22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
! HAZİRAN 2001 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultunft cumhuriyet.com.tr 15 .Ayşe Erkmen'in video enstalasyonlan Mudo Maçka Sanat Galerisi'nde sergileniyor Popüler kültürün ürünlerini kullandığı işlerinde çok dikkatli olmak gerektiğini diişünen Ayşe Erkmen'in 'Emre ve Dario', 'Hair do - Fön Çeknıe', Shipped Ships ve 'Chambal'ı. Hassas sıııırlarla oynuyorBURCU GÜNÜŞEN Ayşe Erkmen'in dört yıl içinde yaptığı ve daha önce farklı mekân- larda sergilenen video enstalasyon- lan bu kez Mudo Maçka Sanat Ga- lensi'nde. Sanatçı, bu videoların bellı mekân- lar için yapıldığını ve her binnın ya- pılma nedeninin farklı olduğunu söy- lüyor. "Bu nedenJe bunlan bu galeri- de yeniden gösterirkcn çok net ve ta- rafsız olmaya karar verdim. Hepsini aynı büyüklükte bir monitörde. bir- birinden bağunsız olarak, fakat ara- lannda ufak bağlar da kurmava çau- şarak çok tarafsız bir şekilde göster- meve çahşümr Galennın gınşindeki camın önü- ne, dışanya bakacak biçimde yerleş- tirilen monitörde 'Eudora' adlı video çalışması karşılıyor sizi. Bu iş halen Berlin Bienali'nin yapıldığı iki yer- den bin olan eski postane binasında sergileniyor. Bir internet servis sağ- layıcısının e-posta beklerken ya da gönderirken ekranında belıren sem- bolünü döngüsel olarak kullanan vi- deo. Berlin'deki eski postane bina- sında göstenldiğınde bu 19. yüzyıl binasının asıl işlevi ile günümüzün gelişmiş elektronik iletışim sistemi arasında bağlantı kuruyor. Zamanla ilişkilendiriyor Mudo Maçka Sanat Galensf nde ise galeriye girerken sizi zamanla ilişkilendiriyor 'Eudora'. "Dışanda bir zaman göstergesL. Dışanya doğ- ru bakarak ya da galerinin içinden dışanya çıkarak zamanla ilgili bir iş görüyorsunuz. Aynı zamanda bu işi ilk başta fark etmeseniz bile galeriye girdiğiniz zaman ters dönnıüş bir mo- nitörün ne oynattığını görmek için ga- lerinin dışına çıkmak zorunda kah- yorsunuz. Bunu bir scrgi mekânınuı içi ve dışıj la ilişkili bir şekle dönüştür- düm" diyor Erkmen. Galeriye girdığinızde kapınm tam karşısına yerleştirılen monitörde kükreyen bir aslan görüyorsunuz. Berlin Hayvanat Bahçesi'ndeki bir aslan kullanılarak canlandınlan 'Chambal' adlı bu filmdeki görüntü, Metro Goldvvyn Mayer'in jerleriğin- dekı aslana göndermede bulunuyor. İlk kez 2000 yılmda Vıyana Ludvvig Müzesi'nde bir sinema ortamında büyük perdede gösterilen 'Cham- bal', bir eğlencenın başlamak üzere olduğunu işaret ediyor bize. Sola döndüğünüzde yan yana ko- nulmuş iki monitörde saçlan yapılan iki kadın var. Binnin saçlan kesilıyor ve diğer monıtörde ıse fön çekiliyor. 'Kuaförde İki Kadın' adlı bu iki vi- deo çalışması. daha önce 1999'da Münıh'te 'DreamCitv' adlı sergide, Brigitte Bardot ıle Günther Sachs ın aşkının basın fotoğraflanndan olu- şan bir odada. arka planda SergeGa- insbourg'a Brigitte Bardot'nun eşlik ettiği 'Je t'aime moi non plus' adlı şarkının çalındığı karmaşık bir ens- talasyonla gösterildi. Kûlttirel ahşverişin karmaşıkhğı lçerideki odaya girdığinizde ise eğ- lencenin kendisiyle karşılaşıyorsu- nuz: 'Enire ve Dario'. Erkmen'in 1998'de Berlin'de 'tskorpH' sergisin- de ve daha sonra da Frankfurter Kunsrv erein'da sergilediği bu iş, kül- türel alış\ erişin karmaşıklığına gön- dermede bulunuyor. Dario More- no'nun seslendirdiğı 'tstanbul' par- çasına sonsuz beyaz bir fon üzerinde sanatçının oğlu Emre. dansıyla eşlik edivor. "Buvideovuİstanbulhı sanat- 'V- M. aptığım bir işin sanatla sanat olmama arasında gidip gelmesini istiyorum aslında. 'Emre ve Dario' bir video klip de olabilirdi. Ama sanatla sanat olmama arasındaki hassas sınırlarla oynamayı çok seviyorum. O zaman tabii sanatı sorgulamış oluyorsunuz.' çılann katıldığı bir sergi için kullan- mışüm. Burada İstaııbul'a çokdirekt bir referans vermek istemiştim. Ve bu referansın direktliğini daha da kuv- vedendirmek için arkasına sonsuz bir fon ko\dum. Yani mümkiin oiduğu kadar sakin bir şekilde göstermeye çalıştun. Çünkü zaten sürekii İstanbul diyor, sürekii İstanbul'u haoriatan bir şaria." Erkmen'in geçen ay sonuna dek süren bir projesi de Frankfurt'ta ser- gilendı. Deutsche Bank'm fınanse et- tiği projede. îstanbul, Japonya ve Ve- nedik'ten üç vapur getırilerek Main Nehri üzerinde kendi ekipleriyle ta- rifeli seferlergerçekleştiriyorlar. Erk- men'in projesi on iki sanatçının pro- jesi arasmdan seçilmiş. "Main Nehri, Frankfurt'un tam ortasından geçiyor ve Frankfurt'un adı bile Main Nehri'vle anılıvor: Frankfurt- am-Main. Fakat kullanıl- nuyor tabiL çünkü çok gelişmiş bir ulaşun ağı var şehrin. Köprüler kul- lanüıyor, metro kullanılıyor... Ama da- ha önce kullanılmış eski iskeleler var. Şimdi tekrar bir ay süreyle vapur kıd- lanmaya başladılar." 'L rünJeri ekonomik kullanmalı' Erkmen, popüler kültür ürünlerini kullandığı işlerinde çok dikkatli ol- mak gerektiğini düşünüyor. "Ben bu- nu yaparken her zaman çok tedbirii- yimdir. Dario ve Emre'de arkadaki o beyaz fon, o tarafsızhk bu endişenin sonucunda çıkan bir şeydi. Ürünleri mümkün oiduğu kadar ekonomik kuUanmakgerektiğini düşünü>orum. Bir de tabii bu ürünler kullanılırken çok ciddi olmamak gerek diye düşü- nüyorum. Tabii ki çok ciddiyim işi ya- parken ama bunu mümkün oiduğu kadar hafifletip o hafifliğin içinde bir U dönüşü yaparak bu ürünü başka bir yere götürmek lazım. Yani direkt olarak değil, bir dönüş > apnrarak gö- türmek gerekivor. Bu dönüş de çok çe- şitli yollarla yapıhr. Yani bir şeyi alıp bir yere götürüp sergilemek değil. Onu sergilerken birtakım yerierden geçirmek lazun." Erkmen ışlerini yaratırken sanat ile sanat olmama hali arasında gidip gel- meyi yeğhyor. " Yapüğım bir işin sa- natla sanat olmama arasında gidip gelmesini istiyorum aslında.' Emre ve Dario' bir video klip de olabilirdi. A- ma sanatla sanat olmama arasındaki hassas sınırlarla o> namav ı çok seviyo- rum. O zaman tabii sanatı sorgulamış oluyorsunuz." Ayşe Erkmen'in 'Kuaförde İki Ka- dın', 'Chambal', 'Eudora'. 'Emreve Dario' adlı ışleri Mudo Maçka Sanat Galerisi'nde 7 Temmuz'a dek görü- lebihr. (Bılgi için- 240 80 23) Ender Güzey'in enstalasyonu Münih'te. Afrika Müzesi, 'Kazı' ile açılacak Kültür Servisi - Münih-Weilheım Afrika Müzesi 15 Haziran'da Ender Güzey'in 'Ka- n' adlı enstalasyonuyla açılıyor. Üç ay izle- nebılecek enstalasyon. ilk olarak Münih Kül- tür Merkezi'nin avlusunda, ardından da Al- manya'nın çeşitli kentlerinde sergilenmışti._ 18 adet naklıyat sandığından oluşan bu ça- lışmanın özelliğı, içinde banndırdığı 'yük'... Her bir sandığın üzennde tüm naklıyat san- dıklannda oiduğu gibı içeriğıni vurgulayan semboller ve kavramlar mevcut. Bu yükün el- le tutulamayacak manevi değerlennden oluş- ruğu dikkat çekiyor. Konteynerlerin her biri- nin üzerinde Almanca ve Ingilizce olarak bir kavram yer alıyor: Sevgı. hoşgörü, öfke. aşk, umut. cesaret. vizyon. dostluk... Ileri bir ta- rihte yapılacak olan arkeolojik kazıda, bü- tün bu mane\ i değerlerin 'içi boşahnış' kav- ramlar olarak keşfedılmesı, bu 'içi boş' san- dıklar ile sembolik bir şekilde vurgulanıyor. Sanat ortamında nakledılen değerlerin gıt- gide uğradığı değışım ıle e-mail olarak bir 'bo\' içinde paketlenip gönderilmesinı de vurgulayan bir çalışma 'Kazı'. Güzey. bu de- ğişıme dıkkatleri çekerken aynı zamanda ev- rensel kavramlann kutular üzerinde belirtil- diğı gibi 'hassas vekınlgan' olduğunu da ifa- de ediyor. Sandıklann tümünün yerleştiril- mesi ise bir İabirent' oluşturuyor. İnsanlann bu kavram ve değerler içinde gitgide bir çık- maza girmesi sandıklann oluşturduğu bu 'la- birentle' ıfade buluyor. israil Parlamentosu'nun muhalefeti ve protestolar nedeniyle Barenboim ısrarından vazgeçti Wagner konseri iptal edîldi Kültür Servisi - Israil'de gerçekleşecek olan Jenısalem Festivali'ndeki VVagner konseri, protestolar ve Israil Parlamentosu'nun muha- lıf tutumu nedeniyle iptal edildi. Katliamdan sağ kurtulanlar, poli- tikacılar ve Nazi- avcısı örgütle- rin üyeleri, festival düzenleyici- lerinden konseri iptal etmelerinı "S.w " "* ıstedı. Konserde orkestra şef- liğini yapacak olan Da- niel Barenboim ilk baş- taki katı tutumunu terk ederek protesto- cuların taleplerini onayladı. Barenbo- im, 7 Temmuz'da. Wagner'in DieVVal- kuere adlı operasının ilk sahnesini solistlerle birlik- te yorumlayacak olan Ber- liner Staatskapeüe'nin şef- lığini yapacaktı. Program Schumann'ın '4. Senfoni'si ve Stravinski'nin 'Bahar Avini' ile değiştirildi. Öte yandan konsere solıst olarak katılacak olan tenor Placido Domingo. değıştırilen prog- ramda yer almayacak. Konserin mayıs ayında duyurulmasından sonra Israıl Parlamentosu üyeleri, Jerusalem Belediye Başkanı EhudOlmert ve Kültür Ba- kanı Matan Vllnai. VVagner isminin Nazilerle birlikte anılması konu- sundaki rahatsızhkJannı dile ge- tirmişlerdi. 1813'te Leibzig'de doğan VVagner, Yahudi aleyhtan W °la r a k tanınıyordu. Na- , zilerin Yahudi aleyh- * tarlığına düşünsel ve kültürel bir altyapı sağla- dığına inanılan Wagner, Hitler'm en sevdiği bestecıydi. Buna karşın katliamdan kurtu- lan bazı Yahudıler Wagner mü- ziğının Israil'de çalınmasına karşı çıkmadılar. Festival kurulundaki iki üye de böyle düşünüyordu. Arjantin doğumlu olan. ama gençliğinden ben Israil'de yaşayan Danıel Barenboim de VVagner dinlemeye yasak getirmenin kimsenin hakkı ol- madığını belirtti. A- ma "İsraiPde bir Wagner misvoneri gi- bi savaşım vermek" de istemediğini vurguladı. Mısır Yazarlar Birliği, İsrailli yayıncılarla kontrat imzalarsa önlem alacağını bildirdi Yazar Necip Mahfiız'a tepki 90 yaşındaki yazar, konuşma hakkı tanınnıasını istedi. KAHİRE (AFP) - Mısır Yazar- lar Birliği, 1988 yılında edebiyat alanında Nobel Ödülü'ne değer görülen Mısırh yazar Necip Mah- fiız'a karşı önlemler almaya hazır- lanıyor. Neden ise Mahfüz'un Is- raillı yayıncılarla kontrat imzala- mayı kabul ermiş olması. Bırlik. sözcüsü Farug Khurs- hid aracılığıyla bıldirdiğı "Necip Mahfüz'un İsrailli yayıncılarla, çalışmalannın İbranice\e çevril- mesi konusunda fikir birliğine vardığı açıkça biliniyor. Birlik, ge- reken önlemleri alacakör" sözle- riyle üstü kapalı bir açıklama yap- tı. Bu açıklamaya yanıt olarak ya- zann editörü MarkLinz de geçen günlerde Kahire'deki Amerikan Universitesi'nde. 90 yaşındaki yazann henüz İsrailli yayıncılar- la bir kontrat imzalamadığı fakat 80*lerdeki ve 90'lann başında gerçekleştirdiği çalışmalann Ib- ranicenın de dahil oiduğu 400'den fazla dile çevrilmesı konusunda fikir birliğine vardığını söyledi. Ardmdan Mahfuz. birliğin tav- nna karşı tepkisini Arap Daily al- Hayat gazetesinin ilk sayfasında 'Azfctmeden Önce Sorun' başlık- lı makalesinde dile getırdi: "CMa- yuı itham edilen kişinin balaş açı- suıdan da değeriendirilmesi gere- kir. Sonuçta hepimiz avıu birliğin üyeleriyiz. Eğer birimiz kurallan çiğnrvorsakbileyargılamadan ön- ce konuşma hakkı tanınmalı." Mahfuz ve Yazarlar Birliği ara- smdaki gerginlik. ilk olarak yaza- nn. Israil ile kurduğu yakın iliş- kiler sonucu yazdığı 'All Salem' adlı oyunu yasaklayan birliği pro- testo etmesiyle başlamıştı. Yazar. 'Sokak Çocuklan' ('Chiklren of Alley') adlı kitabında 'inanç' ko- nusuna getirdiği yaklaşımdan do- layı da lslamı kanadın tepkisini çekmiş ve 1994 yılında fanatik bir dinci tarafından boynundan bı- çaklanmıştı. EStNTDLER ZEYNEP ORAL Insan Onurunun Aşağılanması Birkaç gün önceydi. Öğle vaktiydi. istanbul'da Be- bek'te, Mısır Konsolosluğu'nun o görkemli yapısının önünde toplanmıştık. Konsoloslukla, o güzelim Be- bek Parkı arasında, topu topuna etli, hadi bilemedi- niz altmış kadındık... Ansızın harika bir ilkbahar güneşini yaran -rap rap rap sesleriyle uygun adım koşarak- araçlardan inen yüzlerce polis, daha önceden konsolosluk çevresin- de mevzi almış polislere katıldı... Kadınlar her yaştan, her meslekten, öğrenci ve rengârenkti. Polisler, erkek ve kadın, üniformalı ve si- vildi... Karşılıklı birbirimize bakıp şaşkınlıktan neredeyse küçük dilimizi yuttuk! Biz kadınlar, polislerin bunca çok sayıda olmasına şaşıyorduk. (Kadın başına neredeyse on polis düşü- yordu.) Polisler ise biz kadınlann bunca az sayıda ve bunca "zararsız", "sakıncasız" olmasına şaşıyordu. (Oysa ihbar almışlardı, "gizli örgütler, vatan hainleh, anarşistler konsolosluğu basacaklardı".) Neyse baskın ya da provokasyon olmadı. Türki- ye'de bir kıvılcımdan nice yangınlar çıktığının bilin- cınde, gülsek mi, ağlasak mı durumlarında basın bil- dirisi okundu ve Mısır Konsolosluğu'na bir protesto mektubu bırakıldı. Herkes, polisler de kadınlar da dağıldı. • • • Olayı belki basından ya da internetten izlemişsiniz- dır: Ünlü feminist yazar, bilim insanı, Mısırlı Dr. Nevval El Saadavi, (Dünyanın her diline çevrilmiş 30'u aş- kın kitabı var. Bizde yayımlanan en ünlü romanı "Sı- fır Noktasındaki Kadın".), bugün 70 yaşında ve ülke- sınde "cadı avıyla" karşı karşıya. Bir süre önce bu ünlü yazaüa Mısır'da bir gazete röportaj yapmış. Bu röportajda Saadavi, her zaman savunduğu düşünceleri dile getirmiş: Kadının Islama göre mevcut durumunu sorgulamış, çokeşliliğe, mi- ras hakkındaki eşitsizliğe ve örtünmenin şekılcıliğine dikkat çekmiş. Vay efendim sen misin bunlan söyle- yen! Gazete haberi manşetten çarpıtarak verince, aleyhte bir kampanya! Sonuç: Nevval El Saadavi'nin "dinden döndüğü" gerekçesiyle dava açılıyor. Biçilen ceza ise "Islam dinine göre" kocasından "zorfa boşandırma". Ayrı- ca duruşması 18 Haziran'da, bundan sonra hapis ce- zasıyla da tehdit ediliyor. Saadavi ve tıp doktoru, yazar eşi 37 yıllık evli. Ay- nı düşünceleri ve mücadeleyi otuz yedi yıldır paylaş- mışlar, paylaşıyorlar... Her ikisi de şu sırada canhıraş halde, boşanmak gibi bir niyetleri olmadığını, mutlu- luklannı ve bu cezanın saçmalığını ortaya dökmek için savaş veriyoriar. Mektuplan, savunmalan internette ve tüm dünyadaki insan hakları platformlarında do- laşıp duruyor. (Meraklılar, tüm ayrıntılara woma- nactc yahoogroups.com adresinden ulaşabilir.) Iran'da recm'i uygulayan anlayış, Mısır'da "zorta boşandırma" olarak karşımıza çıkarken Islam dinine en büyük kötülüğün yapıldığı düşünçesi de dalga dalga yayılıyor. "Ister topiumsal,feterhukvksal olsun, özgûr ira- deyle bir araya gelmiş bir kadınla bir erkeği ayırmak bir ınsanlık suçudur. Bu olayı protesto ediyoruz. Nevval El Saadavi'nin şahsında tüm dünya kadınlannın özgürlük mücade- lesini destekliyor ve üzerindeki baskılann kaldınlma- sını talep ediyoruz. El Saadavi'nin yargılanması dur- durulmalıdır" deniyordu basın bildirisinde. 8 Mart Kadın Platformu, "Pazartesi" gazetesi, In- san Haklan Derneği Kadın Masası, HADEP Kadın Kolları, Dicle Kadın Kültür Merkezi gibi kuruluşlar ve çok sayıda birey bu protestoya katılıyordu. Özetle: Bu protestoya, Mısır Büyükelçiliği'ne ve Konsolos- luğa tepkilerinizi bildirerek katılabilirsiniz. Her gazeteciyle konuşmayın. Gazeteciter tehlikeli insanlardır. Polis teşkilatı, aldığı ihbarları daha dikkatli değer- lendirip böyle gülünç durumlara düşmemeli. Siz siz olun katıldığınız hiçbir eylemde soğukkanlılığı elden bırakmayın. Dünya, islam dinine en büyük kötülüğün yine bağ- nazlıktan geldiğinin bilincinde olmalı. zeynepfrf zeyneporal.com Faks:(0212)25716 50 İTÜ göletinde sal üzertnde konser • Kültür Servisi - İstanbul Teknik Üniversitesi, Ayazağa Kampusu'nda yer alan göleti, kültür ve sanat etkinliklerinin yapılabileceği bir alan haline getirdi. İTÜ Oda Orkestrası ve solist Rumen fagot sanatçısı Sandu Muldovan, bugün saat 19.00'da. bir salm üzerine kurulan platformda konser verecek. Orkestra, Mozart'ın 'Küçük Bir Gece Müziği', Vivaldi'nin 'Fagot Konçertosu', Joseph Pablo Moncayo'dan 'Huapango' gibi bahar coşkusunu yansıtan eserleri seslendirecek. Konserin biletleri, Biletix gişelerinden temin edilebilir. (0216 454 ] 5 55) BUGÜN • PERA GÜZEL SANATLAR'da saat 13.30'da Naci Madanoğlu'nun yönetimindeki keman konseri dinlenebilir. (252 30 82) • İSTANBUL MASLAK VENUE'de saat 22.00'de Engineered Music Tour'un son durağında Asian Dub Foundation'ın konseri ızlenebilir. (212 317 54 00) 13 üncüâü bu yıl yapılamıycr BUGUN 1IYAIR0 FESTİVALİNİN ONBEŞİNCİ GÜNU co —
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle