Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyefİmti\az Sahibi: Yenı G ü n Haber Ajansı Basın ve
Ya>ımcılık A.Ş'vı temsalen Cumhuriyet Vakfı adına
İLHANSELÇUK
Genel YayınYönetmenı: fbrahim
Yûdız • Yazuşleri Müdiirü: SaJnm
Alpaslan # Sorumlu Müdür:
Fikret llkiz • Haber Merkezı
Müdürii: HakanKara
Istıhbarat: Cengiz Yıldırım 0 Ekonomi Özlem Yü-
zak # Kültür: Egemcn Berköz # Spor Abdülka-
dir \ ücelman 9 Makaleler: Sami Karaören •
Düzeltme. Abdullah Vazıcı • Bılgı-Belge Edibe
Buğra # Yurt Haberlen: Mehmet Faraç • A\rupa
Temsılcısi Gürav Öz
Yayın Kunılu: fihan Setçuk (Baş-
kan), Emre Kongar (Daruşman).
Orhan Erinç, Hikntet Çetin-
kaya, Şükran Sooer, İbrahim
Yıİdız. Orhan BursaJı. Musta-
fa Balbav, Hakan Kara.
Ankara TemsiJcisı Mustafa Balbav Atatürk Bulv an No.
125. Kat:4, BakanlıkJar-Ankara fel. 4195020 (7 hat),
Fal«-4195027* tzmırTemsılcısrSerdarKızık,H Zı\a
Blv 1352 S 23 Tel. 4411220, Faks: 4419117#Adana
Temsılcısi Çetin Yiğenogiu. Inonu Cd. 119 S No 1 Kat 1,
Tel 363 12 ll.Faks 363 12 15
Müessese Mudiıru. Erol
Erkut # Koordinaior
Ahmet Korulsan • Mu-
hasebe Bülenl \ ener 0
Idare Hüseyin Gürer
0 Sarış FaziletKuza
REKLAM: P.M. Ltd. Şti. • Gene
Müclur Gülbin Erduran#Kootdınaıöt
Reha işıtınan # Genel MudürYrd.
Se*da Çoban # Fınaruman Muduni
Çetin Frduran Tel 0212 514 0"? 53 •
513 S4 60-61. FaU 02125138463
\i\unla\an: \ en: GÛJI Haber Ajan-tı Basın ve Va>ıncılıi A S. B»kı. Sabah >avıncılıt A S
Tüfkocağı Cad 39 41 Cagalogiu 34334 lstanbul. PK. 246 - Sırkecı '4435 Istanbul
Tel lO?i:)512O5O5ı2Ohall
Faks (0 212)513 85 95 14OCAK2002 Imsak: 5.47 Güjıeş: 7.21 Öğie: 12.20 îkındi: 14.44 Akşam. 17.07 Yatsı: 18.33
Üşümüş,yoıgunvemutsuzDüzce 'dekiprefabrike konutlarda yaşayan depremzede bir aileye konuk olduk En çok
özledikleri sıcakbir sobanınyanında ısınmak Depremin değiştirdiğiyaşamlardan kesitler...
HATİCE TUNCER
DÜZCE - -Sobaya şöyle ederini uzaürsın ya,
önüode durur arfcanı ısıtirsın ya, işte onu özie-
(finu." Düzce Depremzedeler Derneği Başka-
nı Ayşegül Şenol v e demek üyeleri, yeni çalış-
ınalanyla ılgılı toplanayı bitırmişler, sohbete baş-
lamışlar. Yeni evli ve işsiz GünerKaraoğhj, kı-
şın ortasında çıtır çıtır yanan bir soba özlemi-
ni böyle dile getiriyor.
Gece dernek üyelerinden Emine Saülmış'ın
konuğu olacağım. Satümış ailesi, Fevzi Çakrnak
Mahallesi'ndeki Bayındırlık Prefabrike Konut-
lan 'nda yaşıyor. Yolda, Düzce'nin ûnlü Ibrahi-
moğlu Pasajı'nın önünden geçerken Emine Ha-
nım işaret ediyor, "tşte depremden önce şu ge-
iinlikçinin üst kaünda benim butiğim vardL"
Eski günler...
Emine Hanım'la kar ve buzlan aşıp girdigi-
miz konutun zeminine basınca buza basmış gi-
bi oluyoruz. Emine Hanım, hemen elektrik so-
basını yakıp yemek hazırlığına gırişiyor. Bir
yandan da eski günleri konuşuyoruz. Durum-
lan "iypymış o zamanlar. Eşi Mustafa Saûhnış'ın
da kahvehanesi varmjş. Evlerine yeni mobilya
alabilecek, tatile gidebilecek kadarparalan olu-
yormuş. Mustafa Bey, şimdi asgari ücretle Es-
naf Çayevfnde çalışıyor. Sütçü Imam Üniver-
sitesi'nde iklimlendirme ve soğutma konusun-
da eğitim gören oğullan Oktay da devam zo-
runluluğu olmadığı içın pazarda sebze satan
birinin yanında çalışıyor. Emine Hanım da boş
durmuyor. Eskiden butikçılik yaphğı için de-
neyimli. Istanbul'dan aldığı giyim eşyalannı ev
ev dolaşarak satıyor. "Ünhersitede iki çocuk
okutuvoruz, kolay değil, çahşmamız şaıt" der-
ken, Fırat Üniversitesi'nde okuyan kızı ÖzJem
telefon ediyor. Özlem, Malazgirt'te, Düzce den
bir tanıdıkJanyla karşılaşmış, sevincini anne-
siyle paylaşmak istemiş.
Bu merrUeketln vallsl var...'
Mustafa Bey, akşam dokuza doğru üşümüş,
yorgun ve mutsuz geliyor. Emine Hanım "der-
nekçitik" işleriyle uğraştığı için yemek hazır de-
ğil. Emine Hanım dernek çalışmalannı anlat-
tıkça Mustafa Bey "Bu memleketln vaJisi var,
beledrye başkanı var, onJar ne yapariar ki iş si-
ze kaJryor" diye söyleniyor.
Emine Hanım'uı bir çırpıda hazırladığı ye-
mekleri yiyip çaylanmızı içerken Oktay geli-
yor. Sıcak bir çay alıp günboyu tezgâh başmda
durmaktan neredeyse donmuş ayaklannı elekt-
rik sobasına iyice yaklaştınp televizyon sey-
rermeye koyuluyor. Bizse Emine Hanım'la
adaşı olan komşunun ziyaretine gidiyoruz.
EmineKolamaç ödenemez elektrik farura
lanndan dolayı yasak da olsa soba kurmuş.
Emine Hanım özlemle sobanın üzerinde ne gü-
zel nohut pişirileceğini söyleyince ev sahibi
"Haarla getir, benim sobanın üzerinde pişire-
yim" diye teklifte bulunuyor.
Mutfak bölümü perdeyle aynlmış konutta 7
L. onuk olduğumuz Emine
Saülmış'ın evine girdiğimizde bizi ilk
karşılayan, konutun buz gıbi zemini
Eskiden butikçi olan Emine Hanım,
eve katkı için İstanbuTdan aldığı gryim
eşvalannı ev ev dolaşıp satnor. Oğlu
Oktay ise pazarda sebze satan birinin
yanında çahşıyor.
kişi kalıyorlar. Emine Kolamaç, belinden ame-
lıyat olunca "kocasmın evden kaçüğuu" anla-
tıyor. 9-10 yaşlannda iki oğlu var. Bir kahve-
hanede çahşan erkek kardeşi, eşi ve onjann 6
aylık ve 3 yaşmdaki çocuklanyla hep birlikte
yaşıyorlar. Emine Kolamaç, evlere temizliğe
gidiyor. Ramazan ayrnda 6 kez, bayramdan
sonra da bir kez çagırmışlar. Söz yine "o es-
ki gûzel günJere" geliyor: "Depremden önce
ber gün işe giderdim. Akşam da menhven si-
refabrike konutlarda yasamak
çocuklar için ann bir sorun. Okula
giderken alryapısı olmayan yollarda,
buz gibi soğukta yürüyoriar. Yol
arkadaşlan ise başı boş köpekler—
Deprem onlann \-asamlanm,
arkadaşlannı. oyuncaklannı. odalannı
beUd de aiieierini değiştirdi.
lerdim. tyi kazaruyordum yam. Pazara bile gi-
derdim.''
Çıkarken, prefabrike konuta eklenmiş "çık-
maw
da duran ayakkabılanmın bağlanna bir şey
takıldığını zannedip temizlemeye çahşıyorum.
Ev sahibi Emine Kolamaç "An, donmu$._ Kn-
sura bakmaym içeri atanayı unutmuşuz" diyor.
17 Aflustosta da böylevdl
Eve dönmeden önce evin bazı ihtiyaçlan için
biraz uzakta olan markete gitmemiz gerekli.
Yürümeye çalışırken Emine Hanım gökyüzü-
nebakıpanlatıyor: "Şu\Tİdızlarabak. 17Ağns-
tos'ta da işte bö\1e\dL Özlem le bakmışük. 'ne
güzel' demiştik. .\İeğer olacaklann habercisiy-
miş". Depremde hasar gören evlerine onanm-
dan sonra yeniden yerleşmişler. 12 Kasım'da yı-
kılan evlerinin enkazından 3.5 saat sonra çıka-
bilmişler, ama 8 komşulan canını yitirmiş.
Gece evin en sıcak, en rahat yatağı konuğa
verildiği için Oktay yerinden oluyor. Sporprog-
ramını bırakmaya niyeti yok.. ama konuk uyu-
yacağı için istemeye istemeye televizyonun ba-
şından aynlıyor. Zaten sabah erken kalkacak ve
buz gibi havada sebze satacak.
Mustafa Bey, sabah 06. 00 da evden çıkıyor.
tşine yetişmesi gerekli, ana yola kadar epey bir
yol yürüyecek, uzun süre bekledikten sonra ge-
len tıklım tıklım otobüse binecek. Soğuk hava-
da müşteriler de gecikeceği için Oktay, 07.00"de
çıkıyor yola.
Yüz yıkamadan
Buz gibi suda, yüzümü yıkamadan çıkmayı
tercih ediyorum. Kar altındaki prefabrike ko-
nutJaruı bazılanndan duman tütüyor. Anneler-
babalar okula gidecek çocuklannı yola çıkar-
mış, otobüs bekliyor.. başı boş köpeklerkoştu-
rup duruyor. Pazar yerinde Oktay'ı ve babası-
nı ziyaret ediyoruz. Emine Hanım, eşini akşa-
ma balık getirmesi için tembihleyıp, derneğin
yolunu tutuyor.
"Tuttuğunu koparan" denilen kadınlardan
Emine Harnm. Çalışıyor, dernekte aktif bir üye
ve evin işlerini yürürüyor. Her şeye karşın ai-
lede en mutlu Emine Hanım göriinüyor. O, ya-
şamaktan ve mutlu olmaktan hıç vazgeçmeye-
cek bir kadın.
Fazıl Say Paris'i
büyüledi
• HABER MERKEZİ -
Dünyaca ünlü piyanist
Fazıl Say, son bestesi 4.
piyano konçertosunu ilk
defa Paris'in ünlü Champs
Elysees Tiyatrosu'nda
icra etti. Say'a dünyanm
önde gelen orkestra
şeflennden Kurt
Masur'un yönetiminde
Fransız Ulusal Orkestrası
eşlik etti. Fazıl Say, dört
bölümden oluşan konçerto
sonunda, Fransız
müzikseverlerin yoğun
isteği üzerine ikincı
bölümü bir kez
daha çaldı.
Kuğular köyün
maskotu oldu
• LÜLEBURGAZ (AA) -
Soğuk hava koşullanndan
etkilenerek Lüleburgaz'a
bağlı Karamusul köyü
jakuınıdaki Ergene Nehri'ne
konan 8 kuğu, adeta köyün
maskotu oldu. Karamusul
köylüleri ve çocuklar
kuğulan beslemek için
seferber oldu. Özellikle
çocuklar, evlerinden
getirdikleri ekmek
parçalarmı. buğday ve
ınısu-lan köprüden nehre
atarak kugulann
beslenmelerini sağlıyor.
fienç erkekler
bunalımda
• ADANA (AA) - Türkiye'de
h;r 5 gençten bırinde ruhsal
sorunlar ve da\Tanış
b)zukluğu bulunduğu,
irtıhar eğilimlerinin kızlara
o^nla erkeklerde daha fazla
görüldüğü, sorunun
çözümünün ise ailelerin
rUumuna bağlı olduğu
bJdirildi. Uzmanlara göre
eıgenlik döneminde bedensel
vf ruhsal değişim süreci hızlı
olduğu için buna uyum
siâlayamayan çocukta bazı
nhsal sorunlar ortaya
çKabiliyor.
Antik AŞ: Müzayedenin iptaline ilişkin istem gelmedi
tktisat koleksiyonu internette
SÖYLEŞİ ATTİLÂILHAN
!SlA>fBUL(AA)-
Bankacılık Düzenleme
ve Denetleme Kunılu
(BDDK) tarafından
satışa sunulması
planlanan "tktisat
BankasıTablo
Koteksiyonu
w
nda yer
alan eserler, internette
on-line katalogda
sergilenmeye başlandı.
Kültür Bakanı Isteminan
Talay'ın gınşimı üzerine,
"koleksiyonun BDDK
tarafindan müzayededen
çekileceği'' yolundaki
haberlere ilişkin sorulan
yamtlayan Antik AŞ yöneticisi
Turgay Artam, "Bize,
müzayedenin ertekndiğine
ilişkin ne Kültür
Bakannğı'ndan ne de
kitabımn çıktığım,
tablolann listesinin
• Kültür Bakanı îstemihan Talay'ın
girişimi üzerine ünlü Türk
ressamlannmeserlerinden oluşan
koleksıyonun müzayededen çekılecegı y e r a
idıgını söyledi
haberlen müzayedeyi düzenleyecek
olan Antik AŞ yetkilileri tarafından
doğrulanmadı.
BDDK'den herhangi bir bilgi
geWi" dedı.
Katalog kitabı hazır
Artam, bu konudaki karann
BDDK tarafından verileceğini
belirterek "Yanndan (bugün)
itibaren koleksiyonu The Ritz
Cartton Oteli'nde sergühoruz.
Müzayede de 27 Ocak'ta,
planlandığı gibi yapılacak"
diye konuştu.
Artam, koleksiyonun katalog
Değeri 5 mihon dolar
Koleksiyonun tamamına
bilirkişiler tarafından 5
milyon dolar değer
biçildiğine işaret eden Turgay
Artam, "Devlet, koleksiyonun
tümünü abnak isterse aiabilir,
ama daha önce Mimar Sinan
Cnrversitesi bilirkişikrine
\ apürdığı ekspertizde sadece
17 adet eserin alınması
öngörülmüş. Ancak bu
koleksiyon, haziran aymdan
beri Kültür Bakanhğı
tarafindan ahnmamış bir
koleksiyon" diye konuştu.
'AB, Sermaye Birliğidip!'
e-posta.ian@prizma.net.tr
IATRONLAJtLA GEÇİNME YOLLAR1
Çalışıyorgibi
gö'zükmek için
Haber Merkezi - Gösterimde olduğu
ülkelerde ilgiyle izlenen Seinfeld dizisınde
George Costanza'yı canlandıran Jason
AJesander, işyerinde "çok çabşryor"
görünmek ısteyenlerin yapması gerekenleri
sıraladı. Jason Alexander'a göre "Çah^)
7
or
Gözükmenin Kurallan" şöyle:
• Her zaman elinde dokümanla yürü.
)/ Bilgisayan meşgulmüş gibi kullan!
• Masanı kalabahk tut. Çalışma masası
üzerinde ne kadar çok malzeme varsa o
masanın sahibi. işverenlere, o kadar çok
çahşkan gözükür.
• Sesü mesaj sistemi kullan. Gün boyu seni
sürekli birileri arayarak onlar için bir şeyler
yapmanı isteyecektir.
\/ Sabırsız ve huzursuz davran. Patron senin
çok çalışmaktan geribniş olabileceğini
düşünecektir.
• Ofisi geç terk et.
• Etkileyici iç geçir. Aynı ortamda birileri
varken yüksek sesle iç geçirmek,
çevrendekilere son derece yoğun ve baskı
altuıda olduğun mesajuıı verir.
4- '
'Ajan/Devlet' kavramını ben icat etmedim. belki adı-
nı koymuşumdur; marifet, 'Beyaz, Hıristiyan ve
Batılı' Emperyalizm'in marifeti; bir tarihte, şöyle
anlatmaya çalışmışım:
"... OsmanlıMüfkü'ncfefaçeşitlihalklan, Emper-
yalizm'/n gızli servislerı, Fransız Devrimi'nin 'öz-
güriük, Eşitlik, Kardeşlik'sioganlanylaavlamışlar Em-
peryalizm'/n 'parababalan'da, onlansılahlandıra-
rak; sonradan başımıza, bin türlü belâ olan, isyan-
lara salmışlardır. Gerçekte Sırplık, Bulgartık, Rum-
luk, Araplık davalan ortaya atılıyor; sözde bu halk-
lann özgüriüğe kavuşması savunuluyordu ama, Ba-
tı, Emperyalizm aşamasına ulaşmış olduğundan,
Osmanlı 'dan kopardığı heryeni halkı, Ortadoğu böl-
gesinde, kendısine bağlı bir 'ajan/devlet'haline so-
kuyordu: Bulgaristan, Rusya 'nın; Yunanistan ise.
Ingiltere ve Fransa'nın ajanıydılar. Içişlerinde bile
özgürlükleri. laftan ibarettir: Hâlâ öyle değil mi?..."
(Dünya, 15 Şubat 1977).
SSCB dağıldığı zaman, 'Sistem'in AsyaTürk Cum-
huriyetleri'ne 'bağımsızlık' istemesi; aslında coğraf-
yası petrol denızi olan bu ülkeler hakkında, benzer
hayaller kurduğu içindi. Çeçen Davası'nın, alıp yü-
rüdüğü günlerde, bir genç sormuştu: "-... Avras-
ya'yla ilgili olduğunuzu sanıyordum, Çeçenistan la
pek ilgilenmiyorsunuz?" Ona verdiğim cevap kısay-
dı:"-... bir kitabım var, içinde bir de yazı, başlığı şu-
dur: 'Ajan/Devlet Kavramı', o sana neden olduğu-
nu öğretir".
Bu 'girizgâh'ın, günümüzle ilgisini anlatabilmek
için, sanınm o yazıdan, iki satır daha aktarmak ge-
rekecek.
"... Emperyalizm, Osmanlı'yıdağıtmakiçin Fran-
stz Devrimi 'ni ve ilkelerini o kadar iyi kullanmış, so-
nunda ışi Ermenilere ve Kürtlere kadaröylesine bu-
laştınvıştırki,hayranolmawakekledeğildir!"(a.g.e.s.
222)
'..biz bu haritayı yırttık!..'
O imdı Türk/lş'ın, 'ecnebi'den para alan işçi kon-
Ofederasyonları hakkındaki tavrına dönebiliriz:
Karşj çıkıyor! Neden? Bunu, Türk/lş Genel Başkan
Başdanışmanı Yıldırım Koç'un ağzından öğrene-
ceğiz. Önce ister misiniz, bu 'yartiur\\an' kimlerin
yaptığını, hangi tutum ve yaklaşım içinde oldukları-
nı, yine onun ağzından öğrenelim. Diyor ki, Yıldırım
Koç:
Tesbit/1."... Avrupa Biriiği, Sermaye'ninbiriiği-
dir. AB işçi haklan konusunda bir düzenleme yap-
mıyor. Avrupa İşçi Sınıfı, 'İşçi Aristokrasisi' konu-
munu sürdürmeye çalışıyor: Emperyalist Sömü-
rû'den, Avrupa işçilerinin pay alması bugün de ge-
çeriiL"
Tesbıt/2."... Ulusötesişirketler, Avrupa'dan Ame-
rika'dan bağımsız değil; çıkar çatışmalan olsa da,
sonuçta çıkarbirtiği var ulusötesişirketle kapışıyor-
sanız, ulusal güçlerle birlikte olmalısınız.
ABD ve AB Emperyalizmi, Türkiye y/ parçala-
mak istiyor. Bir yabancı büyükelçilik müsteşannın
odasında, Sevres Haritası'nıgördüm. 1996Kası-
mı'nda, bir davetiçin Büyükelçiliğe çağnlmıştım; be-
ni, bilerek, bu haritanın önüne götürdü. '- Bu 'Ha-
rita'yı tanıdınız mı?' diye sordu. Ben de, '- Biz bu
harita'yı yırttık; siz, Lausanne Anlaşması'na gö-
re buradasınız' diye, gereken sertlikteyanıt verdim.
Biz Sevres 'den bahsettığımiz zaman, bizi parano-
ya içinde olmakla suçlayanlara, hep bu haritadan
bahsederım.
Alman sendikacı Türkiye'nin bölünmesınden ya-
na ise, Türkiye İşçi Sınıfı'nın yanında değil, çoku-
luslu şirketin yanındadır."
Tesbrt/.3 "ABD 'nin IMFdeki oy oranı 17.36, AB'nin
IMF'deki oy oranı 19.88. Ancak AB üyesiülkeler çe-
şitli gruplara dağıtılmış, böylece oy oranlannı yüz-
de40'açıkanyorlar. IMF"ninpatronu AB'dir. AB'ye
girerek uluslararası ilişkileri geliştireceğiz di-
yorlar. Böyle bir şey yok. AB ile ilişkilerden, Tür-
kiye İşçi Sınm'nın, mevzuatın demokratikleşme-
si konusunda sağlayacağı hiçbiryararyoktur. AB
ile ilişkilerimiz iyi olursa, kendi İşçi Sınıfımıza
katkıda bulunuruz anlayışı yanlış. Biz neyi savu-
nursak, AB ve ETUC karşı çıkıyor..."
Sakın bu belirsizliğin nedeni...
İşte 'maJ' bu, işlerini çıkarlanna göre yürütmek ama-
cıyla, böyle bir 'çark' kurmuş, ışletiyorlar; çarkın baş-
lıca 'dişlileri' arasında, 'MEDA Fonu' var, 'Avrupa
Sendikalar Konfederasyonu' (ETUC) var; adlan-
na bakarsan, bunlar uluslararası İşçi Sınrfı'nın, ulus-
lararası Burjuvazi'ye karşı çıkarfannı savunmak için
örgütlenmişler, söylemleri de o ama, hakikat o mu;
yoksa daha geçen yüzyılın başmda, Surtan Galiyef'in
açıkladığı mı?
Bunu da, istersenız Türk/lş Genel Başkanlık Baş-
danışmanı, Yıldırım Koç bize, aynı sâdelik ve dü-
rüstlükle açıklasın:
Tesbit/4."... MEDA Fonu işte bu maksatla kurul-
du. AB, bu 'misyonu' Türkiye'ye benimsetmek
için para dağıtıyor. Sendıkalann buna karşı çıkma-
sını engellemeye çalışıyor..."
'Maksad'ın ne olduğu, 'yabancı' bir devletin bü-
yükelçiliği müsteşannın odasındaki haritada apaçık
gösterilmişti; engellemeye çalıştıkları, Türkiye İşçi
Sınrfı'nın buna karşı çıkması! Peki, o ne âlemde, yâ-
ni işçilerimiz; bazıları, para aldıklarına göre, acaba?..
Tesbit/5. "... geçenyılTürkiye 'de ETUC üyesi iş-
çilerle ortak bir eğitim yaptık. Ben de konuşmacıy-
dım. BirAlman işçi temsilcisi,'- Konuşmanızda ge-
çen bazı terirnleri anlamadtm, IMF nedir?' diye
sordu. Yani Türkiye işçisi, 'Sınıf bilinci'açısından,
Avrupalılar'dan fersah fersah ilerde. Bizim Avrupa
sendikalanndan öğreneceğımiz bir şeyyok.. 'Kah-
rolsun IMF, Bağımsız Türkiye' sloganı tuttu, es-
nafda, köylü de bunu benimsedi; fakat sendikacı-
ların AB'ye karşı tutumlan belirsiz.."
Ne dersıniz. sakın bu belirsizliğin sebebi, şu...
e-mail:tilahan(^ isnet.net.tr
http://www.bilgiyayinevi.com.tr/ailhan
Faks:0-212 / 260 19 88