Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25 EYLÜL 2001 SALI CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr 15
AJova, okurlannın karşısına 'Dizeler (2001-1973)' adlı değişik bir 'toplam'la çıkıyor
Değişenin içindeki değişmeyen• "Anadolu insanı şiiri sever.
Şiiri toplumdan koparanlar;
devlet politikalan, medya-
yayrmcı-dağıtımcı-kitapçı
zinciri, bunun yarunda
yazarlann, aydınların
toplvımdan kopuk
olmalandır."
GAMZEAKDEMİR
"Başlangıçta Ketnal vardı / Ve
Türtoçe bin yıldıza bölündü / Kırarak
geüyordu Haşim / Merdrvenini şibin
/ Baûr ormanlannda / Hececikr.. Ha-
yaün kekemelerL./Poyrazlann pren-
si Nâzun / Derdi günü ma\i güneşler
ekmekti / Kıpkısır bir bozkıra / (Se-
siyie kar toplayan Dıranas)/ Terso bir
üiüemdin gariban Orhan / Oktay Ri-
fat ki / Kaürürnaklan açan bir gra-
nitti / Denizin tuz heykeli / Metin E-
loğiu / Kendini yalnız, ölürken gördü
/ Gıordatıp sessiz harflerini / Cemal
Sûreya / tnce elçisi göçebeterin / Tu-
runç sesli uçurum / Sonra St Can şö-
varyesi gekli / Denizanalanndan bir
bayrakla / Çarparak ahtapotunu şi-
irin / Tûrkçe'nin gök-taşma".
Şair kimliğinin yanı sıra gazeteci,
redaktör, çevirmen ve editör olan
Alova, yazın yaşamında açtığı yeni
bir sayfayla okurlannın karşısında.
Alova'nın 'Dizeler (2001-1973)' adlı,
Yapı Kredi Yayınlan'ndan yayımla-
nan şiir kitabı bu anlamda bugüne
kadarki toplu şiirler' yakJaşımından
farklı, öte bir yapıt. Alova'nın, seçti-
ği özel yapıtlanna son çahşmalannı
ekleyerek derlediği değişikbır 'top-
lam'.
1972 yılmda Istanbul'a yerleşerek
şiirlerini yayımlamaya başlayan Alo-
va'nın ilk şiiri, 'IsscGül' adıyla Ye-
ni Dergi'de çıktı. 1973-1980 arasın-
da yazdığı şiirleri 'En Son Çıkan Şar-
kılar' adıyla yayımlandı. Bu kitabı
'Giz Dökümü' (1989) ve 1996 yılın-
"Şürvar ohışun bir süsü değü, Urihi taşayan temekiir" sözünü habriatan Alova şiirin toplum-
dan sffinmesiııi o tophınmn tarihinin ortadan kalknusı deroek okhığunu söylüyor
da Cemal Süreya Ödülü'nü kazandı-
ğı 1995 tarihlı"'BitikKent' Lzledi.
Alova'nın Federico Garcia Lorca,
Konstantinos Kavafıs (Banş Pirha-
san'la). PabJo Neruda, Z. Herbert,
Guillevic ve Catallus'tan yaptığı çe-
viriler kitap olarak yayımlandı.
- Şürlerinizde eleştirel, zaman za-
man sorgular tarzda bir yöneiim gö-
ze çarpıyor. Bunu genel bir tutum ola-
rak değerlendirebilir miyiz?
ALOVA- Eleştin, sorgulama, bun-
lar gerçekçi sanatın temel yaklaşım-
landır. Gerçekçilik her zaman kök-
lerle ilgilidir. Bize hakikat olarak gö-
rûnen gerçeklik çok derindedir. Ger-
çekçi sanatçı binbir uğraşla bu ger-
çekliği yakalamaya çalışır. Kendimi
gerçekçi olmaya çalışan, üstelik
Marksist dünya görüşüyle aydınla-
nan bir şiir-yazan saydığıma göre,
eleştirip sorgulamam (elbette şiirsel
mantıktan aynlmadan) doğaldır.
Özellikle resmi duruşu ve sakatlan-
mış tarihi.
- Şürlerinizde kısa, kesin, ama an-
lamı tümüyle yüklenmiş dizeler dik-
kat çeldyor.
ALOVA- Şiir serüveni içinde fark-
lı dönemlerden geçilır. Şiirsel düşün-
ce kendini farklı biçimlerde gösterir.
'Yeni DergT dönemimde uzun dizelı,
yoğun şiirlerin, daha sonraki dönem-
lerde iyiden iyiye konsantre (herme-
tik değil) kısa şiirlerin, son dönem-
deyse daha farklı bir dûzeyde, uzun
dizeli, yoğun şiirlerin egemen oldu-
ğunu görmüşsünüzdür. Gerçekte, so-
run dizelerin ya da şiirin uzun ya da
kısa olmasında değil. Sonın, şiirsel-
uzayın boyutlan. Tek dizelik bir şiir
çok uzun bir şiirden 'uzun' olabilir.
- Günümüzde şairin duruşu ile sis-
temin, toplumun duruşu arasındaki
açıda şiirin yeri nedir?
ALOVA - Gördüğümüz gibi çok
hızlı bir kültür erozyonu yaşanıyor.
Dil giderek yok oluyor. Türkçeyi bu-
gün edebiyat koruyor. Toplum kolek-
tifbir kişiliksizliğe süriikleniyor. Sis-
temse bunun aygıtı. Bütün sanat alan-
lanyla kıyaslayacak olursak, şi-
ırin/edebiyatın, bağımsızlığını yine
de koruyan, sistemin dışında kalan
tek alan olduğunu söyleyebiliriz. Şa-
irlere gelince, kimisi reklam dünya-
sı içinde eriyip girti, kimisi sistemle
uzlaşarak otorite-şair(!) kimliğine
bürûndü. Apolitik olmayı yenilik sa-
yan kimileriyse kendi katakompla-
nnda, topluma sırtını dönmüş, sırf şi-
ir bilgilerinden kalkarak şifozrenik
bir eğride gidip geliyoriar. Ama her
zaman olduğu gibi şiiri yine birkaç
derviş götürûyor. Geleceğe de onlar
kalacak.
Ortalığın böyle toz duman olması-
nın önemli bir nedeni de Türkiye'de
şiir eleştirmeninin olmaması. Şairler
kendi pusulalanyla yollannı bulur-
lar, orası doğru. Ama en güçlü gemi-
ler bile, günü gelince bir kerteriz arar-
lar. Topluma gelince; Anadolu insa-
nı şiiri sever. Şiiri toplumdan kopa-
ranlar; devlet politikalan, medya-ya-
yımcı-dağıtımcı-kitapçı zinciri, bu-
nun yanında yazarlann, aydınlann
toplumdan kopuk olmalandır.Bir
başka etken de görsel olanın ağır bas-
ması. Toplumun yozlaşmasını da bu-
na katarsanız görüntü iyice karanr.
Ama sorun yalnız şiirle ilgili değil;
bızım toplumumuzda okuma alış-
kanlığı yok. Heidegger'in şu sözünü
birkez daha hatu"latıyorum: 'Şiirvar
oluşun bir süsü değil, tarihi taşrvan
temekür." Şiirin toplumdan silinme-
si o toplumun tarihinin, dolayısıyla
kendisinin ortadan kalkması demek-
tir.
- Şürde zamansızhğa inamyor mu-
sunuz?
ALOVA - Şiirin ana yönelimlerin-
denbin, değişenin içindeki değişme-
yeni göstennektir. Bu anlamda şiirin
metafizikle bir uğraşı var. Zamansız-
lığa bu bağlamda inanıyorum. Yüz-
yıllar geçiyor, toplumlar değişiyor,
şiirler dipdiri kalıyor. Sorun, yüzyıl-
lar içinde değişen insanın değişme-
yen niteliklerini göstermek. Bunu en
iyi bilenlerden biri Kavafis'tir.
Semppzyumda üretilen yapıtlar Beyoğlu Garanti Sanat Galerisi'nde
10-21 Eylül tarihleri arasında sempozyumda çabşan Türkve Yunanlı sanatçdar, her yıl dönüşümlü olarakEge'ninikiyakasın-
da sürdürdükleri çahşmalan bu yıl Eczacıbaşı Vlrra Seramik Atöh/esi'nde gerçekleştirdiler.
Suyıın iki yanı seramikle birleşiyor
ÖZUMALTUNOK
Toprak, ateş, su, hava... Yüzyıllann
izini.geleneğini üzerinde taşıyan, gün-
lük ysşama, mimariye, tasanma eşlik et-
miş rüyülü bir sanat seramik. Değeri
çokçi bilinmese de yaşamın içine gir-
miş, nnek ve maddi destek isteyen zor
bir saıat dalı aynı zamanda.
EcacıbaşıVîtra Seramik 10-21 Eylül
tarihlîri arasında. dördüncüsünü düzen-
lediğ/Tûrk-Yunan SeramikSempozyu-
mu' ie seramik sanatçılannm seslerini
duyumalanna yarduncı oluyor.
19:7'den beri seramik sanatuıa yöne-
lik etanlikler düzenleyen atölye, ilkini
1998Je Midilli'de gerçekleştirdiği etkin-
likle mu zamanda iki ülke ve insanlan
arasııda sanat yoluyla bir bağ kurmaya
çalışvor. Her yıl dönüşümlü olarak
Ege'nn iki yakasında yapılan sempoz-
yumibu yıl Yunanistan'dan Chrisa Ahi-
mastLLih Bakoyannis, Maria Karakat-
sani,<ostas Karakitsos, Perikks Konto-
ninai Maro Kerasotti, V'era Siaterii, Ni-
kos Sdavenitis, Christos Tsimpourias ve
Mara Viandi, Türkiye'den ise Mutlu
Başkna, Zerrin E. Demirsu, Ferhan T.
Erdc. Reyhan Gürses, Ayfer Kalsın,
Mehm Kaya, Tüzüm Kızücan, Ayşegül
Türeti Özen ve Ayla Yüce Tuncer katıl-
dı. Smpozyumda üretilen yapıtlar ıse
10 Eum'e dek sürecek olan Beyoğlu Ga-
rantSınatGalerisi'ndeki sergide izleyi-
ciyleîiıluşuyor.
Seıpozyumun gelişmesinde ve oluş-
masıda aktif olan sanatçılardan Tüzüm
Kızıan, Akdeniz'in iki yakasuıdaki bu
iki ûie sanatçılannm birbirlerine benze-
yen aşkanlıklan ve kültürleri olduğunu
r. "Sanatsal yakmlaşmannı, su-
yun iki yanındaki insanlann bir araya
geunesinin gereklilikleri sonucu bir ara-
ya geldik. AVTU dili konuşabildiğimiz bir
grup olduk. Hedefımiz ise bu çekirdek
grubun çevresinde her \il iki-üç genç sa-
natçıya da kapınua açmakve bu işi seven
insanlan bir araya getirraek."
Toprağı sevenlerin alışveriji
Kızılcan, atölye çalışmasında herke-
sin kendi kaynağından getirdiği bilgile-
ri paylaşarak çoğaldığını düşünüyor.
"Burada herkes son geldiği noktadald
halini yansıüyor. Kendimizi ifade edebü-
diğüniz en iyi formasyonu sunuyoruz, re-
kabet etmek, yanşmak gibi bir kaygımız
yok. Biz toprağı seven, seramik\aparken
zevk alan insanlanz. Kendi akışı içinde
bir ahşveriş yaşanırken bilgi>i kullanmak
için depoladığunzı anhyorsunuz." Sergi-
ye durağan bir formu, hareketli, yaşayan
bir form haline dönüştürmeye çalıştığı
işleriyle katılacak olan Kızılcan, işini
"hayat gibi bir şey oiacak" diye tanımlı-
yor.
Yunanlı sanatçı Christos Tsimpourias
ise sempozyumu, "iki ülkenin de sanat-
çüannın bir araya gehneshieortayaçıkan
keyiffi bir durum" olarak tanımlıyor. Her
ülkenin değerli, önemli seramik sanatçı-
lan olduğunu, plastik sanatlann teme-
linde seramiğin bulunduğunu söyleyen
sanatçı, insanlann seramiğin farkında ol-
madığuıı ve bu gibi etkinliklerle, tanıdık-
ça seveceklerini umuyor. Tsimpourias,
mitolojik öğelerden yola çıkarak oluş-
turduğu çahşmalannı hayatm yalınlığı
ve sadeliği üzerine kuruyor. "Sergiyemi-
toktjik formlara ve onlann ardındaki öy-
külere yer verdiğim işlerie kaühyorum.
Karakter oluşturmak gibi bir amacım
yok. Geride yatanı, hephnizin birbirine
benzeyen yaşammdald basitüği anlatma-
ya çahşryorum."
Ferhan T. Erder ise dört yıl önce Mi-
dilli'de bir zeytinyağı fabrikasuıda baş-
ladıklan ılk sempozyuma uzanarak sa-
natçılar arasuıda ilginç bir bağ oluştuğu-
nu söylüyor. îkinci yılında Izmir Alaça-
tı'da devam eden sempozyum, devamlı-
lığı olan bir girişime dönüşmüş. Ekip
bundan sonrası içinse değişik bir açılı-
mın peşinde olma arzusunda.
Fark edilmek istiyorlar
" Seramik, emek isteyen, zor bir sanat;
aynızamanda,bütün sanatdaDarmıiçeren
çok zengin bir alan. Mimari ile bütünleşi-
yor, resmi, he> keü ve tasanmı içeriyor.
Fakat üretimi zor ve pahah, seramik sa-
natçdan da bütün bu emeğe razı oldukla-
n için mütevazıdıriar."
Sergıye, balık ve bahk yemi, rüzgârgül-
lerini kullandığı işlerie katılan sanatçı,
doğaya dönük olmasının yanında rüzgâr-
gülüyle aynı zamanda rüzgânn esişine
bağlı olarak belirlenen Türk-Yunan iliş-
kilerine de bir gönderme yapıyor. Erder,
kültürümüzde zaten var olan bu gelene-
ği gençlerin daha çok önemseyeceği ve
başanh olacağı görüşünde. "Dünyada bir
seramik finnının açthşı bir törene dönü-
şebiUyor. Neden bizde de olmasın? İnsan
tanıdığı şeyin değerini bilir. bize de tamt-
mak düşüyor sanmm. Bu etkinlik bu an-
lamda da bir boşluğu doldunıyor"
Birhkte çalışmanuı getirdiği yoğun bir
alışveriş yaşayan ekip, elbirliği ile çalış-
malanna çözüm üretmeye çalışıyor ve bu
birlikteliğin sergiye de yansıyacağını, bir-
liğin içinde malzeme, teknüc çeşitliliğin
de göze çarpacağını umuyor.
3 Ekim'de vedat Nedim Tor Müzesi'nde
'Alaeddin'in
Lambası' sergisi
Kültür Senisi - Yapı Kredi
Kültür Merkezi, Kültür
Bakanlığı Amtlar ve
Müzeler Genel Müdürlüğü
işbirliği ile hazırlanan
'Alaeddin'in Lambası:
Anadolu'da Selçukhı Çağı
ve Sultan Alaeddin
Keykubad' sergisi. 3
Ekim'de Vedat Nedim Tör
Müzesi'nde açılıyor. Konya
Karatay Çini Eserler
Müzesi, înci Minareli
Medrese, Taş Eserler
Müzesi, Mevlana
Müzesi, Adana Arkeoloji
Müzesi. Istanbul Arkeoloji
Müzeleri, Topkapı Sarayı
Müzesi ile Sadberk Hanım
Müzesi'nin yanı sıra Kaya
Turgut, Ferit Edgü,
Mehmet Ürgüplü, Ozfem
Perk ve Haluk Perk özel
koleksiyonlanndan da
150'yi aşkın Selçuklu
eserinin yer aldığı serginin
bilimsel danışmanlığmı
Prof. Dr. Baha Tanman,
mimari tasanmım Ahmet
Ozgüner, grafik tasanmım
ise Ersu Pekin yaptı.
Anadolu ortaçağının bir
döneminde Doğu'dan
Küçük Asya'ya akan bir
ulus ve bu ulusun başkent
Konya çevresinde
oluşturduğu Anadolu
Konya Alaeddin Cami taçkapL
Niğde Alaeddin Camisitaçka-
pıdandeta>'.
Selçuklulan, iki yüz yıllık
bir sürede bu topraklann en
önemli kültür
atılımlanndan birini
gerçekleştirdi. Kısa sürede
bağımsızlaşan devlet, Orta
Asya, Iran, Arap,
Bizans, Ermeni ve
Türkmen kültür öğelerini,
Anadolu
tarihinin en görkemli
uygarlık sentezinde
bir araya getirdi.
Bu çağm en parlak ve en
ilginç dönemi ise
Sultan L Alaeddin
Keykubad dönemi.
Sergide, saraylar,
kervansaraylar.
medrese ve camilerle
Anadolu coğrafyasmda
silinmez izler bırakan
Anadolu Selçuklulan,
Sultan I. Alaeddin
Keykubad döneminin
ekseninde irdeleniyor.
28 Aralık'a dek
açık kalacak sergi,
Galatasaray'daki
Yapı Kredi Kültür f.
Merkezi 'nde,
pazartesi-cumartesi
günleri 10.00-19.00, pazar
günleri 13.00-18.00
saatleri arasında
gezilebilecek.
KınloK şartatanyla yaşayacak
• Kültür Servisi-
Cuma gecesi
geçirdiği kalp krizi
sonucu yaşamım
yitiren Fikret
Kızılok'un cenazesi,
dün Fenerbahçe
Camii'nde kılınan
öğle namazının
ardından Bodrum'a
yolculandı. Ailesinin
verdiği karar üzerine
çok sevdiği
Bodrum'da toprağa
verilecek olan sanatçının cenazesi dostlannın ve
sevenlerinin alkışlanyla uğurlandı. Edip
Akbayram, Erol Evgin, Cem Karaca, Erkan
Oğur, Ali Rıza Binboğa, Sadık Gürbüz, Ali
Kocatepe, Özdemir Erdoğan, Fuat Güner, Nejat
Yavaşoğullan, Özkan Uğur, Sertab Erener, Melis
Sökmen gibi müzisyen dostlannın yanı sıra
Ferhan Şensoy, Derya Baykal, Deniz Som,
Mithat Bereket de Kızıloİc'u sqn yolculuğunda
yalnız bırakmayan isimler arasındaydı.
Türkiye müziğinin önemli yapı taşlanndan olan
Kızılok, 'Zaman Zaman','Yana Yana', 'Müzikal
Vaziyetler" gibi albümlen, muhalif ve anti-
medyatik kimliği ile artık şarkılanyla yaşayacat
Altn PoptakaCda ılk aşama
• Kültür Servisi - Antalya Altın Portakal Kültür
ve Sanat Vakfı tarafmdan, 38. Altın Portakal Film
Festivali kapsamında organize edilen Uluslararası
Kısa Film ve Video Yanşması sonuçlandı. Altın
Portakal Film Festivali tarafindan 18-21 Eylül
2001 tarihleri arasında gerçekleştirilen
Uluslararası Kısa Film ve Video Yanşması'na bu
yıl 15 ülkeden 184 film katıldı. Belgesel film
dahnda Ahmet Utlu'nun 'Doğanın Çocuklan',
'Deneysel Film Kategorisi'nde Alain Pelletier'üı
'Die Dyer', Canlanduma film kategorisinde
NodarBegiash'uı
'Pontos-Black Black Sea', Dramatik film
kategorisinde Özün Süzen'in 'Gece
Martılan' filmleri yanşmaya katılma hakkını
kazandılar. Aynca 'Pardon' adlı filme jüri özel
ödülü verilmesine oybirliği ile
karar verildi.
Ünlüter ABS'liler için söytedi
• Kültür Senisi - Ünlü sanatçılar; geliri A1DS
ile mücadele için harcanacak bir çalışma için bir
araya geldiler. Britney Spears, Bono, N'Sync,
Fred Durst (Limp Bizkit), Gwen Stefani (No
Doubt), Wyclef Jean, Mary J.Blige ve Missy
Elliot Marvin Gaye'in 'VVhat's Going On'
parçasını seslendırdiler. Kaydı eylül başında New
York'ta gerçekleştirilen parçanın geliri ise
Afrika'da oluşan AIDS salgmını engellemek için
harcanacak.
Çok satan yazariar ödüflemfrildi
• Kültür Servisi - Yılın en iyi satan yazarlan, 21
Eylül Cuma akşamı Londra'da düzenlenen
gecede, 'Whitaker Gold and Platinum Book
Awards' ödülleriyle onurlandınldı. Hayali ve
sihirbaz bir erkek öğrencinin başına gelenlerin
anlahldığı 'Harry Potter' adlı serinin yazan JK
Rovvling, bir milyondan fazla satan kitap dizisiyle
dört yıldır en çok satanlar listesinde yer aldığı
için Altın Kitap
Ödülü'nü aldı. Törene katılamayan
Rovvling, bir mesaj göndererek
yayımcısı Nigel Nevvton'a desteğinden dolayı
çok teşekkür ettiğini ve serinin beşinci kitabını
yazmaya başiadığım belirtti. Tony Parsons'un
'Adam ve Çocuk', Delia Smith'in
'Nasıl Yemek Pişirilir' ve
Jamie Oliver'in 'Çıplak Şefin Dönüşü' adlı
kitaplan da yanm milyondan fazla
satıp Altın Kitap ödülü'nü kazanan
diğer yapıtlar. Aynı zamanda filme de çekilen ve
Platin Kitap Ödülleri'ni alan diğer üç yapıt ise
şunlar: Helen Fielding imzalı
'Bridget Jones'un Günlüğü', Frank McCort
imzalı 'Angela'nın Külleri' ve Louis de Berniere
imzalı 'Yüzbaşı Corelli'nin Mandolini'.
21.yüzy*nl(savaşfilmi
• MOSKOVA
(AFP)-Rus
yönetmen Andrei
Konchalovsky'nin
yeni filmi gelecek
yaz, dünya
sinemalannda
gösterime girecek.
Senaryosu 1994-
1996yıllan
arasındaki Çeçen
savaşuıdan
esinlenerek yazılan
21. yüzyılın ilk
savaşıyla ilgili
'Dom Durakov'
(HouseofFools)
adlı fıhnin çekimlerine Moskova'nın varoşlannda
başlandı. Filmde savaşın ardından, görevlilerce
terk edilerek kendi hallerine buakılan hastalann
gözünden,
olası Afganistan savaşuıı haber veren olaylar
anlatılıyor. Konchalovsky, fılmin 20. yüzyda
damgasını vuran; Kosova,
Kuzey Irlanda ve Cezayir'de de
yaşanan dinsel çatışmalara değindiğini söylüyor.
E\Tensel teması, trajikomik hikâyesi, amatör ve
gerçek yaşamda da sakat insanlardan oluşan
oyuncu kadrosuyla fıun, geniş yankılar
uyandıracağa benziyor.
BUGUN
• AKSANAT'ta saat 12.30 ile 18.30'da
'Geçmişm Büyük Orkestra Şefleri' başlıklı
belgesel yer alacak. (252 00 01)
M FRANSK KÜLTÜR MERKEZİ'nde .
Serkan Ozkaya'nm 'Dördübıryerde' başlıklı
film gösterisinde 'Amerikan Dolan', 'Zenciler
Birbirine Benzemez' ve 'Kendi Yoluna
Gidenler' görülebilir. (252 61 55)