Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2« EICİM 2002 S A L I * * * * CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 19
CrTJIVCEL CllNEYT ARCAYLREK
afı 1. Sayfada
cte TV'lerde halka seslenen Ecevit mY>
Sayılan sayamadığımız ısımlerın hıçbırı değıl
Bu seçımın ılgınç sıyaset adamı Hüsamettin Öz-
k a ı !
Hayret etmeyınız, Evet Hüsamettın Özkan Zıra
Özkan, partının genel başkan yardımcısı Ama bu-
gCne dek partısının ekonomık, toplumsal, dış ve ıç
sıyasetın ırdeleyen tek bır konuşma yapmadı
"V'lere çıkıyor kımı gazetecılerle roportaja otu-
ru^or Tek bır konuda manşetlere geçıyor, TV soy-
leşlerındekı sozlerını ozetleyen haberlerde tek bır
koiu ıle yenıden gorunuyor
Cumhurbaşkanı Sezer'e anayasa kıtabını atmak
ve Cumhurbaşkanı'na "nankor" dıye bağırmak1
Her yığıdın yoğurt yıyışı ayndır demeyelım
Özkan, tanhe tek bır yaptırımıyla; anayasa kıtap-
çığını fırlatırken Cumhurbaşkanı'na "nankor" dıye
bağırmasıyla geçtı
Nankor sozcuğu nereden gelıyor, kısaca bakalım
Efendırn Demirel'ı beş yıl daha Çankaya'da tuta-
bılmek ıçın Ecevıt'ın ıcat ettığı 5+5 formulunun ıflas
etnesınden sonra, ıktıdar partılen bır cumhurbaş-
kanı adayı aramaya başladılar
Başbakan Ecevıt'ın, ta 1973'lerden berı Anaya-
sa Mahkemesı başkanını cumhurbaşkanı seçtır-
mek gıbı bır tutkusu var
Daha sonrakı gunler, bu kez ne kadar ısabetlı du-
şunduğu kanıtlandı, o sıralar kulağı gozu, elı ayağı
konumunda olan Başbakan Yardımcısı Hüsamet-
tın özkan'ı Anayasa Mahkemesı Başkanı Ahmet
Necdet Sezer'e Çankaya'yı onerme gorevını ver-
dı. Sezer buyuk çoğunlukla seçıldı
Sezer'ı DSP grubu seçmedı, hemen her partının
oylanyla Çankaya'ya çıktı
Ne var kı, bu sureç bır sıyasetçının TBMM'nın
oylarıylaartık mıllete mal olan, ulusu ve devletı tem-
sıl eden bır cumhurbaşkanına, sert bır tartışma or-
tamında bıle "nankor" dıye bağırmasını gerektır-
mezdı
• • •
Bugünlerde "nankor" sozcuğunu yınelememeye
özen gosterıyor
Doğru yapıyor Zıra "o gunku hareketlenyle, soz-
lenyle Ecevıt'ı savunduğunu" soyleyen Hüsamettın
Özkan'a -şayet hafıza-ı beşer nısyan ıle malûl de-
ğılse- uç beş ay once bırden gelışen kımı olaylar
"nankor" sozcuğunu anımsatabılır
O sozcuk, gelışmelenn ışığında doner dolaşır, Öz-
kan'ı yaralayabılır
• • •
Ecevit, kamuoyunun, medyanın, sıyaset dunya-
sının adını, kımlığını bılmedığı özkan'ı aldı, partının
ust duzeyıne taşıdı Başbakan yardımcılığına, da-
ha da onemlısı sırdaşı konumuna getırdı Kısacası
Hüsamettın özkan'ı yarattı
öyle yıllar kı, Özkan demek Ecevit demektı öz-
kan'la konuşmak Ecevıt'le konuşmak Hukumet or-
takları arasında sıkıntı mı çıktı, Ecevit adına özkan
devrede vs vs
Eee sonra? 8 Temmuz 2002 Pazartesı gunü sa-
at 17.00 Bır de ne gorelım? Başbakan'ın elı ayağı,
gozu kulağı, Ecevıt'ın aynlmaz parçası özkan, sır-
daş, her derde çare özkan, Ecevıt'ı terk ettı Arka-
sından da ıstıfalar Ben ıstıfa edın demedım arka-
daşlara, dedı bır ara
Hatta 2 gun once bır TV'de, "Sadece bana yapıl-
dı 'ıstıfa' çağnsı" dıye konuştu
Ecevıt'ın Grup Başkanvekıh Emrehan Halıcı'nın
özkan'ı suçlayan demecıne hak verdığını, "Sıyaset-
te duygusallığa yeryoktur" sozunden de "çok" et-
kılendığını soyluyor
"DSP'yı bolen" ıstıfaları şımdı "ınanılmaz bır şey
oldu, ıstıfalar oluştu" dıye açıklıyor
Pekâlâ ama, ıstıfaları onlemeye çalıştığını bılen de
yok, duyan da O sırada daha çok Rahşan Hanım'ı
bahane ederek Ecevıt'ı terk ettığı soylendı, yayıldı
Ama Rahşan Hanım da Hüsamettın Bey'ın mıl-
letvekıllerını azarladığından tutun da "DSP'yı ele
geçırme projelerınden, Ecevıt'ı başbakanlıktan
uzaklaştırmaya kadar" bır yığın çok cıddı, yadsındı-
ğına tanık olmadığımız "bılgılen" çok yakın çevresı
aracılığıyla kamuoyuna duyuruyor
özkan soyluyor, karşı taraf soyluyor Gerçekler
tam yenne oturmadı Ne kı kanılar, yorumlar öz-
kan'ın aleyhıne
Ne çare, nankor sozcuğu sankı bır bumerang
1
Rumlar NATO 'yu
kullanamaz
SERKAIN DEMİRTAŞ
KOPENHAG - Turkı-
ye. Kıbns Rum kesımının
ACSP kapsamında NATO
olanaklannı otomatık ola-
rak kullanmasınaonay \er-
meveceğını açıkladı Cum-
huıbaşkanı Ahmet Necdet
Sezer, Avrupa Bırlığı'nden
ACSP'ye ılışkın resmı bır
belge gelmedığını vurgu-
lax«n Ankara. AB"ye yenı
üye olacaklann NATO ola-
nadaruıı kullanmalanna
ılı&ın bır duzenleme ıste-
yeîileceğının mesajını
vexlı llenkı gunlerde An-
lcaa va zıyaret yapabılece-
gitı belırten AB Yuksek
K.cmısen Javier Solana
da"Türkiye'de ciddi kişi-
lerin bulunduğunu \e so-
rınun kısa sürede çö-
zimleneceğini sandığı-
m'kaydettı AGSPkonu-
su Solana'nın ılenkı gün-
lede Ankara'ya yapacağı
zrrarete bırakıldı
"jmhurbaşkanı Sezer,
dluıduzenledığı basın top-
la.t'5inda AB'den bır bel-
g< gelmedığını, dolayısıy-
La\B'nın hangı onenlerde
tsdunduğunu bılmedıkle-
nıkaydettı Turkıye gıbı
TNTO muttefıkı olup da
z
2
^ üyesı olmayan ülkele-
n ^GSP'ye katılımlannın
c±KHİenmesının onemıne
ddat çeken Sezer, Turkı-
^"ıun Ankara belgesını
BJbjl ederek onemlı bır
aunattığınıanımsattı Se-
szr \GSP'nın devam eden
Ffc- iiıreç olduğunu vurgu-
a,.ıak doyurucu bır uzlaş-
manın NATO-AB arasında
sağlanması gerektığuıı de
ılettı
Turkıye. ABD ve Ingıl-
tere'nın onay ladığı Ankara
belgesının ozunun değıştı-
nlmemesı koşuluyla konu-
şulabıleceğını belırtıyordu
Ancak Turkıye, gayn res-
mı yollarla elde edılen
Bruksel belgesının bu ko-
şulu tam olarak yenne ge-
tınnedığını duşunuyor
Dışışlen Bakanı Şükrü
Sina Gürel, gazetecılere
yaptığı açıklamada, ozel-
lıkle Kıbns konusunun sı-
kıntı yarattığını açıkladı
Gurel. "Kıbns Rum kesi-
minin NATO imkânlarını
otomatik kullanması ko-
nusuna karşı çıkıyoruz.
-VB've yeni üve olacak ve
\ATO iılkesi olmay an ül-
kelerin ittifak imkânla-
rından otomatik y ararla-
nama>acakları formül
geliştırilebilir" dedı
Kıbns Rum kesımının
2004 yılından ıtıbaren
AB'ye tam uye olması
beklenıyor AB. asken \e
ıstıhban açıdan yetersız
olacağı duşunülen
AGSP'nın NATO olanak-
lanndan otomatik yarar-
lanmasını ıstıyor Turkıye
ıse her olayda ayn ayn o-
nay alınması gerektığınde
ısrar edıyor
Bruksel belgesınde.
"AGSP'nin NATO, NA-
TO'nun da AB iiyelerine
karşı kullanılamayacağı
ve BM ilkelerinin ihlal
edilemeyeceği" ıfadelerı
yer alıyor
AB de seçim sonucumı bekliyor
SERKAN DEMİRTAŞ /
SADİTEKELİOĞLU
KOPENHAG - AB Donem Baş-
kanı Danımarka. genı^lemeprojesın-
de yeralanaday ulkelen Kopenhag'da
bır araya getırdı AB, 3 Kasım seçım
sonucunu Kopenhag zırvesınde Tur-
kıye'ye ılışkın \enlecek karan etkı-
leyebıleceğını bıldırdı Cumhurbaş-
kanı Ahmet Necdet Sezer. 13 aday
arasında durumu belırsız tek ulkenın
Turkıy e olduğunu belırtırken AB' nın
Kopenhag zınesıne kadar bazı ek
adımlar atılmasını ıstedığını so> ledı
Sezer. seçımlenn ardından yaşanacak
hükumet boşluğu durumunda kendı-
sının bızzat devreye gırerek AB baş-
kentlen nezdınde gınşımde bulunabı-
leceğını bıldırdı
AB'nın genışleme sürecmde
onemlı toplantılardan bın dun Ko-
penhag"da yapıldı Donem Başkanı
Danımarka Başbakanı Anders Fogh
Rasmussen. 24-25 Ekım gunlennde
Bruksel'de yapılan zınenın sonuçla-
nnı Kopenhag'da bır araya getırdığı
13 aday ulkenın devlet ve hukumet
başkanlanna ılettı Rasmu&sen. aday-
lar zırvesının ardından duzenledığı
basın toplantısında, genışleme ıçm
venlecek kesın karara 7 haftalık bır
sure kaldığıru belırtırken "Av ruga 45
\ıldır bölünmüş bir kıtaydı. Önu-
muzdeki 45 gunlük surede bu ka-
ranlık dönemi kapatacağız"1
dedı
AB've adav ülkeler zirvesinde, Dönem Başkanı Danimarka. Bruksel Zirve-
si'nin sonuçlarını 13 aday ülkenin devlet ve hükiımet başkanlanna iletti.
AB Komısyonu Başkanı Romano
Prodi. Turkı\ e 'nın gelışme gosterdı-
ğını belırtırken Günther Verheugen
de "Genişlemenin ertelenmesi ris-
kini kimse kaldıramaz" dıye konuş-
tu Basın toplantısımn ardından Ras-
mussen, 3 Kasım seçım sonuçlanna
ılışkın bır soru uzenne, "Seçim sonu-
cu Kopenhag'da verileeek kararı-
mızı değiştirebilecek \e etkileyebi-
lecek unsurlardan biridir" yanıtmı
verdı Verheugen ıse Turkıye ıle ılgı-
lı bır soruva. "Türkive'nin tepkile-
ri anlaşılabilir değil. Bu tepkiler
Tiırk kamuovunda \\rupa karşıtı
görüşleri ateşlhor" vanıtını \erdı
Cumhurbaşkanı Sezer de Prodı, Ver-
heugen ve Rasmussen ıle yaptığı go-
ruşmelenn ardından bır basın toplan-
tısı duzenledı Sezer. "Türkive'nin
Laeken ve Sevilla zirve sonuç bil-
dirgelerinin ötesine geçerek 2003
yılında tam üyelik muzakereleri
için tarih verilmesini bekliyoruz"
dedı
Zırvede venlen >emek esnasuıda
Sezer'ın Kıbns Rum Kesımı lıden
Glafkos Klerides ıle tokalaşıp aya-
kustu sohbet ettığı ıddıa edılıyor
Rum basınının ıddıasma gore Klen-
des'ın el uzatması üzenne gerçekle-
şen sohbette, Sezer'ın Kıbns gorüş-
melennın nasıl gıttığını sorduğu kay-
dedılıyor Klendes'mdeTurkıye'nın
AB uyelığını ıstedıklennı söyledığı
savunuluyor
AB troykası
geliyor
ANKARA (Cumho-
riyet Bürosu) - Avrupa
Bırliğı (AB) troykası,
Türkıye-AB ılışlalen-
nin geleceğını konuş-
mak üzere Ankara'ya
gebyor Dönem başkanı
Danımarka, bır sonrakı
dönem başkanı Yuna-
nıstan, AB Komısyonu
ve AB Konseyı'nden
oluşan troyka, perşem-
be günü Turk yetkahler
ıle masaya oturacak
Troyka toplantısında
Turkıye heyetıne, Dı-
şışlen Bakanlığı Mus-
teşar Yarduııcısı Büyû-
kelçı Akın Alptuna
başkanlık edecek. An-
kara, görüşmede Ko-
penhag sıyası knterlen-
nı karşılama yönûnde
athğı son adımlan anla-
tarak, muzakere tanhı
bekledığını ve ara for-
müllere sıcak bakmadı-
ğı mesajını verecek.
Atatürk'ün kaleminden Cıımhuriyet'in ilaııı
• Baştarafı 1. Sayfada
nı'yken getınlmıştır Ra-
uf Bey görevı bırakalı ıkı
ay kadar olmuştur Rauf
Bey, Lozan Banş Konfe-
ransı sırasında uyuşmaz-
hğa duştüğu Başdelege-
mız tsmet Paşa'nın Is-
vıçre'den Ankara'ya dö-
nüşûnde dûzenlenen kar-
şılama torenıne katılmak
ıstememış, "Seçim böl-
gem Sıvas'a gitmek istiyo-
rum** dıye Atatürk'ten ızın
nca etmıştı Bunun uzenne
Ataturk, kendısıne, "Anka-
ra'da bulunarak tsmet Pa-
şa'yı. hukumet başkanına
yaraşır bir biçimde kabul
etmesi ve kutlaması gerek-
tiğini" bıldırmıştı
Ne varkı Rauf Bey, "Ken-
dimi tutamıyonım. yapa-
mayacağım!" dıyerek ıste-
ğmde dırenmce, Bakanlar
Kurulu Başkanlığı'ndan çe-
kılmek zorunda kalmıştı Iş-
te bu ıstıfadan sonra Huku-
met Başkanlığı gorevı Fethı
Bey 'e venlmıştı Bu olaylar,
1923 y ılı ağustos ayının baş-
lanndageçer Ekımaynnava-
nldığında Meclıs'ın butun
gucuyle hukumete yuklendı-
ğı gorulür lşte Meclıs'ın bu
tutumunu Ataturk, büyuk
Soyev"ınde(*) şovle anlatır
"Baylar, çok geçmeden
Meclis'te Fethi Bey'in baş-
kanhğındaki Bakanlar Ku-
rulu'na \e ozellikle Fethi
Bey'in kendisine karşı iğ-
nelemeler ve eleştiriler baş-
ladı.Anlaşıldığına göre ki-
mi millervekillerinde ba-
kan olmak istek ve dileği
artmıştı. İş başındaki ba-
kanlan beğenmiyorlardı.
(...) Fethı Bey. dikkatini ve
gücünu Bakanlar Kurulu
Başkanlığı görevinde top-
layabilmekiçin.İçişleri Ba-
kanlığı'ndan çekildi. Yine
o gün. Meclis tkinci Baş-
kanlığı da \\\ Fuat Pa^a'nın
çekilmesiyle boşaldı (24
Ekim 1923).
Bizimle gorüşte ve çalış-
mada uzlaşıp bırleşmeyi
gerekli görmeksızin ba-
ğımsız ve gizli olarak çalı-
şan kuçuk bir grup belirdi.
Bu grup temiz yürekli ve
haksever gibi görünerek,
biitün parti iiyelerine ken-
di görüşlerini benimsetme-
de başanlı olmaya başladı.
Örneğin. bir parti toplantı-
sında, İçişleri Bakanlığı'na
Erzincan Millervekili Sabıt
Bey'in ve Meclis jkinci
Başkanlığı'na da İstan-
bul'da bulunan Rauf
Bey'in, Meclis'çe seçilme-
sini sağiadı (25 Ekim 1923).
Oysa ben, Sabit Bey'in İçiş-
leri Bakanı olmasını uygun
görmemiştim. Sabit Bey 'in
kimi illerde valı olarak ça-
lıştırılmış bulunmasını, ye-
niTürkiye'nin ıçışleriniye-
ni koşullarla y onetebilece-
ğine yeterli kanıt sayamı-
yordum.
Rauf Bey'in de. Meclis
İkinci Başkanlığı'na seçil-
mesinı doğru bulmuyor-
dum.Çünkü Rauf Bey, da-
ha dün Bakanlar Kurulu
Başkanı idi. Ne gibı duygu-
ların etkisi altında çalıştı-
ğından dolayı, başbakan-
lıktan çekilmek zorunda
bırakıldığı bılınıyordu. Bu-
na karşın, onu Meclis'in
İkinci Başkanlığı'na getir-
raekle, butün Meclis'in o-
nun görüşüne katıldığını:
yani bütün Meclis'in Lo-
zan Banş Antlaşması'nı
yapan ve Bakanlar Kuru-
lu'nda Dışişleri Bakanı
olarak bulunan tsmet Pa-
şa'ya karşı olduğunu gös-
termek amacı güdülüyor-
du (...). Fethi Bey ve arka-
daşları hükümet işlerini
rahatça yapamayacak bir
duruma getirildi. (...). Ba-
kanlar Kurulu çalışmala-
rının her gun temelsiz bir-
takım nedenleıie çığnndan
çıkanldığı kanısına var-
dıktan sonra, uygulamak
için sırasını beklediğim bir
tasarının uvgulama zama-
nının geldiğı yargısına var-
mıştım (...).
Gerek Bakanlar Kurulu
Başkanı Fethi Bey 'in, gerek
öbür bakanların çekilnıe-
leri zamanının geldiğini ve
bunun gerekli olduğunu
ileri sürdüm. Veni Bakan-
lar Kurulu seçiminde, şim-
diki bakanlar Meciis'çe ye-
nıden seçilirse: bunlar.yine
bakanlıktan çekılecekler
>e Bakanlar kurulu'na
girmeyeceklerdi (...).
Baylar, alınan bu kara-
rın ve böyle davranışın iç-
yûzü incelenirse şu sonuç
çıkar: İktidar tutkusu olan
grubu hükumet kurmakta
büsbiıtiın serbest bırakıyo-
ruz. (...), bunlann diledik-
leri gibi bir Bakanlar Ku-
rulu kurarak ulkenin alın
yazısına el koymalarında
bir sakınca görmüyoruz
(...): şu ya da bu yolda bir
hükümet kurmayı başara-
bilirlerse, bu hükumetin
yönetim biçimini ve yone-
tımdeki becerisini bir süre
izlemenin ve dahası ona
yardım ermenin uygun ola-
cağı kanısına vardık (...).
Hükümet kurmayı başara-
mazlarsa ortaya çıkacak
düzensizlik, elbette Mec-
lis'i uyarmaya yarayacak-
tı."
Bu kararlar Bakanlar Ku-
rulu'nun Atanırk'un konu-
tunda. Çankaya'da 24 ve 26
Ekım gunlen yaptığı toplan-
tılarda alınır \ e sonunda top-
lu ıstıfa vazılır Bu çekılme
yazısı 2
1
Ekım Cumartesı
gunu once Halk Partısı Ge-
nel Kurulu'nda. daha sonra
dasaat 17 00'yedoğruaçılan
Meclis te okunur lşte bun-
dan sonrakı gehşmelen yıne
Atatürk'ten aktaralun "Ba-
kanlar Kurulu'nun çekil-
dığı belli olur olmaz, Mec-
lis üyeleri. Meclis odalann-
da, evlerinde grup grup
toplanarak. yeni Bakanlar
Kurulu listeleri duzenle-
meye başladılar. Bu du-
rum, 1923 Ekim ayının
28'inci günü geç vakte dek
sürdü. Hiçbir grup. bütün
Meclis'çe kabul olunabile-
cek ve kamuoy unca iyi kar-
şılanacak adları içeren bir
aday listesi saptayamıyor-
du. Ozellikle, bakanlara a-
day duşünülürken, o denli
çok istekli çıkıyordu ki,
herhangi birini öburierine
yeğleyerek saptanacak lis-
teyi kabul ettirmekteki
guçlük. liste düzenlemekle
uğraşanları umutsuzluğa
ve kaygıya düşürdü."
Ne bu gruplann soluk al-
madan yaptıklan çalışmalar,
ne de Istanbul basınının baş-
ta Rauf Bey olmak uzere,
Bakanlar Kurulu Başkanlı-
ğı'na seçıleceğı umulan kımı
kışılenn resımlennı yayım-
layarak yaptığı uyarmalar
herhangi bır sonuç alınması-
nı sağlayamaz
Ote yandan Halk Partısı
Yönetim Kurulu da bır lıste
hazırlamak ıçın yoğun çalış-
maya başlar, ne var kı onlar
da uzennde anlaşma sağla-
nan bır Bakanlar Kurulu lıs-
tesı belırleyemezler Duğu-
mü açarak, Meclis'in duru-
munu kurtarmak uzere Ata-
turk'un ortaya koyduğu ço-
züm yolunu kendınden dın-
leyelım "28 Ekim günü ak-
şam üzeri toplantı halinde
bulunan Parti V önetim
Kurulu benı çağırdı (...).
Dûzenlenen listeye goz gez-
dirdim. Bence uygun oldu-
ğunu, ama bu listede adla-
rı bulunan kişilerin de dü-
şuncelerinin ve kabul edip
etmeyeceklerinin sonılma-
sı gerektiğini soyledim. Bu
onerim uygun gorüldu.Or-
neğin, Dışişleri Bakanlı-
ğı'na aday gösterilen Yusuf
Kemal (Tengırşenk) Bey'i
çağırdık.Yusuf Kemal Bey.
bu listeye girmeyeceğini
bildirdi. Bundan ve buna
benzer başka durumlar-
dan anladım ki. Parti \ ö-
netim Kurulu da kabul edi-
lebilecek kesın bır aday lis-
tesi duzenleyememektedir.
\ önetim Kurulu üyelerine,
gerekenlerle daha çok gö-
rüşerek, kesin bir liste yap-
malannı öğutledikten son-
ra yanlarından ayrıldım.
Gece olmuştu. Çankaya'ya
gitmek üzere Meclis'ten
ayrıhrken. koridorlarda
beni beklemekte olan Ke-
malettın Samı ve Halıt paşa-
lara rastladım. Alı Fuat Pa-
şa. Ankara'dan ayrıhrken
bunlann Ankara'ya gel-
diklerini o günku gazetede
de okumuştum. Daha ken-
dileriy le goruşmemiştim.
Benimle görüşmek için o
zamana değin orada bek-
lediklerini anlayınca ak-
şam yemeğine gelmelerini.
Milli Savunma Bakanı Kâ-
zım Paşa'ya söylettim. ts-
met Paşa ile Kâzım Paşa'ya
ve Fethi Bey'e de Çanka-
ya'ya benimle birlikte gel-
melerini soyledim. Çanka-
ya'ya varınca. orada beni
görnıek uzere gelmiş olan
Rize millervekili Fuat, Af-
yonkarahisar millervekili
Ruşen Eşref (Unaydın) bey-
lere rastladım. Onları da
yemeğe alıkoydum.
Yemek yenirken 'Vann
cumhunvet ılan edeceğız
1
'
dedim. Orada bulunan ar-
kadaşlar. hemen düşunce-
mi benimsediler.Yemeği bı-
raktik. O dakikadan başla-
yarak izlenecek yontem
için kısa bir program du-
zenledim ve arkadaşları
görevlendirdim."
"\arın Cumhuriyet ilan
edeceğiz!"' tumcesı SÖY-
LEV'ın coşku ve genhm
yuklu anlatımının en güzel
orneklennden bındır SOY-
LEV'de baştan sona sergıle-
nen yoğun ve etkılı bıçımde
soz soylemenın bu rumcede
somutlaştığını duyumsar ın-
san 28 Ekım gecesı Çanka-
ya'da bulunan konuklar ora-
dan erkence ay nlırlar,) alnız
Ismet Paşa kalır O gece bo-
yunca Ataturk ıle Ismet Paşa
Cumhunyet ınılanııçınana-
yasada yapılması gereken
değışıklıklen içeren bırtasa-
n hazırlJHar Bılmdığı gıbı
bu değışıklığın en onemlıle-
n yonehm bıçımıyle ılgılı
olanlardır "Türkiye devle-
tinin hükümet biçimi cum-
huriyettir" tumcesıyle baş-
layan yenılıkler, cumhurbaş-
kanı seçımıyle ve cumhur-
başkanının dev letın başı ol-
masını saptamasıyla surer,
ardından başbakanın cum-
hurbaşkanınca seçıleceğı,
bakanlan da başbakanın se-
çeceğı ve oluşan Bakanlar
Kurulu'nu cumhurbaşkanı-
nın Meclis'in oyuna sunaca-
ğının belırtılmesıyle nokta-
lanır Atatürk boylece ıkı ıs-
teğıne de ulaşır
llkı yıllar oncesınde duşle-
dığı cumhunyet yonetımını
yen ve zamanı geldiğı ıçın
uygulamaya koyması, ötekı
de artık başbakanı da bakan-
lan da tek tek Meclis'in seç-
me karmaşasına son venl-
mesı Ertesı gun, 29 Ekım
Pazartesı oğleden sonra saat
13 30'da Halk Partısı Genel
Kurulu'nda bu değışıklık ta-
sansı okunup tartışıldı Saat
18 OO'de de Meclis toplantı-
sında ele alında Bu tanhsel
oturumun sonucunu Ataturk
SOYLEV'de şöyle anlatır
"Baylar. Meclis'çe Cum-
huriyet'i kabul karan
29/30 Ekim 1923 gecesi sa-
at 20.30'da verildi. On beş
dakika sonra. yani 20.45'te
cumhurbaşkanı seçimi ya-
pıldı. Durum o gece bütün
ülkeye bildirildi ve her yer-
de, gece yansından sonra,
yüz bir kez top atılarak
halka duyuruldu. tlk hü-
kümeti Ismet Paşa'nın
kurduğunu ve Meclis Baş-
kanlığı'na Fethi Bey'in se-
çildiğini biliyorsunuz."
(*) Ahntılar SÖYLEVm,
Turk Dıl Kurumu tarafindan
1963 ulında vapılan bası-
mından aktanlmıştır
GUNDEM MLSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
meyeceğız "
Bu yaklaşımlar Rusya'nın, Sovyetler'ın dağılmasın-
dan sonrakı ıkıncı on yılı yaşayan coğrafyada kendısı
aleyhıne yaşanacak en kuçuk bır olumsuzluğu karşı-
lıksız bırakmayacağını gosterıyor Gorunen o kı Rus-
ya Kafkaslar'da hem daha fazla guç kullanmaya gın-
şecek hem de bolgenın ıç dengelenyle daha çok oy-
nayacak Bundan kendısı de zarar gorecek
Bu durum Batı'da nasıl karşılanacak''
Yerı geldıkçe teror tanımını şoyle yapıyoruz.
"Gelışmış ulkelere zarar veren ve onlann terör dedı-
ğı şeye teror denır"
Rusya'nın kanlı operasyonundan sonra buna şoyle
bır ek yapmak gerekecek
"Buyuk devletlenn her operasyonuna terörle muca-
dele denır "
11 Eylul sonrasında her şeyın tanımı yenıden yapı-
lırken, Rusya da kendı payını aldı ve her adımını "fe-
rorie mucedele" adı altında toplamaya başladı
Putın'ın operasyondan sonra çoğunluğu Batılı olmak
uzere dunya ulkelenne teşekkur etmesı, konunun pen-
ceresını de genışletıyor Ancak teror perdesını arala-
dığımızda şoyle bır durum dıkkatı çekıyor
ABD-Batı, Kafkaslar'da Rusya denetımının zayıfla-
yıp kendı etkınlıklerının artacağı bır ortam arıyor'
Bu konudakı son sıcak gelışme, Kopenhag'da dun
başlayan Çeçen Kongresı Rusya, kongrenın ıptal edıl-
mesını, aksı halde bu kentteyapılacakAB-Rusyatop-
lantısına katılmayacağını açıkladı Danımarka yonetı-
mı bunun uzenne AB-Rusyatoplantsını Bruksel'ekay-
dırdı
Kafkaslar'ın ikilemi
Kafkaslar'a gırerken soralım-
Bolge uzennde buyuk devletler tepışırken, onlara ne
olur'?
Bugun olan olur Gerek Turkıye'de gerekse otekı
coğrafyalarda yapılan Çeçen kokenlı eylemlenn artık
kontrolden çıktığını, Çeçenlenn tarıhten gelen hassa-
sıyetlennın kullanıldığını soylemek abartma olmaz
Bunu vurgularken Kafkaslar'da yaşayanlar elını ko-
lunu bağlasın, kadenne razı olsun da demıyoruz ön-
celıkle sorun şu gorunuyor
Kendı ıçınde bırlık
1
Bu sağlanamadığı surece, başta Çeçenler olmak
uzere butun Kafkas halklannı ıkı tehlıke beklıyor-
1 - Başkalan tarafindan kullanılmak
2- Okları bırbınne yoneltmek
Dogu ya geçelım Başta Çın, Avustratya olmak uze-
re bolge ulkelen Bah'dekı eylemın perdesını aralama-
ya çalışırken Moskova patladı Bu coğrafyada yaşa-
nan teror olaylan, ABD'ye "Terorie mucadelede çok
haklıyım" deme hakkı venrken otekı ulkelere de şu ka-
lıyor
Susma ya da onaylama hakkı!
Bu aşamadan sonra Rusya'nın Irak konusunda ABD
polıtıkalarına hayır deme zemını de zayıflamış oldu!
Rusya'nın baskın sırasında kullandığı gaza ılışkın
tartşma da gelışmelenn bır başka boyutu Bılım adam-
lan açık alandakı kımı gostenler sırasında kullanılan
gazlann, kapalı alanda kullanılması halinde etkısının
daha da artacağı goruşunde Rus yonetıcılenn bılgı
vermemesı de tartışmalarda "gaz sıkışmasına" neden
oluyor Sozumuz butun ulkelerden ıçen, son donem-
dekı operasyonların ortak ozellığının terorie değıl, te-
ronstle mucadele olduğunu goruyoruz Nedenlerle de-
ğıl de salt sonuçla uğraşıp; teronsö, gaz vererek yok
etmek, terore gaz vermek anlamına da gelebılır
ankcum@ttnetnet.tr
Bazı lambalar sadece
3 dileği yerine getirir,
OSRAM binlercesini.
Ampullerimiz arasında yok yok... Standart ampullerden enerjı tasarruflulara.
özel ve çok mce fluoresan ampullerden halojenlere. size sunabileceğimiz
1001 çeşilten fazla ışık seçeneğimiz var1
Seçim yaparken şaşırabilirsîniz!
Tel: (0212) 216 22 77(pbx) Faks: (0212) 266 52 32
Internet:www.osram.com.tr e-mail:info@osram.com.tr
DUNYA YA YENI BIR ISIKLA BAKIN OSRAM