Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 MAYIS 2001 CUMA
HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
Mİ StRMEN
TC İyi Sinyal Vermiyor
Zaman zaman belirii konulardadüşünmüşüm-
dür, "Acaba bu konuda politikayı saptama yet-
kisi Türkiye'nin düşmanlarının elinde olsa, bize
zarar verebilmek için nasıl biryol tutarlardı?" di-
ye.
Ne yazık ki, yaptığım irdeleme sıkça, kendi yü-
rüttüğümüz politikaya götürür beni.
Çok şükür, düşmana fazla ihtiyacımız yok, çün-
kü bizim bizden daha büyük düşmanımız yok.
Böyle bir girişten sonra, bu yazıyı herhangi bir
konuda sürdürmek mümkün. Kimi hükümet üye-
lerinin kriz karşısındaki tutumundan başlayınız
da, demokrasimizin haline kadar her konuyu,
böyle birgirişin ardına takabilirsiniz, doğrusu pek
de haksız çıkmazsınız.
Ama bugün Türkiye'nin dış politikasındaepey-
ce başını ağntacak bir konuya, başımızın tacı
Çeçen teroristlere değinmek istiyorum.
Biliyorsunuz, Muhammed Tokcan liderliğin-
deki Çeçen teroristleri, Avrasya Feribotu'nu ka-
çırdıkîarında, kendilerine kahraman muamelesi
yapılmış, eylemleri terörden sıyrılmış, kendileri,
yan açık cezaevine konularak kaçmalanna da-
vetiyeçıkanlmıştı. Içlerinden bazılannın buradan
nasıl firar ettikleri sorusu da hâlâ açık bir yanıta
kavuşmuş değil.
Bu teşviklerimiz sonucunda, bu tosuncuklar,
çok kritik birdönemde, Moskova'yı protesto ba-
hanesiyle, Türkiye'yi sırtından hançerleyip, bü-
tün dünya TV kameraları önünde, ellerinde pom-
palı tüfekler ve Kalaşnikoflarla, Swissotel'i basıp
insanları rehin aldılar.
Türkiye'yeturizm mevsiminin açılması sırasırv
da bundan büyük bir darbe indirilemezdi.
•••
Ama nedense onlar sevgili çocuklanmızdı, yet-
kililerimiz onlara baba şefkati ile yaklaşıyor, ken-
dilerini incitecek bir söz bile söylememeye özen
gösterfyorfardı.
Basının tepkisi, gerçi daha sonra görünüşte bir
tutum değişikliği olmuştu...
Muhterem Çeçen teroristlerdaha sonra mah-
kemeye sevk edildiler, ama terör suçundan de-
ğil de çete kurmaktan.
Uzun yıllar Türkiye'yi Avrupa Insan Haklan
Mahkemesi'nde binbir güçlükle savunmuş olup
sonradan bu görevinden istifa eden Prof. Dr. Ba-
kır Çağlar, Türkiye'nin böyle davranarak Terör
ile Mücadele'de Avrupa Sözleşmesi ile Rehin Al-
maya Karşı Uluslararası Sözleşmesiyi çiğnediği-
ni, ateşli silahla rehin alma olayının bu anlaşma-
largereği, terör suçunu oluşturduğunu söylüyor
ve "bu durumun uluslararası platformda Türki-
ye'nin güvenilirliğini yine tartışma konusu hali-
ne getireceğini" vurguluyor.
Şimdi bir zamanlar Abdullah Öcalan'ı bize
vermeyen Italya'ya ve yine terör suçlusu Fehri-
ye Erdal'ı iade etmemekte direnen Belçika'ya
gösterdiğimiz tepkileri düşünün ve Türkiye'nin bu
tavnnı nasıl açıklayabileceğini elinizi vicdanınıza
koyarak yanıtlayın!
•••
Olayin komşumuz Rusya ile ilişkilerimiz boyu-
tu da var. Türkiye'nin Çeçen teroristleri böylesi-
ne koruyup kollaması üzerine, acaba Moskova
Türkiye'ye karşı nasıl bir politika güdecektir?
Ikide bir "Sırça köşkte oturanlar, etrafı taşlamaz-
lar" diyenlerin Türkiye'ye karşı terorist örgütleri
desteklemeleri halinde, kime ne diyebilecek bir
durumumuz olabilir ki?
Ülkemizde kimilerinin Çeçenlere sempati duy-
ması, Türkiye'nin çok karmaşık olan ve önümüz-
deki dönemin nevraljik alanlarından biri haline
geleceğinden kimsenin şuphesi bulunmaması
gereken Kafkasya konusunda başını derde so-
kacak tutum izlemesini gerektirmez.
Bunu Dışişleri Bakanlığı gayet iyi bilir, ama her
nedense kimi odaklara güç anlatır.
Öyle görünüyor kı, ülkemizde, kimilerinin hima-
yesine mazhar olmuş cici eylemciler var, bir de,
öfkeyi ve kini üzerlerine çeken kaka eylemciler.
Cici eylemciler, terör suçundan sıynlıp çeteye
sokuluyorlar, kaka çocuklar ise düşünce suçla-
nndan bile Terör ile Mücadele Yasası kapsamı-
na alınıyorlar.
Bütün dünya olan biteni ve Türkiye'nin iyi sin-
yal venmediğini görüyor.
Derviş ve Keçeciler bir araya geldi
Tophısözleşmelerin
durumu göriişüldü
ANKARA (Cumhu-
riyetBürosu)-ABD ve
Almanya'daki temas-
lannı tamamlayarak
Türkiye'ye dönen
Devlet Bakanı Kemal
Derviş, yaklaşık 500
bin kamu işçisini ilgi-
lendiren toplusözleş-
me görüşmelerıyle il-
gili son durumu Devlet
Bakanı Mehmet Keçe-
cikr ile birlikte değer-.
lendirdi. Görüşmede
Keçeciler'in. Hazi-
ne'nin katı tutumun-
dan yakındığı öğrenil-
di.Toplusözleşme gö-
rüşmelerinin önümüz-
deki pazartesi günü
Bakanlar Kurulu"nda
gündeme gelmesi, top-
lantıdan önce de Keçe-
ciler ve Derviş'in
Türk-tş Genel Başkanı
Bayram Meral ile bir
araya gelmeleri bekle-
niyor.
Kamu emekçilerine
2001 yılıiçinsıfırzam
öneren devlet bakanla-
n Derviş ile Keçeciler,
dün kamu toplu iş söz-
leşmelerini bir kez da-
ha görüştüler. Keçeci-
ler"in Başbakanlık
Merkez Binası'ndaki
makamında yaklaşık
1.5 saat süren görüş-
meye, Hazine Müste-
şan FaikÖztrak, Müs-
teşar Yardımcısı Ha-
kan Özyüdız, kamu ış-
veren sendikası Ka-
mu-îş Genel Sekreteri
Naci Cnsal ile TÜHİS
Genel Sekreteri Ah-
met Ateş ve diğer yet-
kililer katıldı. Görûş-
melerde tıkanma nok-
tası olan ve sendikalar-
la yapılan pazarlıkta
ancak gelecek yıl öde-
nebileceği belirtilen
yüzde 18 oranındaki
zammın hangi dönem-
de ödeneceği konusu
deeerlendirildi.
Vadeli işlem ve opsiyon gibi uygulamalann kredi tanımı kapsamından çıkanldığı belirtildi
Bankalar Yasası'narötuşANKARA (Cumhuriyet Biirosu)
- IMF'nin parasal desteği onayla-
masının ön koşullanndan birini
oluşturan Bankalar Yasa Taslağı
üzerinde uzlaşma sağlamak üzere
son değişiklikler dün Başbakan-
lık'ta yapıldı. Fonun batık bankalar-
la ilgili alacaklanna Anıme Alacak-
lannın Tahsili Usulü Hakkmdaki
Yasa'nın uygulanmasına yapılan iti-
raz üzerine, bu yasanın batık banka-
lann sahiplerine ilişkin alacaklara
uygulanması, kredi alacaklanna ise
Icra Iflas Yasası'nın uygulanması
yönünde formül bulundu. Bankalar
Birliği'nin itirazlan nedeniyle va-
deli işlem, opsiyon gibi uygulama-
lann kredi tanımı kapsamından çı-
kanldığı belirtildi.
Bankalar Birliği, bankalann Ta-
sarruf Mevduatı Sigorta Fonu"na
devredilmeden önce kurtanlmasına
yönelik düzenlemeler getirilmesini,
ortaklıkpaylannın kredi sınınna da-
hil edilmesi uygulamasının kaldınl-
masını, fon bankalannın alacakJan-
na Amme Alacaklannın Tahsili
Usulü Hakkındaki Yasa'nın uygu-
lanmamasını. fona geçmeden önce
yapılan fahiş faiz öngören sözleş-
melerin tek taraflı olarak kaldınl-
masına ilişkin düzenlemenin metin-
den çıkanhnasmı istiyor. Bankalar
Birliği, batık banka sahiplerinin
malvarhklanna el konulmasını ko-
laylaştıran düzenlemelere de anaya-
sa ve Avrupa Insan Haklan Sözleş-
mesi'ne aykın olduğu gerekçesiyle
karşı çıkıyor. BDDK'nin, batık ban-
kalardan örneğin 100 liralık alaca-
ğı varsa, bunu 90 lira karşılığuıda
bir başka kuruluşa devretmesi gibi
"faktoring" olarak nitelendinlen
yöntem üzerinde de durduğu belir-
tiliyor. Bankalar Yasası, yürürlüğe
girmesinin üzerinden yaklaşık 1.5
yıllık süre geçtikten sonra yeniden
değiştiriliyor. Bankalar Birliği ve
bazı bakanlann, BDDK'nin hazırla-
yıp Başbakanlık'a sunduğu taslağa
itiraz etmeleri üzerine dün Başba-
kanlık'ta yapılan toplantıda formül
arandı. Bankacılık Düzenleme ve
Denetleme Kurulu (BDDK) Başka-
nı Engin Akçakoca. Bankalar Yasa-
sı'ndaki değişiklik üzerinde çalış-
malann bitirildiğini söyledi.
DSP Milletvekıli Ramis Savaş,
batık bankalann batmasından so-
rumlu olan hâkim ortak ve yöneti-
cilerin hem kendi malvarlıklan hem
de sahibi olduklan şirketlernezdin-
de takibat yapılarak kamu vicdanı-
nın rahatlatılmasının zorunlu oldu-
ğunu belirtti.
OKUNULMAZLIK
Önce biz önerdik
tartışması
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - MHP'nin
bakan ve milletvekilleri-
nin ağır suçlarda TBMM
karan gerekmeksizin yar-
gılanabilmesini öngören
anayasa değişikliği öne-
risi vermesi, hükümet or-
taklan arasında "doku-
nulmazlık" tartışması
başlattı. ANAP kurmay-
lan, "Bizim zaten bu ko-
nuda önerimiz var" der-
ken MHP Grup Başkan-
vekili Mehmet Şandır,
hazırladıklan öneriyi hü-
kümet ortaklanna suna-
caklannı bildirdi.
Cumhur Ersümer'in
Enerji ve Tabii Kaynak-
lar Bakanhğı'ndan istifa-
sının ardından anayasa-
nın milletvekili ve bakan-
lann yargılanmasını dü-
zenleyen 83 ve 100. mad-
delerinin değiştirilmesi
üzerindeki tartışmalar sü-
rüyor. Hükümetin MHP
kanadı, anayasa değişikli-
ği önerisi hazırlarken
ANAP kurmaylan, "Bi-
zinı zaten daha önce ko-
nuyla ilgili verdiğimiz bir
öneri var. Onlar da destek
versinler. Bu değisiklikle-
ri yaptnaya biz hazu-ız"
dediler. MHP'nin, bakan-
lann Yüce Divan'a gön-
derilmesini düzenleyen
anayasanın 100. madde-
sini değiştirmek isteyebi-
leceğini belirten ANAP
kurmaylan, "Ancak mil-
letveküidokunubnazbğıy-
la ilgili 83. maddenin de-
ğiştirilmesini isteyecekle-
rinizannetmiyoruz. MHP
lideri Bahçeli önce doku-
nulmazhk için kendi nıU-
letvekillerini ikna ermek
zorunda. Biz hazınz, ama
MHP'nin buna haar ol-
duğunu sanmıyoruz" gö-
rüşünü dile getirdiler.
MHP Grup Başkanve-
kili Mehmet Şandır, ana-
yasa değişikliği önerileri-
ni toplumun tartışmasına
açtıklannı belirterek "Biz
bu konunun toplumda
tarüşıhnasını isrryoruz.
Daha sonra imzaya açaca-
ğız ve hükümet ortaklan-
mızla diğer siyasi partile-
re sunacağjz" dedi.
tĞEİELl F1BÇA ZAFER TEMOÇİN
mrnın,
mnmmı
DYP lideri 'Bitmiş hükümete pil oldunuz' diyerek bakanın istemini geri çevirdi
Çifler'den Derviş'e destek yok
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Ekonomik programa
destek arayışını muhalefet par-
tileriyle sürdüren Devlet Baka-
nı Kemal Derviş, "kur-faizyan-
gınının kontrol altına alındığuıı,
ancak oiağanüstü bir dönemden
geçildiğmi" söyledi. Derviş'e
"kim adına destek istediğini"
soran DYP Genel Başkanı Tan-
su ÇiBer, "Kredibüitesi bhmiş.
tükenmiş bir hükümetin ömrii-
nü uzatan pil oldunuz" diyerek
bakanın ıstemmı geri çevirdi.
Derviş, Tansu Çiller'le olan
görüşmesinin ardından CHP
Genel Başkanı Deniz Baykal'ı
da parti genel merkezinde ziya-
ret etti. Derviş, görüşme önce-
sinde yaptığı açıklamada, eko-
nomik programın çok önemli
bir aşamasına gelindiğini belir-
terek Baykal'a geçen hafta ba-
kanlar düzeyinde IMF ve Dün-
ya Bankası ile gerçekleştirilen
toplantılar, buradaki temaslar
ve kendi görüşlerini aktarmak
amacıyla geldiğini bildirdi.
Baykal da Kemal Derviş'in
çok önemli bir ekonomik buna-
lım döneminde büyük sorum-
luluk üstlendiğini belirterek bu
çabalann Türkiye'de ve dış dün-
yada ilgiyle izlendiğini, Der-
viş'in çalışmalannı başarıyla
sonuçlandırmasını dilediğini
söyledi. llk olarak DYP'yi ziya-
ret eden Kemal Derviş.
ABD'den tanıştığı Tansu Çiller
ile 20 dakika görüştü. Derviş ile
Çiller arasındaki sohbette ana
Derviş, ABD'de tanışügı ÇiDerfle20 dakika görüştö. (AA >
hatlanyla şu görüşler dile geti-
rildi:
Kemal Derviş: Herkesten
destek istiyorum. Elbette mu-
halefet olarak eleştiri hakkınız
var, ancak mümkün olduğunca
sizden de destek istiyorum.
Tansu Çiller: Geliş biçiminiz
demokratik değil, sizin sıkıntı-
lannızı da anlıyorum. Şimdi bu-
gün, bu desteği kimin için isti-
yorsunuz? Bu hükümet için is-
tiyorsanız, bu hükümet tüken-
miştir, kredibilitesi kalmamış-
tır. Halk gözünde bitmiş bir hü-
kümetin bizim tarafımızdan
desteklenmesi de elbette müm-
kün olamaz. Şu anda hüküme-
tin ömrünü uzatan pil konu-
mundasınız. Ama eğer "Bıınu
kendinı için istiyorum" diyor-
sanız, o zaman da sizin demok-
ratik bir platformda sorumlulu-
ğunuz yok. Millete hesap vere-
cek konumda değilsiniz. Eski
program çöktü, ortada hesap
veren kimse yok.
JFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR
KlDEM TAZMİNATI FONU'NA TEPKİ
Çalışanlann
güvencesi
budanıyor• Petrol-tş Sendikası, 'KıdemTazminatı
Fonu" ile kıdem tazminatlannın yavaş yavaş
budanması için zemin hazırlandığını açıkladı.
Bakan Okuyan ise "Işçinin de işverenin de
yaranna bir düzenleme düşünüyoruz" dedi.
Ekonomi Senisi - Pet-
rol-tş Sendikası, kıdem
ve ihbar tazminatlannın
çalışanlann "tek, ama tek
güvencesi" olduğunu be-
lirterek bütçe dışı fonlar
kaldınlırken "kıdem taz-
minan fonunun" getiril-
mesini, 'İş Güvencesi
Yasası' na karşı bir misU-
leme ve kıdem tazminat-
lannın kaldırıbnası yö-
nünde bir manevra" ola-
rak değerlendirdi. Çahş-
ma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Yaşar Okuyan,
"Kıdem ve ihbar tazmi-
natlannı kaldurmaya
Türkiye'de kimsenin gü-
cüyetmez" dedi. Okuyan
" Kıdem Tazminatı Fo-
nu" kurulmasına ilişkin
bir hazırlık içinde olduk-
lannı da söyledi.
Petrol-lş'ten yapılan
yazılı açıklamada, işve-
renferin Çalışma ve Sos-
yal Güvenlik Bakanlı-
ğı'na bildırdikleri rakam-
laragöre, 1992-2000 dö-
nemi toplam işten çıkan
ve ayrılanlar içinde;
emeklilik nedeniyle işten
çıkanlanlann oranının
yüzde 3.3, işyerleri kapa-
narak işinden olanlann
oranının yüzde 1.1, ma-
lulen emekli olanların
oranının yüzde 0.1, işten
atılanlann oranının ise
40.9 olduğu bildirildi. Bu
oranlar karşısında acil
olarak yapılması gereke-
nin işten çıkanlanlann
korunması ve tek güven-
celeri olan kıdem ile ih-
bar tazminatlannın yeter-
li düzeyde ödenmesinin
sağlanması olduğu vur-
gulanan açıklamada şöy-
le denildi:
"Çalışma Bakanı'nın
açıkladığı kadam la bili-
nen kıdem tazminatı fo-
nu ciddiriskleriçermek-
tedir. Her şev den önce kı-
dem ve ihbar tazminatla-
n işten atmalarda işveren
açısmdan caydıncı bir ni-
telik de taşunaktadır.
Böylesi bir yükü olmayan
işveren istedigj gibi işçi
atacakbr. Yine bakanlık
istatistiklerine göre, 2000
yılında 1 milyon 608 bin
696 Idşi işten mnlırken 1
milyon 781 bin 486 Idşi işe
girdi İşçi giriş çıkışdevri-
nin yüksek olduğu bir or-
tamda emekhier için ha-
zuianacak bu fon işlevsiz
kalacaktır. Kaldı ki özel
sektördeemekli olanlann
sayısı da son derece dü-
şük."
Fon ile yeni bürokratik
prosedür, oyalayıcı iş-
lemler ve ödeme duru-
munda belirsızlikler söz
konusu olduğunun da
vurgulandığı Petrol-lş
açıklamasında. "Kıdem
tazminatlannın yavaşya-
vaş budanmasma bu fon
uv gulaması ile zemin ha-
arlanabilmesi ve >ıımu-
şak geçişiçin bir basamak
oluşturmasıdır" denildi.
Çalışma Bakanı Oku-
yan "Kıdem Tazminatı
Fonu" kurulmasına iliş-
kin bir hazırlık içinde ol-
duklarını belirtere "İşve-
renin, muntazaman işçi-
nin çaüşüğı süreye para-
lel, Işsizlik Sigorta Fo-
nu'na ödediği gibi aynı şe-
kilde kıdem tazminabm
bu fona ödemesini düşü-
nüyoruz. Bu fon aynca
nemalandırılacak. So-
nuçta işçi, hak mağduri-
yetine uğramavacak. Bu
fon ödemevi yapacak. tş-
çinin de işverenin de
varanna bir düzenleme
düşünüyoruz" görüşünü
saundu.
[email protected]
Birilerinin birilerinekanştığı kesin. An-
cak, son zamanlarda jandarmanın da
devreye girmesiyle, yargımız yeni bir
aşama daha kaydetti. Mesut Yılmaz,
"Bugün bana, yann sana" diyor. Yılmaz,
yakın mesai arkadaşı Ersümer'in ba-
kanlığı jandarmanın operasyonuna uğ-
rayınca, DGM'lereliylejandarmanın ha-
rekete geçirilmesinin tehlıkelerini gör-
mek ve öğrenmek olanağını buldu. Bu
noktadan hareketle çok haklı endişeler
dile getirdi.
Aslında biz yurttaşlaryillardır, sırf dü-
şünceterimizi söyiediğimiz için DGM ka-
pılanndan kurtulamıyoruz. Teröıie Mü-
cadele Yasası'nın (TMY), muhalrfleri
susturmak amacıyla kullanıldıgını yıllar-
dır anlatyoruz. Mesut Yılmaz bu kanu-
nun değişmesine karşı hep ayak sürü-
dü. TMY, bugün de yürürlükte. Birçok
genç, basit muhalif eytemleri nedeniy-
le terorist sınıflandınlmasına sokuluyor
ve çok ağır cezalara çaptınlıyor. Eğer
bu ülkenin önü açılmak isteniyorsa, her
alanda tutariı bir tavır içine girmek ge-
rekiyor.
Jandarma Içışleri Bakanlığı'na bağlı.
Bakanlığın yönlendirmesi olmadan jan-
Siyaset mi Yargıya, Yargı mı Siyasete...
darmanın harekete geçememesi gere-
kir. Içişleri Bakanı da Sayın Yılmaz'ın
partisinden. Yılmaz, "Yargı sıyasallaştı-
nldı" diyor, bence haklı. Bu ülkede Vu-
ral Savaş, daha düne kadar Yargıtay
Başsavcısı'ydı. Nusret Demiral DGM
Bassavcısı'ydı. Bunların yargıya siya-
seti sokmadığı söylenebilir mi? Bence
yargının siyasallaşması yeni de değil.
12 Eylül asken darbesiyle birlikte hazır-
lanan 1982 Anayasası bütünüyleyargı-
yı siyasallaştnyor. Askeri darbe döne-
minde değişikliğe uğrayan bütün yasa-
lar siyasi amaçlı. DGM'ler ne için kuaıl-
du? Normal yargıyı bırakıp siyasi yargı-
lama yapmak için değil mı...
Mesut Yılmaz haklı. Ancak nedeninı
doğru saptamak gerekiyor. Yargının ör-
gütlenme mantığı, yargının siyasallaş-
masına neden oluyor. Bu ülkede, ha bi-
re parti kapatılıyor. Bu ülkede, son jan-
darma operasyonlannda olduğu gıbı
Ankara'nın göbeğinde, üst düzey bu-
rokratiar gazetelerin yazdığına göre bir
yüzbaşının emriyte gözaltına alınabili-
yor. istanbul'da jandarma 380 bin kişi-
lik bir beldenin yönetıcılerini günlerce
sorgulama hakkını kendinde görüyor.
Bu uygulamalar, savcılann emriyle ya-
pıldığı söylenerek savunuluyor. Hangi
savcılar? CX3M'nin savcılan. Yani zaten
lyıce sıyasallaşmış olan bir mahkeme-
nin savcılan.
Yargı siyasallaştı.. bu doğru. Bir de
tersınden bakalım, siyaset yargıya ka-
nşmıyor mu? Savcılar ve Hâkimler Yük-
sek Kurulu'nun üyelerini hâkim ve sav-
cılar değil siyasi irade belirliyor. Tayin-
ler, surgünler, hep yargının tepesınde bir
korku unsuru olarak kullanılıyor.
Yıllardır yargı karşısında bulunan bir
ınsan olarak yaşayarak gördüm ki, si-
yasi iradeye en uygun kararlan veren-
ler, muhalifleri en ağır cezalara çarpt-
ranlar, yanı bir anlamda en acımasız
olan yargı mensuplan hep yükseldiler,
hep terfi ettiler. Adaletli davranmaya ça-
lışanlar, hukukun bağımsızlığı için çaba
sarf edenler ise haksızlığa uğradılar, sü-
ründürüldüler. Yaşadığım onlarca ör-
nekle bunu biliyorum.
Yargı siyasete kanşıyor, siyaset de
yargıya. Zaten yargı sakatlandığı için
ilişkiler de sakat yürüyor. Mesut Yıl-
maz'ın dikkat çektiği yeni konu da çok
önemli.
Şimdi devreye ilave bir güç olarak
jandarma da gircfi. Jandarma sorgusun-
da ışkence iddialanna tanık oluyoruz.
Geçenlerde Jandarma Komutanlığı'nda
"insan haklan dersi" verildıği haberini iz-
ledik. Umanz, bu dersler etkili olur da
böyle iddialarla yüz yüze gelmeyız. An-
cak, Içışlen Bakanı ANAP'lı. Bunu da bir
nokta olarak behrtmek gerekiyor.
•••
Peki yargı neden siyasalfaşıyor, siya-
set neden yargıya kanşıyor? Bunun
doğru bir cevabı verilmedikçe şikâyet-
ler devam edecektir. Çünkü bu ülke de-
mokratik bir ülke değil. Hukuk bağım-
sız değil.
Böyle olunca, yargı üzerine siyasetin
gölgesi düşüyor. Yargı neden siyasalla-
şıyor? Çünkü, bizim hukuk sistemimiz-
de oiağanüstü yetkilere sahıp mahke-
meler var. Yasalanmız, keyfiiıği artttra-
cak maddelerle dolu. Bu da hâkim ve
savcılara, istedikleri zaman vearkalann-
da destek bulduklannda çok sert mü-
dahalelerde bulunma olanağı tanıyor.
Türkiye'deki korku verici durum, ta-
mamen yapısal bir nedenden kaynak-
lanıyor. Bu ülke, iki askeri darbeden ar-
ta kalan kanunlarla yönetilıyor.
Bu ülke iki askeri darbeden güç alan
bir siyasi yapıyla ayakta duru/or. Bu ül-
ke, itiraz edeni gerekirse yck edecek
bir hukuk mantığı içinde örgütlendi.
Mesurt Yılmaz, 12 EylülcC sistemin
değişmesi için bugüne kadar neler
yaptı? Ucu kendinedokunurca, "ges-
tapo devleti" endişesini dilegetinyor.
Yıllardır bu ülkede adalet çürumüş
durumda. insanların ne siyasete ne
yargıya hatta ne de basına tir güven-
leri kaldı. Bunda kendisinin de oddı
sorumlulukları olduğu bir gerçek.
Umarız, "gestapo devletr endşe-
sinde samimidir ve bu ülkerın geste-
po değil, demokratik bir devlee dönüş-
mesi ıçın çaba sarf eder.