Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 HAZİRAN 2001 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
17
Tet: 0.212.512 0506 Faks: 0.212.512 44 97Elektronik posta: doiksom9cunminyet.com.tr
- Japonlar küp şeklinde
karpuz üretmiş...
"Tanmda kübizm akımı!"
Kaptırmak
Karagöz
gûlmece
dergisinin 14
Kanunuevvel
1932 tarihli sayısındaki
kapak karikatürünü
göndermiş Tunca
Varış... Fotokopinin
fotokopisinden baskıda
iyi sonuç alınamayacağı
için en iyisi karikatürü
yazıyla anlatmak...
Ortada halı
büyüklüğünde 1 Türk
Lirası... Bir yanından
yabancı politikacılar
çekiştiriyor, öteki
yanından Hacivat'la
Karagöz halkın
yardımıyla banknotu
tutmaya çalışıyor.
Hacivat "Arnan
Karagöz, Avrupalılar
paramızı kendi
memleketlerine
çekmeye çalışıyorlar"
diyor; Karagöz "Yağma
yok Hacivat, halkımız
paramızı kaptırmamak
için el birliğiyle öyle
tutuyorlar ki ecnebiler
bundan sonra avuçlarını
yalarlar" yanıtını veriyor.
Yabancılann yüzü asık,
halkın kaşlan çatık;
arkadaki ufuk
çizgisinde bir fabrikanın
bacası tütüyor... Bu
karikatürü bir de
bugüne uyarlayın,
paramızı değil paçamızı
bile kaptırdık!
eşrutiyetin silahşoru oiarak anılıyor Ya-
kub Cemil... Babıâli baskınını yapıyor... Ters
düştuğü Ittihat ve Terakki'nin emri ile öl-
dürülüyor... Toaın "Yakup Cemir ise ara-
mızda... Soner Yalçın, son kitabı "Teşkilat'ın Iki Si-
lahşoru"nda "dede" ve "torun"un öyküsünü akıci bir
üslupla kendi ağızlanndan anlatıyor...
Torun "Yakup Cemil"in öyküsünde kamuoyunun
fazla bilmediği bir tablo ortaya çıkıyor... Hani, Su-
surluk sayesinde birilerinin çeteci olduğu anlaşılın-
ca savunmaya geçenler onlann vatan uğruna kur-
şun da attığını kurşun da yediğini iddia etmişti ya;
kocaman bir yalanmış... Bir dönem ASALA ile nasıl
mücadele edüdiğini yurtiçinde yedi aylık özel bir
eğitime alınan Torun "Yakup Cemil" anlatıyor:
"1978 yılının ya eylül sonu ya ekim başıydı. Ce-
nevre'de gizli bir toplantı oluyor. Türkiye adına top-
lantıya, o tarihte görevli olmamasına rağmen eski
Dışişleri Bakanı Ihsan Sabri Çağlayangil katılıyor.
SilahşorKarşı taraf katılımcıları de ilginç: Ermeni Taşnak Par-
tisi temsilcisi Savars Torikyan ve Hınçak Partisi
temsilcısi ile Ramgavar Partisitemsilcisi katılıyor. Top-
lantı büyük bir gizlilik içinde yapılıyor. Her iki taraf
da sonuç ne olursa olsun toplantıyı basına sızdır-
mama karan alıyor. Toplantı başlıyor. Taşnak Parti-
si temsilcisi Torikyan, sert bir ses tonuyla 'bize şu-
raları buraları vereceksiniz' diye toprak talebinde
bulunuyor. (Bu adam halen Amerika'da Ermeni Ko-
leji müdürüdür. Uluslararası hukuk profesörüdür.)
Söylediklerine göre bizim Ihsan Sabri Çağlayan-
gil gerçekten kurt politikacıymış. Hemen kalemleri-
ni, kâğrtlarını, belgelerini topluyor, 'terörün arkasın-
da kimlerin olduğunu öğrenmiş olduk' diyor ve te-
şekkür edip toplantıyı terk ediyor. Yani toprak tale-
bini müzakere bile etmiyor. Böylece bizim tavnmızı
net oiarak ortaya koyuyor. Böylece diyalog süreci
kapanıyor. Bizim için de diplomatikyol kapanmış olu-
yor..."
Bu arada Torun "Yakup Cemil" eğitimini tamam-
lamış evine dönüş yolunda:
"Dönüş yolunda bizimkiler bu olayı konuşunca
bende şimşek çaktı. Cenevre'deki diyalog süreci
kesilince Türkiye ne yapacağına karar verdi. Eğiti-
me gönderilme tarihime bakınca manzara biraz ka-
famda aydınlandı. Bu iş için bizim gibi sivillere ihti-
yaç vardı! Yakalandığım zaman sadece bir terörist
muamelesi görecektim, hepsi bu. Tıpkı, Teşkilatı
Mahsusa'nın fedaileri gibi. Benim yaptıklanm dev-
leti değil, sadece beni bağlıyacaktı."
Kimliğini açıklamayan "torun" kitaptaki son sözün-
de "Bu ülke üç beş çapulcunun yaptıklanyla dim-
dik ayakta durmuyor, bunu herkesin bilmesini iste-
dim" diyor.
Yüksek Yerilim Hattı
erdincutku(âyahoo.com
RTÜK Yasası eksik kalmasın; resmi ihalelere medya
patronlanndan başkası alınmasın!
Hamili faks sahibi yaktakmzuir
Aksilik bu ya, sekreter
telefonun numarasını yanlış 1
çevirince, MHP Aydın
Milletvekili Bekir Ongun'un
Sağlık Bakanlığı'na göndermek
istediği faks başka bir yere gitti...
Şu işe bakın ki oradan da bize
geldi... Memleket hizmetinin
aksamaması için sayın vekilimizin
faksını hep birtikte okuyalım:
"Sayın Halis Katrcı Sağlık
Bakanlığı Personel Genel
Müdüriüğü Özel Kalem Müdürü.
Istinye Devlet Hastanesi'nde
(Istanbul) radyoloji uzmanı oiarak
görev yapmakta olan Dr. Nejat
Şafak Şen'in atamasının Izmir veya
Aydın'a yapılması hususunda
gereğinin yapılmasını rica ederim."
•
HwMWK
*
ÇEDKÖŞEŞÎ
OKTAY EKİNCt
HABITAT-H'nin 5. Yılında
Aradan "5 yıl" geçti...
1996"nm bugünlerinde. yüzü
aşkın ülkeden binlerce kişiy-
dik... "6 milyar dünyah"ya
kollarımızı açmıştık. lstan-
bul'da. herkesin coşkuyla dol-
durduğu "Habitat Vadisi"nde-
ki salonlarda, meydanlarda, bin-
lerce "insan", tam iki haftabo-
yunca "insan yerieşimlcrinin"
geleceğini ne de güzel tartış-
mıştık!..
Sonunda Habitat-II'ye katı-
lan devlet ve hükümet başkan-
lan. sivil toplum temsilcileri-
nin de önerilerini benimseye-
rek. 21. yüzyıldaki politikalara
"rehber" yapacaklanna söz
verdikleri "Istanbul Deklaras-
yonu"nu onaylayıp. hatta
"ayakta alkışlarla" dünyaya
ilan ettiler... 5 yıl önce tam da
bugünlerde, insanhğa şu "ta-
ahhütlerini" Istanbul'dan du-
yurdular:
"Bizler, kendimizi Habitat
Gündemi içindeki hedeflere,
geler arası dengesizliklerin ve
yoksulluk ile düzensiz metropol-
leşmenin iç içe geçtiği.. Türki-
ye gibi ülkelerdi Habitat-II'nin
"dert" edindiği... O halde bu
konferans, bizim için ne kadar
da yaşamsal bir değere sahipti!..
• • •
îşte Türkiye, sıradan bir BM
ülkesi oiarak değil, hem BM'nin
"kurucu" üyesi, hem Habitat-
Unin "ev sahibi"; hem de bu
konferansın "hedef ülkelerin-
den" birisi oiarak, yani diğer
tüm ülkelerden farklı "üç önem-
li sorumluluğu" ile. acaba ge-
çen beş >ıl içinde ne yaptı?..
Bu sorunun yanıtı için tstan-
bul Deklarasjonu'ndan seçti-
ğim beş "sözü" alt alta yazıyo-
rum. Sonra da sizleri ve tüm
"yetkilileri" 1996-2001 süre-
cinin henüz belleklerden gitme-
miş gözlemleriyle baş başa bı-
rakıyorum...
• "Şehirlerimiz.insanlann
itibar, sağlık. gmenlik, muthı-
t ..SECOND UNITED NAT1ONS CONFERENCE^
{A>\ ON HUMAN SETTLEMENTS - HABİTAT D
V "•£ ISTANBUL . TURKEY
3 - 1 4 JUNE 1996
Dünya kent zirvesinin başkanbğını da Demirel > apmıştı...
ilkelere ve önerilere adıyor ve
bu gündemin uy gulanması için
müşterek destek vermeyi ta-
ahhüt ediyoruz.." (Md. 1)
Peki, bu taahhütlerde acaba.
1996'dan bu yana ne yaptılar?
Hangi adımlan attılar?..
• * •
Diğer yüz bilmem kaç ülke bir
yana, "biz" bir yana...
ÇünküHabitat-11, bir "Birleş-
miş Milletler" (BM)konferan-
sıydı... Türkiye ise BM"ninher-
hangi bir üyesi değil. "kuru-
cu" üyesiydi.. Yani tüm insan-
lık adına. verilen sözlere bağh-
lığın %
'öııcü" ülkelerindendi...
Dahası yine Türkiye, 20. yüz-
yılm bu son büyük uluslararası
buluşmasında "ev sahibi" ül-
keydi... Habitat- H'nin İstan-
bul'da toplanmasına aday olur-
ken; "Gelin, ortak geleceği-
mizi, Dünya Mirası bir kent-
te tartışaum; e\Tensel sorum-
luluklanmua tarih ve uygar-
hk merkezinde karar vere-
lim..." demişti...
En önemlisi ise aslında bu
konferans, zaten temelde "bi-
zim" gibiülkeler içindeğil miy-
di?. Kentleşmenin sürekli "göç
dalgalanyla" gerçekleştiği, böl-
luk ve umut içinde yaşamla-
ruu sürdürecekleri yerler ol-
malıdır... (Md. 5)" (Şehircüik
yasası hâlâ hazır bile değil...
Hazine arazisi yağması ise eli ku-
lağında...)
• "Ödenebilir konut arzını
genişleteceğiz... Arsa ve kredi
olanaklarını arttıracağız...
(Md. 9)" Var olan konut kredi-
si ve teşvikleribile kesildi... Em-
lak Bankası tarihe gömülüyor.)
• "Tarihi, kültürel, mima-
ri yerleşim dokularının, pey-
zajlann korunmasına önem
vereceğiz. (Md. H)" (Tanhi
kent merkezleri bakımsızlıktan
terk ediliyor.)
• "Ortakbkve katüım ilke-
lerini en demokratik ve etki-
U yaklaşım oiarak onayhyo-
nü... (Md. 12)" (Yeni yasalar,
ilgili sivil-uzman kurumlar hep
dışlanarak hazırlanıyor.)
• "Ekolojik dengeyi koru-
yacağız ve gelecek kuşaklann
yaşam fırsatlannı gözetece-
ğiz...(Md. 10)" (Bunundatam
tersini içeren Endüstri Bölgeleri
Yasası'ru onca tepkilere ragmen
geri çekmiyorlar...)
Oekinci(« cumhuriyetcom.tr.
KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behJcakCaturk.net
ÇİZGÎLİK KÂMtL MASARACI
HARBİ SEMtH POROY semlhporoy (â yahoo.com
TARtHTE BUGÜN MIJMTAZ ARIKAN 20 Haziran
ALMAN ROKET-UCAGL.
1933'M BUSÛN, ALMAN UetNKBt. HB-176
BOKeT-UÇAĞI İLti UÇUÇUNU rAMAMLA-
MlŞrt- YÜZBAŞt BÜICH U/AKSirz., PİLOT
OlASAK 8U OENEM£Yİ YAPABK.e/4, AYHl
ZAMAMPA UZAY ÇAĞININ APIMLARlNOAN
8İZM AT(YOGOu. DAHA ÖUCE, ROKBT
KAYPB&İLUİÇTf. HE-1H UÇA&INOAK.İ
WACTEe &OKET MOTORU,SIVf YAKITZA
çAuçıyoıt. ve SAATTB &7S Kf'i-ovısrrKe
AA8iORZ> 24MA/A/M
EN KİJÇÜK ÜÇAKLAGtMDAN (S METRE
SAYtLAM BU İLGİNÇ HAl/A ARACtNtH
PENEMESİ, A/AZt LİDERİ f//TZ£)S 7/V
ÖNÜNI>£ &Eieç£ici£fT-ıiefCMffrr/
GAZİANTEP ASLtYE 4. HUKUKMAHKEMESt'NDEN
Dosya No: 2000/622-888
Davacı Gülşen Demir tarafından davalı Erdal Demir aleyhine mahkememize açılan boşanma davasında,
DavaU Mehmet oğlu Erdal Demir'in adresi tüm aramalara rağmen tespit edilememiş ve adresi meçhul olduğundan adına ilanen tebli-
gat yapılmasına karar verilmiş ve duruşmaya katıhnadığından dava gıyabında neticelenmiştir.
Davacının davasınm kabulü ile Gaziantep ili, Yavuzeli ilçesi, Göçmez köyü, Cilt: 0011, Kütük SıraNo:0007'de nüfusa kayıtlı Mehmet
kızı 1978 doğumlu Gülşen Demir ile eşi Mehmet oğlu 1975 doğumlu Erdal Demiı'in boşanmalanna, mahkememizin 23.11.2000 tarih
ve 2000/622 esas, 2000/888 karar sayılı ilamı ile karar verilmiş olup, davalı Erdal Demir adına ilanen teblığ olunur. Basın: 34279
PANO
DENtZ KAVUKÇ13OGLU
Neden Acaba?
196O'lı yılların sonlannda Avrupalı aydınların tar-
tıştıkları önemli sorunlardan biri de kaynağını, irili
ufaklı toplumsal ve ekonomik sorunlara bağlı oiarak
toplum içinde doğan tepkılerden alan "milliyetçi oiu-
şumlar" idi. 1967 ve 1974 krizlerini izleyen dönem-
lerde artan işsizlık, özellikle Almanya'da, toplumun
alt katmanlarında "artık var olmadığı" sanılan milli-
yetçi duyguları harekete geçirmiş, Von Thadden'in
liderliğindeki Ulusal Demokrat Parti (Nationalde-
mokratısche Partei Deutschlands - NPD), güneyde-
ki eyalet parlamentolarına temsilci sokabilecek bir
güce erişmişti. Italya'daki neofaşist Sosyal Hare-
ket'in (Movimento Sociale - MSI) ilk yükseliş yılları
da aynı döneme rastlıyordu... Endişelere, hatta pa-
niğe yol açan bu "aşın milliyetçi" hareketler, muha-
fazakarlârdan sosyalistlere kadar farklı demokrat
güçlerin aralanndasağladılan "siyasal konsensüsler"
sonucunda güçlerini yitirerek, kendilerinden daha
ılımlı milliyetçi yapılanmalar içinde erimeye yüz tut-
tular..
Daha sonraki yıllarda Fransa'da da benzer geliş-
meler gözlemlendi. Yabancı düşmanlığını slogan^
laştıran Le Pen'in Ulusal Cephesi, yerel pariament
tolaratemsilcilerini sokmayı başardı. Ancak kısa za-
manda Almanya'dakini andıran bir "demokratıkkon-
sensüs" karşısında etkisini yitirerek marjinal bir ha-
rekete dönüştü. Ispanya'daki Franco ve Portekizde-
ki Salazar diktatörlükleri parantez içine alınacak
olursa, II. Dünya Savaşfndan günümüze kadar yi-
neyabancı düşmanlığından beslenen Jörg Haider'ın
Avusturyaözgürlükçü Partisi (FPÖ) dışında hıçbir "mil-
liyetçi" parti Avrupa'da iktidar olmayı başaramadı...
Ne var ki ülkelerinin üye olduğu Avrupa Birhğı'nden
gelen şiddetli tepkiler karşısında sesı soluğu kesi-
len Avusturyalı milliyetçiler de hâlâ bir iktidar gücü
olmalanna karşın, hızla taban yitiriyortar...
• • • '
Bu açıdan bakıldığında, salt söylemlerle sınırlı d$
olsa Avrupa Birliği ile bütünleşme sürecine girmişTür-
kiye'de "milliyetçilik"\n özel bir yere sahip olduğu gö->
rülüyor. Çünkü "milliyetçilik" Türkiye'de "yaygın iş-
sizlik", "yabancı düşmanlığı" vb. özel durumlar kar-
şısında duyulan tepkiler sonucu ortaya çıkan, dola-
yısıyla da Avrupa'dakine benzer "stratejik" önlem-
ierle denetim altınaalınabilir bir "cereyan" değil... Ter-
sine bunun, üstlendiği "misyonlar" açısından 19.
yüzyılın ortalan ile II. Dünya Savaşı arasında kalan
geniş zaman diliminde Avrupa'da görülen milliyetçi
hareketlerintemel öğelerinin neredeysetümünü içe-
ren ve toplumun geniş kesimlerince genel kabul gö-
ren bir ideolojik yaklaşım olduğu görülüyor.
Bugün Türkiye'de iktidarda bulunan siyasal par-
tiler, farklı dozlarda da olsa, içe dönük polıtıkalann-
da ideolojik malzeme oiarak "milliyetçilik"\ kullanı-
yoıiar. Milliyetçi Hareket Partisi'nin varlığını doğru-
dan doğruya bu zemine dayandırmasi bir yana, Ana-
vatan Partisi de kendisini tanımlarken "muhafazakâr-
liberal" sözcüklerinin yanına mutlaka "milliyetçilik"\
ekliyor. Demokratik Sol Parti'nin tabanmda ise lider-
lerinin kullandığı "ulusal sol" kavramı, tabana doğ-
ru indikçe "milliyetçi solculuk"a dönüşüyor. Muha-
lefet partileri de onlardan farklı değil. Doğru Yol Par-
tisi Genel Başkanı Tansu Çiller, partisine katılan ül;
kücü milliyetçiler için özel törenler düzenliyor. "MiP-
Iryetçilik"biryan söylem oiarak Fazilet Partisi'nde d«
yadırganmıyor.
Siyasal hayatımızın "soCundaki boşluğu kapatmak
için ortaya çıkan örgütlenme girişimleri de kendile-
rini "milliyetçi'' söylemlerden uzak tutamıyorlar. Ay-
nı durum, yeni adıyla "fcürese/yenı dünya düzeni" di-
ye tanımlanan emperyalizme karşı çıktığını söyleyen
çeşitli örgütlenmelerde de gözlemleniyor... Bunda hiç
kuşkusuz, siyasal ve sosyal yaşamımızın her alanın-
da baş gösteren sisteme bağlı krizler sonucunda, ken-
di iç dinamıkleriyle, merkezi denetimden çıkabilece-
ğinden korkulan Türkiye toplumunu "disipline" et-
mek kaygısı kadar, bireylere, kolay "bir ideolojik ai-
diyet" yolu göstererek onları kendi denetımlerinde-
ki bir "toplulukçu siyaset a/an/"na yönlendjrme ar-
zusunun da payı var.
Fakat "mı7/îyetç/Wc" güçlenip yaygınlaşırken ülke
ve toplum da tanhinde benzeri görülmemış bir öl-
çüde "ulusal değerler erozyonu "na uğruyor. Neden
acaba?
Faks:0212-723 84 97
(e-posta: dkavukcuogluCrttuyap.com)
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6SOLDANSAĞA:
1/Halkdilin-
de yükü olma-
yan yayaya
verilen ad...
Böreği, çiçe-
ği ve terazisi
vardır. 2/
Yünden dö-
vülerek yapı-
lan kahn ve
kabakumaş...
XX. yüzyıl
9
başlannda Avrupa'da
dayaygınlaşan, Bre-
zilya kökenli bir
dans. 3/Afrika'dabir 3
ırmak. 4/ Istanbul'da
Beşiktaş'la Ortaköy
semtleri arasındaki
ünlü saray. 5/ Hay- 7
van damı... Değme, „
dokunma. 6/Eskidil-
de su..."— Gündüz":
Yazanmız... Dolma yapmak için hazırlanan ka-
nşım. 7/ Halk dilinde bir çeşit basmaya verilen
ad. 8/ Dağ geçidi... Voleybol ve teniste oyunun
her bir bölümüne verilen ad. 9/" Bey az bir — do-
ğuyor fıstıkların arkasmdan / Kalbinin vuruşun-
dan anhyorum" (Orhan Veli)... Kalıpta pişen bir
tür mey veli pasta.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Sacda pişirilen bir tür ekmek. 2/ Bölmeli gö-
çebe çadm... Toplu halde oynanan bir halk oyu-!
nu. 3/ Bir yüzü uzun tüylü, kahn yünden doku-
narak yapılmış yağmurluk... Yemek. 4/ Ölen bir
kimseden kalan her şey. 5/ Türlü bitkilerin yap-
rak ve kabuklanyla kokulandırılmış acımtırak
bir içki... Şiirde iki ya da daha çok dizeden olu-
şan birim. 6/ Bombalardan korunmak için yerin
altınakazılmış siper. 7/ Ceviz ya da badem içi...'
Birinin buyruğu altmda olan görevli. 8/ Bir no-
ta... " — Nasıl KurtulUT": Vasıf Öngören'in
oyunu. 9/ Bayrağın uçkurluk karşısındaki kena-
n... Uzaklık işareti.