22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 EKİM 2002 ÇARŞAMBA 14 KULTUR kurtur@ cumhuriyet.com.tr Seza Paker, 'Kamuflaj' sergisinde savaş araçlarmı onaran koleksiyonerlerin dünyasını sunuyor Sophie'nin ölümmakinesiÖZLEM ALTUNOK Paris'te bir hangar, onlarca insan, savaş araçlannı hem onarmak, hem sergilemek. hem de ödüllendiril- mek için çalışıyorlar. Niye. neden, hangi boşluğu doldurmak için, bilin- mez. Biz sadece sıradışı bir 'kadm' olan Sophie'nin söylediklenne kulak ka- bartabiliriz ancak. "Tamanı yani iyi güzel de bunu böyle, hani tablo alıp onu kasalara koyanlar gibi yapar- sak hiçbirUginç yaıu kaJmaz: en azm- dan benim için, ben hep demişimdir, tamam bu araçlan yapryoruz ama kullanmak amacıyla tamir ediyo- nız." Sophie'nin bu sözlerini bize ulaş- hransa Seza Paker. Paker; tanklar, çı- kartmagemilerijeepleri tamir eden koleksiyonerler üzerine düzenledi- ği sergisinı ashndabu koleksiyoner- lerden birine, yani Sophie'ye odak- lanarak sunuyor Galerist'te. Sophie'yie tanışmak Paker'in 'Kamuflaj' adını taşıyan sergisi, üç bölümden oluşuyor. tlk bö- lümde tanığı olduğu mekânın ve sa- vaş araçlanrun fotoğraflannı izliyo- ruz. Soğuk Savaş aletlerinin onanm aşaması gösteriliyor. Ikinci bölüm- de projeksiyondan fotograflann 'ha- rekedendirilmiş' hali sunuluyor iz- leyiciye. Eklenen seslerle birlikte mekânın ruhunu daha iyi yakalıyoruz, meta- lik araç gereç sesleri eşliğinde tanı- yoruz ortamı. Üçüncü bölümde ise küçük bir odada Sophie'yle tanışı- yoruz. Sophie'nin sesi bu işi neden yaptığını anlatıyor bize. Ortada bir masa üzerinde temiz, be- yaz çarşaflar, ölümü, savaşı yeniden dirilten insanların yaptıklan işle aker; tanklar, çıkartma gemileri, jeepler tamir eden koleksiyonerler üzerine düzenlediği sergisini aslında bu koleksiyonerlerden birine, yani Sophie'ye odaklanarak sunuyor Galerist'te. Paker'in 'Kamuflaj' adını taşıyan sergisi, üç bölümden oluşuyor. (Fotoğraf: VEDATARIK) zıtlaşan hallerini sunuyor sanki. Bir Morandi narürmortu, sandarye fotoğ- rafi, havalandırma, Sophie'nin dia makinesiyle gösterilen fotoğraflan, pazar arabası ve tek canlı; bir bitki... Sophie'nin dünyasına hoş geldiniz! - Savaş akti koleksiyonculan ile U- giü bu proje nasıl oluştu? SEZA PAKER - 2000'de Paris'te Issy les Moulıneaux'da bir sergi dü- zenlemek için mekâna bakmaya git- miştim. O sırada orada 2. Dünya Sa- vaşı'ndan kalma savaş araçlannın koleksiyonerler tarafindan onanldı- ğını görünce çok şaşırdım. 1986'dan bu yana, o mekânda savaştan kalma cipleri, tanklan onaran bu insanla- nn neden ve ne için bunu yaptıkla- nru anlamaya çahştım. Onlarla iki yıl boyunca belli aralıklarla söyleşiler yaptım, bu arada video çekim yap- tım ve fotoğraf çektim. Sonra proje genel anlamda açılmaya başladı. - Bu araçlar onarüdıktan sonra bir müzeye mi yerieştiriliyor? PAKER-Koleksıyonerlerbu araç- lan hem sergiliyorlar hem de gün- delik yaşamlannda geziyorlar bu araçlarla şehirde, hatta ödüllendiri- liyorlar bu onanm üzerine. Bizim onlan sokakta gördüğümüzde yaşa- dığımız duyguyla, onlann orada sa- atlerce onarmak ve mükâfatlandı- nlmak için verdikleri çabaydı ilgi- mi çeken biraz da. Marjinal bir insan - Sergide sadece bir koleksiyoner- le konuşuyorsunuz. Neydi Sophie'yi seçmenizin nedeni? PAKER - Sophie 'ye odaklanmam biraz da onun kişiliğiyle ilişkili ol- du. Cinsiyetini değiştirmiş birkadın- dı Sophie hem cinsiyeti, hem diğer- lerinden daha bilgili ve güçlü bir ki- şilik sunması, bir yandan herkesin cinsiyetini değiştirmiş olsa da bilgi- sinden doiayı ona saygı duymak zo- runda kalışı, apolitik oluşu, araçla- n savaşa gidenlere bir saygı şeklin- de onarması... Onu sıradışı kılan özelliklerdi. - Marjinal bir insan tiplemesL. PAKER - Bir uçtu Sophie. Pro- fesyonel dalgıçhk yapıyor, nükleer kalıntılan bulmak için dalıyordu, hayarı tehlikeler içindeydi. Sanki bu çalışmayla birleşiyordu yaşamı. Ben bu sergiye hazırlanırken tem- muzda bir kazada öldüğünü öğren- dim Sophie'nin, bir süre kararsız kaldım ama projeye o da çok bağ- landığı için sergilemeye karar ver- dim sonunda. - Bir ölüm nesnesine tutkuyla bağ- lannıanmaçıklaması.ancakİl.vy.'da yaşanacak bir şey obnab.- PAKER - Yerleştirmede Moran- di'nin bir natürmortunun röprodük- siyonuna yer verdim. Geçen yıl Pa- ris'te Morandi'nin bir retrospektif sergisini izlemiştim, Morandi 1. ve 2. Dünya Savaşlan arasında kendi- ni natürmorta vermiş, saatlerini şi- şelerin içinde geçirmiş bir ressam. Sergide yasadığı anı natürmorta ge- çirişini, savaşın getirdiği hırçuüığı orada yaşatmaya çalışhğıru gördüm. Dolayısıyla Morandi'nin şişeleri ile anlattığı savaş ve Sophie'nin ölüm makineleri bir araya gelerek bütün- leşti. Natürmort ve tank - O zamanın kaçış noktası olarak Morandi'nin natürmortlanbize onun iç dünyasını yansıürken Sophie'nin onardığı savaş araçlan da bugünün kaçışun sunuyor bir yerde... PAKER- Evet. Ve bu iki dunımu, yeni atölyemde bulduğum bir san- dalyeyle tamamladım. Bana Van Gogh'un sandalyesini ammsatan o sandalyeyle bir fotoğraf serisi yap- mıştım. Yerleştirmede onlardan bi- rini seçerek Morandi ve Sophie'nin yalnızlığıyla bağdaştırdım bir yerde. Yerleştirmede bir de pazar arabası var hayatımızı gösteren. Arabanın için- deki bitki ise -yerleştirmedeki tek canlı- hayatın devam ettigini göste- ren bir unsur. - Kamufle edilen nedir peki? PAKER - Bu, biraz da bugünün postmodern dünyasına ait bir özel- likmişgibi... En başta Sophie'nin kendi haya- tını kamufle ettigini düşünüyorum. Kamuflaj bugünkü politik hayatı- mızdaki en önemli nokta, kendini- ze bir gönderme yaptığınız zaman bi- le kendinizi kamufle ediyorsunuz her zaman. (Sergi 12 Ekim 'e dek Galerist 'te görülebilir. 0 212 233 62 68) AÇILIŞ 12 EKİM'DE Eskişehir müriğe doyacak Kültür Servisi - 8. Uluslararası Eskişehir Festivali, 12-20 Ekim 2002 tarihleri arasında yapıhyor. Klasik müzik, caz. flamenko, fürk halk müziği, tiyatro, sergi ve çocuk etkinlikleri dallannda düzenlenecek olan geleneksel festival, 7 farklı mekânda yapılacak: AÜ Spor Salonu, AÜ AKM Konser Salonu, AÜ Süıema Salonu, Osmangazi Üniversitesi. Spor Salonu, Yunus Emre Kültür Merkezi, Hayal Kahvesi ve AÜ Sergi Salonu. Uluslararası Eskişehir Festivali programı, kendi alanlannda uzmanlaşmış sanat danışmanlannın önerileri doğrultusunda hazırlanıyor. Danışmanlar, klasik müzik ve klasik Türk müziği dalında Prof. Filiz AH, çocuk etkinlikleri ve tiyatroda Esen Çamurdan. caz, rock, blues ve dünya müziğinde de Major Müzik. Konuk ülke olarak tspanya'nın yer aldığı, 8. Uluslararası Eskişehir Festivali'nin gerçekten göz dolduran bir programı var: 16 Ekim'de Randy Brecker, 17 Ekim'de Jason Moran Trio. 18 Ekim'de Juan Martin's Musica Alhambra. 14 ve 15 Ekim'de Festival Nacional Del Cante De Las Minas, 17 Ekim'de Sabahat Akkiraz, 13 Ekim'de Focan Trio ve 19 Ekim'de Mike Srern Band, müzikseverlerin izleme fırsatı bulacağı isimlerden bazılan. Avnntıh bilgi için: Eskişehir Bürosu: (0 222 237 27 04) İstanbul Bürosu: (0 212 293 62 64) Bakırköy'de 'Dilekçe' Költür Servisi -Bakır- köy Belediye Tiyatrola- n (BBT), bugün 20.30da Yunus Emre Kültür Merkezi'nde ilk kez izleyiciye sunacak- lan 'Dflekçe' ve Altan Erbulak Sahnesi'nde 'Odada Savaş' adlı oyunlarla 2002 - 2003 tı- yatro mevsimini açıyor. 'Dilekçe', Çetin Altan imzalı bir oyun. Müş- fik Kenter'in sahneye koyduğu oyunda, sıra- dan bir vatandaşın gö- zünden bürokrasinin ak- sayan yanlan mizahi bir yorumla aktanlıyor. Aytekin Özgen, Ayşe DemireL, Orhan K. Ay- dıruEmrah Eren, Sait Ge- nay, Didem Gennen Ay- dın, Nazan Koçak, Mü- nir Akça ve Çetin Eti- B'nin rol aldığı oyunun dekor tasanmuıı AH Ye- nel, kostüm tasanmıni Gönül Sipahioğlu yap- mış. Topluluk, 'Dflekçe'nin yani sıra, bu tiyatro mev- simi kasım ayı içinde sah- neleyecekleri bir başka yeni oyunun.'Jkinci Cad- denin Mahkûmu'nun ha- zırlığı içinde. Neil Si- mon'un kaleme aldığı oyun, büyük kent yaşammdan ve işsizlikten bunalan. buna rağmen büyük kentte yaşamaktan vazgeç- meyen günümüz insanı üzerine bir parodi. Oyunda, aynı zamanda yönet- menliği yapan Emre Kınay. Fi- dan Tek, Ayşe DemireL, Nurhayat Atasoy, îlter Genay ve Sait Genay tlk kezsahnelenecekolan oyunu Çetin Altan yazdı,Müşflk Kenter sahneye koydu. rol alıyorlar. Kenan Işık'ın yönermenliğini yaptığı Nâzun Hikmet'in 'tvan KanoviçVar mrydı Yok muydu ?', 'Odada Sav^ş','Rumuz Glonca- göl' ve 'Mary Mary' adlı oyun- lar da, topluluğun geçen mevsim izleyiciden büyük ilgi gören ve bu mevsim sahnelemevi sürdür- düğü oyunlar. Bakırköy Belediye Tiyatrolan, bu mevsim, küçük izleyicileriyle İsmail Işılsoj'un yazdığı, Çetin Etili'nin yönettiği 'Masal'. Ülker Köksal'ın yazdığı ve Üstün Asu- tay'uı yönettiği 'Dağ Denize Ka- vuştu' adlı oyunlarla buluşuyor. (0 212 661 19 41) ÎLK KONSER 7 EKİM'DE CRR'de kültür buluşması Kültür Servisi - Cemal Reşit Rey Konser Salonu, 7 Ekim Pazartesi günü saat 20.00'de Şef Ender Sakpınar ın yönettiği, ünlü Bulgar soprano Diana Seümska ve tenor Aydın Uştuk'un solist olarak katılacağı bir konserle sezonunu açacak. 8 Ekim Salı günü ise fasıl formunun tarihsel anlarımını içeren 6 konser verecek olan Gürsd Koçak'ın sanat yönetmenliğini yaptığı İstanbul Otantik Türk Müziği Topluiuğunun ılk konseri 'Mej T dan Fasü' dinlenebilir. Aynca 14-18 Ekim tarihleri arasındaki Kazakistan Kültür Günleri' kapsamında CCR'de bir dizi etkinlik yer alacak. Cemal Reşit Rey ekim programı, 20 Ekim'de Joseph BeDa (saksofon), I\"elinalvancheva'run (piyano). 22 Ekim'de John Abercrombie'nin, 23 Ekim'de Erol Pariak'tn konserleriyle devam edecek. 24 Ekim'de Esin Afşar'ın 'Şiir ve Şarkılamia Nâzun Hikmet' adlı etkinlığının ardından 25 Ekim'de Dave Samuels&Michael Sagmeister konser verecek. 'Cumhuriyet Haftası' kapsamında 26 Ekim'de İstanbul Beledrve Şehir Tiyatrosu Orkestrası ve sanatçılanmn 'Cumhurhet Donemi MüzikaUerinden Seçnıeler'. 28 Ekim'de 'Ozso> r ' adlı opera, 29 Ekim'de Kent Orkestrası'nın ve 30 Ekim'de de tÜ Devlet Konservatuvan Türk Müziği tcra Heyeti'nin konserleri dinlenebilir. (0 212 231 54 97) Kasımdan itibaren 'www.hayaletgemi.com' adresinden derginin tüm sayılanna ulaşılabilecek 'Hayalet Gemi' son kez seferde... Kültür Servisi - îki ayda bir yayımlanan 'Hayalet Gemi' dergısi, Eylül-Ekim 2002 tarihli 68. sayısıylason kez okuyuculanyla buluşuyor. İlk kez 1 Ekim 1992'de yayımlanan ancak ülke ekonomisinin iniş çıkışlanna ve yaşanan krize yenik düşüp yayım hayatını noktalama karan alan derginin tüm sayılanna, 1 Kasım 2002 gününden itibaren t vvww.hayaletgemLcom' adresinden ulaşılabilecek. 'Hayalet G*mT ilk sayısında olduğu gibi, 'illüzyon' temasını işliyor son sayısmda da. Nazfa Ökten'in 'Adını Koymak Biraz da Canını Almak', Adnan Kurt'un 'Foton Akıllı mrydı?', Derj'a Erkenci'nın 'Balık Çorbası'. Ali Tekcan ın 'Bellek Yanılsama ve Ben', Sibel K. Türker'in 'Görüntüler', Uğur Hahcı'nın 'Yanılsama: Magritte Escher VasareK', Balku'nun 'Voltran', Donald E. Simanek'in 'Sanatsal Yanılsama tlkeleri', Ahmet Bozkurt'un 'Ajııa - Yanılsama', Tansu Çelikel'in 'Üeri Bildirim', A>fer Tünç'un 'Evvel Otd', Şerif Erolun 'Kiin Gelmiş?', Ethem Alpaydın'ın 'Glühvvein', FarukUlay'ın 'TarUün Sonunda langri La' başhklı yazılanmn yer aldığı dergide aynca, AH Ergur'un 'Yanılsamadan tbaret Şehir', Buket Türkmen ın 'Fener Balığı'nın Aşkı', Pmar Oğünç'ün 'Platonik', Yekta Kopan'm '68. ve Son' ve Murat Gülsoy'un 'Hayalet Gemi'nin Yolculuğu' adlı yazılan bulunuyor. Derginin yazarlanndan Murat Gülsoy, 'Hayalet Gemi'nin sonunu "Görmek istemedigimiz sonlardandı" diye yorumlarken "Yeni başlangıçlan mümkün kümak için baa şe> ierin bittiğini kabullenmeliyiz" sözleriyle derginin serüvenini 'son'landınyor. DEFNE GOLGESf TURGAY FİŞEKÇİ Nâzım, Verlaine ve Metz Fransa'nın Metz kentinde kurulu Türk Göçmen- leri Kültür Evi adlı kuruluş, kent yönetiminin de desteğiyle on beş yıldır düzenli olarak kültür fes- tivali düzenliyor. 27 Eylül Cuma günkü açılışına katıldığım ve 15 Kasım'a dek sürecek bu yılki festival, 100. doğum yılı nedenıyle Nâzım Hikmet ve Metz'te doğdu- ğu için kentin önemli simgelerinden biri olan ünlü şair Paul Verlaine'e (1844-1896) ayrılmış. Bir buçuk ay boyunca kentteki çeşitli etkinlik- lerle iki şair birlikte anılacaklar. Açılış günü Borny Medyatek Salonu'nda, Al- manya'da yaşayan ressam Aydın Karahasan'ın Nâzım Hikmet'in çeşitli şiirlerinden esinlenerek yaptığı tablolardan oluşan bir sergiyle yine aynı sa- londa Paul Verlaine'in kıtap, şiır ve fotoğraflann- dan oluşan bir başka sergi de açıldı. Bu sergıyi gezerken en çok dikkatimi çeken 1919 yılına ait, Verlain'in 75. doğum yılı kutlama- lannı aktaran gazete kupürleri oldu. Biz 2002 yılında hâlâ Nâzım Hikmet'in yurttaş- lığını tartışaduralım, Metz kenti, bundan 83 yıl ön- ce, ülkelerinin Birinci Dünya Savaşı'ndan yeni çık- mış olmasına karşın, kentlerinde doğan ve aykın bir kişilik olarak tanınan şairi büyük törenlerle an- mış: Doğduğu eve plaket çakılmış, heykeli dikil- miş ve pnun adına kentte spor karşılaşmaları dü- zenlenmiş. Kentin o zamanki belediye başkanı ile asken yetkilisi bütün fotoğraflarda en önde poz ver- mişler. Etkinliklere ne denli önem verdikleri duruş- larından belli. Yine şairin 50. ölüm yıldönümü olan 1946'da, Metz'ten postalanan bütün mektuplara, Verlaine'in resminın de olduğu anı damgası vurulmuş. 100. ölüm yıldönümü olan 9 Haziran 1996'da ise şair, doğduğu kent tarafindan "Kitapların Yazı" adlı etkinlikle anılmış. Dılimıze Melih Cevdet Anday ile Sabahattin Eyuboğlu nun çevırdikleri ünlü "ŞiirSanatı "nda şöy- le der Verlaine: Havalanan bir şey olmalı mısra Deli bir gönülden kalkıp gıtmeli Başka göklere, başka sevdalara Dağılıp tuzu sabah rüzgârına Mısralann alsın başını gitsin Kekik, nane kokaraktan, dörtyana... Üst tarafı edebiyat bu işin. ••• Metz'in merkezi olduğu Lorraine (Loren) bölge- si, zengin demir ve kömür yataklan nedeniyle geç- miş dönemlerde Fransa ile Almanya arasında ça- tışma konusu olmuştu. Bugün sınırların kalkması bu çatışmalan sona er- dirdiği gibi bu bölgeyle komşu olan Almanya'nın Saarland bölgesiyle Lüksemburg'u da ıçine alan ortak bir gelişım programı uygulanıyor. Bölgenin, coğrafi olarak Avrupa'nın merkezınde olmasıyla da çekiciliği artıyor. Buralarda otuz yıldır yaşamakta oian göçmen iş- gücü, artık kendi geleceğini de yaşadığı yerin yaz- gısıyla ortak görüyor. Bu nedenle Fransa'nın so- runları, değerleri, artık onlar için de önem taşıyor. Farklı kültürlerin bir arada yaşaması ve variıkla- rını sürdürüp geliştirebilmesi temel düşüncesine dayanan "çok kültürlülük" anlayışı kamu yöneti- mince hayatın her alanında destekleniyor. Hangi ırktan, ulustan, dilden ve kültürden gelirsenız ge- lin, kendi kültürünüzü yaşama, yaşatma hakkınız korunuyor. Çağdaş demokrasinin bir kültürler zen- ginliği olduğu, bu kültürel zenginliğin insani geliş- meyi de hızlandıncı etkisi olacağı düşünülüyor. Bu nedenle her kültürel etkinlik girişimi, arkasın- da kamu gücünü buluyor. tfisekcia superonline.com Kâğıthane'de 'Geçmiş ile Bugün' • Kültür Servisi - Kâğıthane ilçesi Belediye Başkanlığı, toplumsal hanzada unutulanlan günyüzüne çıkarmak. geçmiş ile günümüz arasında bir köprü kurmak isteğryle, 7 yıldır Kâğıthane tanhıni derleme çalışmalan sürdürüyor. Bu bağlamda gerçekleştirilen 'Kâğıthane'de Geçmiş ile Bugün' ismindeki yeni bir çahşma da baskı tekniğı olarak Türkiye'de kullanılmamış bir yöntem ile kitapseverlerin beğenisine sunuluyor. K Ü L T Ü R İ Ç İ Z İ K K Â M İ L M A S A R A C I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle