Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15 HA2İRAN 2001 CUMA
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALt SİRMEN
Seksenlik Delikanlı
Yaz geldi, ama etrafta gorulmemiş bir karan-
lık; ekonomik tablo kara, işsizlik veyoksulluk,
diz boyu olan sosyal sorunlan gırtlağımıza ka-
daryükseltti, siyaset sahnesi kapkara...
Gazete okuru, hep aynı sorunlarta karşılaş-
maktan bıktı, usandı. bunaldı.
Ne yapmalı da, bunca sıkıntı arasında hoş bir
şeyler bulmalı?
Önceki gün aldığım, ama ne yazık ki, siz bu
satırları okuduğunuzda, "yenı dünyada" ola-
cağım için katılamayacağım bir davet, böyle
bir hoş konuyu, daha doğrusu. kendisiyle bir
araya geldiğinizde hiç değilse bir süre içın bü-
tün dert ve sıkıntılannızdan azade olup felek-
ten bir gün, bir gece veya hıç değilse birkaç sa-
at çalabileceğiniz hoş bir kişi gündeme getirdi.
Hemen hemen bütiin Türkiye'nin tanıdığı ve
bu pazartesi sekseninci doğum gününü kutla-
yacak olan bir delikanlıdan söz etmek istiyo-
rum:
Aslen mimar olduğu halde, geniş kesimlerin,
eşsiz yazıları, sohbetleri ve nukteleriyle tanıdı-
ğı, hatta kimılerinin zaman zaman "Aaa sizın mi-
marlığınız da mı vardı" diye sordukları, ıçinde
sönmeyen yaşam tutkusunu ve hiç yitirmedi-
ği, pınltılı coşkufu mizahını sık sık herkesle pay-
laşan seksenlik delikanlı Aydm Boysan.
• • •
iki üç yıl oluyor, Aydm Boysan, kadim dostu
ve mizahının gücü kendisininkine eşit, ünlü
operatör doktor Tank Minkari ile birlikte, yeni
dönemin sanatçılarından, benim hünennin key-
fine varamadığım birgenç sunucunun TV prog-
ramına konuk olmuştu.
Coşkulu, güleç yüzlü Aydın Boysan'ın tersi-
ne, ilk bakışta asık suratlı görünen, güldüğün-
de bile utanıyormuşçasına kahkaha atmayıp
tebessümünün altını çizmeyen Tank Minkari,
fizik zıtlıklarıyla da rnizah dünyasında eşine az
rasllanır bir çift oluşturuyorlardı.
Başka kanalda mutlaka görmek istediğim,
birönemli film vardı. Ama "Bakalım yaş ortala-
ması 30'un altında olan genç izleyiciler, şu iki
mizah devinin keyfine varacaklar mı" derken
kendimı öylesine kaptırmışım ki, filmi unuttum.
0 gece çok mutlu olmamın nedeni, ikisini de
tanımak mazhariyetine eriştiğim ustaların miza-
hından çok, genç neslin deonlardan büyük ke-
yif alması ve salonu alkışa boğmasıydı.
Aydın Boysan ve Tank Minkari, gençlerle
aramda ortak bir yön yarattılar, köprü kurdular
ogece.
• • •
Aydın Boysan'ın tatlı sohbetlerini, bir buçuk
yılı aşkın süre devam eden "Ayıptır Söyleme-
si" adlı TV programında izleyicilerimle birkaç
kez paylaşmak olanağını buldum.
Bu söyleşiler sırasında, hem Aydın Bey'in bir
yönünü hem de mizahın onsuz olmazını öğ-
renmek olanağına da kavuştum.
Aydın Bey, güçlü mizahını, ılginç kişiliğinden
keskin zekâsına; solmayan, pörsümeyen ya-
şam tutkusundan, bütün bu vasıflarını paylaş-
madaki cömertliğinden alıyordu kuşkusuz bü-
yük ölçüde.
Sohbetlerini izleyenler, kitaplarını, gazeteler-
deki köşe yazılarını okuyanlar, sanırım benim-
le aynı görüştedirler.
Evet, Aydın Bey bütün söyleşilere bir gün ön-
cesinden ciddi ciddi hazırlanarak geliyor, aldı-
ğı notlara kaçamak bir göz atıyor ve belagatı-
nın örneklerini döktürüyordu.
Kısacası Aydın Bey, mizahın çok ciddi bir iş
olduğunu biliyor ve onu ciddiye alıyordu.
Aydın Hoca'nın son zamanlarda dilden dile
dolaşan bir esprisini aktarmak isterim size:
"Bülent Ecevit, diyor Aydın Hoca, bizim Çi-
çekPasajı'ndaki 'Entelektüel Cavit'e benziyor.
Orada meyhanesi olan Cavit, ağzına içki koy-
mamıştır. Kendisi içmez, ama içirir, yemez a-
ma yedirir."
Ilahi Aydın Boysan!
Sana hepimiz, daha nice nice yıllar diliyoruz.
İnşallah daha yıllarca, kara günlerimizi aydınla-
tır, hüznümüzü keyfe dönüştürürsün!
İnsan kaçakçılığı
En ucuz tatife
1 milyarlira
AMSTERDAM
(AA) - Hollanda'ya
yoksul ülkelerden ya-
pılan insan kaçakçılığı-
nın büyük ilgi görmeye
devam ettiği ve kaçak-
çılık sebekelerinin
müşterilerine çok fark-
lı fiyat tarifeleri uygu-
ladıklan bildirildi.
Adalet Bakanlığı ta-
rafından insan kaçak-
çılığı konusunda hazır-
lanan rapora göre ka-
çakçılık şebekeleri.
Bosna-Hersek'ten bu
ülkeye getirilecek bir
kişi için 2 bin florin (1
mil>ar TL) alırken
Azerbaycan için bunu
kişi başma 8 bin florin
(4 milyar TL) olarak
tahsil ediyor. Şebeke-
ler, Çin 'den Batı 'ya ka-
çırdıkları bir kişi için
ise fiyatlarını 50 bin
florine (25 milyar TL)
kadar yükseltı>orlar.
Bakanlığın raporun-
da. Hollanda"nın insan
kaçakçıhk şebekeleri
içın çekici bir ülke ol-
ma özelliğini korudu-
ğu. ülkeye son yıllarda
sığınma başvurusunda
bulunan yabancılann
büyük çoğunluğunun
bu şebekeler aracılı-
ğıyla aeldikleri belir-
tıldi.
Transit geçişler
insan kaçakçılığında
transit geçişlerin bü-
yük ölçüde Balkan ve
Doğu Avrupa ülkeleri
üzerinden yapıldığı
bildirilen raporda, bu
ülkelerin kaçakçılığın
önlenmesi konusunda
önemli biri çaba gös-
termedikleri ve sınır-
lardaki kontrol sistem-
lerinin de iyi çalışma-
dığı eörüşüne yer ve-
nldı."
İçişleri Bakanlığı'nca hazırlanan genelgeyle jandarmanm açıklama yapması engellenecek
Ydmaz'm istecüğioluyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
içişleri Bakanı Rüşrü Ka/jm Yüce-
len'in bugün yayımlamayı planladı-
ğı genelgeyle. kamuoyuna yapıla-
cak açıklamaları doğrudan bakan
yapacak. Benzeri birdüzenleme. ge-
çen ay AN'AP liden Mesut Yılmaz
ile tçişleri Bakanlığı'na \ekâlet e-
den Turizm Bakanı Erkan Mumcu
arasında krize neden olmuştu. Yıl-
maz, "gestapo devleri1
" kurmaya ça-
lışmakla suçladığı jandarmanın
açıklama yapmasından rahatsız ol-
muş Mumcu'dan jandarmanın açık-
lama yapmamasına ilışkin genelge
yayımlamasını istemişti.
• Jandarmanın açıklama yapmasından rahatsız olan ANAP lideri Mesut -Yılmaz. yeni içişleri
Bakanı aracılığıyla istediği değişimi yaptınyor. Hazırlanan genelgeyle bundan böyle
açıklamalann sadece bakan tarafından yapılması planlanıyor.
içişleri Bakanı Rüştü Kazım Yü-
celen. Emniyet Genel Müdürlü-
ğü'nden merkez valilığine atanan
Turan Genç ve Jandarma Genel Ko-
mutanlığf ndan göreve geldikten
sonra brifing aldı.
Yücelen, jandarma-emniyet ve
merkez teşkilatı arasındaki eşgüdü-
mü sağlamak amacıyla genelge ha-
zırlıyor. Yücelen 'in son anda deği-
şiklik olmaması durumunda bugün
yayımlayacağı genelge, bakanlık ve
bağlı birimlerin çalışma sıstemi ko-
nulannı içerecek. Genelgede kamu-
oyunun bilgilendirilmesi gündeme
geldiğinde açıklama yapacak ya da
konuşacak olan kişinin İçişleri Ba-
kanı olacağı vurgusu öne çıkıyor.
Kolluk kuvveti
Yücelen, jandarmanın da tıpkı
emniyet gibi bakanhğa bağlı bir kol-
luk kuvveti olduğuna işaret ederek,
yolsuzlukla mücadelede emniyet ve
jandarmanın koordinasyon içinde
çalışacağını belirtti. Bu konuda
açıklama yapılacaksa bunu kendisi-
nin yapacağını söyleyen Yücelen,
"De\ lette bilek güreşi de olmaz, kar-
gaşa da Polis ne kadar kolluk kuv-
veriyse,jandarma da o kadar kolluk
kuvvetidir. Biri tam, diğeri yan de-
ğildir. Bu iki seçkin kunını arasında-
ki uyumu işletmek de benim göre-
\imdir" dedi.
Yücelen'in yayımlamayı düşün-
düğü genelge, daha önce ANAP
içinde knze neden olmuştu. Döne-
min içişleri Bakanı Sadettin Tan-
tan'ın 7 Mayıs'ta Iran'a yaptığı ge-
zi sırasında bakanlığa Turizm Baka-
nı Erkan Mumcu vekâlet etti. Yıl-
maz, jandarmanın kendılerine yö-
nelik açıklamalan nedeniyle Mum-
cu'dan "hiçbir birinı bakana danış-
madan açıklama yapmayacaktır"
genelgesi yayımlamasını, "Tan-
tan'uı göreve getirdiği baa isimkri
alarak yerlerine atama yapmasınT
istemişti. Istenilenleri yapmayaca-
ğını belirten Mumcu, gerilimin tır-
manması üzerine istıfasını sundu.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, komutanlığın 155. kuruluş yılını kutladı:
Jandarmayı kıvançla iztiyoruz
Sezer kutladı.
• Sezer. Jandarma Genel
Komutanlığı'nın, Türkiye
Cumhuriyeti'nin ülkesi ve
ulusuyla bölünmez bütünlüğünün
korunması, kamu düzeninin
sağlannıası konusunda bugüne
kadar değerli hizmetlerde
bulunduğunu belirtti.
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) -
umhurbaijkanı
Ahmet Needet Se-
7er, Jandarma Ge-
nel Komutanlı-
ğı'nın kuruluşunun
155. yıldönümü ne-
deni} le Orgeneral
Yytaç Valmana
gönderdıği kutlama
mesajında. jandar-
manın kendisine ve-
rilen görevleri her
zaman özverili bi-
çimde yerine getirdiğini vurguladı.
Sezer, Jandarma Genel Komutanhğf nın
çalışmalarını kıvançla izlediklerini kaydet-
ti. Sezer, başanlarla dolu köklü bir geçmi-
şe sahip olan Jandarma Genel Komutanlı-
ğı'nın Türkiye Cumhuriyeti'nin ülkesi ve
ulusuyla bölünmez bütünlüğünün korun-
ması, yurttaşlann güvenlikleri ile kamu dü-
zeninin sağlanması konusunda bugüne ka-
dar değerli hizmetlerde bulunduğunu be-
lirtti.
Sezer,jandarmanın kendisine verilen gö-
revleri özverilı biçimde yerine getirdiğini
vurgulayarak "Jandarma Genel Komutan-
lığı'nın kuruluş yıldönümünii kutluyor, gö-
revieri sırasında şehit olan kahraman meh-
metçikJerimizi rahmetle, gazilerimizi min-
netle anıyor, size veJandarma Genel Komu-
tanlığı'nın rüm görevlilerine esenlikler dili-
yorum"dedı.
Başbakan Bülent Ecevit, MHP Genel Baş-
kanı ve Başbakan Yardımcısı DevIetBahçe-
li ile DYP Genel Başkanı Tansu Çiller de ku-
ruluş yıldönümü nedeniyle Jandarma Genel
Komutanı Aytaç Yalman'a kutlama mesajı
gönderdiler.
ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yar-
dımcısı MesutYılmaz, mesajındajandarma
teşkilatının, Atatürk ilke ve inkılaplannın
ışığında insan haklan ve hukukun üstünlü-
ğü ilkelerine dayalı bir anlayış içerisinde
başanlannın artarak devam edeceğine olan
inancının tam olduğunu bildirdi.
İçişleri Bakanlığı'na getirilen Rüştü Ka-
zım Yücelen de milletin huzur ve güveni,
devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bü-
tünlüğünü koruma yönünde jandarma teş-
kilatının göstermiş olduğu gayret ve feda-
kârhklann her türlü takdirin üzerinde ol-
duğunu belirtti.
İĞNELÎ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
Peş peşe gelen kazalarla yaşanan bir aile trajedisi
Olümler CASA'yla başladı
KONYA (AA) - Konya mer-
kez Meram ilçesi Milli Eğitim
Şube Müdürü Cihan Kolaç, kal-
dığı pansiyonda ölü bulundu.
Alman bilgiye göre, Merkez
Meram ilçesi Milli Eğitim Şu-
be Müdürü Cihan _ _ _ _
Kolaç 'ın (41) sabah
işine gelmemesi üze-
rine, mesai arkadaş-
lan tarafından kaldı-
ğı Endüstri Meslek
Lisesi Pansiyonu'na
telefon edildi. Cevap
alınamaması üzerine polise ha-
ber verildi. Pansiyona giden
polis, Kolaç'ı kaldığı odada ölü
buldu. Kolaç'ın kalp krizi so-
nucu öldüğünün anlaşıldığı bil-
dirildi.
Cihan Kolaç'ın teyzesinin
oğlu Şefîk Ayaydm; yaklaşık
bir ay önce Diyarbakır'dan
Ankara'ya gitmekte olan CA-
SA tipi uçağın Malatya yakın-
lannda düşmesi sonucu şehit
• Kaldığı pansiyonda ölü bulunan Meram
ilçesi Milli Eğitim Şube Müdürü Cihan
Kolaç'ın teyzesinin oğlu Şefîk Ayaydm
uçak, teyzesinin kızı ve 4 yaşmdaki oğlu ise
trafik kazasında yaşamını yitirmişti.
olmuştu. Daha sonra şehit Şe-
fik Ayaydın'ın, Konya'nın
Beyşehir ilçesindeki cenaze
törenine katılmak için Antal-
ya'dan gelen Kolaç'ın teyze kı-
zı Ayşe ve 4 yaşındaki oğlu
Kazım Kuzu da Isparta-Konya
karayolunda geçirdikleri tra-
fik kazasında hayatlannı kay-
betmişlerdi.
Kalp krizinden ölen Meram
ilçesi Milli Eğitim Şube Müdü-
rü Kolaç "ın çalışma
arkadaşlan, "Müdü-
rümüz, talihsiz kaza-
larla jakınlannj ka\-
bettikten sonra bir bu-
nalıma girmişri. Bu
üzüntüye kalbi day an-
madı" dediler.
Kolaç'ın cenazesi bugün, da-
ha önce şehit düşen teyzesinin
oğlunun mezannın bulunduğu
Beyşehir ilçesi Yeşildağ Belde-
si'ndeki mezarlıkta toprağa ve-
rilecek.
Emniyette atama
IstihbüMtın
başma
UzungetirUdi
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - İçişleri Bakanı Rüşrü
Kazım Yüceten. Sadettin Tan-
tan'ın görevden aldığı ve "Te-
lekulak" davasında yargılanan
cski Ankara Emniyet Müdür
Yardımcısı Osman Ak'ın "Fet-
hullahçı" olmakla suçladığı
Sabri Uzun'u yeniden Istihba-
rat Dairesi'nin başma getirdi.
Turan Genç'in yerine Emni-
yet Genel Müdürlüğü'ne vekâ-
leten atanan Ertugrul Çaktr,
göreve geldikten hemen sonra
kadro operasyonu başlattı. Ça-
kır'ın hazırladjğı ve Yüce-
len'in onayladığı görev deği-
şikliklerine göre, Personel Da-
ire Başkanı Selim Akyıknz,Te-
rörle Mücadele Daire Başkan-
lığı'na; Yabancılar Daîre Baş-
kan Yardımcısı tbrahim Sdvi
de Personel Daire Başkanh-
ğı'na atandı. Istihbarat Daire
Başkanlığı'na, Necati BiH-
t can'ın emniyet genelmüdürlii- .,
' ğü dönemindfi aynı görevi yür ''
rüten Sabri Uzun atandı.
Yargıtay
'BeyazEnerji*
ağırcezada
ANKARA (CumhuriyetBü-
rosu) - Yargıtay 5. Ağır Ceza
Dairesi, "Beyaz Enerji" dava-
sında, Ankara 4. Ceza Mahke-
mesi'nin 9"u tutuklu 15 sanık
hakkında verdiği "görevsizJik"
karannı kaldırdı. Böylece, da-
vadaki "rüşvet alıp venne, iha-
leye fesat kansörma" ve "gö-
revi kötüye kullanma" suçlan-
nı Ankara 4. Ağır Ceza Mah-
kemesi görüşüp karara bağla-
yacak.
Buna göre, 15 sanık bu suç-
lamalardan Ankara 4. Ağır
Ceza Mahkemesi'nde hâkim
karşısına çıkacak. Yargıtay 5.
Ceza Dairesi'nin karan, Yargı-
tay Cumhuriyet Başsavcılı-
ğı'na gönderildi. Dava dosya-
sı gelecek günlerde Ankara 4.
Ağır Ceza Mahkemesi'ne de
tebliğ edilecek.
Ankara 1 No'lu DGM, Be-
yaz Enerji davası sanıklanndan
9'unu tahliye etmişti. Ancak sa-
nıklar başka bir suç nedeniyle
cezaevinden çıkamamışlardı.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Izzet Ateş, 49 yaşında. emekli.
Dün gazeteye geldi ve görüşmek is-
tediğini söyledi. Anlattıklarını aktan-
yorum: "Oğlum Mızrap Ateş. 1978
doğumlu. 1998yılında tekstil işçiliği
yaptığı işyehnden alınıp tutuklandı,
örgüt üyeliğinden yargılanıyor. Ya-
kalandığında 20 yaşındaydı, şimdi
23yaşında. 19 Aralık operasyonun-
da Umraniye Cezaevi'nde atılan
bombalardan bacağından yaralan-
dı.
Bayrampaşa Cezaevi Hastane-
si'ne kaldırdılar ve yaralı sol bacağı-
nı dizüstünden kestiler. Ameliyattan
sonra Kandıra F Tipi Cezaevi'ne
gönderdiler. Çocuğum bacaksız kal-
masın ve yürüyebilsin diye kendi dar
imkânlanmızla protez bacak aldık.
Bu bacağı alalı iki ayı aşkın bir süre
geçti. Ancak hâlâ hastaneye götürû-
lüp bu protez bacak takılmadı.
Cezaevine gittiğimizde görüşe tek
bacaklı geliyor. Oturacak sandalye
vermiyorlar. Plastik koltuk değneğı-
ni de vermedikleri için görüş birezi-
yete dönüşüyor. Adalet Bakanı, ce-
zaevlerinin güllük gülistanlık olduğu-
nu söylüyor. Kendisi de babadır. Su-
F Tipi Cezaevinde Üç însan
lar doğru dürüst akmıyor. Çocukla-
nmız yıkanamıyor. Adalet Baka-
nı'ndan, oğlumun bir an önce has-
taneye götürülmesini ve protezinin
takılmasını istiyorum. Çocuğum bu
şekilde çok acı çekiyor. Biz de acı çe-
kiyoruz."
• • •
Benzer bir örneği de, Bayrampa-
şa Cezaevi'nden gönderilen bir mek-
tup anlatıyor. Nurettin Bahtiyaroğ-
lu, ölüm orucuna katılmayan gruptan
olduğunu belirtiyor. Bu nedenle F ti-
pine de nakledilmeyip Bayrampaşa
Cezaevi'nde kalanlardan. O da, Ali
Ekber Düzova isimli bir tutuklunun
durumunu aktanyor: "Operasyon sı-
rasında biz de Bayrampaşa Ceza-
evi'nde kalmaktaydık. Biz, eylemle-
rin içerisinde direkt olarak yer alma-
mamıza rağmen operasyonun he-
defiolduk. Birarkadaşımız, Ali Ekber
Düzova, her iki bacağından kurşun-
lanarak yaralandı.
Yaralı halde yoğun kan kaybına
rağmen, ancak dört saat sonra has-
taneye gönderebildik. Hastanede
yapılan, sadece kanı durdurmak ol-
muş. Olaydan yaklaşık 20 gün son-
ra ancak tıbbi müdahale yapılarak
ameliyat edildi. Kurşunlardan birisi
sağ ayak dizkapağını dağıttı, kapak
paramparça oldu. Ikinci kurşun da
sol ayak dizüstü kemiğini ortadan iki-
ye böldü ve kemik parçalandı. Ara-
dan 6 ay geçmesine rağmen her-
hangi bir iyileşme olmadı. Daha bir-
kaç operasyondan daha geçmesi
gerekiyor.
Kısacası, 19 Aralık operasyonun-
dan bu yana arkadaşımızyatakta ve
ayaklarını kullanamıyor. Hiçbir ihti-
yacını tek başma göremiyor. Yayım-
lanan genelgeler ve bir arada olma
koşullarının ortadan kaldınldığı bu
ortamda Ali Ekber arkadaşımızın te-
davisinin tamamlanması mümkün
değil. Her iki ayağını da kullanama-
yan arkadaşımız, içinde olmadığı bir
olay nedeniyle vurularak mağdur
edildi ve sakat bırakıldı. Arkadaşı-
mız, Izmir örneğinde olduğu gibi te-
davisinin dışanda yapılması için ser-
best bırakılabilir."
• • •
Bülent Yıldınm'ın, Sincan F Tipi
Cezaevi'nden, tek başına yaşadığı
hücreden yolladığı bir mektubu ya-
yımlamıştım. Ağabeyi ölüm orucun-
daydı ve hastaneye kaldınlmıştı. Ne
olduğunu bilmiyordu. Anneleri iki
kardeş arasında mekik dokuyordu.
Bülent Yıldırım'dan bir mektup daha
aldım. Sonrasını anlatıyor: "Geçen
mektubumda size yazmıştım. O
günden bugüne bazı gelişmeler ol-
du. Ben aylardır burada yalnızdım.
Sonra ağabeyimin ölüm orucunu bı-
raktığını söylediler, bir süre sonra
ağabeyimi yanıma getirdiler.
Baktım ki ağabeyimin hafıza kay-
bı vardı. Ne olduğunu, ölüm orucu-
nu nasıl bıraktığını ve birçok şeyi ha-
tıriamıyordu. Yalnız başına yürüye-
miyor, hiçbir ihtiyacını göremiyordu.
Sürekli ağnlan vardı. Birhafta kadar
yanımda kaldı. 3 Haziran 2001 akşa-
mı ise 'Başım çok ağrıyor' dedi. Son-
ra kendinikaybetti. Saatlerce uğraş-
tım. Ama gözünü bile açamadı.
Birara bana baktı. 'Burası neresi.
Neden ayağımızda zincir yok' dedi.
Sonra beni tanımadı. Küçük karde-
şimle kanştmyordu beni. Ben de Bü-
lent'im demedim. Deseydim de an-
lamazdı. Kendini hastanede sanıyor-
du. Sonra bilinci tamamen kaybol-
du. Hastaneye götürdüler, ben de
tekrar bir başıma kaldım.
Annemziyaretime geldi. Abim an-
nemi de tanımamış. Kaç gündür su
da içmemiş. Içse de, o artık bir ar-
kadaşımız gibi 'mezarsız ölü' duru-
muna getirilmiş."
• • •
Izmir'de kendine bakamaz duru-
ma gelen 12 kişi tahliye edildi. Bu ör-
nek yaygınlaştırılıp diğer cezaevle-
rinde de benzer bir yasal uygulama
yapılamaz mı? Adalet Bakanlığı bu
konuda daha duyarlı bir tutum içine
giremez mi?
Size üç insanın öyküsünü aktar-
dım. Bu durumda çok sayıda örnek
olduğunu bakanlık da biliyor. bizler
de biliyoruz. Bütün mesele niyet et-
mekte.