19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 EYLÜL 2001 PAZAF 12 PAZAR KONUGU Büyükelçi Cem Duna terörün kökünün askeri önlemlerle kazınamayacağını, derinlere inmek gerektiğini söylüyor ABD'yeyapılan saldnıdönümnoktası Onemlı olmak yetmiyor - Neden değil? - Madem biz bu kadar önemliyiz, yapmamız gereken şeylerden vazgeçelim. Tersine. "Daha serdeşeBm, daha içimize dönelim, daha az liberal demokratik bir iilke olalun", diye bır şey söylemek zor. Çünkü böyle bır gelişmenin Türkiye için en klasik tehlikesi, "Madem ki böyleo zaman daha az demokratikleşelim, daha az hukuk devleti olaJıın, daha az bireysd özgüriüklere önem veretim, dış sorunlanmızı çözmeyetim, Kıbns'ta dediğimiz dedik politikasını sürdüreBm'' gibi reflekslere de yol açacağım söylememiz miimkün. tşte, en büyük tehlike burada yatıyor. Çünkü bunlar, zaten yapmamız gereken şeylerdir. Önemli olsanız da olmasanız da bunlan yapmalısınız. Önemli olmak yetmiyor. Bu önemin gereğini yerine getirirseniz önemlisiniz. Diğer bir ifadeyle önem, statik bir kavTam değil. Dünyanın en pahalı jeostratejık konumunda olmanız, hiçbir zaman tek başma bir unsur değildir. Buna koşut önlemleri alabiliyorsanız önemlisiniz. Türkiye'nin bir taraftan ABD'yle kendi standartlanna uygun bir işbirlığı göstermesi gerekiyor; öbür taraftan da bütün bu söylediğim önlemlerin hepsıni yapmak zorunda. Türkiye, "Oh, ne güzel. Alö ay daha kazandık", yaklaşınıına girerse bence büyük bir yanlış yapar. Bunun ilk smavı da pazartesi günü TBMM'deki anayasa değişiklikleri oturumlanyla başlıyor. Bunu pejmürde, yara bere içinde, gönülsüz, isteksiz, yanm yamalak, hiçbir sonuca ulaşmayacak, inandıncı olmayan, iradesız bir biçimde yapacak olursa bu, Türkiye'nin yeni dünya düzeninin, yeni olaylann bilincinden ne kadar uzak olduğunu gösterir. Bu bağlamda TBMM'ye son derece önemli bir sorumluluk düştüğünü söylememiz mümkün. Şunu da söylemeliyim: ABD'deki bir terör olayı Türkiye'yi Avrupa'ya çok daha fazla paradoksal biçimde yaklaştırıyor. - Paradoksal biçimde nasü yaklaştırıyor? - Avrupa'ya bu olaydan dolayı yaklaşmak demek öbür konuları bir kenara bırakmak anlamına gelmiyor. Bir ülkenin kendine olan güveni, ancak bu konuda atacağı adımlarla kanıtlanır. Terörle topyekûn mücadele - ABD'nin bu terör olayıyla, hem askeri hem parasal damarlanna darbe indirildi. Bu olaydan sonra diinyada neler olur? - ABD ve Batı dünyasının zekâ düzeyini küçümsememek lazım. Onlar da ilk tepkilerinden sonra göreceklerdir ki önümüzdeki dönemde sürdürecekleri mücadelede sadece askeri yetenekler yetmeyecektir. Söyleşımizin başmda da söylediğim gibi terörün kökenlerine eğilmeleri gerekir. Terörle mücadele ediyorsanız, fiziki olmanın ötesinde bu terörü oluşturan nefretin kaynağına inmeniz gerekir. Önümüzdeki dünya düzeni için şunu söylemek mümkün olabilir: Muhtemelen terörle mücadelede ciddi mesafeler kaydedilecektir. Çünkü bu, artık topkeyûn bir mücadele haline geliyor. Hem mücadele eden ülkelerin sayısı ve yeteneği ıtibany la hem de mücadele kavramının aksiyoner ve kavramsal olarak yakılmasını beklememiz bakımından... Paradoksal olarak dünya üzerinde terorizmle çok daha yüksek bir tondan mücadele süreceğini söylememiz mümkün, ama orta ve uznn vadede de giderek azalacağını ve ortadan kalkacağını söyleyebiliriz, diye düşünüyorum. PORTRE / CEM DUNA LEYLA TAVŞANOĞLU Washington, dünyanın askeri vefınans merkezlerinin yerle bir edilmesine karşı çok haşin bir missillemeye hazırlanırken NATO ülkeleri ve Türkiye'nin tutumları merak konusu. Türkiye, Incirlik Hava Üssü'nü kullandırıp kullandırmamayı tartışıyor. Öteyandan ABD 'nin bastırmasıyla NATO 'nun 5. maddesine işlerlik kazandırılması söz konusu. Bu da tuhaf. Türkiye, neredeyse 20 yıl ağır terör ve ayrılıkçı eylemler, neredeyse bir savaş altında ezildi. Hiç kimse NATO'nun 5. maddesine Türkiye için işlerlik kazandırılmasını istemedi. Ama terör birden ABD 'yi vurunca konu gündeme geldi. Bir dönem BM Cenevre Ofısi ile AB nezdinde daimi temsilcilik görevlerinde bulunan Büyükelçi Cem Duna bu noktada, "Hayatın gerçekleri bu " diyor. Duna, ayrıca terörün kökünün askeri önlemlerle kazınamayacağını, bunun kökenleri ve nedenlerine inmek gerektiğini söylüyor. Yükseköğrenimini A ÜSiyasal Bilgiler Fakültesi'nde tamamladu Ekonomik Entegrasyon Teorisi konusunda Amsterdam Üniversitesi'nde masteryaptu Daha sonra Dışişleri Bakanlığı 'na girdL Çeşitli kademelerde çalıştu 1985-88 arasında dönemin Başbakanı Turgut Özal'a danışmanlıkyaptu Bir dönem TRT Genel Müdürlüğü göreviniyürüttü. BMAvrupa OfisVnde Daimi Temsilci, AB nezdinde daimi temsilci oldu. 1995'te Dışişleri Bakanlığı'ndan ayrddu Şimdilerde biryatınm danışmanlığı şirketiniyönetiyör. - AB, ABD 'nin terör tepkisine sizce ne ölçüde destek ve- rir? Bu destek NATO'yla Avrupa Güvenlik ve Savunma Konsepti (AGSK) arasmdaki ilişkileri etkiler mi? - Isterseniz işi başından alalım. Aksi halde bu sorulann ya- nıtlan havada kalabilir. Bu olay bir dönemeç, deyim yerin- deyse buna milat demek doğru olur. Özellikle de tehdit tara- fi konusunda milat. Çünkü, gerçekten bütün zamanlann en büyük terör operasyonuyla karşı karşıyayız. Buradan adım adım gitmek gerekiyor. Her şeyden önce bunun sıradan bir terör örgütü tarafından yapılamayacak kadar sofıstike, kar- maşık bır hareket olduğunu kabul etmeliyiz. Örneğın, bır otomobile konulan bombanın failini bulama- yabilırsıniz, ama bu kapsamdakı bir terör olayının failini bu- lamamak gibi bir alternatif yoktur. Onun için, şu aşamada bi- rinci beklentimiz bu olayın failinin bulunmasıdır. Failinin bulunmasıyla bırlikte öbür sorulann yanıtlan da gelecektir. - Nasıl? - Bunun faili bulunduğu zaman acaba tek başına, bağım- sız bir terör hareketi midir? Arkasında bir devlet desteği var mıdır? Böyle bir destek olmadan yapılabilecek bir terör ha- reketi midir? Kaynaklan ve unsurlan nelerdir? Bunlann hep- sinin ortaya çıkmasını bekliyoruz. Dahası. ben bunun kısa süre ıçınde ortaya çıkacağını tah- min ediyorum. Çünkü bunun tnisillemesı varsayımlar üzerine kurulamaz. Yani, varsayun olarak Usame bin Ladin'dir. varsavım olarak Taliban'dır Bunlar şu anda varsayımlardır. Ama ABD var- sayım üzerine hareket edemez. Dolayısıyla binnci yapılacak şey, tereddüde yer bırakmaya- cak biçimde bu olayın failleri- nin tespit edilmesidir. Buna çok şiddetli bir misilleme gel- mesi söz konusu olduğu için ABD'nin, "Pardon, ben vanıl- mışım" deme gibi bir lüksü olamaz. Dolayısıyla başında, her şey- den öne çok kategonk bir ta- nımlama gerekiyor. Bu tanım- lama geldikten sonra NA- TO'nun rolü belli olacaktır. Tek başına NATO 5. maddeyi kullanmak konusunda bir po- zisyon alamaz. 5. madde - NATO Anlaşması'nın be- şinci maddesinin kullanılma- sı için gereken koşullar neler? - Olayın dış kökenli olması, failinin belli olması, devlet destekli olması gibi pek çok koşulu vardır. Geçen gün C- NN'de Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, Christian Amanpour'la yaptığı söyleşide sonsuz destek vaat etti. Ama silahlı kuvvetlerin kullanılmasıyla ilgili sorulara hafifçe yan çizer yanıtlar verdi. Dolayısıyla NATO üyelerinin fiilen işin içine girmelerinin öyle sanıldığı kadar otomatik bir hareket olmayacağa benze- diği kanısındayım. Ama şu da bir gerçek: Bu olayla birlikte tehdit kavramının bütünüyle değiştiğini görüyoruz. Yani NATO'dan söz ederken artık konvansiyonel silahlı güçlere karşı bir savunma örgütü söz konusu değil. A- ma terör kavramının da NATO tarafından tek önemli tehdit olarak algılanmaya başladığını görüyoruz. Bunun NATO'nun savunma konseptine girişi bu olayla ol- madı. 1994 ve 1999 zirve belgelerinde de terör bir tehdit un- suru olarak algılanıyordu, ama terörün bu parametrelerde al- gılanması önemli bir değişiklik. - Neden önemli bir değişiklik? - Çünkü önümüzdeki dönemde tehdidin ne olduğuyla te- rör kelimeleri eşanlamlı sözcükler olarak karşımıza çıkacak. Böyle olunca AGSK'nin de bundan soyutlanacağını düşün- memiz mümkün değil. NATO'da bu, ne kadar ciddiyetle ele alınacaksa AGSK'nin oluşumunda da terör aynı ağırlıkta or- taya çıkacaktır. Bu olayın, özellikle Avrupalı NATO müttefikleri için çok belirgin bir özelliği var. Bana dokunmayan terörden bana ne, kavramı bütünüyle ortadan siliniyor. Bugüne kadar NATO içinde Ingiltere gibi, ABD gibi ve ta- biı ki Türkiye gibi ülkelerin terör algılayışıyla öbür üye ül- kelerin terör algılayışlan arasında bariz farklılıklar vardı. Bu. ortadan kalkıyor. Görüldü ki terör her yere taşınabiliyor, hem de akıllara durgunluk verecek boyutlarda... Dolayısıyla AGSK'nin içinde de bunun farklı bir muame- leye tabi tutulacağına pek ihtimal vermıyorum. - Doğaldır ki ABD, bu terör olayından sonra Avrupalı müttefiklerinden yardım isteyecektir. Zaten de istiyor. Yal- nız, Avrupa ülkeleri, yıllar boyu, özellikle de Türkiye'deki terör hareketlerine destek verdiler. Eğer Avrupa ülkeleri, ABD 'deki terörle mücadeleye destek verirlerse kendi içlerin- de çelişkiye düşmeyecekler mi? - Bizim elimizde Avrupa ülkelerinin devlet polıtıkası ola- rak Türkiye'deki teröre destek verdiklerine dair kullarulabi- lir bir belge olup olmadığını söyleyebilmek güç. Teröre ya da terörist kuruluşlara göz yummak ayn şeydır, bır de onla- ra resmi destek vermek ayn şeydir. Bugüne kadar da bize hep bu savla karşı çıktılar. Doğru- dur, yanlıştır; bunu tartışmıyorum. Yanlıştır, çünkü. Yani, göz yummak da bilfiil destek vermek demektir. îlle de res- mi destek diye bir şey olamaz. Bunu geçelim. Avrupa'nın, ABD'ye yönelik terörün kar- şısına pozisyon almasıysa görebildiğim kadanyla zaten sa- dece bır moral destek olarak ortaya çıkacaktır Gıdip Ame- nkalılarla fıilı, örneğin Afganıstan'da savaşmak gıbı bır şey olacağını pek sanmıyorum. ABD tek başma yapar - Neden sanmıyorsunuz? - Birincisi. Chirac örneğinde olduğu gibi, ayak süreceği için olmayacaktır. Ikincisi de zaten Avrupa'da güç projekte ede- cek kapasitede bir yetenek yok. Bu yetenek bır tek ABD'de var. Yani bir gücü bir yerden alıp öbür tarafta operatıf hale getırecek yetenek bugün Avrupa'da bulunmuyor. Bir miktar Fransa'da, bir mıktar Ingiltere'de olduğundan söz edebilirsiniz, ama bu tip bir organizasyonda kullanılabilecek bir yetenek olduğunu sanmıyorum. Kaldı ki ABD'nin bunu talep edeceğini düşünmüyorum. Çünkü ABD, böyle bir ope- rasyonu kendi başına götürebilecek bir ülke. Dolayısıyla bu aşamada Avrupa'dan sadece moral deste- ğin ötesine gidebileceğini pek sanmıyorum. ABD hegemonyası - Peki, bu terör olayı ABD 'de varlığı bilinen şahinlerin güçlenmesine yol açarak diinyada ABD hegemonyasınm daha başka bir nitelik kazanmasına neden olmayacak mı? - Bu tip olaylann ertesınde şahinlerin güçlenmesi ABD'de, Türkiye'de, herhangı başka bir ülkede de ortaya çıkacak bir olgudur. Bu kaçınılmazdır. Fakat. dikkat edecek olursanız ABD'dekı yetkililerın bütün verdikleri demeçlerde bu mü- cadelenın özgürlük ve demokrası adına verileceğinin altı çi- ziliyor. Dahası, kendi ıçlennde doğacak, Müslüman kitlele- re yönelik bir reaksiyonun önüne geçmek de ABD için son derece önemli. Bir kere, ABD'nin yeniden içine kapanma- sının engellenmesi gerekiyor. Bu bağlamda ABD'deki şahin- lenn etkilennı de fazla abartmamalıyız. Ama şu da bir ger- çek: Bundan sonra ABD'ye gittiğınızde isminız çok fazla Arabı çağnştırıyorsa herhalde bir hayli sıkıntı çekeceksiniz, demektir. Gelelım ABD hegemonyasına... Bugün dünyamız tek kutuplu. ABD'nin bu gücünü antiterör kampanyalannda daha koşulsuz, daha aktıf, daha etkili bir biçimde kullanaca- ğını söylememiz mümkün. ABD'nin terörle mücadelesinde bu şekliyle başansı belirli bir ölçüye kadar olur. ABD, orta ve uzun vadede terörün kökenıne inemezse o zaman sürdü- rülebılır ohnayan bir mücadelernn içine girmiş olur. Sadece silahlı kuvvetlenyle ya da asken yetenekleriyle değil öbür öğelen de göz önünde tutup buna göre dünya politikasını şe- killendirmesi gerekır. - Bakın, globalizasyona karşı dünyanın çeşitli bölgelerin- de geniş çaplı gösteriler yapılıyor. Ama ABD globaüeşme- nin kendi konseptinde direniyor... - O da var. ABD artık çeşitli sorunlardaki yanlı tutumlan- nı yeniden gözden geçirip kendisine karşı olan bu korkunç nefretin ana sebeplerine ve kökenlerine inmelidir. - Bugüne kadar NATO'nun ABD'nin istekleri doğrultu- sunda karar aldığı ve eyleme geçtiği biliniyor. Bu son olay- da ABD, NATO'yu eski Yugoslavya 'dayaptığı gibi kullana- bilir mi? - Burada ona faydası yok. Yakalayıp da Afganistan'a mı götürecek? - NATO'nun alan dışı kavramını düşünürsek? - NATO'nun alan dışı kavramı mutlaka kullanılacaktır, ki o değişti. Ücincisi, fiilen götürmesinden çok kavram olarak götürmesi önem kazanıyor. Yani NATO dayanışması çerçe- vesinde sembolik bir güç götürmesi ve bütün bu operasyona Körfez Savaşı'nda yaptığı gibi bir koalisyon havası vermesi ABD için son derece önemli. Böylece haklılığını da küresel olarak kanıtlamış olacak. - Mutlaka Türkiye 'den bir harekâta geçilecek mi? Zaten tncirlik'ten F-16 ların havalandıklan haberierigeUL. - Türkiye üzerinden yapabıleceği, Incirlik'i kullanmaktır. Onun ötesinde bir şey yapabileceğini sanmıyorum. - Türkiye, 20 yıla yakın bir zaman terörle, ayrılıkçı hare- ketlerle savaştu Türkiye bir NATO üyesi olmasına karşın o dönemde NA TO 'nun 5. maddesini işletmek hiç kimsenin ak- lına gelmemesine rağmen ABD'nin başına bu terör belası çökünce geldi Sizce bu hakça mı? - Hayatın bir gerçeği. Şöyle söyleyeyim: Türkiye, NATO'da defalarca olan bitenin 5. madde olarak al- gılanmasını istedi. Bize, ya " Doğru, sizdeterörvar, ama_"de- diler. Ondan sonra da insan hak- lan, demokrasi gibi koşullan öne sürdüler. Ya da terörün kaynağı- nı sordular. Bir harekât yapıla- caksa nereye karşı yapılacağının dabelirtilmesini istediler. Herde- fasında Türkiye'ye moral bir des- tekte dahi bulunmamak için çe- şitli gerekçelerle ortaya çıktılar. Zaten benim, konuşmamızın baş- langıcında söylediğim, "Bu bir milarür'' sözünden kastım da bu. Artık bu oyun da bitti. Bu bir çe- lişki midir, değil midir? Tabii ki çelişkidir. Ama söylediğım gibi NATO'da homojen bir yapı gör- müyorsunuz. Bazı Avrupa ülke- leri tereddütsüz Türkiye'nin ya- nında oldu. ABD de Türkiye'nin yanındaydı. Bazı Avrupa ülkeleri ise hiç oralı bile olmadılar. En azından olaylara göz- lerini yumdular. Türkiye'nin açmazı - Bu yeni terör dalgası ve buna karşı oluşan tepkiler çer- çevesinde Türkiye ne gibi açmazlarla karşı karşıya kalabilir? Örneğin Türkiye 'deki üsler Pakistan gibi dost ve müttefik ülkelere karşı kullanılırsa ne gibi sorunlar yaşanabilir? - Türkiye, on beş yıldır terorizme karşı bir mücadele veriy- or. Burada gayet de tutarlı bir çizgisi var. Bu mücadelede en u- fak bir sapma yok. Dolayısıyla da Türkiye'nin, kendisi için koy- muş olduğu bir standart, bir ölçü, belli bir politika, belli bir uy- gulama var. Türkiye bunun altına düşemez. Mutlaka bunun üstünde bir destek göstermesi lazımdır. Bu çıtanın altına inmemesi gerekir. En azından kendi sorunu, İcendi inandıncılığı, kendi saygınlığı açısından böyle yap- malıdır. Böyle olunca da ABD'nin taleplerini pek geri çeviremez. Söyleşimizin başında belirttiğim gibi ABD'nin üs kullanma konusundaki taleplerle ilgili olarak da çok açık, su götürmez biçimde terör destekçisi ülkelere karşı kullanılacağı var- sayımından da uzaklaşmaması gerekiyor. Türkiye, "olsa olsa" gibi bir düşünceden hareket edemez. Herkesin kabul edeceği, açık, tereddütsüz, terör odaklanna karşı yönelen operasyonlarda bu desteğini vermesi lazundır. Türkiye'nin açmazı dediğimiz durumu ortadan kaldıracak olan da budur. Tartışmalı bir hedefe yönelik bir operasyona destek verir- seniz açmaza girersiniz. Ama tartışması olmayan bir hedefe yönelikse böyle bir şeyin söz konusu olmaması gerekir, diye düşünüyorum. Bence Türkiye'nin açmazı şudur: Bu ABD'deki terör olayı Türkiye'nin öneminin, Tür- kiye'nin tutarlıhğı açısından öneminin altını çiziyor. Ne yazık ki Türkiye'nin bugüne kadar söylediği her şey doğru çıktı. Ikincisi, Türkiye cephe ülkesi (front line state) olması nedeniyle önemli. Ama bu önem, arkasma saklanacak bir konu da değil.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle