10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 HAZİRAN 2001 ÇARŞAMBA HABERLER Partilerarası Uzlaşma Komisyonu, dün cumhurbaşkanının yetkilerini değerlendirdi ANAP'tan 'DDK kak hı-uW önerisi TÜSÎAD'dan destek HaberMerkezi-TÜSİAD, Partiierarası Uz- laşma Komisyonu tarafindan hazırlanan 37 maddelik anayasa degişikliği paketine destek verdi. TÜSlAD Yüksek tstişare Kurulu Baş- kanı Muharrem Kayban, komisyonun hazır- ladığı paketin 'alkışjaııınaya değer' olduğunu belirterek "Umanziklerier bu aUasJanmızı bo- şa çıkarmaz'' diye konuştu. TÜSlAD Yüksek Istişare Konseyi'nin top- lantısındabirkonuşma yapan Muharrem Kay- han, Partilerarasj Uzlaşma Komisyonu'nun hazırladığı anayasa degişikliği paketine de de- ğindi. Kayhan, komisyonun eksikleri olsa da alkışlanmaya değer b i r anayasa degişikliği teklifi hazırladığını belirterek "Umanzlider- ler bu alkışlanmızı boşa çıkarmaz" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Partilerarası Uzlaşma Komisyonu, cumhurbaşkanının görev ve yetkilerine ilişkin ana- yasa değişikliklerini değerlen- dirdi. TBMM Başkanvekili ve Komisyon Başkanı ANAP'lı Nejat Arseven, Devlet Denetle- me Kurulu "nun (DDK) kaldı- nlmasını, FP'li üyeler de Yük- sek Askeri Şûra (YAŞ) kararla- nna yargı yolunun açılmasını önerdiler. Partilerarası Uzlaşma Komis- yonu, dün TBMM Başkanveki- li Nejat Arseven başkanhğmda toplandı. Toplantıda, 37 mad- delik anayasa degişikliği pake- ti içinde yer almayan anayasa- nın cumhurbaşkanının yetkile- • Partilerarası Uzlaşma Komisyonu Başkanı Arseven, DDK'nin kaldınlmasını önerirken bu gibi kurumlann başkanlık sisteminde yer aldığını öne sürdü. Komisyonun FP'li üyeleri de YAŞ kararlanna yargı yolunun açılmasını istedi. ri ile Yükseköğretim Kurulu ler, cumhurbaşkanının yetkile- rini sınırlamaya yönelik bu dü- zenlemenin Radyo ve Televiz- yon Yasası'nın vetosunun ar- dından yapılmasının yanlış yo- (YÖK) ve yargı bağımsızhğına ilişkin maddeleri ele alındı. 'Zamanlama' uyansı Bu maddelerin aynntılı çalış- ma gerektiren maddeler olması nedeniyle 'aceleyegetirilmenıe- si' benimsenirken cumhurbaş- kanının iki kez seçilmesine ola- nak sağlanmasmın, bu maka- mın siyasilerin etkisi altına gir- mesi sonucunu doğuracağı en- dişesi dile getirildi. Bazı üye- rumlara yol açabileceğini be- lirttiler. Kararçıkmadı Komisyon Başkanı Arseven, DDK'nin kaldınlmasını önerir- ken bu gibi kurumlann yetki- nin yanı sıra sorumluluğun da olduğu başkanlık sistemlerinde DENtZ BAYKAL: CHP kumltayı 'milat' olacak • CHP lideri Baykal, partisinin, iktidar hazırlığını ve iddiasını scrgileyeceği bir kurultaya doğru gittiğini söyledi. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu)-CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, 30 Haziran-1 Temmuz 2001 tarihlerinde gerçekleştiri- lecek 29. olağan kurul- tay'ın. CHP'nin iktidar hazırlığını ve iktidar id- diasını sergileyeceği bir kurultay olacağını söyle- di. Türkiye'nin çözüm bekleyen her sorununa iddıayla hazırlandıklannı belirten Baykal, "Türki- ye'nin 21. yüzyıla hazır tek siyaset kurumu CHP'dir" dedi. Baykal'ın, partisinin 10 gün sonra gerçekleşti- rilecek olağan kurultayı- na, Türkiye'ye dönük projeleri ve iddialan doğ- rultusunda büyük önem verdiği ve kurultayı bu bağlamda değerlendirdi- ği öğrenildi. Baykal, par- ti içi değerlendirmelerde, daha iyi bir parti ve daha iyi bir Türkiye için bu ku- rultayın "milat" olacağı- nı söyledi. Türkiye'de son 15 yıl- dır, sağlıksız finansman politikalanyla yanlış bir ekonomi politikasının te- mellerinin oluşturuldu- ğunu, hayali ihracatlarla başlayan bir yolsuzluklar dönemine gırildiğini ve yanlış ekonomi yöneti- mine ve yolsuzluğa daya- Iı bu politikalann, yasadı- şı fiili güç odaklannm çe- teleşme ve mafyalaşma sürecinin kapısını açtığı- nı kaydeden Baykal, si- yasetin bu 3 durumun lıem sebebi hem de bir parçası olduğuna dikkat çekti. Baykal, CHP'nin Türkiye'de siyaset anla- yışuıı değiştireceğini, si- yaseti profesyonel siya- setçilerin kendi yaran için yaptıkları bir uğraş olmaktan kurtararak ül- keyi geliştirme arayışı haline dönüştürecekleri- ni vurguladı. Baykal "Türkiye'de doğru siya- set anlayışına gereksinim var" diye konuştu. İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN BİZİM emtım mnm, Milletvekillerinden seçim bölgelerine giderek yaptıklannı anlatmalannı istedi Rahşan Ecevit'ten seçim hazırhğı eğftbni ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Bülent Ecevit ile DSP Genel Başkan Yardımcısı Rah- şan Ecevit, DSP milletvekilleri ile eşlerini, evlerinde gruplar halinde kabul etmeyi sürdürü- yor. Başbakan Bülent Ecevit dün kendilerini ziyaret eden milletvekillerine, "Köylere gi- din, seçim bölgelerinize gidin, yaptıklarımızı anlatın. Halkm ra- hatsız olduğu konular, şikâyetleri olabilir anıa yapılan birçok olumlu iş de var" dedi. Rahşan Ecevit, "Son seçimlerde sandıklarda bazı sıkınülar yaşadık. Bu nedenle tedbir alınmalı, partilileri bu konuda eğit- meliyiz" görüşünü dile getirdi. Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz, DSP Bursa Milletvekili Orhan O- cak, Izmir Milletvekili Burhan Bı- çakçıoğlu, Ankara Milletvekili Tay- funtçli ile Mardin Milletvekili Mus- tafa Kemal Tuğmener eşleriyle bir- likte dün öğle saatlerinde Ecevitler'i ziyaret ettiler. FP'nin kapanma olasılığı Görüşmede FP'nin kapatılması ve partilerin milletvekili sayısının de- ğişmesi olasılığı gündeme gelince Başbakan Ecevit'in "Hükümet pro- tokolüne göre, sandah/e sayılarında- ki değişiklik hükümerin yapısını et- kilemez" dediği öğrenildi. Ecevit. milletvekillerinden tatilde seçim bölgelerine giderek yaptıklannı an- latmalannı da istedi. Hükümetin alternatifı yok' Rahşan Ecevit'in "Bülent Bey'den duyduğum kadanyla bu hükümerin bir alternatifî de yok" dediği görüş- mede, dört yıldan önce seçimin gün- deme gelemeyeceği değerlendirme- lerinin yapıldığı da belirtildi. Rahşan Ecevit'in "Çok yakında seçim görünmüyor. Ama önceden hazırianmakgerekli. Son seçimlerde sandık başlannda sıkıntılarımız ol- du. Şimdiden tedbir almah, partüi- leri eğitmelry iz. Bu konuda bir kitap- çık hazuiayacağız" dediği aktanldı. yer aldığını söyledi. FP'li üye- ler de YAŞ kararlanna karşı yargı yolunun açılmasını iste- diler. Ancak, bu öneriler konu- sunda bir karara vanlmadı. Yeni döneme kalabilir Yapılan değerlendirmelerin ardından bu konularda aynntılı bir çalışma yapılması, önceli- ğin de daha önce kamuoyuna açıklanan 37 maddelik değişik- lik paketine verilmesi ve bunun Meclis tatile girmeden önce gö- rüşülmesi için girişimlerde bu- lunulması karan alındı. Komis- yonun, yann yeniden toplanma- sı beklenirken çalışmalann ye- ni yasama dönemine kalabile- ceği belirtildi. Bahceliden geri adım MHP'den anayasaya destek ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - MHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeü. partisinin anayasa de- gişikliği konusunda önderlik yaptığını belirterek paketin partilerin yetkili kurullannda bir an önce ele alınaraktamam- lanması gerektiğini söyledi. TÜSÎAD'a da yanıt veren Bah- çeli, "MHP, hiçbirzaman ne içi boş bir değişimi erdem ve ideal olarak görmüş ne de gerçekleri yok farz eden bir anlayısı be- nimsemiştir'' diye konuştu. MHP lideri Devlet Bahçeli, dün partisinin grup toplanösın- da anayasa degişikliği çahşma- lannı değerlendirdi. MHP'ye yöneltilen eleştirilere tepki gös- teren Bahçeli, Türkiye'nin bir- liği ve dirliği ile demokratik- leşme sürecinin birbirinin kar- şıtı olmadığını söyledi. Bahçe- li, "Her iki konuda daaynıan- da ve şekflde duyarfc ve kararh otmakzorundadır. Bu temd ba- kışaçısuun alternatiıi, hjçbir şe- kilde nüUetsiz ve Türkiyesiz içi boş bir dernokratikteşınesöyie- mi olamaz. MHP'yi böyie bir anlayışı reddettiğiiçm ekştiren- fer, ashnda ülkemizin biriik ve dirngini önemsemeyenler, ön- yargdannm esiri olaniar ya da çarpık siyaset projekrinden medet umanlardan başkalan değödir" dedi. Türkiye'nin anayasal tarihin- de ilk kez çok ciddi ve demok- ratik bir anayasa degişikliği aşamasına geldiğini kaydeden Bahçeli, yüz yılı aşan bir za- mandır anayasasını, yanm yüz- yıla aşkın bir süredir de demok- ratık işleyişini sürekli tartışan Türkiye'nin bugün önemh" bir uzlaşma şansı yakaladığını söyledi. Bahçeli, ^füceMeefa, inşallah nıakul bir süre içinde yeni bir tarihibaşamadahaim- za atacakör" dedi. Bahçeli, üzerinde anlaşma sağlanan metnin devlet- toplum Uişkile- rini demokratik esaslar çerçe- vesinde yeniden biçimlendire- cek bir dönüşümü ifade ettiği- ni vurguladı. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] FP lideri Recai Kutan'la Anaya- sa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin bir sempozyumda karşı- laşmışlardı. Dünkü gazetelerde yer alan bu karşılaşmanın fotoğra- fı ilginç bir kompozisyon oluşturu- yordu. Kutan'la Bumin'inarasında da bir havacı general duruyordu ve sohbet sürüyordu. Dünkü gazetelere yansıdığına göre, Fazilet Partisi'nin kapatılma- ması için parti liderleri bir çözüm yolu arıyorlardı. Bu nedenle parti kapatmayı zorlaştıran bazı deği- şikliklerin bir an önce yapılmasını istiyorlardı. Parti liderleri anayasa- da yapılacak degişikliklerin önce- likle bu maddelerde olması yönün- de bir egilim içindeydiler. Başbakan Bülent Ecevit'in Gö- teborg'da bu kdnu gündeme gel- diğinde böyle bir kapatmanın işle- ri zorlaştıracağını söylediği gazete- lere yansıdı. Bütün bu tabloya ba- karsak, siyasi açıdan Fazilet Par- tisi'nin bugünkü koşullarda kapa- tılmasının pek hayırlı olmadığı dü- şüncesi Ankara'nın acil gündemi Fazilet Partisi Açmazı olarak öne çıkmıştı. • • • v Türkiye, son yıllarda sürekli ka- patılan ve onların yerine açılan par- tılerle bir parti mezarlığına dönüştü. Bir siyasi akımdan söz ederken par- tinin ismini bile söylemekte zorluk çekiyoruz. Örneğin Fazilet gelene- ği; bunlar önce Milli Nizam Partisi, ondan sonra Milli Selamet Partisi, Refah Partisi isimleriyle anıldılar. Tam birini söylemeye yeni alıştığı- mız an o parti kapatıldı, yerine ye- nisi kuruldu. Aynı şeyi HADEP'liler için de söy- leyebiliriz. HER DEP gibi isimler de bu partililerin eski partileriydi. Kapa- tılan sosyalist partilerin sayısını bi- le hatırlamakta zorluk çekiyoruz. Aslında anayasada, "Kapatılan bir partinin yerine yenisi kurulamaz" hükmü hayatın gerçeklerine aykırı. Çünkü Türkiye'de siyaset bir gele- nek işi. Bu nedenle kapatılan parti- lerin yerine, yine o partinin taraftar ve yöneticileri tarafindan yenileri ku- ruluyor. Bu arada, parti liderleri si- yaset dışı kalıyorlar. Ancak, yasak- lanan kişi o siyasi geleneğin lideri olunca, o kişinin yeni kurulan parti üzerindeki otoritesi de doğal olarak sürüyor. • • • Şu anda en çelişmeli durumu ya- şıyoruz. Bir yandan şeriat tehdidi- nin hâlâ öncelikli tehditler içinde ol- duğu Genelkurmay ve MGK tarafin- dan açıklanıyor. Türban yasağından imam hatiplerin sınıriandırıtmasına kadar birçok uygulama yaygınlaşa- rak sürdürülüyor. Ancak, yaşamın bir başka garip cilvesi Fazilet Parti- si'nin kapatılması korkusu ise siya- setten ekonomiye bütün çevreleri etkisi altına alıyor. Türkiye böylesine bir gariplikler ülkesi. Eğer şeriat öncelikli tehdit- se ve FP, Anayasa Mahkemesi ta- rafindan bu açıdan kapatılacak öl- çüde tehlikeli ise bunun siyasi ve ekonomik yaşamı olumlu yönde et- kilemesi gerekir. Gelin görün ki, bir yandan şeriatın asıl tehlike olduğu sürekli vurgulanıyor, bir yandan da belli ki, siyasi çevreler bu partinin kapatılmasını istemiyorlar. Bunun Türkiye'nin bugünkü kritik duruma olumsuz bir etki yapacağına inanı- yorlar. Refah Partisi kapatıldığında da bu kapatmanın siyasi açıdan yanlış ol- duğunu yazmıştım. Türkiye'deki 12 Eylül düzeninin ürünü olan parti ka- patma anlayışına karşı ofduğumu belirtmiştim. Anayasa Mahkemesi tabii ki hu- kuki birincelemeyapıyor. Onlarhu- kuki bir karara varacaklar. Ancak, anayasada siyasi partilere yönelik yargılama ve denetleme anlayışı hu- kukun en temel ilkelerine aykırı. Za- ten 12 Eylül anayasası bir askeri darbe anayasası. Bu anayasanın temel mantığı yasak ve otorite üze- rine kurulu. Bugüne kadar partiler kapatılır- ken siyaset erbabı pek aldırmıyor- du. Şimdi telaş içindeler. Ancak, ar- tık bu sistemin değişmesi gereki- yor. Vehimler ve korkular üzerine değil gerçekler üzerine inşa edilmiş bir sisteme geçmek gerekiyor. 1982 darbe anayasasını orasından bura- sından düzeltmek mümkün değil. Bu sistemin ne ekonomiye ne de siyasete yaradığı şimdi daha iyi or- taya çıkıyor. • • • Not: Mızrap Ateş'in kesilen aya- ğına yapılacak protez konusunda Kocaeli Tabip Odası Başkanı Akın Yazıcı bir açıklamayolladı: "Adı ge- çen tutuklu, protezinin uygulanabil- mesi için cezaevi hekimlerince dev- let hastanesine sevk edilmiş, ancak hastanede protez laboratuvan ol- madığından gerekli işlem yapılama- mıştır. Bu uygulamanın yapılabilme- si için Istanbul önerildiğinden ceza- evi hekimliğince gerekli başvuru ya- pılmış ve işlemin tamamlanabilme- si için sonuç beklenmektedir." Adalet Bakanlığı'nın ilgisine... GLOBAI^OIİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU 'En Önemlisi Halka Dogruları Söylemektir' (Kemal Derviş) "Büyük bir başanyla" gerçekleştirilen "Swap/Ta- kas" operasyonundan sonra Sayın Derviş, bankala- ra "sorumlu davrandıklan ve ekonominin uzun vadeli dengesini düşünerek teklif verdikleri için" teşekkür etmiş. İlginç! Demek ki, işin içine "sorumlu- luk" gibi, ahlaki kaygılar girmiş, karar verme süreci pi- yasa kurallannın dışına çekilerek siyasileştirilmiş. Ne ki, siyasi iradeyle yapılan bir borç düzenleme ıştemi- ne konsolidasyon denir. Bu sıradan bir spekülatif, pi- yasa işlemi olan, salt ekonomik kaygılarla gerçekleş- tirilen takas'tan farklıdır. Bu bağlamda düşünürken aklıma Sayın Derviş'in önce "En önemlisi halka doğ- rulan söylemektir", sonra da "Bugünü kurtarmak için yanm dinamitleyemeyiz" ifadeleri geldi. Acaba geleceği kimler dinamitliyor? Sayın Derviş başlangıçta, piyasanın acil gereksi- nimlerine, günlük sorunlanna cevap vermemekle eleş- tiriliyordu. Halbuki o son derece acil bir soruna eğil- mişii, Türkiye'nin borçlannı ödeyemez hale gelerek if- las etmesini engellemeye çalışıyordu. Ancak, Sayın Derviş'in Türkiye'den alacağı olan, uluslararası piya- salann acil gereksinimlerine cevap vermeye çabalar- ken devreye soktuğu bir seri uygulama, ülkenin sos- yoekonomik yapısında önemli fay hatları oluşturma- ya, böylece de bugünü kurtarmak adına geleceği dinamitiemeye başladı. Sayın Derviş'in Meclis'ten geçmesini istediği yasalar, Türkiye'nin "reyt/ng"ini art- tırmaya yönelik ama, bu sırada ekonomi daralıyor, iş- sizlik hızla büyüyor, işini henüz kaybetmemiş olaniar yoksullaşıyor, işletmelerin mali yapıları giderek zayıf- lıyordu. Geçen günlerde kimi bilim insanlannın dile ge- tirdiği gibi, sosyo-kültürel yapılan açısından böyle bir şoka alışık olmayan beyaz yakalılar arasında, ani kit- lesel işsizlik ve hızlı yoksullaşma, siyasal Islam'a, şo- ven-otoriter bir milliyetçiliğe eğilimli son derecede patlayıcı siyasi kültürel dinamikleri harekete geçirebi- lirdi. Diğer taraftan, tütün, buğday ve şekerpancan sek- törlerinde gündeme gelen uygulamalar, bu sektörler- de dünya piyasalarına, dolayısıyla döviz oranlarına duyariığın artmasına paralel oluşacak bir yıkımın et- kisiyle, kırdan kente hızlı bir göç dalgasının koşulları- nı hazırlıyordu. Kente gelecek olanları ise (Derviş'in gündeminde üretimi, istihdamı arttırmaya öncelik ve- ren bir program olmadığından) yeni iş olanaklan, ye- teıii birtoplumsal güvenlik altyapısı değil, zaten tava- na çarpmış bir işsizlik beklıyor olacaktı. Yasemin Çongar'ın pazartesi yazısında değındiğı kımı "Was- hıngton çevrelerine", "Felaketönlenebılecekmi" so- rusunu sorduran, işte bu oluşmaya başlayan fay hat- lannın yakın bir gelecekte büyük bir sarsıntıyla kınl- ma olasılığıdır. Dinamite fünye Şimdi, IMF'nin ve Dünya Bankası'nın tecrübeli uz- manı Sayın Derviş'in, bu can simidi konsolidasyon iş- lemini, neden daha önce, kriz patlak verir vermez gündeme getirmeyi akıl edemediğini; daha sonra na- sıl, hangi esinle aniden keşfettiklerini sormayı boş ve- rip konsolidasyonun olası etkilerine bakalım. Konso- lidasyon, Hazıne'nin kısa dönemli TL borçlannı uzun dönemli dolar borcuna çevirdi; batan tüketici kredi- leri, durgunluktan dönüşü zora giren diğer krediler sayılmaz ise bankalar sisteminin bilançolannı da bi- raz makyajladı. Bu kısa dönemli rahatlama operas- yonu yapılırken de Hazine'nin, yeni oluşan dolar yü- kümlülügünün karşılanmasına olanak sağlayacak do- larlan 3-5 yıl içinde kazanabileceği varsayıldı. Bu varsayımın gerçekleşmesi için, hızla enflasyo- nun düşürulmesi, durgunluktan çıkılması, istikrarlı ve güçlü bir büyüme ortamına girilmesi gerekiyor. Öy- leyse, ekonominin üretmesi, üretmenin değerlenme- si için iç tüketimin ve ihracatın artması, diğer bir de- yişle halkın cebine para girmesi, ihracatçının da dış piyasalarda rekabet gücünü koruyacak bir döviz ku- ruyla çalışması gerekiyor. Peki, ortada, önümüzdekı 3-5 yıl içinde Türkiye'de üretımin, yatınmlann, tüketi- cinin alım gücünün artacağını, enflasyonun hızla dü- şeceğini, döviz kurunun ıhracatçıdan yana bir eğilim içinde olacağını gösteren bir uygulama, plan, prog- ram var mı? Aksine, konsolidasyon önce Hazine açısından bir kur, bankalar açrsından da bir vade farkı riski yarattı. Ercan Kumcu'nun ışaret ertiği gibi, "TL üzerinden spekülasyon olanaklan daha da genişletilmiş" Kuriann yükselmesi devlet (ve de ihracatçı E.Y.) ha- riç herkesin çıkanna olmuştur." Bu gelişme uluslara- rası fonlann spekülasyon yoluyla döviz kurunu etki- leyebilme gücünü daha da arttırdığından, bu fonları kullanabilen ülke karşısında Tünkiye'nin direncini iyi- ce zayıflatmıştır. Böylece Türkiye'nin özgür karar ver- me sürecine en az 3-5 yıl daha ambargo konulmuş- tur. Diğer taraftan, faizler gerilese bile, aynı hızda ge- rileyemeyen enflasyon döviz kuru üzerinde baskı ya- parak Hazine'nin kur riskini arttıracak, ister istemez faizleri yukan itecektir. Bu da reel ekonomideki kredi darlığı sorununun, bu tedbirier içinde aşılamayacağı- nı düşündürmektedir. Vadesi, tam yukanda değindiğim fay hatları kırılma- ya, toplum sarsılmaya başlarken gelecek olan kon- solidasyon senetleri, yannlara konulan dinamitin fün- yesi olmaya adaydır. Birileri bu "felaketi önlemek" için, erken ve denetimli bir krizi tetikleyerek bu ortam- da bir siyasi müdahale yapmayı planlarsa hiç şaş- mam! Yönetim krizi asılamadı TOBB hâlâ karışık ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Türkiye Odalar ve Borsalar Bir- liği'nde (TOBB) sular durubnuyor. Fuat Mi- ras'ın tartışmah istifası sonrası oluşan yönetim krizini aşmak için dün toplanan Deniz Ticaret Odalan Konseyi'nin toplantısından yeni baş- kan Rifat Hisarcıkhoğ- nı'nun tanınmaması ve zaman geçirilmeden se- çimli genel kurula gi- dilmesi gerektiği karan çıktı. Ticaret odalan konsey toplantısında konuşan Mıras, "Hay- siyetinıi iade edin. Seçi- me gidin" çağnsında bulundu. Sabah saatlerinde Hilton Oteli'nde topla- nan Ticaret Odalan Konseyi sonrası bir açıklama yapan Konsey Başkanı Ekrem Demir- taş, TOBB Yasası'nın en kısa sürede çıkanl- ması konusunda görüş birliğine vardıklannı açıkladı. Demirtaş, top- lantıda, seçimli bir ge- nel kurul yapılması ko- nusunda net bir karar alınamadığını bildirdi. Toplantı sonrası gazete- cilerin sorulannı yanıt- layan Miras, konseyler- den çıkacak karara uya- caklannın altını çizdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle