Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19KASIM2002SALI
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALİ SİRMEN
Acil Popülizm Planı
Başbakan'ın belli olması, yeni hükümetin hemen
hemen oluşması, ış çevrelerinde, piyasada ve
kamuoyunda bir iyımserlik yarattı.
Dolar düşüyor, piyasa yükseliyor, dolar TL
paritesinin oransız düşüşündeki tehlikeyi bırakalım
bir yana.
Ama iyimserliği görmezden gelemeyiz.
Türkiye'nin en önemli sosyal ve ekonomik
sonjnlanndan birinin artık kronikleşmiş güvensizlik
olduğu göz önünde bulundurulursa, karnuoyundaki
iyimser havayı olumlu karşılamak gerekiyor.
Başbakan'ın ilanı ile eşzamanlı, AKP lideri Recep
Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan acil eylem
planı, bizde daha çok acil popilüzm planı çağnşımı
yaptı.
Mali miladın bir yana bırakılması, vergi affı gibi
konuları, AKP nin kendisine oy verenlere hoş
görünmek isteyen popülist girişim olarak açıklamak
mümkündür. Ama bu politikanın iki açıdan çok
büyük sakıncalar doğurması olasılığına dikkati
çekiyor uzmanlar.
Bunlardan birincisi, kayıt dışı ekonominin kayıt
attına alınması çabasından vazgeçilmesi ve zorunlu
olan verginin tabana yayılması girişiminin sona
ererek, vergi adaletsizliğinin sürmesi, af ile vergi
kaybının artması, ikıncisi ise yeni hükümet ile IMF
arasında daha başlangıçta gergin ve olumsuz bir
havanın dogmasıdır.
• • •
Yanlış anlaşılmasın! Türkiye'deki iktidarlan, eğer
onsuzyapabiliyoriarsa IMF'nin direktiflerini harfiyen
uygulamadıklan için eleştirecek değiliz.
Ancak böyle bir yolu tutanların izleyecekleri
rotayı da aynntılanyla bildirmeleri zooınludur.
Yoksa "IMF'yekafa tutarız!", "Biz öbürieri gibi
değiliz, her söylenene eyvallah etmeyiz!" yollu
popülist çıkışların halkı bir süre okşamak ve
oyalamaktan başka bir sonuç vermeyeceğini
görmemiz gerekir.
15 bin kilometrelik duble yol vaadi de, daha
önce de degindiğimiz gibi, popülist bir vaatten
başka bir şey değil. Halen var olan yolların bakım
ve onanmı için bile kaynak bulunamazken bu 15
bin kilometrenin kaynağı nereden bulunacaktır?
Bütün bunlar içeriği boş popülist vaatlerle karşı
karşıya olduğumuzu gösteriyor.
Popülist politikalann enflasyon ile mücadelede
ters sonuçlar verdiğini ise hepımiz biliyoruz.
Şimdi burada, AKP'yi eleştirirken kaynaklannın
sınırlı olduğunu göz ardı edecek değiliz. Onlan
ekonomik ve sosyal dururnu, bir anda neden
düzeltmedikleri konusunda eleştirmenin de anlamı
yok.
Ne var ki AKP bu vaatlerle geldi işbaşına, bizim
gösterdiğimiz insafı, bu vaatlere güvenerek oy
veren seçmen, haklı olarak göstermeyecektir.
Işte AKP'nin kaçınılmaz olarak popülizme
saplanmasının nedeni budur.
• • •
Bu popülist politikalann sonuç vermeyeceğinin
en güzei örneği, milletvekili lojmanlandır.
Milletvekilleri lojmanda otuımadıklan takdirde,
kendilerine verilecek olan kira karşılığı ne olacak?
Eğer, kira karşılığı devlet memurununkinin
seviyesinde kalacaksa bu milletvekili maaşlannın
kısılması anlamını taşır. Yok eğer gerçek kira
karşılığı olacaksa, bu evlerin satılmasıyla devlet
orta vadede hiçbir şey kazanmayacaktır.
Ankara'da kiralann yükselmesi de bu işin cabası
olacaktır.
Milletvekilleri maaşlanyla veya lojmanlanyla ya
da zaten yaşama çizgisinin altında para alan
bürokratın konutu yahut da makam arabasıyla
oynamak sanıldığı kadar yarariı ve akıllı bir girişim
değil.
Ama bu girişimin seçmene çok hoş geldiğini de
yadsıyamayız.
Işte karşı karşıya bulunduğumuz en büyük
tehlike de budur. Ekonomik ya da sosyal olarak
hiçbir yarar sağlamayan, hatta orta veya uzun
dönemde zarar getirecek olan, ancak seçmenin
hoşunagiden popülist politikalar, umarsız iktidarlann
içine kolayca düştükleri tuzaklardır.
Bu konuda herkesi şimdiden uyarmak gereklidir.
Konu yalnızca AKP'nin seçmeni ve yandaşını
değil, hepimizi ilgilendiriyor, çünkü hepimiz aynı
gemide olduğumuzdan, ekonomik gidişten birlikte
etkileniyoruz.
Bu yüzdendir ki ben "Aman şunlar bir
tökezlesinler de, görsünier günlerini!" bekJeyişi
ve temennisi içinde değilim.
Böyle bir davranış, kaptanını beğenmediğiniz
için, bindiğiniz geminin okyanus ortasında batmasını
dilemek kadar akıldışıdır.
Yoğun ilgi gördü
Almanya'da Atatürk
konferanslan
İstanbul Haber Servi- laik, demokratik, özgür-
si-EskıSıvasMilletve- lükçü, halka dayah ve
kili ve 14. Dönem halk mayalı Türkiye
TBMM Başkanvekili Cumhuriyeti'ninkunıhı-
Dr. Mustafa Kemal Pa- şunu anlatan Palaoğlu,
laoğhı, geçen hafta bo- "Atatürk, Cumhuriyeti
yımca Almanya' nın çe- kurduğu için cumhuri-
şitlı kentlenni dolaşa- yetçiolmadı,O,cumhu-
rak Atatürk'ü ve Ata- riyetçi olduğu için Cum-
türkçülüğünbilinmeyen huriyeti kurdu" dedi.
yönlerini anlattı. Palaoğlu, Atatürkçülü-
AvrupaAtatüıkçüDü- ğün özünde "tam ba-
şünce Dernekleri Fede- ğımsızuğın" yattığına
rasyonu'nun (Avnıpa dikkat çekerek ulusla-
ADDjdavetiüzerineAl- rarası kuruluşlara üye
manya'ya eiden Pala- olunurken"diğerüyeül-
oğlu, TRT"2 ile TRT kelerle aynı koşuDarla
INT'teyayınlanan''Kar aynıyeddveaynısorum-
İzfcriÖrtmesin''adlırV hıhıkla üye ohınması"
dizisinin içerdiği konu- gereğinin aranmasının
larla ilgili konferans ver- önemine değindi. Pala-
di. Almanya'nın Köln, oğlu, yurtdışında ülke-
Hannover, Bremen, Ma- sine, ulusuna ve Atatürk
inz, Frankrurt, Karlsru- devrim ve ilkelerine bi-
he ve Münih kentlerini linçli bir şekilde sahip
gezen Palaoğlu, yurttaş- çıkmada duyarlı çalış-
lann ve Türk diplomat- malar yapan Atatürkçü
lann yoğun ilgisiyle kar- düşüncederneklerinete-
şılandı. Konferanslarda, şekkür etti.
AKP'deki Meclis Başkanlığı krizi Tayyip Erdoğan'ın geri adım atmasıyla çözüldü
Annç tehditlebaşkanadayıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
TBMM Başkanlığı'na Bülent Annç'ı
aday gösteren .AKP iktidarında "mil-
ti görüş" çizgisinden gelen isımler
önemli noktalara geldi. Milli görûş
kadrolanndan gelen Tayyip Erdo-
ğan'ın genel başkanlığı, Abdullata
GüTün başbakanlığı üstlendiği
AKP'de. Meclis Başkanlığı'na, teş-
kilat içinde "Küçük Erbakan" ola-
rak da anılan Bülent Annç aday gös-
terildi. CHP'den ise genel sekreter
Onder Sav başkanlığa aday oldu.
TBMM Başkanlığı için adaybkbaş-
vurulan dün gece sona erdi. Partinin
önceki gece geç saatlere kadar süren
Merkez Yürütme Kurulu toplantısın-
da Annç, Erdoğan ve parti yönetimi-
ne rest çekti. Meclis Başkanlığı'nda
ısrarlı olan Annç, bunun gerçekleşme-
mesi durumunda grup başkanlığını
bırakacağı ve istifa edeceği tehdidin-
de bulundu. Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer'e TBMM Başkanlığı
için ılımlı kimliğiyle tanınan Vecdi
GönüTün adını veren Erdoğan, parti
grubundaki etkisi ve ağırlığını dücka-
te alarak Annç'ı aday göstermek zo-
Anayasa Mahkemesi
• Cumhurbaşkanı Sezer'e TBMM Başkanlığı için Vecdi
Gönül'ün adını veren Erdoğan, MYK toplantısında istifa tehdidi ile
rest çeken Annç'ı aday göstermek zorunda kaldı. Annç adaylığının
kesinleşmesinin ardmdan yaptığı ilk açıklamada, bazı kesimlere
inat aday olduğunu belirterek "Eşimin özel yaşamı, dini inancım
kimseyi ilgilendirmez" diye konuştu.
runda kaldı.
AKP lideri Erdoğan ile birlikte Ati-
na'ya giden Gönül, dilekçesini önce-
den vermek istedi. Gönül'ünbu iste-
mi Erdoğan tarafindan "acelesiyok,son-
ra verebilirsin" diyerek engellendi.
AKP Grup başkanvekilleri SaMb Ka-
pusuz, Mehmet AK Şahin v e Hüseyin
ÇeHk, dün TBMM Başkanlığı için
Annç'ı aday gösterdi. Adaylığının
parti içinde kriz ya da sıkıntı yaratma-
dığını savunan Annç, şöyle konuştu:
"Bugüne kadar geküğinı her nok-
taya seçimle gddim. Sa>m genel baş-
kan ve başbakan, bana başbakan yar-
duncıhğı önerdüer. Ben de Meclis Baş-
kanbğı'nı istediğimi söyledhn. Sayın
Gönül de ada>1ığmı düşündüğünü ifa-
deetti. Kendisine'bu çok zevkli bir ya-
nş olur" diyerek başanlar diledim.
Gece yansı beni aradk sizın aday ol-
duğunuz yerde ben aday olmam' di-
yerek adayhktan çekildiğini söyiedL"
Annç, "Devietinbaztkademelerin-
de sizin TBMM Başkanlığı'na isten-
mediğiniz yönünde nsüülar geliyor,
bunlar size de geldi mi?" sonısu üze-
rine. "Bana da geldi, özel hayan ve kı-
yafetinden dolayı kinıse aynmcüığa
tabi rurulamaz. Ben de Tnrkiye'de ay-
runcıbğı düşünenlerin inadma aday
oluyorum. Benim özel hayanm, dini
inancım. eşimin yaşanosı hiç kimseyi
ilgilendirmez. Hiç kimseye bunun he-
sabını vermek zorunda değilim'' diye
konuştu.
Annç'ın başvuruda bulunduğu sa-
atlerde Atina'da bir açıklama yapan
Vecdi Gönül ise, "Bir süredir Meclis
Başkanlığı'nı istiyordum. Bu bitini-
yordu. Ama Bülent Annç, hayır ben
olacağım' deyince bakanhktan da ol-
dura Meclis Başkanhğıile uğraşriırken
Bakanlar Kurulu oluşturuluyordu.
Artıkyapacakbir şeyyok, Bunlan ka-
bul edeceğiz. Bülent Annç çok ısrarh
oldu. Ben de geri adım atbm" dedi.
Annç'ın tavn, parti içinde "Annç,
AbduDah Gül'ün gerisinde yer alma-
yacağuıı gösterdi'' biçiminde yorum-
lanırken, Gül ile Annç arasında par-
tinin kuruluşu sırasında grup başkan-
lığı için yaşanan mücadeleye dikkat
çekildi. Grup başkanlığı için Gül ile
AKPön
savunmasını
sundu
MUSTAFA ÇAKIR
ANKARA - Recep Tayyip Erdoğan' ın genel
başkanlık görev ve yetkilerinin tedbiren önlenmesi
istemine ilişkin ön savunmasını Anayasa
Mahkemesi'ne sunan AKP, Avrupa Birliği (AB)
düzenlemelerine sığındı. Savunmada, AB'ye uyum
kapsammda TBMM'de yasal değişiklikler
yapıldığına işaret edilerek.
u
Yapılacak yorumlann
özgürlükleri genişletki ve Türkiye'vi AB'ye
yaklaştırıa mahiyette olması gerekir'' denildi. AKP,
kapatma davasına dayanak oluşturan Siyasi Partiler
Yasası'nuı (SPY) 104. maddesinin de Anayasanm
parti kapatmalan düzenleyen 69. maddesine aykın
olduğunu ileri sürdü. Yasal sürenin bitimine 1 gün
kala dün ön savunmasını Anayasa Mahkemesi'ne
sunan AKP, ihtar karannın gereğinin eksiksiz
yerine getirildiğini ıddia etti. Ön savunmada,
yüksek mahkemenin ihtar kararlanna uyulmaması
durumunda kapatma davası açılmasını öngören
SPY'nin 104. maddesinin, Anayasa'nın parti
kapatmalan düzenleyen 69. maddesine aykın
olduğu iddia edildi. Anayasaya aykınlık
durumunun yüksek mahkeme tarafindan "ön
sonın" olarak öncelikle karara bağlanması istenen
savunmada, tedbir isteminin yasal dayanaktan
yoksun olduğu belirtildi. Anayasa Mahkemesi'nin
ihtar karannın ardından TCY'nin 312. maddesınde
yapılan değişiklik ile Erdoğan'ın fiilinin suç
olmaktan çıktığı ifade edilen savunmada, bu
durumda siyasi yasaklannın da ortadan kalkacağı
ileri sürüldü. AKP'nin görüşünün aksine Yargıtay
geçen günlerde TCY'nin 312/2. maddesinin önceki
halinden hüküm giyen 2 sanık hakında,
değişiklikten sonra verilen beraat karannı
bozmuştu. Yargıtay, 312. maddede yapılan
değişiklik ile "eylemin suç olmaktan çıkmadığına"
işaret etmişti. Tedbir istemi raportörün ek raponmu
hazırlamasının arduıdan Anayasa Mahkemesi
Başkanı Mustafa Bumin'in belirleyeceği bir günde
karara bağlanacak. Anayasa hukukçusu Prof. Dr.
Fazıl Sağlam, SPY'nin 104. maddesinin içerik
bakımından anayasaya uygun olduğunu belirterek,
"Bu şekilde bir yasak konulabiMr.
Yasağın kendisi anayasaya aykm değildir.
Yasağa kapatma yapbnmnun bağlannnş
olması anayasaya aykındır" dedi.
Milli Eğitim Bakanı Necdet Tekin, bakanhkta düzenkdiği toplanüda 128 günlük bakanhk sürecini
değerlendirdi ve yapöğı çahşmalar hakkmda bilgi verdL (Fotoğraf:AA)
Necdet Tekin 'den yeni Milli Eğitim Bakanı 'na uyarı:
Hiç kimse laik eğitimi
kemirmeye kalkmasın
ANKARA(CumhuriyetBüro-
SD) - Milli Eğitim Bakanı Nec-
detTekin, 128 gündüryürütmek-
te olduğu görevine, dün yaptığı
bir toplantıyla veda etti. Tekin,
yeni hükümetin Milli Eğitim Ba-
kanf na, "Bu bakanhk leynai
Atatürk flke ve inkdaplanndan
ahr,hiç kmiselaikeğiomiAtatürk
Devrimleri'ni kemirmeye kalk-
masm" uyansında bulundu.
Bakanlık yaptığı dönemde al-
dığı hiçbir karardan pişmanlık
duymadığıra söyleyen Tekin, bü-
rokratlanyla birlikte yürüttük-
leri çalışmalan anlattı. MEB' in,
"gelenekleri bulunan, köktü bir
bakanhk" olduğunu kaydeden
Tekin, yeni bakana da şu uyan-
larda bulundu:
"Bu bakanhk, feyTİni cunıhu-
rtyetten, Atatürk ilke ve inküap-
larmdan vedemokrasiden abnış-
tn*. Bu bakanhk, Türkiye Cum-
huriyeti Devleti'nin sürekti, ka-
hcı, değişmez bir eğitim kurtuluş
bakanlığıdır. Bu bakanhkta hiç-
kimse ama hiçkimseanayasanm
amir hükünüerini, Atatürk dev-
rimlerini, laik eğitimi değiştir-
meye veya orasmdan burasm-
dan kemirmeye tevessül etme-
sin. Hiçkimse Türkiye Cumhu-
riyeti'nin laik, çağdaş eğitim sLs-
temini, anayasada ifadesmi bu-
lan eğmm sistemmideğ^tiremez,
değiştirmesi de mümkün değil-
dir. Çünkü bu bakanhk, Atatürk
Türİdyesi'nin yetiştirdiği bürok-
ratlannyönetöğibirbakanhknıf
"Bakan kün olursa obun, öğ-
retmen yetiştirme ve istUıdam
konulanna dikkat etmek zo-
rundadır" diyen Tekin, Yüksek
Öğretim Kurulu'na (YÖK) bu
konuda defalarca mektup yaz-
dığmı, ama yanıt alamadığını
beürtti.
Annç arasındaki yanşı, Annç kazan-
mış, Gül genel başkan yardımcıüğı
ile yetinmek zorunda kalmıştı.
Annç'ın başkanlığa aday gösteril-
mesi, AKP ile devlet kurumlan ara-
sında yeni krizlerin başlangıcı olarak
nitelendirilıyor. Annç'ın eşinin tür-
banlı olması nedeniyle protokol kriz-
lerirrin yaşanacagı kaydedılırken, Cum-
hurbaşkanı Sezer'e TBMM Başkanı
olarak Annç'ın vekâlet edecek olma-
sı da başka bir sıkıntı konusu olarak
nitelendiriliyor. Milli Göriiş içinde
"Küçük Erbakan" olarak nitelendi-
rilen Annç, görüşün en sivri dilli ha-
tiplerinden biri olarak tanınıyor. Se-
çim kampanyası döneminde "Tür-
ban sonmunu çözmek namus borcu-
muzdur" diyen Annç, daha eski söy-
lemlerinde "Başörtüsü bayrağnnız-
dır" sözleriyle dikkat çekmişti.
Bu arada, CHP Genel Sekreteri Ön-
der Sav'ın başkanlığa aday olması
dikkat çektı. E)ün sabahki grup top-
lanhsından sonra Deniz Bay kal Şük-
rü Elekdağ'ın aday olacağım açıkla-
dı. Ancak ilerleyen saatlerde Sav, aday-
lık başvurusunda bulundu.
ANAP MKYK
Yılmaz
veda
edecek
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - ANAP lideri
Mesut Yılmaz'ın genel
başkanlık görevini
bırakacağı Merkez Karar
Yönetim Kurulu (MKYK)
toplantısı 27 Kasım'da
yapılacak. Toplantıya.
Olağanüstü Kongre'nin 11
Ocak'ta yapılması önerisi
götürülecek. Toplantıda,
Yılmaz'ın görevi bırakması
ile yerine seçilecek genel
başkanvekili partiyi
olağanüstü kongreye
görürecek. ANAP
Başkanlık Divanı dün
yaptığı toplantıda,
olağanüstü kongre tarihinin
belirleneceği MKYK
toplantısının 27 Kasım'da
yapılmasmı kararlaştırdı.
Toplantıda, MKYK'ye
olağanüstü kongrenin 11
Ocak'ta yapılması
yönündeki önerinin
sunulması da
kararlaştınldı.
Yılmaz'm başkanlık ettiği
ANAP Başkanlık
Divanı'nda olağanüstü
kongre tarihinin
belirlenmesi ile bu partide
liderlik yanşma girmeyi
planlayan ısimlerin de
çalışmaya başlaması
bekleniyor. Yılmaz "ın
MKYK'de partililere veda
etmesi bekleniyor.
Yılmaz'm, yerine seçilecek
vekili önceden işaret
ederek desteklediği adayı
da bir anlamda işaret
edebileeceği dile
getiriliyor. Yılmaz'm
ardmdan, genel başkanlık
ıçın Ali Talip Özdemir,
Lütfullah Kay alar, Ahmet
Özal ve Işın Çelebi'nin
aday olması bekleniyor.
NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@mynet.com oralcalislar@yahoo.corr
AKP'nin seçimlerden başanyla çık-
masının ardmdan toplumun bir kesimin-
de tereddüt oluştu. Tayyip Erdoğan ve
Abdullah Gül'ün açıklamalanna, AKP
yöneticilerinin uzlaşmacı davranışlan-
na rağmen toplumun bir kesiminde ki
güvensizlik sürüyor. özellikle AKP'Iİ yö-
neticilerin geçmişteyaptıkları konuşma
ve uygulamalar, bu endişelere kaynak-
lık ediyor.
Soruna geçmiş önyargılarla bakmak
yerine AKP'nin neden topluma daha
yumuşak mesajlar verdiğini, AB konu-
sunda neden uyumlu ve özgurlüklere
açık bir söylem tutturduğunu anlama-
ya çalışmak daha doğru olur. AKP'nin
lider kadrosu, Erbakan'ın yanında ye-
tişti. Bugeleneğinbirparçasıydılar. "Mil-
li Göıiış" diye adlandınlan bu gelenek
35 yıllık bir tarihe sahıp.
Bu hareket ilk ortaya çıktığı zaman
Erbakan, Odalar Birliği Genel Sekre-
teriydi ve Demirel ona Odalar Birliği
Başkanlığını vermek istemedi. Milli Nı-
zam Partisi'nin 1970 yılındaki kurulu-
şu böyle başladı. Erbakan'ın o za-
manki konuşmalanna bakarsanız. Ana-
AKP Takıyye mi Yapıyor?
dolu'daki taşra küçük sermayesinin
sözcülüğünü yaptığını görürüz. 0 yıl-
larda Anadolu'da bir sermaye biriki-
mi yoktu, daha çok kuçük üretim ege-
mendi. Küçuk üreticilerin tutucu ve mu-
hafazakâr eğilimi uzun yıllar bu siya-
si akıma egemen oldu.
1980'lerin ortalanndan itibaren, özel-
likle Özal döneminde Anadolu ser-
mayesi gelişmeye başladı. Konya,
Yozgat, Kayseri, Gaziantep, Denizli
gibi kentler merkez olmak üzere cid-
di bir Anadolu burjuvazisi oluştu. Bu
burjuvazınin önemli bir kesimi, Erba-
kan'ın geçmişte dayandığı içine kapa-
nık küçük üreticiler arasından çıkmış-
tı. Anadolu burjuvazisi ki, bunlar "Ana-
dolu Kaplanlan" diye de anılıyorlar,
yurtdışına ihracat yapan dünyayla te-
mas eden bir değişim geçirdiler.
• • •
Tayyip Erdoğan ve arkadaşlannın Nec-
mettin Erbakan'dan kopuşunu bu ge-
lişme içinde anlamak daha doğru olur.
Artık bu gelenek içinde modemliğe da-
ha yatkın, toplumun diğer kesimleriyle
bir arada uzlaşma içinde yaşamaya eği-
limli bir taban oluştu. Abdullah Gül'ün,
Necmettin Erbakan'a rağmen Refah
Partisi kongresinde Genel Başkanlığa
aday olması, ilk kez açıktan bir kopuş
işaretiydi.
Abdullah Gül'ün Necmettin Erbakan'ın
Başbakanlığı döneminde tarikat men-
suplannın Başbakanlığa davet edilme-
sine karşı çıkması ve bu gelişmelerin
ardmdan 28 Şubat'a doğru adım adım
yol alınması da kopuşu hızlandırdı. Er-
bakan'ın yanında yetışen bir genç ekip
ondan kopuyordu.
Bu kopuşun Islami çevrelerden ve
merkez sağdan destek almaa, artık sağ-
da yeni bir siyaset arayışının da ışaret-
leriydi. AKP yönetici kadrosunun geç-
mişine baktığımızda çoğunun fanatik
tutum ve uygulamalann sözcüleri oldu-
ğu da görebiliriz. Belediye Başkanlığı
döneminde İstanbul Belediyesi'ne ait
bütün tesislerde alkollü içkiyi yasakla-
yan Tayyip Erdoğan'ın şimdi bir rama-
zan ayında uçağında konuklanna alkol-
lü içki ikram etmesini de bu gelişme ve
değişim içinde değerlendirmek gerekir.
Tayyip Erdoğan'ın Batı karşıtı bir si-
yasetten gelip bugün AB yanlısı bir tu-
tum içine girmesi de bu tarihi süreç için-
de bir anlam kazanıyor. Tayyip Erdoğan
ve arkadaşlan, benim kanaatimce 28
Şubat ve sonrasından önemli dersler
çıkarmışa benziyorlar. Zaten "farklı" ol-
duklan mesajını verebildıkleri için yüz-
de 34'ün üzerinde oy alabildiler. Onla-
ra oy veren yüzde 34'lük kitle bu uzlaş-
macı siyasetin sürdürülmesi halınde
desteğini devam ettireceği mesajını da
vermiş oluyor.
Burada birçok ınsanın kafasında şu
soru var Bunlar şimdilik böyte davranı-
yorlar, yann iktidan ele geçirdikçe asıl yüz-
lerini gösterecekler. Bunu tabii ki uygu-
lama içinde göreceğiz, ancak benim
inancım o ki, bir şeyi uygulamaya baş-
ladığınız zaman, onun gerekçelerini de
oluşturmaya başlarsınız. Zaten değişim
denen şey de böyle olur.
Şunu kabul etmeliyiz, Türkiye bir de-
ğişimin eşiğine geldi. Toplum bu ihtiya-
cı dile getiriyor. AKP iktidan işte böyle
bir sürecin ortasında iktidara geldi. Ta-
bii ki AKP'ye oy veren ve fanatik düşün-
celeri bulunan bir kitle de var. Ancak, Tür-
kiye'nin gelişmişlıği onlan da etkiliyor
ve değışmeye zorluyor.
Bu dümdüz bir süreç değil. Inişli çı-
kışlı biryoldan gideceğiz. Fakat, AKP'nin
yaptıklannı yalnızca "takıyye" sözcü-
ğüyle açıklamanın bugünü tam anlatma-
dığı inancındayım. Tabii ki yaşayarak
göreceğiz, ancak yapılanları bu ülkenin
gerçekleri içinde bir yere oturtmak da-
ha önemli.
Daha da önemlisi, eğer gerginlik ıs-
teyenler etkili oluriarsa, iki tarafın fana-
tikleri bir anda bütün gelışmeyi kilitleye-
bilirler. Böyle bir tehlikenın olmadığını
da iddia edemeyiz.