23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2« EICİM 2002 S A L I * * * * CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 19 CrTJIVCEL CllNEYT ARCAYLREK afı 1. Sayfada cte TV'lerde halka seslenen Ecevit mY> Sayılan sayamadığımız ısımlerın hıçbırı değıl Bu seçımın ılgınç sıyaset adamı Hüsamettin Öz- k a ı ! Hayret etmeyınız, Evet Hüsamettın Özkan Zıra Özkan, partının genel başkan yardımcısı Ama bu- gCne dek partısının ekonomık, toplumsal, dış ve ıç sıyasetın ırdeleyen tek bır konuşma yapmadı "V'lere çıkıyor kımı gazetecılerle roportaja otu- ru^or Tek bır konuda manşetlere geçıyor, TV soy- leşlerındekı sozlerını ozetleyen haberlerde tek bır koiu ıle yenıden gorunuyor Cumhurbaşkanı Sezer'e anayasa kıtabını atmak ve Cumhurbaşkanı'na "nankor" dıye bağırmak1 Her yığıdın yoğurt yıyışı ayndır demeyelım Özkan, tanhe tek bır yaptırımıyla; anayasa kıtap- çığını fırlatırken Cumhurbaşkanı'na "nankor" dıye bağırmasıyla geçtı Nankor sozcuğu nereden gelıyor, kısaca bakalım Efendırn Demirel'ı beş yıl daha Çankaya'da tuta- bılmek ıçın Ecevıt'ın ıcat ettığı 5+5 formulunun ıflas etnesınden sonra, ıktıdar partılen bır cumhurbaş- kanı adayı aramaya başladılar Başbakan Ecevıt'ın, ta 1973'lerden berı Anaya- sa Mahkemesı başkanını cumhurbaşkanı seçtır- mek gıbı bır tutkusu var Daha sonrakı gunler, bu kez ne kadar ısabetlı du- şunduğu kanıtlandı, o sıralar kulağı gozu, elı ayağı konumunda olan Başbakan Yardımcısı Hüsamet- tın özkan'ı Anayasa Mahkemesı Başkanı Ahmet Necdet Sezer'e Çankaya'yı onerme gorevını ver- dı. Sezer buyuk çoğunlukla seçıldı Sezer'ı DSP grubu seçmedı, hemen her partının oylanyla Çankaya'ya çıktı Ne var kı, bu sureç bır sıyasetçının TBMM'nın oylarıylaartık mıllete mal olan, ulusu ve devletı tem- sıl eden bır cumhurbaşkanına, sert bır tartışma or- tamında bıle "nankor" dıye bağırmasını gerektır- mezdı • • • Bugünlerde "nankor" sozcuğunu yınelememeye özen gosterıyor Doğru yapıyor Zıra "o gunku hareketlenyle, soz- lenyle Ecevıt'ı savunduğunu" soyleyen Hüsamettın Özkan'a -şayet hafıza-ı beşer nısyan ıle malûl de- ğılse- uç beş ay once bırden gelışen kımı olaylar "nankor" sozcuğunu anımsatabılır O sozcuk, gelışmelenn ışığında doner dolaşır, Öz- kan'ı yaralayabılır • • • Ecevit, kamuoyunun, medyanın, sıyaset dunya- sının adını, kımlığını bılmedığı özkan'ı aldı, partının ust duzeyıne taşıdı Başbakan yardımcılığına, da- ha da onemlısı sırdaşı konumuna getırdı Kısacası Hüsamettın özkan'ı yarattı öyle yıllar kı, Özkan demek Ecevit demektı öz- kan'la konuşmak Ecevıt'le konuşmak Hukumet or- takları arasında sıkıntı mı çıktı, Ecevit adına özkan devrede vs vs Eee sonra? 8 Temmuz 2002 Pazartesı gunü sa- at 17.00 Bır de ne gorelım? Başbakan'ın elı ayağı, gozu kulağı, Ecevıt'ın aynlmaz parçası özkan, sır- daş, her derde çare özkan, Ecevıt'ı terk ettı Arka- sından da ıstıfalar Ben ıstıfa edın demedım arka- daşlara, dedı bır ara Hatta 2 gun once bır TV'de, "Sadece bana yapıl- dı 'ıstıfa' çağnsı" dıye konuştu Ecevıt'ın Grup Başkanvekıh Emrehan Halıcı'nın özkan'ı suçlayan demecıne hak verdığını, "Sıyaset- te duygusallığa yeryoktur" sozunden de "çok" et- kılendığını soyluyor "DSP'yı bolen" ıstıfaları şımdı "ınanılmaz bır şey oldu, ıstıfalar oluştu" dıye açıklıyor Pekâlâ ama, ıstıfaları onlemeye çalıştığını bılen de yok, duyan da O sırada daha çok Rahşan Hanım'ı bahane ederek Ecevıt'ı terk ettığı soylendı, yayıldı Ama Rahşan Hanım da Hüsamettın Bey'ın mıl- letvekıllerını azarladığından tutun da "DSP'yı ele geçırme projelerınden, Ecevıt'ı başbakanlıktan uzaklaştırmaya kadar" bır yığın çok cıddı, yadsındı- ğına tanık olmadığımız "bılgılen" çok yakın çevresı aracılığıyla kamuoyuna duyuruyor özkan soyluyor, karşı taraf soyluyor Gerçekler tam yenne oturmadı Ne kı kanılar, yorumlar öz- kan'ın aleyhıne Ne çare, nankor sozcuğu sankı bır bumerang 1 Rumlar NATO 'yu kullanamaz SERKAIN DEMİRTAŞ KOPENHAG - Turkı- ye. Kıbns Rum kesımının ACSP kapsamında NATO olanaklannı otomatık ola- rak kullanmasınaonay \er- meveceğını açıkladı Cum- huıbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Avrupa Bırlığı'nden ACSP'ye ılışkın resmı bır belge gelmedığını vurgu- lax«n Ankara. AB"ye yenı üye olacaklann NATO ola- nadaruıı kullanmalanna ılı&ın bır duzenleme ıste- yeîileceğının mesajını vexlı llenkı gunlerde An- lcaa va zıyaret yapabılece- gitı belırten AB Yuksek K.cmısen Javier Solana da"Türkiye'de ciddi kişi- lerin bulunduğunu \e so- rınun kısa sürede çö- zimleneceğini sandığı- m'kaydettı AGSPkonu- su Solana'nın ılenkı gün- lede Ankara'ya yapacağı zrrarete bırakıldı "jmhurbaşkanı Sezer, dluıduzenledığı basın top- la.t'5inda AB'den bır bel- g< gelmedığını, dolayısıy- La\B'nın hangı onenlerde tsdunduğunu bılmedıkle- nıkaydettı Turkıye gıbı TNTO muttefıkı olup da z 2 ^ üyesı olmayan ülkele- n ^GSP'ye katılımlannın c±KHİenmesının onemıne ddat çeken Sezer, Turkı- ^"ıun Ankara belgesını BJbjl ederek onemlı bır aunattığınıanımsattı Se- szr \GSP'nın devam eden Ffc- iiıreç olduğunu vurgu- a,.ıak doyurucu bır uzlaş- manın NATO-AB arasında sağlanması gerektığuıı de ılettı Turkıye. ABD ve Ingıl- tere'nın onay ladığı Ankara belgesının ozunun değıştı- nlmemesı koşuluyla konu- şulabıleceğını belırtıyordu Ancak Turkıye, gayn res- mı yollarla elde edılen Bruksel belgesının bu ko- şulu tam olarak yenne ge- tınnedığını duşunuyor Dışışlen Bakanı Şükrü Sina Gürel, gazetecılere yaptığı açıklamada, ozel- lıkle Kıbns konusunun sı- kıntı yarattığını açıkladı Gurel. "Kıbns Rum kesi- minin NATO imkânlarını otomatik kullanması ko- nusuna karşı çıkıyoruz. -VB've yeni üve olacak ve \ATO iılkesi olmay an ül- kelerin ittifak imkânla- rından otomatik y ararla- nama>acakları formül geliştırilebilir" dedı Kıbns Rum kesımının 2004 yılından ıtıbaren AB'ye tam uye olması beklenıyor AB. asken \e ıstıhban açıdan yetersız olacağı duşunülen AGSP'nın NATO olanak- lanndan otomatik yarar- lanmasını ıstıyor Turkıye ıse her olayda ayn ayn o- nay alınması gerektığınde ısrar edıyor Bruksel belgesınde. "AGSP'nin NATO, NA- TO'nun da AB iiyelerine karşı kullanılamayacağı ve BM ilkelerinin ihlal edilemeyeceği" ıfadelerı yer alıyor AB de seçim sonucumı bekliyor SERKAN DEMİRTAŞ / SADİTEKELİOĞLU KOPENHAG - AB Donem Baş- kanı Danımarka. genı^lemeprojesın- de yeralanaday ulkelen Kopenhag'da bır araya getırdı AB, 3 Kasım seçım sonucunu Kopenhag zırvesınde Tur- kıye'ye ılışkın \enlecek karan etkı- leyebıleceğını bıldırdı Cumhurbaş- kanı Ahmet Necdet Sezer. 13 aday arasında durumu belırsız tek ulkenın Turkıy e olduğunu belırtırken AB' nın Kopenhag zınesıne kadar bazı ek adımlar atılmasını ıstedığını so> ledı Sezer. seçımlenn ardından yaşanacak hükumet boşluğu durumunda kendı- sının bızzat devreye gırerek AB baş- kentlen nezdınde gınşımde bulunabı- leceğını bıldırdı AB'nın genışleme sürecmde onemlı toplantılardan bın dun Ko- penhag"da yapıldı Donem Başkanı Danımarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen. 24-25 Ekım gunlennde Bruksel'de yapılan zınenın sonuçla- nnı Kopenhag'da bır araya getırdığı 13 aday ulkenın devlet ve hukumet başkanlanna ılettı Rasmu&sen. aday- lar zırvesının ardından duzenledığı basın toplantısında, genışleme ıçm venlecek kesın karara 7 haftalık bır sure kaldığıru belırtırken "Av ruga 45 \ıldır bölünmüş bir kıtaydı. Önu- muzdeki 45 gunlük surede bu ka- ranlık dönemi kapatacağız"1 dedı AB've adav ülkeler zirvesinde, Dönem Başkanı Danimarka. Bruksel Zirve- si'nin sonuçlarını 13 aday ülkenin devlet ve hükiımet başkanlanna iletti. AB Komısyonu Başkanı Romano Prodi. Turkı\ e 'nın gelışme gosterdı- ğını belırtırken Günther Verheugen de "Genişlemenin ertelenmesi ris- kini kimse kaldıramaz" dıye konuş- tu Basın toplantısımn ardından Ras- mussen, 3 Kasım seçım sonuçlanna ılışkın bır soru uzenne, "Seçim sonu- cu Kopenhag'da verileeek kararı- mızı değiştirebilecek \e etkileyebi- lecek unsurlardan biridir" yanıtmı verdı Verheugen ıse Turkıye ıle ılgı- lı bır soruva. "Türkive'nin tepkile- ri anlaşılabilir değil. Bu tepkiler Tiırk kamuovunda \\rupa karşıtı görüşleri ateşlhor" vanıtını \erdı Cumhurbaşkanı Sezer de Prodı, Ver- heugen ve Rasmussen ıle yaptığı go- ruşmelenn ardından bır basın toplan- tısı duzenledı Sezer. "Türkive'nin Laeken ve Sevilla zirve sonuç bil- dirgelerinin ötesine geçerek 2003 yılında tam üyelik muzakereleri için tarih verilmesini bekliyoruz" dedı Zırvede venlen >emek esnasuıda Sezer'ın Kıbns Rum Kesımı lıden Glafkos Klerides ıle tokalaşıp aya- kustu sohbet ettığı ıddıa edılıyor Rum basınının ıddıasma gore Klen- des'ın el uzatması üzenne gerçekle- şen sohbette, Sezer'ın Kıbns gorüş- melennın nasıl gıttığını sorduğu kay- dedılıyor Klendes'mdeTurkıye'nın AB uyelığını ıstedıklennı söyledığı savunuluyor AB troykası geliyor ANKARA (Cumho- riyet Bürosu) - Avrupa Bırliğı (AB) troykası, Türkıye-AB ılışlalen- nin geleceğını konuş- mak üzere Ankara'ya gebyor Dönem başkanı Danımarka, bır sonrakı dönem başkanı Yuna- nıstan, AB Komısyonu ve AB Konseyı'nden oluşan troyka, perşem- be günü Turk yetkahler ıle masaya oturacak Troyka toplantısında Turkıye heyetıne, Dı- şışlen Bakanlığı Mus- teşar Yarduııcısı Büyû- kelçı Akın Alptuna başkanlık edecek. An- kara, görüşmede Ko- penhag sıyası knterlen- nı karşılama yönûnde athğı son adımlan anla- tarak, muzakere tanhı bekledığını ve ara for- müllere sıcak bakmadı- ğı mesajını verecek. Atatürk'ün kaleminden Cıımhuriyet'in ilaııı • Baştarafı 1. Sayfada nı'yken getınlmıştır Ra- uf Bey görevı bırakalı ıkı ay kadar olmuştur Rauf Bey, Lozan Banş Konfe- ransı sırasında uyuşmaz- hğa duştüğu Başdelege- mız tsmet Paşa'nın Is- vıçre'den Ankara'ya dö- nüşûnde dûzenlenen kar- şılama torenıne katılmak ıstememış, "Seçim böl- gem Sıvas'a gitmek istiyo- rum** dıye Atatürk'ten ızın nca etmıştı Bunun uzenne Ataturk, kendısıne, "Anka- ra'da bulunarak tsmet Pa- şa'yı. hukumet başkanına yaraşır bir biçimde kabul etmesi ve kutlaması gerek- tiğini" bıldırmıştı Ne varkı Rauf Bey, "Ken- dimi tutamıyonım. yapa- mayacağım!" dıyerek ıste- ğmde dırenmce, Bakanlar Kurulu Başkanlığı'ndan çe- kılmek zorunda kalmıştı Iş- te bu ıstıfadan sonra Huku- met Başkanlığı gorevı Fethı Bey 'e venlmıştı Bu olaylar, 1923 y ılı ağustos ayının baş- lanndageçer Ekımaynnava- nldığında Meclıs'ın butun gucuyle hukumete yuklendı- ğı gorulür lşte Meclıs'ın bu tutumunu Ataturk, büyuk Soyev"ınde(*) şovle anlatır "Baylar, çok geçmeden Meclis'te Fethi Bey'in baş- kanhğındaki Bakanlar Ku- rulu'na \e ozellikle Fethi Bey'in kendisine karşı iğ- nelemeler ve eleştiriler baş- ladı.Anlaşıldığına göre ki- mi millervekillerinde ba- kan olmak istek ve dileği artmıştı. İş başındaki ba- kanlan beğenmiyorlardı. (...) Fethı Bey. dikkatini ve gücünu Bakanlar Kurulu Başkanlığı görevinde top- layabilmekiçin.İçişleri Ba- kanlığı'ndan çekildi. Yine o gün. Meclis tkinci Baş- kanlığı da \\\ Fuat Pa^a'nın çekilmesiyle boşaldı (24 Ekim 1923). Bizimle gorüşte ve çalış- mada uzlaşıp bırleşmeyi gerekli görmeksızin ba- ğımsız ve gizli olarak çalı- şan kuçuk bir grup belirdi. Bu grup temiz yürekli ve haksever gibi görünerek, biitün parti iiyelerine ken- di görüşlerini benimsetme- de başanlı olmaya başladı. Örneğin. bir parti toplantı- sında, İçişleri Bakanlığı'na Erzincan Millervekili Sabıt Bey'in ve Meclis jkinci Başkanlığı'na da İstan- bul'da bulunan Rauf Bey'in, Meclis'çe seçilme- sini sağiadı (25 Ekim 1923). Oysa ben, Sabit Bey'in İçiş- leri Bakanı olmasını uygun görmemiştim. Sabit Bey 'in kimi illerde valı olarak ça- lıştırılmış bulunmasını, ye- niTürkiye'nin ıçışleriniye- ni koşullarla y onetebilece- ğine yeterli kanıt sayamı- yordum. Rauf Bey'in de. Meclis İkinci Başkanlığı'na seçil- mesinı doğru bulmuyor- dum.Çünkü Rauf Bey, da- ha dün Bakanlar Kurulu Başkanı idi. Ne gibı duygu- ların etkisi altında çalıştı- ğından dolayı, başbakan- lıktan çekilmek zorunda bırakıldığı bılınıyordu. Bu- na karşın, onu Meclis'in İkinci Başkanlığı'na getir- raekle, butün Meclis'in o- nun görüşüne katıldığını: yani bütün Meclis'in Lo- zan Banş Antlaşması'nı yapan ve Bakanlar Kuru- lu'nda Dışişleri Bakanı olarak bulunan tsmet Pa- şa'ya karşı olduğunu gös- termek amacı güdülüyor- du (...). Fethi Bey ve arka- daşları hükümet işlerini rahatça yapamayacak bir duruma getirildi. (...). Ba- kanlar Kurulu çalışmala- rının her gun temelsiz bir- takım nedenleıie çığnndan çıkanldığı kanısına var- dıktan sonra, uygulamak için sırasını beklediğim bir tasarının uvgulama zama- nının geldiğı yargısına var- mıştım (...). Gerek Bakanlar Kurulu Başkanı Fethi Bey 'in, gerek öbür bakanların çekilnıe- leri zamanının geldiğini ve bunun gerekli olduğunu ileri sürdüm. Veni Bakan- lar Kurulu seçiminde, şim- diki bakanlar Meciis'çe ye- nıden seçilirse: bunlar.yine bakanlıktan çekılecekler >e Bakanlar kurulu'na girmeyeceklerdi (...). Baylar, alınan bu kara- rın ve böyle davranışın iç- yûzü incelenirse şu sonuç çıkar: İktidar tutkusu olan grubu hükumet kurmakta büsbiıtiın serbest bırakıyo- ruz. (...), bunlann diledik- leri gibi bir Bakanlar Ku- rulu kurarak ulkenin alın yazısına el koymalarında bir sakınca görmüyoruz (...): şu ya da bu yolda bir hükümet kurmayı başara- bilirlerse, bu hükumetin yönetim biçimini ve yone- tımdeki becerisini bir süre izlemenin ve dahası ona yardım ermenin uygun ola- cağı kanısına vardık (...). Hükümet kurmayı başara- mazlarsa ortaya çıkacak düzensizlik, elbette Mec- lis'i uyarmaya yarayacak- tı." Bu kararlar Bakanlar Ku- rulu'nun Atanırk'un konu- tunda. Çankaya'da 24 ve 26 Ekım gunlen yaptığı toplan- tılarda alınır \ e sonunda top- lu ıstıfa vazılır Bu çekılme yazısı 2 1 Ekım Cumartesı gunu once Halk Partısı Ge- nel Kurulu'nda. daha sonra dasaat 17 00'yedoğruaçılan Meclis te okunur lşte bun- dan sonrakı gehşmelen yıne Atatürk'ten aktaralun "Ba- kanlar Kurulu'nun çekil- dığı belli olur olmaz, Mec- lis üyeleri. Meclis odalann- da, evlerinde grup grup toplanarak. yeni Bakanlar Kurulu listeleri duzenle- meye başladılar. Bu du- rum, 1923 Ekim ayının 28'inci günü geç vakte dek sürdü. Hiçbir grup. bütün Meclis'çe kabul olunabile- cek ve kamuoy unca iyi kar- şılanacak adları içeren bir aday listesi saptayamıyor- du. Ozellikle, bakanlara a- day duşünülürken, o denli çok istekli çıkıyordu ki, herhangi birini öburierine yeğleyerek saptanacak lis- teyi kabul ettirmekteki guçlük. liste düzenlemekle uğraşanları umutsuzluğa ve kaygıya düşürdü." Ne bu gruplann soluk al- madan yaptıklan çalışmalar, ne de Istanbul basınının baş- ta Rauf Bey olmak uzere, Bakanlar Kurulu Başkanlı- ğı'na seçıleceğı umulan kımı kışılenn resımlennı yayım- layarak yaptığı uyarmalar herhangi bır sonuç alınması- nı sağlayamaz Ote yandan Halk Partısı Yönetim Kurulu da bır lıste hazırlamak ıçın yoğun çalış- maya başlar, ne var kı onlar da uzennde anlaşma sağla- nan bır Bakanlar Kurulu lıs- tesı belırleyemezler Duğu- mü açarak, Meclis'in duru- munu kurtarmak uzere Ata- turk'un ortaya koyduğu ço- züm yolunu kendınden dın- leyelım "28 Ekim günü ak- şam üzeri toplantı halinde bulunan Parti V önetim Kurulu benı çağırdı (...). Dûzenlenen listeye goz gez- dirdim. Bence uygun oldu- ğunu, ama bu listede adla- rı bulunan kişilerin de dü- şuncelerinin ve kabul edip etmeyeceklerinin sonılma- sı gerektiğini soyledim. Bu onerim uygun gorüldu.Or- neğin, Dışişleri Bakanlı- ğı'na aday gösterilen Yusuf Kemal (Tengırşenk) Bey'i çağırdık.Yusuf Kemal Bey. bu listeye girmeyeceğini bildirdi. Bundan ve buna benzer başka durumlar- dan anladım ki. Parti \ ö- netim Kurulu da kabul edi- lebilecek kesın bır aday lis- tesi duzenleyememektedir. \ önetim Kurulu üyelerine, gerekenlerle daha çok gö- rüşerek, kesin bir liste yap- malannı öğutledikten son- ra yanlarından ayrıldım. Gece olmuştu. Çankaya'ya gitmek üzere Meclis'ten ayrıhrken. koridorlarda beni beklemekte olan Ke- malettın Samı ve Halıt paşa- lara rastladım. Alı Fuat Pa- şa. Ankara'dan ayrıhrken bunlann Ankara'ya gel- diklerini o günku gazetede de okumuştum. Daha ken- dileriy le goruşmemiştim. Benimle görüşmek için o zamana değin orada bek- lediklerini anlayınca ak- şam yemeğine gelmelerini. Milli Savunma Bakanı Kâ- zım Paşa'ya söylettim. ts- met Paşa ile Kâzım Paşa'ya ve Fethi Bey'e de Çanka- ya'ya benimle birlikte gel- melerini soyledim. Çanka- ya'ya varınca. orada beni görnıek uzere gelmiş olan Rize millervekili Fuat, Af- yonkarahisar millervekili Ruşen Eşref (Unaydın) bey- lere rastladım. Onları da yemeğe alıkoydum. Yemek yenirken 'Vann cumhunvet ılan edeceğız 1 ' dedim. Orada bulunan ar- kadaşlar. hemen düşunce- mi benimsediler.Yemeği bı- raktik. O dakikadan başla- yarak izlenecek yontem için kısa bir program du- zenledim ve arkadaşları görevlendirdim." "\arın Cumhuriyet ilan edeceğiz!"' tumcesı SÖY- LEV'ın coşku ve genhm yuklu anlatımının en güzel orneklennden bındır SOY- LEV'de baştan sona sergıle- nen yoğun ve etkılı bıçımde soz soylemenın bu rumcede somutlaştığını duyumsar ın- san 28 Ekım gecesı Çanka- ya'da bulunan konuklar ora- dan erkence ay nlırlar,) alnız Ismet Paşa kalır O gece bo- yunca Ataturk ıle Ismet Paşa Cumhunyet ınılanııçınana- yasada yapılması gereken değışıklıklen içeren bırtasa- n hazırlJHar Bılmdığı gıbı bu değışıklığın en onemlıle- n yonehm bıçımıyle ılgılı olanlardır "Türkiye devle- tinin hükümet biçimi cum- huriyettir" tumcesıyle baş- layan yenılıkler, cumhurbaş- kanı seçımıyle ve cumhur- başkanının dev letın başı ol- masını saptamasıyla surer, ardından başbakanın cum- hurbaşkanınca seçıleceğı, bakanlan da başbakanın se- çeceğı ve oluşan Bakanlar Kurulu'nu cumhurbaşkanı- nın Meclis'in oyuna sunaca- ğının belırtılmesıyle nokta- lanır Atatürk boylece ıkı ıs- teğıne de ulaşır llkı yıllar oncesınde duşle- dığı cumhunyet yonetımını yen ve zamanı geldiğı ıçın uygulamaya koyması, ötekı de artık başbakanı da bakan- lan da tek tek Meclis'in seç- me karmaşasına son venl- mesı Ertesı gun, 29 Ekım Pazartesı oğleden sonra saat 13 30'da Halk Partısı Genel Kurulu'nda bu değışıklık ta- sansı okunup tartışıldı Saat 18 OO'de de Meclis toplantı- sında ele alında Bu tanhsel oturumun sonucunu Ataturk SOYLEV'de şöyle anlatır "Baylar. Meclis'çe Cum- huriyet'i kabul karan 29/30 Ekim 1923 gecesi sa- at 20.30'da verildi. On beş dakika sonra. yani 20.45'te cumhurbaşkanı seçimi ya- pıldı. Durum o gece bütün ülkeye bildirildi ve her yer- de, gece yansından sonra, yüz bir kez top atılarak halka duyuruldu. tlk hü- kümeti Ismet Paşa'nın kurduğunu ve Meclis Baş- kanlığı'na Fethi Bey'in se- çildiğini biliyorsunuz." (*) Ahntılar SÖYLEVm, Turk Dıl Kurumu tarafindan 1963 ulında vapılan bası- mından aktanlmıştır GUNDEM MLSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada meyeceğız " Bu yaklaşımlar Rusya'nın, Sovyetler'ın dağılmasın- dan sonrakı ıkıncı on yılı yaşayan coğrafyada kendısı aleyhıne yaşanacak en kuçuk bır olumsuzluğu karşı- lıksız bırakmayacağını gosterıyor Gorunen o kı Rus- ya Kafkaslar'da hem daha fazla guç kullanmaya gın- şecek hem de bolgenın ıç dengelenyle daha çok oy- nayacak Bundan kendısı de zarar gorecek Bu durum Batı'da nasıl karşılanacak'' Yerı geldıkçe teror tanımını şoyle yapıyoruz. "Gelışmış ulkelere zarar veren ve onlann terör dedı- ğı şeye teror denır" Rusya'nın kanlı operasyonundan sonra buna şoyle bır ek yapmak gerekecek "Buyuk devletlenn her operasyonuna terörle muca- dele denır " 11 Eylul sonrasında her şeyın tanımı yenıden yapı- lırken, Rusya da kendı payını aldı ve her adımını "fe- rorie mucedele" adı altında toplamaya başladı Putın'ın operasyondan sonra çoğunluğu Batılı olmak uzere dunya ulkelenne teşekkur etmesı, konunun pen- ceresını de genışletıyor Ancak teror perdesını arala- dığımızda şoyle bır durum dıkkatı çekıyor ABD-Batı, Kafkaslar'da Rusya denetımının zayıfla- yıp kendı etkınlıklerının artacağı bır ortam arıyor' Bu konudakı son sıcak gelışme, Kopenhag'da dun başlayan Çeçen Kongresı Rusya, kongrenın ıptal edıl- mesını, aksı halde bu kentteyapılacakAB-Rusyatop- lantısına katılmayacağını açıkladı Danımarka yonetı- mı bunun uzenne AB-Rusyatoplantsını Bruksel'ekay- dırdı Kafkaslar'ın ikilemi Kafkaslar'a gırerken soralım- Bolge uzennde buyuk devletler tepışırken, onlara ne olur'? Bugun olan olur Gerek Turkıye'de gerekse otekı coğrafyalarda yapılan Çeçen kokenlı eylemlenn artık kontrolden çıktığını, Çeçenlenn tarıhten gelen hassa- sıyetlennın kullanıldığını soylemek abartma olmaz Bunu vurgularken Kafkaslar'da yaşayanlar elını ko- lunu bağlasın, kadenne razı olsun da demıyoruz ön- celıkle sorun şu gorunuyor Kendı ıçınde bırlık 1 Bu sağlanamadığı surece, başta Çeçenler olmak uzere butun Kafkas halklannı ıkı tehlıke beklıyor- 1 - Başkalan tarafindan kullanılmak 2- Okları bırbınne yoneltmek Dogu ya geçelım Başta Çın, Avustratya olmak uze- re bolge ulkelen Bah'dekı eylemın perdesını aralama- ya çalışırken Moskova patladı Bu coğrafyada yaşa- nan teror olaylan, ABD'ye "Terorie mucadelede çok haklıyım" deme hakkı venrken otekı ulkelere de şu ka- lıyor Susma ya da onaylama hakkı! Bu aşamadan sonra Rusya'nın Irak konusunda ABD polıtıkalarına hayır deme zemını de zayıflamış oldu! Rusya'nın baskın sırasında kullandığı gaza ılışkın tartşma da gelışmelenn bır başka boyutu Bılım adam- lan açık alandakı kımı gostenler sırasında kullanılan gazlann, kapalı alanda kullanılması halinde etkısının daha da artacağı goruşunde Rus yonetıcılenn bılgı vermemesı de tartışmalarda "gaz sıkışmasına" neden oluyor Sozumuz butun ulkelerden ıçen, son donem- dekı operasyonların ortak ozellığının terorie değıl, te- ronstle mucadele olduğunu goruyoruz Nedenlerle de- ğıl de salt sonuçla uğraşıp; teronsö, gaz vererek yok etmek, terore gaz vermek anlamına da gelebılır ankcum@ttnetnet.tr Bazı lambalar sadece 3 dileği yerine getirir, OSRAM binlercesini. Ampullerimiz arasında yok yok... Standart ampullerden enerjı tasarruflulara. özel ve çok mce fluoresan ampullerden halojenlere. size sunabileceğimiz 1001 çeşilten fazla ışık seçeneğimiz var1 Seçim yaparken şaşırabilirsîniz! Tel: (0212) 216 22 77(pbx) Faks: (0212) 266 52 32 Internet:www.osram.com.tr e-mail:info@osram.com.tr DUNYA YA YENI BIR ISIKLA BAKIN OSRAM
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle