Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 HAZİRAN 2001 PERŞEMBE
OLAYLAR VE GORUŞLER olay.gorus@cumhuriyet.com.tr
Dünyadaki Ekonomik Bunalımlardan Bir Şey Öğrendik mi?
Do^Çr. Veysel ULUSOY
Konuya özellıkle dunva bunalımla-
n soylemı ıle başladım Çunku artık o
unlu, unlu olduğu kadar da her nasıl-
sa ekonomıstlerı kendı kabuğundan
çıkanp sankı her konuda konuşmala-
n gerekırmış gıbı bır hısse ıten kure-
selleşme denen olgunun va da ne ol-
duğu gerçekten bılınmeyen bır yapının
yaratnğı sanal bır guç var Tanımla-
malardan kendımı sıyırarak IMF, Dun-
ya Bankası va da açıkçası aynı amaç-
la kurulmuş bır holdınge bağlı şırket-
ler toplulugu dun\ a duzerunı her on
yıldabır\enıden_\orumla\ ıp ısımlen-
dırmış bulunmakta Hem de bu her on
yılda amaç \ e araçlannı bellı ulke grup-
lan çıkan çerçevesınde değıştırerek
Saygın ekonomıstlerden JosephStig-
ftz'm 17 Nban 2000tanhJı yazısı (The
New Republıc) kureselleşme ya da
obur adıyla sadece malı serbestı (l)
(fınansal lıberalızasyon) hakkında su-
recın ne olduğu va da daha açıkçası ne
olmadığını gozlere onune senyor Stıg-
lıtz yorumunda malı knzlenn kısa do-
nerrilı vur-kaç yontemuıe dayalı serma-
ye akımlarının &onucu oluştuğunu be-
İırtmektedır Turkıye ıçın yontemde
bır farklılık gorulmemektedır Yatın-
ma donuşmesı beklenen uzun donem-
lı sermaye hareketlen \enne "bugün
maö ürünlere yaonlan, \ann en yük-
sek getiriyi (vurguncııların etkisi ile)
sağla\an" kısa donemlı bır sermaye
akımı. Turk sermave pıyasasının
1980'lenn ortasından gununıuze kadar
olan surecınde aynı yolu ızlemıştır
Doğal olarak akla gelen soru, eko-
nomik bunahmı varatan olguların ba-
şında bu kısa donemlı sermave hare-
ketlerının gelıp gelmedıgıdır Neden-
sellığe tersınden bakalım Orneğın ka-
mu açıklannın ekonomik sorunların
çekırdeğınde yattığı sıkça her ekono-
mıst rarafından vurgulanır Fakat
1980'lerde Latın Amenka ulkelennde-
lcı bunalım ıle son v a da sondan bır on-
cekı Uzakdoğu *\sva bunalımının ka-
mu (butçe) açıklan alanında karşılaş-
ünlması gerçekten de bu \ urgu\ u doğ-
rulamamaktadır Çunku Latın Amen-
ka ulkelennın buyuk mıktarlardakı but-
çe açıklanna karşın obur grup ulkeler-
de bırakın açığı, ulkeyı belkı de stok
cennetıne donuştürecek mıktarda ser-
ma\ e ve butçe fazlası bulunmaktaydı
(2) Ama buradakı temel sorun, vur-
gunculann gaynmenkul pıyasasında
ovnadıklan kendılenne ozgu hareket-
lerın bır sonucuydu
Gelelım Turkıye'dekı malı bunalım
ya da Alan Metzler (Carnegıe Mellon
Unıversıtesı) ve Mark Allengıbı IMF
deneyımlı ekonomıstlenn bu konuda-
kı goruşlenne ABD'nın Cleveland
şehnnde katıldığım Ortabatı Ekonomik
Kurumu'nun (Mıdwest Economıc As-
socıatıon) 29 Mart ıle 1 Nısan 2001 ta-
nhlen arasında yapılan yıllık toplan-
tısındakı "Uhıslararası ParasaJ Orga-
nizasvonlann Geleceği Var mı?" konu-
lu panelde tartışma. başlıkta behrtılen
"getecek" yenne bunahmda bulunan ul-
kelere karşı "suçlamalar" çerçevesın-
de gelıştı Panelde bır polıtıka (k)ayı-
bı (3) olarak Turkıye'nın yorumu da
yapıldı IMF'nınpenceresınde Turkı-
ye'dekı bunalımlar polıtık bır yapı ıçer-
mekte, fakat yıne de ekonomik bağlam-
da basıt anlamıyla borç alma altşkan-
lığı çokuntusu olarak gorulmektedır
(llgınç bır tesaduf, aynı kelımelen or-
neğın Nıjerya'nın bugunlerde ıçıne
duşruğu borç batağı ıçın de gormekte
ve okumaktayız, Fınancıal Tımes, 9
Nısan 2001, sayfa 4, "Reportpointsto
faiüngindebtreliefinitiathe") Ozel-
lıkle Metzler' ın vurguladığı bırkaç ko-
nu. banka sıstemının etkın olmadığı
kısa surelı sermaye hareketlennın faz-
lalığı (malı vurgun, hareketlcnn bır
kanıtı olsa gerek), kısıtlanmış bır ban-
ka sıstemı gıbı gerçek ekonomik de-
ğerlerle bağdaşmayan, sadece davra-
nışsal ekonomik değışkenlen ıçıne al-
maktavdı Eğer bır ekonomı gerçekten
de bu değışkenlere bağlı ıse sorunu
söz konusu bağlıhğın nedenlerınde
aramak daha gerçekçı olur
Oyleyse yıneleyehm Dunyadakı
ekonomik bunalımlardan bır şey oğ-
rendık mı° Dıkkat edılırse "sonTnun
kaynağında bızım bır şey oğrenıp oğ-
renmedığımız gerçeğı yatmaktadır
IMF kendı deneyımlennın sentezını
doğal olarak dışan stzdumasa da yap-
maktadır Fakat deneyımlennın ne ka-
dar tutarsız ve cıddıyetsız olduğunun
yansımalan, venlen reçetelerde gorul-
mektedır Öylekı, Stıglıtz'ın sentezın-
de soz konusu reçetelerde değerlı IMF
ekonomıstlen tarafından bazen ulke
ısımlennın bıle değıştmlmesı dıkkatı-
nın gozden kaçınlarak başka ulkelere
ayrusının venldığı gerçeğı yatmakta-
dır (4) Hıçbır ulke bunahmda uzun
bır sure kalmamakta. fakat bunalım, et-
kısı ve derecesıne gore ekonomıyı uzun
bır dönem yıpratmaktadır Busurecın
uzunluğu ıse IMF dayatmalan olarak
da adlandırabılecek yaptırımların her
ekonomıyı gıttıkçe daha dennden et-
kılemesınde yatmaktadır Soz konusu
yaptınmlann arkasında da açık anla-
mıyla sermaye yoğunluğunun fazla ol-
duğu kalkınmış ulkelenn kalkınmak-
ta olan ulkeler aleyhıne gelışen pazar
arayışlan vardır Orneğın Turkıye'de Şe-
ker Kanunu'nun hızlı bır şekılde ulu-
sal etkenlenn bıle duşunulmesının fır-
satı yaratılmadan Meclısımızde geçı-
nlıp ABD şeker pazannı genışletme-
nın sonucu yaratılmıyorsa başka ne
olabılır sorusunun denn bır şekılde ır-
delenmesı gerekır Daha ılgınç olanı,
orneğın yıllardan ben Kuba'ya uygu-
lanan ekonomik yaptınmlara dayana-
rak ABD, şekerkamışından uretılen
çok kalıtelı şeken ıthal edıp ıç fıyatla-
n ucuzlatma amacı gütmemektedır
Aslında ulke yaranna yapılması gere-
ken tam da bu olmasa bıle, buna ya-
kın korumacılık tedbırlendır Yaru ta-
nmda korumacıhk özellıkle kalkın-
makta olan ülkelerde temel polıtıkalar-
dan bındır ve oyle de olmahdır Çun-
ku tarımda sunum (uretım) çok kısa bır
sürede gerçekleşmekte, tuketım ıse yıl
veyayıllarayayılmaktadır Dolayısıy-
la fıyatlann yaz aylannda duşmesı, bu
sunum fazlalığından gelmekte ve bır
dönem sonrası fıyatlar ıse sermaye sa-
hıbıne ekonomik dengelen bozan ye-
nı kazanç yollan açmaktadır
Gelelım çozumyollanna Kısado-
nemh çozum, bunahmdan (ne yazık kı)
parasal desteklerle çıkmak, uzun do-
nemlı çozüm ıse uretımın ve venmlı-
hğın uygun yatınm ve ışlıklendırme (ıs-
tıhdam) polıtıkalan ıle arttınlmasıdır
Ama parasal getınye alışkanlık Metz-
ler'ın de belırttığı gıbı sureklılık kaza-
nır ve ekonomıdekı uretımı azaltır
Ama aslında enflasyondan anndınl-
mış net faız oranlannın ekonomik bu-
yume oranından fazla gerçekleşmesı
bunu zonınlu kılar O zaman belkı de
parasal pıyasalan ve para pıyasası po-
lıtıkalannı çozum olarak sunan ekono-
mik yaklaşımlan sorgulamak gerek-
mektedır Bunu şımdılık yapmayalım,
çunku ne olursa olsun ekonomiktopar-
lanmanın ve bunahmdan çıkmanın te-
mel gostergesı olan uretım sevıyesını
arttırmak, arttırırken de venmlılığı
yukseltecek polıtıkalara ağırlık ver-
menm zamanıdır Ne tur polıtıkalar
uygulanacağı sorusunun yanıtı ıse bu-
nalımın kaynağı olan sermaye akımı-
nın hareketlılığını emeğe dayalı polı-
tık ve ekonomik yaklaşımlarîa denge-
lemekten geçmektedır Bunun prog-
ramını da herhalde ekonomıstlenn ure-
tım ekonomısı kapsamında tasarruf-ya-
tınm dengesı çerçevesınde oluştura-
caklan polıtıkalar ve uygulamalar be-
hrleyecektır Yoksa televızyon kanal-
lannda fızık kurallanna uyan, fakat
ekonomı ıle bağdaşmayan "serbest
atiş" teonsıne bağlı yaklaşımlar değıl
Ekonomik kalkınma ve çokuşte te-
mel etmenlerden bır tanesı, dış tıcaret
polıtıkası ve onun yapısal durumudur
Son 15 yıldan ben değışen ekonomik
koşullar çerçevesınde oluşturulan dış
tıcaret polıtıkalannın farkında değılız
(5) Aslındabupohnkalanoluşturacak
ve uygulayacak çok ıyı bır beyın gu-
cune sahıp olmamıza karşın bunu ba-
şaramıyoruz ya da o bevınlen ortaya
çıkarmaktan korkuyoruz Orneğın Tur-
kıye, Mıllı Eğıtım Bakanlığı'nın bun-
yesınde 1416 sayılı kanunla bılun ada-
mı yetıştırmek ıçın yurtdışına yuksek
lısans ve doktora eğıümıne gıden ve de-
yım yenndeyse ABD'nın saygın unı-
versıtelerınden mezun olmuş ıyı bır
kapasıteye sahıptır Fakat ne yazık kı
bu kapasıteyı ekonomik polıtıkalara
yon verebılecek bır kuruluşun ya da ka-
rar vencı bır yapılaşmanın ıçınde go-
remıyoruz Bu beymler gerçekten de
ağır bır sureçten geçıp mezun olmuş
\e ulke yaranna somuruhneye(') ha-
zır beklemektedırler \slında fazla bır
ısteklen de yok ınancındayım Sade-
ce kuruhnası gereklı hale gelen bır
ekonomik danışmanlık konseyı ya da
ısmı ne olursa olsun araştırma ve ka-
rar verme mekanızması surecını hız-
landırabılecek bır yapı ıçınde bulun-
mak ıstemektedırler (6) Bu ekono-
mıstlen. polıtıka uzmanlannı, bıyo-
loglan, bılgısayar muhendıslennı, kım-
yagerlen vb araştırmacılan ozumse-
yelım ve zamanımızı konuşarak
v enmsız geçınp kısırdongude kalmak-
tansa planlı bır şekılde bu duzeydekı
ınsan sermayesını uretım sektoru de bu-
luşturahm
Sonuç olarak bu bunahmdan da bır
şey oğreneceğımız fıknnde değılım
Çunku soz konusu sureçlerden polıtı-
kalar uretebılecek bır yapıyı kullana-
mıyoruz ve pohtıka oluşturmayı sade-
ce sıyası alan olarak algılıyoruz Şu-
nu ıyıce ozumseyelım Sermaye ıle be-
raber halkın, emeğın,rekabetortamın-
da kendı ayaklan uzennde durmasuıı
oğrenene kadar korunması gereken es-
nafın ve kuçuk ımalatçının sesıne ku-
lak vermeden kararlaştırılan ekono-
mik polıtıkalann başanlı olamayaca-
ğı bır ekonomik duzenın ışleme şansı
yoktur Bunu fark eden, fark etüğını ana-
lıtık olarak karar mekanızmalanna gos-
termek ısteyen nıce beyınlere, genç
beyınlere ses vermenın zamanıdır ar-
tık
(l)Saclett dnonım ı,unkulıbtralı:as\onkav-
ramının sınırlan serma\t baÇlamında ^ızılmış
olup emtgm en u\gun UL rt tınt buldu^u \ ere gl
Jememesı \tmucu ılesomnlandınlmıştır
<2ltlgtm,tır vıllurıtıham la/\(Foncest ıv 1WF
ionrusı \inmlılık ki}i başına ierma\e mıkları
bu\iime \e eğıtım \eu\ elenne baktığımi-da tren
dmptk değışmedıgım gormekle\ız (Bkz Horld
Economıc Outluok 9V \a\faH4 IMF'iaunla-
n)
(1) Sa\ ın Mustafa Balba) 'm o tştız vönlem-
lerını kulLınnıa amat ın \uk hurada
(4) Halbukı urlık hılgısaıarlar basıl htrşehl-
dehepvm bırden değışttrmehedır kısacu kop-
\ala u \api}tır ijlemınden sonra bul
fonksı\onunu<,ali}tmp sadece orneğın Arjantın
\trme Turkı\e vazmak \elerlı olataknr
(^) llgıh dı$ tııaret polıtıkalarım başka bır
ı azıda türtışmak daha ıı ı olurfikrwde\ ım
(b) Burada bahsedüen kışılerın geçmışın
prensler ı ka\ ramımn dışında turulmasını ozel
lıkle vurgulamak ıslerım
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
0 Odada Daha Çok Bekleriz!
Eskı kıtapları arada bır karıştırmak yararlıdır "Eskı"
derken yıllaronce basılmış olanlan demek ıstedım, yok-
sa "eskımemış", "eskımeyecek ' kıtaplar ayrı bır ko-
nudur Onlar her zaman yanı başımızdadır, dostları-
mızdır yol gosterıcmızdır
Tank Zafer Tunaya yı şu gunlerde yenıden okuyo-
rum Gazetelerde çıkan yazılarını Usta bır deneme-
cı, gerçek bır sanatçı da olan buyuk hukukçu Tuna-
ya nın guncellığını yıtırmeyen yazılarından soz etmek
ıstıyorum "Insan Densıyle Kaplı Anayasa", "Mede-
nıyetın Bekleme Odasında " vb
Hep o odada bekiıyoruz yıne
1
Yuzyıldır bekledığı-
mızgıbı
1
Neyı bekiıyoruz
1
Uygarolmayı, uygarlıktan pay
almayı, uygarlık dunyasına katılmayı
1
Beklemek bık-
tıncı olur Godot'yu bekleyenlerı bır duşunun, sonun-
da neyle karşılaştılar buyuk bır hıçlıkle, anlamsızlık-
la
Tunaya nıye hâlâ "bekleme odasında"olduğumu-
zu anlatırken Izzet Fuat Paşa nın bu konudakı soz-
lennı anımsatıyor
"Duş goren mılletler mutsuz mılletlerdır Müesse-
selenmıze, mekteplenmıze, Batı dayaşamış vatandaş-
lanmıza rağmen bız Asyalı, hayalcı kaldık Bedenen
olduğu kadar fıkren de tembel olup bu ıyı ve guzel
medenıyetten nasıl ve nıçın bu kadar uzak kaldığımı-
zı oğrenmek zahmetıne katlanmadık Duzeltınceye
kadar medenıyetın bekleme odasında kalacağız "
Yuzyıllık bır seruven' Batılı olmak Avrupalılar gıbı
uygar bır toplumda yaşamak1
Çogulculuğu, karşılıklı
saygıyı guvenı yerleştırmek1
Yonetım kadrolarına en
ıyı, en ustun en bılgılı en yurtsever ınsanlanmızı ge-
tırebılmek Oldu mu7
Demokrası dıye bır yalan yan-
lış karmaşa duzenı ya da duzensızlığı kurduk Oy ver-
meyı, bırtakım ınsanları 'lıder" dıye başımıza geçır-
meyı yararlı gorduk1
'Tekpartı' donemındekı yaşan-
tıyı ayıplarken hepsı bırbırının eşı partıler pohtıkacılar
yetıştırerek bekleme odasından kurtulup çağdaşlığı ya-
kalayacağımızı sandık1
Tek partı Meclıslerıne bır bakın seçılenler kendı
alanlarında gerçekten seçkın kımselerdı Gerçı onlar
da atamayla gelıyorlardı ama bellı nıtelıkler taşımak-
taydılar Şımdı ne oldu9
TBMM'ye gelenler yıne bır baş-
ka çeşıt atamayla gelmıyorlar mı? Eskıden tek şef var-
dı, şımdı şefler bır değıl beş değıl her partının hden
kı yıllar geçse değışmez bırer "şef'
Bu yuzden yonetım kadrolarına da yonetımlen de-
netleyecek kadrolara da yetersız yeteneksız ınsanlar
gelıyor Seyredın TBMM kursusunde yapılan konuş-
maları, ınsan utanıyor ınsan bızım ukemızın seçkın-
len, oy verdınlerek o yerlere getırdığımız temsılcılen-
mız bunlar mı dıye uzuluyor
Tunaya, krtabında Ipek mebusu Hafız ibrahım Efen-
di'yı ornek gosteımış Bu İbrahım Efendı "ahbırmec-
lıs olsa, aydın fıkırlı ınsanlar bır araya gelse Ülkeyı on-
lar yonetse"dıyeduşunurmuş Nasılsamılletvekılı se-
çılmış o zaman anlamış ışın ıç yuzunu'
"Efendıler bılırmısınız ne kadar bozuldum Bende-
nız o kadar buyudum o kadar terakkı ettım kı, adeta,
yırmı sene cancığer ahbaplanmı altımda karınca gı-
bı goruyorum O kadar buyudum kı, dokuz defa sad-
razamlığı ve bu mılletın kadennı elıne alan muhterem
yaşlı vezıre son derece ters bır muameleyapmayı va-
zıfe zannettım efendıler Bendenız, on kuruşa nıkâh
kıyarken, burada devletm anlaşmalarını ret veya ka-
bul edecek kadar ıktıdanm yok ıken
1
Uç senede altı
kabıne devırdım, elımı kaldırdıkça sadrazam yuvarla-
nıyordu '
Hafız İbrahım Efendı, bu sozlerı hem de Mechs kur-
susunde soylemış Nerde şımdı o yureklı açıksoz-
lu ne olduğunu olmadığını bılen İbrahım Efendıler
1
Evet bız daha uzun zaman medenıyetın bekleme
odasında pınekleyecegız Bu kafayla bu kafasızlıkla1
Çağdaşlaşmanın Kararlı Savunuculan...
Dr. ArHl N A M A L tst Um Tıp Fakûltesı Deontolojı ve Tıp Tarıhı
• k^yıl once^Çukurova Tıp Fakûltesı ça-
I
nsı alünda, tıp tanhçısı ve tıp etıkçısı kım-
hklennı de taşıyan Çukurova Unıversı-
tesı Dışhekımlığı Fakûltesı Dekanı Prof
Dr Öter Uzel'ın çabalanyla başlatılan
'Lokman Hekim Tıp Tarihi ve Folklorik Tıp
Günleri'nın ıkıncısı 23-26 Mayıs 2001 tanh-
len arasında Çukurova Tıp Fakûltesı ıle Çu-
kurova Kultur Sanat ve Eğıtım Vakfı'nın ış-
bırlığı ıle Tarsus'ta gerçekleştı
Prof Dr Uzel ve bıhmsel etkınlığın yûru-
tuculuğunu ustlenen Çukurova Unıversıtesı
Tıp Fakûltesı Deontolojı ve Tıp Tanhı Ana-
bıhm Dalı Oğretım Uyesı Yard Doç Dr Se-
lim Kadıoğiu, "Folklorik öp, modern übbı
oluşruran evrimleşme sürecinin erken aşama-
laruun. içgudusel übbın ve mistik tıbbın halk
befleğinde kalan izJeridir. Bu baJomdan omı' tı b-
bın yaşa>an tanhı' diyenitetemekoJanakhdır.
Bugıine kadar ne yaak Id sadece yüzde beşi
araşünbnış olan Türk halk übbu aslında çok
zengin bir übbi u> gulamalar koleksh onudur"
dıyorlar Bu araştırmalara hız venlmesı dıle-
ğı ıle de, haUc tıbbının soylence adı (efsane ıs-
mı) Lokman Hekim'ı hemşen kabul eden Çu-
kurova bolgesınde bu bıhmsel etkınhğı gele-
nekselleştırme yolunda kararlı adunlar atıyor-
lar Uç gûn ıçensınde 59 bılım adamının araş-
tırmalannı sunduğu, Azerbaycan, Kırgızıstan
ve Kuzey Kıbns Turk Çumhunyetf nden de
araştırmacılann katıldığı etkınlık son derece
canlı oturumlara sahne oldu Tanh yuklu Tar-
sus'un ınsanlan, kültur merkezlennde bılım,
külrür ve sanat ınsanlanna duyduklan saygı
ve sevgıyı, etkıleyıcı bır sıcaklıkla yansıttılar
Oturum aralannda etkınhğı destekleven
Tarsus Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği
uyelen ıle soyleşı (sohbet) olanağı buldum Ku-
rucu başkan emeklı ögretmen Perihan Gözen
on yıla j;akın sürdurdüğu gorevını, bu yıl ev
hanımıUlküYıhnaz'adevretmış Yuksekoğ-
renımdekı 60 Tarsuslu gence burs sağlamak
ıçın turlu gonüllu etkınlıkte çağdaş kadınlan-
mız el ele, gonul gonule çalışıyorlar Ilçele-
nndekı kulturel etkınhklen destekJeme konu-
sunda da son derece duyarhlar
Kultur Merkezı'nın Sergı Salonu'nda Tar-
sus Turgut Içgoren tlkoğretmen Okulu'nun
1 Kültur ve Sanat Şenlığı var Sergıye ılçe-
nın öbur ılkoğretım okullan da katılmış Ren-
gârenk elışlen ıle çeyız sandıklanndan çıka-
nlmış, bolge kadınlannın el becenlennın (hu-
nerlennın) tanhını yansıtan antıka değenn-
dekı parçalann yan yana duruşlan, guzellık-
ler uretmenın ınsanımızın hamurunda bulun-
duğunu çarpıcı bıçımde ortava koyuyor Bır
koşede SağlıklıKovuİlkogretim Okulu'nun
Okulungençyonetıcısı BülentVdmaz'ıçalış-
malan nedenıyle kutlarken sekız yıllık ılkoğ-
retımı bır koy okulunun yonetıcısı olarak na-
sıl değerlendırdığını soruyorum
U
1975'ler-
den beri sekiz yülıkeğitime geçişhararetle tar-
üşümışür. Sonunda bu karar alındı ve btz ye-
ni slstemc son derece iyi uvnm sağladık I^eş-
ke temel eğirim on iki \ila çıksa~ Çunku çok
zeki öğrencilerimiz var, ama bazüannı \eliieri
sekiz yıldan sonra okutmayacak. O>sa bu sü-
re on Ud yıla çıksa, bu çocuklar sonrasında ne
vapareder,kendi\oUannıacariar"dıyor Goş-
kulu, umutlu Olanaksızhklardan hıç soz et-
mıyor, yakınmıyor
Bılımsel etkınhğın uçuncu gunu, yorenın ta-
nhsel yerlennı tanıtan bır gezı ızlencesı (prog-
ramı) var Daha once bu yerlen görmuş ku-
çuk bır grup farklı bır rota ızhyor, o günu An-
takya'da geçınyoruz Sabah 09 3O'da Flatay Mu-
zesı'ndeyız Muze Haftası nedenıyle bır köy
ılköğrehm okulubütunsınıflanylamüzede Eş-
sız bır mozaık koleksıyonuna sahıp muzede
oğretmenler tek sıra yaptıklan sınıflanm or-
nek bır dısıphnle salonlardan geçınyor, onla-
ragüleryûzle, hevesle açıklamalaryapıyorlar
Bır öğretmenın ıkıncı sınıf oğrencılenne an-
lattıklannı dınhyorum "Annenizi, babanızı
da, başka şehirlerden gelen misafuierinizi de
getirin müzeye. Benim anlaraklanmı iyi din-
k\ipsizdeonlaraanlaOn"dıyor ögretmen Saç-
lan özenle taranmış kız oğrencıler, guneyın sı-
cağında formasvaltında şort-sandalet gıymış
erkek oğrencıler Hepsıne, evlat yetıştırme-
nın gururunu duyan annelennın ellennın se\-
gıyle değdığı, çekıduzen verdığı bellı Muze-
yı tıklım tıklım dolduran, genç nufusumuzun
sımgesı (sembolü) ılkoğretım oğrencılen, yaş-
lı nufuslan nedenıyle gıderek daha denn sos-
yal açmazlar ıçensıne duşen Batı ulkelennden
gehruş tunstlenn hayran bakışlan ıle karşıla-
şıyorlar Ozel ılkoğretım okullannda ıkı ço-
cuğu okumuş bır anne olarak duşunuyorum
Ozel okullarda yonetıcısınden oğretmenıne
kulağınız bıtmeyen yakınmalarla dolarken,
devlet okullanmızda, hem de koy okullan-
mızda yakınma değıl, çahşma var Olanaksız-
lık sözcuğunu dıle dolamadan, sorunlan ne ya-
pıp edıp aşan, kendısı ışık olan, yakınmayan,
çalışan oğretmenlenmıze bınlerce saygı, bın-
lerce sev gı
Kentın tanhsel yerlennı gezerken kalabalık
bır kadın grubu ıle karşılaşıyoruz Çonım
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği uyelen ol-
duğunu oğrenıyoruz Başkanlan, emekh ban-
kacı Handan Haboğhı Çorum'da 1995 yılm-
da faahyete geçırdıklen şube, bugun 80 Ço-
rumlu gencın yuksekoğrenun gıderlennı (mas-
raflannı) karşılamaya katkı sağhyor Çorum-
lu Çağdaş Yaşamcı hanımlar kentlennden yo-
la çıkıp Sıvas, Malatya, Adana, Urfa, Gazı-
antep ve Antakya'yı ıçuıe alan bır gezıdeler
Doğuyu tanımak, Doğu ınsanı ıle tanışmak ıs-
tıyorlar Esnafla. halkla soyleşerek dernekle-
nnın amacını ve etkınlıklennı anlatıyorlar
Anadolu ıçensınde çağdaşlaşmanın kararlı
savunuculan her yaş ve meslekten kadınlan-
mız, daha ılenlere koşan bır Turkıye'ye omuz
veren, bu uğurda engel tanımayan, bahanele-
resığınmayanko) oğretmenlenmız, genç nü-
fusumuzun sımgesı cı\ ıl cıvıl oğrencılenmız,
onlann yetışmelenne umut bağladıklan bellı
ana babalar, ıçımı umutla doldurdu Her tür-
lu zorluğun ustesmden gelecek ınsan bınkım-
hğı (hazınesı) var ülkemın
PENCERE
Güzel Dilimize Musallat Olan Bir 'Virüs'
Arslan KAYNARDAG
S
on yıllarda bıze bır şeyler oldu
Kımı toplantılarda, radyolarda, te-
le\ ızyonlarda ıkıde bır "E ee e_.w
,
"111 u," dıye konuşanlar çoğaldı
Sıyasetçılenmız boyle konuşuyor,
profesorlenmız boyle konuşuyor, kımı gaze-
tecılenmız boyle konuşuyor Konuşurkentum-
ce ıçınde gereğmden çok duraklayanlar, yu-
karda ışaret ettığım türden seslen uzatarak
yıneleyenJer çoğaldı "YTriis" gıbı yayılan bır
şey var ortalıkta Toplumsal kekemehk dıye-
bıleceğımız bu hastahk gıttıkçe daha çok çır-
kınleşen bır hal ahyor
Başka ülkelerde boyle bır şey olur mu dı-
>emerak ettım Radyolarda, televızyonlarda
oldukça sık dmleme firsatı bulduğum Fran-
sızcada rastlamadım Sordum soruşturdum,
ötekı Avnıpa dıllennde de bu tur çırkınlıkler-
le karşılaşan kımse çıkmadı
Güvendığım kımseler sozunu ettığım aca-
yıplığın Amenkan Ingılızcesı konuşanlarda
gorulduğunu soyledıler Dılrmıze musallat
olan "virüs" o kaynaktan çıkıp yayılıyor Çır-
kınlık herhalde onlara oykunmekle başlamış
olmadı
Turkçemızguzeldır Akılcıhgı, sozcuklenn
bırbınnı ahenk ıçınde ızlemesı ona başka gu-
zelhklerkatar Bunu >alnız bız belırtmıyoruz,
yabancılar da belırtıyorlar Ama araya gıren
"E e e e~", "111 L_" gıbı uzatılmış çırkın ve
anlamsız seslerle kesılerek konuşulacak olur-
sa guzellığını yıtınyor. bır kekemenm konuş-
ması gıbı rahatsız edıcı oluyor Son aylarda
sıkça karşılaştığım başka bır çırkınleşme ko-
nusundan daha soz etmek ıstıyorum
tt
Dahi" anlamındakı
u
de, da" eklen özel-
lıkle TRT kanallanndao kadar gelışıguzel ve
gereğmden çok kullanılıyor kı, bu savrukluk
dılın guzellığıne zarar \ erdığı gıbı, tumcenın
anlamını da bozuyor TRT'nın herhangı bır
haber bultenını bıraz dıkkatle dınleyın, buna
sız de tanık olacaksınız
"Dil", duşunce vapımızla, zevk yapımızla
yakından ılgılıdır Bu nedenle. yazarken ve ko-
nuşurken bıraz olsun dıkkat etmek gerekıyor
Yukarda değındığun çırkınhkler özellıkle ko-
nuşma eğıtımını ılgılendırmektedır
Çeşıtlı olumsuz etkıler altına gıren guzel dı-
hmıze bır de bu bakımdan kıymayalun, tep-
kı gosterelım
İnsan Değişir...
Oktay Akbal "Evet/Hayır" koşesınde, salı gu-
nu, geçmıştekı Ecevrt'ı yazdı
Ne dıyordu Ecevıt
"Bu duzen değışecek
Toprak ışleyenın su kullananın
Ne ezen ne ezılen I Hakça bır duzen."
Akbal anımsatıyor
"Bu seslen 1970'lerden duyargıbıoldunuzmu?..
Kımı zaman yaşam rüzgârian genlerden anılarge-
tınr Açarsınız o yıllann koleksıyonlannı bu güzel
sozlen kım soylemış, anlarsınız "
Doğrusunu ıstersenız, Oktay değınmese ele al-
mayacaktım, Bulent Ecevıt ıçın bır şey yazmak ıs-
temıyorum, ıçımden gelmıyor
Ecevıt "bu duzen değışecek" dıyordu.
Duzen Ecevıt'ı değıştırdı
Işın ozetı bu.
•
MeMh Cevdet'le kısa bır ingıltere gezımız var. Uçak
Londra'ya ındıkten sonra ayağımız toprağa bastı-
ğı an Anday dedı kı
- llhan burada 'pub' dıye bır şey varmış
- Sanınm
- Bır de Tumeri
Pub'da Irlanda vıskısıne talıp olduk, Turner ıçın
muzeye gıttık, kısa bır gezıde ınsan neye yoğun-
laşacağını bılmelı
Joseph M. W. Turner 19'uncu yuzyılın olağa-
nustu ressamlanndan bın, ınsanı çarpıyor, şallak mal-
lak oluyorsunuz resımlenne bakarken
Ancak ressamın uç donemı var Erken done-
mı.orta donemı, geç donemı..
Muzede resımlere bakarken aynmsamakta guç-
luk çekmıyorsunuz, sanatçı yaşamı boyunca za-
manla değışmış, donuşmuş, ışığı yakalamış, renk-
len saflaşmış, saydamlığa ulaşmış, doğadakı krt-
lelerruvalın ustunde sankı akıcılık kazanmış, bır mu-
cıze ızlenıyor..
•
Pekı yalnız sanatçı mı değışır?
Polıtıkacı da değışır.
Genelde ınsan değışır
Değışım doğanın yasasıdır
Adamın bın ıdamlık suç ışlemtş, ıçen atmışlar, yar-
gılamaya başlamışlar, savcı, ıddıaname, tanıklann
dınlenmesı, belgelerın toplanması, yazışmalar, sa-
vunma, karar, Yargıtay, bozma karan, yenı baştan
mahkeme, yenı karar, yıne Yargıtay, yıne bozma ka-
ran derken ış uzamış, aradan yırmı yıl geçmış
Sanık, tutuklu geçen surede, okuma yazma öğ-
renmış, kıtaplar devırmış, yaşamı algılamış, felse-
feye merak sarmış, yenı bır kışılık kazanmış, aydın-
lanmış, olgunlaşmış, yenı bır adam ortaya çıkmış,
ama, gel gor kı karar kesınleşmış, ınfaz gerçekle-
şecek.
Idam edıleceğı sabah darağacına göturulurken
suçlu soylenıyormuş
- Yanlış adamı asıyorsunuz
Savcı sormuş
- Neden?
- Ben yırmı yıl once tutukladığınız adam değı-
lım, başka bır ınsan var karşınızda
O bır başka ınsanı, ıpe çekmışler...
Hıç de ıyı etmemışler
1
. ^ i UKJ
Insan değışır '
Polıtıkacı da değışır; ama, bu değışım lyıye mı,
kotuye mı?
Olumluya mı? .
Olumsuza mı?..
Karar sızın
ANKARA GAYRtMENKUL SATIŞ
İCRA DAİRESt'NDEN
GAYRÎMENKUL AÇIK ARTTIRMA
İLANI
DosyaNo 2000/372
Satılmasına karar venlen gaynmenkulün cınsı, kıy-
metı, adedı, evsafı Ankara. Çankaya ılçesı, Çankaya
Mahallesı'nde, Şehıt Ersan Caddesı 20 kapı numarah
apartmanın bulunduğu yere rastlayan ve ımann 4950
ada 2 parselını teşkıl eden 1015 nv2 mıktanndakı kâgır
apartmanm 27/320 arsa paylı zemın kat 4 numaralı, 4
oda, salon ve muştemılatından ıbaret 190 m2 kullanım
alanlı mesken \asıflı taşınmaz, bu" borç nedenıyle açık
arttınna suretıyle satıiacaktır Genış evsafı dosyada
mevcut bılırkışı raporunda açıklanmıştır Takdır edılen
kıymetı 40 000 000 000 - TL, yuzde 18 KDV ahcıya
aıttır Sabş şaröan:
1- Satış, 6/8/2001 gunu saat 14 10'dan 14 20'ye ka-
dar Ankara Adlıyesı Mezat Salonu'nda açık arttırma
suretıyle yapılacaktır Bu arttırmada tahnun edılen kıy-
metın yuzde 75'ını ve ruçhanlı alacaklılar varsa alacak-
lan mecmuunu ve satış masraflannı geçmek şartı ıle
ıhale olunur Boyle bır bedelle alıcı çıkmazsa, en çok
arttıranın taahhüdu bakı kalmak şartıyla 16/8/2001 gu-
nu aynı yerde ve saatlerde ıkıncı arttınnaya çıkanlacak-
tır Bu arttırmada da bu mıktar elde edılememışse gay-
nmenkul en çok arttıranın taahhüdu saklı kalmak uze-
re arttırma ılanında gösterılen müddet sonunda en çok
arttırana ıhale edılecekhr Şu kadar kı arttırma bedelı-
nm malın tahmın edılen kıymetının yuzde 40'mı bul-
ması ve satış ısteyenın alacağına ruçhanı olan alacakla-
nn toplamından fazla olması ve bundan başka paraya
çevırme ve paylaştırma masraflannı geçmesı lazuncür
Boyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebı duşecek-
tır
2- Arttırmaya ıştırak edeceldenn, tahmın edılen kıy-
metın yuzde 20'sı mspetınde pey akcesı veya bu mıktar
kadar mıllı bır bankanın temınat mektubunu vermelerı
lazundır Sabş, peşın para ıledır, ahcı ıstedığınde 20 gû-
nu geçmemek uzere mehıl venlebılır Tellalıye resmı,
ıhale pulu, 1/2 tapu harcı ve masraflan ahcıya aıttır Bı-
nkmış vergıler sabş bedelınden ödenır
3- Ipotek sahıbı alacaklılarla dığer ılgılılenn (*) bu
gaynmenkul uzenndekı haklannı hususıyle faız ve
masrafa daır olan ıddıalarmı dayanağı belgeler ıle on
beş gun ıçuıde daıremıze bıldırmelen lazundır Aksı
takdırde haklan tapu sıcılı ıle sabıt olmadıkça paylaş-
madan hanç bırakılacaklardır
4- Ihaleye katılıp daha sonra ıhale bedelını yatırma-
mak suretıyle ıhalenın feshıne sebep olan tum ahcılar
ve kefıllen, teklıf etbklerı bedel ıle son ıhale bedelı ara-
sındakı farktan ve dığer zararlardan \e aynca temerrut
faızınden müteselsılen mesul olacaklardır Ihale farkı
ve temerrut faızı aynca hukme hacet kalmaksızın da-
ıremızce tahsıl olunacak, bu fark, varsa oncelıkle temı-
nat bedelınden alınacaktır
5- Şartname, ılan tanhınden ıtıbaren herkesın göre-
bılmesı ıçın daırede açık olup masrafı venldığı takdır-
de ısteyen ahcıya bır orneğı gondenlebılır
6- Satışa ıştırak edenlenn şartnameyı gormuş ve
munderecatını kabul etmış sayılacaklan, başkaca bılgı
almak ısteyenlenn 2000/372 sayıh dosya numarasıyla
mudürluğumuze başvurmalan ılan olunur 6/6/2001
(*) llgılıler tabume ırtıfak hakkı sahıplen de dahıl-
dır Basın 35481