Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 HAZİRAN 2001 PERŞEMBE
8 ÇEVRE
Rüzgâr santrallan, Türkiye'ye 20yıllıkbirgecikme ilegirmeye başladı
Kiel kentine bağlı Klein
Alternatif enerji amyışıJk ^ardin'in
lK/1 Kızıltepe
JL vA. ilçesinde güçlü
Özmen aşiretinin lideri
Şeyhmus Özmen,
şimdilerde Almanya'nın
Hamburg ve Husum
kentlerinde Alman
işadamları ile birlikte
rüzgâr enerji santralları
kuruyor.
O
zmen,
hedeflerinin,
Türkiye'de
rüzgâr enerji santrallannı
yaygınlaştırmak ve
türbin fabrikasını kısa
sürede üretime . ,
başlatmak olduğunu -u v ,,
vurguluyor.
ERTUĞRUL PtRİNÇÇİOGLU
Dünyada 19701i yıllann sonlannda
başlatılan yeni rüzgâr teknolojisi ve ye-
ni jenerasyon rüzgâr santrallan. Türki-
ye'ye ancak 20 yıllık bir rötar ile girme-
ye başladı.
Alman işadamlan. beş yıllık bir sü-
reçte Türkiye'ye yenılenebilir enerji
kaynaklan için 2-3 milyar dolarlık bir
yatınm hedefliyorlar. Almanya. Italya,
• Ispanya, Polonya, Yunanistan'dahizme-
te açılan enerji kaynaklan parklannda
Tûrk bayrağının da dalgalanması dik-
katleri çekiyor. Mardin'in Kızıltepe il-
1 i .
mi
u
IIA 11 ^ 1 MI
j j
tşadamı Şeyhmuz Özmen'e göre dünya enerjisinin > üzde altmışı ilerki yılbunda rüzgâr enerjisinden oluşacak.
çesinde güçlü Ozmen aşiretinin lideri
Şeyhmus Özmen, şimdilerde Alman-
ya'nın Hamburg ve Husum kentlerinde
Alman işadamlan ile birlikte rüzgâr
enerji santrallan kuruyor. Bu arada
Frankfurt borsasına da açılan Özmen,
rüzgâr enerjisi üretecek türbin fabrika-
sına da imzasını attı. Rüzgâr enerjisi
üretim parklannı Almanya, Ispanya,
Italya, Yunanistan, Polonya ve Uzakdo-
ğu ülkelerinde de kuran P & T Techno-
logy AG şirketinin ortaklan arasında
yer alan Özmen, hedeflerinin. Türki-
ye'de rüzgâr enerji santrallannı yaygın-
laştırmak ve türbin fabrikasını kısa sü-
rede üretime başlatmak olduğunu vur-
guluyor. Türkiye'de yüz noktada ölçüm-
lerin devam ettiğini anlatan Özmen,
"Yeni projeterle gehyoruz. Dünya ener-
jisinin yüzde altmışı ileriki ydlarda rüz-
gâr enerjisinden oluşacak. Enerji Ba-
kanlığı'nın yabancı sermayeyi teşvik et-
mesi gerekir'' diyor.
Benebedc'te Türk bayrağı
Mayıs sonlannda Almanya'nm Kiel
kentine bağlı Klein Benebeck kasaba-
sında yeni rüzgâr enerji parkının açılış
törenlerinde Türk bayrağının da dalga-
lanması dikkatleri çekti. Beş bin yerle-
şim ünitesinin bulunduğu kasabada rüz-
gâr enerjisi ile üretim. festival havasın-
da seyyar çadırlarda kutlanırken coşku
yaşandı. P & T Technology AG şirketi-
nin Yönetim Kurulu Başkanı Jeans Pe-
ter, yaptığı konuşmada, "Dünya enerji-
sinin yüzde alrmışının rüzgârdan oluş-
ması hedeflenhor. 5 yılda Türkiye'de 1-
2 müyar dolar yatınm vapmayi planla-
dık. f ürkhe'de 8 firma ile sözleşme ya-
pıldı. Kendi kaynağımız ile enerji ürete-
Ölüm taşıyan gemîlere hayır
ZEYNEPORAL
Bugün21 Haziran. Se-
nenin en uzun günü. Bu-
gün eylem günü! Haydi
Ralkın, kıpırdanın biraz!
Eyleme siz de katıluı! Is-
tanbul'a sahip çıkın!
Duymadınız mı. görme-
diniz mi? Bilmiyor mu-
sunuz? Istanbul Boğazı
tehdit altında.
Yalnız Boğaz mı? Is-
tanbul da tehdit altında
Yine karanhk bir sis çök-
tü kentimin üzerine. O\ -
nak fay hattmdan, dep-
rernden bin kat beter bir
tehlike! Bu kez tehlikeli
madde taşımacılığı Bo-
ğazlar'ı tehdit ediyorî
Gerilerden Tevfik Fikret'in sesini duyuyorum:
"Sarmış yine afakını..."
Onlü "Sis" şiirinde anlatıyordu Istanbul'u... Bu-
günün Türkçesiyle A. Kadir'in diliyle söylemeyi
yeğliyorum:
"Gene bir sis kaplamış ufuklannı, inatçı bir sisy'
gitgide büyü\en bir akkaranlık" (...) "Eyzulümler
meydanı. ey yaldızlı iükej dökrüğü kanla. çektirdiği
acıyla çalım satan!/ Ey gösterişin, şatafatın beşiği ve
mezarıV okiunı olası imrenilen kraliçesi Doğunun!/
Ey kanlı se> gileri, kılı kıpırdamadan/z«k ve safaya
susamtş bağnnda emziren!/ Ey Marmara'nın mavi
kucağmda ölünı uykusuna dalmış diri. ey köhne Bi-
zans, büyiicü kocakarı/ ey bin kocadan arta kalan el
değmemiş duL/ gene de giizel göriir, taptaze görür
seni/ gene de üstüne titrer sana bakan."
Bu gidişle Marmara'mn mavi kucağmdan yal-
nızca ölüm akacak.
Tehlikeli madde taşımacılığı Boğazlar'ı tehdit
ediyor. Tengiz-Novorossisk boru hattmın işletmeye
açılmasıyla petrol taşıyan tankerlerle artan trafik...
Her gün artan kaza riski... Bir de bunlara kimyasal
çöp, nükleer atık taşıyan gemiler eklenirse... Oysa
Boğaziçi yeryüzünde tek...
"Harekete geçmek içsı felaketin gerçekleşmesüıi
beklemek zorunda degUiz!" diye haykınyor Sivil
Toplum Örgütleri.
"Faciayıvaşamak istemiyorsak, öyte çogalaüm Id,
tüm dünya sesimizj duysun!" diyorlar.
"TehHkeB maddeleri Boğazlardan geçirtmeyefim!
Destek ohın, bu gnişimi engeUeyeUm" diyorlar.
"Unutmaynı, siz yoksanız, bir eksiğjz" diyerek
Doğa ile Banş Derneği ve yüzlerce (evet, yüzlerce)
Sivil Toplum Kuruluşurmn oluşturduğu Türkiye
Çevre Kozası Inisiyarifi herkesi eyleme çağınyor.
Bana da sizleri kışkırtmak, katılımınızı sağlamak
düşüyor.
Bugün (21 Haziran) saat 16.30'da ve pazar günü
(24 Haziran) saat 11 JO'da Istanbul Boğazı'nda yüz-
lerce tekneyle protesto gösterisi yapılacak. Tekne-
lerin toplanma yeri, Beylerbeyi koyu.
Evet, Isyan
Bir kayıga, bir takaya, bir motora atlayıp katılın
direnişe. \bk atlayaıruyorsanız, şişirin yüreğinizin
yelkenlerini, Boğaz kıyılanna vann. Protestoya sa-
hilden destek verin. Gdnül teknenizi, akıl tekneni-
zi, sağduyu teknenizi, çıkar
ilişkilerini ören ağlann, dö-
nen çarklann üzerine sürün.
Süriin kif
bu karanlık tehdit,
bu sis gerilesin!
"Elbet bir hainlik var seni
sevişjmde/ ey kanıma çakıl-
lar kanştıran isyaa saçları-
mabinküsur yalnı/Jığı takıp
girdigim şehre/ insan varfağı-
mızdan tuhaf tohumlar bı-
raksam—"
"E\<et isvan" diyordu ts-
met Özel "Kan Kalesi'' adlı
şiirinde. Varlıgınızdan şehre
bırakacağınız tohumlardan
biri de direnmek olabilir. Bir
direnişe destek vermek ola-
bilir.Bu kentin. tepki göste-
recek, tepkisini ortaya koya-
cak bireylere gereksinimi
var. Birey olmanın yolu da insanın yaşadığı kente
tohumlar ekmesiyle, kentte izler bırakmasıyla ke-
sişiyor. Dilerim Istanbul'daki tüm yerel yönetimler
de bu direnişe katılır. Bu kez. daha çok gelir elde
etmeye değil de kentin geleceğini güvence altına al-
maya yönelik seferber olurlar. Onlan seçen insan-
larla bütünleşirler. Daha doğrusu dilerim yaşamı
ciddiye alırlar.
" Yani öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamajV yet-
mişinde bile, mesela. ze>1in dikeceksin,/ hem de öy-
te çocuklara falan kaiır dive değil/ ölnıekten kork-
tuğun halde öiüme inanmadığın içiıu/ yaşamak, ya-
ni ağır basbğmdan," (Nâzım Hikmet)
Size Istanbul'u, Boğaz'ı dile getiren birbirinden
güzel şiirler sunmak yerine, direnişe çağırmayı yeğ-
ledim. Boğaz'ı. nükleer atıklara. kimyasal çöplere
terk etmeyin. Geçmelerine izin vermeyin. "Gcçit
yok" deyin.
Bugün -yılın bu en uzun gününde- ve pazar gö-
nü direnişe katılın. Direncin tohumu şiirden de ge-
çer. Bakarsınız o zaman aynen Can Yücel'in dedi-
ği gibi olur:
"Kardeşli*i mavişliği ûstünde denizin/ Bir yani
ışık, bir yani Istanbul..." olur.
cegiz. Ölçüm direkleri ile alr\apıya 15-
20 milyon markyaürdık" diye belirterek
"Almanya, İtaha. Polonya. Ispanya, Yu-
nanistan ve Uzakdogu ülkelerinde ahya-
pı için bir miryar dolar harcama yapıl-
dı. Türkiye'de de krize rağmen vatınmı
de\am ettiriyoruz" şeklinde konuştu.
Yeni Çernoblller yaşanmamalı
Bir dönemler rüzgâr enerjisine karşı
olunduğunu hatırlatan Jeans Peter.
"Çernobil'den insanlık ders alsın. Rüz-
gâr enerjisi ile yeni bir sayfa açınyor.
Bumumuzun 300-400 metre ötesinde ne
toz var, ne gürültü, ne kirlilik ne de atık
madde var. Rüzgâr enerjisi, çevre sorun-
larını ortadan kaldırılı\or. Düma artık
yeni yenılenebilir enerji kaynaklanna
yönelmektedir. Türkiye'nin sahil bandı,
rüzgâr enerji kaynaklan ile dolu. Bunu
değeriendirmek istiyoruz" dedi.
Almanya'da yasaklanıyor
Türkiye'de yatınm konusunda karar-
^Holduklannı vurgulayan Jacops Rüzgâr
Enerji Türbfn Fabrikası Genel Müdürü
Dr. Thomas Statter, Avrupa'da atom
nükleer santrallanna 15-20 yıl sonrası-
na yönelik yasaklar getirildiğini hatır-
latarak "Fransa ve tüm Avnıpa ülkeie-
ri için yenılenebilir enerji olan ülkeler-
den elektrik alma hesapian yapılıyor.
Enerji Bakanlığı bünvesinde enerji üst
kurulu oluşması ile Türkiye'ye enerji
sektöründe >aünm cazibesi sağlanabi-
lir. Türkiye'de yenüenebifir enerji gün-
deme getirilmeli. Çok zengin kaynakla-
nnız var. Enerji ithalatı önlenebilir. Tür-
kiye'nin A\Tupa Elektrik Birliği'ne üye
olması için Almany a da destek verecek"
diye konuştu.
Türkiye uyum sağlamalı
Türkiye'de 300 megavatlık bir yatı-
nm planladıklannı kaydeden Genel
Müdür Statter şöyle konuştu: "Plan-
lanan >atırun ile metropol kentier dı-
şında illerin enerjisi karşılanacak.
Düzce ilinde bir türbin fabrikası kurul-
ması için arsa alındı. Türkiye'de bü-
rokratik engeller aşılırsa beş >ılda 1200
megavatiık iş gercekleştirmev i amaçb-
yonız. Rüzgâr sanayii ile Türkiye üze-
rinden dünyaya açılmayı tasartıyonız.
Türkiye mal satan ülke değil. üretip
dünyaya açılmayı hedeflemeli. Rüzgâr
enerjisi politikamız buna göre oluşa-
cak. Türkiye'de üretim, montaj, servis
ekipleri. işçilik çok daha ucuz. Alman-
ya'da saati 90 DM, Türkiye'de ise 10-
15 DM. Alman firmalar yaünm konu-
sunda çok duyarlı. Önlerine engeller
çıkanlmazsa türkiye bir yatınm cen-
neri olabilir. Türk hükümeti de potan-
siyelini üst seviyede kullanmak için ça-
lışmalar yapmalı. Firmamızm hem or-
tağı hem de Türkiye koordinatörü,
Türkiye'de iş dünyası ile ortak yatmm-
lar için önümüzdeki ayiarda görüşme-
ler yapacak. Türkiye'de zorluklaria
karşılaşmazsak 30 bin megavat üze-
rinde enerji üretimi düşünülüyor. Tür-
kiye, Almanya'nm, Avrupa'nın enerji
üssü haline gelebilir."
Enerji seferberliği
Alman hükümetlerinin enerji sektö-
ründe yatınmlara büyük destek verdi-
ğini bildiren Almanya'da geniş yatınm
zincirinin hissedan (eski Ozmen aşire-
ti lideri) Şeyhmus Özmen, Türkiye'de
enerji seferberliğinin kaçınılmaz oldu-
ğunu. dışandan enerji ithalinin en kısa
sürede önlenmesi gerektiğini savundu.
Bir parklık üniteye 1.2 milyon dolar
yatınm yapıldığını söyleyen Özmen;
Almanya. Ispanya, ttalya, Polonya. Yu-
nanistan'da her gün yeni parklan üreti-
me başlattıklannı ifade ediyor. Kopen-
hag kriterlerine uygun bir enerji politi-
kası beklentisinde olduklannı dile geti-
ren Özmen, "Türkiye önümüzü açma-
u. Izinler için aylarca btkletilmemeli"
dedi.
AVRUPA'DAN
GURAY OZ
Bepjin'de Iktidar
Değişikliği
Almanya'daki federal sistemin renklerinden birisi
de bazı kentlerin kendi başlanna bir eyalet olmala-
rıdır. Berlin de bunlardan biri. Bir belediye başkanı
ve bir senato tarafından yönetılıyor. Belediye baş-
kanına da Hükümet Eden Belediye Başkanı de-
niyor. Ikinci Dünya Savaşı'nda nazizme son veren
ülkeler tarafından paylaşılmış kent, yine dörtlü itti-
fakın, ABD, ingittere, Fransa ve Sovyetler Birli-
ği'nin onayı ile paylaşılmışlıktan kurtuldu. Duvar yı-
kıldı; Doğu ile Batı birleşti. Müttefik kuvvetlerin as-
kerleri üslenni terk edip ülkelerine geri döndüler. Kı-
sa bir süre sonra da Hitler'in başkenti Berlin, yeni-
den Federal Almanya'nm başkenti oldu.
• • •
Tuhaf bir şehirdir Berlin. Bin yıl yaşayacağı iddia
edilen, ama insanlığa büyük acılar verdikten, milyon-
larca insanı katlettikten sonra yıkılan Hitler nazizmi-
nin kalesiydi bir zamanlar. Daha sonra bir yansı kırk
yıl boyunca sosyalist bir ülkenin başkenti oldu; di-
ğer yansı ise Batı'nın vitrini. Kırk yıl boyunca üret-
meden yaşayan bu vitrin, yoksul düşmüş öte yakay-
la birlikte, bırleşmeden sonra da, Doğu'daki fabri-
kalar hantal bulunup kapatıldığı için dış destekle ya-
şamaya devam etti. Ama iyi yaşadı doğrusu. Büyük
metropol havasını, gururunu hiç terk etmedi. Kohl
yönetimindeki CDU Berlin'de de SPD desteğiyle
iktidar oldu. O günlerin çok okunan hikâyesi, artık
yeni bir dünya düzeninin söz konusu olduğuna, sos-
yalizmin ebedi olarak tarih sahnesinden çekildiğine
dairdi.
Ama herkes öyle düşünmüyor besbelli.
•••
Birleşmeden, yani Demokratik Almanya'nm orta-
dan kalkmasından sonra yapılan seçimlerde D-
DR'deki iktidar partisi Sosyalist Biriik Partisi;
SED'nin devamı olan Demokratik Sosyalizm Par-
tisi; PDS, önemli ölçüde oy aldı, özellikle doğrudan
seçilen adaylarıyla federal meclise girmeyi başardı.
1998 seçimlerinde ise doğrudan seçilen adaylany-
la değil, barajı aşarak yeniden meclisi girdi.
Konumuz Berlin. Berlin'de kimi bölgelerde birin-
ci parti, genel olarak ise ikinci parti durumundaki
PDS, Berlin'in son on yılına damga vuran belediye
başkanının, artık alışılmış CDU skandallanndan bi-
hyle derin yara alan Eberhard Diepgen'in iktidar-
dan uzaklaştırılmasında da belirleyici rol oynadı.
Şimdi iktidarda, PDS destekli SPD-Yeşiller koalis-
yonu var. PDS'nin karizmatik liderterinden Gregor
Gysy ise bu yılın sonbahannda yapılması beklenen
seçimlerde Hükümet Eden Belediye Başkanı olmak
için seçimlere gireceğini açıklayıverdi. Kamuoyu
yoklamalan Gysy'ye büyük şans tanıyoriar.
Almanya'da küçük kıyamet ha koptu ha kopa-
cak.
TV programlannda sistemin çok "demokratik" sa-
vunuculan PDS'nin demokratik bir parti olmadığı,
Stalinci olduğu iddiaiarıyla peş peşe boy gösteriyor-
lar. Fena sıkıştınyorlar PDS'yi; "Hadisosyalist otma-
,dtğinı.açıkla,.hadi günahnçtkarl" diyebağınyorlalı
Tartışmalar Almanya'da "demokrasinin" sınırlan ol-
duğunu gösteriyor. Artık öyle anlaşılıyor ki, Alman-
ya'da serbest piyasa ekonomisi dışında bir sistemin
savunuculuğunu yapmak zordur. Bu baskıcı politik
hava PDS'yi zor durumda bırakıyor.
Oysa PDS geçmişiyle ipleri çoktan koparmış du-
rumda.
• • •
1998 genel seçimlerinde iktidan yitiren Hıristiyan
Demokrat Parti CDU arada, bazı yerel seçim zafer-
leri kazansa da artık eskisi gibi etkin bir parti olamı-
yor. Bir türlü yakasını kurtaramadığı yolsuzluklar ve
iktidan yitirmenin şaşkınlığı geçmiyor. Merkez ve
merkez sağdaki boşluk ise dünyadakı genel eğili-
me de uygun olarak hızla "sol" partiler tarafından
dolduruluyor. Sol partiler merkez partileri haline ge-
liyorlar. Sosyal Demokrat Parti SPD, merkeze doğ-
ru yürüdükçe, PDS de sosyal demokrasiye doğru
yürüyor. Bakalım bu yürüyüş nereye kadar devam
Sosyal demokrasi Berlin kalesine, yeşillerin or-
taklığı ve "fez//'1ann vazgeçilmez desteği ile bayra-
ğını dikti. Ama o bayrak. SPD yeni dünya düzeni sa-
vunuculuğuna soyunalı beri, pembe bile değil.
Peki, o "kızıllann" bayrağı hâlâ kızıl mı?
Avukat Murat Cano
Sezer'e koruma
için başvuru
tZ^rtR (Cumhuriyet
Ege Bürosu) -Türkiye'de,
baraj \e hidroelektrik
sanrral projelerinin plan-
lanması ve uygulanması
aşamalannda doğa-çevTe
ve kültürel mirası gözet-
meyen tutumun değiş-
mesi için, Cumhurbaşka-
nı Ahmet Necdet Se-
zer'den yardım istendi.
Istanbul Barosu üyesi
Avukat Murat Cano,
Cumhurbaşkanı Sezer'e
yaptığı başvuruda, koru-
manın sağlanabilmesi
için yeni bir 'kalkınma
modeli' geliştirmek ge-
rektiğini. bu amaçla da
özerk nitelikte kurumsal
bir örgütlenmeye gerek-
sinim olduğunu bildirdi.
Sezer'e gönderdiği ya-
zıda, kalkınma amaçlı
bayındırlık faaliyetlen-
nin. amacını aşan bir bi-
çimde çevre. biyolojik
çeşitlilik, yaban hayatı,
kültürel miras. dolayısıy-
la 'insan için bir yıkım
aracı' haline dönüşmesi
sürecinin artık durdurul-
masını isteyen Avukat
Cano. "Yann jaşanabüe-
cek bir dünyaya yada ce-
henneme' sahip olmak;
insanlığın, bugün bu ko-
nuda gösterecegi duyarfa-
lığa ve uluslararası toplu-
mun alabileceği önlemle-
re göre belirlenecektir"
dedi. Avukat Cano, Se-
zer'den ilgi göstermesini
isteyerek şu önerilere y-
er verdi:
Öneriler
"Konunamn sağlana-
bilmesi için "sürdürülebi-
lir" yeni bir 'kalkınma
modeli' geliştirmek gere-
kiyor. Devlet tarafından
geliştirilmesi gereken ye-
ni modelin planlanıp uy-
gulanmasuıda özerk nite-
likte kurumsal bir örgüt-
lenmeye gereksinim var-
dır. Bu kurumsal örgüt-
lenme; iigili devlet kuru-
hışlan ve bilim insanlan
ile kamusal nitelikte işlev
yüriiten ve bu konuda uz-
manlaşmış sivil toplum
örgütleritemsikilerinden
oluşturulmahdır. Kuru-
lun, kalkınma projeleri
ile Türkiye'nüı doğal ve
kültürel zenginliklerinin
korunması arasında uy-
gulanabilir dengeyi tayin
ve tespit etmesi için yasal
bir temele kavuşturulma-
sı kaçınılmazdır."