Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 MAZİRAN2001 CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYPA
HABERLERİN DEVAMI 19
G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK
H -Baştarafı 1. Sayfada
Tütün Kanunu'nda niyet mektubunu kim yazdıy-
sa, kim imzaladı ise sorumluluğu o taşır" diyor.
Hükümetteki uyumla övünürken uyumsuzluk örne-
ği karşısında apışıp kalan Ecevit; Yalova'nın sözleri-
ni yorumlarken "hükümet uyumu ile bağdaşmadığı-
m" söylemekle yetiniyor.
Piyasayı tutabilene aşkolsun! Içten dıştan demeç-
ler, uyanlar birbirini kovalıyor. ABD Büyükelçiliği ni-
yet mektubundan şaşmayın diye uyarı üstüne uya-
nda bulunuyor.
Dünya Bankası Türkiye Direktörü Chhibber, eko-
nornik programın uygulanmasında "teksesliliğin (her-
halde 'tekşef Derviş'ın) çok önemli" olduğunu be-
yan buyuruyor.
IMF Başkan Yardımcısı Fischer, Derviş'i Roma'da
yakalayıp Yalova olayında sorguya çekiyor.
Dr. Yüksel Yalova'nın, kamuoyuna yaptığı açıkla-
mada, "Devlet Bakanlığı görevinden 'görülen lüzum
üzerine' istifa" ettiğini vurgulaması; bu sonucun
ANAP lideri Mesut Yılmaz'ın "gereğini yapmasını"
istemesinden sonra alındığı olasılığını akla getiriyor.
Genelde olay 3. krizin ilk somut işareti diye yorum-
lanıyor.
TÜSİAD, ekonomi programının hükümeti bağla-
madığı yolundaki değerlendirmelere değinirken;
"Türkiye'yi hem uluslararası arenada sözüne güve-
nilmez bir ülke konumuna getirmekte, hem de siya-
si ve ekonomik krizlerin -muhtemelen üçüncü bir
krizin- altyapısını hazırlamaktadır" diyen yazılı bir
açıklama yapıyor.
Yazılmayan, söylenmeyen gerçekse artık sıntıyor:
Izlenen olaylar hükümet üyelerinin, özellikle kimi
ana konularda sorumlu olan bakanlann niyet mek-
tubunda kendi alanlarıyla ılgili yazımlardan önceden
haberli olmadıklarını ortaya koyuyor.
Tanm Bakanı Gökalp ile yaşanan buğday tartış-
malan, Yalova'nın niyet mektubuna Tütün Kanunu ile
ifadeleri kim yazdı ise sorumluluğu taşıması gereği-
ne değinmesi, genelde hükümet üyelerinin IMF'ye
verilen "taahhütlerde kendileriyle tartıştlmadan kimi
vaatlerde bulunulduğu" olasılığını gerçeğe dönüştü-
rüyor.
Zarann neresinden dönülse kârdır hesabı; Başba-
kan'ın, bakanlanna niyet mektubundaki incelikleri
anlatan özel bir brifing düzenlemesi, olası yeni "eko-
nomik sarsıntılann" önünü almaya yardımcı olmaz mı
acaba?
Değişmeyen gerçekler
Yalova, tek bir cümlesiyle içımizi dışımızı allak bul-
lak etti.
Insaflı olalım: Yalova'nın sürekli üzerinde durulan
ve haklı olarak eleştirilen tek cümlesinin dışındaki
açıklamalarda altı çizilerek okunacak başka gerçek-
ler yok mu?
IMF'ye mayıs sonuna kadar çıkanlacağı güvence-
si verilen Tütün Kanunu üzerinde kimi önemli durak-
samalan Yüksel Yalova şöyle anlatıyor:
"Böyle bir yasa hakkında gerek IMF'ye, gerekse
Dünya Bankası ile mutat görüşmelerimizde Tütün
Kanunu'nun sıradan birkanun olmadığını, dolayısıy-
la oldubittiye getirilemeyeceğini söyledim.
Eğerbu ülkede 600 bin tütün üreticisi varsa, eğer
bu ülkede 38 bin kişi TEKEL'de çalışıyorsa, 175 bin
dağıtıcı, 250 bin bayii varsa, Türkiye sırf özelleştir-
me kavramına kendisini esirederek.. çala kalem ka-
nun hazırlanamaz.
Öyle birzihniyeti teslimiyetçi bir politika ile yasa-
laştınrsanız sonuçta Dünya Bankası'ndan para alır-
sınız ama devlet olarak yarattığınız sosyolojik prob-
lem nedeniyle onun üç-beş katını birkaç yıl içinde
telafi edilmez biçimde ödersiniz."
Yalova'nın tütün üreten Aydın gibi bir ilin milletve-
kili olması bu doğrulan söylemesine neden olabilir.
Ama vurguladığı gerçekler değişir mi?
Deprem tatbikatı
• İstanbul Haber Senisi - tstanbul Valiliği Afet
Yönetim Merkezf nce Avcılar Endüstri Meslek
Lisesi'nde deprem tatbikatı yapıldı. İstanbul Vali
Yardımcısı ve Afet Yönetim Merkezi Başkanı
Cafer Akyüz gözetımindeki tatbikatta merkez üssü
Avcılar olan 6 büyüklüğünde depremde enkaz
altındaki yaralı olarak kalan 22 öğrenci, ilçe sivil
savunma ve sağlık grup başkanlıklannın
koordineli çalışmalanyla kurtarıldı.
KULTUI * SAMAI
IIİİİIJM
• • • • • • •
(0312)293S9 7S
Yön FM
I lıiıbiyc Acıkhd\ a Tiyatrosu
3 haziran / pazar
moğollar
kııbal
sabahat akkira/.
l dli ekber cicek
a J j
* avnur hashas
§. vc tayfun talipoğlu
Hild satıs:[H3Jfabil<,>i iÇİn td: (0212) 258 21IV - 0I
SATILIKYAZLIK
Selimpaşa Deryakent'te 65 m2
mobilyalı, deniz manzaralı yazlık
0 542 744 81 12
SAHİBİNDEN DAİRE
Teşvikiye'de sahibinden temiz
3+1 bahçe katı. (Bahçe 60 m
2
)
0.535 614 91 96
Derviş'in AB hedefi• Baştarafı 1. Sayfada
Derviş. genişleme sürecine ka-
tı bir 'sınır' ve 'tarih' açısından
bakmanm yanlışhğını vurgular-
ken esas olanın globalleşme sü-
reci içinde gerçeklik kazanacak
AB ekonomik entegrasyonu ol-
duğunu belirtti. Konuya çok da-
ha 'esnek' bir yaklaşımla bakıl-
ması gerektiğini anlatan Der-
viş, Avrupa'nın farklı düzenler-
de ilerleyen, esnek bir bütünleş-
me sürecinde ekonomik enteg-
rasyon gerçekleştireceğine dik-
kat çekti. Derviş, ticaretinin
yüzde 65'ini Avrupa ile gerçek-
leştiren Türkiye'nin 'Euro'ya
geçmesinin uzak bir ihtimal ol-
madığını söyledi.
Türkiye'nin kültürel anlamda
Avrupa'ya olduğu kadar Ortado-
ğu'ya da ait olduğunu belirten
Derviş, gerçek bir kültür moza-
iği olan Türkiye'nin 'tek kültür-
lü' ülkelere oranla globalleşme
olgusuna çok daha rahat ve ça-
buk bir uyum sağlayacağını ifa-
de etti. Konuşmasmda Samuel
Huntington'ın 'Uygarlıklar Ça-
bşması'na da gönderme yapan
Derviş, çok kültürlülüğün bir de-
zavantaj değil aksine Türkiye le-
hine net bir avantaj olarak değer-
lendirilmesi gerektiğini söyledi.
Roma'da iş çevreleriyle de bir
araya gelen Derviş. Italyan ya-
tırımcılara Türkiye'ye yatınm
yapmalan çağnsında bulundu.
Derviş, G-7 ülkelerinin dönem
başkanı olan Italya'nın Türki-
ye'ye dış destek sağlanmasında
önemli rol oynadığını da vur-
guladı. Kemal Derviş ile yap-
tıklan görüşmeden çok olumlu
izlenimlerle aynlan Italyan sa-
nayiinin önde gelen temsilcile-
ri ise bu konudaki en önemli en-
gelin. Türkiye'de karşılaştıkla-
n bürokratik sorunlar olduğunu
belirttiler.
Derviş. Floransa'dan aynlma-
dan önce akşam saatlerinde bir
zamanlar 'Dante Alighieri'ye ait
olan 'İl Garofalo' vilasmda şe-
refine verilen akşam yemeğine
katıldı.
Şantajla yönetfliyorıızANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - IMF niyet mekruplannda
hangi yasanın hangi tarihte çıka-
nlacağına ilişkin TBMM iradesi-
ne ipotek koyan taahhütlerin ar-
dmdan uluslararası kuruluşlann
istenilen koşullann yerine geriril-
memesi durumunda kaynak akta-
nlmayacağı söylemleri, "Türki-
ye şantajla yönetiüyor" değerlen-
dirmesiyle karşılandı.
Dünya Bankası Türkiye Tem-
silcisi Ajay Chhibber, önceki gün
yaptığı açıklamada, yasalar çık-
mazsa kaynak aktanlmasından sı-
kıntılar yaşanacağını belirterek
"Tütün yasasımn çıkanlmasında
yaşanacak gecikme Dünya Ban-
kası'ndan geiecek desteğin gecik-
mesine yol açacakûr. Şu aşamada
en önemli şey uygulama ve sürek-
liliğidir. Olası bir gecikme Türki-
ye'ye pahahya mal olacaknr" de-
di. ABD yönetimi ise Türkiye'nin
IMF'ye verdiği niyet mektubun-
daki koşullan yerine getirmeme-
sinden duyduğu rahatsızlığı gizle-
miyor. Hükümetin işçi ücretlerin-
de ve hububat fiyatİannda yaptı-
ğı "semboükarHşlan" bile ABD
Büyükelçiliği 'nde tepkiyle karşı-
landı. ABD yönetiminin bu tepki-
sini hükümete ileteceği öne sürü-
lüyor. Yüksel Yalova'nın önceki
gün yaptığı açıklamalannın ardın-
dan yazılı bir açıklamayla Kemal
Derviş "Uluslararası mali deste-
ğin devamuun ve Türkiye'nin gü-
veninrüğinin programın tavizsiz
bir şekilde uygulanmasına bağlı
olduğu tüm ügflikr taranndan bi-
tinen birgerçektir'" dıyerek hükü-
mete uyanda bulundu.
Türkıye'nin yalnızca 24 saat
lim ohnuş bir Türkiye vesiyasal ik-
ttdaruı her gün ortaya çıkan yan-
sımalan bunlar. Türkiye dışandan
yönetiliyor, yaparsan alırsın, yap-
mazsan almazsın... Bu şantaj da
değiL doğrudan yönetim. Üstelik
bu karaıiaıia da Türkiye'nin ge-
leceği tam anlamıyla ipotek altına
aluuyor." Gü\ enç, halkın karar al-
ma süreçlerinde zaten olmadığı-
na, artık temsili demokrasidekı
• önce Dünya Bankası Türkiye TemsUcisi Chhibber, yaptığt
yasalar çıkmazsa kaynak aktantmasmda sıkıntılar
yaşanacağını açıkladu Ardmdan ABD yönetimi, Türkiye'nin
IMF'ye verdiği niyet mektubundaki koşullan yerine
getirmemesinden duyduğu rahatsızlıgı dilegetirdL Derviş'in
ise Yalova'nın açıklamalan üzerineparçası olduğu hükümete
gözdağt vermesi bardağı taşıran son damla oldu.
içinde hedef olduğu bu gözdağı
ve baskı sivil toplum kuruluşlan,
siyasi partiler ve meslek örgütle-
rinin sert tepkisine neden oldu.
Türk Mimar ve Mühendis Oda-
lan Birliği (TMMOB) Başkanı
Kaya Güvenç, parasal destek için
programdaki koşullann yerine ge-
tirilmesine yönelik Derviş ve
Dünya Bankası'ndan yapılan
açıklamalan şöyle değerlendirdi:
"IMF'ye, Dünya Bankası'na tes-
temsilcilerin de yok olduğuna
dikkat çekerek "Demokrasi falan
yok. 3 Bder gelmişler bir araya yu-
kandan geien kararlan uygulu-
yorlar. Derviş de IMF ve Dünya
Bankası'nın denetçisi olarak gö-
rev vapıyor" dedı. Hak-lş Genel
Başkanı Salim Uslu. hükümetin
irade kullanamadığını ve inisiya-
tifin siyasi irade dışındaki kişiler-
de olduğunu vurgulayarak şunla-
n söyledi: "Uluslararası fuıans
HmVl KinnVİİûrİ Ofivnvtndn TurkHavaKuvwtieri'ıım90.tauTduşviJdönümü,Cuın-
İİUVU l\UVWlWn 7VyUşUUUl hurbaşkamAhmetNecdetSezer'nıdekaalımıylalsnir'de
kunandLÇiğB 2.AnaJet İ ssü'ndeyapılan törende, Türk
'ıım90.kıınıtaş)Tkiönümükıı^
müne Cumhurbaşkanı Sezer ve qi Semra Sezer'in yam SB« GeBdkurmay Başkau Orgeneral Hüsejin Kıvn-
koğlu. Hava Kuvvetieri Komutanı Cfrgeneral Ergm Ceiasia, Kara Kuvvetleri Komatam OrçeoeraJ HÜmi Öz-
kök, Deniz Ku>-vetieri Komutam OraıniraltBtami ErdiLJandarnıa GeaelKomutanıOrgeneral AytaçYabnan,
ı Vliiü Güvenhk Kundu Gend Setarteri OrgeoeraJ Cumhur .\spanik, eski Hava Kuv>ıederi konıü
sin Şahinkaya, Ahmet Çörekçi, İlhan Kıhç, Ha& Burhan 8e tzmirVafirfveBeledi)* Başkanı dakatridt
IMF heyeti çalışmalanna başladı
ANKARA(CumhuriyetBürosu)
- IMF heyeti, yeni programın ikin-
ci dilimi olan 1 milyar 600 milyon
dolarlık kaynağın serbest bırakılıp
bırakılmaması için yapacağı 8.
gözden geçirme çalışmalanna dün
başladı. IMF heyetinin bu görüş-
mesinde. Hazine'nin sürdürüp sür-
düremeyeceği tartışılan iç borç ya-
pısına ilişkin olarak önem taşıyan
borç takası da görüşülecek. Borç
takasıyla bankalann kur riskini ta-
mamen Hazine üstlenmiş olacak.
Borç takasınm 5 milyar dolarlık bir
iç borç yükümlülüğünü kapsaya-
cağı belirtiliyor.
IMF teknik heyeti, dün Hazi-
ne'de çalışmalanna başlarken IMF
Türkiye Masası Şefi Uha Kahko-
nen de 8. gözden geçirmeyi yap-
mak üzere Türkiye'ye geldi.
Kahkonen: Hükümet başanh
Kahkonen, Ankara Esenboğa
Havaalanı'nda yaptığı açıklamada,
temaslan kapsammda ekonomi bü-
rokratlan ve bazı bakanlarla bir
araya geleceğini söyledi. Kahko-
nen, "Ekonomikprogram,çokgüç-
lü bir program ve hükümet başan-
h bir şekilde başladı" dedi.
Kahkonen. daha sora Hazine
Müsteşarhğı'nda ekonominin ge-
nel durumu hakkında bilgi aldı.Ni-
yet mektubuna göre 8. gözden ge-
çirme sırasında IMF heyetiyle ele
alınıp yeni belirlemeler yapılacak
konular şöyle:
- Kamu ve fon bankalannın uy-
gulayacaklan vadelere ilişkin ilke
ve değişik vadelere uygulacaklan
ortak mevduat faizlerine ilişkin be-
lirlemeler, tkari bankalar ve diğer
piyasa kaynaklanndan sağlanacak
gecehk borçlanmalara ilişkin limit-
ler görüşülecek.
- Kamu bankalannın program
kapsamında izlenmelerine ilişkin
göstergeler belirlenecek.
- Bankalarla hangi kurdan yapı-
lacağı taruşmaya neden olan TL kâ-
ğıtlannın yerine Hazine'nin döviz
kâğrtlan vermesine ilişkin borç ta-
kası görüşülecek. İç borçlanma se-
netierinin bireyler taranndan saün
alınması için vergi muafi>etlerinin
neler olabüeceği de bu zharet sıra-
sında ele ahnacak.
IMF heyetinin yapacağı çahşma-
lann ardından hazırlayacağı rapor
IMF lcra Kurulu'nda görüşülecek
ve buna göre 1.6 milyar dolarlık di-
limin serbest bırakılıp bırakılma-
yacağına karar verilecek. Kayna-
ğın gelişi onaylanırsa, hazıran ayı
sonu, temmuz ayı başmı bulacak.
Ancak kaynağın gelişi için, bir ay-
lık süre içinde TBMM'nin ve hü-
kümetin Tütün Yasası, fonlann tas-
fıyesi gibi bir dizi IMF koşulunu
yerine getirmesi isteniyor. IMF he-
yetinin yaklaşık 10 gün sürecek
Türkiye'deki çalışmalannda Hazi-
ne, Merkez Bankası, DPT ve Ma-
liye Bakanlığı dışında oda istediği
Bankacıhk Düzenleme ve Denet-
leme Kurulu'nda yoğun çalışmalar
yapması bekleniyor.
kuruluşlan. Türldye'den alacak-
lannı tahsü etmek,Türkiye'vi ken-
disine mahkûm etmek isteyen ül-
keler \ ar. Başta ABD otanak üze-
re Türkiye'ye gönderilen mektup-
lan da böyle anlıyorum. Türld-
ye'ye yönelik verilen mektuplar
aslında. bir taraftan Türkiye'ye
gaz \erme amacı taşırken bir yan-
dan da Türkiye'ye bu konuda eğer
kendi iradenizi kullanmaya yöne-
lik bir tavu" görürsek, bunun so-
nuçlarına katJanırstnız diyorlar.
Bakanın Lstifasının arkasuıda bu
var." "Türkiye şantajla yönetili-
yor'' saptamasını dile getiren Us-
lu, "Kamusözkşmelerinde yüzde
2O'ye varan mutabakaün yüzde
15'e indirilmesinin nasıl izahı ola-
bilir. Istikrann bozulacağuıa iliş-
kin tehdhier, 'Bize inanmazsaruz,
güvenmezseniz. kabul etmezse-
niz iktidar' bozulurtehdhİerL.Dı-
şardan Türkiye'ye şantajla dedik-
lerini >apünlıvorlar. Bu yöntemin
geçerli olduğunu deneyerek gör-
düğünden yönetim de bunu icer-
de uygulu\or. Tartışma. diyalog,
uzlaşma kavramı >erini vehinüer,
komplo teorileri, şantajlar akü"
diye konuştu.
CHP Genel Sekreter Yardımcı-
sı Algan Hacaloğlu, Dünya Ban-
kası ve IMF temsilcilerinin
açıklamalannın "kesinlikle
şantaj" olduğunu belirterek
"İçerde de sermaye kesimkri
vesiyasetçiler debflmeyerek ve
istemeyerek buna omuz ver-
mekteler" dedi. Türkiye'nin
bu parayı hak ettiği için aldı-
ğının altını çizen Hacaloğlu,
"Türkiye'ye verilen bu borç,
Türkiye çapındaki bir ülke için
olağanüstü bir olay değiL Bu
bankalann vaıiık nedeni bu-
dur. Bu para. Türkiye'nin ulu-
sal iradesinin dışında, bu irade-
>i zedeleyecek dayatmalarla
verilecekse, bu ergeç Türkiye
insanının onurhı direnişiv le ge-
ri teper" diye konuştu.
'Türkiye çökerse kaçacak
limanlan kalmaz'
Hacaloğlu, bu paraya ihti-
yaç olduğuna, ancak Türki-
ye'nin sorunlannın bununla
çözülemeyeceğine dikkat çek-
ti. Içerde har vurup harman sa-
vuran kesimleri fedakârlığa
çağıran Hacaloğlu, "Herkes
emeğini. birikiminiortaya koy-
sun. Bu çökerse hep biriikte al-
nnda kalacağız. Türkrye'de ya-
nnm yapmak yerine dışanya
para taşıyanlann, Türkiye
ekonomisi çökerse kaçacakla-
n bir liman katanaz'' dedi.
DİSK Genel Başkanı Süley-
man Çelebu öraeklerin uygu-
lanan ekonomik programın ne
kadar yanlış olduğunu ortaya
koyduğunu vurgulayarak
"Krizin ne kadar suni ortaya
çıkoğını Türkiye arük izliyor.
Türkiye halkı da artık bu so-
runlan görüyor. Cumhurbaş-
kanı'na anayasa kitabı uzatb
diye krizgerekçe gösterildi Ba-
kânın birisi çüayor konuşma
yaprvor hemen dolar firhyor.
Bir başka lider konuşuyor, he-
men yenklen krizler gündeme
geli\or. Böylesi pamuk ipBğine
bağln sa ne kadar yanhş oldu-
ğunu gösteriyor'' dedi.
'Şantaj unsurlan ortada'
Çelebi de Türkiye'nin he-
def olduğu şantaj unsurlarının
ortaya çıktığına dikkat çeke-
rek "En ufak bir uygulamada
şantaj altında karar alınryor.
Bakanlar Kurulu değil, genel
başkanlar kurulu taranndan
yönetih'yor. Herkes yeniden
şapkasını önüne koymafa. Uy-
gulanan ekonomik politikala-
n gözden geçintıeu'" dedi.
Gözdağının medya taranndan
pompalandığına işaret eden
Çelebi. "Yaklaşım koyanlann
zaten değerlendirmeleri dik-
kate ahnmıyor. Programın
yanhşhklaruu söyleyenler de
suçlanıyoıiar. Ama biz haklı
çıkbk" diye konuştu.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
Türkiye'yi devret bakanı, affedersiniz Devlet Ba-
kanı Kemal Derviş'in IMF'yegönderdiği, Başbakan
Bülent Ecevit ile yardımcılan Devlet Bahçeli ve
Mesut Yılmaz'ın "aynen katılıyoruz, oyumuzun son
damlasına kadar arkasındayız" dediği niyet mektu-
bunun 18. sayfasının 3. paragrafını biriikte okuya-
lım:
"Şekerpiyasasını reforma tabi tutan kanun nisan
ayında kabul edilmiştir. Tütün sektörünü serbest-
leştiren, tütün için destekleme alımlannı tedricen
kaldıran ve TEKEL'in variıklannın satışına izin veren
Tütün Kanunu'nun Meclis'te mayıs ayı içinde ka-
bul edilmesi beklenmektedir (sekizinci gözden ge-
çinvenin kabulü için koşul). Bu kanunun onaylan-
masını müteakiben, 2002 sonuna kadar tamam-
lanması beklenen TEKEL ve şeker özelleştirmesi,
Dünya Bankası'nın kredileri ile desteklenmesini
beklediğimiz tanm reformu programının diğer bö-
lümleri ile koordine edilecektir."
Parantez içindeki bölüm mektupta da aynen böy-
le. Yurdadönen IMF heyetinin planı, geldiğındeTü-
tün Yasası'nı masasında bulmaktı. Olmadı, yasadan
önce kriz çıktı.
Aslında Yüksel Yalova bir yasa taslağı hazıriamış-
tı. Ama bu kabul görmedi. Yeniden hazıriaması is-
tendi. Derviş, 22 Mayıs günü Yalova'ya4 sayfalık bir
yazı gönderdi. Üzerine de Ecevit'in çok sevdiği söz-
cüğü koydu:
"Ivedi!"
Derviş, Tütün Yasası'nı beğenmemişti. Şartlannı
sıraladı:
1 - Tütün ekim alanlannı sınıriamayacağız. Herkes
istediği kadar ekecek, fryat pazariıkla belli olacak.
2- Tütün Üst Kurulu'na Ziraat Odası'ndan değil
Dış Ticaret Müsteşariığı'ndan bir kişi alacağız.
3- Khalatta hiçbir sınıriama olmayacak, yerii üre-
tim şartı kaldınlacak.
4- TEKEL'e hiçbir ayncalık verilmeyecek.
Japon Tobacco'nun ortaklık yapısı
Pazariık konulan bunlar. Şimdi sahnenin öteki ya-
nına gidelim; bu yasanın çıkmasıyla harekete geçe-
cek olan yerii ve çokuluslu şirketlerin durumuyla
TEKEL'in haline bakalım.
1983'te Özal, yabancı sigara ithalinin serbest bı-
rakılması için olağanüstü çaba harcadı. Öyle ki bü-
tün milletvekillerinin Meclis'i terk edip uykuya yattı-
ğı bir gece yansı Meclis'i topladı. Güvendiği millet-
vekilleriyle yasayı çıkardı. Ertesi gün iş bittiğinde,
"Uyumasaydınız" dedi.
O günden bugüne adım adım yabancı sigarala-
nn ağıriığı arttı. Philip Morris ile Sabancı, Izmir Tor-
bah'da birfabrika kurdu. Bunu Reynolds izledı. Ca-
mel sigaralannı üreten Reynolds'u daha sonra Ja-
pon Tobacco firması satın aldı. Bugün Türkiye, tü-
tün ve tütün mamulleri ihracatından 400 milyon do-
lar kazanıyor. Yabancı tütün ve sigara ithalatına 450
milyon dolar ödüyor. Önceleri bu fark ihracatımız le-
hine idi.
7 fabrikaya sahip olan TEKEL, bugün pazann yüz-
de 55'ine, yabancılar ise 45'ine hâkim. Bunun yüz-
de 30'u Sabancı-Philip Moms'in, yüzde 15'i de Ja-
pon Tobacco'nun.
Koç Grubu da Brttish American Tobacco (BAT) ile
Tıre yakınlannda bir fabrika kurmaya hazırlanıyor.
Ancak önce Derviş yasasımn çıkmasını istiyor. Baş-
langıçta ithalatla para kazanmayı, sonra yatırımı
planlıyor. khalat izni için ön şart olan ve Derviş'in kar-
şı çıktığı 2 milyar adetlik yerii üretim, tüketimin ya-
nında büyük bir rakam değil. Toplam tüketim 50
milyar adedi geçiyor.
Derviş Tütün Yasası'nı savunurken tekelleşmenin
kaldınlmakta olduğunu söylüyor. Oysa bu yasa çı-
kınca iki ya da en çok üç yerii ortaklı, yabancı ağır-
lıklı tekel piyasaya hâkim olacak.
Son olarak anımsatalım, halen Türkiye piyasası-
nın yüzde 15'ine sahip olan, bunu birkaç yılda ikiye
katlamayı planlayan Japon Tobacco şirketinin yüz-
de 6O'ı Japonya Maliye Bakanlığı'nın...
SözümüzSümer Öral'dan dışan, bizdeartık 'Ma-
liye' deyince 'malı ye' anlaşılıyor.
ankcum@ttnet.net.tr
Mesut Yılmaz KKTCde:
Rum kesimiAB 'detüm
KıbnshtemsUedemez
GtRNE / LEFKOŞA
(AA) - ANAP Genel
Başkanı, Devlet Bakanı
ve Başbakan Yardımcı-
sı MesutYılmaz, Türki-
ye'nin AB'ye adaylık
sürecindeki mevcut en-
gellerin aşılmasının be-
delinin hiçbir şekilde
Kıbns Türklerinin yal-
nız bırakıhnası olama-
yacağını belirterek
"Güney Kıbns'uı tüm
Kıbns'ı temsilen AB'ye
üyeliği Türkiye'nin hiç-
bir şekilde kabul edebi-
leceği bir durum değil-
dir" dedi.
Girne Amerikan Üni-
versitesi'nin (GAÜ) 13.
diploma törenine katıl-
mak ve üniversitenin
kendisine verdiği oursal
doktora unvanı ve bera-
tı almak üzere KKTC'ye
gelen Mesut Yıhnaz,
KKTC Cumhurbaşkanı
Rauf Denktaş ve Başba-
kan Derviş Eroğlu ile bir
araya geldi. Daha sonra
Girne'ye geçen Yılmaz,
diploma töreninde yap-
tığı konuşmada, AB'ye
tam üyelik yolunda Tür-
kiye'nin milli çıkarlann-
dan taviz vermesinin
mümkün olmadığını
söyledi. Türkiye'nin
AB'ye adaylık sürecin-
deki mevcut engellerin
aşılmasının bedelinin
hiçbir şekilde Kıbns
Türklerinin yalnız bıra-
kılması olamayacağını
söyleyen Yılmaz, Gü-
ney Kıbns'ın tüm Kıb-
ns'ı temsilen AB'ye
üyeliğini Türkiye'nin
hiçbir şekilde kabul et-
meyeceğini ifade etti.
Yılmaz, "Bizim isteği-
miz, Kuzey ve Güney
Kıbns'uı Türkiye ile eş
zamanlı olarak AB'ye
üye olmasıdır. Kuzey
Kıbns yönetiminin de
aynı doğrultuda çahşma-
sı, her alanda AB stan-
dartlanna ulaşmasi için
gajret göstermesi gerek-
mektedir" diye konuştu.
'Kıbns yalnız
bırakılamaz'
Yılmaz. Türkiye'nin
Kıbns'ı hiçbir zaman
kendi kaderiyle baş ba-
şa bırakmayacağını \ıır-
gulayarak "AB içindeki
kimi odaklann. Türkiye
ve Kıbns Türklerini Av-
rupa'dan ve hatta dün-
yadan tecrit etmek için
firsat gözledikleri bir
gerçektir. Güçlenmeleri,
ancak bizim zayıf-
lamamızla mümkün
olan bu çevTelere aradık-
lan firsatı vermemek
zorundayız" şeklinde
konuştu. Mesut Yılmaz,
Helsınki zırvesinde Tür-
kiye'nin genişleme
sürecine dahil edil-
mesinden Avrupa'daki
kimi çe\Telerin hoşlan-
mamış olsalar da bu
sürecin eninde sonunda
tam üyelikle sonuç-
lanacağını söyledi.