11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
UIUSIARARASI REK1AMCIUK DERNEGI INTERNAT1ONAL ADVERTISING ASSOCIAT1ON Reklam, ürün ve hizmetleri tanıtır, satışlan artırır. Böylece üretim artar, insanlar iş bulur. Reklam olmazsa; tüketim azalır, üretim azalır, işsizlik artar. İnsanların işsiz kalmadığı, üretken bir ekonomi için: Reklama devam. c :3 :O M C >M U C E 0) CUMHURtYET 23 HAZİRAN 2001 CUMARTESİ HABERLER Rıdvan Budak'a göre Türkiye'ye yeni bir siyasal süreç gerekli Ecevit'in projeleriyle uygulamaları birbirine zıtIstanbul Haber Senisi- DSP îs- tanbul Mıllen ekılı Rıdvan Budak, Türkiye'nin yeni bir siyasal süre- ce ihtiyacı olduğunu belirterek 44 DSP GenelBaşkanıve Başbakan Bülent Ecevit'in uzun vîllardır sergilediği ekonomik sosyal plan- daki projeleriyle ve demokrâsiye baktşaçısıylabugünkü uygulama- lan arasında önemli bir zıtiaşma var" dedi. Rıdvan Budak, önceki akşam aralannda gazeteci, işadamı, sen- dikacıların da bulunduğu bir gru- bun oluşturduğu "Yeni Arayışlar Girişimi" tarafından düzenlenen toplantıda, "Nasıl Bir Türkiye" konulu bir konferans verdi. Enflasyon ve demokrasi Budak, konuşmasında Türki- ye'de temel sorunun demokrasi ol- duğuna dikkat çekerek siyasetin etnik, inanç, partidaşhk, hemşeri- lik üzerine yapıldığını söyledi. Var olan siyaset tarzmdan yüzde 10 demokrasi, yüzde 90 enflasyon çıktığını ifade eden Budak, "Enf- lasyonun oranı ne kadaryüksekse demokrasi o kadar düşük olur" dedi. Laik, demokratik, sosyal hukuk devleti tanımının içinin yeni sivil bir anayasayla doldurulması ge- rektiğini kaydeden Budak şöyle devam etti: "Parlamentoda yüzde 80 sağ, adına soldenilen ama ekonomikve sosyal işleyişi bakımından solun yanından geçmeyen bir yüzde 20'lik parti işleyişi ve ortaya çıkan sonuçlar. Hiçbir zaman üikeyi yö- netme cesaretini kendinde bula- mamış, iç çekişmelerie zaman kay- betnüş bir sol" 1 dıye konuştu. Rıdvan Budak. FP'ye oy vere- nin değıl, toplumun derdıne çare bula mayan merkez sağ \e sol partilerin suçlu olduğunu vurgula- yarak "Onun kabahatide Toprak işleyenen, su kullananındır" deyip sonra bundah vazgeçenlerdedir. Onunkabahatide Ne ezen ne ezi- len, ınsança hakça bir düzen' de- yip bunlan unutanlardadır" dedi. Budak, Kemal Derviş'le politi- ka yapıp yapmayacağı sorusunu şöyle yanıtladı: "Demokratik sol- cuyum diye kendini ifade etmesi, evren$el solun değeıierinden ya- raıianarak söylüyorsa bu çok say- gıdeğerdir. Türkiye'nin Demokra- tik Sol'u ise, o çoktan libtraUeşti, ondan çokhayırgeleceğini zannet- miyorum." 18 Nısan 1999'dan önce tarif edilen demokratık sol ile uy- gulamadaki demokratik sol arasında taban tabana znlık ol- duğunu vurgulayan Budak, "Sayın Ecevit 'Biz tek parti ık- tidanyız' dediğinde biz mi ben- zedik, onlar mı benzedi? ANAP'a benzediysek kötü bir şey. Bu çok rahatsız edici bir benzeme olmuş- tur" dedi. Budak. Kemal Dervış'le be- raber hareket edıp etmeyeceği sorusu üzerine "Derviş başanlı olursa, enflasyonu indirirse, işsiz- liği azaitırsa. katkı verirse elbette Sayın Derviş'le de beraber olmak mümkündür. Ama solcuyum, sağ- cıyun demekle olmuyor. Söylem- den çok, eylemdir önemli olan" dıye konuştu. Kültür mirasım korumak için 'ucuz kereste tahsisi' başlıyor Eski evlere ahşap yardıım Yasalarla koruma altına alınan tescilli kültür varlığı binalann restorasyonlanna Orman Bakanlığı'nca ucuz kereste tahsis edilmesini öngören yönetmelik, Bakanlar Kurulu'nca onaylanarak Resmi Gazete ilanıyla yürürlüğe girdi... OKTAYEKİNCt • Mimarhk mirasmın ko- runması çabalannda du- yarlı çevrelerin yıllardır talep ettikleri çok önemli bir "teşvik" olanağı niha- yet gerçekleşiyor... Tescil edilmiş ahşap bi- nalann "özgün malze- meyle* ve taşıyıcı sistem- lerini de "betonarmeye dönüştürümden" gele- neksel yöntemlerle resto- rasyonu için "caydıncı" faktörler arasında sayılan "ahşabın pahalı obnasın bahanesi artık geçerli ol- mayacak. Çünkü, Resmi Gaze- te'nin 21 Haziran 2001 ta- rih ve 24439 sayılı baskı- sında yayımlanarak yü- rürlüğe giren yönetmelik- le, bundan böyle Koruma Kurullan'nca "kültür varlığı" olarak saptanan sivil mimarhk örnekleri- nin ya da anıtsal yapılanı "restorasyonu'', "restitüs- yonu" (yok olan kısımla- nnm tamamlanması) ve "rekonstrüksiyonu" (ye- niden inşa edilrneleri) uy- gulamalannda, "orijinal malzemeyi" kullanabil- mek için gerekli ahşabı, Orman Bakanlığı piyasa fiyatının çok altındaki "tahsislerie" yapı sahibi- ne verecek... Bakanlar Kurulu'nun Tarihi binalann. "ahşap çok pahalı" gerekçesiyle yıkuna terk edilmesi de tarihe kanşıyor. Çünkü tescilli yapılar için "en ucuz" malzeme arnk ahşap olacak» 15 Mayıs 2001 tarih ve 2001/2512 sayılı karanyla onaylanan yönet- melikte, bu tahsis işlemlerinin gerekçesi olarak "devietin yasal yükümlülükkrine" yer verilirken Türkiye'nin imzası olduğu "ulus- lararası sözleşmelere" göre de kültür varlıklannın korunmasın- da "kamununsorumluluk üsden- djğme" değiniliyor... Yönetmelikte aynca, uygula- manın başka amaçlarla kullanıl- maması için de alışap tahsis edi- lecek yapımn tapuda "eski eser şerhinin" bulunması ve "'Koru- ma Kurulu'nca onayh projeye gö- re keşfinin yapılmış ohnası" ko- şulugetiriliyor... Yirmi ydhk çaba Ilk kez 1980'lerın başlannda Muğla'dakı kentsel koruma et- kinliklerinde gündeme getirilen, eski evlerin onanmma devletin ke- reste yardımı yapması talebi, ılerleyen yıllarda da sayısız, kültürel top- lantının "sonuç bildirge- lerinde" yer aldı. Son i- kı yılda ıse ÇEKÜL'ün ve Mimarlar Odası'mn katılımıyla İçişleri Ba- kanltğı tarafından deği- şik illerde "bölgedekiva- Blerle" birlikte düzenle- nen "Kültür Mirasına Karşı Kamusal Görev- ler" temah toplantılarda da yine bu talep "ortak dilekler" arasında vur- gulanarak Orman Ba- kanlığı'na iletildi. Or- man Bakanı Nami Ça- ğan'ın destek vermesi üzerine başlanan yönet- melik çalışması, Saçış- tay'ın da uygun görü- şüyle sonuçlandınlarak mart (2001) ayında Ba- kanlar Kurulu'na sunul- du. Kültür Bakanı tste- mihan Talay ve döne- min içişleri Bakam Sa- dettin Tantan'ın da et- kin çabalanyla 15.5.2001 tarihinde Ba- kanlar Kunılu ona>ını da alan yönetmelik, 21.6.2001 günlü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş oldu... Türkiye'de eski ahşap yapılann "yıkümadan" 'özgünlüğü bozulmadanr ya da "ö; onanmı ve yaşatılması için çok önemli bir "ekonomikkatkı" sağ- layacak olan yönetmelikte, bu olanaktan sadece vatandaşların değil, "tüzeUdşilerin" de yararla- nabileceğı belirtilerek özel ve ka- mu kuruluşlannın "kültür\-aruk- lannı onanarak kuilanmaJan" için de yeni bir teşvik getirilmiş oluyor... n Projelerde indirim var Orman Bakanlığı, **yıkılmadan w ve "be- tonarmeye çevrihne- den" restore edilecek "ahşap yapılara ucuz kereste tahsisini başla- tırken Mimarlar Oda- sı da "aynı koşullan içeren" restorasyon projelerinin asgari üc- ret tarifesinde "yozde 70" oranmda "indi- rim'" uyguluyor. Önceki yıl başlatılan ve Koruma Yüksek Kurulu'nun almış ol- duğu; "binalann öz- gün malzeme ve taşıyı- cı sistemle restorasyo- nu" ilkesini destekle- mek üzere, vatandaşla- nn bu konudaki para- sal yüklerini azaltmaya bir"katkı''ve"meslek mirasının korunması- nıözendinne" amacı- nı taşıyan bu indirim uygulamasında, "rölö- veye uygun" (orijınal mimarinin aynısı) res- torasyon projelerinin toplam inşaat maliyeti içindeki oranı da "yüz- de l'in altına" düşmüş oluyor... Şımdi, ucuz kereste tahsisiyle de birlikte ahşap binalann onarı- mından "pahanhk" gerekçesiyle kaçınan- lann bu tür söylemleri de "geçersiz'' olacak... Geriye sadece, top- lumun ve kamu kesi- minin "kültürel nürası daha çok sahiplen- meleri" için çabalan sürdürmek kalacak. CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLL Ölüm Oruçları ve İnsan Olma Sopumluluğu Önümde Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü Ali Suat Ertosun'un 7 Mayıs ve 5 Haziran tarihli fakslanyla, hükümlü yakını Halil Öz- polat'ın 26 Mayıs tanhli mektubu duruyor. ikı insan karşıt açılardan F tıpi cezaevlen, cezaevi operasyon- lan ve ölüm oruçları konusunda görüşlerını belırti- yorlar. Ali Suat Ertosun ıkinci yazısının bir yerınde, sürmekte olan ölüm oruçlarının bitırilmesı konusun- da devletin yapılabilecek her şeyi yaptığını, konuya "yaşamın kutsallığını ön planda tutarak insanca" yaklaşıldığını ileri sürüyor. Sayın Ertosun'a göre bu eyleme katılanlar örgütsel koşullanma ıçındedir, ka- rartarında bağımsız değillerdir. bu anlamda "birey" olamamışlardır. Devletin çabası onlara bu birey ol- ma kimlıgını kazandırmak yönundedir. Sayın Erto- sun, devletin bu yaklaşımının toplumun büyuk ke- sımlennce anlaşıldığını, buna karşılık aralannda be- nim de bulunduğum küçük bir kesim tarafından an- laşılmadığını ileri sürüyor. Yazıda, "açlık grevı ve ölüm orucu eylemlerinin sürdürülmesini isteyen ör- gütier"\r\ "şiddete yönelik örgütsel yapılannı yeni- den oluşturmaya ve devam ettirmeye çalıştıklan", asıl amaçlannın bu olduğu ileri sürülerek örgüt di- siplinine uymadıkları için cezaevlennde bu örgütler tarafından öldürtülen bazı kışilerin adlan verilıyor F tipi cezaevlerinin insanı neredeyse gıdip oralarda kalmaya özendirecek özelliklerinı sıralayan Sayın Genel Müdür, her ikı yazısında da beni "somut öne- rilerimi" bıldirmeye çağınyor. • • • Hükümlü yakını Halıl Özpolat'ın mektubu özellik- le Ali Suat Ertosun'a yönelik suçlamalaria dolu. Sa- yın Özpolat özetle, şu anda "Ali Suat Ertosun 'un zın- danlannda, hücrelerinde, yani tamamen onun elin- de ve konrro/ünde" bulunan gençlerin nasıl olup da ölüm orucuna devam ettiklerinı, nasıl olup da aza- lacak yerde tam tersine sayılarının arttığını soruyor; bu mektuptakı cümlelerle: "Ali Suat Ertosun'un ör- güt liderien olarak tanımladıklan kişiler tek kişilik hücrelerdediıier, yanlan veyörelenndekı hücrelerde boş olduğu gibı başlannda da 3 gardiyan bulundu- rularak tam bir tecride tabi tutulmaktadırtar, bunla- nn ailelerinden baŞka hıç kimse ile ilışkilerı de yok- tur. O nedenle bunların diğerlerı üzennde herhangi birbaskısı da söz konusu değildir." Sayın Özpolat, cezaevi operasyonlan sırasında kurşunla ve yana- rak ölenlerin adlarını da sıraladığı mektubunda şun- lansöylüyor: "Ali Suat Ertosun hukukçudur. bilir. Bu olayda meşruiy'et yoktur, katletmek için saldırı var- dır. Biz yüz/erce ölü bekliyorduk, ama beklediğımiz kadar ölü olmadı demenin anlamı da budur. Meş- ru müdafaanın olması için, yani kolluk güçlerinın sı- lahlı saldırıda bulunup karşısındakıni öldürme hak- kına sahip olabilmesi için tutuklu ve hükümlülerin de aynı silahlı güce, donanıma ve lo/istik desteğe sahip olması gereklidir. Ancak böyle bir durum hiç- bir zaman söz konusu değildir. Ali Suat Ertosun can güvenliği devletin teminafı altında bulunan silahsız vesavunmasızinsanlankatletmiştir, suçludur." "Sa- ğırtar Diyaloğu" başlıklı bir yazımda Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü Ali Suat Ertosun'dan aldığım ilk açıklamadaki görüşleri özetlemiş, bunlan eleştır- mıştim. Halil Özpolat'ın mektubunun çıkış noktası benim bu yazım olduğu için, cezaevi operasyonla- nna ilışkin suçlamalar tümüyle Ceza ve Tevkif Evle- ri Genel Müdürü'ne yöneltilmiş. Oysa herkes gıbi Sayın Özpolat da bu operasyonların sorumluluğu- nun sadece Ertosun'a ya da sadece Adalet Bakan- lığı'na değıl, hükümetın tumune aıt olduğunu kuş- kusuz ki bilmektedır. • • • Ölüm oruçları ve sonrasındaki cezaevi operas- yonlanyla bugüne kadar gelen ve ağır sonuçlarıyla sürmekte olan bu süreçte, benim açık ve net olarak taraf olmamın tek bir nedeni var: insan olma sorum- luluğu. Bu anlamda, ıçınde bulunduğum kesımın küçük ya da büyük olmasının önemı yok. İnsan, vic- danının ve sağduyusunun buyruğunu dınlerken tek başına da kalabilir. Ortada çırılçıplak bir gerçek var- sa, bunun dışında kalan şeyler ayrıntıdır, ikıncil önemdedir. Ben, söz konusu bu gerçekle ilgilı gö- rebildiklerimı bir kez daha özetliyorum ve "somut öneri"lerim de bu özetin ıçındedir: Teröhe Mücade- le Yasası tümüyle anti- demokratiktir. Bu yasanın uy- gulamalarında kurunun yanında çok sayıda yaş da yanmıştır. Ftipi cezaevlerinin amacı, hiç kuşku duy- mamak gerekir ki, devletin siyasal hasım olarak gör- düğü kişinin yalıtlanması, bu yolla da kışılığinın yok edilmesıdir. Bu özel cezaevlerinde haklannda kesin- leşmiş hüküm bulunmayan kımselerin de tutulmak- ta oluşu hiçbir hukuk mantığıyia açıklanamaz. Ada- letsiz af yasası ise, bütün bu hukuk ve demokrasi dışılıkların üzerine tüy dikmiştir. Bu apaçık gerçeklenn dışında kalan polemikler konuyu saptırmaktan başka anlam taşımaz. Siyasal erkin bu konudaki katı, acımasız. çoğu du- rumda ıkıyüzlü, güvenılmez tutumuna karşı açık ve net olarak taraf olmayı, görüşlerımi her platformda açıklamayı sürdüreceğim. İnsan olma sorumluluğum böyle gerektiriyor. e-mail:ataolb(a cumhuriyet.com.tr Kamyon şoförü gözaltına alındı Hatalı sollama: 7 ölü, 2 yaralı Yurt Haberleri Ser- visi - Kütahya-Afyon karayolunda meydana gelen trafik kazasında, hatalı sollama yapan minibüsün kamyonla çarpışması sonucu ay- nı aileden 7 kışi öldü. 2 kişi ağır yaralandı. Kütahya'dan Afyon yönüne giden Mehmet Kartal (25) yönetı- mindeki 43 UA 028 plakah minıbüs, hata- lı sollama sonucu. 42. kilometrede, karşı yönden gelen Mehmet Şekerci'nın kullandığı 07 DE 988 plakah kamyonla çarpıştı. Ka- zada, Burdur'da bir as- kerı zıyerete giden ay- nı aileden Mehmet (25), Servet (53). Ha- tice(48)ıle AyşeKar- tal(20).Yasemin(22), Sümeyya Durak( 1) ve Yusuf Şener (18) olay yerinde öldü. Kam- yonda bulunan Özcan Canbaz v e Celil Şeker- ci ıse ağır yaralı olarak Kütahya De\ let Has- tanesı'ne kaldırıldı. Kazadan yara alma- dan kurtulan kamyon şoförü Mehmet Şeker- ci gözaltına alındı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle