Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 MAY1S 2001 CUMA
EGİTİM
Ders Aletleri Yapım Merkezi'nde MG3 tüfekleri ile ağır top silahlannın ateş idare parçalan üretiliyor
Kdıç knloıııi kostfEBRUTOKTAR
ANKARA - Okullann mikroskop,
cetvel, harita, tepegöz, fen laboratu-
van, tarih, coğrafya ve matematik
eğitim aletleri gereksinimlerini kar-
şılaması için kurulan Milli Eğitim
Bakanlığı'na bağh Ders Aletleri Ya-
pım Merkezi'nde (DAYM) ağır ma-
kineli MG3 tüfekleri ile ağır top si-
lahlannın ateş idare parçalannın da
üretildiği ortaya çıktı. Yüksek tekno-
loji ile donatılan kurumun, Makina
Kimya Endüstrisi Kurumu'nun
(MKEK) siparişi üzerine silah üret-
tiği saptandı. Silah üreten kurumlar-
daki güvenliğin en üst düzeyde ol-
ması gerekirken DAYM'nin Milli
Eğitim Bakanhğı'nın diğer kurum-
lanndan daha özel bir biçimde ko-
• Milli Eğitim Bakanlığı'na bağh Ders Aletleri Yapım Merkezi'nde (DAYM) Makine
Kimya Endüstrisi Kurumu'nun (MKEK) siparişi üzerine silah üretildiği saptandı. Ülke
genelinde pek çok okulun bilgisayar, laboratuvar aletleri ve kara tahtadan yoksun
olmasına karşın DAYM'nin silah üretmesi tepkilere yol açtı.
runmadığı da belirlendi.
Bugüne dek eğitime katkı payları
ile 1 katrilyon 155 trilyon lira, bağış-
larla 4.6 trilyon lira gelir elde eden
bakanlığın pek çok kurumunda, dö-
ner sermayeli kuruluşlann oluşturul-
ması da eleştiri konusu oldu. Döner
sermaye sistemi ile ayn kaynak ara-
yışlanna yönelen kurumlann, kurul-
duklan işleve yönelik üretimler yap-
maması sistemdeki çarpıklığı ortaya
koydu. Clke genelinde pek çok oku-
lun bilgisayar. laboratuvar aletleri ve
kara tahtadan yoksun olmasına kar-
şın DAYM'nin silah üretmesi tepki-
lere yol açtı.
Döner sermayesi olan DAYM,
devlet memurlannın yanı sıra söz-
leşmeli işçi de çahştırabiliyor.
Yenikme ünitesi kapah
Bakanhktan da bütçe alan
DAYM'de öğrenci pedagojisine, eği-
tim düzeyine ve yaş grubuna göre
eğitim araçlan üretmesi ve gelişen
teknolojiye göre bunlan yenilemesi
için kurulan araştırma daıresinin ise
12 Eylül döneminden bu yana kapa-
h olduğu öğrenildi. --
Ülkeye silah ve askeri mühimrhat
üretmesi için kurulan MKEK'nin,
Milli Eğitim Bakanlığı'na "silah ve
ağır top parçalan siparişi vennesf
ise sistemin "trajikomik" yanı ola-
rak değerlendirildi. MKEK'den üst
düzey bir yetkili, kendi kurumlann-
da işçilere ödenen yüksek ücretler
nedeniyle DAYM'ye sipariş verdik-
lerini söyledi. DAYM'nin Fran-
sa'dan getirilen oldukça yüksek tek-
nolojı ile donatıldığına ışaret eden
yetkili şu bilgıleri verdi:
"Ağır top silahlannın ateş idare
parçalan vardır. Cetveller, skala ve
ateş idaresini sağlayan özel minkak
ve o cins açı ölçerler, DAYM'de üreti-
liyor. DAYM, bunlan Türkrve çapın-
da en iyi üreten kurum. Orası devlet
teşekkülü olduğu için bizün şartna-
memizegöre, sipariş verflebfliyor. Ya-
ni DAYM'nin kamu kurumu olması
bizim lehimize. DAYM'nin teknolo-
jia, sudüzeçleriçokiyidurumda. Ha-
vanlann. ağır süahlann yere paralel-
ngini açı ölcerüğini yapan su teraasi
var. Onlar bu konuda çok tecrübefr-
ler. Açı ölçerkrin alüminyum kapla-
malannda senelerce kavlanmaması-
nı sağlayacak garantiyi wrebiliyor-
lar. Aynca MG3'ün uzun namhısu
hariç rüm parçalan da DAYM'de
ürettirüivor."
Cağdaş Dersane
Başartsız
öğrenciye
para iadesi
Tıp fakültelerinden her yıl beş bin kişinin mezun olduğu belirtildi
Öğrenci çok, eğitim yetersiz
Eğitim Servisi - Çağdaş
Dershane, ÖSS'de başanh
ve başansız olan öğrencile-
rine paralannı iade edecek.
Dershane yöneticisi Sela-
hattin Ozakm, dershaneye
aynlan paranın. öğrencinin
başanh olamaması halinde,
veli tarafından "sokağa aö-
lan para"gibi görüldüğünü
belirterek paranınboşa har-
canmaması için yeni bir gi-
rişimde bulunduklannı söy-
ledi. Buna göre, belirlenen
koşullan yerine getirmesine
karşın 120 puanı aşamayan
öğrenci, ücretini geri ala-
cak. Sınav sonucunda şam-
piyonlara 10 puan kadar
yaklaşan öğrencilere de
ödedikleri ücretlergeri öde-
nerek ödüllendirilecek.
Öğrencüerden istenen
koşullar ise devamsızhğın
10 saati aşmaması, verilen
ödevin bir defadan çok ak-
satılmaması, dershanede
uygulanan ara sınavlara ve
deneme sınavlanna düzen-
11 girilmesi, etüt devamsız-
hğınm iki saati geçmemesi
ve disiplin bozucu davra-
mşlarda bulunulmaması
olarak sıralanıyor.
• Emekli öğretim üyesi Prof.
Dr. Coşkun Özdemir, tıp
fakültelerinden her yıl toplam
beş bin kişinin mezun olduğunu
belirtti. Özdemir, "Yılda beş
bin hekime ihtiyaç yoktur"
diyerek eğitimin yetersizliği
sonucunda yetersiz doktorlann
yetişmesinin kaçınılmaz
olduğunu vurguladı.
SELEN BAYCAN
Türkiye'de 47 tıp fakültesinde, top-
lam 31 bin 648 genç, doktor olmak
için öğrenim görüyor.
Ankara, Istanbul, Izmir'de bulunan
büyük tıp fakültelerinde tek bir am-
fide 300 öğrenci bir arada öğrenim
görüyor. Akademik çevrelere göre,
bu sayırun 200'den fazla olmaması
gerekiyor.
Araştırmalara göre, öğrenci sayısı
her yıl azalırken öğretim görevlisi sa-
yısı artıyor. Peki Türkiye'deki tıp eği-
timi yeterli mi? Öğrenci ve öğretim
görevlileri. gerekli araştırma ve çalış-
ma koşullannı bulabılıyorlar mı? Tıp
fakültelerinden her yıl mezun olan
binlerce genç doktor ihtiyacı karşıla-
yabiliyor mu?
Emekli öğretim üyesi Prof. Dr.
Coşkun Özdemir, tıp fakültelerinin
politik nedenlerle açıldığını ve her
yıl toplam beş bin kişinin mezun ol-
E.
duğunu belirterek "Yılda beş bin he-
kime ihtiyaç yoktur. Heltim sayısını
artürmak, iyi sağhk hizmeti vermek
demek değUdir. Sağhk hizmeti bir
ekipişidir" dedı. Eğitimin yetersizli-
ği sonucunda yetersiz doktorlann ye-
tişmesinin kaçınılmaz olduğunu vur-
gulayan Prof. Özdemir şunlan söyle-
di:
"Bugün tıp fakültelerinden mezun
olan binlerce doktorne yapryor? Mes-
leklerini sürdürüyorlar mı? Tüm
bunlann araşürümasıgerekiyor. Cid-
di bir hekim işsizüği sonucu ülkede
hekim enflasyonu yaşamyor. Hekim
yanbşlannın da ciddi bojutlarda ol-
duğunu tahmin etmek zor değiL Ye-
tersiz eğitim sonucunda kaçınılmaz
olarak yetersiz hekimler yetişh'or.*'
Öğretim üyesi sayısı arttı
Prof. Dr. Özdemir, özel üniversite-
lerin tıp fakültesi açmalannın da tüm
dengeleri bozduğunun altını çizerek
şunlan söyledi: "Özel üp fakülteleri
ile birlikte üniversiteler, dev let bütçe-
sinden daha az destek alryor.
Öğretim üyesi sayısuıda da büyük
bir artış oldu. Üç ameliyarhane bulu-
nan fakültede 60 tane öğretim üyesi
rmekH
öğretim üyesi
Prof. Dr.
Coşkun
Özdemir, üp
fakültelerinin
politik
nedenlerle
açıldığuuve
her yıl toplam
beş bin
kişinin mezun
olduğunu
belirtiyor.
var. Çauşmak ıçın 15 gün beklemek
zorunda kalan öğretim üyesi de 'Ben
de amefiyabmı özel hastanede yapa-
nm' diyerek kaçryor."
Çağdaş, yeterli bir eğitim için ön-
celikle
k
neden ve nasıl bir hekim' so-
rulannın cevaplanması gerektiğini
belirten Prof. Ozdemir, tıp fakültele-
rine ilginin azaldığını anlatarak artık
tıp öğrencilerinin heyecanlannı,
umutlarını kaybettiklerini, büyük bir
güvensizlik ve kaygı içinde oldukla-
nnı söyledi. Öğrenciler de seçtikleri
mesleğin zorluklannın farkında ol-
duklannı söylüyorlar.
ENÇ BAKIŞ
Mutlu bir kas hastası.,
FİGEN ATALAY
Bu mesleğin bana göre en güzel
yanı nedir bılir misıruz? Asla ta-
nışma olanağı bulamayacağınız
insanlan tanımak, onlann evleri-
ne konuk olmaktır. Ben üç gün ön-
ce Evgin, Elif ve Kıvanç adlann-
da üç genç kızla tanıştım. Ve bun-
dan büyük mutluluk duydum. Ev-
gin, 18 yaşında bir kas hastası, di-
ğerleri ise ona destek vermeye ça-
lışan iki üniversite öğrencisi. Oğ-
rencilerin yaptıklan kesinlikle öv-
güye değer ama konumuz Evgin.
Evgin, yürüyemiyor. Uzun sü-
reli oturamıyoT da. Ellerini zor
kullanıyor. Fiziksel _ _ _ _ _
kapasitelerini gide-
rek kaybediyor. Has-
tahğının tedavisi
yok. Kendisi de bu-
nu biliyor. Ama
umudunu hiç yitir-
memiş. Konuştuğu-
muz süre boyunca
umutsuzluğun göl-
gesi bir an bile geç-
medi Evgin'in göz-
lerinden. Yüzü de
hep güldü. Umudun, "sağhğuıa
kavuşmayı beklemek"ten ibaret
olmadığını anlamış. Onun umu-
du, "yaşamı yaşayabflme ihtima-
li". Bunun ne demek olduğunu
kendi sözleriyle açıklayalım:
"Hastalığımın yaşamı yaşama-
ma bir şekilde engeî olduğunu ve
ölüme ne kadar acı biçimde yak-
laşnğunı biByorom. Ama ölüme
bir gün bile kalsa, o gün, görmeyi
ençokistediğim su kenti Venedik'e
gidebttırim belkl Yani umudum.
yaşamı yaşayabflme ihtimaK."
Evgin, lise birinci sınıfa kadar,
zor ve yardımla da olsa yürüyebil-
diği için okula gidebilmiş. Sonra
• Evgin, 18
yaşında bir kas
hastası, diğerleri ise
ona destek vermeye
çalışan iki
üniversite öğrencisi.
öğrencilerin
yaptıklan kesinlikle
ovgüye değer.
yürüyemez olmuş ve okulu bırak-
mak zorunda kalmış. Ama bir yıl-
dır Açık Lıse'ye devam ediyor.
Dersleri de çok iyi. Evgin, evin-
den hiç çıkmıyor. Nedeni, mahal-
lesindeki msanlann, onu, bedeni-
ni daha iyi kullanırken hatırlama-
lan.
Şımdi sokağa çıksa, önce, hare-
ket yeteneğini büyük ölçüde yitir-
miş narin bedenini acıma dolu ba-
kışlarla uzun uzun inceleyecekler.
Sonra sorular ve akıl vermeler
başlayacak: "Ne oldu?", "Dokto-
ra gfttin mi?w
. "Hangi doktora gi-
dhorsun?", Bir de falancaya gh,
hemen iyDeşirsin."
Evgin, bu bakış ve
konuşmalarla karşı-
laşmamak için dışan
çıkmıyor. Çok da
haksız değil. Çünkü
bizler. yanı "nor-
mal"ler, tüm engelli-
lere aynı biçimde
davranıyor, onlan ra-
hatsız ediyoruz. Bir
türlü doğal olamıyo-
ruz. Halbukı hepimiz
sınırdayız. Bir kaza,
bır hastalık, bir anda bizi "nor-
mal"lerin arasından kopanp öte
yana, engellilerin dünyasına firla-
tabilir. Bunu hiç aklımıza getirmi-
yoruz.
Yazıyı, Evgin'in sözleriyle biti-
relim:
"Mudu)Tim. Çünkü kendimi
keşfediyorum. Kendimk banş
yaptm. Kendimi kucakladım.
Hem de sıkı sıta. Önce hasta olan
yerierimdcn. özellikle de ayakla-
nmdan başla> arak. Çünkü onlar
var. Onlar benim. Ben yaşıyonım.
Benvanm,"
e.mafl:figens(S yahoo.com
21. Yüzyıl Eğitim ve Kültür \akfı, düzenlediği kampanyayı Dedeman Oteli'nde yaptığı toplanüyla tanıtû.
YEKÜV, üniversiteli gençler için eğitim seferberliği başlattı
Bozuk paralar eğitimetstanbul Haber Servisi - Üniversite
gençliğine eğitim desteği sağlayan 21.
Yüzyıl Eğitim ve Kültür Vakfı, üniver-
siteli gençler için eğitim seferberliği
başlattı. Vakıf, bu yıl 10 bin gence u-
laşmayı hedefliyor. Vakıf Başkanı
GülbinSözen. "Hepimizevebozukpa-
ralaria gidiyoruz. Ayda 30 mflyon Kra
biriktirip bunlan eğitim bursu hahne
dönüştürebüiriz" diyerek herkesi
gençlere katkı yapmaya çağırdı.
YEKÜV. eğitim seferberliği proje-
sini Dedeman Oteli'nde yaptığı top-
lantıylatanıttı. "3'ten73'eeğinınsefer-
berliği" adı verilen proje hakkında bil-
gi veren Gülbin Sözen, parasal katkı-
yı aşan bir eğitim ve kültür hizmeti
vermek istediklerini söyledi.
Hedef yetişkinlere de eğitim
13 bölümden oluşan projeleri kap-
samında sadece gençlere değil, yetiş-
kinlere de eğitim kapısı açmak iste-
diklerini vurgulayan Sözen, toplumun
katkılan oranında hedeflerinin büyü-
yeceğine dikkat çekti. Herkesi cebin-
de ağırlık yapan bozuk paralan eğiti-
me katkı için biriktirmeye çağıran Sö-
zen, "Toplumda her duyarh kişinin,
ben de varun demesini istr/oruz" dedi.
Gençlere ayda 30 mflyon
Projenin ilk ayağı olan gençlere
bursun başlatıldığını da ifade eden
Gülbin Sözen. şöyle devam etti:
"Kırsal kesimden başanlanyla fark-
hhk yaratarak üniversite sınavını ka-
zanıp büyük kentleregiden ve dar ge-
Inii olan gençlerimiz şu anda büyük
bir çaresizlik içindedir. Bir taraftan
eğitimedevam eden gençlerin eğitim-
lerini tamamlamak için, diğer taraf-
tan bu yıl üniversiteye girecek başan-
h fakat dar gelirli çocuklarunıza umut
olabilmek için bu projeyi başlattık.
Buyıl gençlerimizeayda30müyonve-
receğiz.''
Diğer projeler
Vakfın önümüzdeki dönemde baş-
latmayı düşündüğü diğer 12 proje ise
şöyle:
• Kız öğrencilere yönelik gençlik
evleri,
• llköğretim okulu öğrencilerine
yönelik derslik,
• Eğiticilerin eğitimi,
• Kapah okullann açılması,
• Gençleri sanat ve teknolojiyle bu-
luştunna,
• Çocuklann yeteneklenni geliştir-
mek için çok amaçlı salon açıhnası,
• Kadınlara ve genç kızlara yönelik
yetiştirme programlan,
• Okul öncesi eğitim projesi,
• Kütüphanelere destek programı,
• Başanh gençlere araştırmayı teş-
vik Ödülü,
• Sokaktaki çocuklan topluma ka-
zandırma imkânı,
• Çalışan çocuklara eğitim imkânı
sağlanması.
YEKÜV'e ulaşmak isteyenler
(212) 274 15 02-213 74 02 yada 275
52 44 numaralı telefonlardan ve
vvu^vv.yekuv.org sitesinden veya ye-
kuv@yekuv.org email'inden ulaşa-
bilirler.
BÎRBAKIMA
SERVER TANtLLt
Anayasa Hukukumuza
Bir Büyük Katkı...Yaşam, bütün gücüyle dayatıyor artık; öyle ol-
duğu için de, ekonomik reform ve onunla yakın-
dan bağlantılı siyasal reform, Türkiye'nin günde-
minde ilk sıradadır. Siyasal reformun da bir yüzün-
de, uzun yıllann eskirtiği siyaset kadrolarının tas-
fiyesi yazılıysa; öteki yüzünde de, çağıyla ve cum-
huriyetçi geçmişiyle bir kez daha bütünleşecek
yeni bir siyasal sistem yazılı.
Bu anlaşılmamışsa, hiçbir şey anlaşılmamış de-
mektir.
Ne var ki, söz konusu reformları, hele hele siya-
sal reformu, köhnemiş siyaset kadrolanndan bek-
lemek, olmayacak duaya amin demek gibi bir şey.
Örneğin DSP'nin, üstelik "demokratik so/"u
temsil ettiğini söyleyen bir partinin geçen pazar
günkü kongresinde olan bitenler ibret verıcidir.
Genel başkanlığa adaylığını koymuş Sema Piş-
kinsüt'ü tartaklayıp kovacak yerde kürsüye çağı-
rıp konuşturmak, partide dengeleri -belki- attüst
etmezdi, ama güzel bir davranış olurdu; dahası,
bir değişmeye anlamlı bir örneklik de ederdi.
Ne var ki, parti dayanışması adı altında "lider
despotluğu", iri kıyım partilerimizin hepsinde sü-
ren bir hastalık.
Siyasal reform da bunlardan bekleniyor!
Sistemin, bir anayasaya bürünerek devlet organ-
lannı ve işlevterini oluşturmasının öyküsünü ise, Bû-
lent Tanör ve Necmi Yüzbaşıoğlu'nun yazdıklan
1982Anayasasına Göre Türk Anayasa Hukuku ad-
lı son bir eserde okuyoruz. Yapı Kredi Yayınlan'nda
geçen günlerde yayımlanan bu eser, üzerinde ayn-
ca durulacak kadar önemli. . )
Profesör Bülent Tanör'ü okurlara hatırlatmanın
anlamı yok. Necmi Yüzbaşıoğlu ise, Istanbul Hu-
kuk Fakültesi'nde öğretim üyesi ve Türk anayasa
hukukunda pek önemli araştırmalann sahibi. Ki-
tapta, "Anayasanın Oluşumu", "AnakuruluşunTe-
mdleri", "Temei Haklar, Özgüriükler ve Odevler"
Tanör'ün kaleminden çıkmış; "Yasama", "Yürüt-
me" ve "Yargı" bölümlerini ise Yüzbaşıoğlu işle-
miş. Eser, böylece ortaklaşa bir çalışma, ama ay-
nı zamanda konusunda bir sentez niteliğinde.
Tıtizlik örneği kadar yöntem yenilikleriyle de do-
lu.
Tanör'ün işlediği bahislerden şu bir iki örnek
açıklayıcı olacak: "Anayasanın Oluşumu" bölü-
münde söylediklerinden, elmalarla armutlan kanş-
tırıp 27 Mayıs'la 12 Eylül'ü, 1961 Anayasası ile
1982 Anayasasfnı aynı sepete koyan "liberalşar-
latanlığın" öğreneceği çok şey var sanırım.
Işkence ve cinayetleri bir yana bırakılırsa, 12 Ey-
lül'ün, ortaya çıkardığı başlıca ürün, yani 1982
Anayasası'nın topluma ve siyasal yaşama ters dü-
şüşünün derecesine bakınız: Çok partili yaşama
dönüldüğünde, tepkiler-aranışlar baş gösterince,
anayasa 12 yıl içinde tam beş kez değişikliğe uğ-
ramıştır. Bugün de değişıklık ısteyen maddeleri
vardır. Anayasalar tarihinde dikiş tutmazlığm na-
dir ömeklerinden biridir bu!
Ülkeiştebu "darelbise" içinde çırpınıp durmuş-
tur...
Kitapta Tanör'ün, "Anakurvluşun Temelleri"bö-
lümünde, Cumhuriyet'in nitelikleri, özellikle laiklik,
sosyal devlet, hukuk devletı, devletın bütünlüğü,
egemenlik ve eşitlik üstüne söyledıkleri; sonra "7e-
mel Haklar, özgüriükler ve ödev/er"e ilişkin sap-
tamalan mutlaka bilinmelidir.
Eserde Yüzbaşıoğlu'nun "Yasama", "Yürûtme"
ve "Yargı" bölümlerinde söyledikleri de pekönem-
lidir. Bir örnek vermek gerekirse, yazar, "hükümet
sisteminin niteliği" üstüne açılan ve bugün de sür-
dürülen tartışmada, -bizim de yandaş olduğumuz-
şu fıkri geliştinyor: "Türkiye'nin siyasal geçmişi ve
deneyimi, olumlu ve olumsuz yönleriyle, parla-
menter sistem arayışı içinde geçmiştir. Pariamen-
tersistem, Türkiye'nin çoğulcu toplumsalyapılan-
masına da daha uygun düşer. Nitekm, 1961 ve
1982'de, yeniden demokrasiye geçihrken iki par-
tili siyasî hayatı amaçlayan yapay yapılandırma
çabalannın başansız oluşu da, Türkiye'de kurum-
sal olarak çoğulcu yapının yerleştiğiri ifade eder.
Bütün bunlar bize, Türkiye için doğru hükümet
sisteminin pahamenter rejim olduğjnu göster-
mektedir. Bu durumda, yapılması gereken, başa-
n şansı bulunmayan yeni maceraJarpeşinde koş-
mak yerine, 1982 Anayasası 'nın öngördüğü par-
lamenter sistemin aksaklıklannı gidermektir. Bu-
nun için de, (...) öncelikle cumhurbaşonınınana-
yasadaki yetkilennden parlamenter sistemin sınır-
lannı aşanlan budayarak, klâsık parlamenter rejim
yörüngesine girmek gerekmektedır''(s. 423).
Bu güzel eseri, bütün okurlarıma avsiye ede-
rim.
Biz yurttaşlar için yazılmış, bir bakma pek cid-
dî bir "Yurttaşlık fi//g/s/"dir de elimizteki; aynca,
ülkemizdeki siyasal reform konusunı izlerken d e
öğreneceklerimiz olacak ondan...
1500 yabancı öğrenci
Gençlik kampları
dünyaya açılacak
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Gençlik
ve Spor Genel Müdür-
lüğu'nün "Toplumsal
Kalkınmada Gençlik
Projesi'' kapsamında
geçen yıl başlattığı
proje, bu yıl dünyaya
açıhyor. 44 ilde ger-
çekleştirilecek kamp-
lara, bu yıl 1500 ya-
bancı üniversite öğren-
cisinin katılımı bekle-
niyor. Gençler, 15 mil-
yon lira karşılığında
katılacaklan kamplar-
da, hem bulunduklan
bölgenin tarihsel, kül-
türel, doğal zenginlik-
leriyle tanışacak, hem
farklı kültürleri tamya-
cak, hem de çahşacak-
lan toplumsal proje ile
iz bırakacdc.
Proje ie hoşgörü,
banş ve erensel dost-
luk bağlaının pekiş-
mesi de >ağlanacalc.
Ülkelerinidaha iyi t a -
nıma fırsaı da yakaJa.-
yacak ge^ler, k a m p
süresince brkaç gün 2 -
3 saat sürcek gönüJlmi
programlaa katılacalc.
Temmu;ayında b a ş -
layacak kaıplar, bu y«J
18-24 yasgrubu a r a -
suıdaki üıversite ö>ğ-
rencileri i-
1
suurland»-
nldı. Kaıplar, terns-
muz ve austos aylaı-
nnda yapacak. tlBc
dönem 6-5 Temmuz:,
son dörm 17-2 "7
Ağustos trihleri ara=—
sında olack.