Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 TEMMUZ 2001 SALI CUMHURİYET SAYFA
SIVAS KATLIAMI
ROBOTEK - y •
TURHAN SELÇUK
DURU5T
ÎABİATL1
İSÎANBUL
EFENDÎSİ
ABDÜLCANBAZ
IN
HARİKULÂDE
MACERALAB1
KISIM
ÎEKMİLİ
BİRDEN
TE 5HKK Üf*. E"£CP?J ZL,
Î3!RLÎĞ-İyi-E
r . İŞ SÎZÎ
ÖNAYlNlZA TîrU>ÎKTEN SONP^A, BıRDEN B/
Madnnakımutubnasnı!ATTtLAAŞUT*
'Laikh'k gidecek, şeriat gelecek."
"Şeytan Aziz!"
' "Şerefsiz vali, istifa!"
*Laik düzen yıkılacak!"
1
"Zafer İslamın!"
1
"Şeriatçı devlet kurulsun!"
"Muhammed'in ordusu. laiklerin
korkusıı!"
"Müslüman Türkiye!"
1
"Cumhuriyet burada kunıldu. hu-
radayıkılacak!"
Size çok tanıdık gelen sloganlar de-
ğil mı?
Evet, 2 Temmuz 1993 Cuma günü
öğle üzeri. Sıvas'ta Paşa ve Meydan ca-
milerinden çıkan gericiler, bu sloganlar-
la yürüyüşe geçmişlerdi...
Daha sonra yaşananlan biliyoruz...
Şeriatçı güruh, PırSultan Abdal Şen-
likleri için Sıvas"ta bulunan yazar ve sa-
natçılann toplandığı Madımak Oteli'ni
ateşe verdi.
37 insan. bu cehennem ateşinde yan-
dı ka\ ruldu.
Ama yangın orada kalmadı. kısa sü-
rede bütün ülkeyi sardı...
Gözü dönmüş köktendınciler. Sı-
vas'ta "Madımak yangmı"nın dumanı
tüterken, halkı şövle tehdit etmişlerdi:
"Kendinden zuhur şekünde ortay a çı-
kan şanb Sıvas kıyamından alınacak ne
• "Bitaraf olan, bertaraf olur!" (Bizden yana olmayan, yok edilir!)
Köktendinciliğin yasası bu denli açık ve kesindi! Ama, şeriatçılarla laikler
arasında "denge hesaplan" yapan bizim naif solcularla saftirik orta yolcular,
dinci örgütlenme karşısında "taraf" olmamak için hâlâ bin dereden su
getirmeye çalışıyorlar!
çok ders var herkes için! Srvas'taki 'cu-
mada ani zuhur'dan, son olarak altını
çizmek istediğimiz husus şu: Halk, hak-
kına sahip çıkıyor ve 70 > ıldır kendisine
hayarı /indan eden işgalci laiklere karşı
'kısas 'uı hayat veren soluğuna sığmıyor!
Artık TC'de hayat, yalnız Miislümanlar
için zor olmayacak. işgalci laikler için de
zor olacak! Sıvas. sadece kiiçük bir ha-
ber! Herkes safını seçmekle mükellef!
Bizden söylemesi!" (Taraf dergisi, 1
Ağustos 1993)
Evet. onlar daha o gün, "Sıvas katö-
amının sadece kiiçük bir haber" oldu-
ğunu sövleyerek "safinun doğnı seç-
memizT öğütlüyorlardı bize! Öğütle-
mekle de kalmıyor, açıkça gözdağı ve-
nyorlardı:
"Bitaraf olan, bertaraf olur!" (Biz-
den yana olmayan, yok edilir!)Kökten-
dinciliğin yasası bu denli açık ve kesin-
di! Ama. şeriatçılarla laikler arasında
"denge hesaplan" )apan bizim naif sol-
cularla saftirik orta yolcular, dinci ör-
gütlenme karşısında "taraF olmamak
için hâlâ bin dereden su getirmeye ça-
lışıyorlar!
Ne yapacaklar?
Sıvas kıyımcılanyla "konsensüs"mü
sağlayacaİdar?
Karar duruşması
"Sıvasdavası"nın Ankara 1 Numara-
lı DGM'deki "karar dunışması"nı ga-
zeteci olarak izlemiştim...
Sanıklar, yazımın girişindeki slogan-
lan, o gün mahkemede de pervasızca
haykırmışlardı!
Sıvas topluöldürümünün kahraman-
lan(!), sokaklardan sonra, mahkeme sa-
lonunu da savaş alanına çevirmişlerdi!
Hem suçsuz olduklannı söylüyor,
hem
u
dinsidereölüm!'" çığlıklanv la du-
ruşma salonunun altını üstüne getiri-
yorlardı!DGM yargıçlan bile bu gözü
dönmüş saldırganlar karşısında korku-
ya kapılmış, çareyi dışan kaçmakta bul-
muşlardı!
Ben. Ankara'daki yargılama aşama-
sında katliam sanıklannın gözlerindeki
kini ve yüreklerindeki öc alma isteğini
yakından gördüm.
Duruşma arasında kapatıldıklan ne-
zarethanenin demir parmaklıklannı kı-
rabilselerdi, hepimizi oracıkta parçala-
yacaklardı!Üstelik, bu niyetlerini gizle-
miyor. ölüm tehditlerini yüzümüze kar-
şı açık açık haykırmaktan çekinmiyor-
lardı. Laik medyayı "candüşmanı" gör-
düklerinden. hepimizi bir an önce ce-
henneme göndermek için sabırsızianı-
yorlardı!
Biz, onlann gözünde "kâfir" ve "za-
lim"dik; bu yüzden de "cehennem ate-
şi"ni çoktan hak etmiştik! Nitekim, An-
kara DGM'deki son duruşmada da "ce-
hennon" tutkulannı yüzümüze karşı
haykırmaktan geri durmadılar. Karar
açıklanırken, biryandan sağ el parmak-
lannı havaya kaldırarak "feDA-C" ve
MHP'nin "kurtbaşı" işaretini yapıyor;
bir yandan da," Yaşasın kâfirler için ce-
hennem!" diye slogan atıyorlardı...
Bu iflah olmaz fanatik katiller için
• Sanıklar,
sorumlular,
sorumsuzlar,
sanık
savunmanJan
Sıvas
katliamından
sonra iflah
olmadı. "Halkla
güvenlik güçlerini
karşı karşıya
gerirmeyin" diyen
Demirel, çok
istediği
Cumhurbaşkanlığı
makammda
kalamadı. 1993 yıunda Madımak Oteü'nde >aşanankr unutulmadı. Olaylann y^şandjgı dönemin siyasi kadrosu ise ha>al kınkMdarıııa uğradı.
Koltuk kaybettiren yangın
MÎYASEİLKMJR
Sıvas katliamı sırasında sorumluluklannı yerine
fetirmeyen dönemin yöneticileri ile yönetimde ol-
nadığı halde olaya kayıtsız kalan. mağdurlann hak-
bnı aramak yerine sanıklan savunmaya soyunanlar
Sıvas katliamının lanetinden kurtulamadı.
Katliamın yaşandıgı 2 Temmuz 1993 tarihinde Sfi-
t>man DemireL cunîhurbaşkanhğı koltuğuna otura-
i bir ay bile olmamıştı. Oiayı kendisine haber veren
iç günlük Içişleri Bakanı MehmetGazioğlu'na "va-
andaşlagiivtntik güçlerini karşı karşrvagetirmejin"
lyansuıda bulunan Demirel. çok istediği halde gö-
EV süresi uzatılmadı. Yeğeni Murat Demirel, evlat-
ığı Cavit ÇağJar banka hortumlamaktan yargılanı-
or. Kayınbiraderi AMŞener'in de başı orman arazi-
erini talan etmek nedeniyle derde girdi.
Dönemin Başbakanı Tansu Çiller. katliam yaşan-
faktan ve 35 kişi can verdikten sonra Bakanlar Ku-
tılu'nu toplamayı akıl etmişti. Çiller, R P ile ortak
ıükümet kurdu. Yolsuzluk dosyalannın aklanması
iBrşibğında RP'nin irticai faaliyetlerine göz yumun-
a 28 Şubat sürecinde duvara tosladı. Erbakan'ın is-
ifasıyla "Başbakanlık düşü" görürken bir anda baş-
lakaıı yardımcıhğı koltuğundan da oldu. Yapılan er-
;en seçimde ise partisi barajı kıl payı geçerken ken-
lisi az daha Meclis" giremiyordu.
Dönemin Başbakan Yardımcısı Erdalİnönü, siya-
seti bıraktı. Partisi SHP büyük oy kaybına uğradı ve
CHP ile birleşmek zorunda kaldı. Daha sonra yapı-
lan ilk seçimde barajı kıl payfgeçti. Son seçimde ise
baraja takjlarak parlamentonun dışuıda kaldı.
Çiller hükümetinm Içişleri Bakanı MehmetGazi-
oğlu, 2 Temmuz 1993 günü çeşitli illerden gelen he-
yetleri kabul ediyordu. Bu ziyaretler sırasında Sıvas
olayını ögrendi. Dönemin îçişieri Müsteşan Faari
Oziürk, Sıvas'a gitmek isteyen bakanına *Aman
efendim, koskoca bakan ö\1e ber ola)da olay mahal-
line gider mi?" deyince Bakan Gazioglu da mûste-
şannın sözüne uyda Gazioglu da hükümet gibi isti-
fayı düşünmedi \e ancak kabine revizyonu sonucu
hükümet üyeliğinden aynldı. 1995 seçimlerinde
Meclis'e giremedi. Bir süre partisinin Bursa tl Baş-
kanlığı görevini sürdüren Gazioglu, şimdilerde ak-
tif siyasetten uzak bir şekilde yaşıyor.
Mesut Yılmaz
Sıvas olaylannı muhalefet de iktidar gibi uzaktan
vakay-ı adiyeden birolaymış gibi kîedi. Anamuha-
lefet lideri MesutYılmaz, o günlerde gazetemize ver-
diği demeçte Sıvas katliammı "Bir futbol maçında
bile olabilecek bir oJ»" şeklinde değertendirmişti.
Mesut Yılmaz, o tarihten bu yana genel başkan ola-
rak partisini ikridara taşıyamadı. Sürekli oy kaybe-
den Yılmaz, ancak 28 Şubat sürecinin yarartığı or-
tamda transferlerle Başbakan olabildi. O da Türk-
bank skandalı nedeniyle kısa sürdü. Yılmaz'ın kur-
duğu hükümet Türkiye Cumhuriyeti tarihine genso-
ru ile düsürülen jlk vetek hükümet olarak geçti. Son
seçimlerde iseoylan dahada azaldı. Hükümete üçün-
cü küçük ortak olarak girdi. Ancak bu kez de Beyaz
Enerji ve Mavi Akım dosyalan nedeniyle yolsuzluk
ve usulsüzlük iddialarınm odağına düştü.
Katliamın yaşandıgı Sıvas'ta yerel yönetimde R?
iktidardaydı. Otel yakılmadan önce saldırganlara
"gazanız mübarek obun* diye açıklamada bulunan
Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu. partisi ta-
rafmdan ödüllendirilerek MYK'ye ardmdan da mil-
leU'ekili olarak parlamentoya taşnıdı. Partisi ilk se-
çimde büyük ortak olarak ikridara geldi. Ancak par-
tisi irticai faaliyetlerini artfınnca 28 Şubat'ta ordu-
nun manevrası ile iktidan kaybettiler. Ardından par-
tisi kapatıldı. Paravan olarak kurduklan ikinci parti
de kapatıldı ve parti içinde "yenflikçi-gelenekçi" ça-
tışması yaşandı.
RP milletvekiliyken Sıvas sanıklannı savunmak
için avukathk yapan ve Refahyol iktidan dönemin-
de Adalet Bakani olunca da sanıklann cezaevi ko-
şullannı iyileştirmekle saldırganlaradestegini sürdü-
ren Şevket Kazan da partisi 28 Şubat süreci sonra-
sında açılan dava ile kapandıktan sonra kendisi Ge-
nel Başkanı Necmettin Erbakan gibi siyasi yasaklı-
lar arasına girdi.
"Öyleyse canınız cehenneme!" demek-
ten başka bir şey gelmiyordu elden...
Duruşmalarda yaşanan bu sahnelere
karşın Ankara DGM sanıklara yine de
en hafif cezalan vermiş, işin "örgüdü
şeriatçı kalkişma" boyutunu ısrarlagör-
mezlikten gelmişti. Çünkü, "01^18^1
ve "cami"yi tarih boyunca "kryam"
(dinci kalkışma) için sıçrama tahtası
olarak kullanan şeriatçılar, "Sı>ascan-
kırunrnm kendiliğinden, "zuhur" et-
tiği masalına devletin kimi birimlerini
de inandırmışlardı! Oysa, Sıvas Valili-
ği'nin 2 Temmuz 1993 tarihli "CMay Ra-
poru", bunun tam tersini kanıtlıyordu.
Bu raporda örgütlü saldınnın gelişi-
mi dakikadakika anlatılmıştı. Dönemin
Sıvas Valisi Ahmet Karabilgin de, ola-
yın cumhuriyete karşı "irticai tertip ve
kalkışma" olduğunu açıkça belirtmişti.
Müdahil avukatlannın bütün çabala-
nna karşın Ankara DGM. suçun gerçek
niteliğini görmemekte direndi.
Neyse ki, yanlış karar, Yargıtay 9. Ce-
za Dairesi'nden döndü. Yargıtay, Sıvas
cankınmının cumhuriyete ve laikliğe
karşı gerici bir ayaklanma olduğu ge-
rekçesiyle, Ankara DGM'nin kararını
bozdu... Ancak, adaletin gerçekleşme-
si için Sıvas mağdurlannın sekiz yıl
beklemeleri gerekti...
Insanlar2 Temmuz 1993 günü Madı-
mak Oteli'nde yakılmayı beklerken,
devlet ve hükümet sözcülerinin açıkla-
malannı anımsıyor musunuz? Hiç unu-
tulmaması gereken bu sözler, Sıvas can-
kınmında devletin sorumluluk payını
açıkça gösteriyor.
• Süleyman Demirel (Cumhurbaşka-
nı): "Devlet güçleriyle halk karşı karşı-
>«getirilmemelidir.Öna gayret edilN'or;''
• Tansu Çiller (Başbakan): "De\let
oradadır. Sa> ın İçişleri Bakanı oradadır.
Güvenlik güçlerioradadır.Otelınetrafı-
nı saran vatandaşlanmıza hiçbir şekilde
zarar gelmemiştir. Onlardan ölen ve \^-
ralanan da yoktur. Dolayısıyla olay, bir
otelin yakılması ve içinde olan vatandaş-
larunızın öunesi ile ortaya çıkmıştır."
• Erdal lnönü (Başbakan Yardımcı-
sı): "Güvenlik güçlerimiz,vatandaşlan-
mızın zarar görmemesine dikkat ederek
olaylan kontrol etmeye çalışmışlardır.
Olaylar sırasında. güvenlik güçlerinin
öz\'erisi sa>esinde itfai>eye yol açıhnış ve
vatandaşlarımızın daha fazla zarar gör-
memesi sağlanmıştır."
• Mehmet Gazioglu (Içişlen Bakanı):
"Olajlar,Aziz Nesin'in,halkıninançla-
nna karşı bilinen tahkir ve tahrik edici
konuşması ve Türk halkını aşağılavıcı
deyimleri yüzünden başlamıştır. Yangın,
önceden planlanmış bir olay değiL top-
luluk psikolojisi ile ortaya çıkmısür. Ne-
sin hakkında soruşturma başlatılmıştm"
Evet, aymazlık içindeki DYP-SHP
hükümetinin Sı\as topluöldürümü kar-
şısındaki tutumu budur. Şeriatçı tehlike-
nin boyutlannı, bugün, sekiz yıl önce-
sine göre daha somut olarak görebiliyo-
ruz.Biliyorsunuz, Sıvas yangınını çıka-
ran zıhniyet, daha sonra iktidar ortağı ol-
du.Sıvas katillerinin savunmanı Şevket
Kazan, cumhuriyet düşmanlannı kovus-
turacak adalet örgütünün başına getiril-
di.Madımak körükçüsü, "kara mol-
la"lar, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne
girdi İŞeyhler. mollalar. tarikat önderle-
ri Başbakanlık'ta ağırlandı; "iftar sofra-
lan" Çankaya Köşkü'ne taşındı!
Sıvas olayı. cumhuriyet tarihimizin
en utanılası sayfalanndan biridir.
Edebiyatçılar Derneği'nce yayımla-
nan "Sıvas Kitabı" (*), bu büyük can-
kınmını yaşayanlann tarihsel tanıklık-
lanyla doludur. "Hafiza-i beşer". ne
denli unutmaya yatkın olursa olsun, bu
kitap var oldukça. "Sıvas katliamı'', top-
lumsal belleğimızde hep taze ve diri ka-
lacak, asla unutulmayacaktır!
(*j Sıvas Kitabı (Bir Topluöldiirümün Öykü-
sü), Yayına Hazırlayan: Attila Aşut. Edebiyat-
çılar Denıeği, 1994, Ankara.
»Gazetecı-Yazar
Yarın: Hüseyin Atabaş ve
Alpaslan Berktay'ın yazıları
DUZYAZI
ORHAN BtRGtT
Bir Dönüm Kurultayı...
CHP'nin 29. olağan kurultayı elbette Oeniz Bay-
kal'ın yeniden genel başkan seçilmesi ile sonuçla-
nacaktı.
Bir genel başkanın, bugünkü Siyasi Partiler Ka-
nunu'nun çarkı içinde, mahalle delegelerinden ilçe
ve il kongrelerine kadar kendi denetiminde oluşan
birtoplantılarzincirinin son halkasında, delegelerin-
ce yenilgiye uğratılmasının hemen hemen olanak-
sız olduğu, sadece CHP'nin değil, öteki partilerimi-
zin de tarihlerinde yazılı değildir.
78 Nisan seçimlerinde CHP'yi tarihinin en büyük
seçim yenilgisi ile karşı karşıya bırakan bir genel
başkana, dönüş kapısınıaçan sistem, öncekigün-
kü kurultayda mekanizmasını tıkır tıkır işletti; parti
tüzüğüne padişah yetkileri konulmasına bile ses çı-
kartmadı. Bundan böyle CHP nin en büyük karar
organında genel başkanın cebinde kendi konten-
janından oraya getirilmiş 10 saygıdeğer üye, ayn bir
seçkinler grubu olarak bulunacak.
Başka bir deyişle, parti meclisi, lordlar ve avam
kamaralanndan oluşmuş Ingiliz Parlamentosu'nu
çağnştıracak!
Dünkü gazetelerin hemen hepsi, Baykal'ın ka-
zandığını başlıklarına almışlardı.
• • •
Oysa, seçim sonuçlarını irdelerseniz, mahalle
temsilcileri seçimlerinden başlayarak 29. kurultay
delegelerine kadar genel merkezin denetim ve gö-
zetiminden geçmesine karşın CHP'lilerin Deniz Bay-
kal'a bir şeyter anlatmak için kenetlenmiş oldukla-
nnı görürsünüz.
Bu gözlemin en somut kanıtı, Bülent Tanla'nın
önceki günkü kurultayda parti meclisi listesinin dı-
şında kalırken Baykal'ın eskı genel sekreteri Adnan
Keskin'in adeta muhalefet sözcüsü gibi, öteki dört
arkadaşı ile birlikte seçimi kazanmış olmasıdır.
Bu iki isim, yani Sayın Tanla ve Keskin, 18 Nisan
seçimlerinden öncesinde genel başkanın hem ka-
der hem eylem arkadaşlanydılar. Birisi CHP'nin ge-
nel başkan Yardımcılığını, öteki ise partide genel
başkanlardan sonra "2" numaralı sorumluluk ma-
kamı olan genel sekreterliği dolduruyordu.
Keskin, genel başkana bağlılığını, yıldınmları üze-
rine çekerek her fırsatta ispat ederken, Tanla özel-
likle tanrtım alanında stratejilerin sahibi olarak Bay-
kal'a akıl hocalığı yapıyordu. 18 Nisan seçimlerin-
den sonra eski genel sekreteri ile yollar aynldı, ama
Tanla, Baykal'ın yeniden genel başkanlığa dönüşü
sırasında sade bir CHP üyesi olduğu halde, parti-
nin resmi açıklamalannda adı genel başkanın he-
men arkasında yazılır oldu. Delegelerin parti hiye-
rarşisine aykın bu görüntüyü içlerine sindirmedikle-
ri, kurultayın sonuçlan ile ortadadır. Bakalım, bun-
dan sonraki günlerde eski Bilim ve Araştırma Kuru-
lu Başkanlığı görevi yine Tanla'nın üzerinde kalacak
ve özellikle protokoldeki hiyerarşik çarpıklık sürecek
mi? "*'
Gerçi 29. kurultayda genel başkan, partinin kapı-
lannı herkese açtığını sürekli olarak yineledi ve özel-
likle parti içi çekişmenin bundan böyle bittiğine iç
ve dış kamuoyunu inandırmak için hayli dil döktü a-
ma, nedense CHP' den aynlmak zorunda kalan es-
ki arkadaşlanna banş çağnsı yapmadı; evlerine dön-
melerinden duyacağı mutluluktan söz etmedi. Böy-
le bir şey yapmaktan dikkatle kaçındı.
Aldığı sonuçlar, ilk bakışta kan yitirmiş de olsa,
CHP'nin kendi partisi olduğunu ve daha nice yıllar
bu görünümünü koruyacağını gösterdiği için Deniz
Baykal elbette memnundur.
Ancak son kurultaydaki rakibi Ertuğrul Günay,
"Arkadaşlanmı CHP'de kalmaya ikna etmem zor-
laştı"söz\en ileyeni kopmalann habercisi mi olmak-
tadır?
Baykal'ın, uyguladığı strateji ile şanlı geçmişine
karşın ilk kez kurduğu Meclis'in dışında kalan
CHP'nin önceki gün yaptığı kurultaya.saat başı ha-
ber veren TV'lerin bile, yeterli ilgiyi esirgemelerinin
nedenini bakalım yeni yönetim nasıl yorumlayacak-
tır?
•••
29. olağan kurultay, keşke toplanmasaydı. Hiç
değilse bazı çevrelerde "Şimdi CHPZamanradi al-
tında yerleştirilmek istenilen sloganlara kendilerini
kaptırmış olanlar için, pembe umutlar böylesine ça-
buk yitirilmemiş olurdu.
Faks:0212-677 07 62
E-mail: [email protected]
İLAN
T.C.
ANKARA ASLİYE 18. HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 1999.289
Karar No: 2001'308
Davacı Başak Sigorta AŞ \ekili Av. Levent Hale Yıl-
maz tarafından davalı Haydar .\ktaş. Yalçın Cihangir,
Ahmet Çetingül aleyhıne mahkememizde açılan maddi
gidenm davasının yapılan yargılamasında 23.5.2001 ta-
rihinde verilen karar gereğınce:
Hüküm: Davanın kabulü ile,
1.320.334.919.TL. maddi giderimin
460.334.919.TL'sinden davalı Haydar Aktaş'ın sorum-
lu olması kaydıyla 27.11.1996 tarihınden ıtibaren yasal
faizi ile birlikte davalılardan ortaklaşa ve dayanışmalı
olarak alınıp davacıya verilmesine.
Kabul edilen bedel ûzennden alınması gereken
71.298. 085.TL karar harcından peşin ödenen
11.883.0O6.-TUnin çıkanlarak gen kalan 59.415.079
TL'nin 20.715. O74.TL'sinden davalı Haydar Aktaş'ın
sorumlu olması kaydı ile davahlardan ortaklaşa ve da-
yanışmalı olarak alınmasına,
Davacı tarafından peşın ödenen karar harcı 11.883.
006.TL başvurma harcı. 1. 37O.OOO.TL toplam 13.253.
OOö.TL'nın 4.620.662.TL'sınden davalı Haydar Aktaş'ın
sorumlu olması kaydı ile davalılardan ortaklaşa ve da-
yanışmalı olarak alınıp davacıya verilmesine.
Davacı davasını vekılle takıp ettiginden kabul edilen
bedel üzerinden 73.820.334.TL. vekâlet ücretmin
25.725. 267.TUsinden davalı Haydar Aktaş'ın sorumlu
olması kaydı ile davalılardan ortaklaşa ve dayanışmlaı
olarak alınıp davacıya verilmesine,
Davacının yapmış olduğu yargılama gıderleri vekâlet
harcı 260.00Ö.TL dosya parası 400.000.TL. çağn kâğı-
dı posta ücreti 4.350.000. TL., gazete ilan ücreti 20.
125.OOO.TL., bilirkişi ücreti 50.000.000.TL., toplam 75.
135.000. TL'nin 26.195.826. TL'sinden davalı Haydar
Aktaş'ın sorumlu olması kaydı ile davalılardan ortakla-
şa ve dayanışmalı olarak alınıp davacıya verilmesine.
25.5.2001 tarihinde karar verilmıştır.
Davalılardan Yalçın Cıhangir'ın adresi bilinmedığin-
den 7201 sayılı tebligat yasasınm 31. maddesı uyannca
ilan tarihinden itibaren 15 gün sonra teblığin yapılmış
sayılacağı tebliği yerine geçerli olmak üzere ilanen teb-
liğolunur. 18.6.2001
Basın: 38459