Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 30 OCAK 2002 ÇARŞAMBA
HABERLER
TDP kuruculan
Amtkabir'de
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Siyasal yaşama önceki
gün katılan Toplumcu
Demokratik Partı (TDP)
kuruculan dün
Anıtkabiri ziyaret
ederek saygı duruşunda
bulundu. TDP Gene]
Başkanı Sema
Pişkinsüt, ziyaret
sırasında Anıtkabir
defterine yazdığı
metinde, "cumhuriyetin
çağdaşlık, uygarlık,
laiklik, demokrasi,
insan hakJanna saygı,
hukuk devletıni
güçlendirme, toplumsal
kalkınmayı
gerçekleştirme. sosyal
adaleti sağlama ve bilgı
toplumu olma yolunda
yeni ve hızlı bir atılıma
daha yönelmesi
gerektiğini" bildırdi.
Tanla: Baykal
• ANKARA (ANKA) -
CHP Genel Başkan
Başdanışmanı Bülent
Tanla, son dönemde
CHP'nin bir yükseliş
trendine girdiğini
savunurken, bunun en
önemli nedeninin.
" 1999 seçimlerinden
önce Türkiye'nin
bugünkü krizlere
geleceğini tek gören
lideri Baykal olduğu
bugün anlaşıldı'" diye
yorumladı. CHP'nin bir
sıçrama, bir tırmanma
tablosunda olduğunun
açıkça görüldüğüne
işaret eden Tanla, bu
sıçrayış noktasına nasıl
gelindiği doğru
anlaşılmazsa bundan
sonra CHP'den
beklenenleri de doğru
karara
bağlayamayacaklanru
kaydetti.
DSPIî vekiWen
hükümete deştiri
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
DSP Hakk'ân
Milletvekili Evliya
Parlak, Hükümet'in
sınır ticareti
politikalannı
eleştirerek. "'Bölge
halkı terörden çok
çekti fakat terör
döneminde bile bu
kadar aç değildi" dedi.
Önceki hükümetler
döneminde sınır
ricaretinin bölge
halkının geçim
kaynağını arttırdığını
anlatan Parlak, 57.
Hükümet döneminde
ise sınır ticarerinin
bitme noktasına
geldiğini savundu.
Ceyhan Mumcu: Operasyon olmasaydıSav, Alemdaroğlu, Işıkh ve Özdemir'i rahmetle anacaktık
UMUT operasyonu zamanında yapıldı
SAMSUN (Cumhuriyet) -
"9. Adalet ve Demokrasi Haf-
taa" etkinliklen kapsamında
Samsun'da bir konuşma yapan
avukat Ceyhan Mumcu,
"IJMUToperasyonu yaoıanm-
da yapılmasaydı profesörler
Alpaslan Işıklı, Necatı Özde-
rnirve Kemal Alemdaroğlu ile
Önder Savıda rahmet vesay-
gıyla anacaktık'' dedi.
Cumhuriyet Kadınlan Der-
neği'nin (CKD) davetlisi ola-
rak Samsun 19 Mayıs Lisesi
Salonu'nda kalabalık bir kitle-
ye "KardeşJm UğurMumcu ve
Uğur Mumcu Davaa" konulu
konferans veren CeynanMum-
cu şunlan söyledi: "UMUT
operasyonu zamanmda yapd-
masaydı, bu samklar elde edil-
meseydi, ki dosyaiarda var, bu-
gün, Prof. Dr. Alpaslan Işık-
h'yı, eski Ankara Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr.Necati Özde-
mir'i,İstanbulÜnhersitesiRek-
törii Prof. Dr. Kemal Alemda-
roğhı'nuve CHP Genel Sekre-
teri Önder Sav'ı da rahmet ve
saygnla anacaknk." "UMUT
Davas*' konusuna da değinen
Mumcu, dosyanın kendileri
için kapanmadığını söyledi.
Mumcu, "tşkapannuşdeğfl-
dir. Çünkfi bu örgütün diğer
etemânlan ve bunlan azmetfi-
reniereulaşmcava kadar biz uğ-
raşlanmıza, araşürmalanmı-
za devam edeceğiz. Devlerimi-
zi diğer tetikçfleri ve azmetti-
renkri de butması için bizlere
yarduna ofanaya gayret eöne-
yeçağmyorum" diye konuşru.
Birızieyicinin, "ÛğurMum-
cu'nun katilleri idam edilsin
mi" sorusu üzerine Ceyhan
Mumcu, "Uğur, ölüm eezast-
na karşıvdı. İdam edflmesini
istemezdim. Cezaevinde ıslah
edilip topluma kazandınlma-
sını isterdim" dedi. "Namas
sözü veren namussuzlan ne
yapacağız~ şeklindeki bir baş-
ka soruya da Mumcu, "Tari-
hin çöp seperine atacağız"
yanıtını verdi. Ceyhan Mumcu.
Tartimiz ABD'nin doğal müttefiki' diyen Erdoğan'dan Kürtçe eğitime koşullu destek
Hamas teröristdiyemedi• Tayyip
Erdoğan: AKP,
Islam
dünyasıyla
Batı arasında
en az askeri
önlemler kadar
önemli olan
karşılıklı
anlayışın
geliştirilmesine
katkıda
bulunabilir.
ALPER BALLJ
VVASHINGTON - AKP Genel
Başkanı Recep Tayyip Erdoğan,
partisinın ABDyi >4
doğalmütte-
fik" olarak gördüğünü söyledi.
Erdoğan, Dünya Ekonomik Foru-
mu çerçevesinde yaptığı ABD zi-
yaretinde, New York'ta uluslara-
rası iş çevreleri ve Washington'da
da ABD yönetimı üzerinde etki-
li düşünce kuruluşlan önünde
"göriicüye'' çıktı. "Kendi taba-
nmıyabancılaşannadajı Türktop-
lumunun demokratik ve laik ni-
teliğini guçlendirmek istedtğüıi"
belirten Erdoğan. Hamas'ı terö-
rist bir örgüt olarak görüp gör-
mediğine ilişkin bir soruya, "Bu
benim ilgi alanıma gjrmiyor. Te-
röre bulaşmışsa terörist örgüttür,
o konuda kanıt yoksa değildir"
yanıtını verdi.
Erdoğan. Dünya Ekonomik Fo-
rumu toplantılanna katümak üze-
re geldiği ABD'de New York'tan
önce Washington'a geçerek ABD
yönetımı üzerinde etkili çevrele-
re partisini ve 11 Eylül sonrasın-
da değişen dünya dengelenne iliş-
kin yaklaşımlannı anlatmaya ça-
lışıyor. Önceki gün Stratejik Etüt-
ler Merkezi'nde (CSIS) bir ko-
nuşma yapan Erdoğan. dün de ay-
n ayn Musevi Cemaati, Ortado-
ğu Ensritüsü, Islam Enstitüsü yö-
neticileriyle biraraya geldi. Erdo-
ğan, CIA'nın Islami konular, Or-
tadoğu ve Orta Asya konulanyla
ilgili eski yönetıcilerinin de ça-
lışmalar yaptıklan RAND Cor-
porationİa bir araya gelecek.
CSIS'deki konuşmasında 11 Ey-
lül 'de yaşananlarm uluslararası te-
rörle savaşım için işbırhğı başla-
tılması yönünde bir dönüm nok-
tası olduğuna dikkat çeken Erdo-
ğan, sadece askeri önlemlenn ye-
terli olmayacağına dikkat çekti.
Partısınin "ıhmhMüsiüınanlarr
temsil ettiöini savunan Erdoğan.
Kbzeüi
protesto
İzmir'in Mimar
Kemalettin Caddesi'ndeki
bankalann önünde
toplanan 100'ü aşkuı
Bûro Emekçüeri
Sendikası üyesi klozeth*
protesto yapn. Ziraat
Bankası Genel
Müdürhlğü'nün 107
miiyar Jira harcayarak
tm-aletleri yenilemesini
protesto eden üyekr,
hükümet akyhine slogan
atü. (Fotoğraf: AA)
Türk Haber-Sen'in yeni genel başkanı Karadavut: Şevkat Çetin arkadaşım
MHP ile yasal bağım olamaz
NURHAN KANÂKLI
ANKARA - Türk Haber-
Sen Genel Başkanlığı'na
MHP'nin seçimleremüdaha-
lesiyle seçildiği savlanan ts-
maü Karadavut MHP Başkan
Yarduncısı Şevkat Çetüı ile
yakınlığını "Hem hemşerim
hem arkadaşım" sözleriyle
dile getirdi. Karadavut, TRT
çalışanı olduğu için MHP'yle
"yasal bağnun mümkûn ola-
mayacağuıT söyledi.
MHP müdahalesi savlany-
la gölgelenen Türk Haber-
Sen genel başkanlık seçim-
lerinin ardından başlayan tar-
tışma devam ediyor. Genel
başkanlığı kaybeden Resul
Akay, Başbakan Yardımcısı
Deviet Bahçeü'yi delegelere
baskı yaparak seçim sonucu-
nuetkılemeklesuçlarken, Ka-
radavut, kendisine dönük suç-
lamalann doğru olmadıgını
savundu. Karadavut, MHP
Başkan Yardımcısrnın iste-
ğiyle, "parti adanu" olarak
aday olduğu savlannın ger-
çeği yansıtmadığınj kayde-
derek "TRT'de çahşan biri
olarak, hiçbir partiyle yasal
bağım olması mümkün de-
ği" diye konuştu. Ancak MHP
Başkan Yardımcısı Çetin ile
*yakınhğıııı" doğrulayan Ka-
radavut, "Hem hemşerisiyim
hem arkadaşryınT dedi.
Kamu Çalışanlan Sendika-
Resul Akay itirazda bulundu
ANKARA (AA) - Türk Haber-Sen Genel Başkanlığı
seçimirü kaybeden Resul Akay, genel kurula müdahale
edildiği iddiasıyla dün Çankaya Ilçe Seçim Kurulu
Başkanlığı'na itirazda bulundu. Akay, gazetecilere
yaptığı açıklamada. delegelerin baskı ve tehdit altında
kaldıklannı öne sürdü. Akay, itiraz dosyasında,
"seçimlere müdahale edildiğine" ilişkin gazete
haberlerine, "tehdüt ve basloya uğrayan" delegelerin
ifadelerine ve görsel belgelere yer verdiklerini anlattı.
sı Konfederasyonu Başkanı
da olan Resul Akay ise Kara-
da\ut'un MHP'nin particilik
girişiminin ortaya çıkardığı
bir aday oldugunu tekrarladı.
Akay, "TürkHaber-Sen'de
TRT'den 5, RTİK'den 1 de-
lege var. Geri kalan tüm dete-
geler, PTT ve Türk Tele-
kom'dan. Bu bir taban hare-
kefi oka>dL PTT'den birinin
aday olarak ortaya çıkması
gerekirûT görüşünü savun-
du. Karadavut'un sendikada-
ki muhalefeti temsil ettiğı sa-
vının da gerçeği yansıtmadı-
ğını söyleyen Akay, "Şevkat
Çeön önce başka birisinin aday
olmasuu Lsthordu. O olma-
\inca, kongme 3 gün kala,
Karadavut'u aday olarak or-
taya çıkanh" diye konuştu.
şu görüşleri dile getirdi:
"Partimiz,askeri öniemlerinye-
terfi ofanay^cağını düşünüyor. As-
keri öniemlerin yanı sıra İslam ile
BaO arasında anlayış kunıhnası
lazım. Türkiye gjbi bir ülke ve bi-
zimki gibi bir siyasi parti, bu an-
layışa katkıda bulunabflir. Partimiz
Türkiye'ninjeostratejik nedenler-
den kaynaklanan avantajlannı,
bölgesel ve küresel banş ve refaha
hiznıet ermek amacı> la kulJan-
mak arzusundadır. Partimiz bu
hedeflerin gerçekieştirUmesinde
ABD gibi küresel sorumhıhıklan
olan bir ülkeyi doğal müttefiki ola-
rak görmektedir. İşte partimian
ABD ile inşldlere balaşı bu temele
dayanmaktadırr
TMF'ye direnenleri
ûzûntûyle izliyonız'
Erdoğan, IMF'nin Türkiye'ye
dayattığı yasalann geçmesi konu-
sunda koalisyon ortağı partilerle iş-
birliği yaptıklanndan da övüne-
rek söz etti. Erdoğan, "Türkiye'de
yapdmakta olan reformlann ge-
rekb olduğunun farkmdayiz. Ama
hükümetin bu reformlara karşı
gösterdiği direnci üzüntüyleLdho-
ruz. Bu reformlardan bazüanna
karşı çıkhldaniçin birkaç bakanuı
istifaya zorlanması dikkat çekici-
dir" dedi. Erdoğan, konuşması-
nuı akışı içinde daha sonra "yap-
ünm" olarak nitelediği IMF'nin is-
temlerinin halkta rahatsızlık ya-
rattığını söyledi.
Yabancı sermayeyi Türkiye'ye
çekmek için her türlü önlemi ala-
caklannı vurgulayan Erdoğan, bü-
rokrasiyi azaltacaklannı, yabancı
yatınmcılarla ilgilenecek yüksek
yetkilerle donafılmış tek birmakam
oluşruracaklannı söyledi ve "Ya-
bancı sermayeli firmalann. enflas-
yon nedeni>ie ohışanfikrifkazanç-
lannın \ergilendirilmesini engel-
le> ecekbir muhasebe sistemi ohış-
turacağız" dedi.
Erdoğan, daha önce üyesı oldu-
ğu RP'nin ve de\amı olan FP'nin
kapahldığının anımsatılması üze-
rine şunlan söyledi:
"Kzi>ankş tahifl edniorsunuz. Btz
herhangi bir siyasi partinin deva-
mı değfliz. Din eksenli dcğil, insan
eksenli bir parfi>iz. 73 kurucumu-
zun 70'i sivasette sıfir kUometre."
ABye üyelik konusunda "Par-
timiz ÂB'ye üye ohnak konusun-
da kararh" ifadesini kullanan Er-
doğan, AB'nin Türkiye'yı üye yap-
mak konusunda kararh olrnasmı
beklediklerini ve tam üyelik süre-
sinin uzatıhnasını yanlış buldu-
ğunu söyledi. Erdoğan, terörden
çok çekmiş bir ülke olarak Türki-
ye'nin terörle mücadelenin ne ol-
dugunu bildiğini belirttı.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
AyşenurZarakolu'nu yitirdik. Ve-
li Gürcan'ı yitirdik, Hayk Açıkgöz'ü
yitirdik. Hemen hemen aynı günler-
de yitirdiğimiz bu üç insanın ortak
özelliklerinden birisi, itiraz eden insan-
lanmızdan olmalanydı. Onlar bu ül-
kenin solculanydılar. Ayşenur Zara-
kolu ve Veli Gürcan, arkadaşlarımdı.
Hayk Açıkgbz'ü ise uzaktan tanıyor-
dum, çünkü Türkiye dışında yaşıyor-
du.
Ayşenur, 1968 kuşağmın sessiz,
kararh ve cesur kadınlarındandı. Bü-
tün yaşamı haksızlığa, eşitsizliğe,
baskılara itirazla geçti. 1968'de ney-
se, ölünceye kadar da oydu. Belge
Yayınlan'nın yayın kataloğunu izler-
seniz, onun son 15 yıl içinde neler yap-
tığını daha iyi anlarsınız. Yayımlana-
maz denen kitapları yayımlayarak
"yayın yasağı" denen yüzkarası uy-
gulamaya meydan okudu. Mahke-
melerden geri gelmedi, hapse girdi,
mahkûm oldu, cezalar ödedi. Bun-
lann hiçbirisi, onu yolundan döndür-
medi. İnsan Haklan Demeği'ndeki
Ayşenur, Veli ve Hayk
kararlılığı neyse, Belge Yayınları'nı
yönetirken de aynı cesareti göster-
di.
O cesurdu ama hiç sesini yükselt-
mezdi. Hiç bağırmazdı, hiç gösterişi
yoktu. Toplantılara çıkıp konuşma
yapmaktan hoşlanmazdı, ödül tö-
renlerıne gelmek istemezdi. Dosttu,
zorzamanlarda konuşanlardandı. O,
bizim kuşağın yüzakıydı, onuruydu.
Sessiz, gösterişsiz büyük bir kavga-
cıyı yitirdik.
•••
Veli Gürcan'la, sosyalistlerin birli-
ği için bir araya geldiğimiz günlerde
dost olduk. O bir mücadele adamıy-
dı. 12 Eylül'de kapatılan Türkiye Sos-
yalist Işçi Partısi'nin (TSİP) kurucu-
lanndandı. 1968'lerde kurulan Dev-
rim İçin HareketTiyatrosu'nun oyun-
cuları arasında yer aldı. Türkiye Işçi
Partisı paralelındeki Sosyalist Genç-
lik Örgütü'nün (SGÖ) sekreterliğini
üstlendi. Veli. bir kavga adamıydı.
Heyecanlıydı, ataktı. Siyasi nedenler-
le çeşitli kereler hapse girdı. Kanser
hastası oldugunu duyduğumda çok
üzülmüştüm. O, elı kolu bağlanacak
birisi değildi. Veli Gürcan, Sosyalist
Birlik Partisi'nin kuruluşundan ÖDP'ye
uzanan sürecin değişmez ısımlerin-
dendi. Izmir'de iki gün önce onu da
kaybettik.
Hayk Açıkgöz ise Leipzig'de yaşı-
yordu, bizden önceki TKP kuşağından-
dı. Samsunluydu. 'Ermeni tehciri' sı-
rasında ailesi Sıvas'a yerleşerek teh-
cirden kurtulmuştu. Hayk, İstanbul
Tıp Fakültesı'nde okurken TKP 1944
tutuklamasıyla yüz yüze geldi. Daha
sonra Lübnan'a gitti. Orada yaşayan
Anadolu Ermenileriyle birlıkte oldu.
Oradan Moskova'ya, Moskova'dan
Varşova ve Budapeşte radyolarına
gitti. Yaşamını doktorluk yaparak sür-
dürmeye çalıştı. TKP içinde iktidar
kavgalarının kurbanı oldu. 85 yaşın-
da Lepızig'de yaşamını yitirdi.
•••
Ayşenur'la Veli aynı kuşaktandılar;
aynı acılara, aynı mutluluklara tanık
oldular. 12 Mart ve 12 Eylül askeri dar-
belerınin hedeflerı arasında onlar da
vardı. Ikısının bir özelliği de mücade-
lenin yaşam biçimlerı olmasıydı. Ay-
şe sessiz ve direngen, Veli ise atak-
tı ve etkili bir hitabet gücüne sahıp-
ti. Hayk Açıkgöz ise bizden önceki ku-
şaktandı. Onlann yaşamı başka sıkın-
tılar ve acılarla yoğrulmuştu. Bu uç
insanın yaşamları, kavgaları, aslında
uzun birtarihin de özeti gibi. Işin çar-
pıcı olan yanı, Ayşenur ölümünden bir-
kaç gün önce yeni bir şoruşturmay-
la karşı karşıya kalmıştı. Ömer Asan'ın
"Pontos Tarihi" kıtabı, cadı avının
yeni hedeflerinden birisiydi. Ayşe-
nur'un onlarca davasına bu tarih ki-
tabı da eklendı.
Cadı avı, tarihimizin hiç degişme-
yen bir yönü. Tarihin her döneminde
solcular, muhalifler, itiraz edenlerka-
zanlara atıldılar. Onlar hep "vatan ha-
/n/er/"ydiler. Kazan kurucuları da va-
tanperver. 100 yıl önce de böyleydı,
50 yıl önce de boyleydi, şimdi de
böyle. Nâzım Hikmet'in yaşamına
bakın, cadıları görebilirsiniz. Hayk
Açıkgöz'ün, Ayşenur Zarakolu'nun,
Veli Gürcan'ın yaşamına bakın, cadı
kazanlarını kuranları görebilirsiniz.
Her önemli sorunu, itiraz edenleri
sustururak ve hapse atarak çözmek,
bu ülkede bir gelenek halınde. Bu üç
değerli insanımızı kaybettiğimiz şu
günlerde, onlann yaşamlannı saran
haksızlıkları yeniden anımsıyoruz. O
iyi ınsanlar şimdi yoklar. Birçok iyi in-
san, cesur insan yok, ama cadı ka-
zanları kaynamaya devam ediyor.
Ayşenur'u o cesur kadını, Veli'yi o
kavgacı arkadaşımı, tehcirden tehci-
re koşup yaşamını Lepızig'de nokta-
layan Hayk Açıkgöz'ü sevgıyle son-
suzluğa uğurluyoruz.
GLOBALPOLİTÎKÜLTÜR
ERGIN YıLDıZOĞLU
Kapitalizmin Dehası
Geri kalmış ulkelen bıliyorsunuz. Buralarda, "çağ-
daş", serbest piyasa ekonomisi yerine, yolsuzluk,
hırsızlık, nüfuz ticareti, kısacası "eş-dost" kapita-
iizmi egemen. IMF'nin reformlarını, ABD ekonomik
modelini benimsemek işte bu yüzden, piyasa eko-
nomisinin kurallarını egemen kılarak "eş-dost" ka-
pitalizminin kökünü kazımak için gereklı.
Bu açıdan, ABD adeta ulaşılması gereken bir "mo-
del" azgelişmiş ulkeler için. Bu ülkelenn halkı, ay-
dınları, medyanın da yardımıyla bu modeli arzula-
maya, kimliklerini bunun tuttuğu aynaya bakarak
kurmaya başlıyorlar. Böylece de ABD modeli. insan-
lann iç dünyasında, kımlik sorununa ilişkin psıkolo-
jik bir düzeyde yeniden üretilen bir egemenlik kuru-
yor. Topraktan önce beyinlersömürgeleşiyor. Ancak,
ABD'de Enron şirketinin batmasıyla ortaya çıkma-
ya başlayan gerçekler, "e£- dost" kapıtalizminin ge-
ri kalmış ülkelere özgün olmadıgını gösterdi.
Kapitalizmin dehasının bir kanrtı
Birzamanlar. ABD Hazine Bakanı Paul O'Neill,
"Enron, kapitalizmin ne kadar dahiyane bir sis-
tem olduğunun kanrtıdır" dıyordu (San Fransis-
co Chronicle 27/1/02). Niye demesın, 1985'te, Te-
xas'ta doğan Enron, faal/yetine, yeret bırenerji üre-
ticisı olarak başlamış, enerji piyasalannın serbest-
leşmesiyle birlikte enerji mallan ticareti alanına geç-
miş, burada da durmamış hemen uluslararasılaşmış,
giderek enerji mallannın yanı sıra, fiberoptik, içme
suyu, yüksek teknoloji mallan, sermaye piyasalann-
da türevler gibi çok çeşitli malın ticaretini yaparak
hızla büyümüş. Enron Yönetim Kurulu Başkanı (ve
Bush'un yakın dostu) Kenneth Lay'in önderliğın-
de, yaklaşık 10 yıl içinde. dünyanın en büyuk ener-
ji tıcaret şırketı, ABD'nin deyedinci buyük ş/rketı ha-
line dönüşmüş. Enron sadece kapitalizmin değil,
"sonsuzolasıhklar" sloganıyla "Yeni Ekonominin"
de onuru, hatta sımgesi olmuş.
Enron'un kapitalizmin dehasının ürünü olduğu
günlerde yönetim kurulu başkan yardımcılığı yapan
John Clifon Baxter, geçen hafta sonu utancından
ıntihar etti. Nasıl etmesin, Enron. hisse sahiplerinin
servetinden 70 mılyar dolar silerek piyasalara 10'lar-
ca miiyar dolar da borç takarak bartı. "Olur böyle
şeyler, fazla açılan, iyi yönetilmeyen şirketler
batarlar. Bu da kapitalizmin dehasını, çürük el-
malan nasıl ayıkladığını gösterir" denebilir. An-
cak, Enron, yalnızca batmakla kalmadı, batmış ol-
dugunu, türev piyasalannda öğrendiğı tekniklerle
ve dünyanın beş buyük denetim şirketinden biri olan
Arthur Andersen'in da yardımıyla uzun süre yatı-
nmcılardan saklamayı becerdikten, bu arada 128 şir-
ket müdürüne ellenndeki Enron hısselerinı, şirket
batmadan satma fırsatı sağladıktan sonra battı. En-
ron, kendisine güvenerek emeklilik fonlannı hısse-
lerine yatıran 20 bin çalışanın, hem işlerini hem de
tüm tasarruflannı kaybetmelenne neden olarak, böy-
lece de alt ve orta gelir tabakasından en üst taba-
kaya milyartarca dolar para hortumladıktan sonra bat-
tı. Kısacası Enron, piyasanın oz denetim mekaniz-
ması olduğu varsayılan bir şirketi de içeren bir yol-
suzluk, hırsızlık zinciri içinde battı.
Buyrun 'eş-dost' kaprtalizmine
Şimdi yasama veyargı sistemi, Enron'u soruştur-
mak, bu skandalın gerçek boyutlarını ortaya çıkar-
mak ıstiyor. Istiyor ama, Enron'a bulaşmamış birini
bulup bu soruşturmanın başına koyamıyor. Senato
Soruşturma Komisyonu'nun başındakı Demokrat
Parti'den, Liberman bile Enron'un seçimlerde da-
ğıttığı bağışlardan pay alan 71 senatörden biri.
Ama kim pay almamış ki Enron'dan? Bush'un
kampanyasına en büyük bağışı Enron yapmış. Bush
hükümetinin, yeni gaz ve petrol sondajlannı, nükle-
er santral programlarını canlandırmayı amaçlayan
enerji programını hazırlarken, Enron genel müdürüy-
le birçok kez görüşen, ama şimdi bu görüşmelerin
tutanaklannı açıklamayı reddeden Başkan Yardım-
cısı Cheney de Enron'un bağış listesinde. The Ti-
mes'ın aktardığına gore bu yeni enerji politikasının
17 uygulaması doğrudan Enron'un işine yaramış.
Bush. kara, deniz ve hava kuvvetlerinin başına, bun-
lan bir şirket disipliniyle yönetmesi için üç işadamı
atamıştı. VVashington Post'un aktardığına göre bun-
lardan, Thomas VVhite, Enron'un sabit fiyatlı, uzun
sürelı kontratlarla etektrik ve gaz satan, enerji hizmet-
leri şirketinin müdürüymüş. Eski bir general olan
VVhite'ı Enron, orduyu da bu müşterilerınin listesine
katmak için bünyesıne almış. Bu şirketin yöneticile-
ri, gelecekteki enerji fîyatına ilişkin bir projeksiyon ya-
pıyor, kontrat fiyatıyla bu fıyat arasındaki fark üzenn-
den, daha kârgerçekleşmeden, prim alıyormuş. En-
ron, VVhite'a milyonlarca dolar prim ödemiş. Ama ener-
ji fiyatlan çok iyimserce(!) tahmin edilmiş olduğun-
dan bu şirket de batmış. İşte ordudan Enron'a 25 mil-
yon dolar kontrat sağlayan bu adam, Bush dönemin-
de orduya geri dönmüş. Döndükten sonra da ordu-
ya enerji gereksiniminı piyasadan sağlaması için bas-
kı yapmış. ABD'nin DünyaTicaret örgütü'ndeki tem-
silcisi Zoellick de Enron'un bağış listesinde. Belli ki
Enron, ABD'nin enerjiden dış ticarete kadar birçok
polit/kasının oluşmasında büyük rol oynamış.
Serbest piyasanın bu kadar eksiksiz uygulandı-
ğı, kurumlannın bu kadar gelişmiş olduğu bir ülke-
de bile "eş-dost kapitalizmi", yolsuzluk, nüfuz tica-
reti bu kadar yaygınken bugün Türkiye'ye dayatılan
IMF reformlarının Kemal Derviş'in birçok yazarta-
rafından, "eş-dost" kapitalizmine son vererek eko-
nomiyi modernleştirecek gerekçesiyle desteklen-
mesi ne anlamla geliyor? Bu fantezi acaba neyi
gizlemeye hızmet ediyor?
Mahkeme kararıyla kapatıldı
'Karases'in mezanndan
'haüfe'yazisısilindi
GÜRKANATA
ERZURUM-Yurtdı-
şında uzun yülar Türki-
ye aleyhine irticai faali-
yet yüriiten ve "Kara
ses" olarak bilinen Ce-
nıakttin Kaplan'ın Er-
zurum'un Altıntepe kö-
yünde bulunan mezarlı-
ğındakı "Müslümanla-
rm HaKfesi, Enıiril Mü-
minin"yazısı mahkeme
karanyla silindi.
Cemalettin Kaplan,
1995 yıh Mayıs ayında
Almanya'da öldükten
sonra doğum yeri Erzu-
rum'un merkeze bağlı
Alnntepe köyüne def-
nedildi. Burada Kap-
lan'ın mezan türbe şek-
linde yaptınürken me-
zartaşma ise Arapça
harflerle "Müslüman-
JannHalifesiErniriMü-
müun" diye yazdınldı.
Erzurum 1. Asliye
Hukuk Mahkemesi'ne
açılan dava sonucunda,
mahkeme karanyla me-
zartaşındaki yazılar Tek-
ke ve Zaviyeler Kanu-
nu'na aykın olduğu ge-
rekçesiyle beyaz boyay-
la kapatıldı.