17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 KASIM 2002 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER İNSANIN SERÜVENİ TURHAN SELÇUK IA3IAT1: ÎSIA53UL EÎ2SDİ5İ A33ÜLCAN3AZ' IS HAHİKJLADS Yargıtay: însan haklan, ayrım gözetilmeksizin sahip olunan haklarm tümünü kapsar Işkence insanlık suçudur• Insan haklannın yüzyılm en önemli konulanndan biri olduğu belirtilen Yargıtay karannda, insanın içindeki bazı dürtülerin ağır basması ya da dışa yansıyan davranışlannı denetleyememesi sonucu şiddete baş\oırabildiği kaydedildi. ANKARA (Cumhuriyet Bün»su) - Yargıtay Ceza Genel Kurulu, işkence- nin "insankk suçu" olduğunu belirtti. Güvenlik güçlerini uyaran Yargıtay'ın karannda, "Deırrokratik bir hukuk dev- lednde. delil elde etnıe. soruşturmanın temel amacı ve koüuğun görevi olmak- la birlikte bu amaçve görev insan hak- lan ihJallerini meşturaşoncı ve huku- ka aykın davranmanın bir mazereti olamaz" denıldı. Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesi, sanığa suçunu söyletmek için işkence yapmaktan 2 polis ve bir doktor hak- kında açılan davada, polislerin suçu- nu işkence kabul etmedi. Yerel mah- keme, sanık doktorun ise görevi ihmal suçundan beraatına karan verdi. Yar- gıtay 8. Ceza Dairesi, yerel mahkeme- nin bu karanru oybirliği ile bozarak sanık polislerin, işkence suçundan ce- zalandınlmasını istedi. Ancak yerel mahkeme ilk karannda direnince mağ- durlar bu karan yine temyiz etti. Konu, Yargıtay Ceza Genel Kuru- lu'na geldi. Yerel mahkemenin diren- me karannı bozan Yargıtay Ceza Ku- rulu, insan haklan, işkence ve doktor- lann işkence iddialanna karşı nasıl muayene yapmalan gerektiği konu- sunda kapsamlı değerlendirmelerde bulundu. İnsan ve onurunun kutsal bir varlık olarak kabul edildiğine işaret edilen kararda şu görüşe yer verildi: "tnsan haklan, aynm gözetibneksi- zm sahip olunan haklann tümünü kap- sar. Bu nedenle ve tek ciimle ile işken- ce suçu insanhğa karşı işlenen bir in- sanlık suçu'dur. Anılan suç bu nıteB- ğryie evrensel bir çok sözleşrneye konu oliışturmuştur. KoDuk görevffleri insan haklanna saygılı kalarak hukuka uy- gun bir şekilde delil elde eüne görevte- rini yerine getirmeKdnf Hannay Türkiye'ye geliyor • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - tngiltere'nin Kıbns Özel Temsilcisi David Hannay'ın temaslarda bulunmak üzere hafta sonu Ankara'ya gelmesi bekleniyor. Alınan bilgıye göre Hannay, Yunanistan, Kıbns Rum kesimi ve KKTC'deki temaslannın ardından Ankara'ya gelerek BM'nin Kıbns planına ilişkin görüşmelerde bulunacak. Hastert, Gül'le görüşecek • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Dennis Hastert bugün Ankaraya günübirlik ziyarette bulunacak. Edinilen bilgiye göre, NATO Parlamenterler Asamblesi 48. Genel Kurulu için Istanbul'da bulunan Hastert, Ankara'da TBMM Başkanı Bülent Annç ve Başbakan Abdullah Gül ile ayn ayn bir araya gelecek. Çiçek'ten ilk açıklama • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Adalet Bakanı Cemil Çiçek, göreve geldikten sonra yaptığı ilk yazılı açıklamada, "Devletin, toplum ve bireylere hiçbir aynm gözetmeksizin eşit ve adil bir biçimde yaklaşmasını sağlamak, temel hukuk ve adalet anlayışımız olmalıdır" dedi. Çiçek. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklanna saygılı, Atatürk mılliyetçıliğine bağlı. demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğunu kaydetti. BDDK: Bilgin'in yalısını sattık • ANKARA (AA) - Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Tasarruf Mevduatı Sıgorta Fonu (TMSF) bünyesinde bulunan Etibank'ın eski sahibi Dinç Bilgin'e ait yalının 12 Nisan 2002 tarihinde satıldığını bildirdi. BDDK'den yapılan açıklamada, bazı basın-yayın organlannda Bilgin'e ait yalının satışına ilişkin olarak kurum hakkında çeşitli eleştrilerin yer aldığı anımsatılarak yalının satışından elde edilen 5 milyon dolar tutanndaki kaynağın satış tarihinde TMSF'nin Tahsilat Dairesi'nin hesabına aktanldığı belirtildi. Polis memuruna 6 ay hapis • DftARBAHR(CumhuriyetBürosu)- Şırnak'rn Cizre ilçesinde görevli olduğu sırada bazı basın yayın kuruluşlanna gönderdiği mektupta aranan PKK ve DHKP-C militanlannın adlannı sızdırdığı iddiasıyla yargılanan polis memuru Mehmet Şevket Ayyıldız, 6 ay hapis cezasına çarptınldı. Diyarbakır 2 No'lu DGM, 59. maddeyi işleterek cezayı 5 aya indirdi ve erteledi. Gneenpeace davası • İstanbul Haber Servisi - Greenpeace gönüllüsü 4'ü yabancı uyruklu 12 kişinin kendilerini zincirledikleri Yunan bandıralı "Crudo Dio" isimli petrol tankerinin hareketini engelledikleri iddiasıyla yargılanmalanna Sanyer Asliye Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Sanıklar, A\Tasya Feribotu'nu kaçıran terörist Muhammed Emin Tokcan ile aynı suçtan yargılanmalanna tepki gösterdi. 5+1'den 6 kişiye 66'şar milyar • Haber Merkezi - Şans Topu'nun bu haftaki çekilişınde kazanan numaraîar 2, 18, 26, 28, 34 + 12'yi bilen 5 kişi, 66 milyar 195 milyon 550 biner lira ikramiye kazandı. Çekilişte; 1-1 bilenler 750 biner lira. 2+1 bilenler 1 milyon 450 biner lira, 3 bilenler 950 biner lira, 3-1 bilenler 4 milyon 550 biner lira, 4 bilenler 5 milyon 400 biner lira, 4+1 bilenler 50 milyon 450 biner lira, 5 bilenler 1 milyar 198 milyon 100'er bin lira ikramiye kazandı. IMEIİNII Dünya Çocuk Haklan Günü İzmir'de çocuklann Gündoğdu Meydanı'ndan Cumhuriyet Mevdanı'na kadar yap- üklan yürüvüşle kuüamu. Etkinliğe kaülan çocuklar eğtenceli aıilar yaşadı. (Fotoğraf: AA / TOLGA ADANÂLI) Çocuk Haklan Günü kutlandı ANKARA/İSTANBUL (Cumhumet) - Cumhurbaşkanı Vekili ve TBMM Başkanı Bülent Annç, Çocuk Haklan Sözleşmesi'ni ilk imzalayan devletler arasında yer alan Türkiye'nin, aynı zamanda dünyada çocuklanna ulusal bayram armağan etme ayncalığma sahip olan ilk ve tek ülke olduğunu bildirdi. Dünya Çocuk Haklan Günü dolayısıyla mesaj yayunlayan Annç, toplumlann bugünleri ile yannlan arasındaki en güçlü bağ olan çocuklann, geleceği oluşturan en değerii varhklar olduğunu belirterek çocuklan huzur, güven, sevgi ve banş ortammda yetiştirmenin önemine işaret etti. 10 maddeden oluşan "Türldye Çocuk Haklan Acfl Eylenı Planı"nı açıklayan Türkiye Çocuk Vakfı Başkanı Mustafa Ruhi Şirin de çocuk haklannı merkeze alan uyum yasalannın bir an önce çıkanlmasını istedi. TBMM ile hükümete sunulacağı belirtilen acil eylem planında özetle şu göriişlere yer verildi: • Her çocuğun hayata iyi bir başlangıç yapabilmesini teminat altına alan anayasa düzenlemesi yapılmalıdır. • Çocuk Haklan'na Dair Sözleşme'nin 17, 29 ve 30. maddelenndeki anadıl ve yayına ilişkin yasaklar kaldınlmalıdır. • Çocuk ve yetişkine yönelik ülke ölçekli çocuk haklan eğitim ve öğretim projesi 1 yıl içinde hayata geçinlmelidir. • insan haklan temelinde medeni ve siyasi haklar, ekonomik, kültürel ve sosyal haklar, dayanışma haklan ile çocuk haklannı davranış kültürüne dönüştürecek însan Haklan Eğitimi Programı, aile, okul ve sosyal çevre yanında yaygın ve örgün eğitim ve öğretim kapsamında ülke ölçekli bir programla gerçekleştirümelidir. • Çocuk ıhmali ve istismanna maruz kalmış çocuklar ve risk altındaki bütün çocuklann korunması amacı ile her yerieşim bölgesi için eğitim ve danışmanlık merkezleri kurulmalıdır. • Çocuk hak ihlallerinin ortadan kaldınlması amacı ile sağlık, eğitim ve hukuk alanlannda etkin çocuk politikalan gerçekleştirilmelidir. •Türkiye'nin "Çocuk Cumnuriyed" olabilmesi, çocuğun bütün katılım süreçlerinde yer alması ile mümkündür. KUTLAR DAVASI Son savunma istendi İstanbul Haber Servisi - Gazetemiz yazan Onat Kutlar ve arkeolog Yasemin Cebenoyan ın da ölümüne neden olan patlamanın da aralannda bulunduğu çok sayıda bombalı eylemi gerçekleştirmekten yargılanan 20 sanığm davasına devam edildi. istanbul 3 No'lu DGM'deki duruşmaya tutuklu sanıklar Deniz Demir, Hicran Kaçmaz. Abdülcetil Kaçmaz ve Hasan Kızükaya katıldı. Posya Incelenecek Duruşmada söz alan sanıklardan Deniz Demir, 7 yılı aşkın süredir tutuklu bulunduğunu belirterek "Bir an önce dosyanın incelenerek karann verilmesini istiyonım. Heyet değişiklikleri nedeniyle dava sürekli uzamaktadır" dedi. Demir, sanıklardan Hasan Kızılkaya ve Hicran Kaçmaz'ın ise sağlık sorunlan nedeniyle duruşmaya gelmediklerini söyledi. Mahkeme heyeti. heyet değişikliği nedeniyle dosyanın bir kez daha inceleneceğini belirterek sanıklann son savunmalannı hazırlamalan için oturumu erteledi. Okulda ülkücü operasyonu Pamukkale Üniversitesi öğrencisi Gazi Yılmaz'ın, kendisini ölümle tehdit ettiğini söylediği 6 gencin arabasından 4 silah ve 1 satır çıktı SEDAT KURT DENİZLİ - Pamukkale Üni- versitesi (PAÜ) öğrencisi Gazi Yılmaz'ın, kendisini ölümle tehdit ettiklerini söylediği aynı okulun öğrencisi 6 ülkücü gen- cin arabasında yapılan aramada 4 adet ruhsatsız tabanca 1 satır ve çok sayıda mermi ele geçti. PAÜ öğrencisi olduklan be- lirlenen gençlerden 4"ü tutuk- landı. Yılmaz, önceki gün jan- darmayı telefonla arayarak için- de 6 kişinin bulunduğu bir oto- mobil tarafindan takıp edildiği- ni ve otomobildeki kişilerin kendisini ölümle tehdit ettiği- ni söyledi. Olay üzerine harekete geçen jandarma timleri Başkarcı bel- desinde 20 FS 586 plakalı oto- mobili yakalayarak içindeki 6 kişiyi gözaltına aldı.Araçta ya- pılan aramada 4 adet ruhsatsız tabanca, 1 gaz tabancası, bu ta- bancalara ait çok sayıda mer- mi, MHP bayraklan, bir adet sa- tır, çok sayıda kesici ve delici alet ile üzerinde 20 "ülkü oca- ğı" yazan özel bir plaka ele ge- çirdi. Yakalanan sanıklar tbra- him Kurt (26), Serdar Sönmez (24), Gürkan Karaca(21), Kür- şat Seyit Kaj abaşı (23), Kürşat Narin(23),ErenBaşer'in(21) yapılan kimlik sorgulamalann- da Pamukkale Üniversitesi'nde okudukları, tbrahim Kurt'un aynca Ülkü Ocaklan Dergisi Denizli Temsilcisi olduğu or- taya çıktı. Sanıklar ilk sorgula- nnda tehdit suçunu kabul et- mezken Jandarma. sanıkları »6136 sayıh AteşH Silahlar Ya- sası'na muhalefetten" savcılı- ğa sevk etti. Nöbetçi savcı tarafindan mahkemeye sevk edilen sanık- lardan Kürşat Narin ile Kürşat Seyit Kayabaşı serbest bırakı- lırİcen tbrahim Kurt ise "hür- riyeti tahdit ve tehdit" suçun- dan tutuklandı. Jandarma olay- la ilgili geniş çaplı bir operas- yon başlattı. GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Evliya Çelebi ve Bir Kısım Basın Bu yazı, 9 Kasım 1999 günü 'Cumhuriyetten Okur- lara" köşesinde yayımlanmıştı. Sayın Ecevit artık Başbakan değil. Yeni iktidann sahipleri de henüz "birkısım medya"deyımini ağız- lanna almadılar. O yönlenyle geçersiz kaldı, ama med- ya bölümü, güncelliğini koruyor. Hem de eskiyi mum- la aratacak bir yaklaşımla. • • • "Birkısım basın" tanımı, Demokrat Parti önderle- ri tarafindan siyaset dilimize sokulmuş, 18 Nisan 1960 günü kurulan Tahkikat Encümeni aracıhğıyla da sıya- sal tarihimize gımniştir. Ünlü encümen, kurulur kurul- maz yayımladığı '1 Numaralı 7eö//ğ'dekendısıneve- rilen görevi şöyle özetlemiştir: "CHP ile bir kısım ba- sının faaliyetlerini tahkıke memur TBMM Tahkikat Encümeni." Sayın Ecevrt'in kendisini ya da bakanlarını, eleştı- renlerı aynı tanımla nıteleyerek yanıtlaması, eski CHP Genel Başkanı oluşu da anımsanınca daha çok ya- dırganmıştır. Ancak yöneticilerimizin eleştiriden rahatsız, yala- kalıktan hoşlanır olmaları yeni bir şey değildir. Konunun uzmanlarından bin de Evliya Çelebi'dir (1611-1682). Melek Ahmet Paşa'nın yanına 1641 yılında kapılandıktan sonra değişik ülkelerden do- kuz padişah ileyetmiş vezırtanıyan Çelebi, ordu Ha- lep'te kışlarken tanık olduklanna da Seyahatname- si'nde yer verir. Murtaza Paşa efendisınin çevresin- detoplananlann sohbetlerınden kamış kalemi ile ak- tardıklan bize günümüz için de önemli ipuçları iletir. Sohbette, eski sadrazamlardan Tabamyassı Meh- met Paşa'nın (1632-1637) imamı Yahya Efendi sö- zü alır ve 1636'da Revan Seferi'nde olan Murtaza Pa- şa'ya yardım etmek için karakışa, tipiye karşın Erzu- rum'dan, Tabanıyassı ile yola çıktıklannda çektikleri zoriuklan sıralamaya koyulur. Ardından da Deveboynu denilen yerden geçerken paşanın adamlarından Yavaşça Mehmet Ağa'nın, içinde ıki bin halis altın lira bulunan kemerini, gökte- ki bir bulutu belirleyerek altına rastlayan yere göm- düğünü anlatır. Aradan altı ay geçip karlar eriyince Yavaşça Meh- met Ağa, aynı yere gelmiş, işaret koyduğu buluttan kemerini gömdüğü yeri bulmuş ve altınlanna kavuş- muştur. Yahya Efendi'nin yalanını doğrulayanlardan biri de baş sedirde oturan Murtaza Paşa'dır. Bu bö- lümü Seyahatname'den aktaralım: "Hemen paşa dahi bu altın hikâyesine şahidim (tanığım) diye nafile şahadet (yalancı tanıklık) edip Yah- ya Efendi kezzabı (yalancıyı) tasdika çıkardı (onayla- dı). Hâlâ ki (oysaki) Murtaza Paşa, o asırda (dönem- de) Revan seferine gidilirken ol seferı berzahta (o çok sıkıntılı seferde) dünya ve ahireti bilmez (küçuk yaş- ta) bir kara kaşlı sankçı şakirdi (yamağı) idi. Sefere gıt- meye iktidan (gücü) olmayıp anda Halep'te kalmış- tı." Evliya Çelebi, ağanın yalanına ve paşanın kendisi- ne pay çıkarmasına kızıp söze girer: "Cemi ebr-i kebudlar (bütün mavi bulutlar) vech- iasümanda (gökyüzünde) deveran ve seyeran etmek (dönüp dolaşmak) üzere halk olunmuşlardır (yaratıl- mışlardır)... Nice berkarar (yerinde durur) bulut ola dedim. Hemen nedimin (büyükleri tatlı hikâyeleriyle eğlen- diren kişi) birisi 'ol sene öyle şiddet-i şrta (zorlu kış) oldu ki birkaç ay afıtab-ı âlemtâbın (dünyayı aydın- latan güneşin) ziyâsı müncemid olup (ışığı donup) rûy-i zemine (yeryüzüne) pertev (ışık) vermez oldu. Ol şitada bulutlar dahi havada donup berkarar kaldığın- dan Mehmet Ağa nişan koyduğu bulutu bulup nişa- nıyla zeminde altını bulmasının sebebi oldur' diye bu güna hüsn-ü tevcıh ettiklerinde (böyle biruygunyo- rum yaptığında) hemen paşayı sadedil (safça olan Murtaza Paşa) Mdla Yahya 'nın kelam-ı düruğunu tas- dik etti (yalan sözünü onayladı)." Ancak Murtaza Paşa yalanı doğrulamakla yetinmez. Hem bilgıçliğini kanıtlamak, hem Evliya'yı haşlamak için söze girişir: "Ya bilmez misiz kim, bu vech-ı arz (yeryüzü) üz- re Demırkazık (Kutup) yıldızı nice sabittir (durağan- dır) zira yıldız rüzgân canıpleri (kuzeyyönü) gayet şid- det-i şita (çok şiddetli kış) olduğundan ol Demirka- zık yıldızı berkarardır (durağandır)." Evliya Çetebi görür ki pabuç pahalı! Hemen paşaya yattaklanarak soze girer ve Azak Kalesi yakınlarındayken güneşin yedı ayn yerden do- ğup battığını ballandıra ballandıra anlatmaya koyu- lur. Yine başta paşa olmak üzere herkes bu yalanı da doğrular. Çelebi sözü şöyle bağlar: "Olzaman bildim ki cemi (bütün) vüzera (vezirier) ve vük ela (vekiller) ve erbabı devlet (devletin ileri ge- lenleri) huzurunda müdahane (yalakalık) ve hoş- âmed kelâm (hoşa gidici sözler) lâzım imiş." Çelebi'nin anlattıkları ile günümüz arasında yakla- şık 350 yıl var. Anlaşılan devlet adamlarımızın genle- ri de gelenekler gibi öncülden ardıla geçiyor. Evliya Çelebi - Gördüklerim 1 - Seçen ve Açıkla- malar Yapan: Mustafa Nıhat Özön I Inkılap ve Aka Kitapevleri Kol. Şti. İstanbul 1976- Sayfa 24 7 - 255). [email protected] VEFAT Baromuzun 2878 sicil sayısında kayıtlı AVUKAT CÜLTEKİN SONSUZOCLU vefat etmiştir. Aziz meslektaşımızın cenazesi 21.11.2002 Perşembe günü (bugün), Moda Camii'nde kılınacak öğle namazını müteakiben ebedi istirahatgâhına defnedilecektir. Merhuma Tann'dan rahmet, kederli ailesine ve meslektaşlarımıza başsağtığı dileriz. İSTANBUL BAROSU BAŞKANLICI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle