Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18 EKİM 2002 CUMA
14 JVlJLiJ. U 1 \ kultur@cumhuriyet.com.tr
Romanya'nm küçük bir kentinden dünyanm en büyükleri arasma...
onsuzluğa öykünenadamERHAN KARAESMEN
Brânkusi (ya da yurttaşlannın okuyuşuyla
Brankuş) geçen yizyılın en büyük yontucu-
su muydu? Kimi hayranlan, Michelangeko,
MaiüoL, Rodin'den özür dileyerek, Brânku-
şi'nin gelmiş geçmiş en büyük yontucu oldu-
ğunu düşünürler. Belki bıraz aşınya kaçmış
bir sav, bu en büyüklük. Ama, Brânkuşi'nin
çok çok büyük bir sanatçı olduğu kesin. Pa-
ris'teki, ünlü ve beıızersiz Georges Pompidou
Çağdaş Sanat Müzesi genel bakım ve yeniden
düzenleme amacıyla iki yılı aşkm kapalı kal-
dıktan sonra, yenilenmiş olarak kapılannı
açarken. koca Brânkusi hayranlan için de ola-
ğanüstü bir sürpriz getiriyordu: Atelier Brân-
kusi.
Romen asıllı Brânkusi (1876-1957) bilin-
diği gibi, çok uzun yıllar Paris'te yaşamış ve
orada ölmüştür. Yirmili yaşlanndâ gencecik,
coşkulu ve kabına sığmayan bir sanatçı ada-
yıyken, bir meteliksiz yolîara düşüp iki buçuk
ay yürüyerekParis'e, Rodın'in atölyesine gi-
dişine, sanat ve yontu tarihinin dokunaklı bü-
yük olaylanndan biri gözüyle bakılır. Uğru-
nabuncaeziyetekatlandıgı Paris'te, Rodin'in
gölgesinde yeşermek yerine. kendi başma
buyrukluğu seçmesinin de getirdiği çileli bir
başlangıç dönemi geçirmeyi göze alır. Ama
sonrasında hak ettiğine ulaşır. Büyük ulusla-
rarası ün, sosyal ve entelektüel saygınlık, pa-
ra.... Koca adamın bu getirilerle pek ilgilen-
mediği, yeni dünya imparatorluğu Ameri-
ka'dan gelen çok çekici çağnlara da kulak as-
madığı bilinmektedir. Ara sıra derinden bağ-
lı olduğu Romanya'sına gıdip gelmek koşu-
luyla, Paris, 15. Bölge'de Ronsin Sokağı'nda-
ki atölyesinden pek dışan çıkmaksızın düzgün
ve mutlu bir yaşam sürmüştür.
Sonsuzluk atölyesi
Ölümünden az önce, atöryesindeki bitmiş bit-
memiş tüm yapıtlarını Paris'in sanat-kültür ya-
şamını zenginleştirici paha biçilmez bir uy-
garlık mirası olarak Fransız müzelerine bağış-
lamıştır. Pompidou Müzesi çevresi ve hemen
önündeki büyük avlu binlerce insanın dolan-
dığı, yüzlerce amatörün sanatsal becerilerini
sergilediği, yirmi ayn köşesinde Afrika halk
ezgilerinden, Mozart'a ve günümüz pop- rock
gitar melodilerine kadar bin çeşit müziksel se-
sin aynı anda çıkrığı cümbüşlü bir yerdir. Bu
karmaşık. güriiltülü mekâna biraz aykınlığı gö-
ze alarak müze, avlunun kuzey köşesine *Ate-
BerBrânkusi" adını taşıyan bir pavyonu, özen-
li biçimde, günümüzün en önde gelen mimar-
lanndan îtaryan Renzo Piano'nun sade ama çok
zeki bir tasanmını kullanarak yaptırdı. Bu sa-
tırlann yazannın da amansız bir Brânkusi tak-
dirkân olarak gençliğinde tavaf saygısı için-
de bazen dolandığı Ronsin Sokağı'ndaki atöl-
ye, oradaki boyutlanyla bu pavyona taşındı.
Sonsuz Sütun (sanatçının verdiği adla Co-
lumna Infinita) Brânkuşi'nin yanm yüzyıl
boyunca evire çevire işlediği bir görsel tema-
dır. Ana düşünce çok sadedir: tki ayn prizma-
nın komşuluğuyla oluşmuş, yalın görünüjjlü,
1
onsuz Sütun
(Columna Infinita)
Brânkuşi'nin yanm
yüzyıl boyunca
evire çevire işlediği
bir görsel temadır.
Küçük birimlerin
üst üste
konmasıyla üç beş
metrelik ince
uzun yontular
elde edilir. Ya da
Romanya'nm
Tîrgu-Jiu
steplerinde olduğu
gibi, bir düzlükten
fırlayıp gökyüzüne
doğru 29 metre
yükselen devasa
bir sütun
düzenlemesine
vanlır.
ancak boyutsal oranlan çok derin bir güzel-
lik duygusu uyannca belirlenmiş, aynı bü-
yüklükte hacim birimleri üst üste konarak bir
sütun oluşturulması amaçlanmaktadır. Bu ha-
cim, taş, metal, ahşap herhangi bir gereçten,
herhangi bir boyda oluşturulabilir. Küçük bi-
rimlerin üst üste konmasıyla üç beş metrelik
ince uzun yontular elde edilir. Ya da Roman-
ya'nm Tîrgu-Jiu steplerinde olduğu gibi, bir
düzlükten fırlayıp gökyüzüne doğru 29 (yir-
mi dokuz) metre yükselen devasa bir sütun dü-
zenlemesine vanlır.
Romanya'daki bu dev metal sütun düzenle-
mesinin birkaç yıl süren onanmı sırasında,
yerinde. arazide inceleme yapan ODTÜ'den
eski öğrencilerimiz, (şimdilerde genç, parlak
meslektaşlanmız) Soner Özdemir ve Hakan
Tıratacı'nın katılımıyla, bu benzersiz yapıtı
kapsamlı biçimde inceleme şansımız olmuş-
tu. (Soner, bu incelemeden bir de uluslarara-
sı yayın çıkarmayı becermişti.)
Koca ustanın yanm yüzyılı
Brânkusi Atölyesi'nde, koca ustanın yıllar-
ca tutkuyla gerçekleştirdiği sonsuz sütunlan,
bir köşeye itilmiş duruyor. Tamamlanmamış-
lar da var; parçalan yerlerde. Bini bir para. Atöl-
yenin öbür bölümlerinde de sanatçının tut-
kuyla bağlıhğının yaşam boyu sürdüğü "Ho-
roz" ve "Yeni Doğmuş Çocuk" temalan üze-
rine yaptıklan var. Stilize edilip çok sivriltil-
miş gagasıyla horoz kafa rutucu bir atakhğı,
çocuk doğanın sürekliliğini, sütun ise son-
suzluğa öykünmeyi simgeliyor.
Koç Kültür Sanat ve Tanıtım, yayın hayatını cep dizisiyle sürdürüyor
KKitaplığı okurla buluşuyor
'K Kitapbğı'nın yönetmenliğini Samih Rifat üstteniyor.
SEVİLAY KOÇOĞLU
Samih Rifat'ın yönet-
menliğini yaptığı 'K Ki-
taphğı'nın yayın kurulun-
da Doğan Hızlan, Ahmet
Cemal, CevatÇapan, Tah-
sin Yücel gibi ünlü yazar-
lar bulunuyor. 'Aries' ve
'Younique' adlı iki kültür
sanat dergisi çıkaran Koç
Kültür Sanat, son olarak 'Küçük Kitaplar'
başlığı altında bır cep dizisine başladı. *K
Kıtaphğı'nı" Samih Rifat ve Genel Müdür
Ozalp Birol ile konuştuk.
- Küçük Kitaplar dizisinin içeriginden söz
edermisiniz?
SAMİH RİFAT- Tahsin Yücel, Cevat Ça-
pan, FatihOzgüven ve benim çevirdiğim ilk
dört kitap piyasaya çıktı. 3 milyon TLden
satılan bu kitaplar titizlikle seçildi ve en ka-
liteli malzemeyle üretildi. Dizinin yeni ki-
taplan kısa aralıklarla okurla buluşacak.
'Küçük Kitaplar'a herkesin kolaylıkla sa-
hıp olmasını, kısa sürede okuyup bitirme-
sını hedefledık.
- Dizinin ilk dört Idtabını anlanr mısııuz?
RİFAT - Bugün felsefenin temel taşı ka-
bul edilen "Sokrates'in Savunması'nı benim
çevirimle yayımladık. Sokrates, bizlere eş-
siz bir yazınsal metin ve felsefeyle ilgisi
olmayan bir okuru bile heyecanlandrracak,
bir insanlık, onur ve yüreklilik dersi arma-
ğan ediyor. 'Yürekteki Ok' başhklı dünya-
nm en güzel aşk şıirlerinden seçmeleri Ce-
vat Çapan hazırladı. Bu seçbnin adı için Or-
han VeH'nin 'Karmakanşık' adlı şiirinde-
kı "Bir okla yarah kalbim/ Boyacının san-
dığuıda" dizelennden esinlenildi. Tahsin
NTALYA BELEDİYE TİYATROSU
20. yılını 'Rumuz
Goncagürie kutiuyor
ANTALYA (Cumhuriyet
Bürosu) - Antalya
Büyükşehir Belediye
Tiyatrosu, 'Rumuz
Goncagül' adlı oyunu
yeniden sahneleyerek
20. yıla 'merhaba' diyor.
Geçen yıllarda
kaybettiğimiz Oktay
Arayıcı'nın yazdığı,
Doç. Dr. Niİgün Balay'ın
yönettiğı 'Rumuz
GoncagüTün müzikleri
Tîmur Selçuk'a ait.
Toplumsal ve sosyal
koşullann evlilik kurumu
üzerinde yarattığı
sorunlan ve bu sorunlann
yol açtığı yanlışlan
irdeleyen 'Rumuz
Goncagül', bu akşam
sezonun ilk oyunu olarak
sahnelenecek.
Evlilik kurumunun özünü
ortaya koyarak insanlann
bir arada bir ömür
geçirebileceğinin, nikâh ve
benzeri yasal
düzenlemelerin çok da
gerekli olmadığının
vurgulandığı oyunda,
Hasibe Ozgür, Safinaz
Ozgür, Gökhan Avkıran,
Möfit Kayacan, Mehmet
Ozgür, Nilgün Kayacan,
Cenap Aydınoğju,
Recep Kamiloğhı, Erdal
Gürcan ve Mete Orhan
rol alıyor.
Antalya Büyükşehir
Belediye Tiyatrosu,
sezon boyunca Metin
Balay'ın yazıp yönettiği
'Yobaz', Turgut
Özakman'ın yazıp,
Müfit Kayacan'ın yönettiği
'Töre' ve Savaş Ayküıç'ın
yazıp yönettiği 'Aşk
Grevi'nin yanı sıra
Nâzun Hikmet'in aynı
adlı masalından derlenen,
Mehmet Ozgür'ün
yönettiği 'Sevdah Bulut'
adlı çocuk oyunuyla da
tiyatroseverlerle
buluşacak.
Demet Yersel'in sergisi Tolga Eti Sanatevi'nde
Gündelik hayatın gerçeği
Kültür Servisi - De-
met Yersel. 23. kişisel
sergisiyle Tolga Eti Sa-
natevi'nde. Resimlerin-
de portre ve figür ol-
gusunu ve bunlann iç iş-
leyişini konu edinen sa-
natçı, Bedri Rahmi
Eyuboğhı atölyesinden
mezun.
Son dönem resimle-
rinin yer aldığı sergide
figürlerini kentsel me-
kânlara yerleştiren sa-
natçı, günümüzün ka-
otik yaşantısından ve
mekânlanndan soyut-
lanmış insanlann dün-
yasına yer veriyor. Dra-
matik yapıda ve tanım-
sız mekâna yansıtılan
bireyler, modern yaşa-
nun dinamizminin yal-
nızlaştınlmış ya da yal-
nız kalmayı tercıh et-
miş kişileri. Kendileri ile banşık,
dünya ile uzlaşamayan bu bireyler kla-
sik dönem ışık anlayışında sunulu-
yor.
Demet Yersel'in klasık dönem ışık
Sanatçı resimlerindeinsanlann düyasına ışıkruruyor.
ve figür anlayışmı günümüze, gün-
delik hayatın gerçeğine dönüştürdü-
ğü resimleri 8 Kasım'a kadar Tolga
Eti Sanatevi'nde görülebilir.
(Tel: 0 216 368 26 79)
Yücel çevirisiyle yayım-
lanan Emile Zolanın
'Suçluyorum'u benzeri-
ne az raslanır bir aydın
başkaldınsının somut ve
görkemli örneği.
Fatih Özgüven'in çe-
virdiği ThomasMann'ın
Küçük Herr Friede-
mann'ı, yazarmı 23 ya-
şında edebiyat sahnesine
çıkaran küçük bir başyapıt.
- 'K Kitaphğı'nda dergüer, sergi ldtapla-
n gibi farkb ya>ınlar da var.
RİFAT - Yayıncılığa başlarken, bir kültür
yayıncılığının öğeleri olarak aklımıza ilk
gelenler edebiyat, sanat, düşünce, felsefe,
bilim tarihiydi. ilk olarak Anadolu'nun üret-
tiği veya üretimine vesile olduğu kitaplar-
dan oluşan 'AnatoHa' dizisini "Samsath Lu-
kianos'un Seçme Yazrian" ile başlattık. İkin-
ci olarak Fethi Nad'nin ünlü '100 Soruda'
dizisinin yayın haklannı aldık ama aynen
değil yeniden elden geçirip yayımlayacagız.
OZ.\LP BİROL - Aynca Rahmi Koç Mü-
zesi'nde hâlâ açık olan 'TürkResmindeDe-
nizve Ressamlar' konulu serginin eserlerin-
den oluşan 'Ma\i Kitap' adlı bir katalog ya-
yımladık. 'Aries've 'Younique'adlı iki kül-
tür sanat dergisi, J. R. Jimenez'in 'Platero
ve Ben' adlı şiir kitabı, "Andersen, MasaJ-
lar' adlı bir çocuk kitabı da yayınlanmız
arasında.
'Büyük Yazarlar, Bûyûk Çeviriler'
- Yayınlannızuı tamamı çe\irilerden olu-
şuyor. Yerü yazaıiaria da çahşmavı düşün-
müvor musunuz?
ÖZ.\LP BİROL - Yeni bir yayın kunılu-
şu olarak 'Bûyük Yazarlar, Büyük Çevirfler'
sloganıyla kendimizi konumlandırabilecek
bir nokta bulduk. Yerli yazarlarla çalışma-
ya 2004 yılında başlayacağız. lyi yazarlar
yayınevleri tarafından adeta parsellenmiş
dunımda. Bu nedenle biz daha çok, genç ve
üretken yazarlarla çalışmak istiyoruz.
- Birçok klasik müzik bestecisine esin kay-
nağı olan İsparrvol ozan, Nobel ödüllü J. R.
Jimenez'in başyapıü 'Platero ve Ben'i Türk
okurlanna kazandırduuz.
RİFAT- Platero ve Ben, 196O'lı yıllarda
ilk kez Akşit Göktürk'ün güzel Türkçesiy-
le yayımlanmıştı. Daha sonra gözden kaçan
bu kitabı yeniden hazırladık. Gitarist And-
reas Segovia'nın yorumuyla Tedescu'nun
bu eser üzerine bestelerini çok eskiden be-
ri severek dinlerim. Aynca bu kitap birçok
besteciye de ilham vermişti. Dolayısıyla
hem müzik, hem edebiyat tarihinde önem-
li yeri olan bir eser. Güzellik uğruna yolla-
ra düşmüş uzgün bir ozanla şen bir eşeğin
öyküsü olan bu Endülüs ağıtının okura ulaş-
masını dilerim.
YAZIODASI
SELİM İLERİ
Cevizli Köşk
Yazının adını okuyunca, geçmiş günlerinde kurum
satmış, bahçesınde ceviz ağaçlı bir köşkten söz aça-
cağımı düşünmüş olabilirsinız. Göztepe'de, Bostana'da,
Pendik'te öylesi köşklere sık rastlanılır; ceviz ağacı,
hele ulu bir ağaçsa, köşke ılle cevizli köşk denir.
Oysa 'cevizli köşk' bir köftenin adı. 0 kadar çok köf-
teyazdım, cevizli köşk köftesini unuttum. Bu yazı onun
anısına.
Cevizli köşk köftesini Ayvalık'ta yemiştim. Yirmi yıl
oldu heıtıalde. Ayvalık'a Kınk Bır Aşk Hikâyesi'nin çe-
kimi için gitmiştik. Büyüleyıcı güzellikteydi o zaman Ay-
valık. Sonra bir daha gıtmedim. Sonbahardı, güneşli,
sıcak sonbahar.
Akşamları, deniz kıyısındaki lokantalara gidiyorduk.
Çoğu, balık lokantasıydı, Ege'nin güzelim otlan, yeşil-
likleriyle bırlıkte. Bir başka küçük lokanta vardı ki, ev
yemeklerınin lezzetiyle donanmıştı. 0, ara sokaktay-
dı. Cevizli köşkü orada yedim.
Tadı damagımda kalınca, tarifini istemekten kendi-
mı alamadım. Ahçı da, pekâlâ bir 'spesyalite' sayabi-
leceği bu köfteyı, ancak ustalara yaraşır bir alçakgö-
nüllülükle anlatmıştı.
Kıymayı ve çekilmiş soğanı tencereye koyup su ila-
vesiyte enı-konu kısık ateşte ağır ağır pişireceksiniz. So-
ğan asla kavrulmayacak, bu işlem sırasında işin içine
zeytinyağı ya da sade yağ falan kanşmayacak.
Suyunu çekınce soğanlı kıymayı soğumaya bırakı-
yorsunuz. Şımdı sız ekmek içi ufalayacak, ceviz ve an-
tepfıstığı dövecek, yumurta çırpacaksınız. Kıymanız
soğuduysa hepsıni ilave edin. Tuz ve karabiberi de
unutmayın.
Şöyle bıryoğurduktan sonra yine birsüredinlenme-
ye bırakın, cevizin ve antepfıstığının kıymaya işlemesi
gerekiyor. Işlediyse.tekraryoğurun. lyiceyoğurun. Ar-
tık top top köfteler yapabılirsiniz. Cevizli köşk, demek
kı toparlak bir köşkmüş...
Top top köftelerı hafiften unlayın. Unun fazlası git-
sin diye top-toplan elekte sallayın, sıçrayıp dursunlar.
Tavaya zeytinyağı koyacaksınız. öyle ayçiçeği, fın-
dık yağı, mısırözü falan değil. Ayvalık bir zeytin cenne-
tidir. Orada her şey zeytindendir. Zeytinyağlan yeşil al-
tın gibi parlar durur.
Ahçı diyordu ki, bazılan, çabuk kızsın diye tavanın
artını açar, kızdırmak yerine, zeytinyağını yakarlarmış.
Dikkat edilecek. Orta ateşte kızan zeytinyağına köfte-
ler atılacak, sadece pembeleştirilecek.
Sadece pembeleştirilecek; çünkü cevizin ve antep-
fıstığının katır kutur olmasına izın verilmeyecek.
Yağını süzüp tavadan alın, cevizli köşkleriniz hazır.
Fazla soğutmadan yenecek; lezzetinden kaşlar, göz-
leroynayacak...
Şimdi top top köfteleri yazarken, yine cevizli eski köşk-
lere dalıp grttim. Ama çocukluğumun köşklerine, bah-
çelerine değıl. Selçuk Baran'ın bir öyküsündekı bah-
çeye: "Ceviz Ağacına Kar Yağdı".
Haziran adlı öykü kitabındaydı. Küçük bır kız çocu-
ğu, karşı evın cevizli bahçesine gelen yabancılara me-
rakla bakıyordu. Bu evde hep yalnız yaşamış bir ka-
dın; gelenı gidenı yoktu kı; şımdi gelenler kım, niye gel-
diler... Ve ceviz ağacına kar yağıyordu.
Hüzünlü öyküler, ince öyküler yazıdı Selçuk Baran.
Sessizce öldü. Bir yerde daha söylemıştim: Belki kur-
tuldu.
Kara düşünceden hemen cayıp, gözlerimi kapatıyo-
rum. Ayvalık, yirmi yıl öncesinin sonbaharına hazırla-
nıyor. Hümeyra, Halil Ergün, Kâmran Usiuer, Ali Ut-
ku, Mehmet Esen, hep birlikte deniz kıyısına iniyoruz.
Önce gazinoda çay ıçeceğiz, sonra ya balık lokanta-
sına, ya cevizli köşke...
Ne yaparsam yapayım, Hümeyra'nın sesinden, il-
hami BekirTez'ın dizelen:
"0 beni unuttu/ben onu unuttum/Unuttum unut-
tum"...
Takvimde lz Bırakan:
"Deniz, bu mevsimde çok güzel ve sakindi, fakat ne-
şesizdi." Reşat Nuri Güntekin, Çalıkuşu. 1922.
Istanbul'da Şiir' akşamı
• Kültür Servisi - Türkiye Yazarlar Sendikasf nın
(TYS) çağnlısı olarak birkaç gündür Istanbul'da
bulunan Makedonyalı yedi ozanın da kaülacağı
şiir akşamı bugün saat 18.00'de Kadıköy
Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezi'nde
yapılacak. TYS Genel Başkanı Cengiz Bektaş'ın
açış konuşmasından sonra Leila Husein, Resul
Shabani, Blaze Mine\
r
ski, Razme Kumbarovski,
Slave Gjorgo Dimevski, Bratislav Taskovski,
Bogomil Gjuzel, Alı Cengizkan, Aydın
Hatipoğlu, Egemen Berköz, Enver Ercan,
Mehrizat, Müslim Çelık, Nurullah Çan ve
Özdemir tnce'nin şiirlerini okuyacaklan toplanhyı
TYS Kadıköy Temsilcisi Mehnzat sunacak.
(Bilgi için: 0 216-360 90 95, 0 535-342 91 39)
K Ü L T Ü R İ Ç t Z İ K
K Â M İ L M A S A R A C I