17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19KASIM2002SALI HABERLER DUNYADA BUGUN ALİ SİRMEN Acil Popülizm Planı Başbakan'ın belli olması, yeni hükümetin hemen hemen oluşması, ış çevrelerinde, piyasada ve kamuoyunda bir iyımserlik yarattı. Dolar düşüyor, piyasa yükseliyor, dolar TL paritesinin oransız düşüşündeki tehlikeyi bırakalım bir yana. Ama iyimserliği görmezden gelemeyiz. Türkiye'nin en önemli sosyal ve ekonomik sonjnlanndan birinin artık kronikleşmiş güvensizlik olduğu göz önünde bulundurulursa, karnuoyundaki iyimser havayı olumlu karşılamak gerekiyor. Başbakan'ın ilanı ile eşzamanlı, AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan acil eylem planı, bizde daha çok acil popilüzm planı çağnşımı yaptı. Mali miladın bir yana bırakılması, vergi affı gibi konuları, AKP nin kendisine oy verenlere hoş görünmek isteyen popülist girişim olarak açıklamak mümkündür. Ama bu politikanın iki açıdan çok büyük sakıncalar doğurması olasılığına dikkati çekiyor uzmanlar. Bunlardan birincisi, kayıt dışı ekonominin kayıt attına alınması çabasından vazgeçilmesi ve zorunlu olan verginin tabana yayılması girişiminin sona ererek, vergi adaletsizliğinin sürmesi, af ile vergi kaybının artması, ikıncisi ise yeni hükümet ile IMF arasında daha başlangıçta gergin ve olumsuz bir havanın dogmasıdır. • • • Yanlış anlaşılmasın! Türkiye'deki iktidarlan, eğer onsuzyapabiliyoriarsa IMF'nin direktiflerini harfiyen uygulamadıklan için eleştirecek değiliz. Ancak böyle bir yolu tutanların izleyecekleri rotayı da aynntılanyla bildirmeleri zooınludur. Yoksa "IMF'yekafa tutarız!", "Biz öbürieri gibi değiliz, her söylenene eyvallah etmeyiz!" yollu popülist çıkışların halkı bir süre okşamak ve oyalamaktan başka bir sonuç vermeyeceğini görmemiz gerekir. 15 bin kilometrelik duble yol vaadi de, daha önce de degindiğimiz gibi, popülist bir vaatten başka bir şey değil. Halen var olan yolların bakım ve onanmı için bile kaynak bulunamazken bu 15 bin kilometrenin kaynağı nereden bulunacaktır? Bütün bunlar içeriği boş popülist vaatlerle karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Popülist politikalann enflasyon ile mücadelede ters sonuçlar verdiğini ise hepımiz biliyoruz. Şimdi burada, AKP'yi eleştirirken kaynaklannın sınırlı olduğunu göz ardı edecek değiliz. Onlan ekonomik ve sosyal dururnu, bir anda neden düzeltmedikleri konusunda eleştirmenin de anlamı yok. Ne var ki AKP bu vaatlerle geldi işbaşına, bizim gösterdiğimiz insafı, bu vaatlere güvenerek oy veren seçmen, haklı olarak göstermeyecektir. Işte AKP'nin kaçınılmaz olarak popülizme saplanmasının nedeni budur. • • • Bu popülist politikalann sonuç vermeyeceğinin en güzei örneği, milletvekili lojmanlandır. Milletvekilleri lojmanda otuımadıklan takdirde, kendilerine verilecek olan kira karşılığı ne olacak? Eğer, kira karşılığı devlet memurununkinin seviyesinde kalacaksa bu milletvekili maaşlannın kısılması anlamını taşır. Yok eğer gerçek kira karşılığı olacaksa, bu evlerin satılmasıyla devlet orta vadede hiçbir şey kazanmayacaktır. Ankara'da kiralann yükselmesi de bu işin cabası olacaktır. Milletvekilleri maaşlanyla veya lojmanlanyla ya da zaten yaşama çizgisinin altında para alan bürokratın konutu yahut da makam arabasıyla oynamak sanıldığı kadar yarariı ve akıllı bir girişim değil. Ama bu girişimin seçmene çok hoş geldiğini de yadsıyamayız. Işte karşı karşıya bulunduğumuz en büyük tehlike de budur. Ekonomik ya da sosyal olarak hiçbir yarar sağlamayan, hatta orta veya uzun dönemde zarar getirecek olan, ancak seçmenin hoşunagiden popülist politikalar, umarsız iktidarlann içine kolayca düştükleri tuzaklardır. Bu konuda herkesi şimdiden uyarmak gereklidir. Konu yalnızca AKP'nin seçmeni ve yandaşını değil, hepimizi ilgilendiriyor, çünkü hepimiz aynı gemide olduğumuzdan, ekonomik gidişten birlikte etkileniyoruz. Bu yüzdendir ki ben "Aman şunlar bir tökezlesinler de, görsünier günlerini!" bekJeyişi ve temennisi içinde değilim. Böyle bir davranış, kaptanını beğenmediğiniz için, bindiğiniz geminin okyanus ortasında batmasını dilemek kadar akıldışıdır. Yoğun ilgi gördü Almanya'da Atatürk konferanslan İstanbul Haber Servi- laik, demokratik, özgür- si-EskıSıvasMilletve- lükçü, halka dayah ve kili ve 14. Dönem halk mayalı Türkiye TBMM Başkanvekili Cumhuriyeti'ninkunıhı- Dr. Mustafa Kemal Pa- şunu anlatan Palaoğlu, laoğhı, geçen hafta bo- "Atatürk, Cumhuriyeti yımca Almanya' nın çe- kurduğu için cumhuri- şitlı kentlenni dolaşa- yetçiolmadı,O,cumhu- rak Atatürk'ü ve Ata- riyetçi olduğu için Cum- türkçülüğünbilinmeyen huriyeti kurdu" dedi. yönlerini anlattı. Palaoğlu, Atatürkçülü- AvrupaAtatüıkçüDü- ğün özünde "tam ba- şünce Dernekleri Fede- ğımsızuğın" yattığına rasyonu'nun (Avnıpa dikkat çekerek ulusla- ADDjdavetiüzerineAl- rarası kuruluşlara üye manya'ya eiden Pala- olunurken"diğerüyeül- oğlu, TRT"2 ile TRT kelerle aynı koşuDarla INT'teyayınlanan''Kar aynıyeddveaynısorum- İzfcriÖrtmesin''adlırV hıhıkla üye ohınması" dizisinin içerdiği konu- gereğinin aranmasının larla ilgili konferans ver- önemine değindi. Pala- di. Almanya'nın Köln, oğlu, yurtdışında ülke- Hannover, Bremen, Ma- sine, ulusuna ve Atatürk inz, Frankrurt, Karlsru- devrim ve ilkelerine bi- he ve Münih kentlerini linçli bir şekilde sahip gezen Palaoğlu, yurttaş- çıkmada duyarlı çalış- lann ve Türk diplomat- malar yapan Atatürkçü lann yoğun ilgisiyle kar- düşüncederneklerinete- şılandı. Konferanslarda, şekkür etti. AKP'deki Meclis Başkanlığı krizi Tayyip Erdoğan'ın geri adım atmasıyla çözüldü Annç tehditlebaşkanadayıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Başkanlığı'na Bülent Annç'ı aday gösteren .AKP iktidarında "mil- ti görüş" çizgisinden gelen isımler önemli noktalara geldi. Milli görûş kadrolanndan gelen Tayyip Erdo- ğan'ın genel başkanlığı, Abdullata GüTün başbakanlığı üstlendiği AKP'de. Meclis Başkanlığı'na, teş- kilat içinde "Küçük Erbakan" ola- rak da anılan Bülent Annç aday gös- terildi. CHP'den ise genel sekreter Onder Sav başkanlığa aday oldu. TBMM Başkanlığı için adaybkbaş- vurulan dün gece sona erdi. Partinin önceki gece geç saatlere kadar süren Merkez Yürütme Kurulu toplantısın- da Annç, Erdoğan ve parti yönetimi- ne rest çekti. Meclis Başkanlığı'nda ısrarlı olan Annç, bunun gerçekleşme- mesi durumunda grup başkanlığını bırakacağı ve istifa edeceği tehdidin- de bulundu. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e TBMM Başkanlığı için ılımlı kimliğiyle tanınan Vecdi GönüTün adını veren Erdoğan, parti grubundaki etkisi ve ağırlığını dücka- te alarak Annç'ı aday göstermek zo- Anayasa Mahkemesi • Cumhurbaşkanı Sezer'e TBMM Başkanlığı için Vecdi Gönül'ün adını veren Erdoğan, MYK toplantısında istifa tehdidi ile rest çeken Annç'ı aday göstermek zorunda kaldı. Annç adaylığının kesinleşmesinin ardmdan yaptığı ilk açıklamada, bazı kesimlere inat aday olduğunu belirterek "Eşimin özel yaşamı, dini inancım kimseyi ilgilendirmez" diye konuştu. runda kaldı. AKP lideri Erdoğan ile birlikte Ati- na'ya giden Gönül, dilekçesini önce- den vermek istedi. Gönül'ünbu iste- mi Erdoğan tarafindan "acelesiyok,son- ra verebilirsin" diyerek engellendi. AKP Grup başkanvekilleri SaMb Ka- pusuz, Mehmet AK Şahin v e Hüseyin ÇeHk, dün TBMM Başkanlığı için Annç'ı aday gösterdi. Adaylığının parti içinde kriz ya da sıkıntı yaratma- dığını savunan Annç, şöyle konuştu: "Bugüne kadar geküğinı her nok- taya seçimle gddim. Sa>m genel baş- kan ve başbakan, bana başbakan yar- duncıhğı önerdüer. Ben de Meclis Baş- kanbğı'nı istediğimi söyledhn. Sayın Gönül de ada>1ığmı düşündüğünü ifa- deetti. Kendisine'bu çok zevkli bir ya- nş olur" diyerek başanlar diledim. Gece yansı beni aradk sizın aday ol- duğunuz yerde ben aday olmam' di- yerek adayhktan çekildiğini söyiedL" Annç, "Devietinbaztkademelerin- de sizin TBMM Başkanlığı'na isten- mediğiniz yönünde nsüülar geliyor, bunlar size de geldi mi?" sonısu üze- rine. "Bana da geldi, özel hayan ve kı- yafetinden dolayı kinıse aynmcüığa tabi rurulamaz. Ben de Tnrkiye'de ay- runcıbğı düşünenlerin inadma aday oluyorum. Benim özel hayanm, dini inancım. eşimin yaşanosı hiç kimseyi ilgilendirmez. Hiç kimseye bunun he- sabını vermek zorunda değilim'' diye konuştu. Annç'ın başvuruda bulunduğu sa- atlerde Atina'da bir açıklama yapan Vecdi Gönül ise, "Bir süredir Meclis Başkanlığı'nı istiyordum. Bu bitini- yordu. Ama Bülent Annç, hayır ben olacağım' deyince bakanhktan da ol- dura Meclis Başkanhğıile uğraşriırken Bakanlar Kurulu oluşturuluyordu. Artıkyapacakbir şeyyok, Bunlan ka- bul edeceğiz. Bülent Annç çok ısrarh oldu. Ben de geri adım atbm" dedi. Annç'ın tavn, parti içinde "Annç, AbduDah Gül'ün gerisinde yer alma- yacağuıı gösterdi'' biçiminde yorum- lanırken, Gül ile Annç arasında par- tinin kuruluşu sırasında grup başkan- lığı için yaşanan mücadeleye dikkat çekildi. Grup başkanlığı için Gül ile AKPön savunmasını sundu MUSTAFA ÇAKIR ANKARA - Recep Tayyip Erdoğan' ın genel başkanlık görev ve yetkilerinin tedbiren önlenmesi istemine ilişkin ön savunmasını Anayasa Mahkemesi'ne sunan AKP, Avrupa Birliği (AB) düzenlemelerine sığındı. Savunmada, AB'ye uyum kapsammda TBMM'de yasal değişiklikler yapıldığına işaret edilerek. u Yapılacak yorumlann özgürlükleri genişletki ve Türkiye'vi AB'ye yaklaştırıa mahiyette olması gerekir'' denildi. AKP, kapatma davasına dayanak oluşturan Siyasi Partiler Yasası'nuı (SPY) 104. maddesinin de Anayasanm parti kapatmalan düzenleyen 69. maddesine aykın olduğunu ileri sürdü. Yasal sürenin bitimine 1 gün kala dün ön savunmasını Anayasa Mahkemesi'ne sunan AKP, ihtar karannın gereğinin eksiksiz yerine getirildiğini ıddia etti. Ön savunmada, yüksek mahkemenin ihtar kararlanna uyulmaması durumunda kapatma davası açılmasını öngören SPY'nin 104. maddesinin, Anayasa'nın parti kapatmalan düzenleyen 69. maddesine aykın olduğu iddia edildi. Anayasaya aykınlık durumunun yüksek mahkeme tarafindan "ön sonın" olarak öncelikle karara bağlanması istenen savunmada, tedbir isteminin yasal dayanaktan yoksun olduğu belirtildi. Anayasa Mahkemesi'nin ihtar karannın ardından TCY'nin 312. maddesınde yapılan değişiklik ile Erdoğan'ın fiilinin suç olmaktan çıktığı ifade edilen savunmada, bu durumda siyasi yasaklannın da ortadan kalkacağı ileri sürüldü. AKP'nin görüşünün aksine Yargıtay geçen günlerde TCY'nin 312/2. maddesinin önceki halinden hüküm giyen 2 sanık hakında, değişiklikten sonra verilen beraat karannı bozmuştu. Yargıtay, 312. maddede yapılan değişiklik ile "eylemin suç olmaktan çıkmadığına" işaret etmişti. Tedbir istemi raportörün ek raponmu hazırlamasının arduıdan Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin'in belirleyeceği bir günde karara bağlanacak. Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Fazıl Sağlam, SPY'nin 104. maddesinin içerik bakımından anayasaya uygun olduğunu belirterek, "Bu şekilde bir yasak konulabiMr. Yasağın kendisi anayasaya aykm değildir. Yasağa kapatma yapbnmnun bağlannnş olması anayasaya aykındır" dedi. Milli Eğitim Bakanı Necdet Tekin, bakanhkta düzenkdiği toplanüda 128 günlük bakanhk sürecini değerlendirdi ve yapöğı çahşmalar hakkmda bilgi verdL (Fotoğraf:AA) Necdet Tekin 'den yeni Milli Eğitim Bakanı 'na uyarı: Hiç kimse laik eğitimi kemirmeye kalkmasın ANKARA(CumhuriyetBüro- SD) - Milli Eğitim Bakanı Nec- detTekin, 128 gündüryürütmek- te olduğu görevine, dün yaptığı bir toplantıyla veda etti. Tekin, yeni hükümetin Milli Eğitim Ba- kanf na, "Bu bakanhk leynai Atatürk flke ve inkdaplanndan ahr,hiç kmiselaikeğiomiAtatürk Devrimleri'ni kemirmeye kalk- masm" uyansında bulundu. Bakanlık yaptığı dönemde al- dığı hiçbir karardan pişmanlık duymadığıra söyleyen Tekin, bü- rokratlanyla birlikte yürüttük- leri çalışmalan anlattı. MEB' in, "gelenekleri bulunan, köktü bir bakanhk" olduğunu kaydeden Tekin, yeni bakana da şu uyan- larda bulundu: "Bu bakanhk, feyTİni cunıhu- rtyetten, Atatürk ilke ve inküap- larmdan vedemokrasiden abnış- tn*. Bu bakanhk, Türkiye Cum- huriyeti Devleti'nin sürekti, ka- hcı, değişmez bir eğitim kurtuluş bakanlığıdır. Bu bakanhkta hiç- kimse ama hiçkimseanayasanm amir hükünüerini, Atatürk dev- rimlerini, laik eğitimi değiştir- meye veya orasmdan burasm- dan kemirmeye tevessül etme- sin. Hiçkimse Türkiye Cumhu- riyeti'nin laik, çağdaş eğitim sLs- temini, anayasada ifadesmi bu- lan eğmm sistemmideğ^tiremez, değiştirmesi de mümkün değil- dir. Çünkü bu bakanhk, Atatürk Türİdyesi'nin yetiştirdiği bürok- ratlannyönetöğibirbakanhknıf "Bakan kün olursa obun, öğ- retmen yetiştirme ve istUıdam konulanna dikkat etmek zo- rundadır" diyen Tekin, Yüksek Öğretim Kurulu'na (YÖK) bu konuda defalarca mektup yaz- dığmı, ama yanıt alamadığını beürtti. Annç arasındaki yanşı, Annç kazan- mış, Gül genel başkan yardımcıüğı ile yetinmek zorunda kalmıştı. Annç'ın başkanlığa aday gösteril- mesi, AKP ile devlet kurumlan ara- sında yeni krizlerin başlangıcı olarak nitelendirilıyor. Annç'ın eşinin tür- banlı olması nedeniyle protokol kriz- lerirrin yaşanacagı kaydedılırken, Cum- hurbaşkanı Sezer'e TBMM Başkanı olarak Annç'ın vekâlet edecek olma- sı da başka bir sıkıntı konusu olarak nitelendiriliyor. Milli Göriiş içinde "Küçük Erbakan" olarak nitelendi- rilen Annç, görüşün en sivri dilli ha- tiplerinden biri olarak tanınıyor. Se- çim kampanyası döneminde "Tür- ban sonmunu çözmek namus borcu- muzdur" diyen Annç, daha eski söy- lemlerinde "Başörtüsü bayrağnnız- dır" sözleriyle dikkat çekmişti. Bu arada, CHP Genel Sekreteri Ön- der Sav'ın başkanlığa aday olması dikkat çektı. E)ün sabahki grup top- lanhsından sonra Deniz Bay kal Şük- rü Elekdağ'ın aday olacağım açıkla- dı. Ancak ilerleyen saatlerde Sav, aday- lık başvurusunda bulundu. ANAP MKYK Yılmaz veda edecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP lideri Mesut Yılmaz'ın genel başkanlık görevini bırakacağı Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısı 27 Kasım'da yapılacak. Toplantıya. Olağanüstü Kongre'nin 11 Ocak'ta yapılması önerisi götürülecek. Toplantıda, Yılmaz'ın görevi bırakması ile yerine seçilecek genel başkanvekili partiyi olağanüstü kongreye görürecek. ANAP Başkanlık Divanı dün yaptığı toplantıda, olağanüstü kongre tarihinin belirleneceği MKYK toplantısının 27 Kasım'da yapılmasmı kararlaştırdı. Toplantıda, MKYK'ye olağanüstü kongrenin 11 Ocak'ta yapılması yönündeki önerinin sunulması da kararlaştınldı. Yılmaz'm başkanlık ettiği ANAP Başkanlık Divanı'nda olağanüstü kongre tarihinin belirlenmesi ile bu partide liderlik yanşma girmeyi planlayan ısimlerin de çalışmaya başlaması bekleniyor. Yılmaz "ın MKYK'de partililere veda etmesi bekleniyor. Yılmaz'm, yerine seçilecek vekili önceden işaret ederek desteklediği adayı da bir anlamda işaret edebileeceği dile getiriliyor. Yılmaz'm ardmdan, genel başkanlık ıçın Ali Talip Özdemir, Lütfullah Kay alar, Ahmet Özal ve Işın Çelebi'nin aday olması bekleniyor. NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] [email protected] AKP'nin seçimlerden başanyla çık- masının ardmdan toplumun bir kesimin- de tereddüt oluştu. Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül'ün açıklamalanna, AKP yöneticilerinin uzlaşmacı davranışlan- na rağmen toplumun bir kesiminde ki güvensizlik sürüyor. özellikle AKP'Iİ yö- neticilerin geçmişteyaptıkları konuşma ve uygulamalar, bu endişelere kaynak- lık ediyor. Soruna geçmiş önyargılarla bakmak yerine AKP'nin neden topluma daha yumuşak mesajlar verdiğini, AB konu- sunda neden uyumlu ve özgurlüklere açık bir söylem tutturduğunu anlama- ya çalışmak daha doğru olur. AKP'nin lider kadrosu, Erbakan'ın yanında ye- tişti. Bugeleneğinbirparçasıydılar. "Mil- li Göıiış" diye adlandınlan bu gelenek 35 yıllık bir tarihe sahıp. Bu hareket ilk ortaya çıktığı zaman Erbakan, Odalar Birliği Genel Sekre- teriydi ve Demirel ona Odalar Birliği Başkanlığını vermek istemedi. Milli Nı- zam Partisi'nin 1970 yılındaki kurulu- şu böyle başladı. Erbakan'ın o za- manki konuşmalanna bakarsanız. Ana- AKP Takıyye mi Yapıyor? dolu'daki taşra küçük sermayesinin sözcülüğünü yaptığını görürüz. 0 yıl- larda Anadolu'da bir sermaye biriki- mi yoktu, daha çok kuçük üretim ege- mendi. Küçuk üreticilerin tutucu ve mu- hafazakâr eğilimi uzun yıllar bu siya- si akıma egemen oldu. 1980'lerin ortalanndan itibaren, özel- likle Özal döneminde Anadolu ser- mayesi gelişmeye başladı. Konya, Yozgat, Kayseri, Gaziantep, Denizli gibi kentler merkez olmak üzere cid- di bir Anadolu burjuvazisi oluştu. Bu burjuvazınin önemli bir kesimi, Erba- kan'ın geçmişte dayandığı içine kapa- nık küçük üreticiler arasından çıkmış- tı. Anadolu burjuvazisi ki, bunlar "Ana- dolu Kaplanlan" diye de anılıyorlar, yurtdışına ihracat yapan dünyayla te- mas eden bir değişim geçirdiler. • • • Tayyip Erdoğan ve arkadaşlannın Nec- mettin Erbakan'dan kopuşunu bu ge- lişme içinde anlamak daha doğru olur. Artık bu gelenek içinde modemliğe da- ha yatkın, toplumun diğer kesimleriyle bir arada uzlaşma içinde yaşamaya eği- limli bir taban oluştu. Abdullah Gül'ün, Necmettin Erbakan'a rağmen Refah Partisi kongresinde Genel Başkanlığa aday olması, ilk kez açıktan bir kopuş işaretiydi. Abdullah Gül'ün Necmettin Erbakan'ın Başbakanlığı döneminde tarikat men- suplannın Başbakanlığa davet edilme- sine karşı çıkması ve bu gelişmelerin ardmdan 28 Şubat'a doğru adım adım yol alınması da kopuşu hızlandırdı. Er- bakan'ın yanında yetışen bir genç ekip ondan kopuyordu. Bu kopuşun Islami çevrelerden ve merkez sağdan destek almaa, artık sağ- da yeni bir siyaset arayışının da ışaret- leriydi. AKP yönetici kadrosunun geç- mişine baktığımızda çoğunun fanatik tutum ve uygulamalann sözcüleri oldu- ğu da görebiliriz. Belediye Başkanlığı döneminde İstanbul Belediyesi'ne ait bütün tesislerde alkollü içkiyi yasakla- yan Tayyip Erdoğan'ın şimdi bir rama- zan ayında uçağında konuklanna alkol- lü içki ikram etmesini de bu gelişme ve değişim içinde değerlendirmek gerekir. Tayyip Erdoğan'ın Batı karşıtı bir si- yasetten gelip bugün AB yanlısı bir tu- tum içine girmesi de bu tarihi süreç için- de bir anlam kazanıyor. Tayyip Erdoğan ve arkadaşlan, benim kanaatimce 28 Şubat ve sonrasından önemli dersler çıkarmışa benziyorlar. Zaten "farklı" ol- duklan mesajını verebildıkleri için yüz- de 34'ün üzerinde oy alabildiler. Onla- ra oy veren yüzde 34'lük kitle bu uzlaş- macı siyasetin sürdürülmesi halınde desteğini devam ettireceği mesajını da vermiş oluyor. Burada birçok ınsanın kafasında şu soru var Bunlar şimdilik böyte davranı- yorlar, yann iktidan ele geçirdikçe asıl yüz- lerini gösterecekler. Bunu tabii ki uygu- lama içinde göreceğiz, ancak benim inancım o ki, bir şeyi uygulamaya baş- ladığınız zaman, onun gerekçelerini de oluşturmaya başlarsınız. Zaten değişim denen şey de böyle olur. Şunu kabul etmeliyiz, Türkiye bir de- ğişimin eşiğine geldi. Toplum bu ihtiya- cı dile getiriyor. AKP iktidan işte böyle bir sürecin ortasında iktidara geldi. Ta- bii ki AKP'ye oy veren ve fanatik düşün- celeri bulunan bir kitle de var. Ancak, Tür- kiye'nin gelişmişlıği onlan da etkiliyor ve değışmeye zorluyor. Bu dümdüz bir süreç değil. Inişli çı- kışlı biryoldan gideceğiz. Fakat, AKP'nin yaptıklannı yalnızca "takıyye" sözcü- ğüyle açıklamanın bugünü tam anlatma- dığı inancındayım. Tabii ki yaşayarak göreceğiz, ancak yapılanları bu ülkenin gerçekleri içinde bir yere oturtmak da- ha önemli. Daha da önemlisi, eğer gerginlik ıs- teyenler etkili oluriarsa, iki tarafın fana- tikleri bir anda bütün gelışmeyi kilitleye- bilirler. Böyle bir tehlikenın olmadığını da iddia edemeyiz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle