17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 KASIM 2002 PAZAR HABERLER DU]NYADA BUGUN ALİSİRMEN Benim Öğretmenlerim Sevgili, Okul yıllanmda Burhan Felek'in Cumhuriyet'te- ki sütununda şu kısa fıkrayı okumuştum. "öğrenaye sormuşlar, - Oğretmen kimdir? - Eskiden bizden olduğu halde, şimdi karşı ta- rafa geçen kişi, demiş." O zamanlar bu fıkraya bayılmıştım. Gerçekten de oğretmen bize karşı tarafta olan biri gibi görü- nürdü zaman zaman. Ne büyük yanılgı!.. öğretmenin, gerçek biröğretmeninöğrencisinin en büyük koruyucusu, arkadaşı, dostu olduğunu, zaman içinde öğretmenlerimden öğrendim. Sevgili, Belleğimdeki öğretmenimin birden fazla yüzü var. Kimi zaman onu Necdet Kut. kimi zaman Mon- sieur Chiap, kimi zaman Muvaffak Benderii, ki- mi zaman Patrice Tompson vb. olarak görüyo- rum. llkokuldan üniversiteye, onlann haylazlıklarımı- za, aşınlıklanmıza, kimi zaman adamsendeciliği- mize nasıl sabıria katlandıklannı, koza örergibi, bir kuşağı eğitmek için nasıl çaba harcadıklannı artık biliyorum ve onlann bizden çok bizden yana olduk- lannı anlıyorum. Yıllar önce sevgili öğretmenim Necdet Kut ile bir- likte yemekyediğimizde, ilkokul dönemimiz bittik- ten sonra bile her birimizi, kendi mesleklerimizde nasıl yakından izlediğini, Genco Erkal neyi oy- narken Tahsin Yücel'in neyi yazdığını, ben Sağ- malcılar'da iken Umur Talu'nun ne işle meşgul ol- duğunu anlatüğında hayret ve hayranlıkla dinlemiş- tim. • • • Bugün 24 Kasım, sevgili öğretmenlerimizin gü- nü. Bugün sık sık belleğimin derinliklerinden fırlayıp benimle sohbet eden öğretmenlerimi anımsıyo- rum, bir kez daha. Benim öğretmenlerim, dünyayı değiştirmek, da- ha güzel kılmak, onu sağlayacak kuşaklan yetiş- tirmek için özveri ile çıkmışlardı yola. Benim öğretmenlerim, kimi eyyamcıların "top- lum mühendisliği!"'diyedudakbüktükleribiramaç, yani sağlam düşünceJi, ilerici kuşaklaryaratmak için çabalarlardı. Benim öğretmenlerim, uluslan, uyruklan ne olur- sa olsun, Mustafa Kemal'in bu toplumu çağdaş uygarlığa ulaştırma çabasının ortaklanydılar. Hiç unutmuyorum, 11. sınıftayken bir gün, bir tür- lü yeterince çaba göstermeyişimize kızan kimya hocamız Monsieur Goudman, dersi kesmiş ve - Mustafa Kemal Atatürk size çağdaş uygarlığı hedef göstermişti, bu bilimle olur, siz bilime yete- ri önemi vermiyor ve ne yazık ki bu büyük adama layık olamıyorsunuz, biraz daha gayret, demişti. En büyük yurtsevertik derslerinden birini bu Fran- sız uyruklu öğretmenimden almıştım. * • • Mustafa Kemal için deyurtseverlik, bağımsızlık, çağdaşlık hep eğitimden geçiyordu. Altan Öymen'in geçen haftalarda sözünü etti- ğim "Bir Çocuk, Bir Kitap" adlı eserinde bu olgu- nun çok çarpıcı bir örneği var. 1922 yılı Kurtuluş Savaşı'nın kritik yıllanndan bi- ridir ve dönüm noktası o yılda yaşanacaktır. Altan öymen'in babası Hıfzırrahman Raşit Bey o sırada Trabzon'da öğretmendir ve Yeni Mektep adlı bir eğitim dergisi çıkarmaktadır. Bir gün Ankara'dan bir mektup alır. Mektup, der- gisini dikkatle izleyen ve kendisini eğitim alanın- daki çalışmalanndan dolayı kutlayan, çalışmaları- nın devamını dileyen Mustafa Kemal Paşa'dan gelmektedir. Mustafa Kemal Paşa bir yandan savaşı yönetir- ken, öte yandan asıl zaferin eğitimle kazanılaca- ğına inanmış bir başöğretmendir. Aynı gerçeği Ittihatçılardagörmüşlerve 1. Dün- ya Savaşı'nın en güç günlerinde, ülkede köylüleri ve kadınları eğitmek için Halka Doğru hareketini başlatmışlar, Halk Eğitimi ve Türk Ocakları'nı ge- liştirmişler, konservatuvar açmışlar, 1915'te ilk Dev- let Resim Sergisi'nin açılmasını sağlamışlar, savaş yıllannın yokluğu içinde bütçeden eğitime ayrılan payı sürekli yükseltmişlerdir. 1908 yılında 200 bın iira olan eğitim bütçesi, savaşın başında 1 milyon 237 bin liraya çıkanlmıştı. Savaş sürer ve yedek subay ihtiyacı artarken, yö- netim öğretmenleri askerlikten muaf tutmuş, sınıf- taki oğretmen ihtiyacını, cephedeki yedek subay ihtiyacından daha önemli görmüşlerdir. Sevgili, "24 Kasım 2002 günü, öğretmenlere kann do- yurmayan övgüler düzme yerine, ülkenin etkili ve yetkili kişileri öylesine bir başlangıçtan, böylesine ortalama eğitim düzeyi 3, 5 yıl olan bir topluma nasıl vardığımızı düşünseler daha iyi ederler" de- meyeceğim. Cehaletten en büyük kân sağlayanlann onu al- tetmeye çalışmalannı beklemek akılcı birdavranış olmaz ki... Sıdık Kaya'dan haber alınamıyor Yeşilkart çıkarmaya gitti, ortodan kayboldu DÎYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Muş'un Varto ilçesin- de, Başçavuş Celal Şen ile görüşmek üzere ev- den çıkan Sıdık Ka- ya'dan dört günden bu yana haber alınamıyor. Varto ilçesine bağlı Karapınar köyünde ya- şayan Sıdık Kaya, ya- kınlannın anlatımına göre 20 Kasım günü ye- şil kart çıkarmak için gittiği ilçe merkezinde kız kardeşi Herdem Ka- ya'>ı ziyaret etti. Bu sı- rada kendini Başçavuş Celal Şen diye tanıtan biriyle telefonla görü- şen Kaya, ilçe girişinde- ki köprüde başçavuşla görüşeceğini belirterek evden aynldı. Ancak Kaya'dan o an- dan sonra bir daha ha- ber ahnamadı. Çocukla- nnın akıbetinden endi- şe duyan Kaya ailesi ilk olarak emniyet müdür- lüğüne başvurdu, ancak Sıdık Kaya'nın gözal- tına ahnmadığı yanıtıy- la karşılaştı. Daha son- ra aile, Varto Jandarma Bölük Komutanhğı'nda Başçavuş Celal Şen ile görüştü. Ancak Şen, Ka- ya'yla sadece yeşil kart başvurusu için görüştü- günü, kayıp iddiasının , ortaya atıldığı akşam kendisini aramadığını söyledi. Hükümet programında imam-hatiplere üniversite kolaylığı getirilirken türbana yeşil ışık yakıldı AKP tabamnamesaj verdiEMtNEKAPLAN ANKARA - Başbakan AbduDah Gûl tarafindan TBMM'ye sunulan hükümet programında, üniversite sı- navının imam-hatip liselerinin önü- nü açacakbiçimde yeniden düzenlen- mesi öngörüldü. Programda yer alan "Üniversiteter, yasaklann ve sınıria- malann olmadiğı özgür bir foruma dönüştürülecektir'' ıfadesiyle de tür- ban serbestisine yeşil ışık yakıldı. Ata- türk ilke ve devrimleriyle ügili herhan- gi bir ifadenin yer almadığı 64 sayfa- hk programda, laiklikle ilgili yalnız- ca "Anayasada tanımlanan laiklik fl- kesi ve din ve vicdan özgürlüğüne et- khıBk ve işlerfik kazaiKhnlacak" ifa- desine yer verildi. Anayasa değişikliğiyle ilgili genel ifadelerin kullanıldığı programda, do- kunulmazhk ve AKP lideri RecepTay- • Başbakan Abdullah Gül tarafindan okunan 64 sayfalık hükümet programında, Atatürk ilke ve devrimleriyle ilgili herhangi bir ifade yer almadı. "Laiklik" ise tek cümleyle geçiştirildi. yip Erdoğan'a başbakanlık yolunu açacak düzenlemelere ilişkin doğru- dan ifadelerden kaçınılması dikkat çekti. Programda, Yüksek Öğretim Kurulu'nun da "koordinasyon'' göre- vi üstlenecek şekilde yeniden yapı- landmlacağı behrtildi. 58. hükümetin programı, dün Başbakan Gül tarafin- dan TBMM'de okundu. Programda, şu hedef ve projelere yer verildi: EĞİ1İM: Önyargıh ve ezbercüiğe dayanan eğitim yöntemleri terk edi- lecektir. Milli Eğitim Bakanlığı mer- kez teşkilatı, eğitim hizmetlerinin et- kili koordinasyonuna imkân verecek şekilde yeniden yapılandınlacak, üst kademelerde toplanan yetkiler, alt bi- rimlere ve yerel birimlere dengeli ola- rak aktanlacak ve yerel yönetimlerin eğitimdeki rolü armnlacaktır. Anayasamızda tannnlanan laiklik ilkesi ve din ve vicdan özgürlüğüne etkinlik ve işlerlik kazandınlarak di- nin, dini duygulann veya dince kut- sal sayüan şeylerin siyasi veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlamak amacıy- la istismar edihnesi veya kötüye kul- lanümasını önleyebilecek bir din eği- timi ve öğretimi, anayasamızda ta- nımlanan çerçevede etkinlik ve ve- rimliliğe kayuşturulacaktır. Yüksek Öğretim Kurumu, üniver- siteler arasında koordinasyon sağlayan, standartlar behrleyen biryapıya kavuş- turulacak, üniversiteler idari ve aka- demik özerkliği olan, öğretim ele- manlan ve ögrencilerin serbestçe bi- limsel faahyette bulunduğu, araşhrma ve öğretim kurumlan düzeyine çıka- nlacaktır. Üniversiteler, her çeşit düşüncenin demokratik bir ortamda, hoşgörü için- de öğretilip tartışıldığı, yasaklann ve sınırlamalann olmadiğı özgür bir fo- ruma dönüştürülecektir. Mesleki ve teknik eğitime talebi düşüren, haksız ve adaletsiz uygulamalara neden olan mevcut üniversiteye yerleştirme siste- mi, yanşmayı teşvik edecek ve adale- ti sağlayacak şekilde değiştirilecektir. KATHJMO DEMOKRASt: Hü- Temel hak ve özgürlükler İşkencenin üzerine gidüecek Hükümetimiz, temel hak ve özgürlükleri, ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde özellikJe Kopenhag kriterlerinde belirtilen seviyeye yükseltmek için anayasa ve yasalarda gerekli tüm değişiklik yapılacaktır. Temel hak ve özgürlüklerin sadece anayasal ve yasal güvenceye alınması ile yetinmeyip fîilen uygulanması ve siyasal kültürümüzün yerleşik bir boyutu olarak güçlenmesi yönünde çaba sarf edecektir. Temel hak ve özgürlükler konusunda, toplumun değişik kesimlerinin sorunlanna ve taleplerine karşı duyarlı olacak, bu alanda çifte standartlara, kısır çekişmelere ve siyasi istismarlara izin vermeyecektir. Işkence başta olmak üzere demokratik hukuk devletiyle bağdaşmayan tüm insan haklan ihlallerinin üzerine kararlıhkla gidecektir. AKP hfikâmetinJn 64 sayfahk programını Mecus'te Başbakan Abdullah Gül okudu. (Fotograf: AA) kümetimiz, sivil toplum kuruluşlan- nın yönetime daha aktif katıhmı ile temsili demokrasinin katıhmcı de- mokrasiye doğru gelişmesine katkı sağlayacaktır. Tüm sivil toplum ör- gütlerine eşit mesafede duracak. sivil toplum örgütleri arasında diyaloğu ve işbirliğini destekleyecektir. Kamusal bir hizmetin farldı taraflannı oluştu- ran siyaset ile medya ilişkisi, demok- ratik değerlere ve hukukun üstünlüğü- ne dayalı bir diyalog içinde yürütüle- cektir. ANAYASA VE YASA DEĞİŞİK- IİKLERt: Ülkemize dar gelen yü- rürlükteki anayasa yerine katılımcı ve özgürlükçü yeni bir anayasa hazırla- nacak. Yeni anayasa, güçlü bir top- lumsal meşruiyete sahip, başta AB ohnak üzere uluslararası normlara uy- gun, bireyin hak ve özgürlüklerini üs- tün tutan, çoğulcu ve katıluncı de- mokrasiyi esas alan demokratik hukuk devleti anlayışuu taşıyacaktır. AİHM kararlannda da \oirgulandi- ğı gibi adil yargılanma ilkesine aykı- n olan yargı kademeleri kaldınlacak- tır. Siyasi partileri halka açmak, hal- kın partiler üzerindeki denetim ve et- kinhğini arttırmak, parti içi demokra- siyi ve şeffaflığı sağlamak üzere Si- yasi Partiler Yasası ve Seçim Yasası, tüm kesimlerin üzerinde mutabakatı aranarak değiştirilecektir. Türk Ceza Yasası, çağın gereksi- nimlerine yanıt vermemekte, korunan değerler bakımından büyük haksız- lıklann yaşanmasına neden olmakta- dır. Bu nedenle yeni bir ceza yasası ha- zırlanacaktır. Türk Ticaret Yasası, lc- ra îflas Yasası ve Iş Yasası gibi temel yasalanmız çağdaş gelişmeler ve AB normlan dikkate ahnarak güncelleş- tirilecektir. Yargı bağunsızlığının sağ- lanması için anayasa ve yasalardaki yargı bağımsızhğı ve hâkimlik temi- natı ile bağdaşmayan hükümler de- ğiştirilecek, hâkimlerin tarafsızhğmı ve hukukun siyasallaşmasını engel- leyen önlemler aluıacaktn-. Basında ve kamuoyunda etkili kişi ve organ- lann yargıyı etkilemek suretiyle, ada- leti yanıltmaya yönelik faaliyetlerine engel olucu nitelikteki düzenlemele- rin uygulanması sağlanacaktır. Yargı- tay'ın iş yükünü hafifletmek ve yargı sürecini hızlandırmak için "istisnaf mahkemeieri" kurulacaktır. Yolsuzlukla mücadele i Yolsuzluğun önlenmesinde temel öncelik, siyasetin ve kamu yönetiminin yolsuzluktan anndınhnası olacaktır. Bu mücadele yapılırken toplumun temiz kalmış geniş kesimleri ve sivil toplum örgütleri sorunun çözümüne katılarak mücadele topluma mal edilecektir. Kamunun kaynak dağıüm mekanizmalarmda yolsuzluğun azaltılabümesi için vergi, ihaleler, devlet yardımları, krediler, teşvikler, sübvansiyonlar, gümrük işlemleri, işe alma, terfi ve tayinlerde, siyaset- sermaye ılışkalennde şeffaflık sağlanarak siyasi kayırmacılık önlenecektir. Bilgi edinme hakkı Kamu yönetiminde gereksiz yere genişletilen gizlilik kültürü ile mücadele edilecek, kamunun bütün iş ve işlemlerinde şeffaflık asıl, gizlilik istisna olacaktır. Vatandaşm ; bilgi edinme hakkı yasası çıkanlacaktır. Turkiye'nin Avnıpa Konseyi çerçevesinde : oluşturulan Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu'na katılımı sağlanacaktır. SAÖLIK SİGORTASI GELtYOR Seçilmeyaşı 25y e indirüecek SAĞLIK: Devlet hastanesı, sigorta hastanesi, kurum hasta- nesi ayınmı kaldmlarak, has- taneler idari ve mali yönden özerkliğe kavuşrurulacaktır. Nüfusun tamammı kapsayacak biçimde bir genel sağlık sigor- tası sistemi kurulacak, prim ödeme gücü bulunmayanlann primleri devlet tarafindan öde- necektir. Aile hekimliği uygu- lamasnıa geçüerek, sağlam bir hasta sevk zinciri sistemi kuru- lacaktır. KADIN VE GENÇLER: Kadınlara karşı her türlü ayınm- cılığın önlenmesi sözleşmesi ile getirilen ilkelerin uygulan- masına yönelik düzenlemeler yapılacaktır. Toplumumıızun dinamizmini ve yenileşme ar- zusunu siyasete taştmak ama- cıyla seçihne yaşı 25'e indiri- lecektir. Madde bağımlıhğı ile mücadele için gerekli tedbir- ler alınacak, bu alanda çalış- malan yürüten kuruluşlar ara- suıda etkin koordinasyon sağ- lanacaktır. SOSYAL GÜVENLİK KU- RUMLARI:Sosyal güvenlik kuruluşlannda, norm ve stan- dar birliği sağlanacak, ulusla- rarası sözleşmeler ve sosyal gü- venliğin temel ilkeleri çerçe- vesinde bütünleştirilmiş bir sos- yal güvenlik ağı kurulacaktır. Prim karşılığı olmayan ödeme- ler kaldınlacaktır. Uzun vade- li sigorta programlan ile kısava- deli programlar birbirinden ay- rılacaktır. Sosyal güvenlik sis- teminin bütçe üzerindeki fi- nansal yükü azaltılacakrır. Yerel yönetimlerin yetkileri arttırılacak K4ML V ÖNETLMİ: Merkeziyetçi ve katı hiyerarşik yapılann aşılması için; merkezi yönetün tarafindan yürütülmesi zorunlu olmayan hizmetler, kaynaklanyla birlikte yerel yönetimlere devredılecektir. Merkezi yönetimdeki gereksiz kuruluşlar elenecek, benzer işlevler gören yapüar birleştirüecek ve kuruluş içi yönetim kademeleri azaltılarak işlemler basitleştirilecektir. Kayırmacıhğm ve yozlaşmanın önlenmesi bakımından; personel almunda objektif kriterler getirilecek, terfilerde liyakat ve firsat eşitliği esas alınacaktır. YEREL YÖNETtVILER: Yerel yönetimler reformu çerçevesinde, merkezi idare ile yerel idareler arasında görev, yetki ve kaynak paylaşımı, üniter devlet anlayışımıza dayalı olarak etkinlik, verimlilik ve çağdaş yönetim ilkelerine uygun olarak yeniden belirlenecektir. Avnıpa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'nda beürtildiği gibi, merkezi idarenin görev ve yetkileri tek tek belirlenecek ve bunun dışmda kalan tüm görevler yerel yönetimlere bırakılacaktır. NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] [email protected] Diyarbakır, yeni iktidar dönemini bekliyor. En büyük beklenti olağanus- tü halin artık kaldınlması. Görüştü- ğümüz esnaflar, yurttaşlar "Artık ola- ğan bir sistem içinde yaşamak isti- yoruz. Bunun nasıl bir şey olduğu- nu görmek istiyoruz" diyorlar. Diyar- bakır 15 yılı aşkın bir süredir olağa- nüstü halle yönetiliyor. Son Milli Gü- venlik Kurulu toplantısında olağa- nüstü halin son kez uzatıldığı söylen- mişti. Diyarbakır halkı 29 Kasım'da yapılacak MGK toplantısında OHAL'in kaldırılması karannı bekliyor. Diyarbakır'daki Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi bir genç, OHAL'in yaşamlarını nasıl etkiledi- ğini şöyle anlattı: "Bize OHAL çocu- ğu diyorlar. 1998 yılında Ankara Ha- cettepe Üniversitesi'ndeki bir tıp kongresine katılmıştım. Salona giriş- te üzerimi aramadılar. Ben girerken elimi havaya kaldınp aramaya ha- zırlanmıştım. Yapılmayınca şaşırıp kaldım. Başka türlü biryaşam oldu- ğunu ilk kez katıldığım bu kongrede anlamıştım. Daha sonra katıldığım di- Diyarbakır Olağan Yaşamak îstiyor ğerkentlerdeki toplantılarda bizim ya- şadıklanmızdan farklı bir durum ol- duğunu görmüş ve o duruma alış- mıştım. Artık Diyarbakır'da da ola- ğan yaşamak istiyoruz. Işin doğru- su nasıl olacağını da merak ediyo- ruz." Bir gazeteci meslektaşım ise du- rumu şöyle özetledi: Aslında OHAL Valiliği'ne burada ihtiyaç kalmadı. Asker ve emniyet güvenlik için son derece örgütlü bir hale geldiler. Son yıllarda OHAL Valiliği daha çok yatı- rıma yöneldi. Bunu da yapmak için OHAL'e gerek olduğunu sanmıyo- rum. Şimdi bunun yerine bölge müs- teşarlığı veya bölge bakanlığı kuru- labileceği söyleniyor. Yöre halkı ne- den bize özel bir muamele yapılıyor, Turkiye'nin diğer yerleri nasıl yöne- tiliyorsa biz de öyle yönetilmek isti- yoruz diyorlar. • • • Diyarbakırlı esnafa ekonomik kri- zi soruyorum: "Bizzaten krizdeydik. Ekonomik kriz sonrası Türkiye bize benzemeye başladı." Diyarbakır es- nafı ekonomik anlamda tam bir çö- küş yaşıyor. Yeni hükümetin kurulma- sı burada bir beklenti yaratmış. Son seçimlerde AKP 8, CHP2 mil- letvekilliği kazanmış. HADEP1999 se- çimlerinde il genelinde yüzde 45 oyu- nu 2002 seçimlerinde yüzde 56'ya çı- karmış. Ikinci parti AKP ise yüzde 16 oyla 8 milletvekiüiğinı birden ka- zanmış. CHP'nin oyu ise yüzde 5.7. DEHAP'ın barajı aşamaması AKP ile CHP'ye yaramış. Geçen seçimlere göre oyunu en çok arttıran yüzde 11 'lik artışla DEHAP, onu yüzde 2 ci- varında bir artış sağlayan AKP ve CHP izliyor. • • • ' Diyarbakır'a üniversite öğrencile- rinin bir çağnsı üzerine geldim. YÖK konusunda yapılan birtoplantıya ka- tıldım. Universiteli gençler, bu toplan- tıyı üniversite içinde yapamadıkla- nndan yakındılar. Dicle Üniversitesi Rektörü Fikri Canoruç'u tanınm. YÖK Başkanı Kemal Gürüz tarafin- dan haksız ve ağır saldırılara uğra- mış ve rektörlüğü onaylanmamıştı. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Se- zer'in yerinde tutumuyla rektör ola- bilmişti. Acaba hakkında çıkarılan bu söylenti nedeniyle mi, öğrenciler- le ilişkilerinde çekingen davranıyor, diye düşündüm. Diyarbakır temsilcimiz Mahmut Oral'la sabahleyin Diyarbakır suria- netrafındabiryürüyüşyaptık. Suriçi ve sur dışındaki dükkânlar yıkılmış ve bütün bu bölge yeşil alana çevril- miş. Çok güzel birgörüntüydü. Mah- mut, sur kenanndaki Gazeteciler Ce- miyeti Lokali'nin yıkıldığını da söyle- di. "Yıkıma destek için ilk kazmayı Ce- miyet Başkanımız Naci Sapan vu- racaktı, fakat belediye bizden hızlı davrandı" dedi. Diyarbakır Cumhuriyet Bürosu'nun bulunduğu sokağın adı Cami So- kak'tı. Sokak yeşil alana çevrildi, tra- fiğe kapatıldı, el sanatları ve kitap standlan açıldı. Sokakta Diyarbakır Festivali sırasında, sanat etkinlikleri yapıldı. Festival sonrası bu etkinlik- ler sürüyor. Gençler sokağın adını Sanat Sokağı koydular. Belediye de bu isteğe uydu ve artık Cami Soka- ğı Sanat Sokağı olarak anılmaya baş- ladı. ••• Turkiye'nin her yerinde olduğu gi- bi Diyarbakır'da da halkın gözü ve ku- lağı haberierde. Kıbns, AB konusun- da Türkiye nasıl biryol izleyecek, bu gelişmeler yaşamı nasıl etkıleyecek onu merak ediyorlar. Kıbns konusu yine acaba statükocuların isteği şek- linde kilitlenecek ve Turkiye'nin önü tamamen kapanacak mı? Çok kritik günlere giriyoruz. Yazıyı bitirip Dicle Nehri kenarın- da dolaşmak istiyorum. On gözlü köprüyü uzaktan izlemek bile ayn bir keyif veriyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle