23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA + CUMHURİYET 30 OCAK 2002 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLERolay.gorus g cumhuriyet.com.tr MUMTAZ SOYSAL Tanınma ve Korunma ORTADOĞU'NUN bir köşesınde insafa ve insanlığa sığmaz bir facıa yaşanıyor. Bır adam ve toplumu boğazlanmakta; dünya seyırci. Rlıstin'in "devtet başkanı "Yasser Arafat, Ba- tı Şeria'nın Ramallah kentınde mahsur: "Ül- ke"s\n\r\ Gazze şeridine gidemiyor. Dolayısıy- la, "ıntıhar örgütlerine hâkım olamıyorsun" suçlamasına karşı, yönetimınin başına geçıp olayları yönlendırmesı güçleştırılmış durumda. Hem suçlanıyor, hem de suçlandığı olaylara karşı acz ıçine sokulmuş. Öte yandan, tedhişçilerin yaptıklan bahane edilerek, Filistin adına ne varsa yok edilmekte: Bına, araç, uçuş pıstı, hatta masum insanlar da. Bu çelişkıli tablo karşısında bütun Müslü- man dunyası da acz içınde. Mısır, Ürdün gibi komşu ülkeler bır şey ya- pamıyor. Endonezya, Malezya gibi zengın Is- lam ülkeleri seyırci. Pakistan. kendi derdınde. Koskoca Islam Ülkeleri Konferansı örgütü de etkisiz; bıldin yayımlamaktan öteye geçe- miyor. Insan hakları ve barış konulannda hep bır şeyler soyleyen Batılı ülkeler suspus. 11 Eylul sonrası "Islam terörü"ne karşı yapılanlan içten içe onaylayanlar var aralannda belki de. "Filistin otontest "ni "devlet" olarak tanımış olanlar da sessız. Ankara sesinı duyurabiliyor mu? Yapabile- ceğini tam yapmakta mı? Israil uzennde etkıli olabilecek tek ulke. Ame- rika. O da, 11 Eylül psikolojisiyle bu Musluman "itlaf"\na göz yumuyorsa, vVashington'da az da olsa etkili olması gereken Türkiye dolaylı ola- rak devreye gırmek ve olup brtenleri durdurmak içın bir şeyler yapamaz mı? Bu noktada KKTC Cumhurbaşkanı'nın bir sözünü anımsamadan edemiyor ınsan. "Devletımı dünya tanımıyor; Turkıye tanıyor ya, ıçim rahat; dünya tanıyıp da Turkıye tanı- masa, işte o zaman kahroJurdum" demişti. Birleşmiş Milletler'in yüz seksen küsur uye- sı arasında Filistin devletini tanıyanlann sayısı neredeyse yarıya yakın; ama Filistin herkesın gozleri önunde boğazlanıyor. Demek ki, cay- dıncı bir gücün guvencesi olmadıkça tanınma dayetmıyor. Ama, bir toplumu korumakta cay- dıncı silahlı gücün de yetersiz kaldığı bır nok- ta var: içten çökertme. Türkiye, Kuzey Kıbrıs'a canlı birekonomı ve kesin birözgüven kazandırmak içın gereken her şeyı göze almak zorundadır. Bruksel ve Ati- na'dakılerın son demeçleri gösterıyor kı, Kıb- ns Türk tarafını Ankara'nın istemediği bır çö- zume çekmek içın Avrupa'nın elindekı "ekono- mik yardım" kartı sonuna kadar kullanılacak. Bu kandırışı önlemek gerekir. Uyum Yasa Tasansı ve 312/2. Madde... Prof. Dr. Mehmet Emin ARTUK - Doç. Dr. Ahmet GÖKCEN Marmara Ünı Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku Öğretim Üyeleri K amuoyunda uyum yasalan olarak ad- landınlan ve Ba- kanlar Kurulu'nca 22Kasım2OOlta- rihinde TBMM'ye sevki karar- laştınlan "Bazı Kanunlarda De- ğişikük Yapdmasına Dair kanun Tasansı", gerekçesiyle bırhkte 15 Ocak 2002 tarihınde TBMM Baskanlığı'na gönderilmiştir. Genel gerekçesınden de anla- şılacağı üzere tasanyla; anayasa- da yapılan değışiklıklere (3.10.20011. ve 4709 sayüı Tür- kiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinın Değıştinlme- si Hakkında Kanun. RG. 17.10.2001, S. 24556 Mükerrer) uygulama kabılivetı kazandınla- bılmesı amacıyla TCK (Türk Ce- za Kanunu), TMK (Terörle Mü- cadele Kanunu). Devlet Güven- lik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Ka- nun ve CMUKde yer alan bazı hü- kümlerın değişikliğe uğratılma- sıyla düşünce ve ıfade özgürlüğü- nün genişletilmesi amaçlanmış- tır. Bu yazımızda TCK m. 312'2 'de yer alan ve uyum yasa tasansıy- la değışiklığe uğratılan "Halla Kin ve Diişmanbğa Açıkça Tab- rik Cûrmü"nün düşünce ve ıfa- de özgürlügünü yürürlükte olan yasaya oranla genişletip genişlet- mediğini inceleyeceğiz. Tasan metninin 2. maddesinde "Sosyal sınıf. ırk, din, mezhep ya da bölge farklılığına dayanarak insanlan birfoirme karşı kamu dö- zenini bozma olasıbğmı ortaya çı- karacak bir şekfldedüşmanhğaya da kin besJemeye, alenen tahrik eden kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verifir" ibare- si yer almaktadır. Uyum yasa tasansuıın öngör- düğü değişik 312/2'nin kaynak- lan TCK 1997 ve 2000 tasanla- ndır. 1997 TCK tasansının 289. maddesinin 2. fikrasında "Sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farkbbğına dayanarak insanlan birbirine karşı kamu düzenini bozma ihtimalini ortaya çıkaracak surette düşmanlığa veya kin bes- lemeye, mevcutkinlerisürdürme- ye alenen tahrik eden kimseye bir yıldan beş >ila kadar hapis ceza- sa veriür" denılmektedır. 2000 ta- rihli Türk Ceza Kanunu Tasan- sı'nın 292'2. fikrasında ise uyum yasa tasansından farklı olarak "ortaya çıkaracak surette'' ibare- sine yer verildiği gibi yaptınmın " biryıldan beşyda kadar hapisce- zası" olarak düzenlenmesı öngö- rülmüştür. Görüldüğü gibi uyum yasa ta- sansının kaynaklan, "kadükobn" 1997 ve hâlâ kanunlaşamayan 2000 TCK tasanları olup, 2001 yılında 4709 sayılı kanunla ger- çekleştirilen anayasanın değişti- rilme amacıyla ilgisı yoktur. Her ne kadar uyum yasa tasa- nsının öngördüğü değişik 312 2'nin gerekçesinde, yapılan yenı düzenleme ıle "suçun un- surianrun daha beürgin duruma getirflerek tophımsal savıuımanm sağianmasının yanında ifade öz- gürlüğünün güçlendirilmesi"nin de amaçlandığı belirtilmekte ise de uyum yasa tasansı suçun un- surlanru genışleterek düşünce v e ıfade özgürlügünü daraltmaktadır. Nıtelam bugünkü hükme göre su- çun oluşabümesı için sınrf, ırk, din, mezhep ya da bölge bakımından farklı özeluklen bulunan "haDcke- simleri"nin birbinne karşı tahrik edilmesi gerekirken tasandakı hü- küm ile sosyal sınıf, ırk, din, mez- hep ya da bölge farklılıklanna dayanarak "insanlar"ın birbinne karşı kışkırtılmalan (tahrik edil- meleri) suç sayılmıştır. Görüldüğü gibi suç, kışkırtma- nın sadece muayyen özellikleri olan halk kesimine karşı yapd- ması durumunda değil, buna ila- veten insanlara (örneğin iki kişi- ye) karşı yapılması halinde de oluşacaktır. Eğer tasan buhaliy- le yasalaşırsa, Türkiye uygula- ması dikkate alındığında, bundan ne kadar ağır sonuçlar ortaya çı- kabileceğini tahmin etmek zor değildir. Hükümetın Meclis'e sunduğu tasanda temel cezanm üst sımnm indirmiş olması da hiçbir sorunu çözmeyecektır. Zaten uy- gulamada ceza, -kural olarak- alt sınırdan verilmektedir. Düşüncenin ifade edilmesın- den dolayı verilen mahkûmiyet kararlannm etkisini azaltmak ama- cıyla Dava ve Cezalann Ertelen- mesıne ve Şartla Salıverümeye ilişkin kanunlann çıkanldığı (ör- neğin 4454 ve 4616 sayılı kanun- lar) ve Türkiye'nin AİHM'de ıfa- de özgürlügünü kısıtlamaktan sık- ça mahkûm olduğu bır dönemde, suçun kapsamını gemşletıp ıfade özgürlüğünün alanını daraltarak düşünce özgürlüğünün nasıl ko- runacağı doğnısu merak konusu- dur. Üzerinde durulması gereken başka önemli bir husus, 1997 ve 2000 tasanlanndan uyum yasası- na geçen "kamu düzenini bozma obsıhğuıı ortaya çıkaracak suret- te düşmanhğa ya da kin besleme- ye_ alenen tahrik" ifadesi ile il- gılıdır. Belırtelım kı, "'kamu dü- zenini bozma olasıhğmı ortaya çı- karacak surette" ıbaresı. yürüıiük- teki kin ve düşmanlığa tahrik cür- münün soyut tehlıke suçu olan basit halini daha ağırlaştıracak niteliktedir. Tasannın bu şekilde kanunlaş- ması durumunda suçun oluşma- sı için maddede behrtilenhareket- lenn kamu düzenini bozma ola- sılığunn bulunması yeterli sayıl- makta, aynca somut bir tehlike- nin ortaya çıkması aranmamak- tadır. Oysa ceza hukukundaki çağ- daş eğilim, soyut tehüke suçlan- nı somuttehlike suçu haBnegetir- me şeklindedir.Nıtekim mukaye- seli hukukta ceza kanunlan (Al- marrya m. 130, Avusturya m. 283, Italya m.415, Fransa m.R. 625-7, Fransa Basın Kanunu, m. 24, Is- viçre m. 261 bis, Isveç 16. Başlık, m. 8, Polonya m. 256, Rusya Fe- derasyonu m. 282, Danimarka m. 266 b, Yunanistan m. 192, 1961 Çekoslovakm. 260,1961 Macar ra 138,1968Bulgarm. 162,1960 Romanya m. 327,1938 Küba m. 218) "ohsıhk"tan bahsetmemek- tedir. Aynca suçta ve cezada ka- nunilık ılkesı gereğı ceza norm- lannda, suç sayılan eylemleraçık bır biçımde ifade edürneü, ihtirna- li bile cezalandıran belirsiz iba- relere yer verilmemelidir (Bkz: Artuk Mehmet Emin. Gökcen Ahmet, Yenidünya A. Caner, Ce- za Hukuku Genel Hükümler I, Ankara 2002, s. 187 vd.) Sonuç olarak denebilir ki, kay- nağmı 1997 ve 2000 TCK tasa- nJannda bulan değişikük metni, düşünce özgürlügünü koruma ba- kımından bugün yürürlükte olan hükümden daha geri bırdüzenle- me içermektedir. Belirtelim, 1889 ttalyan (Za- nardelli) Ceza Kanunu "ndan ah- nan "cemiyetin muhtelif suufla- nnı umumun emniyeri için tehü- keti bir tarzda kin ve adavete (düş- manbğa) tahrik e> le>en kunse._" tarzmdaki hüküm, düşünce öz- gürlüğünü koruma bakımından çok daha yerinde idi. 7.1.1981 ta- rihinde yapılan değışıklikle "umu- mun emniyeri için tehJiketi bir tarzda" ibaresı metınden çıkan- larak suçun özgün (orijinal) ka- lıbı bozulmuştur. 12 Eylül sonra- sı şartlarda bu düzenleme bir de- receye kadar belkı makul sayıla- bılir. Yapılması gereken, sivilyö- netime dönülünce suç tıpının öz- gün kahbına göre yeniden düzen- lenmesı ıdı. Bu yapılmadığı gibi tasanJarla getirilen düzenleme- ler, yürürlükte olan metni bile ara- tacak düzeydedir. Yeni formül aramaya, başka ka- nunlardan örnekler bulmaya ge- reksinim yoktur. Suç tipinin me- haz kanundaki özgün şekli bo- zulmamak sureriyle gerekü küçük düzeltmeler yapılarak sorun hal- ledilebilir. Kanımızca TCK'nın 312'2. fıkrasındaki değişiklik "Halkm sosyalsınrf,ırk,din, mez- hep veya bölge bakımından fark- h özeffiklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kamu- nun güveniği için tehkkeübirtarz- da kin ve düşmanhğa alenen kış- kntan künse, üç aydan üç yıla ka- dar hapis cezasyia cezalandın- hr" şekünde olmahdır (Bkz: Gök- cen Ahmet, Halkı Kin ve Düşman- lığa Açıkça Tahrik Cürmü, TCK m. 312/2, Ankara 2001, s. 329 vd.) PENCERE Askerin İşi Zor... Dostum dedi ki: - Askerin yerinde olmak ıstemezdim.. - Neden?.. - Dıncı askerı sevmiyor, etnikçi sevmıyor, entel sevmiyor... - Neyazarki?.. - Bir şey yazmaz; Türkiye'nin bugünkü konumu da çok, ama çok ilginç değil mı?.. • - Nasıl?.. - Insan belieği unutkanlıkla sakat!.. Başbakan Ecevrt Amerika'ya gıtmeden once medya neden hop oturup hop kalkıyordu... - Niçin?.. - Bush başımıza Irak savaşını sarar mı diye yü- reğimız tıp tıp ediyordu... - Asker savaşa karşı çıktı, değil mi!.. - Evet, hem de ikinci kez... - Ama tehlike geçti mi?.. -1991 'de Sovyetler yıkılınca haritalar allak bul- lakoldu, yenı devletlerkuruldu, sınıriar değişti, ki- mi ülkeler parçalandı, Türkiye'yi bölmek istediler, 9O'lı yıllarda Anadolu'da 30 bin cana kıyan teror ile savaş kırması kanlı süreci asker nasıl yaşadı, sıvıl ne yaptı?.. - Istanbul'a ve medyaya her şey vız geldi... - 1991 'de "tarihın sonu geldi" dıye palavralar atıldı; ama, ınsanlık başını savaştan alamıyor; Bal- kanlar'da savaş üstüne savaş, Ortadoğu'da sü- rekli savaş, Afrika'da savaş, Afganistan'da savaş, askersüreklı 'teyakkuz' durumunda olmak zorun- da.. Dostum bır soluk almak içın sustu... • Bu kez ben yineledim: - Evet, askerin ışı zor... - Içerde dincı-etnikçı-entel dayanışması med- yayı nasıl kullanıyor?.. Batı coğrafyasını saran Rum-Yunan-Ermeni diasporalannasürekli malze- me üretmek içın neredeyse birbiriyle yanşıyorlar... Dedim ya askerin yerinde olmak istemezdım... -Birsakatlıkvar, amanedir?.. Kendimiziveözel durumumuzu göremiyor muyuz?.. - Hayır, bizde demokrasi adı altında halkın eko- nomik çıkarian değil, dincinın ve etnıkçınin hırsla- n dile getiriliyor; ekonomi dibe vurmuş, bizim işi- miz gücümüz bölücülük ve ırtica üzerinesiyaset... • Dostum bir kez daha yineledi: - Askerin yerinde olmak ıstemezdim; bunlann üs- tüne bir de politikacı sorumsuzluğunu ekle... - Evet, politikacı sorumsuz; dinci, entel, etnikçi düşman gibi; ama halk ne durumda?.. Dostumun yüzü güldü... - Sahi, dedi, halkın tuttuğu bir Cumhurbaşkanı var, bırde asker... h u r i y e t MAHALLES 1 '«fd e ANAHTAR TESLÎM 6 0 EV! Y a z l ı k y a d a i k i n c i k o n u t d e ğ i l , b ü t ü n y ı l y a ş a m a k i ç i n ! huriyet Mahallesi Artık Çok Yakın! "Anadolu kent kültürünu ve bu kulturun temeli olan komşuluk dayanışmasını canlandıracağımız", "doğanın içinde, ama doğayı bozmadan, hatta iiretip çoğaltarak'* yaşayacağımız Cumhuriyet Mahallesi hızla gerçekleşiyor! "Deprent Güvenli" Evler! Cumhuriyet Mahallesi 1. Bölüm'de arazı zemin etütleri yapıldı, altyapı çalışmaları tamamlandı ve imar planına uygun "deprem guvenli" evlerin yapımına başlandı. Bütün proje ve altyapı çalışmalarını, 2. Bolum Kınah Mahallesi'ni de kapsayacak biçimde yürütüp tamamiadık. Amacımız, bu bölümdeki inşaatların da 1. Bölüm'le birlikte yürümesi ve tüm Cumhuriyet Mahallesi'nin bir tamamlanarak yaşama geçmesiydi. Dışt Bizim, Içi Sizin! Kınah Mahallesi'ndeki 60 parseli, aramıza yeni katılacak dostlarımıza, arsa olarak değil, "anahtar teslim ev" olarak sunuyoruz. Evleriniz, projesine uygun olarak, tarafımızdan yapılacak; içinin yapılması ise sizin zevkinize bırakılacaktır. Denize Açılan Penceremiz! Cumhuriyet Mahallesi'nin "denize açılan penceresi" olan Kınah Mahallesi, 1. Bölüm'ün yaklaşık 2 kilometre güneydoğusunda, denize yalnızca 800 metre uzakhktadır. Yüzölçümü 120.000 m2 olan arazinin yaklaşık % 90'ı yeşil alan ve yollara ayrılmıştır. Mahallemizde ortalama 500 m2 büyüklukte 140 parselin yanı sıra; alışveriş merkezi, Cumhuriyet Mahallesi Lokali, kültür ve sanat alanlarıyla yüzme havuzu da bulunmaktadır. * Uygun Ödeme Koşullart... Fiyatlarımız evlerin tek tek yaptınlmasuıdan doğacak maliyetlerin çok altında olup, farklı ödeme seçenekleri sunulmakta ve vadeli ödemelerde düşük kredi oranlan uygulanmaktadır. Okurlarımızla, dostlarımızla birlikte yaşayacağımız, birlikte güzellikler üreteceğimiz Cumhuriyet Mahallesi adım adım gerçekleşiyor. Bu olanaktan yararlanmak isteyeceğınizden eminiz. Lütfen arayın, görüşelim. Cumhuriyet maha IIes i "Doğayla uygarlık buluşuyor 'Adı geçen sosyal tesısler Cumhuriyet Mahallehlerm kurmus olduğu Jşletme Kooperatıfı üyelenne hıztnet verecektır Satış Koşullan: Cumhurıyet Mahallesı'nde farklı mımarıde 125-165-205-250 m2 büyukluğünde 4 ayn tıp ev satışa sunulmuştur. 12-24 ay arasında vadelendııme yapılmaktadır 10 ayn ödeme seçeneği ıte ddame tablotan yapılmışör. Ojmhunyet'in okura hizmet anlayışı ile başJatttğı bu kampanyada ev fiyatlan caztp otduğundan talepler başvuru sırasına göre Karşılanacak&r YAPI-c "Cumhuriyet Vakfı'nın ortak olduğu bir kuruluştur" Istanbul Merkez: Turkocağı Caddesı Basın Sarayı No:1 Kat: 4 Gazetecıler Cemıyetı ustu Cağaloğlu / IstanbulS Tel: (0212) 520 21 91 - 92 / (0212) 522 49 26 Faka: (0212) 520 50 23 Mobil Tol: (0536) 563 61 91 / 563 61 81 Cumhurtyet Oazetesl Tel: (0212) 512 05 05
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle