22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 AĞUSTOS 2001 PAZAR OLAYLAR VE GORUŞLER rusCğ cumhuriyet.com.tr O 'Büyük Taarruz'L Yekta GÜNGÖR ÖZDEN Hukukçu Y oksunluklan gö- ğüsleyerek, sap- kınlıklan önle- yerek, isyanlan bastırarak büyük özverilerle yürü- tülen Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın utkuyla sonuçlanmasınm 79. yıl- dönümünü kutlarken, en yansız, en gerçekçi, en yararlı ders bili- nen tarihin içimkde yankılanan se- sini bir kez daha dinlemeliyiz. Ölüm-kalım savaşıyla yoktan var edilen bir ulus yaşamını, na- musunu, onurunu kurtarmakla kalmamış, geleceğin ışıklı yolla- nnı da açmıştır. "Ulusal sınırlar içinde yurt bir bütündür. Ulusal gûçleretken, ulu- sal istenç egemen olacaktır" ılke- siyle girişilen savaşta yalnız çıkar- ları için kendi egemenliklerini kurmak amacıyla saldıran yayıl- macı ve sömürgeci dış güçler de- ğil, Türklüğü dışlayarak halkın hak ve özgürlüklerini zincirleyen, ümmet ve kulluk düzenini sürdü- ren baskıcı, dinsel agırlıkh kişi- sel yönetimde odaklaşan iç düş- man da yenilmiştir. "Özgürlük ve bağunsızük be- nim karakterimdir" diyen ve " Ya bagımstdık ya ölüm!" haykınşıy- la, özdeyişiyle halkına kurtuluş çevrenini (ufkunu) gösteren Mus- tafa kemal, 14 Ekim 1922'de "Bu Anadolu zaferi tarihte, bir ulus tarafindan tam olarak benimsenen bir düşüncenin ne denli büyük ve dinç bir güç olduğunun en güzel örneğiolarakkalacaknr" sözleriy- le tarihsel olguyu özetlemiştir. Gençlerimiz Mustafa Kemal'in 15-20 Temmuz 1927'de CHP II. Büyük Kurultayı'nda 36 saati aşan bir sürede yaptığı Büyük Söy- lev'ini iyice okusalar, özümsese- ler günümüzde üzüntüyle izlenen kimi çarpıklıklara, çelişkilere, ay- kınlıklara ve şaşkınlıklara tanık olunmazdı. 26 Ağustos'ta başla- tıları Büyük Taarruz 30 Ağustos'ta utkuya ulaştı. 30 Ağustos 1922 Başkomutan (Başkomutanlık yanlışür) Mey- dan Savaşı, yalnız bir askerlik ba- şansıyla kaldırılan işgalin sonu değil, usa ve bilime dayanan bir aydınlanma savaşının, banşı olma- yan yepyeni bir ulusal uğraşın baş- langıcıdır. Dinsel sömürüyle sürdürülen uygarlık karşıtlığına son verile- rek çağdaş düzeyde kendimize yaraşan yeri alma çabalannın kay- nağıdır. Ekonomik güçlükleri gidermek amacıyla katlanıldığı izlenen bas- kı, gözdağı, dayatma ve buyruk- lar döneminde geçmişi anımsa- manın sayısız yararlan vardır. Sevr'i gerçekleştirmeyen dış güç- ler, silahla yapamadıklannı pa- rayla yaparak Lozan'ın intikamı- nı almak için değişik oyunlara başvurmaktadırlar. Her yönden başansız siyasal iktidarlann, çıkarlanna düşkün sözdedemokrat,sözdeilerici, ken- dini çağdaş ve bilgili sanan laik- lik paranoyası, Atatürk, Atatürk- çülük, Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Devrimi düşmanı, geçmiş- leri uyduluk ve uşaklıkla geçmiş, insan haklannı ve demokrasiyi kalkan olarak kötüye kullanmış, kimi aymaz, sapkın, dönek, iki- yüzlülerin kışkırtma ve desteğiy- le muhalefet boşluğundan da ya- rarlanarak duraksamalar ve zik- zaklar içinde bocaladığını gör- mek üzücüdür. Kendi yozluk, boşluk ve bozuk- luklannı, bilgisizlik ve yüzeysel- liklerini demokrasiyi başıboşluk ve kuralsızlık biçiminde algıla- yıp savunarak örtmeye çalışanla- nn değerlere, kavramlara ve ku- rumlara saldınsı artarak sürmek- tedir. Kimi kavramlan kavrama- dan o konuda önerme ötesi öğret- meye kalkışmak ölçüsüzlüğü ya- nında bugün ve yakın geçmişte eleştirilecek birçok kişi ve olayı bırakıp kurtuluş ve kuruluş dö- nemini gerçek dışı söylemlerle eleştirmek, tarihi çarpırmak, ter- biyeye aykırı anlatımlarla ulusal kirrüiğini yadsımak densizlikleri beceri sayılmaktadır. Böyle bir ortamda başta bilim adamlan, ger- çek aydınlara büyük sorumluluk düşmektedir. AB'nin ikilemleri- ne karşı uyamk olmalıyız. Anlamsız ve gereksiz, oyalayı- cı ve gündem değiştirici tartışma- larla zaman yitirmek sakıncalı- dır. Ulusal onurumuzayaraşırbir eşıtlikle katılacağımız ortaklıkla- ra kimsenin bir diyeceği yokken, kendileri yıllarca yapıcı, olumlu hiçbir adım atmamışken, 2945 sa- yılı yasanm 2. maddesiyle öngö- rülen ülkemize özgü gerçekleri yadsıyarak ulusal güvenlik send- romu bahanesine sanlmak, siya- setimizin düzeyine yeni bir ka- nıttır. Yaşanan ve yakınılan güçlük- leri, kötülükleri kimlerin yarattı- ğı, kimlerin neden olduğu, kim- lerin giderip önlemesi gerekirken "Oligarşi önünde eğilmeyeceğim." Nedtr oligarşi? 12 Mart öncesınde duvartarda sık sık görülürdü. "Oligarşiyeson", "Kahrolsun oligar- şi". Çoktandırunutulmuştu. Pekçoğumuz Oligarşı'yi bir insan sanırdı. Bir yok ol- sa, her şey düzelırdı. İnsan mıydı, oli- garşi? Belki öyleydi, insandı, insanlardı, be- lirii bir güçlüler topluluğuydu. Sözlüktekı tanımı şöyle: "Siyasal er- kin toplumun bir takımının elinde bu- lunduğu yönetim biçimi." Türkiye'de yönetimde kım var? Hükümet var, hükümette üç parti, TBMM'de beş parti var. Cumhurbaşka- nı var. Silahlı Kuvvetler var. Basın, me- dia var. Tıcaret, sanayi odalan, birlikle- ri var, sendikalar var, TUSlAD'lar, Türk- Iş'ler, DlSK'lervar... Bunlann hepsi güç odaklan değil mi? Siyasal güce hepsi ortak değil mı? Son- ra Anayasa Mahkemesi gibi en üst bir EVET/HAYIR OKTAY A&BAL Gerçek Oligapşi Nerde? adalet kuruluşu var. Tayyip bey hangisini belirtiyor? Han- gisinin karsısında? Hangisinin üstünlü- ğünden korkuyor? "Değiştik, ama değişmeden kaste- dilen birtakım oligarşikgüç odaklannın etkısi altına girmekse, böyle bir deği- şimyanımıza gelemez. Temelilkelerve ahlâki değerlerimizde değişim söz ko- nusu değil." Kim, hangi kişi, hangi politik görüş, demek, parti, güç odaklannın etkisin- den uzak kalabilir? Tayyip, kabadayılık- tan vazgeçmıyor. Hep meydan okuma, hep tepeden konuşma... Bilgisizlik, en başta bilgisizlik. Bırkaç yıl önce söyle- diklerini 'soğuk savaş'm etkisine bağ- lamaya kalkmak, tam bilgisizlik! Soğuk savaş biteli yıtlarvar? Hem şeriat övgü- cülüğü ile soğuk savaşın ilgısJ ne? Insanlarzamanladeğişir. Iki türtüdür bu, geriye de ileriye de olur. Tayyip'te en küçük bir uyanışyok Hep olduguyer- de kazık çakmış! Sorulan sorulara ver- diği yanıtlara bakın. Daha doğrusu ver- mediği, kagndığ) yanıtlara!.. Hep saîdır- gan, hep sinsi, hep belli amacınm pe- şinde; amacı demokrasi mi? Demokra- tik haklar onun için bir araç! Amaç Türk halkını yüzlerce yıl önceki düzene gö- türmek... Geçen gün 'Cumhunyet'te Musa Kart'ın karikatürü her şeyı anla- tıyordu: "Tayyip, beş on yıl önceki konuşma- lanna takılıp kalınmamasını söylerken, bin dört yiız yıl önce şeriat düzeninin övgüsünü yapabilmek istiyor..." Türkiye'de güvenilir adam kalmadı mı? Nasıl oldu da böyle bir kişiyi sağ- lam bir politikacı sayanlar, saydırfnak is- teyenler çıktı? Kurduğu parti de en kı- sasürededağılacaktr. Bu isi oligarşi güç- leri yapmayacak; dağılma, daha doğ- rusu Saadet Parüsı'ne dönmeergeç ola- cak... öyle, ben değıştim, ama gerçek- te değişmedim, oligarşi beni yok ede- mez diye masal okumalarla kimseyi al- datamaz... Işin alayında, şakasında kal- mayalım. Tayyip'in başını çektiği birşe- riatçı oligarşinin amacı halkımızın yaz- gısına el koymaktır. Cumhunyetin tüm ilketerine sırt çevirmek, aldatıcı sözler, tutumlarla Erbakancılann yanda kalan işini; demokrasiyi bir araç gıbı kullana- rak gerçekieştirmek... Burada Oktay Rifat'ın ünlü şiiri ak- lıma geldi: 'Tayyip adlı bin Tattara tittiri." başansızlığını uluslararası para kuruluşlannın borçlanyla başan gibi savunduğu üzerinde durul- malıdır. Kendilerine binlerce so- ru sorulması gerekenlerin yeni so- runlar yaratarak kaçmaya çalıştı- ğı, kimlere ve niçin göz kırptığı iyice saptanmalıdır. Demokrasi- ye ayakbağı olanlann etnik ve din-. sel terörün yaptıklannı ve yapa- caklannı göz ardı edip kabadayı- lığa ve kahramanhğa özenmesi ilginçtır. Acaba Lahey'de çalışan uluslararası ceza mahkemelerinin (Ruanda ve Yugoslavya soykırım olaylanyla ilgili) yargıladığı insan- lık dışı vahşetlerden bilgileri var mı? AİHM'nin Refah Partisi'yle ilgili karannm demokrasinin ön- koşulu laiklik karşıtlığı yoluyla demokrasiye yönelik büyük teh- like kanısına dayandığını anladı- lar mı? Cehenneme dönen Afga- nistan, Çeçenistan, Cezayir, Saray- bosna, Makedonya, Endonezya, Yemen, Mısır, Iran, Irak, Habeşis- tan vd. ile değişik yoksunluklar ve adaletsizlikler içinde çırpınan öbür ülkelerde neler yaşandığını bili- yorlar mı? Bağımsızlık olmadan özgürlükten ve dinsel görevleri yerine getirme güvencesi laiklik- ten, laiklik olmadan bağımsızlık ve uygarlıktan söz etme olanak- sızlığının ayırdındalar mı? Usla, ahlak-sağduyu-vicdan birlikteliğiyle düşünüp kanı- ya varmalıyız: Mustafa Ke- mal, Samsun'a çıkmasaydı, Amasya Genelgesi'ni yazıp yayımlamasaydı, Erzurum ve Sıvas kongrelerini düzenle- meseydi, TBMM'yi toplama- saydı, Sakarya Savaşı'nı ka- zanmasaydı, saltanatı kaldırt- masaydı, 30 Ağustos Başko- mutan Meydan Savaşı'nda za- fer sağlamasaydı, Cumhuriye- ti ilan etmeseydı, Lozan Ba- nş Antlaşması imzalanma- saydı, Hilafet kaldınlmasay- dı, Türk Devrimi Atatürk il- keleri temelınde gerçekleşti- rilmeseydı ne olurdu, ne olur- duk? lyi düşünelim. 79 yıl önce bugün başlayan tarihsel nitelemesiyle Büyük Taar- ruz'un Cumhuriyet'e ulaşı- şını kutlayalım. PENCERE Kapalı Kapılara Gele Atmak..••• Bizim alaturkanın en güzel şarkılanndan biri meşrebi- mizi vurguluyor "Cihar attım şeş oynadım Yine felek yendi beni" ~v Hammamizade Ismail Dede şarkryı Ikinci Mahmufa sitem olsun dıye yazmış... Peki, tavlada cihar atıp şeş oynanır mı?.. Ya devlet ya- şamında?.. Bu yolda geldik, işin sonuna dayandık; polis üçlü koalisyon hükümetinin bakanlıklannı basmaya baş- ladı; meğer açıkgözler devlet ihalelerini el altından tarife- ye bağlamışlar, rüşvet vermezsen boş küpün pekmezini yalıyorsun. • - '•' ••-•- Abbasiler döneminde rüşvet ve yolsuzluk öylesine art- mış ki El Isfahani şehre getirilip halka parayla gösterilen bir fil için taşlama yazmış: "Isfahan 'da iki şey şaşırtır insanı Biri fîldir, öteki kadı. \ Yoktur ne birine ne ötekine serbestçe giriş. Kimi fili görmek isterse öder bakıcısına giriş parası.. Ya senin bakıcın nerede kadı?.." Yoksa bizim başkentte de devlet kapısından giriş tari- feye mi bağlandı?.. • Usuli 16'ncı yüzyılda yaşamış bir Türk şairi, Hurufilik inancına bağlandı, Divan şiiri üzerine güzel örnekleri var; Sadık Deniz bunlardan birini bugünün diline çevirdi; içe- riğı bugüne uyuyor: Be bu cihan pazannın kunı dükkânına yuf Göğünün çemberine ve dönen kubbesine yuf Oidukça yokluk selinden harap işin sonunda Köşk kubbesine ve kemerii bina çemberine yuf Dürülür bütün defterien çünkü tomar gibi Dünya sultanlannın defter ve divanına yuf Çünkü konuğuna bir lokmada bin zehir verir Feleğin çıni kâsesine ve sofrasına yuf Bu cihan beylerinin olgun kişilere sürekli Kuru beğenili alkış ve bağışlanna yuf Aynlık derdi ile harcandı Usuli zavallı Şimdiden sonra doktorun bile ilacına yuf • Çalışmadan kazanmak, üretmeden tüketmek, üçkâğıt açıp köşeyi dönmek, devleti hortumlayıp rüşvet ve yol- suzfukla haşır neşir olarak uygar dünyada yer alacağını sanmak... Cihar atıp şeş oynuyoruz.. Ama felek yine çarpıyor.. An felek, dipsiz dümbelek.. Günümüzde cihar atıp şeş oynamak zor, başımızdaki üçlü koalisyonla kapalı kapılara gele atmaktan halkın imanı gevredi. BUTUN TELSIM CEPSHOP'LAR MERKEZLE VE BIRBIRLERIYLE ONLINE BAĞLANTILI HALE GETİRİLDİ. VE "ELEKTRONİK HAVUZ" SİSTEMİ DEVREYE GİRDİ: Megapool sayesinde, tek tek rakamlarını kendinizin belirleyeceği bir cep numarasını - -; ya da herhangi bir numarayı ^ istediğiniz Telsim CepShop'tan anında alabilirsiniz. ^ .• t" ı • z *. ^' Türkiye'nin neresinde olursanız olun, herhangi bir Telsim CepShop'a gelin, belirlediğiniz cep numarasını söyleyin, o numara anında sizin olsun. •• İsterseniz, iş ya da ev telefonunuzun aynısını cep numarası olarak alabilirsiniz. -• isterseniz, doğum tarihinizi cep numarası olarak alabilirsiniz. Diyelim, doğum tarihiniz 25 Ocak 1973.0 zaman cep numaranız (Kod) 25119 73 olur. -• İsterseniz, evlenme tarihinizden ya da sizin için anlamı olan bir başka tarihten cep numarası oluştura- bilirsiniz. - • İsterseniz, adınızı, soyadınızı, lakabınızı ya da iste- diğiniz bir kelimeyi cep numarası olarak alabilirsiniz. Örneğin; adınız İbrahim ise, numaranızı soranlara "ibrahim" dersiniz; i, b, r, a, h, i, m harflerini tuşlarlar, siz çıkarsınız: (Kod) 427 24 46. ^ Ya da daha önce kullandığınız cep numarasının aynısını Telsim'den alabilirsiniz. Megapool "elektronik havuz" sistemi sayesinde, yüz binlerce cep numarasından istediğinizi seçip, faturalı ya da faturasız/kontörlü olarak, istediğiniz kod numarasıyla, anında alabilirsiniz. > istediğiniz numarayı alabılmenız için. o numaranın bir başka Telsim abonesi tarafından kullanılmıyor olması gerekmektedir. • istediğiniz numara Golden Numbers Kataloğu'nda da yer alıyorsa -Golden Numbers, Telsım'ın Ocret karjılığı sunduğu özel numaralar olduğundan- bu numara için özel bir ûcret ödemeniz gerekecektir. A I C *
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle