11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel YayınYönetmem: tbrahim Vddız # Yazıişfen Müdürü. Safim Alpaslan # Sorumlu Müdür Fikret llkiz • Haber Merkezı Müdürü: Hakan Kara lstıhbarat Cengiz \ıldırım # Ekonomı: Özlem Vüzak • Kültür: Handan Şenköken • Spor: Abdülkadir Vücelman 0 Makaleler: Sami Karaören • Duzeltme: Abdullah Yazıcı • Bılgı- Belge Edibe Buğra 0 Yun Haberlen Mehmet Faraç 9 A\rupa Temsilcısi: Gürav Öz Yayın Kurulu: tlhan Selçuk (Başkan), Orhan Erinç. Hikmet Çerinkaya, Şükran Soner. tbrahim YİIdız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbav, Hakan Kara. Ankara Temsilcısi. Mustafa Balbay Atatürk Bulvan N<r 125.Kat:4,Bakankklar-AnkaraTel 4195020(^hat), Faks- 4195027 • Izmır Temsilcısi Serdar Kızık, H. Zıya Blv 1352 S 2 3Tei.4411220, Faks: 4419117#AdanaTemsilcisı: Çetin Yiğenoğlu, Inönü Cd. 119 S. No:l Kat.l. Tel 363 12 11, Faks 363 12 15 Müessese Müdürü Erol Erkut • Koordınatdr Ahmet Korulsan • Mu- hasebe Bülent YenerO ldare Hüse>in Gürer • Satış Fazilet Ku/a MEDV \ C: • Yonetim Kurulu Başkam - Genel Mudur Gûlbin Krduran • Koordınator Reha Işıtman • Genel MudurYardımcısı SevdaÇoban Tel 514 07 53 - 5139580-5138460-61,Faks 5138463 ^ a>lmlavan ve Basın: Yem Gun Haber Aıans , Ba-ın %e \a>ıncı!ık A Ş Tuiocagı Cad 39 4. Cagaloğlu 34334 Isanbul PK 246-Sırkecı 34435 Isunbul Tel <0 212ı 512 05 05 (20hatl Faks (0 212] 513 85 95 vvu'vv.cumhunvet.com.tr 15HAZÎRAN 2001 îmsak:3.21 Güneş: 5.24 Öğle: 13.12 Ikindi: 17.10 Akşam: 20.46 Yatsı: 22.38 Pehlevi'nin cenazesi • LONDRA(AA)- Londra'dabirotel odasında ölü bulunduktan sonra Ingiliz polisinin olayla ilgili soruşturmasının tamamlanması için bir süre Ingiltere'de tutulan Prenses Leyla Pehlevi'nin cenazesinin, Paris'e gönderildiği açıklandı. Annesi Farah Pehlevi'nin yaşadığı Paris'e dün uçakla gönderilen Prenses'in, burada düzenlenecek özel bir törenle toprağa verileceği belirtiliyor. Ötüm yıldönümünde Diana • LONDRA(AA)- Galler Prensesi Diana, her yıl olduğu gibi bu yıl da doğum ve ölüm yıldönümü yaklaşırken Ingiltere'nin gündemine oturdu. 1 Temmuz 1961'de doğan ve 31 Ağustos 1997 tarihinde yaşama veda eden Prenses'in ağabeyi Kont Spencer, BBC'de yapılan söyleşide yine kız kardeşiyle ilgili eleştirileri yanıtladı. Kont Spencer en büyük arzusunun. Ingiliz halkının Prenses Diana'nın Kraliyet ailesi üzerinde yaptığı olumlu etkileri görebilmesi olduğunu belirtti. Cesedi15ay sakladı • TOKYO(AA)- Japonya'da bir ev kadını, boğarak öldürdüğü kocasının cesedini evlerinde 15 ay sakladıktan sonra polise teslim oldu. Kuzeybatıdaki Sanjo kasabasında yaşayan 52 yaşındaki Takako Sasage adlı kadın. karakola giderek kocasını kendi isteği üzerine kravatla boğarak öldürdüğünü anlattı. Doktona para cezası • NEVVYORK(AA)- ABD'de bir mahkeme, hastasının ağnsmı dindirmeyen doktoru 1.5 milyon dolar (yaklaşık 1.8 trilyon TL) tazminat ödemeye mahkûm etti. Alameda Mahkemesi Jürisi, Wing Chin adlı doktoru, akciğer kanseri hastasına, ağnlannı dindirmek için gerekli ilaçlan yazmamaktan suçlu buldu. Mars'ta buz tabakası • \\ASHINGTON (AA) - Mars gezegeninde, 10 milyon yıl önce yeraltında buz tabakası bulunduğunun düşünüldüğü bildirildi. Bilim adamı Alfred McEvven, "Yeraltındaki buz tabakası milyonlarca yıl önce yüzeyin beş metre kadar altında bulunuyorsa, bu tabaka muhtemelen on metre derinlikteki bir katmanda halen varlığını sürdürüyor. Bu buz tabakasuırn gezegenin ekvator bölgesinde bulunması ilginç" dedi. Gereksiz vitamin kullanımı • WASHEVGTON (AA) - Milyonlarca kişi tarafından soğuk algınlığı ve benzeri diğer rahatsızlıklardan korunma amaçlı kullanılan C vitamini haplannm. kanser hücrelerinin oluşmasınm bir adımı olarak nitelenen DNA yapısının bozulmasında rol oynayabileceği kaydedildi. Prof. Dr. Pmar Aydm resimlere bakarak birçok hastalığm anlaşılabildiğini belirtiyor Ifeıbloya bak, gözü 'tanıtstanbul Haber Servisi - Sanatçı bir ai- leden gelen Prof. Pınar Aydın, göz he- kımliğini sanatla birleştirerek, resünlerde- ki göz hastalıklanru inceliyor. Aydın, bak- tığı tablolann bazılannda resrni yapılan gö- zün, bazen de ressamın bir göz sorunu olabıldiğini söyledi. Annesinin profesyonel piyanist, baba- sının ise opera rejisörü ve tenor olduğu- nu belirten Başkent Üniversitesi Göz Has- talıklan Anabilim Dalı Baskanı olan Prof. Pınar Aydın, kendisinin de flüt ve viyo- lonsel çaldığını kaydetti. Göz uzmanlığı- na başlamasıyla birlikte resimlere de göz hastalıklan açısından bakmaya başladı- ğını söyleyen Aydın. u Hekimliğimden ge- len bir şey bu. Baknğım resnıin ışığı nere- den geliyor, buna göre gö- • Tablolardan ve fotoğraflardan yola çıkarak sadece göz hastalıklarının değil diğer hastalıklann da anlaşılabildiğini ifade eden Prof. Dr. Pınar Aydm, çağdaş îtalyan ressamlanndan Giorgio Chiricco'nun resimlerinden migren ataklarınm anlaşılabildiğini kaydetti. Aydın, baktığı tablolann bazılannda resmi yapılan gözün, bazen de ressamın bir göz sorunu olabildiğini söyledi. zün birinde mi yoksaildsindebirden mi so- run var, ne taraftan baknuş? Bunlara bak- madan edemhorunT diye konuştu. Ressamın göz sorunu Kendisine ilginç gelen dialan biriktire- rek yaklaşık bin slaytlık bir koleksiyon oluşturduğunu da kaydeden Aydın şunla- n söyledi: "Resimlerin birkaç özelliği var. Biri re- simdeki insanın bir göz hastalığı var. Ya gözü kırmızı ya kapağı diişük gibi. Belki o kişi gerçekten o göz hastalığına sahipti belki de ressam onu, bir şeyi ifade etmek için öyie resmetmişti. Bazılannda ise ger- çekten hastakk olduğuna eminim. İkinci grupta iseressamıngözünde sonın var. Ör- neğin Monet'nin kataraktı var. Gençken yaptığı resimlerde renkler çok canh, ay- nnnlarçok belirti, sanlarve kırmmlar do- ğal ve parlak. Katarakt ileriedikçe çizdi- ği man/aralardaki görüntülergiderek bu- lanıklaşıyor." 'Diğer hastalıklar da anlaşılabilir' Resimlere bakarak sadece göz hasta- lıklarının değil diğer hastalıklann da an- laşılabildiğini ifade eden Pınar Aydın, çağdaş Îtalyan ressamlarından Giorgio Chiricco'nun resimlerinden migren atak- lannın anlaşılabildiğini kaydetti. Bu resim- leri migreni olan birine gösterdiğinde tep- kisinin "Aaa onun da migreni var" oldu- ğunu belirten Aydın. "Bu da benim has- talaria ilenşimimde işime yanyor" diyor. Psikijatrık sorunu olduğu bilinen ünlü ressam Van Gogh'un da bir göz sorunu ol- duğuna değinen Prof. Aydın. şöyle de- vam etti: "Çünkü çizdiği kişöerde göz hastahğı olan kişiler. l zun zaman önce tıp dergilerin- den birinde bir araşnrma yer almışti. Göz- lük kullanan ya da şasıhğı olan çocuklar, gözlük kullanmayan ya da gözleri sağtıklı çocuklara kendi resimlerini \apürmışlar. Göz hastalığı olan çocuklann \aptıkları resimlerde gözleri çok büyük ya da çok küçük çizdikleri görülmüş." Heather Graham . gazetecilere kızgm "Boogie Nights" adlı filmin 'seks bombasr Heather Graham, Talk dergisiyle yapağı bir röportajdan ötürii gazetecilere kızgın. 31 yaşındaki akrris. röportaj sırasında Katolik bir ailenin çocuğu olarak kaü kurallaria yetiştirildiğini \e Katolik kilisesinin kadınlann seksüelliğinin önüne setler çektiğini söylemiş. Yayımlanan vazıda da ön planda olarak bu konudaki söyledikleri yer aimış. Empire dergisine dert yanan Graham şunlan söylüyor: "Muhabir sanki benimle konuşmadan önce neler yazacağına karar vermiş. İnsanlarda seks konusunda bir hastalık var. Röportaj sırasında seks ile ilgili üç kelime de etsen vazının içine mutlaka girnor. Okuduğun kitaplan . ' konuşursun tek saür girmez. Ama seks '< konusundaki her şey ön planda tutulur." 1990'lann başından beri ailesiyle yollannı ayırdığını anlatan Graham, seksin özellikle genç bir kadın için çok önemli olduğunu kabul ediyor. Ancak. her şeyin bundan ibaret olduğunu da düşünmüyor. Aile bireylerinin iyi insanlar olduğunu, ancak kendi bireysel haklannı korumak için onlarla yollannı ayırmak zorunda kaldığını belirten Graham. son günlerde ABD dışmda çektiği iki filmle adından bahsettiriyor: Londra'da çektiği, "Killing me SoftJy" ve Prag'da çektiği "From Hell". "Sex and the Cfty" adlı diziye hayran olduğunu söyleyen Graham, genç ve çekki bir kadın olduğu için seksi kadın roUerinin kendine tekh'f edilmesinin doğal olduğunu. ancak •*ille de şuh kadın rolünü oynayacağun" diye bir takuıüsı olmadığını vurguluyor. ELENEKSEL AİLE TÎPİ YOK OLUYOR Avrupaüa evülikomma&dıyorHaber Merkezi - Avrupa Birli- ği üyesi 15 ülkede yapılan bir araş- tırma, Birlik ülkelerinde evlilikle- rin giderek azaldığmı. evlilik dışı ilişkilerde çocuk yapma alışkan- lığının ise arttığını ortaya koydu. Avrupa Birliği Istatistik Ensti- tüsü Eurostat'ın yaptığı bir araş- tırma. üye 15 ülkenin demografık ve sosyal portresini çizdi. Avrupa Birliği'nde evlilik sayısı 1989'da binde 6.2 iken 1999'dabinde 5.1 'e indi. Avrupa Birliği'nin istatistikbü- rosu Eurostat'ın yaptığı araştır- maya göre Avnıpa'da 4 çocuktan biri evlilik dışı ilişkiden doğuyor. evlilikler azalıyor, boşanmalar ar- tıyor. Kısacası geleneksel aile ti- pi giderek yok oluyor. Nüfiıs artışı tehlikede Boşanmanın en az olduğu ülke- ler İspanya, Yunanistan v e îtalya. Ancak Îtalya, insanlann giderek da- ha az evlenmeleri bir yana, evli kişilerin çocuk yapmaya yanaş- mamalan nedeniyle de nüfus ar- tışının yok denecek kadar az oldu- ğu ülkeler arasında yer alıyor. 1989'da evlilik dışı doğan çocuk ortalama 5'te 1 iken yeni araştır- mada 4 çocuktan birinin anne-ba- basının evli olmadığı görülüyor. Araştırma. Birlik üyesi ülkeler arasındaki farklılıklan da ortaya ko- yuyor. Örneğin Italyanlar evlilik fîkrine giderek daha az sıcak yak- laşırken en çok Portekizliler ve Danimarkalılann evlilik taraftan olduğu görülüyor (bin kişide 6.8 ve 6.6). Boşanmalar ise en çok Finlandiya ve Ingiltere'de oluyor (bin kişide 2.7). Avnıpa'da en az boşanma ise İtalya'da yaşanıyor. Kibele Çeşmesi bugün açılıyorTürktve Iş Bankasrıun geçen yıl hizmete giren iş kukkrinde. heykelöraş Mehmet Aksoy tarafindan Ana Tannçafigüründenesinlenerek yapılan 'Kibele Çeşmesi' bugün törenle açüryor. 50 ton Afyon mermeri kullanüarak yapılan Kibele Çeşmesi'nin 17 ton ağıriığında, 4.8 metre yükst'kliğinde olduğu belirtildi. Aksov, basın toplantısında he>kelin 'toprağın bereketi, rüzgânn giicii \e yaşamın döngüsünü" vurguladığını söyledi. Törende ünlü tiyatro sanatçısı Yüdız Kenter de Kibeie'yi konu alan bir ayna sergileyecek. ARITMA TESISİ e-posta : tan (d prizma. net. tr Yatağan'a35 mifyar lirapara cezffsı MUĞLA (AA) - Yatağan Kaymakamlığı, Yatağan Termik Santralı'nda baca gazı antma tesislerinin. planlanan sürede devreye giımemesi ve antmasız olarak üretime devam edilmesi nedeniyle 2872 sayılı Çevre Yasası'na göre TEAŞ'a 35 milyar liralık yeni para cezası uyguladı. Termik Santral lşletme Müdürlüğü'ne geçen ay da aynı gerekçeyle 6 milyar 993 milyon liralık para cezası uygulandığını anımsatan yetkililer, yasanın ilgili maddelerinde "fiillerin tekrarı halinde, para cezalan bir kat arttınlarak uygulanır" denildiğine işaret ederek bu nedenle para cezası uygulamasının katlamalı olarak verildiğini kaydettiler. Yetkililer, önümüzdeki günlerde termik santrala ait antma tesislerinin tam venmlilikle çalışmadığı ve emisyon izni alınmadığı sürece, Çevre Yasası'na göre, yeni para cezalannın verilmesinin gündeme gelebileceğine işaret ettiler. ATTİLÂİLHAN Laik' Fransa'ya 'Haçlı' Saldırı!•• XX. yy'da Bati Avrupa, sonradan 'Modernist' Jediğimiz kültür ve sanatını; -elbette, yaşama tar- zını da-; dünyaya nasıl, leknolojik' üstünlüğünün sağ- ladığı askeri güçle, 'evrensel' diye dayattıysa: XX. yy'da ABD aynı şekilde, 'teknolojik' üstünlüğünün ona sağladığı yüksek askeri güçle; 'Post/Moder- nist' kültür ve sanatını, -tabii yaşama tarzını da- 'Kü- reselleştirmek' istiyor. Bunda şaşılacak hiçbirşey yok, yalnız üzülecek bir şey var: 'Klâsik' toplumsal geliş- meşemasına uygun 'Modernizm' hartgi kriterie öl- çerseniz ölçünüz, değer ölçüleri ve sistemi açı- sından, 'Post/Modernizm'den daha âdil, daha be- şerî, daha sosyal görünmektedir: ABD dünyayi, adeta geriye doğru; kaliteliden kalitesize, ince ve zariften kabaya, görgülüden görgüsüze çekiyor. 'Aydınlanma' Batı Avrupa yı, Insan Haklan Be- yannamesi'ne, sınıfsal/toplumsal, laikvedemokratik yönetime; aynı düzeyde ve katkı payıyla, Liberalizm ve Sosyalizm'e yükseltmişti; ırkçılığı lânetlemiş, En- temasyonal'lerdizisiyle, Sosyalizm kapısından, önü- müze yeni ufuklar açmıştı. Birieşik Amerika, öteki Avrupa demokrasileri gibi, 'model'in, bu 'beşeri' ve 'gelişmiş' yanını benimseyeceğine; liberalli- ğin otuşûırduğu emperyalizm kanseri'ne sahip çtk- t; kuruluşundan başlayarak, bağnaz Hıristiyan; Kı- zıklerili ve Zencilere karşı aşın ırkçı; yoksullara kar- şı hoyrat ve amansız oldu. XXI. yy için öngörülmüş ABD Güvenlik Strateji- si, gezegenimize bir 'Paxa Americana/Amerikan Ba- nşı' -yani 'üstünlüğü'- öngörmüyor mu? 'Küresel- leşme Operasyonu', ABD'de yerteşmiş ve yozla- şarak gelişmiş, 'yanlış Batı'lı değerterin 'tümü an- lamına gelen' Post/Modernizm Idrâki'ni; üçüncü ülkelere -hatta Bat Avrupa ülkelerine- yaymak ve yerieştirmek teşebbüsünü getiriyor. [şte Bruno Fourechereau'nun yazısında onca yakındığı, Avru- pa'daki, Amerikan 'Truva atlan' tarikatlarınrn destek- lenmesi ve beslenmesi, bununla ilgili bir sorun. Tabii, örgütlenmesı de! 'Uluslararası din özgürlüğü ofisi' ne iş yapar? "...Amerikan Kongresi, 1998'de kabul ettiği ya- sayla, Inanç (Din) Özgürlüğü 'nü korumak ve yaymak amacıyla yeni bir örgüt oluşturmuştu: 'Uluslararası İnanç Özgürlüğü Ofisi' / 'Office of Intemational Religous Freedom'; bu yasa, örgütün başına bir büyükelçi getiriyor, yanına Dışişleri'nden beş yetkili veriyordu; ayrıca yeryüzündeki bütün ABD büyükel- çiliklerinde, Ofis'in bir 'ajanı' bulunacaktı..." "...başa getirilen ilk büyükelçi, kim olacaktı? El- bette, yertiyersiz: '...bireysel haklar Tanrı'nın birlüt- fu olduğu için evrenseldir' demeyi âdet edinmış, es- ki bir deniz piyadesi: M. Robert A. Seigle (...) Onu bu yan papaz, yan asker niteliklerinden dolayı, o gö- reve seçmemişlerdi; asıl sebep, on bir yıl boyunca, önceden VVorid Vısion Inc. adındaki bağnaz Incil örgütü'ne hizmette kusuretmemiş olmasıydı. Bu ör- güt, her iki yanmkürede -Asya 'da olduğu kadar La- tin Amerika'da da- binlerce projeyi finanse etmiş, milyonlarca kişiyi kendisine bağlamıştı..." (Le Mon- de Diplomatique, Mayıs 2001.) Marifetlerine gelince. gerçekten parmak ısırtıcı; ya- yımladığt ilk raporda (Eylül 1998) Fransa, Almanya, Avusturya ve Belçika, Inanç Ozgürlüğü'ne riâyet et- meyip, onu 'çiğnemekle' suçlanmıştı. Fransa Parla- mentosu'nun. 1995'teyayımladığı bir din araştırma- sını, 'yargısız bırinfaz' sayıyor; milletvekillerintn, 'ma- sum ve günahsız kuruluşlan' gerçekte olduğu gibi, 'ya- sadışı faaliyetlerinden ötürü değil; düpedüz inançla- nndan dolayı suçladıklan için; dini ve inanç ayınmo lığı yaptığı' iddia ediliyordu. 1999 Ilkbahan'nda (22 Mart) OECD'nin daveti üze- rine, Vıyana'da (Avusturya) toplanılıyor; Fransa, yi- ne 'hedef tahtası'ndadır. Daha önce ABD Dışişleri nın yaptığı suçlamalan, genişleterek ele alan senatör ve diplomatlar, sanki birer savcıydılar; öyle ki. diploma- tik bırskandal koptu kopuyordu; zorönlenebıldı. Ben- zer bir dram, VVashington'da yaşanıyor; çeşitli Av- rupa ülkelerındekı 'Amerikan Işbirliği ve Güvenlik Ör- gütü' temsilcileri, bu defa üç de tanık getırıp dinleti- yorlar; bunlara göre, Fransız Başbakanı, din karşrtla- n tarafından zehirienmiştir; inançlı kişiler, inançsız ka- labalığın insafına bırakılıyor; çoğu bu yüzden, işinden gücünden olmuş; aynca, çocuklar, inançlı ailelerden kopanlmaktadır, aynen Vichy Rejimi'nde olduğu gi- bi... Nasıl?.. Bu suçjamalar, ecnebi, yurtdışındaki 'Insan Haklan ve Inanç Özgürlüğü' kuruluşlan tarafından; di- nine bağlı Ortodoks, Mecûsî, Süryânî ve Alevilere re- vâ gördüğü kötü muameleden dolayı Türkiye Cum- huriyeti'ne layık görülen suçlamalara benzemiyor mu? Asıl maksatlan nedir, siz düşünür müsünüz? Insan merak ediyor... O ütün bunlann bizimle ne ilgisi mi var? Ikjisi çok, ÜJ Bruno Fourechereau'nun verdiği şu örneği de- ğerlendirdikten sonra, galiba bunu çok daha açık ve seçik göreceğiz: "...hele Amerikalı senatörierin, 'temel hak ve öz- gühükler'in, Avrupa 'da bu kötü durumda bulunma- sından ne kadarkaygı duyduklan', Temmuz 1999'da yayımladıklan raporda apaçıkbelirtilmiştir: Fransa Hü- kümeti, Maliye Bakanlığı'nın Vergi Gelırleri Daire- si'ni, yeni (laik) bir Engizisyon'un 'silahlı e//' gibi kul- lanmakla itham ediliyordu..." "...o mertebede ki, Fransız Dışişleri Bakanlığı, du- rumu netleştirebilmek için bir açıklama yaparak; 'Bi- limselci' (Scientiste) holdinglerin yapılanış tarzı ve işleyişi üzerinde; aralannda akademisyenlerin, ka- muya yarahı sayılmış kuruluş temsilcilerinin, güven- lik ve adalet mensubu uzmanlann da bulunduğu Fi- nans Komitesi'nin, durumu araştırdığını; araştırma- sısonucunda verdiğirapordaysa, '...bu örgütün, bas- bayağı keyif işleriyle uğraştığı için, elde ettiği kârlara biçilmiş vergi cezalannın tamamen haklı ve yerinde olduğunun anlaşıldığını' belirtmişti." "...Gerçekte bu rapor, dinle diyanetle iştigal ettiği iddiasını ileri süren; oysa yapılan incelemede, 'tota- liter' nitelikte, mensuplarına kısıtlayıcı cezalar uygu- lamaktan kafynmayan, 180 kuruluşun incelenmesi sonunda hazırlanmış bulunuyordu; ayrıca bu kuru- luşların çoğunluğu hakkında, daha önce kovuşturma yapılmış, sonucunda bazılan cezaya da çaptırılmış- tı..." (a.g.g.) ABD'nin, laik, demokratik ve 'Sosyalist' Fransa Cumhuriyet Hükümeti'nden hesabını ıstediği ışlem işte bu! Peki 28 Şubat Kararlan'ndan sonra, aca- ba laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti'nden, ne türden hesaplar soruldu? Başına gelen bela- lann, aldığı kararlaria ve yaptığı kovuşturmalar- la bir ilgisi var mıdır? Doğrusu insan merak ediyor. http://www.prizma.net.tr/AILHAN http://www.bilgiyayınevi.com.tr.ailhan Faks/0-212/26019 88
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle