Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 MZlRAN 2001 SALI • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 19
C U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK
• Maştarafı 1. Sayfadu
larrsları bu gerçeği doğruluyor.
Denek Türkiye, "IMFiçin örnek model" diye sunu-
luy»T.
Taylor'un açıklamasına göre Başkan George W.
BusJıyonetimi, "IMF'nin 'değiştirilmesineyönelikça-
balarda' Türkiye'nin model oluşturulmasını" istedi
ve._
Modelin sistematığini de açıkladı: "Bundan böyle
IMF -Türkiye'ye uyguladığıgibi- gereksindiklerikre-
dileri vermeden önce çaresız kalan ülkelerden 'belir-
li kcşullan kabul etmelerinr isteyecek."
hazine Bakan Yardımcısı Taylor, "Türkiye ıle müza-
kere4erde 'IMF'nin değişeceğine ilişkin' ABD sinyal-
leri t>ulunöuğunun" altını çıziyor ve "IMF'nin Türkiye
modeli ile geleceğine yönelik adımlar atmaya başla-
dığmı" açık seçik söylüyor.
Açıklamalardan anlaşıldığına göre, Türkiye'yi denek
olarak kullanma fikri Hazine Bakanı O'Neill'e ait.
Bakan Derviş; IMF'den kredı sağlamak amacıyla
ABD'ye ilk gidişinde Hazine Bakanı'ndan IMF (ABD)
adına sert uyanlar aldı. Koşullu krediler için Siyasal
Partiler ve Seçim yasalannın değiştirilmesi, yeni yüz-"
lerie siyasal sistemın değışıme uğraması gibi istek-
lerle karşılaştı..
Ardından IMF'nin yeni stratejisi gereği 15 günde 15
reform yasasına ilişkin dayatma geldi.
Bu dayatmalar yerine getirilmezse IMF'den zımık
kredi alınamayacağını hem O'Neill, hem IMF hem de
ABD'nin Ankara Büyükelçısı sık sık hükümete duyur-
du.
Göreve yeni atanan Taylor, ekonomik reçeteleriyle
dünyaölçeğindebaşansızlığauğrayan IMF'nin "pres-
tijini kurtarmak" için bulunan son formülü; "Türki-
ye'ye IMF ve Dünya Bankası yardımının ancak Tür-
kiye'nin reform sözlerini yerine getirmeye baş/ama-
sının ardından vehldiğini" söyleyerek kanıtladı.
Türkiye, ABD açısından sadece IMF'nin yeniden
yapılanması için denek (model) bır ülke değil. Aynca,
ulusal yaraıiannı korumak ve geniş bir alanı iztemek
açısından kelepir bir ülke.
Neredeyse 50 yıldır değişmeyen bir başka gerçek;
yeni teknik olanaklann eşligınde sürüp gıdiyor.
NSA'da kurulu bir gizli servis çalışanının Hümyet'e
açıkladığına göre ABD, "Türkiye'deki iki dinleme üs-
sûndenlran, Irak, Kafkaslarve Rusya'nın 'iç' bölge-
lerini" izliyor.
Yaşayan, ama kim?
Diyarbakır'daki Pırinçlik Ussü'nün Rusya ıçlerine
kadar uzanan ABD kulağı olduğu yıllardır bilinen bir
gerçek.
Daha niceleri, niceieri... Ama son açıklama, ABD
"vazgeçilmez dost ve müttefıki" kelepir denek ülke
olarak Türkiye'yi, örneğin IMF'deki değişimin uygu-
landığı ilk model seçiyor, Ortadoğu'yu, Balkanlar'ı ve
tabii Rusya'yı, yani komşulanmızı dınliyor ve izliyor.
Zihinsel ve bedensel zafiyetlerie zorla ayakta du-
ran hükümet, ABD'nin gızlemeden sergilediği ulusal
yaptınmlannı sineye çekiyor.
Nisandan nisana bir yılda: Kişi başına milli gelir
3.061 dolardan 2.700 dolara düşmüş...İç borç 16kat-
rilyondan 51 katrilyonafırlamış... Enflasyon geçen yıl
yüzde 63.9 iken bu yıl yüzde 60'lar dolaytnda seyre-
diyormuş... Ekmek 50 bin lira iken 150 bin liraya sa-
tılıyormuş...
Benzine son aylarda yüzde 70'leri aşan (dün gece
yüzde 2.16-3.25) oranda zam yapılmış... Zam üstü-
ne zam. Hükümetimizin umurunda mı?
Yaşasın tek haneli enflasyon. Kahrolsun özellikle
Ecevit'in, tabii hükümetin aleyhinde yazanlar, söyle-
yenler!
BM Genel Sekreteri
KKTC'yi suçladı
NEW YORK (AA) -
BM Genel Sekreteri Ko-
fıAnnan, "Kıbns"ta,Ku-
zey Kıbns Türk Cumhu-
riyeti (KKTC)makamla-
nnın, BM banş gücü UN-
FICYP'nin çahşmalannı
zoriaşüran kısıtlamalan,
tüm çabalara rağmen
kaldırmadıklannr öne
sürdü. Genel Sekreter,
adarun Akyar bölgesinde
eski askeri statükoya dö-
nülmesi çabalanmn da
sonuç vermediğini kay-
detti.
Annan'm, Kıbns'taki
durum ve BM banş gücü
UNFICYP'nin görev sü-
resinin uzatılması tavsi-
yesini içeren 6 ayhk ra-
poru dün yayımlandı.
Annan, raporunda, UN-
FICYP'nin 15 Aralık
2001 tarihine kadar ada-
da kalmaya devam etme-
sini zorunlu gördüğünü
belirterek Güvenlik Kon-
seyi'ne bu yönde tavsiye-
de bulundu.
Raporda. banş gücü-
nün KKTC topraklann-
da görev yapması için
Kıbns Türk makamlan-
nın gerekli onayı verdik-
lerini vurgulayan "ek"
bölüm yine yer almadı.
Raporun "ek" bölümü.
Güney Kıbns Rum Yö-
netimi'nin (GKRY) karşı
çıkması yüzünden 2000
yılı ortasından bu yana
Genel Sekreter'in rapor-
lannda yer almıyor.
Ankara'dan ABD'ye 3 mesajB Baştarafı l. Sayfada
üzerındekı çalışmaları
sürdürdüğünü söyledi.
ABD'li Bakan, Kuzey-
den Keşif harekâtını sür-
düren ABDli pılotlarla
Incirlik'te bir araya gel-
di.
ABD Savunma Baka-
nı, göreve geldikten son-
ra ilk yurtdışı gezisi kap-
samında Ankara ve încir-
lik'te temaslarda bulun-
du. Milli Savunma Baka-
nı Sabahattin Çakma-
koğlu. Genelkurmay 2.
Başkanı Orgeneral Yaşar
Büyükanıt. D\şışleri Ba-
kanı tsmail Cem ve Baş-
bakan Ecevit ile görüşen
Rumsfeld, temaslannın
ardından Incirlik'e geçti
ve Amenkalı personelle
görüştü. Rusmfeld, daha
sonra Ukrayna'ya geçti.
Rusmfeld ile yapılan
görüşmelerde ağırhk ola-
rak Irak, AGSP, füze sa-
vunma sistemi ve bölge-
sel gelişmeler ele alındı.
Rumsfeld, Çakmakoğlu
ile NATO'nun askeri ye-
teneklerinın geliştirilme-
si kapsammda silahlı
kuvvetlerin modernizas-
yonu konusunda görüş
alışvenşinde bulundu.
Türkiye-ABD ılişkileri-
nin "yumuşakkarnı" ola-
Türkiye, RumsfekJ'e dış pohtika konusundaki kaygüanm dDe getirdi.
rak değerlendırilen Irak
konusu ağırhklı olarak
Ecevit-Rumsfeld görüş-
mesi sırasında ele alındı.
Ecevit, bu konuda şu me-
saj lan verdi:
1) Irak'ın kuzeyinde fi-
ili bir devlet oluşuyor. Bu
oluşumun güçlenmesi, I-
rak'ın toprak bütünlüğü-
ne zarar verebilir. Böyle
bir gelişme bölgesel istik-
rarda da büyük zarara
yol açar.
2) Irak'ta 10 yıldır uy-
gulanan ambargodan en
büyük zaran Irak halkın-
dan sonra Türkiye gör-
müştür. Güvenlik Konse-
yi'nde görüşülen yeni
yaptınm sistemiyle ılgih
olarak Türkiye'ye de da-
nışılmalı.
3) Yeni yaptınmlar
kapsamında, Türkiye gibi
komşu ülkelere de birta-
kım sorumluluklar doğu-
yor. Bunlann komşulann
yaranna olarak düşünül-
mesi gerekmektedir.
Rumsfeld'in akıllı yap-
tınmlar konusunda Türk
yetkililere bilgi verdiği,
bu sistemin komşulara
yarar getırecek şekilde
düzenlendiğini kaydetti-
ği bildirildi. Saddam Hü-
seyin'i "aküh bir adam"
olarak niteleyen Rums-
feld, Irak halkının Bağdat
yönetimının tuzağından
kurtarmayı amaçladıkla-
nnı anlattı.
Cem ile görüşmesinin
ardından gazetecılere
açıklamalar yapan Rums-
feld şu mesajlan verdı:
AGSK: Tüm ittıfak ül-
keleri, ortaya çıkan yeni
konseptlerın NATO'yu
güçlendirecek şekilde ele
alınacağını anlamalılar.
ABD baştan beri
AGSKninNATO'yaila-
ve katkı yapması düşün-
cesindedir. Planlama aşa-
masında da bu sürecin
NATO içinde ve saydam
yapılması düşüncesinde-
dir. Bu NATO'nun ilk
reddetme hakkı olacak
şekilde yapılması gereki-
yor. Türkiye'nin çok iyı
anlaşılır kaygılan var.
Bunlar görüşülüyor.
ABD, AB üyelen ve Tür-
kiye arasmda büyük çaba
harcanıyor ve yol alındı.
Füze savunmasr. Füze
savunması konusunda şu-
rası açık kı, kitle imha si-
lahlannm artması ve bun-
lann bazı ülkelerin eline
geçmesi dünya ve tabii ki
Türkiye için çok ciddı bir
sorun. Bu konuda şu an-
da ortada somut bır yapı
yok; araştırma, geliştirme
ve testlerin yapılması ge-
rekiyor. Türkiye ve
ABD'nin, tehdidin niteli-
ğı ve buna karşı savunma
imkânlannın gehştırilme-
si konusunda son derece
ortak anlayışlan var.
Irak: K. Irak'ta uçuşa
yasak bölgede görev ya-
pan pilotlanmız için bü-
yük risk söz konusu. An-
cak risk giderek artıyor.
Bazı ülkelenn Irak'rn as-
keri imkân ve kabiliyet-
lennı arttırmasına destek
olması oranında bu risk
de artmakta. Bu çabaları
önlemeye çalışıyoruz.
Orgeneral Büyükanıt:
Karar sürecine
katılımımız şart
ANKARA(CunıhuriyetBürosa)-Tür-
kiye, ABD Savunma Bakanı DonaM
RumsfekTe, Avrupa Güvenlik ve Savun-
ma Politikası'nın (AGSP) karar meka-
nizmalanna katıhmı konusunda karariı
mesajlar verdi. Genelkurmay 2. Başkanı ,
Orgeneral YaşarBüyükanit, AB'nin NA-
TO dışında kriz bölgelerine olası müda-
halelerinde coğrafi yakınhk ve Türki-
ye'nin güvenlik çıkarlan söz konusu ol-
duğunu vurgulayarak bu harekâtlara ve
belli ölçülerde karar mekanizmalanna
katıUm konusunda garanti istedi. Büyü-
kanıt, Rumsfeld'e şu mesajlan verdi:
- AB'nin kriz bölgelerine, NATO ina-
kânve kabiliyetfcrini kuUanarak harekât
kraetmesidururnunda,Türkiye'niotüın
aşamalarda karar ve ırygulama süredn-
deyer aünasi kaçuutmaz bir zorunluluk-
tur.
- AB'nin NATO imkânlan kullanma-
dan kriz bölgelerine müdahalesi duru-
munda, kriz bölgesinin Türkiye'ye coğ-
rafi yakınhğı ve Türkiye'nin yaşamsaî
güvenlik çıkarları söz konusu olduğun-
da, Türkiye'nin kendi değerlendirmesi
ışığmda; bu harekâta kaühmmm ve bel-
li ölçülerde karar mekanizmasında yer
almasmın garanti edilmesi, ulusal çıkar-
lanmızın vazgeçilmez birunsurunuoluş-
turmaktadır.
-AGSKçerçevesindeicraedilecek Kriz
Yönetimi faali)etlerinin \« harekâtin NA-
TOü>esimüttefikkrden nerhanşjbirmin
taraf okiuğu sorunlarda uygutamaya ko-
nulmasL, büyük önem taşunaktadır.
- TSK'nin temel görüşü, NATO-AB
ilişkilerinde, 23-24 Nisan 1999 tarihle-
rinde Washington'da yapılan NATO Zir-
vesi'nde tümülkelerin oybirliği ile kabul
ettiği kararlann bugünün koşullan için-
de hayata geçirilmesi suretiyle, Avrupa
Güvenlik Mimarisi'nin gerçekçi bir ya-
pıya kavuşturulmasıdır.
AL GÖZÜM SEYREYLE / IŞIL ÖZGENTÜRK
'SessizÖlünı'
• Baştarafı Arka Sayfada
mamak için ayaklannda pranga, ölüleri gö-
men mahkûm kadınlann zincirlerinden yük-
selen sesler. Hapishane müdürü kamera\a
dönüp "Bunlar" diyor, "tecritte kalmamak
için her şeyi yapabiiirier. Çünkü tecrit ölüm-
dün"
Ve perdeden tecridi bizzat yaşamış ve hâ-
lâ inançlanndan, düşüncelerinden vazgeç-
memiş ve dünyanın hâlâ değiştirilebilecek
bir yer olduğuna inanan, yaşlan elli civann-
da en az on ınsan, dünyaya haykınyorlar.
"Tfecritusnlnsnlöldûnnektirî* *~ —
Yer, Dıyarbakır. tıkhm tıklım dolu bir sa-
londa, Hüseyin Karabey'ın yaptığı, tecrit ola-
yjını uluslararası tanıklıklarla anlatan "Sessiz
Otüm" fılmini izliyorum. Sadece ben değil
salondaki herkes soluğunu tutmuş. gözyaş-
lanmız aktı akacak.
Film bittiğinde herkesin içinde bir isyan:
Yeter!
Uygarlığın bu en gelişmiş kibar işkence
oyunu bitsin!
Filmden sonra bir başka Mayıs Sıkıntı-
sı'nın yönetmeni Nuri Bilge Ceyİan'la konu-
şuyoruz.
u
Bu fılmi, diyor, sokak sokak, ev ev dolaş-
örmalrvTZ. Ben açıkça itiraf ediyorum. Hüse-
vin'in bu fdmini görmeden önce. tek kişüik
odalann rahat olabileceğini insarun kafasuu
dinleyebileceğini düşünüyordum. Bu >anılgı-
mı değiştinüği için bu fîlme, fîlme emek ve-
ren \%bütünotecrittengeçmişamahâlâ umu-
dunu yitirmemiş insanlara teşekkür ediyo-
rum."
Marmara Üniversitesi Sinema Bölü-
mü'nden mezun Hüseyin, orada sessiz duru-
yor. Cumartesi Anneleri'ni anlatan "Boran"
adh belgesel-kurmaca fılmi pek çok ulusla-
rarası festivale gitmiş ve dört ödülle dönmüş,
o da ödül paralannı tecridi anlatan bu filme
yatırmış.
Hüseyin'le filmin sinemalardaki şansını
konuşurken Diyarbakırlı atölye öğrencile-
rimden Murat'ın anlathklan ve kurduğu kı-
sa film senaryosu aklıma düşüyor. Murathe-
nüz yirmisinde ve hayatta en sevdiği şeyler-
den bıri bulutlan dağılırken izlemek. Birgün
bir gece içı sıkılıp sokağa çıkıyor ve yanın-
da bir araba duruyor. Onu arabaya alıp önce
gözlerinı kapatıyorlar, sonra da tabut gibi bir
hücreye koyuyorlar. Hücrede ne kadar za-
man geçırdiğini bilmiyor, dışanyla tek bağ-
lantısı hücrenın yapıldığı tahtalar arasındakı
bır küçük aralık. Gözünü oraya yaklaştınp sa-
atlerce dışandakı ışığı izliyor. Işığın girerek
kızarmasını, giderek uzaklaşmasını izliyor.
Hayatla tek bağı bu ışık. Nice gün doğumla-
n ve batımlanndan sonra onu tabut biçimin-
dekihücreden çıkarrp bir arabaya bindiriyor-
lar, gene gözlerini bağhyoTİar ve ıssız bir yol-
da bırakıyorlar. Murat uzaklaşan araba ses-
lerinı duyuyor, sonra elleri titreyerek gözle-
rindeki bağı açıyor ve usulca toprağa uzanıp
gökyüzüne bakmaya başlıyor: Işte hayat, ış-
te en sevdiği şey, bulutlann dağılması, çoğal-
ması. Saatlerce orada, bulut kümelerini sey-
rediyor.
Her şeyi unutarak.
Ben Murat'ın senaryosunu düşünürken
Hüseyin. filmin sonundaki jeneriği dört kez
ağjayarakdeğiştirdiğıni anlatıyor. Arkajene-
riH Türkiye'de uygulanan "Ftipi" tecrit ola-
yını protesto eden siyası mahkûmlann elli
yedisinin ölüm orucunda öldüğünü söylüyoî.
Hüseyin, fılminin ikinci seansına yetişme-
ye çalışıyor. tzleyicilerintepkisi önemli onun
için, gerekirse bu fılmi elınde bir makine ka-
saba kasaba, köy köy d ılaşıp gösterecek. Bu
arada hocalan Sdahattin Yılda'a, Semir As-
lanyürek'e çok şey borçlu olduğunu özellik-
le vurguluyor. Bu filmde onlann yüreklendir-
melerinin ayn bir önemi var.
îşte böyle, filmden sonra Diyarbakır yol-
lannda yürüyorum, adını bilmediğim, tanı-
madığım kara gözlü bir kız yaklaşıyor yanı-
ma, "lnsançokgüçlübirvarnk." diyor. "Tec-
rittebik gökyüzünü, rüzgânn sesini ve se>dik-
lerinin en sonfisüdadığısözleri unutmuyorr
Sonra onunla birlikte Diyarbakır surlanna
gidip geniş ovayı seyretmeye başbyoruz. Ses-
siz ve sakin görünüyor.
İSOZ50(Â hotmaQ.com
G U N D E M >RSTAFA BALBAY
I Baştarafı 1. Sayfada
Temel yaklaşım şu:
Daha önce bakanların sorumluluk alanlannda
olan pek çok sektör ve hizmet. özel kurullar ta-
rafından yönlendinlecek.
Radyo Televızyon Ust Kurulu (RTÜK), Banka-
cılık Düzenleme ve Denetteme Kurulu (BDDK),
Rekabet Kurulu, Enerji ve Doğalgaz Kurulu, Te-
lekomünikasyon Kurulu... Bunlara yeni kurulla-
rın eklenmesı planlanıyor,
Kurul babam kurul... Bunlann başına getire-
cekler bir arkadan kurulu, önde kurul, arkada ku-
rula yetki veren bakan kurulu...
Türkiye, IMF mektubuyla yönetıldiğı için, bu
kurulların da bır an once oluşması gerekıyor. Zi-
ra, mektupta yer alan zorunluluklardan biri de
kurullar.
Yeni oluşuma olumlu bakanlar şu gerekçeleri
getiriyorlar:
- Fena mı, devletin işlemesi açısından önem-
li olan bu kurullar, siyası baskılardan da uzak ola-
cak.
- Kurullara ışin uzmanı olan kişıler atanacağı
için icraat da ona göre olacak. Devlet kurumla-
n arpalık olmaktan çıkacak.
- Hükümetlenn ne ölçüde istıkrarlı olduğunu
görüyoruz. Her bakan değişıminde plan-prog-
ram da değişiyor. Bakan, bakanlığa damgasını
vurmak için her şeyi yeniliyor. Yatırımlar yanm
kalıyor. 5-6 yıllık sürelerle seçilecek kurul üyele-
ri yatınmlarda, hizmetlerde devamlılık sağlar...
Kurul pazarlığı
Bütün yan etkilerden uzak baktığımızda yuka-
rıdaki değerlendirmeler akılcı bulunabilir. Ama
bunun ıçın once akılcı yaklaşıma nıyetli olmak
gerekir.
Uygulamaya baktığımızda yukarıdaki olumla-
malann çoğunun geçerlı olmadığını görüyoruz.
Gerçek yaşamdakı durumun özetı şu:
Koalisyon ortakları kurul üyeliklerı için derin-
den kıyasıya çekışme halinde... Bir yandan iş-
lerin yürümesinı istıyorlar, bır yandan pazarlık
yapıyorlar. Biraz partizanlık biraz artizanlık!
Özellikle yeni oluşacak kurullara, işın uzmanı
olan kışilerin değil, kurula yetkısini devredecek
bakanın bağlı bulunduğu parti yandaşlarının
atanması için yarış var.
Enerji Bakanlığı ANAP'ın elinde değil mi?
Evet... O zaman, Enerji ve Doğalgaz Kurulu'na
atanacak kişiler ANAP'lı olmalı kardeşim. Örne-
ğin, ANAP'ın 18 Nısan seçımlerini kaybeden vrt-
rinlerinden Yaşar Yazıcıoğlu buraya yakışır.
Gelelim Telekomünıkasyon Kurulu'na... Efen-
dim üleştirme bakanlığı, affedersıniz Ulaştırma
Bakanlığı bu kurula yetkilerıni devretmiyor mu?
Ediyor. Bakanlık MHP'nin elinde değil mi? Evet...
O zaman, bu kurulun da omurgasını MHP'nin
atayacağı kişilerin oluşturması gerekir! Öyle
oldu... Ancak bunu da Derviş beğenmedi...
Arkadaşımız Banu Salman, kurullar için ya-
pılan pazarlığı yakından ızhyor. Onun saptama-
ianna göre, 7 kişılık kurul üyelikleri için koalis-
yon ortakları değışik formüller geliştırmiş:
Yetki devreden partiye 3 üyelik, ötekilere iki-
şer... Üye sayıları değışebilir, ama başkanlık pa-
zarlığa tabi değildir...
Soralım:
Bu pazarlıklaria kurullara gelen kişiler ne ka-
dar bağımsız olabilir?
Olumlular hanesine yazdığımız, kurul üyeliği-
nin devamlılığı ilkesı de kâğıt üzerinde. Bunun
somut örneği, BDDK... Derviş, kurul üyelerini
"kendine uygun" bulmadı. Görev süreleri de
uzundu... Çarelerde demokrasi tükenir mi? Ye-
ni bir demokratik yasa yapıldı. Bu yasaya, "ku-
rul üyeleri yeniden seçılır" maddesi kondu. 3-4
yıl daha görev yapma hakkına sahip kişilerin sü-
resi dolmuş oldu!
Aynı şey. Meclis'te görüşülmekte olan RTÜK
yasası için de geçerli.
Bir soru daha sorup noktayı koyalım:
Bu, yeniden yapılanma mı oluyor, yeniden ka-
pılanma mı?
ankcum@ttnet.nettr '
Uzayhlar Uşak'ı basü!
B Baştarafı 1. Sayfada
han Çe\ ik. köylülerin hepsinin aynı anda aynı şe-
yi görmesinin ılginç olduğunu, iddialan araşnrdık-
İanm belirttı. Çe\ ık, köylülerden 40 yaşmdakı Fcv-
ziCan'm, traktörüyle tütün dıkmeye giderken gör-
düğünü iddia ettiği uzaylıyı şöyle tarif ettiğini kay-
detti: "Üzerinde parlak, jclatin renkli elbise, ayak-
lan kırmızı, nrta kısmında san bir renk bulunan w
kafa yapısı iri, elips şekünde gözü olan bir vartıkT
kaliteyse kalite! güvenceyse güvence! armağansa armağan! sistemse sistem! ucuzluksa ucuzluk!
Birinci elden ikinci el • Birinci Kalite • HP ve Siemens • 14" Renkli Monitör • Webokul.com Armağanlı • Hemen Teslim
i'/l't'ı'j't'ı'ı'l'l'ı'-'l \ \\* ' \ ı
c r f ' / ' ' ' ' ' ' i ii~J J-'J —'i-j-
210$ 230$ 250$ 265$Siemens
Pentium 120
H P / Siemens
Pentium 133
Siemens
Pentium 166
Stoklarımız sınırlı sayıdadır.
Talepler öncelik sırasına göre karşılanır. •
% 18 KDV fiyatlara dahıl değildir.
15" monitör farkı 30 $, 17" monitör farkı 50 $
Bilgisayar bedelleri USD olarak kabul edilir.
Tamamı peşındir
B1LGISAYARINIZI NASIL ALACAKSINIZ?
• ANADOLU MEDYA'nın Garanti Bankası, Zincirlikuyu Şb.
9098788-4 no'lu hesabına, seçtiğinız bilgisayar'ın bedelıni
yatırıp, dekontu (0212) 211 59 32 no'ya fakslayınız
• ödemeyi izleyen 4 gün içinde ürün adresinize kargo ıle
teslim edilecektir. Kargo ücreti alıcıya aıttır.
HP / Siemens
Pentium 200mmx
ANADOLU MEDYA PAZARLAMA LTD.ŞTI.
Ali Samı Yen Sokak Koru Apt. 3-A K.2 D.31 Gayreüepe - İstanbul
Tel. .(0212)273 00 66-275 69 37-275 98 10-210 85 44
210 85 45 - 320 33 00 (5 HAT) . - "
Faks: (0212)21159 32 ;
e-mail' anadolumedya@mynet.com