23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi GenelYayınYönetmenı tbrahim Yddız • YazuşlenMudunr Salinı Alpaslan • Sorumlu Mudür Fikret İlkiz • Haber Merkezı Müdüni' Hakan Kara Istıhbarat Cengu \ ıldırım # I konomı Özlem ^üzak • Kultur Handan Şenköken • Spor Abdülkadir \iicelman 9 Makaleler Sami Karaören # Duzeltme Abdullah Yazıcı 0 Bılgı- Belge Edibe Buğra 0 Yurt Haberlerı Mehmet Faraç # A\rupa Temsılcısı Güra\ Öz Ya>ın Kurulu İlhan Selçuk (Bâşkan). Orhan Erinç, Hikmet (, etinka\a. Şükran Soncr. İbrahim Yüdız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsılcısı Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No: 125, Kat 4, Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020 (7 hal), Faks 4195027 • lzmır Temsılcısı Serdar Kızık, H Zıya Blv 1352S 23Tel 4411220, Faks-441<M17«AdanaTemsılcısı Çetin Yiğenoğlu, bönü Cd 119 S No 1 Kat 1. Tel 363 12 11. Faks 363 12 15 Müessese Mudıirir Erol Erkut • Koordınatör Ahmet Korulsan O Mu- hasebe Bülent Vener# ldare Hüseyin Gürer 0 Satış Fazilel Kuza M E D Y A C: • YcVnetim Kurulu Başkanı - Genel Mudür Gülbin Erduran # Kourdınalor Reha Işıtman # Genel Mûdur\ ardıiTtcısı SevdaÇoban Tel 514 07 53 - lii 5138463 t •tımlatan *e Basan: "ı enı Gun Haber Ajansı Basın \e *ı aymcılık A Ş Türkooagı C ad v> 41 t aialoglu 34314 Islanbul PK 246 - SıAecı ^4415 Istanbul 1d (0212)51205 OSOOhat» Faks (O2I2I5H85 95 ww\\ cumhuriyet.com tr 10AĞUSTOS2001 Imsak:4.19 Güneş: 6.02 Öğle: 13.17 Ikindi: 17.06 Akşam: 20.19 Yatsı: 21.53 Tablolar • MADRİD(AA)- tspanya'nın başkenti Madnd'de bir işkadınının evinden. ünlü ressamlar Goya, Pısarro ve Gris'in tablolan da dahıl olmak üzere 20'den fazla sanat esen çalındı. El Pais gazetesi. soygunculann, ülkenın en zengın kadınlanndan bıri olan Esther Koplovvitz'in, lüks Chamartın semtındekı evinin kapısını çaldıklannı ve kapıyı açan görevlıye saldırdıklannı yazdı. Besteciler yarışıyor • ANKARA(ANKA)- Gelenekselleşen 'Halıcı- midi 2001 bilgisayarla beste yanşması'na başvurular bugün sona erecek. Haücı-mıdı yanşmasına bestecilerin bilgısayarda midi formatında hazırladığı besteler katılabihyor. Bu yıl sekızrncısı düzenlenen yanşmanın ana teması 'Mevlana' olacak. Herkese açık olan yanşmanın ödül törenı 6 Eylül'de Sabancı Center'da düzenlenecek. Katıhmcılar detaylı bilgiyi "www.halici.com.tr" adresınden edinebılir. Belmondo'nun duriimu ciddi • PARİS (AA>- Fransa'run Akdeniz'dekı Korsıka adasında rahatsızlanan Fransız aktör Jean-Paul Belmondo'nun (68), yüzünün sağ tarafinın felç olduğu açıklandı. Korsika'da hastaneye kaldınlan Belmondo, daha sonra Pans'tekı bır hastaneye sevk edıldı. Belmondo'nun rahatsızlığının beyin damarlanndakı bır kan pıhtısından kaynaklanmış olabileceği ve aktörün konuşamadığı açıklanmıştı. Koç'un müzesi Skylile'ta • Haber Merken - Genel koordinatörlüğünü Ümit Umar'ın yaptığı Tiirk Hava Yollan'nm aylık dergisi Skylife, ağustos sayısmda beş sayfasmı Rahmi M. Koç Sanayi Müzesi'ne ayırdı. 'Türkiye'nin llk Sanayi Müzesi' başlığıyla verilen haberde, müzenin kurulu olduğu tarihi Lengerhane binasının tarihinden de bahsediliyor. Türkçe ve îngilizce yayımlanan derginin kapak konusu ise Çamaltı Tuzlası. Bakanlık ve Türkiye Bilimler Akademisi'nin projesiyle Türkiye'nin adım adım envanteri çıkanlacak Kültürelmiras Ölikniine eğitiınGûney Kore'de SeuTun batısındaki Gipo ChVde Kore Deniz Koİordusu kampındaki kadın öğrenciler doğanın zoriu koşulları karşısında ayakta kalma\ı öğreımor. Yani çamurun içinde yüzüyorlar. Fotoğrafta görülen kadın. boğazına kadar çamura batnuş dunımda. Türkiv e'de de kadınlann askere ahnması tarnşmalan yavaş yavaş başladı. Bu tartışmalann konusu genellikle. kadınlann erkeklere oranla daha dayanıksız olduğu savı. Fakat. fotoğraf kadının doğa koşullanna en az erkek kadar da>anabileceğinin bir göstergesL Kadınlann da erkekler kadar azinüi olduğu kamptaki öğrenciler 3 gün boyunca gördükleri fiziksel eğitimde bir yandan bedensel da\ anıklılıklannı suuyor., diğer yandan da takım ruhunu öğreniyorlar. (Fotoğraf: AP) *» - • . J.SKOÇYADAKİ IRKÇI SALDIRILAR FİLM OLUYOR Glasğow'dan beyazperdeye GLASGOVV - ANKARA (AJVKA) - Son kurbanı Kürt kökenli Türk \ atandaşı Fırsat Yüdız olan Iskoçya'nın Glas- gow kentindeki ırkçı saldın- lar bir sinema fılmine konu oldu. Glasgow 'dakı ırkçı sal- dırıların 'Gas Attack' (Gaz Saldınsı) adlı fihnle beyaz- perdeye yansıyacağı belirtil- di. Filmin yapımcısı Sam Kings- ley, filmin vizyona gireceğı Edin- burgh Uluslararası Film Festiva- li'nin açılışından önce yaptığı ko- nuşmada, filmin toplumsal olay- lara olumlu bir katkı yapacağına inandığını dile getirdi. Kingsley, Fırsat Yıldız'ın ölümü nedeniy- le de derin bir üzüntü duyduğu- nu belirterek "Durumu tahriket- mekistemivonız, ancakbu filmin • Iskoçya'run Glasgovv kentinde ırkçı saldınlar sonucu ölen Türk vatandaşı Fırsat Yıldız'ın başına gelenler 'Gaz Saldırısı' adlı filme konu oldu. Filmin yapımcısı Sam Kingsley. filmin toplumsal olaylara olumlu bir katkı yapacağına inandığını söyledi. Kürtk'rin bakış açısına sempatiüe yaklaştığına inanryoruz. l manm bu uzlaşıya olumlu bir katkı ola- caktır" dedi. Bütçesi 650 bln dolar Türkiye aleyhinde mesajlann da yer aldığı filmin 650 bin dolar- lık bütçesinin ise Channel 4 ka- nalı ile Iskoçya televizyonunca karşılandığı bildirilıyor. Filmde Kürtler. "doğdukla- n ülkede korkunç sıkıntılar çektikten sonra. GlasgoVda 'tasmalarından kurtulmuş" öiümcül ırkçı sakiınlara ma- ruz kalan kişiler" olarak yan- sıtılıyor. 60 kişilik oyuncu kadrosundan yalnızca 15 ki- şinin profesyonel olduğu be- lirtiliyor. Filmin yönetmeni Kenny Gle- naan'ın filmin seslendirme ça- lışmalannı şehrin içinde gerçek- leştirdiği bildiriliyor. Filmde. büyük bir grupla bir- likte Türkiye'den kaçan ve 6 gün boyunca bir kamyon kasasında saklanmak zorunda kalan 12 ya- şındaki Benae Hassan'ın hikâye- si anlatılıyor. Yaz Konserleri bugün başlıyor Istanbul Büyükşehir Belediyesi kuruluşlanndan Kültür A.Ş. tarafindan düzenlenen "Yaz Konserleri" kapsamında bugünden itibaren Harbiye Açıkhava Tıyatrosu. ünlü sanatçılan ve gruplan konuk edecek. 10-19 Ağustos tarihleri arasında düzenlenen konserierin ilkindc bu akşam Ajda Pekkan scvenleriyle buluşacak. Yann Cem Karaca - Kurtalan Ekspres, 12 Ağustos'ta Bülent Ortaçgü, 13 Ağustos'ta Grup Gündoğarken - Vasiliki Papageurgiu, 14 Ağustos'ta Haluk Levent, 15 Ağustos'ta Kıraç - Funda Arar, 16 Ağustos'ta Fatih Erkoç - Performans, 17 Ağustos'ta Laço Tayfa, 18 Ağustos'ta Rafet El Roman ve 19 Ağustos'ta Yeni Türkü - Peny Xenaki - Harem sıcak yaz günlerinde İstanbullulara keyifli anlar \ aşatacak. Saat 21.00'debaşlayaeak konserierin biletkri Bilctix satış noktalanndan, Cemal Reşit Rey Konser Salonu gişelerinden ve Harbiye Açıkhava Tiyatrosu gişelerinden âlınabilecek. SELEN BAYCAN Türkiye'nin zengin kültür mira- sının belgelenmesi ve kayıt altı- na ahnması amacıyla Kültür Ba- kanlığı ve Türkiye Bilimler Akademisi'nin işbirlığiyle çok kapsamh bir proje başlatıldı. "Kültür Sektörii (TÜBA-TÜR- SEK) Projesi" kapsamında yapı- lan "Türkiye Kültür Envanteri Belgeleme Çahşmalan", lç Batı Anadolu'da "DenizB-Buldan". ve Güneydoğu ^^_^_^»^_ Anadolu'da "Şanhurfa, Bi- recik- Suruç" olmak üzere ıki pılot bölgede uy- gulanıyor. Türkiye Bilimler Aka- demisi tarafindan Tü- kiye'nin bir kültür ül- kesı olduğunu vurgu- lamak ve "kültürel kimliğini oluşturan evrensel kültür mira- sının niceliğjni ve ıti- teliğini saptamak" amacıyla başlatılan projeye, üni versitelerden bi- lim adamlan ve akademisyenle- rin yanı sıra si- vil toplumkuru- luşları da katılı- yor. Türklye bir kültür ülkesi Proje Koordinatörü Prof. Dr. Ufuk Esin. Türkiye'nin kültür mirasının korunmasının önemı- ne dıkkat çekerek. "Türkiye'nin kültürel mirasını korumak aduıa yapacağı en önemli şey, kendisi- nin bir kültür ülkesi olduğunun bilincinde olması \c bunu ortaya kovmasıdır. Türkiye. bugün dün- ya üzerinde bir kültür ülkesi ola- rak yerini almak istiyorsa bu şarttir" dedi. Çalışmalar kapsamında her böl- genin kendine özgü kültür yapı- smın ortaya çıkartılacağım anla- tan Prof. Esin, böylece oluşturu- lacak yeni ekonomik modellerle, bölgelerin daha doğru gelişme- sinin sağlanacağını vurguladı. Envanter çıkanlacak Prof. Esin, proje kapsamında ya- pılacak çahşmalar hakkında şunları söyledi: "Tüm çalışma- lar sonucunda her bölge için et- nografik, arkeolojik belgelemeler ik kırsal ve kentsel amt ve yerleşim envanteri çıkanlacak. Aynca, Kültür Ba- kanlığı'nın başlarüğı bir girişinüe, sualüen- vanterinin nasıl yapılacağı şekiDenecek. Bir de gönüllü- ler projesi var. Gönüllüler, kendi bölgelerini tanıma ve tamtmalarma yönelik ola- rak kültür emanteri çalış- malanna olacaklar. Kısaca- SL, Türkiye'nin bölge bölge, hatta adun adım bir envan- teri, kültür haritası oluşru- rulacak." Çalışmalar basladı TÜBA - TÜR- SEK Projesi Kül- tür Envanteri Dü- zenleme Çahşmalan kapsamında önce De- nizli-Buldan'da daha sonra da Şanlıurfa-Birecik-Su- ruç pilot bölgelerinde sırasıyla "Arkeolojik Belgeleme", "Kent- sel Belgeleme", "Sözlü Tarihle Belgeleme", "Etnografık Belge- leme" ve "Tescil Belgelemesi" ıçin, ekipler oluşturuldu. Proje kapsamında aynca "Çağdaş Müzecilik", "Restorasyon", "EğJtim", "Mev- zuatın İncelenmesi ve Çağdaşlaş- tınlmasr, "Kültür Turizmi" gi- bi ana bölümler konusunda da uzmanlar tarafindan raporlar ha- zırlanıyor. SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN 'Uyuşmazlık', 'Laiklik' Anlayışında mı? Marie-France'ın Pigalle'de oturduğunu öğrendı- ğim zaman, sahıden şaşırmıştım; orası Paris'in en civcıvli, en çapkın semtlerinden birisı; oysa kızın aı- lesı, basbayağı 'Katolik'; babasıyla tanıştım, Millı Eği- tım Müfettışı filan ama, her pazar sabahı ailesıni top- layıp, soluğu kılısede alıyor; yanlış hatırlcimıyorsam, ba- na, Türkiye'de din dıyanet işlerının nasıl gittığini sor- muştu; şaşırtıcı değıl mı, adı çapkına çıkmış, Pigalle gibi bir semtte oturmaktan, çekinmiyor. Marie-France'laFransız 'laiklığini' tarttşmtşızdır.doğ- rusu ya, o yıllarda ben, her pazar sabahı radyolann ka- tedrallerden âyın yayımlamasını, yadırgıyorum; daha- sı, bunlann Vatikan'la açıkça bağlantılı, Hıristıyan de- mokrat partıleri var, iktıdar da olabiliyorlar; Fransu ihtilal-i Kebtri'nin gerçekleştiği ülkede, bu datuhafı- ma gitmiyor değil; neden 'devrimin bekçisi' zinde güç- ler, buna karşı bır önlem almamış, çare düşünmemiş? Gel zaman gıt zaman, durumun hıç de sandığım gi- bi olmadığını öğrenecektım; her şey 'anayasal' olarak bir çözüme bağlanmıştr. Ulusal Demokratik Dev- rim, 'mer'i' siyasal düzende, çeşitli fikirlere sahip siyasi partjlerin iktidar' olmasına hak tanıyor, ama 'hâkimiyeti' mahfuz tutuyordu; yani 'muhafaza- kâr bir parti -ki aslında, geçmiş bir hâkimiyeti tem- sil etmektedtr- ancak 'iktidan'. O da mevcırt ana- yasal düzen içinde kullanacağına, toplumu ve ka- muyu inandtnrsa, örgütlenme ve iktidara 'oynama' hakkına sahiptir, aksi halde, asla böyle bir şeyi ya- pamaz! Yakınlarda sorunu, bu köşede ırdelemiştik; bu ka- dar kısa zamanda dönecegimizi sanmıyordum: Demok- rasi, hâkimiyeti 'kayıtsız şartsız halka veriyor; partiler, ancak 'iktidar' olabılirter; eğer tüzüklerine ragmen, işı 'hâkimiyet'e el uzatmaya göturürterse, Cumhuriyet'ı korumakla görevli kurumlar ve kuruluşlar (Güvenlık güçleri, Adalet kuruluşlan, hatta Silahlı Kuvvetler) ha- rekete geçer. Şimdi bunu konuşmanın sırası mı? Tam da sırası: Çünkü Avrupa insan Haklan Mahkeme- si'nin Refah Partisi'nin kapatılması karannı onay- laması, bazılanmızın sandığı ve savunduğu gibi, doğrudan laiklikle ilgili değil; demokrasinin asıl 'muhtevası' ve onun uygulanmasıyla ilgili... İşln püf noktası, nerede? Osöyleşide, sorunu nasıl irdelemiştik, bakar mısı- nız: "...iyide, ya 'muhafazakâr'partiler? O a/anda, iki yan- lı bir yanlış anlama, yanlış anlaşılma hüküm sürüyor: llki, yönetimin yanılgısıdır, 'muhafazakâriığı' kesinlik- le aksı/inkılapçılık olarak almış; iktidar'a değil, 'hâki- miyet'e oynadığı önsezisiyle, harekete geçmıştir; ikin- cısı, muhafazakâr/ann, yanılgısıdır: Onlarda, 'iktidar'a oynar görünmüşler; fakatiçten içe, 'iktıdar'ı ele geçı- rince, Şeriat uygulamasına, kayabileceklennısanmış- lardır; oysa bu, yanı Şeriat / uygulamak, tekrar 'ruh- ban' ve 'zadegân'ınegemenlığınedönmek(yanı 'hâ- kimiyet'ı halkın elınden alıp, yine onlara verrnekj de- mektir ki, Cumhuriyet7n yasaları ve kurumlan buna kesinlıkle meydan bırakmazlar; aynca onlann önlem- leralması Demokrasi ye aykın sayılamaz; demokra- sinin ıcabıdır; yalnız tarihen değil, anayasaya göre de meşrudur; tam anlamıyla bir 'demokrasiyi koruma' çabasıdır; zira seçimle iktidar olan parti, haddini te- cavüz edince, Cumhuriyet / de sakatlayacaktı, De- mokrasi y/ de!..." (Cumhuriyet, 23 Mayıs 2001) Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi, Refah Parti- si'ne ilişkin karannda; tamamıyta bu 'nokta-i na- zar'dan hareket etmiştir, karann gerekçesınde, bu partinin, 'iktidar'dan 'hâkimiyet'e nasıl el uzatmak ni- yetinde olduğu, açıkça belirtilmiş, yoksa görmediniz mı? "...söylemler ve faalıyetler, Refah Partisi'n/n, Şe- riat Düzeni'n/ benimsedığını göstenyor. Şeriat Dü- zeni ise, devletin, bireylerin özgüriüğünü koruyan ro- lünü kaldınyor; bireyleri, devletin koyduğu kurallann değil, dini kurallann emri a/rına koyuyor Bır yandan insan haklanna ve demokrasiye saygılı olduğunu söy- lemek; diğer yandan ise, Şeriat Rejimi'n/ destekler söylem içinde olmak, inandıncı değildır. Şeriat, Av- rupa İnsan Haklan Sözleşmesi 'nın değeherini; -ge- rek özel hayata müdahalesi, gerekse toplumda kadı- na verilen yer bakımından,- tamamen ortadan kaldı- nyor. Şeriat, Refah Partisi için teorikya da hayalibir amaç değildi; çünkü bu parti iktidara gelmiş birpar- tiydi ve Şeriat'/ uygulayabilecek konuma yükselmiş- ti; parti yöneticilennin, bırçok konuşmalannda, halkı şiddete yönlendiren, kin ve nefret duygulan aşılayan sözleribenimsemelen, giderek, sivilbanşa ve d&mok- ratikrejimetehditoluşturuyordu..." (Hüm'yet, 1 Ağus- tos 2001) Elbette gördünüz, 'gerekçe'de, bizim yorumcu- lann aksine, 'laiklik'ten bahsedilmiyon çünkü so- run doğru va'z edilmiş; Refah Partisi'nin, söylemi ve eylemiyle, Şeriat düzeni'ne yönelik olduğunun; yani, elde ettiği iktdar'la yetinmeyip, -gerektiğin- de' şiddet' dahi kuüanarak- hâkimiyet'i ele geçir- meyi tasariadığının att çizilmiş!... Bu, Demokra- si'nin ruhuna da, muhtevasına da, uygulamasına da, aykın; o nedenden partinin kapatıimasını onaylıyor. Aynı şey ml, başka şey mi? Beri taraf, buna elbette itiraz edecektir. Denildi ki, 'Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi, kendi ken- disiyle çelişiyor: Daha önce, bır sosyalist, bir komü- nist partisini kapattığı için, Türkiye'yi haksız bulmuş ve kınamıştı; oysa şimdi muhafazakâr bir partinin kapa- tıimasını onaylamıştır'. Şimdi bakınız, sorun tek başı- na ve soyut olarak, bir demokraside partilerin kapa- tılması diye ele alınırsa, bir çelişki, ya da karşrtlık var gibi görünebilir; görülebilir de, acaba gerçekten öy- le midir? Ona da bir göz atarız. http://vww.prizma.net.tr/AILHAN http^/www.bilgiyayınevi.com.tn/ailhan Faks/0-212/2601988
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle