Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5IAZİRAN 2001 SAU CUMHURİYET SAYFA
17
Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97Bektrontk posta: deflizsQmecumhuriyeLcoin.tr
- Mayıs enflasyonu hız
kesmiş...
"Vatandaşı ezip geçtikten
sonral"
Ergene
-ülebjrgaz'dan Hakan
Dedeoğlu: "Türki-
'•e'nin doğal GAP'ını
»luşturan Trakya Ova-
si ve Ergene
Havzası ciddi
»oyutlara ula-
tan kirlilik soru-
tu ile karşı karşı-
radır. Tekirdağ'ın Sa-
tay ilçesinden doğan
»e 283 kilometre uzun-
üğunda Trakya'nın
tam ortasından bir yay
cizen Ergene Nehri,
doğuda Çerkezköy-
Çorlu, batıda Uzun-
töprü, kuzeyde Kırkla-
leli ve güneyde Koz-
jörük gibi yerleşim bi-
rimlerinde kurulan sa-
nayi tesislerinin atıkla-
n ve bunun yanında
evsel atıklaria deyim
yerindeyse tamamen
yok edilmiştir. Trakya
insanı bugün, kaybedi-
len topraklann tekrar
kazarnlmasıntn müca-
delesini vermektedir...
Lüleburgaz'a bağlı
dört köyde başlatılan
ve daha sonra 15 köye
yayılan imza kampan-
yası 5 bini bulmuştur.
Hedefimiz kampanyayı
3H,30ilçeve800köy-
den oluşan Trakya
sathına yaymaktır. 'Te-
miz bir Ergene istiyo-
rum' kampanyasına
destek bekliyoruz."
D
evlet Hava Meydanları işletmesi'nin Istan-
bul'daki Atatürk Havaalanı'na uzun yıllardır
kadro verilmiyordu... Ne zaman ki Genel
1 Müdür Yardımcısı Hasan Yener, yemek-
hanede topladığı personele "parlak günler" vaat et-
ti, işte o günden sonra MHP'ye yakınlığı ile bilınen
Türk Ulaşım-Sen'e üye 18 kişinin kadrosu geldi...
Sendika başkanı elektrik teknisyeniyken teknik
şef yapıldı; sendikanın eski şube başkanı şeflikten
başmüdüryardımcılığınaterfietti...Şeflerşubemü-
dürü, hizmetliler teknisyen yardımcısı oldu... Ada-
na'da ise sendikanın baştemsilcisi Devlet Hava Mey-
danı'nda itfaıye eriiğinden personel müdüriüğüne yük-
seldi...
Kadrolaşma sadece Devlet Hava Meydanlan'nda
mı? Tabii ki hayır... MHP'li Ulaştırma Bakanı EnisÖk-
süz'ün yetki alanına giren her kurumda...
Öksüz'ün kardeşi Abdül Celil Öksüz, TCDD ile
hiç ilgisi yokken Eğitim Daıresi Başkan Yardımcısı
Kadrolar
oluverdi... Lokomotif bakım atölyesinde dokuz mü-
hendis varken açık lise mezunu bir ülküdaş müdür
yapılıverdi... Denizcilik Müsteşarlığı'ndaolmayan bir
genel müdürlüğe genel müdür atandı.
Öksüz'ün öteki kardeşi ilkokul öğretmeni Altekin
Afşin Öksüz, Istanbul Posta Işletme Başmüdüriüğü'ne
sağlık müdürü yapıldı...
Öksüz'ün damadı Alpaslan Çelebi, kayınpederine
pardon Ulaştırma Bakanlığı'na basın müşaviri oldu...
DDY 2. Bölge Müdürlüğü'nde Hasan Özden gö-
revden alınıp yerine Türk Ulaşım-Sen Genel Şekre-
teri Kenan Dikbaş Personel Müdürü yapılmıştı. Özden
mahkeme kararıyla görevine geri döndü ama Kenan
Dikbaş işgal ettiği müdür odasını boşaltmadı.
Türk Ulaşım-Sen genel merkez yönetiminde olup
da terfi etmeyen kimse kalmadı...
Denizcilik Müsteşarlığı'nda hizmeti yeterli olmasa
da bir mühendis, daire başkanlığına tedviren getirildi.
Türk Ulaşım-Sen 3 No'lu Şube Başkanı Fahret-
tin Öz, Denizcilik Müsteşarlığı'nda merkezde me-
mur iken Çanakkale Liman Başkanlığı'na denetle-
me şefi olarak atandı ama "fener geliri" daha yük-
sek olan Iskenderun Liman Başkanlığı'nda görev-
lendirildi..
Kadrolaşma o kadar hızlı ki Ulaştırma Bakanlı-
ğı'nda görevden alınan müsteşar yardımcısı Hay-
rettin Kadıoglu'nun göreve iadesine ilişkin mahke-
me kararı uygulanmadı...
Koalisyon ortaklanndan MHP kadrolaşmada en hız-
lı, MHP'liler arasında da Ulaştırma Bakanı Enis ök-
süz en hızlısı çıktı...
Öksüz'ün Telekom'daki kadrolaşması ise bir ilko-
kul mezununu müşaviryapacak kadar fütursuzca ol-
du ve aynı hızla devam ediyor...
SESSÎZ SEDASIZ (!) NURÎKVRTCEBE
Yüksek Yerilim Hattı
erdincırtku(« yahoo.com
Istikbal gökdelenlerdedir!
Siyasitalimatla çalışan bilîm insanlanı
TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi
Başkanı Prof. Dr. Naci Görur, İTÜ
Inşaat Fakültesi Dekanı ve çevre
uzmanı Prof. Dr. Derin Orhon,
İTÜ'den neotektonik ve deprem
uzmanı Prof. Dr. Aykut Barka, Prof.
Dr. Olcay Tünay. çevre kimyası
uzmanı Doç. Dr. Işık Kabdaşlı,
sismoloji uzmanı Prof. Dr. Hatuk
Eyidoğan, çevre ekolojisi uzmanı
öğretim görevlisi Dr. Süleyman
Övez, ODTÜ'den hidrojeoloji uzmanı
Prof. Dr. Hasan Yazıcıgil. Marmara
Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden
çevre hukuku uzmanı Prof. Dr. Fehim
Üçışık, Mühendislık jeolojisı ve
jeoteknik uzmanı Prof. Dr. Mahir
Vardar. Cevher hazırlama uzmanı
Prof. Dr. Mehmet Canbazoğlu.
Yukarıda ad ve sıfatlan
, bulunan 11 kişinin ortak
özelligi; Danıştay'da
kesinleşmiş yargı kararına
karşın, Başbakanlığın talimatı
üzerine Bergama Ovacık'taki
siyanüriü altın işletmeciliğine ilişkin
rapor hazıriamak ve hazırtadıklan
rapor sonunda Eurogold adını
Normandy olarak değiştıren ulus
otesi siyanüriü altın üreticisi şirkete
çalışma izni verilmesine olanak
sağlamaktır. Bu kişilerin
hazırladıkları raporun kapak
sayfasında çalışmanın "Başbakanlık
Müsteşarlığı'nın TÜBİTAK
Başkanlığı'na yazılı talimatı
doğrultusunda" yapıldığı resmen ve
alenen yazmaktadır.
BugünÇevredenUtanma Günü
NEBİ CEYLAN
Öğrenciliğinizin kompozis-
yon yoklamalarını anımsarsı-
nız: Doğa, ağaç, komşuluk, ba-
rış... Kimi zaman sıkılarak ama
çoğu kez içtenlikle ve coşkuy-
la siz de yazdınız. Dogayı ana
bilmiş, "Dünya bizeatalarımız-
dan miras kalmadı; onu çocuk-
lanmızdan ödünç aldık" sözü-
nü çok sevmiştiniz. Şimdi kö-
tümser ve karamsarsjnız. Do-
ğanın katlineseyirci kalınışı, si-
zi kahrediyor. Zaten, barışın
ağzı burnu sürekli kan içinde;
komşuluk, çoktan sizlere
ömür... Haklısınız. Daha hızlı
iyileşmeler, somut sonuçlar
bekliyor; göremiyorsunuz. Çı-
karlarımız ya da seyretme tut-
kumuz ağır basıyor. Temiz duy-
gularımız çocukluğumuzdan
öteye geçemiyor sanki. "Biz
büyüdük; kirtendi dünya" gali-
ba. Bugünkü gazetelere bir ba-
kın: Sevgililer Günü'nde kime
ne alınması gerektiğini öğütle-
yen; hattatüketimi zorunluymuş
gibi gösteren yazılann benzer-
lerini göremeyeceksiniz. Do-
ğaya pazardan alınacak hedi-
ye yok ki! Doğaymış, çevrey-
miş; boş! Ah, paradan başka
kutsal değeri olmayarlar...
Imrendiğim insanlar da var:
Ömür törpüsü sıkıntıları aşıp
sivil toplum örgütleri kuruyor-
lar; insanlığın, bugünü veyarı-
nı için çaba harcıyorlar. Yok-
sullar, sokak çocukları, insan
hakları, kimsesizler, yaşlılar..
için kollan sıvayıp uğraşıyor-
lar. Doğa ve çevre için savaşım
verenleri izliyor musunuz? Ök-
yanuslardaki balinalann, gök-
yüzündeki ozon tabakasının,
Amazon ormanlarındaki ağa-
cın.. avukatı onlar. Boğaziçi
Köprüsü'ne tırmanıyortar, fab-
rika bacalarına çıkıyorlar, pet-
rol tankerlerine botlanyla ya-
naşıp afiş asıyorlar... Yadırgan-
dıklan, kınandıklan hatta kaba
kuvvetle karşılaştıklan oluyor.
Hiç bağınp çağırmıyorlar, ko-
caman yazılmış, kısacık ileti-
lerini görelim istiyoriar. Uğraş-
lannın, yasalara ters düştüğü de
oluyor belki. O yasalar da bir
elden geçmeli mi? Kimi zaman
da ayağına bastıklan güçlüle-
nn görevlilerince hırpalanıyor;
ama karşıhk vermiyorlar. Ağaç-
taki çaresiz kediye yardım ede-
ni alkışlayan toplum, içinden
onaylasa da onları, desteğini
yeri göğü sarsacak bir sese
dönüştürmüyor. Korkanm, on-
ları kargaşa çlkaran bozgun-
cular; hatta anarştst sayanlar bt-
le var! Örgütlü oluşlarından ve
örgüt sözcüğünün toplumsal
bilinçaltımıza yerleştirilmiş "sa-
kıncalı" çağrışımlarından mı,
onlar gibi dirençli olamayaşımı-
zın ezikliğinden mi bilmem; o
gençleri yeterince anladığımız-
dan kuşkuluyum. Açıkça des-
teklemediğimiz, zaten ortada.
Kirlenmenin sınır tanımayışı
gibi, kirletenlerin de belli bir
ulusu yok. Örneğjn, Marmara
Denizi'ni, Tuna ve Karadeniz
yoluyla çöplüğe çeviren Avru-
pa ülkelerine, biz de acımasız-
ca katıldık. Izmit Körfezi'ni çev-
relen sanayi kuruluşlarının, Is-
tanbul ve diğer kıyı kentlerinin,
bu denize boca ettiği kirli atık-
ları bir düşünün... Bu sularda
yaşam kalmasına şaşmak ge-
rekir. Ya, Cahit Külebi'nin şi-
irindeki, sokakları deniz kokan
Izmir'in canım körfezi? Suyu
insandan utanır, insanı sudan.
Bursa Ovası, Çukurova gibi
ekilip dikilen yurt toprağının bir
bölümü çoktan elden gitmedi
mi? Milas'ın, Yatağan'ın solu-
duğu havaya ne demeli? Trak-
ya'yı da sanayi atıklanyla yok
etmek üzereyiz. Ayçiçeğini ve
sarı buğday başaklarını gör-
mek için Van Gohg tablolan
mı arayacağız? Biröyküsünde,
artık kuşların gelmeyeceğini ve
çocuklar için üzüldüğünü ya-
zan Sait Faik'in korktuğu olu-
yor! Kuşsuz gökyüzünü, balık-
sız denizi, kıyısında gezileme-
yen dereyi göre göre bu neyin
suskunluğu? Bu onurlu top-
lum; kafesteki kuş, evdeki kö-
pek ve saksıdaki çiçekle sınır-
lamazdı doğasını; çal, çırp, zen-
gin ol; ötesi sana mı kalmış,
demezdi. Toprağı sadık yâr,
ağaç dikmeyi kutsal sayan kül-
türümüz, aşındı galiba. Politi-
kacılardan sandıkta hesap sor-
mayı tasarladığımız için susu-
yorsak, yanılınz. O hesap elbet
sorulacak; ama beklemekle za-
man yitirmesek, bir yerlerden
biz de katılsak savaşıma. Ge-
lecek kuşaklan düşünenlerin,
doğayı savunanların yanında
olabilsek; henüz biraz topra-
ğımız, birkaç ağacımız, biryu-
dum suyumuz varken. Kom-
pozisyon yazılanndaki coşku-
lu söylemlerimizi laf olmaktan
çıkarmanın vakti henüz geç-
memişken. Yaşamın ve doğa-
nın gerçek sınavından zayıf alır-
sak, kurtarma yazılısı da yok;
bilirsiniz.
nebiceylan@veezy.com
HAYVANLAR ISMAIL GÜLGEÇ
y
ÇtZGÎLÎK KÂMtL MA&KACT
HARBt SEMtH POROY semihporoyia yahoo.com
BULUT BEBEK NLRAYÇIFTÇİ bulutbebekuı hotmail.com
TARlHTE BUGÜN MLMTAZARIKAN 5 Haziran
BAYRAMİÇ ASLtYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Dosya No: 2000/449
Davacı Saniye Cihan tarafından davalı Hüseyin Cihan aleyhine açı-
lan şıddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davasının mahkeraemiz-
dk /apılan açık yargılaması sırasında verilen ara kararı uyannca' Da-
val Hüseyin Cihan'ın zabıtaca yapılan bütün aramalara rağmen teb-
ligıta yarar açık adresinin tespit olunamadığından adı geçen davalıya
da\a dilekçesi tebliğ edilememiştir. Duruşma günü olan 12.7. 2001
güıü saat 9.00*da duruşmada hazır bulunması veya kendısını bir ve-
kilt temsil ettirmesi. aksi takdirde davanın HUMK'nin 509 ve 510
maJdeleri uyannca yokluklannda görülüp bitırileceği ilanen tebhğ
yenne kaira olmak üzere ilan olunur. 9.4.2001 Basın: 20730
LORO KINROSS
1S76'DA BUGÜN, ÜNLÜ İNGILİZ YfiZAÜI JOHN
PATBICK 0OU6LAS BALFOUR. ONBDSS ?t YA-
ŞINCA ĞLOÜ. GAZBTWOLflCL£ BAŞLACM& YA-
ZARLIK YAŞAMINA, fZESMÎ GÖGEVLeiZLE GİT-
Ti& YASANO üucELEfzoe pevtı* erri. oe-
NBLUKLB plpŞLBR] BAKAHUĞl'NA gACU
ÇSUJfAU K/MGOSS, E.PÜNYA SAVAŞt'MA
04 KATtLOI.
ÖZBLLİKLS, oermooĞu üıxei£isJ İLS IL-
ĞJLİ OUMtAK YAZOlĞı İNCBLEMe YAP'TLA-
RIYLA BİUN&İ LOKP KtNgOSS, ATATÜZK
İÇİN DG UZUH gie. AIZAŞrieMA YAPMIÇ
VE 8(£ K.İTAP YAZMtÇrt. TÜ&dY£'OE İY(
PA SU Ne&eULE OUAUŞTU.
İLAN
T.C.
OSMANCIK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
2000/297
Davacılar Muzaffer Danacı ve arkadaşlan vekili Av. Bekir Yazıcı tarafından, Sabire Danacı, Süleyman Yılmaz ve nüfus müdürlüğü
aleyhine nüfus kaydı iptali davası açılmış ve davalı emekli polis memuru. Gümüşhane/ Kürtün -Konacık köyünde oldugu belirtilen Sü-
leyman Yılmaz aramalara rağmen bulunamadıgından ilan yolu ile duruşmadan haberdar edılmesıne karar verilmiş olduğundan,
Taraflar arasındaki nüfus kaydının iptali davasının duruşmasının 19.6.200i günü saat: 10.20'de yapılacağı davalı Süleyman Yıldız'a
ilanen tebliğ olunup davetıye yerine geçerli olduğu ilan olunur. 22.5.2001 Basın: 31198
KALEM
METlN ERKSAN
Parapiskolojî
Sözlükler "parapiskolojl'yi şöyle tanımlar: "Do-
ğaüstü nıhsal güçler bilimi". Bu yazının konusu
bu bilim olmayacaktır. Bu yazının konusu, bildi-
ğimiz "para" ve bildiğimiz "piskoloji" olacaktır.
"Parapiskoloji" bir hastahğın adıdır. "Para" ve
"piskoloji" olgularının organsal ve ruhsal birieş-
mesi ile bu hastahğın varlığı ve adı oluşmuştur.
"Parapiskoloji" ruhsal bir hastalıktır. Bu hastalık
insanoğlunun parayı bulması -keşfetmesi-icat et-
mesi ile var olmuş ve yayılmaya başlamıştır. "Pa-
rapiskoloji" tehlikeli ve salgın bir hastalıktır.
Tüm hastalıkların mikroplarını doğa oluştur-
muştur. "Parapiskoloji" hastalığının mikrobunu
"bizzat" insanın kendisi oluşturmuştur. Hastalık-
lann nedeni olan "mikroplar"göz\e görülmez. "Pa-
rapiskoloji" hastalığının mikrobu olan kâğıt ya da
madeni para gözle görülür. Mikroplar ağız yoluy-
la ya da kana kanşarak insana bulaşır. "Parapis-
koloji" hastalığının mikrobu olan "para" önce in-
sanın eline bulaşır, sonra oradan insanın "ceple-
rine" girip bu yolla insanın "ruhuna" ulaşır.
Insanoğlu aşağı yukan tüm hastalıklan önlemek
ve tedavi etme yöntemlerini ve hastaltğı yok ede-
cek ilaçları bulmuştur. Fakat insanoğlu "parapis-
koloji" hastalığını önleyecek ve tedavi edecek
yöntemleri ve hastalığı yok edecek ilaçlan bula-
mamıştır. "Parapiskoloji" hastalığı var olduğun-
dan bu yana, yaygınlığını ve ölümcül etkisini git-
tikçe arttırmıştır.
"Parapiskoloji" bir dünya hastalığıdır. Bu has-
tahğın dünyanın neresinde ve hangi tarihte var ol-
duğu belirli değildir. "Parapiskoloji" hastalığı şim-
di Türkiye'deki en tehlikeli ve öldürücü hastalık-
tır. "Parapiskoloji" hastalığı Türkiye'de Ikinci Dün-
ya Savaşı yıllarında başlamıştır.
Türkiye'de yayımlanmış ansiklopedilerde ve ki-
taplarda "para" tarihine ilişkin bilimsel bilgiler
yoktur. llk paralar "madeni" paralardır. Kâğıt pa-
ralar, madeni paralardan sonra var olmuştur. llk
madeni "para "nın ne zaman ve nerede kullanıl-
dığına ilişkin bilimsel bilgilerimiz kesin değildir. Türk-
çe "para" sözcüğünün kökeni Farsça "pare-par-
ça"sözcüğüdür.
"Parapiskoloji" deyişi içindeki "piskoloji" söz-
cüğüne dönüşmüş olan "Pisikoloji" sözcüğü, bir
bilim dalının tanım adıdır. Piskoloji sözcüğünün
Türkçe çevirisi "nıhbilim"d\r. İnsanın varlığı be-
densel ve ruhsal iki öğeden oluşur. İnsanın ruh-
sal varlığı ile uğraşan bilim dalının adı "ruhbilim",
yani "piskoloji"\r. Atatürk döneminin devrimci
kültür politikası, "ruA»ö///m"öğretiminin, liselerde
zorunlu ders olarak okutulmasını sağlamıştır.
"Parapiskoloji" hastalığının; nevroz, isteri, ipnoz,
cinnet gibi evreteri vardır. "Parapiskoloji" hasta-
lığı şimdi Türkiye'de "cinnet" evresi içindedir.
"Parapiskoloji" hastalığını oluşturan nedenler
şunlardır: Sağlıksız, bozuk, aptal, ahmak, buda-
la, çıkarcı, ahlaksız, namussuz, akıl dışı, düşün-
ce dışı, bilimsel bilgi dışı; siyasal, toplumsal, eko-
nomik, kültürel, hukuksal, dinsel, cinsel; yasalar,
koşullar, kurallar. Bu olaylar, olgutar ve ortamlar
"parapiskoloji" hastalığının oluşmasına ve yaygın-
laşmasına etken olmuştur.
Bu hastalıktan kurtulmanın, korunmanın ve bu
hastalığı önlemenin tekçaresi; ulusal bilinç veta-
rih bilincinin tüm şiddetiyle ve zorunluğuyla gün-
deme gelmesidir.
Amerikan Dolan'nın biryüzünde Ingilizce "In God
We Trust" deyişi yazılıdır. Bu Ingilizce deyişin çe-
virisi şudur. "InandığımızAllah" ya da "Taptığımız
Allah". Bu tümce "Kutsal Kitap'ta bulunan bir
tümcedir. Bu tümce "Kutsal Kitap "tan alınıp Ame-
rikan Dolan'nın bir yüzüne konmuştur. Bu tüm-
cenin "Kutsal Kitap"tan alınıp Amerikan Dola-
n'nın bir yüzüne "yazıt" olarak konması; dinsel ve
toplumsal bir davranıştır.
Fakat bu tümcenin Amerikan Dolan'nın bir yü-
zünde "yazıt" olarak bulunması, insanın aklına çok
acı çağrışımlar getirmektedir. Acaba "Tapılan Al-
lah" Amerikan Dolan'nın kendisi midir? Acaba
"Inanılan Allah" Amerikan Doları'nın varlığı mı-
dır. Yani "Tapınılan Allan" ya da "Inanılan Allah"
"para"mıdır?
Amerikan Dolan'nın biryüzünde bulunan bu tüm-
ce, "parapiskoloji" hastalığının "göstergesı" olabilir.
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDANSAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8
1/ llk örnek. 1
2/ Kertenkele
derisi... "Er- ^
cüment Beh- 3
zat —": Şair 4
ve tiyatro ,.
oyuncumuz.
3/Ödün...Ge- 6
milerdeyanm 7
serenleri çe- g
virmeye ya da
sabit tutmaya °
yarayan donanım. 4/
Genelliklebirçiftçi- 1
nin yanında çalışan 2
işçi. 5/"Güzelligin- 3
-par'etmez/Buben- 4
deki aşk olmasa" 5
(Âşık Veysel)... Bir 6
üst görevlinin yanın- -,
da bulunan kimseler.
6/ Depremle ilgili...
Tavlada "üç" sayısı.
II Karşı cinsten birine ilgi göstererek onun gön-
lünü kazanmaya çalışma... Deriden sızan sıvı. 8/
Işık araçlannda kullamlan bir gaz... Kırgızis-
tan'ın para birimi. 9/ Türkiye'nin plaka işareti...
Belli bir düzen içinde gelişen olay ya da eylem-
ler dizisi.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Üçüncü jeolojik çağm en son dönemi. 2/ Yu-
murta ve irmikle yapılan bir tatlı... Bir gıda mad-
desi. 3/ Halk şairi... Bir maçın sayısal sonucu. 4/
Kapsama, içine alma. 5/ Müstahkem yer... "Al-
danma ki — sözü elbette yalandır" (Fuzuli). 6/
Hatay ilinde bir ova... Asker. 7/ Dil devriminin
ilk yıllarında vali anlamında kullamlan sözcük...
Sık gözlü ağ. 8/ Bir cins güvercin... Mantık. 9/
Ağaç çemberler üzerine örülmüş torba biçimin-
de balık ağı.