Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 KASIM 2002 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 17 Erdoğan, Demhvl'l 3 a E 40 yıhn sırlarmı verdlyse yamUtl zlyaretatnüş. Gül'ü ilk kutlayan Bush olmuş.. "Gülün kıvmetini bülbül bilir!" Elektronlk posta: denbtsointtcumhurlvetcom.tr azetenın yeı nekhanesıı ıdc UL,.^ , uı, SL. JI , oı ken Erdal Ağabey bir gözlemini anlattı. Dr. Erdal Atabek, konferans vermek, panellere ve söyleşilere katılmak için sık sık Istanbul dışına çıkar. Geçenlerde gittiği bir Anadolu kentinde, lokantaların açık olması, insanların yiyip içmesi, sokakta sigara içilmesi Erdal Ağabeyin dikkatini çekmiş; önceki ramazanlarda Anadolu'da yaşanan baskıcı ortamın ortadan kalktığını gözlemiş. Doğru bir gözlem. Düne kadar oruç tutmayan öğrenciler üniversite kantinlerinde bıçaklanıp öldürüldü. Oruç tutmayan insanların sokak ortasında dövülmesi sıradan bir olay sayılırdı. Kamu kurumlarının yemekhaneleri tadilat gerekçesiyle kapatılırdı. Resmi dairelerde, okullarda kapanış saati ıftara göre düzenlenirdi. llginçtir bu yıl bu tür olaylar kamuoyuna yansımadı. Daha da ilginci Islamcı kimliği ile iktidara gelen Ada DÜZ ÇİZGİ UMİT ZİLELt İTÜ Denizcilik Fakültesi Sosyal Yardım Vakfı, İTÜ Denizcilik Fakültesi Mezunları Derneği, Gemi Makine Işletme Mühendisleri Odası, Türk Uzakyol Gemi Kaptanları Derneği, Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği, Denizcilik Dergisi birlikteliğiyle kurulan "Gündüz Aybay Denizcilik Merkezi" hizmete açıldı. Denizcilik alanında her türlü bilgiye erişmek, düşünce ve proje ortaklığı kurmak isteyenlere koordinasyon hizmeti sağlayacak merkezin adresi: Caferağa Mahallesi, Iffet Gülhan Iş Merkezi No. 9 Kat 4 D: 7 Kadıköylstanbul. Denizcilere Gözlem Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 rarlı sorularını "öteleme"ye çalıştığı, beklentisi olanlara kamuoyu önünde somut bir öneri getirmediği halde olay çıkartan, gerginliği tırmandırmaya çalışan olmadı. Merkezden düğmeye basılmadığı söylenebilir mi? Galiba evet! Düğmeye basılmasına belki de artık gerek kalmadı. Inadına Meclis Başkanı seçilen Bülent Arınç dün, Cumhurbaşkanı'nı yurtdışına uğurlarken yanına inadına türbanlı eşini aldı. Yarın Başbakan Abdullah Gül, yanında türbanlı eşiyle resmi davete katılacak. Çoğu bakan, türbanlı eşleriyle protokol sıralarını işgal edecek. Birdüşünün...Cumhurbaşkanlığı'navekhâleteden Arınç ve Başbakan Gül, yanlarında eşleri olduğu halde Gazi Orduevi'nde çay içmeye gitse... Oruç tutmayan insanlar bıçaklanmıyorsa, okul önlerinde türban eylemi yapılmıyorsa bir nedeni olmalı... Eskiden "tek yol devrim"di. AB'ye tam üyelık başvurusundan sonra "tek yol uzun ince bir yol!' Yaşasın Hükümet Yaşasın DalkavuklukL Bu hukumetın gerçekten yeni, yepyeni olduğuna kanaat getırdım... Ben bugüne dek, bakan olduktan sonra yolsuzluğa bulaşan, hatta Yüce Divan'a bıle gıden çok bakan görmüştüm, ama birinci dereceden yolsuzlukla suçlanan vatan evlatlarının önce milletvekili, ardından da bakan olduğunu ilk kez görüyorum... ; Yaşasın yenilikçılik!.. Üstelik bu arkadaşlar oyle sıradan bakanlıklara değil, yolsuzluk yapmakla suçlandıkları kurumların bağlı oldukları bakanlıklara getinldıler... Cürete bakın!.. Bizim gazetecı olarak görevimiz, bu pırıl pırıl, görev aşkıyla yanıp tutuşan, gıcır gıcır yenı bakanlarımızı halkımıza tanıtmak ve hiç mi hıç unutulmamalarını sağlamak... Binali Yıldırım: Tayyip Bey e en yakın ısımlerden. Istanbul Deniz Otobüsü Işletmelerı Genel Mudürlüğü görevinde bulundu. Içişleri Bakanlığı müfettişlerinin incelemelerı sonucu açılan soruşturma sürüyor. Binali Yıldırım yakın çevresine maddi çıkar sağlamakla suçlanıyor. O şımdı Ulaştırma Bakanı!.. Hllmi Güler: Tayyip Bey'ın danışmanı. İGDAŞ Yönetim Kurulu üyesiydi. Bu kuruluşta 300 trılyonluk yolsuzlukla ilgili olarak Eyüp Ağır Ceza Mahkemesı'nde görulen davanın sanıkları arasında yargılanıyor. Çete kurmak, ıhaleye fesat karıştırmak ve görevini kötüye kullanmakla suçlanıyor. O şimdi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı!.. Kemal Unakıtan: Tayyip Bey'ın yerıne aday olmuştu. Eskı SEKA Genel Müdürü Unakıtan, Family Finans Yönetim Kurulu üyeliği yaptı. Unakıtan hakkında TCY'nın "çete" suçunu düzenleyen 313. maddesinin yanı sıra, "haksız menfaat temin etmek" dahil 9 ayrı suçtan 5 yıla kadar hapıs ıstemıyle soruşturma başlatılmıştı. Dokunulmazlık sayesinde tümü donduruldu. O şimdi Maliye Bakanı!.. İnce ayara bakın!.. Yargılandıkları kurumların bağlı olduğu bakanlıkların başına geçen bu çok sayın bakanların verecekleri hesap da böylece "Mahkemei Kübra "ya kalmış oldu!.. • •• Kabinede daha çoook pırıltılı ve de yeni isim var!.. Alın, Beşir Atalay'ı... Bu mümtaz şahsiyet neredeyse Millı Eğitim Bakanlığı'nın başına getiriliyordu, ama Cumhurbaşkanı Sezer'den döndü. Halkımızın onu da bir güzel tanıması gerek. özellikle oy vermeyen ya da "bunlardeğişti canım" tekerlemesıni dıllerine pelesenk yapan hanımefendilerin, beyefendilerin iyice anlaması lazım!.. Beşir Bey, Kırıkkale Üniversitesi Kurucu Rektörü. Üniversite onun döneminde sıyasal Islamcı çizgide kadrolaştı. 95 seçım döneminde Refah Partisi lehine açık açık propaganda faalıyetlerıne katıldı. 1997'de "Atatürk ilke ve inkılaplarına aykırı hareket ve irticai faaliyet" suçlamasıyla gorevden alındı. Iran devrimınin ardından bu ülkeye vizesiz gidebilen ender şahsiyetlerden bırı olarak bılıniyor. O şimdi Devlet Bakanı!.. Aslında Beşir Atalay, "değişen ve gdlişen" AKP'nin, Milli Eğitim Bakanlığı'na çok ama pek çok yakışıyordu... Yazık oldu!.. ı.\ Ama bu kabinede çok büyük bir eksik var... Tayyip Bey'in kendisı!.. Bu pırıl pırıl, el değmemış, berrak ve temiz kadronun başında o olmalıydı... Gerçi biz hâlâ keşfedemedik ama "hissiyatını 5 ayda bir değiştirmekte hiç beis görmeyen", "içinde bulunduğu anların ve durumların heyecanını yansıtan" ve duygularını asla sansürlemeyen bazı "gazeteciler" nasıl bir karızmayla karşı karşıya olduklarını 3 Kasım gecesinden itibaren anlayıverdiler!.. Işte bu cın fikırli gazetecilerden birinin kalemınden Tayyip Bey: "...Erdoğan bu duruşu ile Özal'dan beri özlediğimiz lider profilini çiziyor... AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'ı gözümde bir kat daha büyüten yeni ve klasik olmayan birbaşka duruş.. hiç çekinmeden, beklemeden Anayasa'nın 109. maddesini değiştirip, Türkiye'nin bu yeni uluslararası karizmasını başbakanlığa getirmemiz gerekir..." Aynı gazetede görev bölüşümü olsa gerek; bir diğer "köşe yazarı" da Başbakan Gül'ü parlatıp "devlet adamı adayı" başlıklı yazılar döşeniyor! llhan Selçuk, önceki gunku yazısında "Medyada yalakalığın bu türlüsünü doğrusu hayal etmek bile güçtü.. bu ne dalkavukluk!.." diyordu... O, böylesine şaşkınlık gösterırken, yukarıdakı müthış "tasvirler" henüz dizgiye girmemişti... llahi llhan Ağabey, bakalım şimdi ne diyeceksin?!.. Eposta: umitzileli(<; ttnet.net.tr let ve Kalkınma Partisi'nin genel merkezindeki kafeterya ramazan gerekçesiyle kapatılmadı; konuklara çaykahve servisi devam ettirildi, ettiriliyor. O halde, Türkiye'de belli olayların belli merkezlerden yönlendirildiğini söyleyebilir miyiz? Söyleyebiliriz ama adres vermek doğru olmaz. Yine düne kadar Türkiye genelinde üniversite ve hatta orta eğitim düzeyindeki okul kapılarında türban eylemı yapılıyordu... 54. hükümetten, 55. hükümetten, 56. hükümetten, 57. hükümetten türbanın serbest bırakılması isteniyordu. Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara geldi, 58. hükümet kuruldu ama türbanlı gruplar ve destekçileri herhangi bir eyleme geçmedi. Tek başına iktidar partisininyetkilileri, gazetecilerin türban konusundaki ısYüksek Yerilim Hattı erdincutkuC" yahoo.com SESSİZSEDASIZ(I) f EI Tayyip'in Istanbul'da yaptığı Bu sorunun yanıtını zaman gösterecek. Bölük'ün yaptığı araştırma "El Tayyip"in belediye başkanlığı sırasında halkın kaybettiğini, en büyük darbeyi fakir ve dar gelirlilerin yediğini gösteriyor. Işte "El Tayyip" döneminde Istanbul: 1 metreküp suyun fiyatı yüzde 1500 arttı. Belediye otobüs bileti yüzde 1900 zam gördü. Deniz otobüsü ücretine yüzde 2900 zam yapıldı. Zam rekorunu yüzde 3300 zamla doğalgaz kırdı. Istanbul'da belediye hizmetlerine enflasyon ve döviz artışıyla kıyaslanamayacak oranda acımasız zamlar yapılırken, belediye işçisine verilen ücret artışı sadece yüzde 350 oldu. Şimdi sıra tüm Türkiye'de! Emine Erdoğan, akşam eve gelen kocasına çıkışmış: Tayyip! Sen hâlâ başbakan olamadın mı? Tayyip Bey: Kancığım, demiş, Başbakan olamadım amâ cumhurbaşkanı oldum. Nasıl yani? Görmüyor musun, başbakanı ben seçtim! Can Ozan Cumhurlop Iki yıl örıce CHP Istanbul il başkanlığı yapan Mehmet Bölük, Istanbul Büyükşehir Belediyesi'nde Recep Tayyip Erdoğan'ın adının karıştığı yolsuzluk iddialarını gündeme getirerek bunların yargıyataşınmasını sağlamış, seçimden önce de yazdığı "El Tayyip" kitabıyla "bizden söylemesi" diyerek kamuoyunu uyarmaya çalışmıştı. Bölük kaybetti... Yoksulluk edebiyatı ve adil düzen safsatasıyla fakirlerin, dar gelirlilerin oyunu alıp Istanbul'a belediye başkanı seçilen "El Tayyip" bir kez daha kazandı ve başbakan olamasa da partisi Türkiye'nin kaderini eline aldı. Acaba, kaybeden Mehmet Bölük mü oldu yoksa uyarılarını dikkate almayan halk mı? Polis 4Koruk' Değü FİKRETlLKİZ "Farklı bir teşhis!" başlıklı habere göre Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Feyzullah Arslan basın toplantısında AİHM'ye yapılan başvurular hakkında bilgi vermiş. (Radikal 16 Kasım.) Gazeteciler hak ihlalleri ile ilgili soru sormuşlar. 6 Kasım'da öğrenci Veli Kaya'nın YÖK protestosu sırasında bir depoda dövülmesi ve Eskişehir Spor Taraftar Derneği Başkanı Deniz Yıldınm'ın karakolda komaya giımesi ile ilgili sorulara Sayın Arslan yanıt vermiş: "Bu polis de bu ülkenin vatandaşı. Ulkede suç işleniyor, bunlardan bir tanesini de polis işliyor. Bu personelimiz de ekşi mekşi, ama bizim bağın koruğu. Ülkenin vatandaşını eğitiyorvz, ama demek ki bilgi alamayan ya da kastı aşanlar oluyor. Iki vatandaş birbirini döverse darp, ama bir polis yumruk atınca işkence oluyor. Biz olanı gizlemiyoruz, yapanın yanına kâr bırakmıyoruz. Şu birgerçek ki münferit olaylar bitmez. Montesquieu, 'Hata yapmayan iki insan var: Birisi doğmadı, diğeri de öldü' der. Amacımız üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil. Hata yapanı tespit etmek ve bir daha yapmamasını sağlamak." Kamu görevlisi Genel Müdür Yardımcısı'nın çok iyi niyetli ve samimi bir yaklaşım içinde olduğu tartışmasız. "Münferit" de olsa kötü muameleyi ortadan kaldırmak istiyor. Yapanın yanına kalmasın. Haklısınız. Çünkü vatandaş ile polis arasında fark var. Sayın Arslan, suç işleyen polis için Ekşi mekşi ama bizim bağın koruğu" benzetmesinden dolayı devletin emniyet ve muhafaza kuvvetlerini tahkir ve tezyif etmiş sayılmaz. TCK'nin 159'uncu maddesine aykırılıktan dava açılmaz. Artık "eleştiri" suç sayılmıyor. Zaten genel müdür yardımcısının amacı da üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil. Ama yaptığı saptamaya göre bağda yetişen tadı ekşi "koruk"\ar varmış. Münferit olarak çıkıp arada bir boy gösteriyorlar. Iki vatandaş birbirini döverse "darp" oluyor, "Ama polis yumruk atınca işkence oluyor..." Olur mu? Genel müdür yardımcısının sorusu bu Olmaz mı? Vatandaş ile polis arasında kuşkusuz bir fark var. Tıpkı bizim bağların iyi "üzümü "ile ekşi mekşi "korukları" arasındaki fark gibi Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi, "Polis Bildirisi" başlıklı belgeyi 690 (1979) sayılı kararı ile 8 Mayıs 1979 tarihinde kabul etti. Avrupu Konseyi Bakanlar Komitesi ise "Polis Etiği Avrupa Yasası Hakkında Bakanlar Komitesi'nin Üye Devletlere Yönelik Olarak Aldığı" tavsiye kararı (2001) 10 bakanlar komitesi tarafından 19 Eylül 2001 tarihinde kabul edildi. (İşkence Yasağına llişkin Ulusalüstü Belgeler. Prof. Dr. M. Semih Gemalmaz. Istanbul Barosu Yayınları. Sayfa 361 368) Tavsiye kararında yazılı. Polis faaliyetlerinin büyük ölçüde halkla yakın irtibat halinde yürütüldüğü kabul edilmektedir. Polisin etkin olması ise kamunun desteğine bağlıdır. Tavsiye kararına göre "Halkın polise güven duymasının, özellikle Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi'nde yer verildiği şekilde; insan onuruna ve temel haklara ve bireysel özgüriüklere saygı gösterilmesi olmak üzere, polisin halka yönelik yaklaşımı ve davranışlarıyla bağıntılı olduğuna" inanılmaktadır. Bu inanışın yaşama geçirilmesi isteniyor... Polise güven duymak için halka yönelik davranışlarına bakılır. Bakalım! Genel müdür yardımcısı gibi soralım: Koruk musunuz? Yoksa üzüm gibi misiniz? Klmse kızmasın. Bizim vatandaş olarak maksadımız sadece ve sadece üzüm yemektir, bağcı dövmek değildir. Siz benzettiniz, biz sorduk. Halka yönelik davranışlarınızdaki "tadınız" nedir? Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan "Hukuku Uygulayan Görevlilerin Edimlerine llişkin Yasa" başlıklı belge ile Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nin "Polis Bildirisi"nde ifadesini bulan tüm ilkelere vatandaş olarak yürekten katılıyorum. Polis de yürekten inanmalı ve katılmalı. Bakanlar komitesi tarafından kabul edilen AİHM kararlan ve hükümleriyle ortaya konulan ve Işkencenin ve Insanlıkdışı ya da Aşağılayıcı Muameleye ya da Cezanın Onlenmesi Komitesi'nce benimsenen ilkeler olmak üzere ceza hukuku, medeni hukuk ve kamu hukukunun yanı sıra insan haklan boyutlarıyla polise ilişkin belgelerde yer verilen ilkeler ve davranış kurallarını polis sürekli akılda tutacaktır. Süreklilik hali, polisle vatandaş arasındaki farktır. Tavsiye kararının özü budur. Yasal protesto hakkını kullanan ve toplugösteriye katılan bir genci, yasadışı davrandığı görüşüyle yakalayabilir ve tesirsiz hale getirebilirsiniz. Bu görev olabilir. Ama tesirsiz hale getirmeniz yetmiyormuş gibi işyeri deposunda öldüresıye dövmeye kalkarsanız halk müdahale eder. Fotoğrafınız çekilir. Kameralara yakalanırsınız. "Aşırı güç kullanan" güvenlik görevlilerinin "istemeden" gerçekleştirdiği "münferit o/ay"lar nedeniyle derhal soruşturma açılması çok doğrudur. Çünkü ne üzümün koruk gibi ekşi mekşi tadı vardır ne de vatandaşın yaşamında "koruk" olmak vardır. Vatandaş vatandaştır, polis de polistir. Tavsiyem odur ki polis olarak kalın. Yasalara ve etik kurallarınıza uyun. Bu tür fotoğraflarda yer almayın. Siz koruk musunuz? Hayırdeğilsiniz. Olmayın. Siz "sivil toplum içinde hukuku ve düzeni koruma öncül amacıyla oluşturulan ve bu amaçları gerçekleştirmek üzere devlet tarafından kuvvet ve/veya özel bir erk kullanma hususunda yetkilendirilen" kamu görevlilerisıniz. "Geleneksel kamu polis kuvvetlerinden ya da polis hizmetlerine, yahut başkaca yetki ve/veya denetim erki ile donatılan birimlerde" görevli polis memurusunuz. Tıpkı bizim bağların yüzümüzü ağartan üzümleri gibisiniz. öyle olun. Ekşi mekşi tadınız olmasın. Ben vatandaşım. Üzüm yemek istiyorum. Ama "hukuk dışı" güç kullanılması nedeniyle kızarsam bağcı da döverim. Suç olursa, cezamı da çekerim. Siz de "korukları " bağlardan temizleyin. Bu vatandaşın değil, bağcıların işidir. KİM KÎME DUM DUMA BEHIÇAK bohicakditurk.net ••• Ç t Z G t L t K KÂMİL MASARACl H A R B t SEMİH POKOY semihporoy(oyahoo.com BULMACA T YAŞAYAN % KEDİ LEVO APTÜÜKA eposta: aptulikai" go.com. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 21 Kasım ALMAN DONANMASI TESUM OLDU.. BU6ÜAJ, I. OÛAjy* SAVAŞl'HOAH yENlK ÇJK4H /İLMANYA'NIN OOHAMMSl TGSLİM OLMUÇTU. SAVAÇ eKASNOA ALAAA/V S £ M İ i !Mİİ AKIAS otcYANusu'uPıA seyKepsfJ ncşttzî \SOYLAK, oEivizMcn GeMite*tuiN SÜABKU HEPERÎ OUUUÇTU. ANCAK, 11 K4G/M GÜNÜ İM2ALAA/AAJ ATGŞ/ZLESTEM Sofi/GA, ALMAtJYA OOMA/UMAStM İNGtL)ZJEJ?'e TKSUM BTMSK. 2 * 7 KALMIŞTt. TÜM DBKIIZALTICAfiLA Bl*, 6 ASiK. taeuvAzöıs, 10 ztıtHLt, a HA&F Ö VE so MUHKip^DesrfiOYe/er^, PAHA /HGILİZ PEA/İ2 ÜSSÜ SCAPA FLOU/'A i SOLDAN SAĞA: 8 9 1/ Pastırmalı birbörekcinsi. 2/ Horoz ve hindinin tepesinde bulunan kırmızı deri uzantısı "Kadl balina" da denilen balına türü. 3/ Güneydoğu Asya'da yetişcnvemobilya yapımında kullanılan bir cins kamış... Bir yağış şeklı. 4/ Badcmli kek... Çemberin çevresinin çapına oranını gösteren sayı. 5/ Köpek... Kokulu tohumu hamur işlennde ve rakıcılıkta kullanılan bitki. 6/ Mürekkebi kurutmakta kullanılan çok ince kum... Türlü renklerde kareli olan kumaş. 7/ Bağışlama... Kayınbirader. 8/Kökündeki yumrulardan ararotadlı un çıkanlanbirkamış çeşidi. 9/Kürekleyürütülen dar, uzun ve hafif bir tekne... Gece. YLKAR1DAN AŞAĞIYA: 1/Halk dilinde semizotuna verilen ad. 2/Mübalağa... Bir renk. 3/ Dünyanın en hızlı koşan canlısı olan yırtıcı hayvan... At üretilen çiftlik. 4/ Bir patnuk cinsi... Hava ve gaz akımlan oluşturmakta kullanılan aygıt. 5/Tonın sahıbi kadm... Japon lırik dranıı. 6/Çin ve Japonya'da oynanan bir stratejı oyunu... Hazır para. II Küçüksukanalı... Bıryadaiki çalgı için yazılmış ıtıüzik yapıtı. 8/Özellikle Orta Avrupa'da ve Akdeniz çevresinde görülen bir hastalık. 9/ Büyük Menderes Deltası'nda zengin bir kuş yapısına sahip olan göl... Hayvanlara vurulan damga.