22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYF4 + CUMHURİYET 28 KASIM 2002 PERŞEMBE OLAYLAR VE GORUŞLER olay.gorusfacumhuriyet.com.tr eğerleme Uzmanlığı... Yâni <31uşan ]Ş0SJf&*periüküınet ivedilikle bu konuyu bir yasa ya da yasa gücünde kararname ile düitenHîfieH veTürk iMühendis ve Mimar Odalan Birliği'nin öncülüğünde "Taşınmaz Değerleme ve Yörretimi Yüksek Kurulu" (TDYÜK) gibi adlandırabileceğimiz bir kurul oluşturulmalıdır. . Dr. Ahmel; AÇLAR - Arş. Gör. Volkan ÇAĞDAŞ (Yıldız Teknik üniversitesi) S ermaye Piya.sası Kuru- lu'nun(SPK) yakıntarih- te Anadolu Ûniversitesi 'ne yaptırdığı «Mesieki Yeter- lilik-Lisanslama SınavT sonuçlan 16 Ekim 20O2 tanhinde açıklandı. Sonuçlaragöre "Serma- ye Piyasas FaalnetJerii Temei Dü- zey" stnavında basan yüzde 1. "Tü- rev Araçlar" sınavmda yüzde 7, "Takas ve Operasyon lşlemleri" sı- navmda yüzde 30, "Sermaye Piya- saa Faaüyetleri tleri Düzey" sınavın- dayüzxİe2.1, ve "DeğatemeUzman- hği" sınavmda iseyüzde 5.6 olarak gerçekleşmiş, sınava giren, baük bankalauın taşmmazlannı değerlen- diren, halkm tasarruflannı da yön- lendirefl 6330 adarydan sadece 236'a sertifiKa almaya tıak kazanmışür. Basında geniş yankı bulan ve pek çok kişi tarafından şaşırtıcı (sürp- riz) olarak nitelenen başan oranla- nnın b u denli düşük olmasını, de- ğerleme uzmanhğı sınavıaçısından beklenen bir sonuç olarak görmek- teyiz. Aynca bu sonuç, ülkemizde konuya ilişkin yetid belgesi olmayan on binlerce büirkisi (mühendis, mi- mar, uzman vd) tarafindan yürütü- len taşınmaz değerleme işlerini, ha- len sürdürmelerinin de ne denli sa- kmcalı olduğunu ortaya koymakta- dır. Genel anlamda bir taşınmaz, ta- şınmaz projesi ya da taşınmaza bağ- lı hak ve faydalann değerleme gü- nündeki olası degerinin, bağımsız, tarafsız ve nesnel ölçütlere dayana- rak kestirimi biçüninde tanımlaya- bileceğimız taşınmay değeriemesi, özel iyelik hakkının var olduğu ge- lişmiş ülkeler bilim adamlannın uzun yıllardır üzerinde çahştıklan, çözüm için kendi ülke koşullarına göre büyük çabalar harcadıklan ve sürekli geliştirdikleri bir uğraşı ala- nı olmuştur. Taşınmaz değerlerinin saptanması, toprak yönetim politi- kalan, -bunun alt bileşenleri arsa ve konut politikası- ve onun mali uy- gulama aracı olan vergilendirme sisteminin de temelidir. Aynca planlı kentleşmenin yürü- tülebilmesi; kamu yatınmlan sonu- cu ortaya çıkan değer artışlarınm kamuya kazandınlması; yeni yerle- şim bölgelerinin seçimi; toprak dü- zenlemeleri, taşınmaz piyasasımn açıklık ve güvene kavuşturulması; fıyat değişimlerinin istatistiksel ola- rak izlenmesi; kira paralannın be- lirlenmesi; taşınmaz aücı, satıcı, va- rislerine ve taşınmazlar üzerinde hak tesislerinde taraflara yol göste- rilmesi yönlerinden de değerleme büyük önem taşır. Bu önemin mali ve sosyal adalet boyutu şu çarpıcı örneklerle ortaya konulabilir: Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü'nün ülkemiz değerle- me sisteminin çarpıklığma yönelik yaptığı bir çalışma sonucunda, dev- let 1999 yılında salt emlak ve çev- re temizlik vergisinden dolayı yak- laşık bir katrilyon TL gelir kaybına uğramıştır. Son yıllarda Bankacıhk DüzenlemeveDenedeme KuruhTna (BDDK) devredikn bankalar, bazı kamu kuruluşlan ve Hazine'ye ait taşmmazlaruı özeUeştirilmesi, saü- şıvb. içinyapdan değetiemeler degö- zetilirse; devletimizin kaybının kor- kunç boyutlan kolayca kestirflebilir. Böyle bir kayıp kestirim hesabı ye- ni AKP hükümetinin öngördüğü 15.000 km yol yapımı kamulaştır- malan için yapılırsa, karşımıza 25- 30 katrilyon TL gibi büyük bir ra- kam çıkar. Kamulaştırma bedelle- rinin saptanmasmda da benzer ak- saklıklaryaşanmakta, kamulaştırma bedellerine itiraz eden ve iç yargı yol- lan tükenen yurttaşlanrmz Avrupa însan Haklan Mahkemesi'ne baş- vurmaktadır. Ocak 2001 tarihine göre Avrupa însan Haklan Mahke- mesi'nde 2000 dava açıldığı ve ço- ğunun kamulaştırmaya yönelik ol- duğu bilinmektedir. Günümüze değin vergi hesapla- malan, kamulaştınna, devletleştir- me, özelleştirme gibi kamusal ge- reksinimleri karşılamak amacıyla a KıymetTakdirKomisyonlanVBi- ürkişiKunıllan-. "Değer TespitKo misyonlan''nca ve bankacıhk, kre- dilendirme, sigortacılık gereksinim- lerini karşılamak için özel değerle- me şirketleri tarafindan hiçbir dal eği- timi almayan elemanlarca yürütü- len değerleme hizmetleri, son yıl- larda taşınmaza dayalı sermaye pi- yasası araçlanrun yaygınlaşmasıy- la giderek önem kazanmakta ve bir meslek dalı kimliğine bürünmek- tedir. SPK, kurumsal bir taşınmaz finansman sisteminin oluşumu ile taşınmaza dayalı sermaye piyasası araçlanrun saydam ve güvenflir bi- çimde işletn görmesine hizmet ede- cek bir değerleme sisteminin kurul- masına yönelik tüzel ve örgütsel gi- rişimlerde buhınmuş, konuyia ffişld- li iki tebüğ yayımlamışOr. Bu düzenlemelerin ardından SPK çeşitli akademisyen ve uygulayıcı- lar ile görüşmeler yaparak değerle- me uzmanlığı sınavına yönelik ko- nu başlıklannı; "Gayrimenkul De- ğerleme Esaslan", "Mesleki Mevzu- atveEtikKurailar", "tnşaatveGay- rimenkul Muhasebesi", "TemeJ Fi- nans Matematiği", "Ügfli VergiMev- zuaü" olarak saptamış, kapsamını belirleyerek sınavın hazırlanmasına yönelik Anadolu Üniversitesi Açı- köğretim Fakültesi'ne yetki vermiş ve sınav için aynca modül sistemi getirmiştir. Buna göre, sınav konu- lannın herhangi birinden 60'm al- tında alınması ya da aritmetik orta- lamanm 70'in altında olması duru- munda, adaylara iki yıl içinde yıl- da üç kez yapılacak sınavlara girme ve not yükseltme hakkı tanınmıştır. Sınav öncesi ve sonrasmda konu baş- bklarmın kapsam ve ağırhklanna yönelik ciddi eleştiriler olmuş ve ol- maktadır. Sınav içeriği, farklı mes- lek gruplannın önerisi ile belirlen- diğinden ve ortak bir terminoloji kullanılmasmdan dolayı çoğualan- da çakışmış, her grup kendi uzman- lık alanımn kapsadığı konulann ağırlıklı olmasım istemiş, bu du- rum adaylann işini güçleştirmiştir. 108 kişinin kahldığı değerleme uz- manhgı sınavmda sadece altı kişi- nin başanh olması, hem uzman adaylan, hem SPK hem de eğitim kurumlannın üzerinde düşünmesi gereken önemli bir konudur. Sınav- daki başan düşüklüğünün temel ne- deni, farklı disiplinlerden gelen adaylann, kavram, yönetim ve stan- dart açısmdan birbirlerini anlamak- ta zorluk çekmeleridir. Smav sorulannm henüz ortak bir dili konuşamayan farklı akademis- yen ve uygulayıcı gruplan tarafin- dan hazırlanması bu sonucu doğur- muştur. Ban eğitim kurumlarmmde- ğerlemeyle doğrudanttintflikavram- lan; ülkemiz alr\apu şehircilik, in- şaat, vergi tüzesini gözetmeden, ya- bancı kaynaklardan birebir çevire- rek kuOanmasL, ülkemizde uygulan- ma olanagı olmayan bir eğitimin ve- ribnea; uzman adaylanmn hayal kı- nkhğma uğramasına neden olmuş- tur. Ivedüikle yapıhnası gereken, sı- nav öncesinde konuda etldn kişüeri bir araya getirerek ortak dflde bir so- ru bankası hazırlamak ve beliıie- nen terminolojinin kuUammuu zo- runlu hak getirmek olmalıdır. SPK'nin öngördüğü tüzel ve ör- gütsel yapılanma. ülkemizde değer- leme konusunda, düzenleyici ve de- netleyici işlev üstlenecek bir örgü- tün kurulmasını. meslek etiğine uy- gun çalışacak uzmanlann seçilme- sini, bunlann eğitilmesi ve bu yol- la değerlemenin bilimsel ve say- dam olarak yapılmasını, daha da önemlisi değerlemenin bir meslek dalı tam uzmanhk kimliğine kavuş- masını sağlayacak ilk önemli adım- dır. Yapılan bu düzenlemelerin her ne kadar salt sermaye piyasasmda çalışacak uzmanlara yönelik oldu- ğu söylense de, lisans alacak uz- manlann hem özel hem de kamu sek- töründe başka amaçlarla değerle- me yapması da başka yasalar uya- nnca olanaklıdır. 2002 yılında çıka- nlan 4706 sayılı "Hazineye AitTa- şınmaz Mallann Değerlendirflmesi Hakkında Yasa"nın, "Taşınmaz mallanntahmfaıibedeOerinin tespi- tinde, gerektiğinde 2499 savıh Ser- maye Piyasası Kanunu'na tabi eks- pertiz şirkederinden de yararlanıla- biür" hükmü buna örnek gösterile- bilir. Böyle bir kurumsal yapılanma- nm salt SPK'nin güdfimünde olma- sı önlenmeli, değerleme alanmda önemli deneyimlere sahip üniv ersi- teter, Arsa Öfısi Genel Müdüıiüğü (AOGM), Dev let Su İşleri (DSÎ), Ta- pu Kadastro Genel Müdürlüğü (TKGM),Tophı Konut ldaresi(TO- Kt), Sanavi ve Kalkmma Bankası vb. kurumlar arasında bir plarform ohışturularak değerleme sisteminin ülkemizde çok amaçh bir yapıya ka- vuşturulması yönünde tarüşüması sağlanmabdır. Yenı oluşan TBMM ve hükümet ivedilikle bu konuyu bir yasa ya da yasa gücünde kararname ile düzen- lemeli ve Türk Mühendis ve Mi- mar Odalan Birliği'nin öncülüğün- de a Taşınmaz Değerleme ve Yöne- nmiYüksekKurulıT (TDYÜK) gi- bi adlandırabileceğimiz bir kurul oluşturulmalıdır. Evet, Akıl Yürüterek... H. Basri AKGİRAY Hukukçu, eski milletvekili B u sayfada 19 Kasım gü- nü "Seçiııı Sonnçlanmn GerçekYüzü" başlıkh bir yazım yayımlanmıştı. Yazıda özetle, 3 Kasım seçim- lerinde AKP'nin aldığı oyların yaklaşık yüzde 95' inin şeriat dev- letiözlemi içinde olanlann oyla- nndan oluştuğunu v e bu neden- le bu seçim olgusunun bir karşı- devrim olarak niteleneceğini sav- lamıştım. Sayın Taha .\Jcyol, 21.11 2001 günlü Milliyet gaze- tesindeki köşesinde, bu görüşe katılmadığmı, böyle biryargınm akıivürütmeyoluyla oluştuğunu, oysa sağlıklı bir son\ıca \armak içir "toplumsal verOerle düşün- mekgerektigmkzihninıizdekikle- olojik bir şablona göıre akıl yirü- tertk hiiküm vennenin yanlış ol- dujunu" \oirguluyor ve "VIo- demkşmevi gardıroba kapatma- yıpflhniyet veişlevierKie düjünür- sek görürüz ki DP ^ b i AKP de 'karşıdevrim' falan değü,topiam- saİ3KXİernfcşmeninbirifadesilir'' yaıgıana vanyor. Sayın Akyol, yazısını Metin Heper,SabriÜlgener,MaîWeber gibi sosyologlann konumuzla pek de ilgisi olmayan düşünceleriy- le de süsleyerek, güzel bir köşe yazısı döşemiş; kutlanm. Ama, önce şunu belirteyim: Sosyolojik, ekonomik ya da her- hangi bir başka konuda sağlıklı bir sonuca varmanın ilk ve temel koşulunun, edinilen verilere gö- re akıl yürümıekle oluşacağı unu- tuhnamalıdır. Asıl sakıncalı sonuçlar, akıl yü- rütmek yerine, nakile dayanmak- la olgulanır. Sayın Akyol'un anı- lan yazısında değindiği "'sosyalge- Kşme teorfleri" hep bu akıl yürüt- me yoluyla oluşturulmuştur. Sa- yın Akyol'un eleştiri konusu yap- tığı yazımda da değindiğim " Yıl- başı kâfırBktir", "ElhamdüHIlah şeriatçıyım","Benlaikdegflim'', "Demokrasi bizim için bizi gide- ceğimiz yere kadar görürecek tramvaydır', "Taksim Meyda- nı'na camhi yapüracağıın" gibi verilere dayanarak akıl yürütme- nin, çevredeki insanlann tutum ve davranışlannı gözlemek yoluyla bir sonuca varmanın neresi yan- hştır ki? Sayın Akyol, AKP iktidanna övgü yağdırrnaya kendisini o den- li kaptırmış ki anılan yazısında "DP gibi, AKP de karşıdevrim falan değfl, tophunsal modernleş- menin bir ifadesidir" yargısına bile varabiliyor. Anlaşılıyor ki Sayın Akyol, anayasasında laik bir devlet olduğu kurah bulunan Tür- kiye Cumhuriyeti'nin hükümet üyelerinin, otel lobilerinde toplu namaz kılmalannı, yasalara ve yüksek mahkeme kararlanna kar- şın inat uğruna türbanı devlet pro- tokolüne sokmayı, Humeynisev- gisi ile yanıp tutuşan kişileri ba- kan yapmayı "tophunsal modern- leşme" olarak görüyor ve övü- yor. Pes doğrusu... Unutmamalı ki her tür kuram (teori), ideoloji beyaz kâğıtlarda kalan sözlerle de- ğil, uygulamadaki somut sonuç- larıyla değerlendirilir. Zaman içinde bu sonuçlar görülecek, akıl yürütmenin ne denli doğru bir yöntem olduğu anlaşılacaktır. Banş Gösterilerinde Coplarİşlemesin!.. Doç. Dr. Yıldız SERTEL A BD Irak'a karşı hazırladığı savaş- ta Türkiye'yi bir üs olarak kul- lanmak, silahlı kuvvetlerimizden yararlanmak, bizi Ortadoğu'da uzun yıl- lar sürebilecek bir savaşın içine atmak is- tiyor. Bu, bizim için bir ölüm kalım soru- nudur. Türkiye'de yayın organlannın kulakla- n sagır. Ama biz Banlı radyo ve televiz- yonlardan duyuyoruz: ABD'nin niyeti Türkiye'yi tam bir savaş üssü haline ge- tinnektir. BBC'nin haberlerine göre ABD bizden Diyarbakır ve Malatya üslerini de istemiştir. Incirlik Üssü'ne Patriot ve Skut fuzeleri yığümaktadır. ABD Dışişleri Ba- kanlığı Temsilcisi Elizabeth Jones Anka- ra'ya geldiğj vakit, Mersin ve îskenderun limanlannı da istemiştir. Buradan asker, tank vb. sevkıyatı yapılması düşünülmektedir. GeorgeW. Busfa, savaş için yeterli kanıt ve gerekçe gösteremediği gibi, BM dene- timini de önlemeye çahşmış ve açıkça, Birleşmiş Milletler'e rağmen dahi olsa, bu savaşı yapacağını açıklamıştir. Ne v'ar ki, ABD'nin bu davranışlan büyük tepki- TOrk Telekom'tlan yepyeni bir kampanya... fiyatlaryarıyarıya sohbetler doya doya... Şimdi sabit telefonlarda şehirlerarası görüşmeler %50 daha UCUz! dakikası 126 bin TL Aynca hafta içi akşam 8'den sabah 8'e ve pazarları tüm gün boyunca şehiriçi ve şehirlerarası görüşmelere ekstra %50 indirim daha! şehirlerarası dakikası 63 bin TL şehiriçi dakikası 31 bin Soo TL Türkiye'nin neresinde olursanız olun, arayın sevdiklerinizi, doya doya konuşun... 444 l 444 WWW.tetekom.gOV.tr BuflyaUarah«rf«yılahlMlr.Kampanya20Kasım20O2-20ŞubM2003tırfhleriarasındageçeılidir. BüyüyenTOrkiye'nin Hab«rcisi lerle karşılanıyor. Londra'da yüzbinlerce kişi, "savaşa hayır", sloganlanyla yürü- dü. Italya'da, Fransa'da, Almanya'da bü- yük gösteri ve mitingleryapıldı. Washing- ton'da Beyaz Saray'a yürüyen kalabalık, "petrol için savaşa hajır!" diye bağırdı. Ya bizde? Taksim'de bir u savaşa bavir!" gösterisi oldu. Coplu polisler gençlere sal- dırdı. Kan gövdeyi götürdü, gençler ve polisler yaralandı. Her ne kadar kartelci medyamız buna sağır kaldıysa da bu çok önemli bir olay. Çünkü, bizde de bir "sa- vaşa hayır'' platförmu kuruldu. Makine Mühendisleri Odası"nda yapılan toplantı- lara 100'den fazla örgüt katıldı. TÜYAP Kitap Fuan'nda, yalnız SOS Çevre Gönül- lüleri 1700 imza topladı. Tüm imzalann 3 bini aşması bayağı bir destek olduğunu gösteriyor. Bu eyleme DlSK, KESK ve da- ha pek çok sendika, çevre örgiitü vb. ka- tılıyor ve de 1 Aralık^a bütün bu örgüne- rinkaûlacağıbüvıikbirmitingehazırlanı- yor ve müsaade alacağımızı umuyoruz. Ancak başka ülkelerde bu gösteriler rahat- ça ve hatta izinsiz yapıldığı halde, biz cop korkusuyla mı döküleceğiz sokaklara? Türkiye Irak için bir savaş tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğu bir sırada, banş gösterici- lerine indirilen coplann anlamı nedir? Bu sadece bir bilinçsizlik ifadesi mi- dir? Yoksabundan sonraya- pılacak eylemlere bir göz- dağı mıdır? Biz Türk hal- kı,topraklanmızdanIrak'a yapılacak birsaldınva kar- şı koymak zorundayız. Çünkü, General Çevik Bir'in de birtelevizyon ya- yınında açıkladığı gibi, "Her ne pahasına ohırsa olsun bu savaş önlenmeü- dir, yoksa çok büyük bir faciaya neden olacaknr." Biz "Irak'ta savaşa hayır!" diyenler bu savaşı istemi- yoruz, çünkü savaş insan- hk dışıdır. Çok uzun süre- cek bu savaş Türkiyemiz için tam bir felaket olacak- nr. Beklediğimiz, bu fela- ketin önlenmesinde birulu- sal birlik kurulması, gü- venlik güçlenmız dahil. bütün yurttaşlann "Yurt- ta banş, cihanda banş", 11- kesine saygı göstermesi- dır. Bundan böyle, banş gös- terilerinde coplar işleme- sin diyoruz! PENCERE Müslümanın Yerküredeki Dramı... Şu kavanoz dıplı dünyada Müslümanların Hıris- tiyanlara göre acınacak bir yoksulluk topoğrafya- sı oluşturdukları açık seçık bir gerçek değil mi!.. Müslüman yoksul.. Müslüman geri.. Müslüman üretmıyor.. Müslüman sanayisiz.. Müslüman bilimsiz.. Müslüman bağnaz.. Kimi Müslüman ülke petrol denizi üstünde yü- züyor, ama iflah olamıyor... Neden?.. • Müslüman toplumlann 1400 yıl öncesıne şartlan- mış yürekler acısı yaşamı var; işte Afganistan, Iran, Suudi Arabistan, Pakıstan, Nijerya, Sudan!.. Say say bitiremezsin.. Neden böyle?.. Hıristiyanlar niçin Müslümanın tepesine çıkmış, neden Islam dünyasını çekip çeviriyoriar?.. Zavalh Tayyip!. Islamcı değil mi?.. Dili bir kanş, Hıristiyan başkentlerini dolaşıp dur- maktan tabanı yandı, canı çıktı... Partisindekı Islamcılar Türkiye'de türban kavga- sı yaparak şov namazı kılacaklar; Türk halkını din diyanet marifetiyle aldatmaya çabalayacaklar; bi- zimkı Hıristiyan ellerinde ıktidar eşiklerıne yüz sü- rüp Hazreti isa'nın çocuklarından medet umacak ya da takıyye yaparak dünya âlemi aldatmaya ça- lışacak... Bu nezavallılık?.. • Peki, yaşadığımız yerkürede Hıristiyan dünyası neden zengin ve dünyaya egemen... Islam neden zavalh?.. Çok açık ve seçik: Müslümanın aklı fikri bağnazlığın prangasına vu- rulmuş; tesettüre zincirlenmiş... Aydınlanma'yı yaşayamamış Müslüman... Hıristiyan ise dinsel bağnazlıktan yüzyıllar önce kurtulmuş; aklın ve bılimin 'Aydınlanma's\ Hazre- ti İsa'nın öğretisıne egemen olmuş... O gün bu gün akıl ve bilim yolunu seçen Batı, Müslümanın canına okumuş... Bugün Türkiye'de yaşananlara bakın!.. Siyasal iktidara geçen bağnaz, karısını devlet törenine ba- şını bağlı götürecek de Türkiye'de üretim mi arta- cak?.. Hükümetin bakanı Hilton Oteli'nde namaz şovu yapacak da işsız iş, yoksul aş mı bulacak?*. Islam devletleri dünyanın neresinde kalkınmış ki Türkiye'de Müslümanlığın siyasileşmesi üikemizi abat edebilsin?.. Hıristiyan Hıristiyanlıktan bağımsızlaşarak öz- gürleşıp zenginleşmiş; Müslüman Müslümanlığın mürtecisine bağımlılaşarak köleleşmiş ve yoksul- laşmış... Tarihin söylediği bu!.. Günümüzün gerçeği bu!.. • Türkiye bir 'Ulusal Kurtuluş Savaşı'yla Hıristiya- na başkaldırmış. laik Cumhuriyet devrimiyle akıl ve bilim yolunagirmişti... Yolundan saptınldı. Amerika, dünya Müslümanlannı komünizme kar- şı kullanmak için 'Yeşil Kuşak' siyasetiyle irticayı Islam coğrafyasında yanm yüzyıl körükledi. Bugün durum acıklıdır, Müslüman ne yapacağı- nı bilmiyor; kör karanlıkta çırpınırken Hıristiyana karşı teröre başvurmaktan gayrı bir çare bulamı- yor. Türkiye Müslüman dünyasındaki bu şaşkınlıkta aklını ve yordamını şaşırdı... Yazık bizlere!.. ORHAN KARAVELl'den Çarpıcı bir belgesel TANIDIĞIM NÂZIM HİKMET Kitapçılarda '... O tarihte (Ağustos 1960) Moskova'da yaşadıklanmızın gazetea taıuğı olarak yalıuzca Orhan Karavelı kaldı. Gece gündüz demeden bütun zamanını Nânm Hıkınef le arasmda kımıian samımi arkadaşbğı surdurerek geçıren Orhan Kaıaveü'mn )"enı kıtabı, buyuk i şaırin lOT/uncû doğum )ildonunıunde severek okunacak bir belgesel nıteliğindedır..' Profesör FAHIRIZ ' Kiubııı onjöıinden DoÇu Bilımcılen Kongres' Turk Heyctı Bajkan. '... Orhan Karavelı yenı kıtabında anlahyor. Nlzım Hikmet, Kartuluş Savaşuıa katıln-.ak ıçın yola çıktı Amacı cepheye gıtmektı Kader onu Moskova'va surukledi ' Abdallah COŞKUN / AKŞAM KARTAL CEMEVİ VAKFI CAN POLİKLİNİĞİ *> Tüm branşlarda uzman hekimler, u* Aile hekimleri, u* Diş hekimleri, u* Pratisyen hekimler, t> Hemşireler, ı> Tıbbi sekreterler aramaktadır. Bilgi için: Dr. Tunç KOÇ Tel: (0 216) 30611 34 (0 532) 617 41 80
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle