabileceği mesajını verdi. Ancak zirvede dünkü yapılan açıklamada 2004 tarihinin çıkması Kıbns müzakerelerini de çıkmaza soktu. Kopenhag'da. AKP hüküme- tiyle, KKTC Cumhurbaşkaru Rauf Denktaş'ın temsilcileri arasında gö- riiş aynlıklan ortaya çıktığı öne sü- rüldü. AB'nin Kopenhag zinesi, dün Kıb- ns ve Türkiye konulannda yoğun görüşmeler trafiğiyle başladı. Tüm beklentilerdoğrultusunda, "Türkiye ve Kıbns zirvesine" dönüşen toplan- tının zirve sonuç bildirgesi, dün ak- şam saatlerinde başlayıp sabah saat- lerine kadar süren yoğun pazarhkla- nn ardından bugün netleşecek. Dö- nem başkanlığının bildirgesinde, Tür- kiye ile müzakere tarihinin yanı sı- ra, Kıbns'ın AB'ye katılımı konusun- da da kararlara yer verilecek. Edini- len bilgilere gore Türkiye bugün ya- yımlanacak bildiride istemleri doğ- rulrusunda bir sonucun çıkması du- rumunda Kıbns'ta çözüm için so- mut bir adım atacak. Ancak bu adı- mın bir imza mı yoksa bir siyasi ira- de beyanı mı olacağı konusu netlik kazanmadı. Bildirgenin yayımlanmasından ön- ce Kıbns Rum ve Türk taraflannı Ko- fi Annan belgesi üzerinde bir anlaş- ma sağlamalan ve bir imza atmalan yönünde baskı altına alan BM Genel Sekreteri Kıbns Temsilcisi AlvaroDe AB J den Kıbns y a onay AYHANŞtMŞEK ANKARA-Avrupa Birliği (AB), Kopenhag zir- vesi sonuç bildirgesi taslağında Güney Kıbns'ın tek yanlı AB üyeliğini kabul etti. Dönem Başka- nı Danimarka'nın Kıbns'ta çözümsüzlük olasılı- ğının ağır basmasını dikkate alarak hazırladığı tas- lakta, taraflann "eşssiz bir ûrsatT kaçırdıklan be- hrtilerek, AB ile tüm müzakerelerini tamamlayan Güney Kıbns'ın, Helsinki kararlan ışığında üye- liğe kabu] edileceği vurgulandı. Cumhuriyet ın ulaştığı belgede AB yi- ne de, taraflann Kıbns'ın resmen üye- lik anlaşmasını imzalayacağı 2003 Ma- yıs'ından önce çözüme ulaşabilecekle- ri umudunu dile getirdi. Taslak belge- de, Kıbns'ın üyeliği öncesinde çözüm bulunamaması durumunda, AB hukuk ve kural- lann "ateşkes hatnnın" kuzeyinde geçerli olma- yacağı belırtıldi. AB, Türkiye'nin büyük tepkisini çekme paha- sına, Güney Kıbns'ın AB üyeliği konusunda ge- ri adım atmadı. Kıbns'ta taraflar arasında son ana kadar bir çerçeve anlaşma için müzakereler sü- rerken, Dönem Başkanhğı çözümsüzlük olasılı- ğının ağır basmasını dikkate alan bir taslak ha- zırladı. îşte taslak sonuç bildirgesinin Kıbns bölümü: 1. AB, Kıbns'ta bölünmüşlüğe son verme ko- nusunda yakalanan eşsiz firsatın kaçınlmasından ve BM tarafindan önerilen kapsamlı çözüm üze- rinde anlaşmanın sağlanamamış olmasından üzün- tü duymaktadır. AB, BM planını desteklemeye de- vam edecektir. Kıbns ile katıhm müzakereleri ta- mamlandığından, Helsinki zirve sonuçlan doğ- • Cumhuriyet'in ele geçirdiği Kopenhag Zirvesi sonuç taslağında Güney Kıbns'ın tek yanlı AB üyeliği onaylamyor. lumunun dahil edilmesi için gerekli olan karan al- ma durumunda olacakör. AB, saglanacak çözümün koşullannı Kıbns'ın Kaobm Anlaşması'na, AB'nin kuruludğu ilkeler ile paralel olarak ekleyecektir. 3. Eğer Kıbns'ın AB'ye katılımı öncesinde çö- züm sağlanamazsa, AB üyeliğinden kaynaklanan yükümlülükler ateşkes hattının kuzeyüıde uygu- lanmayacaktır. 4. AB, çözüm çabalannı desteklemek için Kıb- ns Türk toplumuna finansal desteği de içeren ön- lemleri yaşama geçirecektir. AB Kon- seyi, Komisyonu bunun için uygun ön- lemleri almaya ve bunlan 2003 yıhnın başında sunmaya davet eder. rultusunda Kıbns, AB 'ye üye ülke olarak kabul edi- lecektir. AB yine de, Atina'da katıhm anlaşmala- n imzalanmadan önce, ilgili taraflann, birleşmiş birKıbns'ın kanlmasını sağlayacak şekilde, anlaş- maya varacaklan konusunda güçlü umudunu ko- rumaktadır. 2. Çözüm olursa AB Konseyi, AB hukukukun Kıbns'ın kuzey bölümünde uygulanması ve Kıb- ns'ın AB'ye kaühmı konusunda Kıbns Türk top- Taraflara, taslakla baskı AB Dönem Başkanhğı'run taslak metinde Kıb- ns'ın üyeliği konusunda net ifadeler kullanarak taraflar üzerinde çözüm için baskı oluşturmayı hedeflediği kaydedildi. Dönem Başkanlığı'nın ta- raflara zirve sonuna kadar zaman tamması ve bir anlaşmaya uzlaşılırsa bunu bildirgeye yansıtacak- lannı iletmesi, bunun göstergesi olarak değerlen- dirildi. Soto, gün boyu, Kopenhag'ın değişik otellerinde konuşlu Kıbns, Rum. Yu- nan ve Türk taraflan arasında mekik diplomasisi gerçekleştirdi. De So- to'nun yanısıra tngiltere ve ABD'nin Kıbns özel temsilcileri David Hannay ile Thomas VVeston da taraflar ara- sında yoğun temaslar gerçekleştirdı- ler. îngiltere'mn Kıbns Özel Temsil- cisi David Hanney, önce Dışişleri Ba- kanlığı Müsteşan UğurZiyaL, ardın- dan da Kıbns Rum tarafi ile görüştü. BM Temsilcisi De Soto ise, Rum li- der Glafkos Klerides ile görüştükten sona Uğur Ziyal başkanlığındaİd Türk heyetiyle bir araya geldi. Klerides'in De Soto'ya "Evet" yanıtını vererek Kıbns Türk tarafının yanıtını bekle- meye başladığı savunuldu. Başbakan AbduBah Gül dün görüş- melerinin ardından yaptığı açıklama- da, "Kıbns ik ilgili çözümsüzlüğü çö- züm olarak gönmryoruz" dedi. Kıb- ns üzennde görüşmelerin sürdüğünü anımsatan Gül, tarih venhnesiyle Kıb- ns sorunu arasındaki bağlantının so- rulması üzerine şunlan kaydettı: "Tarih mi Kıbns nu, böyie bir ta- lep yok. Buna göre kendimizi hanr- larniş durumdayız. Şu an böyie bir ta- lep söz konusu değfl. Ama, biz iyi ni- yetimizi gösteriyonız. Söyledigim şu- dur: Bu evin içerisinde hepimizgirer- sek, zaten otomatik olarakçözükcek- tir sorunlar, r Başbakan Gül ve AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındakı ka- Iabahk bir heyetin temsil ettiği Tür- kiye, bugün çıkacak bildirgede, en geç Mayıs 2004 olarak fbrmüle edi- len bir müzakere tarihi çıkmasını is- tiyor. Türk diplomatik kaynaklar, Tür- kiye'nin Kopenhag zirvesıyle AB'yle iüşkilerinde yeni bir döneme geçildi- ğini, ancak bu dönemi belirle> r ecek un- surun "müzakere tarihi" olduğunu vurguluyorlar. Türkiye'nin AB'ye üye olacağının kesinleştiğini ve artık bundan sonra koşullann ve tak\ imin ele alınacağını belirten kaynaklar, "Türkiye arOk sanal aday değil. bü- yük ve etkileyici bir aday olarak gö- rülüyor" görüşünü dile getinyorlar. Erken tarlh beklentlsl AB ülkeleriyle yapılan görüşme- lerin ardından AB'nin Türkiye'ye ba- kışında ve daha erken bir tarih venl- mesi konusunda olumlu gelişmeler olduğunu kaydeden diplomatik kay- naklar, sonuç bildirgesinde 2003 yı- hnın ekimayında yayımlanacak iler- leme raporundaki ifadeler doğrultu- sunda 2004'ün ilk yansında müza- kerelerin başlatılmastnı arzu ettikle- tbni Sina Hastanesi'nde göğsündeki su alınan KKTC lideri bugün taburcu olacak Askerden Denktaş'a anlamk ziyaret • Denktaş'ı ziyaret eden Genelkurmay Başkanı Özkök, "Mücadeleci ruhu yüzüne vurmuş, çok yüce bir kişilik. Bir ömrü inandığı dava için harcamış bir kişi" dedi. ANKARA (CumhuriyetBürosa)-Ku- zey Kıbns Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın, ABD'de geçirdiği ameliyatın ardından göğsünde toplanan su, Ankara Üniver- sitesi Ibni Sina Hastanesi'nde boşaltıl- dı. Denktaş'ın sağlık durumunun iyi ol- duğu, bugün hastaneden taburcu edile- ceği belirtildi. Denktaş, sağlık kontrolün- üzere dün Ankara'va pel-g di. Denktaş, ailesi ve Başbakan Vekili Mehmet AH Şahin ile birlikte gittiği tb- ni Sina Hastanesi'nde asansöre kadar Şahin'in koluna girerek yüriidü. Denktaş'a yapılan tetkiklere ilişkin bilgi veren Ankara Üniversitesi Rektö- rü Prof. Dr. Nusret Aras, kalp ekosuyla kalp ve kann bölgesinin tomografısinin çekıldiğini belirtti. Denktaş'ın sağlığıy- la ilgili hayati bir durumun söz konusu olmadığıru kaydeden Aras, Ankara Üni- versitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji. Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı baş- kanlanrun yanı sıra Hacettepe, Gülha- ne Askeri Tıp Akademisi ve Gazı Üni- versitesi tıp fakültelerinden ilgili anabi- lim dalı başkanlannın tbni Sina Hasta- nesi'ne geldiklerini söyledi. Aras, konsültasyona neden gereksi- nim duyulduğunu şöyle anlattı: "ABD'de degeçirdiği ameüyattan sonra rvfleşmetam rini dile getirdiler. Aynı kaynaklar, bildirgenin olabildiğince açık yazıl- masını. yoruma açık bir yazıhmın ter- cih edilmemesıni istediklerini de di- le getirdiler. Temsll sorunu AB yetkilileri Kıbns'ta bir çerçe- ve anlaşma için ısrar ederken. KKTC 'yi temsilen Kopenhag'a gelen KKTC Dışişleri ve Savunma Bakam Tahsın Ertuğruloğlu'nun imza yetki- sine sahip olmaması soru işaretleri- ne neden oldu. KKTC Meclisi'nin bir çözüm için tek yetkili olarak seç- tiğı KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş. tedavı amacıyla Ankara'ya gelirken yaptığı açıklamada. BM bel- gesinin imzalanabilir ohnaktan uzak olduğunu bildirmişti. Danktaş'm danışmanı Prof. Müm- taz Soysal dün gece yan- sına doğru KKTC Cum- hurbaşkam'nı ziyaret et- ri. Soysal, çıkışta gazete- cilerin Ertuğroğlu'nun im- za yetkisinin ohnadığı yö- nündeki iddialara ilişkin sorulara, "Kendisibakan. Başkanm talimatryla git- ti. Gerekirse her şeyi baş- kan buradan söylerse ya- par. Ama yapacak bir şey varsa.» Yapıbnası gereken doğru bir şey^arsa yapar" dedi. AKP-Denktas anlasmazlığı Kopenhag"da, AKP hü- kümetiyle, KKTC Cum- hurbaşkanı Rauf Denk- taş'ın temsilcileri arasın- da görüş aynlıklan orta- ya çıktığı öne sürüldü. AB kulislerine yansıyan bilgi- lere göre AKP yetkilileri, KKTC 'rien. bir cerceve an- KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş için Ankara'daki bütün doktorlar seferber oldu. (Fotoğraf: AA) obnadL Yara bölgesinin değerlendnilme- si ve sağlık durumu hakkuıda hiçbir te- reddüdün kaunamasıiçin son bir konsül- tasyon yapıyoruz. Kalpte anza yok, kalp- le ilgili bir enfeksiyon söz konusu degiL" Aras, Denktaş'a geniş bir konsültasyon yapıldıktan sonra yaptığı açıklamada da Cumhurbaşkanı'mn sağlık durumunun "gayetiyT olduğunu bildirdi. Aras, Denk- taş'ın rahatsızlığının çalışmasına engel olmadığını vurgulayarak "Burada çah- şabiHr, devamh hastanede kahnaana da gerekyok" diye konuştu. Denktaş'ın kan- sızlık teda\isi için 3-5 gün ya da 1 hafta hastanede kalmasının planlandığını söy- leyen Aras, "Burada göztem alünda tu- tulacak, tedavi için değil" diye konuştu. Ancak, Ankara Ünıversitesi Tıp Fakül- tesi Dekam Prof. Dr. TumerÇorapçıoğ- lu daha sonra yapüğı açıklamada, Denk- taş'm bugün taburcu edileceğini söyle- di. Denktaş'ın göğsünde deri altında toplanan suyu boşalttıklannı ve sağlık durumunun iyi olduğunu bildiren Çorap- çıoğlu, Denktaş'ın taburcu edildikten sonra Çankaya Köşkü'ne geçeceğini ve burada kalacağım; KKTC 'ye gidinceye kadar da kontrollerinin süreceğini belirt- ti. Denktaş'ı dün hastanede Cumhur- başkanı AhmetNecdetSezerve eşi Sem- ra Sczer, Genelkurmay Başkam Orge- neral HilmiÖzkökve Mümtaz Soysal zi- yaret etti. Orgeneral Özkök, yaptığı açıklamada, "Mücadeleci ruhu yüzüne vurmuş, çok yüce bir kişilik. Bir ömrü inandığı dava için harcamış bir kişi. Onu görmem ba- na her zaman yüreklilik ve cesaret ver- ımştir" dedi. laşmaya imza koyması için baskıda bulunurken, KKTC Dışişleri ve Sa- vunma Bakanı Tahsin Er- ruğruloğlu yeterli güven- celerin sağlanmadığı gerekçesiyle böyie bir çer- çeve anlaşmaya im- zalamak istemedi. Zirvede Kıbns pokeri NİLGÜN CERRAHOĞLU KOPEML\G-1999 Helsinki Zirvesi'nde kararlaştınldığı gibi siyasi çözümden bagımsız olarak Güney Kıbns AB'ye giriyor. tle- ride Kıbns Türk tarafinı da AB "ye dahil edecek sihirli formül arayı- şı da tabıi Kopenhag'da kıyasıya süren pazarhklar kapsamında. "Kıbns pazarlığı'' üzerinde ne var ki "iyimser" ve •'kötümser" senaryoya dayananrivayetmuh- telif. Bu satırlann dizgiye girdiği saatlerde pazarlığa ihşkın çelişki- li sinyaller geliyor. Bunlardan bi- risi Lord Haney'nin "Türktara- finın da anlaşmaya yakuı oldugu ve Klerides'e çözüme ilişkin her türlii olasıbğa açıkolmasuu telkin ettiği'' yolunda. Buolasılığınge- çerlı olması halinde; Türkiye ile Danimarka dönem başkanhğı ara- smda "müzakere tarihine" iliş- kin bir "prensip anlaşmast" yapıl- dığı varsayılıyor. Türk huküme- tınin, çünkü ancak böyie birpren- sip anlaşmasının ışığı altında Kıb- nsta çözüme "yanaşmış olabile- ceği" düşünülüyor. Bu dıırumda Denktaş'ın alelacele Kopenhag'a gelme olasılığı bile koridorlarda dolaşan söylentiler arasında. Şimdiye dek elimize ulaşan ke- sin tek bilgi, Danimarka dönem başkanlığının dün gece hükümet ve devlet başkanlanna verdiğı ye- mekte, AB liderlerine teklif ola- rak "2004" tarihini göturdüğü şek- linde. Sözü edilen tarihin " Ma- yB2004" öncesi mi, sonrası mı ola- cağı Kıbns'ta Türk tarafuıın ala- cağı tavra bağlı. Kıbns'ta Denk- taş'ın "taviz vermez" tutumunu sürdürmesi halinde Kıbns Türk ta- rafi AB dışında kalırken Türkiye de AB den ancak "sanal bir tarih" alabilecek. 1 Mayıs 2004 sonra- sına atüan her tarih. çünkü "de fec- to" anlamda şimdilik "sanal" de- ğer taşıyor. Üzennde pazarlık yapıldığı söy- lenen formül oysa fevkalade nü- ansh: "2003sonundakideğerlen- dirmeye bağh olarak 2004 sonun- da müzakereleri açmak". Hem nalına hem mıhına yanı. Böyle- likle hem Türk tarafinı memnun edeceğı düşünülen bir "2003 so- nu" lafi geçiyor. hem AB 'nin son kozlannı açık bırakan "1 Mayıs 2004" sonrası telaffuz edilmiş olu- yor. Almanva. Fransa ile "tarihpa- zaıtğı", Yunanistan, BM ile "Kıb- ns pazarlığı" ve dönem başkan- lığıyla da hem "Kıbns", hem "ta- rih" pazarlığı üç koldan sür- dürülüyor. BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI Satılık İnsan Manzaraları... Senin fiyatın ne? Çok mu yüksek? Ben fiyatı olmayan birini görmedim; düşük ya da yüksek her- kesin bir fiyatı vardır! Gecenin geç bir saatinde izlediğim 6O'lı yıllann Hollyvvood filminden aklım- da kalan sözler bunlar. Sözlerin sahibi zengin bir Amerikalı işadamı. Ka- pitalizmin dünyaya bakışı bu, yalnız işadamının değil: Iş kadınının, politikacının, üniversitenin hat- ta devletin. Kilisenin bile; asırlar boyu misyoner- ler, işadamları ile birlikte dünyayı dolaşmamışlar mı? Bırakınız geçmiş asırları bugün bile büyük ser- maye çevreleri patrikler ve şeyhlerle kol kola de- ğiller mi? Iş iştır: Her şeyin bir fiyatı vardır, dinin de imanın da demiyorlar mı bu davranışlan ile? - Piyasa sistemi "kutsaldır" diyenler bu kutsa- mayı "para" aracılığı ile yaparlar. Para en masu- mudur; para sadece "fıyatın ölçüsüdür" hepsi bu. Kim alır, kim verir, kimin cebine niçin girer? Bü- tün bunlar 'para'yı değil alanı, vereni ilgilendirir. Yani bir fiyatı olanı; yüksek ya da düşük hiç önem- li değil; önemli olan bir fiyatının olması, alınıp sa- tılabilmesidir; domates gibi, hıyar gibi ya da bir eşek gibi. - Piyasa ekonomisi fiyatlar üzerine kurulmuş- tur. Her şeyin mutlaka bir fiyatı olması gerekir, ara- da hiçbir kaçak olmamalıdır. Mal, hizmet, insan, hayvan ne varsa: Sistem hiç aynm yapmaz. Kaç para? Fiyatı ne? Hatta "Fiyatın ne" diye de sor- mak hiç yadırganmamalıdır. Sistem bunu gerek- tirir. - Fiyat sistemindeki "aktörter" iki gruba ayrılır: Bir tarafta alıp satanlar vardır: Diğer yanda da alı- nıp satılanlar. Alıp satanlar insanlardır. Piyasa me- kanizması içinde alınıp satılanlara ınsanlar da da- hildir. Çünkü sistem her şeye ve herkese fıyat biçmek zorundadır; hem de hiçbir ayrım yapma- dan. Yoksa piyasa ekonomisi (ve kapitalist dü- zen) yürümez. Devletlerin, hükümetlerin fiyatı... Bırakınız insanları, bu sistem içinde devletin ve hükümetin de bir fiyatı vardır, olmak zorundadır. Sistemde her şey akılcı bir biçimde yerli yerine oturtulmuştur. Ağacın, uçan kuşun, dağ manza- rasının, insanın ve tabii devletlerin ve hükümet- lerin de... Bastırırsınız parayı alırsınız istediğiniz şeyi. - ABD Irak'ı ele geçirmek mi istiyor? Bastınr pa- rayı alır gerekenleri. Işte bu yüzden Ankara'da, "Hiç merak etmeyin para yardımı var" diyoriar. Yani bir fiyat belirlemişler, bu fiyata satın alınz di- ye düşünüyorlar. Piyasa ekonomisinin ve fiyatlar sisteminin doğal bir gereği olarak. - AB takvimini (tarihi) bir mal gibi gören içimiz- deki bazı çevreler de "Ver tarihi, al Kıbrıs'ı" di- yoriar; bunlar da piyasa sisteminin adamlan. - Din turizmi diyenler, "dine bile bir fıyat biç- mişler". Veririz ama.. fıyatımız budur diye açık açık söylüyoriar. Ayasofya için ne fıyat biçecekler aca- ba? - ABD Hugo Chavez'i satın alamayınca "çev- resindekiler,isatın alıp Chavez'i indirmek istiyor". Burada da fiyat mekanizması çalışıyor: Satın alı- nacak mutlaka bir şey vardır. İnsan, gazete, te- levizyon, sendika... - Bizde bazı siyasiler 1985 yılında, Almanya'nın verdiği para karşılığında, "BizKatma Protokol'de- ki isgücünün serbest dolanım hakkından vazge- çiyoruz" diyerek imzayı basmadılar mı? Malı ve- rip AB'nin parayı da vermeden Türkiye'yi kandır- masına yol açmadılar mı? AB'nin kapkaççılık yapmasına yol açmadılar mı? Ya ülkesini satanlar? Aslında elma, armut, hıyar, merkep hatta din- iman satanlar nispeten masum sayılırlar; fiyatla- rını açık açık söylüyorlar. - Şu kadar para verirse Irak'a cephe açarız di- yenler. - AB şunu verirse Kıbns'ı, Ege'yi verebiliriz di- yenler. Bunlan nispeten masum saymak gerekir. Bun- ların Pigal'de kendini pazarlayan taşralı bir Fran- sız'dan hiçbir farkları yoktur. Ya da Karen Fogg işinde kendilerini Brüksel'e pazarlayan insanlar: Fiyatlannı koymuşlar, tezgâhın üzerine yatmışlar; aldıklan belli, sattıkları belli. - Veya, sivil toplum örgütü (STÖ) adı ile ortalık- tagörünen "Verşu kadar para, istediğini yapa- rım" diyen cesurlar; fiyatlan belli, yaptıklan belli, Ama bir de rejimi, devleti, ülkeyi bütünü ile pa- zarlayanlar var ki onların suçu daha da büyük. Av- rupacılığa ve AB'ye belirli bir fiyat sunandan, ABD'ye "Bizi destekle, istediğin her şeyi yapa- nz" diye açık çek verenler. Işte en tehlikelisi bunlar; kendilerini satmakla kalmayanlar ülkelerini de pazarlamaya kalkanlar... www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali Göklerdeki eşim, anamız SEMA TOKTAY TANÖREN'in sevgili babası Dr. HÜSEYİN CAHİT TOKTAY da sonsuzluğa geçti. 13 Aralık 2002 Cuma günü öğle namazını müteakip Izmir Alsancak Hocazade Camii'nden uğurlanıp, 14 Aralık 2002 Cumartesi günü Datça - Reşadiye'de sevgili kızına komşu olacaktır. Mustafa Bereket, Kerem, Burak Tanören
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle