Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYF4
+
CUMHURİYET 28 KASIM 2002 PERŞEMBE
OLAYLAR VE GORUŞLER olay.gorusfacumhuriyet.com.tr
eğerleme Uzmanlığı...
Yâni <31uşan ]Ş0SJf&*periüküınet ivedilikle bu konuyu bir yasa ya da yasa gücünde kararname ile
düitenHîfieH veTürk iMühendis ve Mimar Odalan Birliği'nin öncülüğünde "Taşınmaz Değerleme ve
Yörretimi Yüksek Kurulu" (TDYÜK) gibi adlandırabileceğimiz bir kurul oluşturulmalıdır.
. Dr. Ahmel; AÇLAR - Arş. Gör. Volkan ÇAĞDAŞ (Yıldız Teknik üniversitesi)
S
ermaye Piya.sası Kuru-
lu'nun(SPK) yakıntarih-
te Anadolu Ûniversitesi 'ne
yaptırdığı «Mesieki Yeter-
lilik-Lisanslama SınavT
sonuçlan 16 Ekim 20O2 tanhinde
açıklandı. Sonuçlaragöre "Serma-
ye Piyasas FaalnetJerii Temei Dü-
zey" stnavında basan yüzde 1. "Tü-
rev Araçlar" sınavmda yüzde 7,
"Takas ve Operasyon lşlemleri" sı-
navmda yüzde 30, "Sermaye Piya-
saa Faaüyetleri tleri Düzey" sınavın-
dayüzxİe2.1, ve "DeğatemeUzman-
hği" sınavmda iseyüzde 5.6 olarak
gerçekleşmiş, sınava giren, baük
bankalauın taşmmazlannı değerlen-
diren, halkm tasarruflannı da yön-
lendirefl 6330 adarydan sadece 236'a
sertifiKa almaya tıak kazanmışür.
Basında geniş yankı bulan ve pek
çok kişi tarafından şaşırtıcı (sürp-
riz) olarak nitelenen başan oranla-
nnın b u denli düşük olmasını, de-
ğerleme uzmanhğı sınavıaçısından
beklenen bir sonuç olarak görmek-
teyiz. Aynca bu sonuç, ülkemizde
konuya ilişkin yetid belgesi olmayan
on binlerce büirkisi (mühendis, mi-
mar, uzman vd) tarafindan yürütü-
len taşınmaz değerleme işlerini, ha-
len sürdürmelerinin de ne denli sa-
kmcalı olduğunu ortaya koymakta-
dır.
Genel anlamda bir taşınmaz, ta-
şınmaz projesi ya da taşınmaza bağ-
lı hak ve faydalann değerleme gü-
nündeki olası degerinin, bağımsız,
tarafsız ve nesnel ölçütlere dayana-
rak kestirimi biçüninde tanımlaya-
bileceğimız taşınmay değeriemesi,
özel iyelik hakkının var olduğu ge-
lişmiş ülkeler bilim adamlannın
uzun yıllardır üzerinde çahştıklan,
çözüm için kendi ülke koşullarına
göre büyük çabalar harcadıklan ve
sürekli geliştirdikleri bir uğraşı ala-
nı olmuştur. Taşınmaz değerlerinin
saptanması, toprak yönetim politi-
kalan, -bunun alt bileşenleri arsa
ve konut politikası- ve onun mali uy-
gulama aracı olan vergilendirme
sisteminin de temelidir.
Aynca planlı kentleşmenin yürü-
tülebilmesi; kamu yatınmlan sonu-
cu ortaya çıkan değer artışlarınm
kamuya kazandınlması; yeni yerle-
şim bölgelerinin seçimi; toprak dü-
zenlemeleri, taşınmaz piyasasımn
açıklık ve güvene kavuşturulması;
fıyat değişimlerinin istatistiksel ola-
rak izlenmesi; kira paralannın be-
lirlenmesi; taşınmaz aücı, satıcı, va-
rislerine ve taşınmazlar üzerinde
hak tesislerinde taraflara yol göste-
rilmesi yönlerinden de değerleme
büyük önem taşır.
Bu önemin mali ve sosyal adalet
boyutu şu çarpıcı örneklerle ortaya
konulabilir: Tapu Kadastro Genel
Müdürlüğü'nün ülkemiz değerle-
me sisteminin çarpıklığma yönelik
yaptığı bir çalışma sonucunda, dev-
let 1999 yılında salt emlak ve çev-
re temizlik vergisinden dolayı yak-
laşık bir katrilyon TL gelir kaybına
uğramıştır. Son yıllarda Bankacıhk
DüzenlemeveDenedeme KuruhTna
(BDDK) devredikn bankalar, bazı
kamu kuruluşlan ve Hazine'ye ait
taşmmazlaruı özeUeştirilmesi, saü-
şıvb. içinyapdan değetiemeler degö-
zetilirse; devletimizin kaybının kor-
kunç boyutlan kolayca kestirflebilir.
Böyle bir kayıp kestirim hesabı ye-
ni AKP hükümetinin öngördüğü
15.000 km yol yapımı kamulaştır-
malan için yapılırsa, karşımıza 25-
30 katrilyon TL gibi büyük bir ra-
kam çıkar. Kamulaştırma bedelle-
rinin saptanmasmda da benzer ak-
saklıklaryaşanmakta, kamulaştırma
bedellerine itiraz eden ve iç yargı yol-
lan tükenen yurttaşlanrmz Avrupa
însan Haklan Mahkemesi'ne baş-
vurmaktadır. Ocak 2001 tarihine
göre Avrupa însan Haklan Mahke-
mesi'nde 2000 dava açıldığı ve ço-
ğunun kamulaştırmaya yönelik ol-
duğu bilinmektedir.
Günümüze değin vergi hesapla-
malan, kamulaştınna, devletleştir-
me, özelleştirme gibi kamusal ge-
reksinimleri karşılamak amacıyla
a
KıymetTakdirKomisyonlanVBi-
ürkişiKunıllan-. "Değer TespitKo
misyonlan''nca ve bankacıhk, kre-
dilendirme, sigortacılık gereksinim-
lerini karşılamak için özel değerle-
me şirketleri tarafindan hiçbir dal eği-
timi almayan elemanlarca yürütü-
len değerleme hizmetleri, son yıl-
larda taşınmaza dayalı sermaye pi-
yasası araçlanrun yaygınlaşmasıy-
la giderek önem kazanmakta ve bir
meslek dalı kimliğine bürünmek-
tedir. SPK, kurumsal bir taşınmaz
finansman sisteminin oluşumu ile
taşınmaza dayalı sermaye piyasası
araçlanrun saydam ve güvenflir bi-
çimde işletn görmesine hizmet ede-
cek bir değerleme sisteminin kurul-
masına yönelik tüzel ve örgütsel gi-
rişimlerde buhınmuş, konuyia ffişld-
li iki tebüğ yayımlamışOr.
Bu düzenlemelerin ardından SPK
çeşitli akademisyen ve uygulayıcı-
lar ile görüşmeler yaparak değerle-
me uzmanlığı sınavına yönelik ko-
nu başlıklannı; "Gayrimenkul De-
ğerleme Esaslan", "Mesleki Mevzu-
atveEtikKurailar", "tnşaatveGay-
rimenkul Muhasebesi", "TemeJ Fi-
nans Matematiği", "Ügfli VergiMev-
zuaü" olarak saptamış, kapsamını
belirleyerek sınavın hazırlanmasına
yönelik Anadolu Üniversitesi Açı-
köğretim Fakültesi'ne yetki vermiş
ve sınav için aynca modül sistemi
getirmiştir. Buna göre, sınav konu-
lannın herhangi birinden 60'm al-
tında alınması ya da aritmetik orta-
lamanm 70'in altında olması duru-
munda, adaylara iki yıl içinde yıl-
da üç kez yapılacak sınavlara girme
ve not yükseltme hakkı tanınmıştır.
Sınav öncesi ve sonrasmda konu baş-
bklarmın kapsam ve ağırhklanna
yönelik ciddi eleştiriler olmuş ve ol-
maktadır. Sınav içeriği, farklı mes-
lek gruplannın önerisi ile belirlen-
diğinden ve ortak bir terminoloji
kullanılmasmdan dolayı çoğualan-
da çakışmış, her grup kendi uzman-
lık alanımn kapsadığı konulann
ağırlıklı olmasım istemiş, bu du-
rum adaylann işini güçleştirmiştir.
108 kişinin kahldığı değerleme uz-
manhgı sınavmda sadece altı kişi-
nin başanh olması, hem uzman
adaylan, hem SPK hem de eğitim
kurumlannın üzerinde düşünmesi
gereken önemli bir konudur. Sınav-
daki başan düşüklüğünün temel ne-
deni, farklı disiplinlerden gelen
adaylann, kavram, yönetim ve stan-
dart açısmdan birbirlerini anlamak-
ta zorluk çekmeleridir.
Smav sorulannm henüz ortak bir
dili konuşamayan farklı akademis-
yen ve uygulayıcı gruplan tarafin-
dan hazırlanması bu sonucu doğur-
muştur. Ban eğitim kurumlarmmde-
ğerlemeyle doğrudanttintflikavram-
lan; ülkemiz alr\apu şehircilik, in-
şaat, vergi tüzesini gözetmeden, ya-
bancı kaynaklardan birebir çevire-
rek kuOanmasL, ülkemizde uygulan-
ma olanagı olmayan bir eğitimin ve-
ribnea; uzman adaylanmn hayal kı-
nkhğma uğramasına neden olmuş-
tur. Ivedüikle yapıhnası gereken, sı-
nav öncesinde konuda etldn kişüeri
bir araya getirerek ortak dflde bir so-
ru bankası hazırlamak ve beliıie-
nen terminolojinin kuUammuu zo-
runlu hak getirmek olmalıdır.
SPK'nin öngördüğü tüzel ve ör-
gütsel yapılanma. ülkemizde değer-
leme konusunda, düzenleyici ve de-
netleyici işlev üstlenecek bir örgü-
tün kurulmasını. meslek etiğine uy-
gun çalışacak uzmanlann seçilme-
sini, bunlann eğitilmesi ve bu yol-
la değerlemenin bilimsel ve say-
dam olarak yapılmasını, daha da
önemlisi değerlemenin bir meslek
dalı tam uzmanhk kimliğine kavuş-
masını sağlayacak ilk önemli adım-
dır. Yapılan bu düzenlemelerin her
ne kadar salt sermaye piyasasmda
çalışacak uzmanlara yönelik oldu-
ğu söylense de, lisans alacak uz-
manlann hem özel hem de kamu sek-
töründe başka amaçlarla değerle-
me yapması da başka yasalar uya-
nnca olanaklıdır. 2002 yılında çıka-
nlan 4706 sayılı "Hazineye AitTa-
şınmaz Mallann Değerlendirflmesi
Hakkında Yasa"nın, "Taşınmaz
mallanntahmfaıibedeOerinin tespi-
tinde, gerektiğinde 2499 savıh Ser-
maye Piyasası Kanunu'na tabi eks-
pertiz şirkederinden de yararlanıla-
biür" hükmü buna örnek gösterile-
bilir.
Böyle bir kurumsal yapılanma-
nm salt SPK'nin güdfimünde olma-
sı önlenmeli, değerleme alanmda
önemli deneyimlere sahip üniv ersi-
teter, Arsa Öfısi Genel Müdüıiüğü
(AOGM), Dev let Su İşleri (DSÎ), Ta-
pu Kadastro Genel Müdürlüğü
(TKGM),Tophı Konut ldaresi(TO-
Kt), Sanavi ve Kalkmma Bankası vb.
kurumlar arasında bir plarform
ohışturularak değerleme sisteminin
ülkemizde çok amaçh bir yapıya ka-
vuşturulması yönünde tarüşüması
sağlanmabdır.
Yenı oluşan TBMM ve hükümet
ivedilikle bu konuyu bir yasa ya da
yasa gücünde kararname ile düzen-
lemeli ve Türk Mühendis ve Mi-
mar Odalan Birliği'nin öncülüğün-
de
a
Taşınmaz Değerleme ve Yöne-
nmiYüksekKurulıT (TDYÜK) gi-
bi adlandırabileceğimiz bir kurul
oluşturulmalıdır.
Evet, Akıl Yürüterek...
H. Basri AKGİRAY Hukukçu, eski milletvekili
B
u sayfada 19 Kasım gü-
nü "Seçiııı Sonnçlanmn
GerçekYüzü" başlıkh bir
yazım yayımlanmıştı.
Yazıda özetle, 3 Kasım seçim-
lerinde AKP'nin aldığı oyların
yaklaşık yüzde 95' inin şeriat dev-
letiözlemi içinde olanlann oyla-
nndan oluştuğunu v e bu neden-
le bu seçim olgusunun bir karşı-
devrim olarak niteleneceğini sav-
lamıştım. Sayın Taha .\Jcyol,
21.11 2001 günlü Milliyet gaze-
tesindeki köşesinde, bu görüşe
katılmadığmı, böyle biryargınm
akıivürütmeyoluyla oluştuğunu,
oysa sağlıklı bir son\ıca \armak
içir "toplumsal verOerle düşün-
mekgerektigmkzihninıizdekikle-
olojik bir şablona göıre akıl yirü-
tertk hiiküm vennenin yanlış ol-
dujunu" \oirguluyor ve "VIo-
demkşmevi gardıroba kapatma-
yıpflhniyet veişlevierKie düjünür-
sek görürüz ki DP ^ b i AKP de
'karşıdevrim' falan değü,topiam-
saİ3KXİernfcşmeninbirifadesilir''
yaıgıana vanyor.
Sayın Akyol, yazısını Metin
Heper,SabriÜlgener,MaîWeber
gibi sosyologlann konumuzla pek
de ilgisi olmayan düşünceleriy-
le de süsleyerek, güzel bir köşe
yazısı döşemiş; kutlanm.
Ama, önce şunu belirteyim:
Sosyolojik, ekonomik ya da her-
hangi bir başka konuda sağlıklı
bir sonuca varmanın ilk ve temel
koşulunun, edinilen verilere gö-
re akıl yürümıekle oluşacağı unu-
tuhnamalıdır.
Asıl sakıncalı sonuçlar, akıl yü-
rütmek yerine, nakile dayanmak-
la olgulanır. Sayın Akyol'un anı-
lan yazısında değindiği "'sosyalge-
Kşme teorfleri" hep bu akıl yürüt-
me yoluyla oluşturulmuştur. Sa-
yın Akyol'un eleştiri konusu yap-
tığı yazımda da değindiğim " Yıl-
başı kâfırBktir", "ElhamdüHIlah
şeriatçıyım","Benlaikdegflim'',
"Demokrasi bizim için bizi gide-
ceğimiz yere kadar görürecek
tramvaydır', "Taksim Meyda-
nı'na camhi yapüracağıın" gibi
verilere dayanarak akıl yürütme-
nin, çevredeki insanlann tutum ve
davranışlannı gözlemek yoluyla
bir sonuca varmanın neresi yan-
hştır ki?
Sayın Akyol, AKP iktidanna
övgü yağdırrnaya kendisini o den-
li kaptırmış ki anılan yazısında
"DP gibi, AKP de karşıdevrim
falan değfl, tophunsal modernleş-
menin bir ifadesidir" yargısına
bile varabiliyor. Anlaşılıyor ki
Sayın Akyol, anayasasında laik bir
devlet olduğu kurah bulunan Tür-
kiye Cumhuriyeti'nin hükümet
üyelerinin, otel lobilerinde toplu
namaz kılmalannı, yasalara ve
yüksek mahkeme kararlanna kar-
şın inat uğruna türbanı devlet pro-
tokolüne sokmayı, Humeynisev-
gisi ile yanıp tutuşan kişileri ba-
kan yapmayı "tophunsal modern-
leşme" olarak görüyor ve övü-
yor. Pes doğrusu... Unutmamalı
ki her tür kuram (teori), ideoloji
beyaz kâğıtlarda kalan sözlerle de-
ğil, uygulamadaki somut sonuç-
larıyla değerlendirilir. Zaman
içinde bu sonuçlar görülecek, akıl
yürütmenin ne denli doğru bir
yöntem olduğu anlaşılacaktır.
Banş Gösterilerinde
Coplarİşlemesin!..
Doç. Dr. Yıldız SERTEL
A
BD Irak'a karşı hazırladığı savaş-
ta Türkiye'yi bir üs olarak kul-
lanmak, silahlı kuvvetlerimizden
yararlanmak, bizi Ortadoğu'da uzun yıl-
lar sürebilecek bir savaşın içine atmak is-
tiyor. Bu, bizim için bir ölüm kalım soru-
nudur.
Türkiye'de yayın organlannın kulakla-
n sagır. Ama biz Banlı radyo ve televiz-
yonlardan duyuyoruz: ABD'nin niyeti
Türkiye'yi tam bir savaş üssü haline ge-
tinnektir. BBC'nin haberlerine göre ABD
bizden Diyarbakır ve Malatya üslerini de
istemiştir. Incirlik Üssü'ne Patriot ve Skut
fuzeleri yığümaktadır. ABD Dışişleri Ba-
kanlığı Temsilcisi Elizabeth Jones Anka-
ra'ya geldiğj vakit, Mersin ve îskenderun
limanlannı da istemiştir. Buradan asker, tank
vb. sevkıyatı yapılması düşünülmektedir.
GeorgeW. Busfa, savaş için yeterli kanıt
ve gerekçe gösteremediği gibi, BM dene-
timini de önlemeye çahşmış ve açıkça,
Birleşmiş Milletler'e rağmen dahi olsa,
bu savaşı yapacağını açıklamıştir. Ne v'ar
ki, ABD'nin bu davranışlan büyük tepki-
TOrk Telekom'tlan yepyeni bir kampanya...
fiyatlaryarıyarıya
sohbetler doya doya...
Şimdi sabit telefonlarda şehirlerarası görüşmeler %50 daha UCUz!
dakikası 126 bin TL
Aynca hafta içi akşam 8'den sabah 8'e ve pazarları tüm gün boyunca
şehiriçi ve şehirlerarası görüşmelere ekstra %50 indirim daha!
şehirlerarası dakikası 63 bin TL
şehiriçi dakikası 31 bin Soo TL
Türkiye'nin neresinde olursanız olun,
arayın sevdiklerinizi, doya doya konuşun...
444 l 444 WWW.tetekom.gOV.tr BuflyaUarah«rf«yılahlMlr.Kampanya20Kasım20O2-20ŞubM2003tırfhleriarasındageçeılidir. BüyüyenTOrkiye'nin Hab«rcisi
lerle karşılanıyor. Londra'da yüzbinlerce
kişi, "savaşa hayır", sloganlanyla yürü-
dü. Italya'da, Fransa'da, Almanya'da bü-
yük gösteri ve mitingleryapıldı. Washing-
ton'da Beyaz Saray'a yürüyen kalabalık,
"petrol için savaşa hajır!" diye bağırdı.
Ya bizde? Taksim'de bir
u
savaşa bavir!"
gösterisi oldu. Coplu polisler gençlere sal-
dırdı. Kan gövdeyi götürdü, gençler ve
polisler yaralandı. Her ne kadar kartelci
medyamız buna sağır kaldıysa da bu çok
önemli bir olay. Çünkü, bizde de bir "sa-
vaşa hayır'' platförmu kuruldu. Makine
Mühendisleri Odası"nda yapılan toplantı-
lara 100'den fazla örgüt katıldı. TÜYAP
Kitap Fuan'nda, yalnız SOS Çevre Gönül-
lüleri 1700 imza topladı. Tüm imzalann
3 bini aşması bayağı bir destek olduğunu
gösteriyor. Bu eyleme DlSK, KESK ve da-
ha pek çok sendika, çevre örgiitü vb. ka-
tılıyor ve de 1 Aralık^a bütün bu örgüne-
rinkaûlacağıbüvıikbirmitingehazırlanı-
yor ve müsaade alacağımızı umuyoruz.
Ancak başka ülkelerde bu gösteriler rahat-
ça ve hatta izinsiz yapıldığı halde, biz cop
korkusuyla mı döküleceğiz
sokaklara? Türkiye Irak
için bir savaş tehlikesiyle
karşı karşıya bulunduğu
bir sırada, banş gösterici-
lerine indirilen coplann
anlamı nedir? Bu sadece
bir bilinçsizlik ifadesi mi-
dir?
Yoksabundan sonraya-
pılacak eylemlere bir göz-
dağı mıdır? Biz Türk hal-
kı,topraklanmızdanIrak'a
yapılacak birsaldınva kar-
şı koymak zorundayız.
Çünkü, General Çevik
Bir'in de birtelevizyon ya-
yınında açıkladığı gibi,
"Her ne pahasına ohırsa
olsun bu savaş önlenmeü-
dir, yoksa çok büyük bir
faciaya neden olacaknr."
Biz "Irak'ta savaşa hayır!"
diyenler bu savaşı istemi-
yoruz, çünkü savaş insan-
hk dışıdır. Çok uzun süre-
cek bu savaş Türkiyemiz
için tam bir felaket olacak-
nr. Beklediğimiz, bu fela-
ketin önlenmesinde birulu-
sal birlik kurulması, gü-
venlik güçlenmız dahil.
bütün yurttaşlann "Yurt-
ta banş, cihanda banş", 11-
kesine saygı göstermesi-
dır.
Bundan böyle, banş gös-
terilerinde coplar işleme-
sin diyoruz!
PENCERE
Müslümanın
Yerküredeki Dramı...
Şu kavanoz dıplı dünyada Müslümanların Hıris-
tiyanlara göre acınacak bir yoksulluk topoğrafya-
sı oluşturdukları açık seçık bir gerçek değil mi!..
Müslüman yoksul..
Müslüman geri..
Müslüman üretmıyor..
Müslüman sanayisiz..
Müslüman bilimsiz..
Müslüman bağnaz..
Kimi Müslüman ülke petrol denizi üstünde yü-
züyor, ama iflah olamıyor...
Neden?..
•
Müslüman toplumlann 1400 yıl öncesıne şartlan-
mış yürekler acısı yaşamı var; işte Afganistan, Iran,
Suudi Arabistan, Pakıstan, Nijerya, Sudan!..
Say say bitiremezsin..
Neden böyle?..
Hıristiyanlar niçin Müslümanın tepesine çıkmış,
neden Islam dünyasını çekip çeviriyoriar?..
Zavalh Tayyip!.
Islamcı değil mi?..
Dili bir kanş, Hıristiyan başkentlerini dolaşıp dur-
maktan tabanı yandı, canı çıktı...
Partisindekı Islamcılar Türkiye'de türban kavga-
sı yaparak şov namazı kılacaklar; Türk halkını din
diyanet marifetiyle aldatmaya çabalayacaklar; bi-
zimkı Hıristiyan ellerinde ıktidar eşiklerıne yüz sü-
rüp Hazreti isa'nın çocuklarından medet umacak
ya da takıyye yaparak dünya âlemi aldatmaya ça-
lışacak...
Bu nezavallılık?..
•
Peki, yaşadığımız yerkürede Hıristiyan dünyası
neden zengin ve dünyaya egemen...
Islam neden zavalh?..
Çok açık ve seçik:
Müslümanın aklı fikri bağnazlığın prangasına vu-
rulmuş; tesettüre zincirlenmiş...
Aydınlanma'yı yaşayamamış Müslüman...
Hıristiyan ise dinsel bağnazlıktan yüzyıllar önce
kurtulmuş; aklın ve bılimin 'Aydınlanma's\ Hazre-
ti İsa'nın öğretisıne egemen olmuş...
O gün bu gün akıl ve bilim yolunu seçen Batı,
Müslümanın canına okumuş...
Bugün Türkiye'de yaşananlara bakın!.. Siyasal
iktidara geçen bağnaz, karısını devlet törenine ba-
şını bağlı götürecek de Türkiye'de üretim mi arta-
cak?.. Hükümetin bakanı Hilton Oteli'nde namaz
şovu yapacak da işsız iş, yoksul aş mı bulacak?*.
Islam devletleri dünyanın neresinde kalkınmış ki
Türkiye'de Müslümanlığın siyasileşmesi üikemizi
abat edebilsin?..
Hıristiyan Hıristiyanlıktan bağımsızlaşarak öz-
gürleşıp zenginleşmiş; Müslüman Müslümanlığın
mürtecisine bağımlılaşarak köleleşmiş ve yoksul-
laşmış...
Tarihin söylediği bu!..
Günümüzün gerçeği bu!..
•
Türkiye bir 'Ulusal Kurtuluş Savaşı'yla Hıristiya-
na başkaldırmış. laik Cumhuriyet devrimiyle akıl ve
bilim yolunagirmişti...
Yolundan saptınldı.
Amerika, dünya Müslümanlannı komünizme kar-
şı kullanmak için 'Yeşil Kuşak' siyasetiyle irticayı
Islam coğrafyasında yanm yüzyıl körükledi.
Bugün durum acıklıdır, Müslüman ne yapacağı-
nı bilmiyor; kör karanlıkta çırpınırken Hıristiyana
karşı teröre başvurmaktan gayrı bir çare bulamı-
yor.
Türkiye Müslüman dünyasındaki bu şaşkınlıkta
aklını ve yordamını şaşırdı...
Yazık bizlere!..
ORHAN KARAVELl'den
Çarpıcı bir belgesel
TANIDIĞIM
NÂZIM HİKMET
Kitapçılarda
'... O tarihte (Ağustos 1960) Moskova'da
yaşadıklanmızın gazetea taıuğı olarak
yalıuzca Orhan Karavelı kaldı. Gece
gündüz demeden bütun zamanını
Nânm Hıkınef le arasmda kımıian
samımi arkadaşbğı surdurerek geçıren
Orhan Kaıaveü'mn )"enı kıtabı, buyuk
i şaırin lOT/uncû doğum )ildonunıunde
severek okunacak bir belgesel
nıteliğindedır..'
Profesör FAHIRIZ ' Kiubııı onjöıinden
DoÇu Bilımcılen Kongres'
Turk Heyctı Bajkan.
'... Orhan Karavelı yenı kıtabında anlahyor. Nlzım Hikmet, Kartuluş
Savaşuıa katıln-.ak ıçın yola çıktı Amacı cepheye gıtmektı Kader onu
Moskova'va surukledi '
Abdallah COŞKUN / AKŞAM
KARTAL CEMEVİ VAKFI
CAN POLİKLİNİĞİ
*> Tüm branşlarda uzman hekimler,
u* Aile hekimleri,
u* Diş hekimleri,
u* Pratisyen hekimler,
t> Hemşireler,
ı> Tıbbi sekreterler
aramaktadır.
Bilgi için: Dr. Tunç KOÇ
Tel: (0 216) 30611 34 (0 532) 617 41 80