11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 MZlRAN 2001 SALI • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 19 C U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Maştarafı 1. Sayfadu larrsları bu gerçeği doğruluyor. Denek Türkiye, "IMFiçin örnek model" diye sunu- luy»T. Taylor'un açıklamasına göre Başkan George W. BusJıyonetimi, "IMF'nin 'değiştirilmesineyönelikça- balarda' Türkiye'nin model oluşturulmasını" istedi ve._ Modelin sistematığini de açıkladı: "Bundan böyle IMF -Türkiye'ye uyguladığıgibi- gereksindiklerikre- dileri vermeden önce çaresız kalan ülkelerden 'belir- li kcşullan kabul etmelerinr isteyecek." hazine Bakan Yardımcısı Taylor, "Türkiye ıle müza- kere4erde 'IMF'nin değişeceğine ilişkin' ABD sinyal- leri t>ulunöuğunun" altını çıziyor ve "IMF'nin Türkiye modeli ile geleceğine yönelik adımlar atmaya başla- dığmı" açık seçik söylüyor. Açıklamalardan anlaşıldığına göre, Türkiye'yi denek olarak kullanma fikri Hazine Bakanı O'Neill'e ait. Bakan Derviş; IMF'den kredı sağlamak amacıyla ABD'ye ilk gidişinde Hazine Bakanı'ndan IMF (ABD) adına sert uyanlar aldı. Koşullu krediler için Siyasal Partiler ve Seçim yasalannın değiştirilmesi, yeni yüz-" lerie siyasal sistemın değışıme uğraması gibi istek- lerle karşılaştı.. Ardından IMF'nin yeni stratejisi gereği 15 günde 15 reform yasasına ilişkin dayatma geldi. Bu dayatmalar yerine getirilmezse IMF'den zımık kredi alınamayacağını hem O'Neill, hem IMF hem de ABD'nin Ankara Büyükelçısı sık sık hükümete duyur- du. Göreve yeni atanan Taylor, ekonomik reçeteleriyle dünyaölçeğindebaşansızlığauğrayan IMF'nin "pres- tijini kurtarmak" için bulunan son formülü; "Türki- ye'ye IMF ve Dünya Bankası yardımının ancak Tür- kiye'nin reform sözlerini yerine getirmeye baş/ama- sının ardından vehldiğini" söyleyerek kanıtladı. Türkiye, ABD açısından sadece IMF'nin yeniden yapılanması için denek (model) bır ülke değil. Aynca, ulusal yaraıiannı korumak ve geniş bir alanı iztemek açısından kelepir bir ülke. Neredeyse 50 yıldır değişmeyen bir başka gerçek; yeni teknik olanaklann eşligınde sürüp gıdiyor. NSA'da kurulu bir gizli servis çalışanının Hümyet'e açıkladığına göre ABD, "Türkiye'deki iki dinleme üs- sûndenlran, Irak, Kafkaslarve Rusya'nın 'iç' bölge- lerini" izliyor. Yaşayan, ama kim? Diyarbakır'daki Pırinçlik Ussü'nün Rusya ıçlerine kadar uzanan ABD kulağı olduğu yıllardır bilinen bir gerçek. Daha niceleri, niceieri... Ama son açıklama, ABD "vazgeçilmez dost ve müttefıki" kelepir denek ülke olarak Türkiye'yi, örneğin IMF'deki değişimin uygu- landığı ilk model seçiyor, Ortadoğu'yu, Balkanlar'ı ve tabii Rusya'yı, yani komşulanmızı dınliyor ve izliyor. Zihinsel ve bedensel zafiyetlerie zorla ayakta du- ran hükümet, ABD'nin gızlemeden sergilediği ulusal yaptınmlannı sineye çekiyor. Nisandan nisana bir yılda: Kişi başına milli gelir 3.061 dolardan 2.700 dolara düşmüş...İç borç 16kat- rilyondan 51 katrilyonafırlamış... Enflasyon geçen yıl yüzde 63.9 iken bu yıl yüzde 60'lar dolaytnda seyre- diyormuş... Ekmek 50 bin lira iken 150 bin liraya sa- tılıyormuş... Benzine son aylarda yüzde 70'leri aşan (dün gece yüzde 2.16-3.25) oranda zam yapılmış... Zam üstü- ne zam. Hükümetimizin umurunda mı? Yaşasın tek haneli enflasyon. Kahrolsun özellikle Ecevit'in, tabii hükümetin aleyhinde yazanlar, söyle- yenler! BM Genel Sekreteri KKTC'yi suçladı NEW YORK (AA) - BM Genel Sekreteri Ko- fıAnnan, "Kıbns"ta,Ku- zey Kıbns Türk Cumhu- riyeti (KKTC)makamla- nnın, BM banş gücü UN- FICYP'nin çahşmalannı zoriaşüran kısıtlamalan, tüm çabalara rağmen kaldırmadıklannr öne sürdü. Genel Sekreter, adarun Akyar bölgesinde eski askeri statükoya dö- nülmesi çabalanmn da sonuç vermediğini kay- detti. Annan'm, Kıbns'taki durum ve BM banş gücü UNFICYP'nin görev sü- resinin uzatılması tavsi- yesini içeren 6 ayhk ra- poru dün yayımlandı. Annan, raporunda, UN- FICYP'nin 15 Aralık 2001 tarihine kadar ada- da kalmaya devam etme- sini zorunlu gördüğünü belirterek Güvenlik Kon- seyi'ne bu yönde tavsiye- de bulundu. Raporda. banş gücü- nün KKTC topraklann- da görev yapması için Kıbns Türk makamlan- nın gerekli onayı verdik- lerini vurgulayan "ek" bölüm yine yer almadı. Raporun "ek" bölümü. Güney Kıbns Rum Yö- netimi'nin (GKRY) karşı çıkması yüzünden 2000 yılı ortasından bu yana Genel Sekreter'in rapor- lannda yer almıyor. Ankara'dan ABD'ye 3 mesajB Baştarafı l. Sayfada üzerındekı çalışmaları sürdürdüğünü söyledi. ABD'li Bakan, Kuzey- den Keşif harekâtını sür- düren ABDli pılotlarla Incirlik'te bir araya gel- di. ABD Savunma Baka- nı, göreve geldikten son- ra ilk yurtdışı gezisi kap- samında Ankara ve încir- lik'te temaslarda bulun- du. Milli Savunma Baka- nı Sabahattin Çakma- koğlu. Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt. D\şışleri Ba- kanı tsmail Cem ve Baş- bakan Ecevit ile görüşen Rumsfeld, temaslannın ardından Incirlik'e geçti ve Amenkalı personelle görüştü. Rusmfeld, daha sonra Ukrayna'ya geçti. Rusmfeld ile yapılan görüşmelerde ağırhk ola- rak Irak, AGSP, füze sa- vunma sistemi ve bölge- sel gelişmeler ele alındı. Rumsfeld, Çakmakoğlu ile NATO'nun askeri ye- teneklerinın geliştirilme- si kapsammda silahlı kuvvetlerin modernizas- yonu konusunda görüş alışvenşinde bulundu. Türkiye-ABD ılişkileri- nin "yumuşakkarnı" ola- Türkiye, RumsfekJ'e dış pohtika konusundaki kaygüanm dDe getirdi. rak değerlendırilen Irak konusu ağırhklı olarak Ecevit-Rumsfeld görüş- mesi sırasında ele alındı. Ecevit, bu konuda şu me- saj lan verdi: 1) Irak'ın kuzeyinde fi- ili bir devlet oluşuyor. Bu oluşumun güçlenmesi, I- rak'ın toprak bütünlüğü- ne zarar verebilir. Böyle bir gelişme bölgesel istik- rarda da büyük zarara yol açar. 2) Irak'ta 10 yıldır uy- gulanan ambargodan en büyük zaran Irak halkın- dan sonra Türkiye gör- müştür. Güvenlik Konse- yi'nde görüşülen yeni yaptınm sistemiyle ılgih olarak Türkiye'ye de da- nışılmalı. 3) Yeni yaptınmlar kapsamında, Türkiye gibi komşu ülkelere de birta- kım sorumluluklar doğu- yor. Bunlann komşulann yaranna olarak düşünül- mesi gerekmektedir. Rumsfeld'in akıllı yap- tınmlar konusunda Türk yetkililere bilgi verdiği, bu sistemin komşulara yarar getırecek şekilde düzenlendiğini kaydetti- ği bildirildi. Saddam Hü- seyin'i "aküh bir adam" olarak niteleyen Rums- feld, Irak halkının Bağdat yönetimının tuzağından kurtarmayı amaçladıkla- nnı anlattı. Cem ile görüşmesinin ardından gazetecılere açıklamalar yapan Rums- feld şu mesajlan verdı: AGSK: Tüm ittıfak ül- keleri, ortaya çıkan yeni konseptlerın NATO'yu güçlendirecek şekilde ele alınacağını anlamalılar. ABD baştan beri AGSKninNATO'yaila- ve katkı yapması düşün- cesindedir. Planlama aşa- masında da bu sürecin NATO içinde ve saydam yapılması düşüncesinde- dir. Bu NATO'nun ilk reddetme hakkı olacak şekilde yapılması gereki- yor. Türkiye'nin çok iyı anlaşılır kaygılan var. Bunlar görüşülüyor. ABD, AB üyelen ve Tür- kiye arasmda büyük çaba harcanıyor ve yol alındı. Füze savunmasr. Füze savunması konusunda şu- rası açık kı, kitle imha si- lahlannm artması ve bun- lann bazı ülkelerin eline geçmesi dünya ve tabii ki Türkiye için çok ciddı bir sorun. Bu konuda şu an- da ortada somut bır yapı yok; araştırma, geliştirme ve testlerin yapılması ge- rekiyor. Türkiye ve ABD'nin, tehdidin niteli- ğı ve buna karşı savunma imkânlannın gehştırilme- si konusunda son derece ortak anlayışlan var. Irak: K. Irak'ta uçuşa yasak bölgede görev ya- pan pilotlanmız için bü- yük risk söz konusu. An- cak risk giderek artıyor. Bazı ülkelenn Irak'rn as- keri imkân ve kabiliyet- lennı arttırmasına destek olması oranında bu risk de artmakta. Bu çabaları önlemeye çalışıyoruz. Orgeneral Büyükanıt: Karar sürecine katılımımız şart ANKARA(CunıhuriyetBürosa)-Tür- kiye, ABD Savunma Bakanı DonaM RumsfekTe, Avrupa Güvenlik ve Savun- ma Politikası'nın (AGSP) karar meka- nizmalanna katıhmı konusunda karariı mesajlar verdi. Genelkurmay 2. Başkanı , Orgeneral YaşarBüyükanit, AB'nin NA- TO dışında kriz bölgelerine olası müda- halelerinde coğrafi yakınhk ve Türki- ye'nin güvenlik çıkarlan söz konusu ol- duğunu vurgulayarak bu harekâtlara ve belli ölçülerde karar mekanizmalanna katıUm konusunda garanti istedi. Büyü- kanıt, Rumsfeld'e şu mesajlan verdi: - AB'nin kriz bölgelerine, NATO ina- kânve kabiliyetfcrini kuUanarak harekât kraetmesidururnunda,Türkiye'niotüın aşamalarda karar ve ırygulama süredn- deyer aünasi kaçuutmaz bir zorunluluk- tur. - AB'nin NATO imkânlan kullanma- dan kriz bölgelerine müdahalesi duru- munda, kriz bölgesinin Türkiye'ye coğ- rafi yakınhğı ve Türkiye'nin yaşamsaî güvenlik çıkarları söz konusu olduğun- da, Türkiye'nin kendi değerlendirmesi ışığmda; bu harekâta kaühmmm ve bel- li ölçülerde karar mekanizmasında yer almasmın garanti edilmesi, ulusal çıkar- lanmızın vazgeçilmez birunsurunuoluş- turmaktadır. -AGSKçerçevesindeicraedilecek Kriz Yönetimi faali)etlerinin \« harekâtin NA- TOü>esimüttefikkrden nerhanşjbirmin taraf okiuğu sorunlarda uygutamaya ko- nulmasL, büyük önem taşunaktadır. - TSK'nin temel görüşü, NATO-AB ilişkilerinde, 23-24 Nisan 1999 tarihle- rinde Washington'da yapılan NATO Zir- vesi'nde tümülkelerin oybirliği ile kabul ettiği kararlann bugünün koşullan için- de hayata geçirilmesi suretiyle, Avrupa Güvenlik Mimarisi'nin gerçekçi bir ya- pıya kavuşturulmasıdır. AL GÖZÜM SEYREYLE / IŞIL ÖZGENTÜRK 'SessizÖlünı' • Baştarafı Arka Sayfada mamak için ayaklannda pranga, ölüleri gö- men mahkûm kadınlann zincirlerinden yük- selen sesler. Hapishane müdürü kamera\a dönüp "Bunlar" diyor, "tecritte kalmamak için her şeyi yapabiiirier. Çünkü tecrit ölüm- dün" Ve perdeden tecridi bizzat yaşamış ve hâ- lâ inançlanndan, düşüncelerinden vazgeç- memiş ve dünyanın hâlâ değiştirilebilecek bir yer olduğuna inanan, yaşlan elli civann- da en az on ınsan, dünyaya haykınyorlar. "Tfecritusnlnsnlöldûnnektirî* *~ — Yer, Dıyarbakır. tıkhm tıklım dolu bir sa- londa, Hüseyin Karabey'ın yaptığı, tecrit ola- yjını uluslararası tanıklıklarla anlatan "Sessiz Otüm" fılmini izliyorum. Sadece ben değil salondaki herkes soluğunu tutmuş. gözyaş- lanmız aktı akacak. Film bittiğinde herkesin içinde bir isyan: Yeter! Uygarlığın bu en gelişmiş kibar işkence oyunu bitsin! Filmden sonra bir başka Mayıs Sıkıntı- sı'nın yönetmeni Nuri Bilge Ceyİan'la konu- şuyoruz. u Bu fılmi, diyor, sokak sokak, ev ev dolaş- örmalrvTZ. Ben açıkça itiraf ediyorum. Hüse- vin'in bu fdmini görmeden önce. tek kişüik odalann rahat olabileceğini insarun kafasuu dinleyebileceğini düşünüyordum. Bu >anılgı- mı değiştinüği için bu fîlme, fîlme emek ve- ren \%bütünotecrittengeçmişamahâlâ umu- dunu yitirmemiş insanlara teşekkür ediyo- rum." Marmara Üniversitesi Sinema Bölü- mü'nden mezun Hüseyin, orada sessiz duru- yor. Cumartesi Anneleri'ni anlatan "Boran" adh belgesel-kurmaca fılmi pek çok ulusla- rarası festivale gitmiş ve dört ödülle dönmüş, o da ödül paralannı tecridi anlatan bu filme yatırmış. Hüseyin'le filmin sinemalardaki şansını konuşurken Diyarbakırlı atölye öğrencile- rimden Murat'ın anlathklan ve kurduğu kı- sa film senaryosu aklıma düşüyor. Murathe- nüz yirmisinde ve hayatta en sevdiği şeyler- den bıri bulutlan dağılırken izlemek. Birgün bir gece içı sıkılıp sokağa çıkıyor ve yanın- da bir araba duruyor. Onu arabaya alıp önce gözlerinı kapatıyorlar, sonra da tabut gibi bir hücreye koyuyorlar. Hücrede ne kadar za- man geçırdiğini bilmiyor, dışanyla tek bağ- lantısı hücrenın yapıldığı tahtalar arasındakı bır küçük aralık. Gözünü oraya yaklaştınp sa- atlerce dışandakı ışığı izliyor. Işığın girerek kızarmasını, giderek uzaklaşmasını izliyor. Hayatla tek bağı bu ışık. Nice gün doğumla- n ve batımlanndan sonra onu tabut biçimin- dekihücreden çıkarrp bir arabaya bindiriyor- lar, gene gözlerini bağhyoTİar ve ıssız bir yol- da bırakıyorlar. Murat uzaklaşan araba ses- lerinı duyuyor, sonra elleri titreyerek gözle- rindeki bağı açıyor ve usulca toprağa uzanıp gökyüzüne bakmaya başlıyor: Işte hayat, ış- te en sevdiği şey, bulutlann dağılması, çoğal- ması. Saatlerce orada, bulut kümelerini sey- rediyor. Her şeyi unutarak. Ben Murat'ın senaryosunu düşünürken Hüseyin. filmin sonundaki jeneriği dört kez ağjayarakdeğiştirdiğıni anlatıyor. Arkajene- riH Türkiye'de uygulanan "Ftipi" tecrit ola- yını protesto eden siyası mahkûmlann elli yedisinin ölüm orucunda öldüğünü söylüyoî. Hüseyin, fılminin ikinci seansına yetişme- ye çalışıyor. tzleyicilerintepkisi önemli onun için, gerekirse bu fılmi elınde bir makine ka- saba kasaba, köy köy d ılaşıp gösterecek. Bu arada hocalan Sdahattin Yılda'a, Semir As- lanyürek'e çok şey borçlu olduğunu özellik- le vurguluyor. Bu filmde onlann yüreklendir- melerinin ayn bir önemi var. îşte böyle, filmden sonra Diyarbakır yol- lannda yürüyorum, adını bilmediğim, tanı- madığım kara gözlü bir kız yaklaşıyor yanı- ma, "lnsançokgüçlübirvarnk." diyor. "Tec- rittebik gökyüzünü, rüzgânn sesini ve se>dik- lerinin en sonfisüdadığısözleri unutmuyorr Sonra onunla birlikte Diyarbakır surlanna gidip geniş ovayı seyretmeye başbyoruz. Ses- siz ve sakin görünüyor. İSOZ50(Â hotmaQ.com G U N D E M >RSTAFA BALBAY I Baştarafı 1. Sayfada Temel yaklaşım şu: Daha önce bakanların sorumluluk alanlannda olan pek çok sektör ve hizmet. özel kurullar ta- rafından yönlendinlecek. Radyo Televızyon Ust Kurulu (RTÜK), Banka- cılık Düzenleme ve Denetteme Kurulu (BDDK), Rekabet Kurulu, Enerji ve Doğalgaz Kurulu, Te- lekomünikasyon Kurulu... Bunlara yeni kurulla- rın eklenmesı planlanıyor, Kurul babam kurul... Bunlann başına getire- cekler bir arkadan kurulu, önde kurul, arkada ku- rula yetki veren bakan kurulu... Türkiye, IMF mektubuyla yönetıldiğı için, bu kurulların da bır an once oluşması gerekıyor. Zi- ra, mektupta yer alan zorunluluklardan biri de kurullar. Yeni oluşuma olumlu bakanlar şu gerekçeleri getiriyorlar: - Fena mı, devletin işlemesi açısından önem- li olan bu kurullar, siyası baskılardan da uzak ola- cak. - Kurullara ışin uzmanı olan kişıler atanacağı için icraat da ona göre olacak. Devlet kurumla- n arpalık olmaktan çıkacak. - Hükümetlenn ne ölçüde istıkrarlı olduğunu görüyoruz. Her bakan değişıminde plan-prog- ram da değişiyor. Bakan, bakanlığa damgasını vurmak için her şeyi yeniliyor. Yatırımlar yanm kalıyor. 5-6 yıllık sürelerle seçilecek kurul üyele- ri yatınmlarda, hizmetlerde devamlılık sağlar... Kurul pazarlığı Bütün yan etkilerden uzak baktığımızda yuka- rıdaki değerlendirmeler akılcı bulunabilir. Ama bunun ıçın once akılcı yaklaşıma nıyetli olmak gerekir. Uygulamaya baktığımızda yukarıdaki olumla- malann çoğunun geçerlı olmadığını görüyoruz. Gerçek yaşamdakı durumun özetı şu: Koalisyon ortakları kurul üyeliklerı için derin- den kıyasıya çekışme halinde... Bir yandan iş- lerin yürümesinı istıyorlar, bır yandan pazarlık yapıyorlar. Biraz partizanlık biraz artizanlık! Özellikle yeni oluşacak kurullara, işın uzmanı olan kışilerin değil, kurula yetkısini devredecek bakanın bağlı bulunduğu parti yandaşlarının atanması için yarış var. Enerji Bakanlığı ANAP'ın elinde değil mi? Evet... O zaman, Enerji ve Doğalgaz Kurulu'na atanacak kişiler ANAP'lı olmalı kardeşim. Örne- ğin, ANAP'ın 18 Nısan seçımlerini kaybeden vrt- rinlerinden Yaşar Yazıcıoğlu buraya yakışır. Gelelim Telekomünıkasyon Kurulu'na... Efen- dim üleştirme bakanlığı, affedersıniz Ulaştırma Bakanlığı bu kurula yetkilerıni devretmiyor mu? Ediyor. Bakanlık MHP'nin elinde değil mi? Evet... O zaman, bu kurulun da omurgasını MHP'nin atayacağı kişilerin oluşturması gerekir! Öyle oldu... Ancak bunu da Derviş beğenmedi... Arkadaşımız Banu Salman, kurullar için ya- pılan pazarlığı yakından ızhyor. Onun saptama- ianna göre, 7 kişılık kurul üyelikleri için koalis- yon ortakları değışik formüller geliştırmiş: Yetki devreden partiye 3 üyelik, ötekilere iki- şer... Üye sayıları değışebilir, ama başkanlık pa- zarlığa tabi değildir... Soralım: Bu pazarlıklaria kurullara gelen kişiler ne ka- dar bağımsız olabilir? Olumlular hanesine yazdığımız, kurul üyeliği- nin devamlılığı ilkesı de kâğıt üzerinde. Bunun somut örneği, BDDK... Derviş, kurul üyelerini "kendine uygun" bulmadı. Görev süreleri de uzundu... Çarelerde demokrasi tükenir mi? Ye- ni bir demokratik yasa yapıldı. Bu yasaya, "ku- rul üyeleri yeniden seçılır" maddesi kondu. 3-4 yıl daha görev yapma hakkına sahip kişilerin sü- resi dolmuş oldu! Aynı şey. Meclis'te görüşülmekte olan RTÜK yasası için de geçerli. Bir soru daha sorup noktayı koyalım: Bu, yeniden yapılanma mı oluyor, yeniden ka- pılanma mı? [email protected] ' Uzayhlar Uşak'ı basü! B Baştarafı 1. Sayfada han Çe\ ik. köylülerin hepsinin aynı anda aynı şe- yi görmesinin ılginç olduğunu, iddialan araşnrdık- İanm belirttı. Çe\ ık, köylülerden 40 yaşmdakı Fcv- ziCan'm, traktörüyle tütün dıkmeye giderken gör- düğünü iddia ettiği uzaylıyı şöyle tarif ettiğini kay- detti: "Üzerinde parlak, jclatin renkli elbise, ayak- lan kırmızı, nrta kısmında san bir renk bulunan w kafa yapısı iri, elips şekünde gözü olan bir vartıkT kaliteyse kalite! güvenceyse güvence! armağansa armağan! sistemse sistem! ucuzluksa ucuzluk! Birinci elden ikinci el • Birinci Kalite • HP ve Siemens • 14" Renkli Monitör • Webokul.com Armağanlı • Hemen Teslim i'/l't'ı'j't'ı'ı'l'l'ı'-'l \ \\* ' \ ı c r f ' / ' ' ' ' ' ' i ii~J J-'J —'i-j- 210$ 230$ 250$ 265$Siemens Pentium 120 H P / Siemens Pentium 133 Siemens Pentium 166 Stoklarımız sınırlı sayıdadır. Talepler öncelik sırasına göre karşılanır. • % 18 KDV fiyatlara dahıl değildir. 15" monitör farkı 30 $, 17" monitör farkı 50 $ Bilgisayar bedelleri USD olarak kabul edilir. Tamamı peşındir B1LGISAYARINIZI NASIL ALACAKSINIZ? • ANADOLU MEDYA'nın Garanti Bankası, Zincirlikuyu Şb. 9098788-4 no'lu hesabına, seçtiğinız bilgisayar'ın bedelıni yatırıp, dekontu (0212) 211 59 32 no'ya fakslayınız • ödemeyi izleyen 4 gün içinde ürün adresinize kargo ıle teslim edilecektir. Kargo ücreti alıcıya aıttır. HP / Siemens Pentium 200mmx ANADOLU MEDYA PAZARLAMA LTD.ŞTI. Ali Samı Yen Sokak Koru Apt. 3-A K.2 D.31 Gayreüepe - İstanbul Tel. .(0212)273 00 66-275 69 37-275 98 10-210 85 44 210 85 45 - 320 33 00 (5 HAT) . - " Faks: (0212)21159 32 ; e-mail' [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle