15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 MAY1S 2001 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Avukatlardan Şalk'a destek • tZMlR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Beyaz Enerji operasyonu soruşturmasını yürüten DGM Savcısı Talat Şalk'a Izmirli avukatlar destek verdi. Cumhuriyetçi Avukatlar adına yazılı bir açıklama yapan Avukat Abdülkadir Özdemir, yargının işleyişinin her türlü baskıdan uzak, bağımsız olması ve yargıya gölge düşürülmemesi gerektiğini belirtti. Ozdemir, Şalka baskı yapıldığını saviınarak bunu kınadıklannı bildirdi. Programı • ANKARA (AA) - Yerel gazete, radyo ve televizyonlar arasındaki dayaruşmanın sağlanması, ortak haberleşme ağından faydalanılması amacıyla kurulan "Bağımsız Iletişim Ağı"nın (BİA) Birinci Basamak Eğitim Programı Ankara'da başladı. SEAŞ sorufturması • IZVflR(AA)- "Kara Elmas" operasyonu sonucu gözaltına aluıan, aralannda Soma Elektrik Anonım Şirketi (SEAŞ) Genel Müdürü'nün de bulunduğu 22 kişiden 4'ü, çıkanldıklan Izmir DGM'ce tutuklandı. Sanıklardan 6'sı savcılık ifadeleri sonunda, 12'si ise mahkemece serbest bırakıldı. Egitime destek şöleni • İstanbui Haber Servisi - Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Zeytınburnu Şubesi, (Cunihurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in eşi Serara Sezer'in önderlik ettiği "Ulusal Eğitime Destek Kampanyası"na katkı sağlamak amacıyla Zeytinbumu Stadyumu'nda bir şölen düzenledi. Şube Başkanı Sema Murat, okuma- yazma bilmeyen genç kız ve kadmlara eğitim verdiklerini anlattı. Gençlik merkezi açıldı • • İstanbui Haber Servisi - Kadıköy Belediyesi, gönüllü kuruluşlar ve gençlerin ortak çalışmasıyla Kalamış'ta oluşturulan Kadıköy Gençlik merkezi, 1. Gençlik Buluşması'yla hizmete girdi. Gençlik Merkezi'nde Marmara Üniversitesi Gûzel Sanatlar Fakültesi öğrencisi Eda Liman tarafmdan yapılan 'Uygarhk Heykeli,' Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk tarafından açıldı. Tanabya'dakokain gecesi • Istanbol Haber Servisi - Tarabya'da bir evde kokain âlemi yaptıklan gerekçesiyle yakalanan 9 kişiden 3 'ü istanbui DGM'ce tutuklandı. Nöbetçi Cumhuriyet Savcısı tarafmdan sorgulanan 9 kişiden Mete Küçükberber, Şahabettin Uçan, Şemsettin Uçan tutuklanmalan istemiyle nöbetçi mahkemeye gönderilirken sunucu Yalçm Dümer'in de aralannda bulunduğu 6 kışı serbest bırakıldı. RTÜK Yasası'na tepkiler DSP'li Gürkan: Patronlara ihale ödünü getiriliyor Iletişim özgürlüğü biterANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Başkanı Ismet Demirdöğen, TBMM Anayasa Komisyonu'nda kabul edi- len RTÜK yasa tasansının tstanbul'da güçlü bir tekelleşme ve Anadolu'da belirli merkezlerde sermaye büyüklü- ğüne bağlı odaklar yaratacağuıı be- lirtti. Radyo ve Televizyonlann Kuruluş ve Yayınlan Hakkındaki Yasa'nın, bisse oranlannı düzenleyen 29. maddesinin tekelleşmeye karşı önlem niteliğindeki hükümlerini ortadan kaldıran yasa ta- sansına tepki büyüyor. DSP Ankara Milletvekili Utaç Gür- • DSP Ankara Milletvekili Uluç Gürkan, RTÜK yasa tasansının temel amacının, medya patronlanna devlet ihalelerinde özgürlük tanıyan madde olduğunu belirterek, "Basın özgürlüğü için, demokrasinin gelişimi için bu madde kritik önemde. Bu şekilde siyaset üstünde bir büyük oligarşik güç getirilir" dedi. kan, tasannın temel amacının, medya patronlanna devlet ihalelerinde özgür- lük tanıyan madde olduğunu belirterek şunlan söyledi: "Basın özgürlüğü için, demokrasinin gelişimi için bu madde kritik önemde. Bu şekilde siyaset üstünde, hatta med- yanm da üstünde bir büyük oligarşik güç getirilir. Medya gnıplan enerji iha- leierine giriyor, bunun sonraki adırnı sa- vunma sanayiiihaleleridir. Bu tasange- çerse, kendi demokratik özgürlükleri- mizi kendi özgürirademizle,beürsiz bir güce, bize kendiyapnğımızyasayıuygu- latmayan güce tesKm etmiş oluruz." Demirdöğen ise yasa degişikliğinin tekelleşmeyi özendireceğini ve çok ses- liliği ortadan kaldıracagını belirtti. De- mirdöğen, "Tasanyla Istanbui'da güç- lü bir tekeDeşme, Anadolu'da da beurti merkezlerde sermaye büyüklüğüne bağlı odaklar yaranlacaknr. Iletişim öz- gürlüğü ve halkm haber alma halda or- tadan kakünlacaknr" dedi. Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) avukatı Hayan'Küçükde tasanyla med- ya kuruluşlannda ortaklık payının be- lirlenmesinde ölçüt olarak getirilen iz- lenme oranının çok sağlıklı olarak"sap- tanamadığına işaret etti. Yıllık izlenme oranlarmın son derece yanıltıcı oldu- ğunu belirtti. Şalk'a tepki Okuyan: Senkim oluyorsun? ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu)-Çalışma ve Sosyal Güvenlik Baka- m YaşarOkuyan, Beyaz Enerji soruşturmasını yürüten DGM savcısı Talat Şalk'ın, "Kıhçlan çektim, savaşacağun" sözlerine tepki göstere- rek "Sen ldm oluyorsun da ldminle savaşıyor- sun" dedi. Okuyan, dün ANAP Ankara ll Örgütü'nü zi- yaretinde gazetecilerin sorulannı yanıtladı. Si- yasetin yargıya müda- hale etmemesi, yargının da siyasete biçim ver- meye kalkışmaması ge- rektiğine dikkat çeken Okuyan, "Bir sava san- ki siyaset erbabıynuş gi- bi, her Allah'ın günü te- levizyon ve gazetelere çı- karak beyanatlarda bu- lunamaz. Öyle 'Ben kı- lıcımı çektim, savaşıyo- nım' filan_ Sen ldm olu- yorsun da ldminle sava- şryorsun" diye konuştu. Ç t Z M E D E N Y U K A R I [email protected] KART PURMASl İÇ'ihS BÎR MEPEM 'Her olay ve operasyon sonunda, uygulayıcılar ve halkyeniyeni dersler çıkarıyor' Tantan: Operasyonlar sürecekİstanbui Haber Servisi - Içiş- leri Bakanı Sadettin Tantan, Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana idari sistem içerisinde- ki yönetimlerin son derece gü- zel bir şekilde inşa edildiğini, ancak bunlann zamanla kendi- ne çıkar sağlayan birer merkez haline dönüştüklerini söyledi. Tek görevlerinin suçluyu yaka- layıp onu yargılamak olmadığı- nı vurgulayan Tantan, "Bizun diğergörevimizbugüzeJsistem- lerin yeniden yapdandınlması ve sağhkh bir yapıya kavusma- sı yönünde çaba sarfetmektir" dedi. Ceylan Inter-Continental îs- tanbul Oteli'nde Türkiye Genç îş Adamlan Derneği'nın (TÜ- GİAD) düzenlediği "Yolsuzluk Ekonomisi" konulu toplantıya katılan Tantan, bir ülkenin vaz- geçemeyeceği konular sıralan- dığmda kamu düzeninin ön sı- rada yer aldığını vurguladı. Tantan, "Güvenü ohnayan bir ortamda insanlann birbirleri- ne karşısaygm davranması, mal ve para hareketterinin sağhkh bir şekikk olması mümkün de- ğUdir" dedi. Güven ortamını sağlamak amacıyla yapılan ça- lışmalara değinen Tantan şöy- le konuştu: ler olabilir. Ama halkıımzm beklentfleri sürade bunlann gi- derilmesi yönündedir. Kamu vicdam kendisine aktanlan hiz- metin doğru ve dürüst ohıp ol- madığını sürekK yargılamış ve bu sürecin içerisinde de hizme- • TÜGÎAD'ın düzenlediği 'Yolsuzluk Ekonomisi' konulu toplantıya katılan Içişleri Bakanı Sadettin Tantan, "Güvenli olmayan bir ortamda insanlann birbirlerine karşı saygm davranması, mal ve para hareketlerinin sağlıklı bir şekilde olması mümkün değildir" dedi. "İçisleri Bakanhğı kendisine verflen yetki ve sorumluhık içe- risinde bu güven ortamını sağ- lamaya çahşryor. Bugünkü du- rumabakridığında bu hizmetle- rin uygulamaya çekflmesinden kaynaklanan birtakımeksiktik- tin halka iyi aktardmadığuun görülmesiyle halkı yönetenlere karşı bir güvensizHk ortamı oraşmuştur." Tantan, yolsuzlukla mücade- le için düzenlenen seri operas- yonlarla ilgili olarak da "4422. sayıh yasanın ardmdan projeli çahşmaya geçildi. Bu çahşmada amaç ,delflden suçhılaraghmek. Savcıhk ve güvenlik güçteri, giz- li ajan, teknikdonanımh izterne, gizli izieme metotiannı kullana- rak delil topluyor. Ardından operasyon bölümüne geçüip SK rasıyla yakalama, gözala ve mahkemeye sevk safhası hayata geçiriliyor. Mahkemedeolay bit- miyor. Savcılar ve hâkimler, ça- hşmayıyeterti görmezse uzman- lar ve güvenlik güçleri harekete geçerek operasyonlan genişleti- yor veya yenilerini başlaoyor. Her olay ve operasyon sonunda uygulayıcılar ve halk yeni yeni dersler akanyor'' dedi. TÜGIAD Başkanı Muhar- rem Yümaz ise son yıllarda meydana gelen birçok olay- dan dolayı toplum genelinde bir umutsuzluğun oluştuğunu belirterek "Yolsuzhık ekono- misi ağlannı ördükçe, bizler geleceğe olan inancumzı yitir- dik" dedi. Danıştay Frekans ihalesine ikinci kez durdurma ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu)-Danıştay 10. Dairesi, ulusal televiz- yonlara frekans tahsisi ihalesine, yalnızca 28 Ni- san 1995 tarihine kadar başvurusunu yapanlann kabul edileceğine ilişkin şartname maddesinin yü- rütmesini durdurdu. Da- mştay, RTÜK Yasası yü- rürlüğe girdikten sonra kurulan televizyonlann başvurulannın değerlen- dirilmemesinin, yasa yü- rürlüğe girmeden önce fı- ili durum yaratarak yayı- na başlayan kuruluşlar le- hine olacağını, bunun da yasanm amacına aykın olduğunu bildirdi. Alınan bilgiye göre Ye- ditepe Iletişim Hizmetle- ri Sanayî ve ^Ticaret AŞ'niü radyo ye |e."leviz'7' yon kuruluşlanna kanal ya da frekans tahJfcne ilişkin yönetmelik ve şartnamenin bazı madde- leri ile ihalenin iptali ve yürütmenin durdurulma- sı istemiyle açtığı dava- da, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (RTUK) savunmasının ardından yürütmeyi durdurma is- temi yeniden karara bağ- landı. Danıştay 10. Dairesi, 26 Nisan'da yapılacağı duyurulan ihalenin yürüt- mesini, savunmaya kadar durdurmuştu. Ankara 6. ldare Mahkemesi de iha- lenin yürütmesini durdu- nınca RTÜK ihaleyi er- telemişti. Danıştay 10. Dairesi, savunmadan sonra da ihalenin yürüt- mesini durdurdu. Daire aynca, ihale şartnamesi- nin ikinci maddesinin de yürütmesini durdurma karan verdi. Bu madde, ihalenin ilgili mevzuat uyannca ulusal düzeyde televizyon yayını yap- mak için, lisans almak üzere 28 Nisan 1995 tari- hine kadar RTÜK'e baş- vuruda bulunan özel tele- vizyon kuruluşlannı kap- sayacağını düzenliyor. IRMIKIAYDIN ENGtN aengin(a doruk.net.tr Bugüntefde yaşadığınız kentın duvarlannda "Dûnyanın Başken- ti - Speer" yazan bir tiyatro afişi görürseniz, kendinize bir iyilik edin, dışanda yaza evrilmekte olan bahan bir akşamlıgına, bir- kaç saatlkjine bir yana koyun, bi- let aJın ve o oyunu izleyın. Ben önceki akşam size öğüt- (ediğim gibi yaptım. Tryatro Stüd- yosu'nun AKM Aziz Nesın Sah- nesi'nde sergiledigi oyunu izle- dim. • lyi ettim. BaşJangıçta "kayıp bir gece" için bütün koşullar var gibiydi. Oyun ıki kişilik. Televizyonun öldürücü rekabeti attında sende- leyen tiyatro dünyasında tek kişi- lik, iki kişilik oyunlar moda. Mo- da, çünkü tiyatrolar daha büyük kadrolann yükünü taşıyamıyor. O yüzden de sahiden sadece iki ki- şinin oynayacağı, sahiden iki kişi için yazjlmış biroyunla mı, yoksa yazann, oyununun sahne ışığı görme şansını yakalamak için ti- yatro sanatının gerekterini zorla- Hitler'in Miman: Albert Speer yarak iki oyuncuyia sınırladığı bir oyunla mı karşılaşacağız sonjla- n kafanızda dönüyor. Üstelik adını ününü hiç duyma- dıöım bir yazar Esther Vilar. Tster misin roman ve deneme- teri ile ünlenmiş bu Arjantın do- ğumlu, Alman goçmeninin kızı, "Bir de tiyatro yazayım" demış olsun. Ister misin, "Tiyatro yaz- makdediğin ne ki. Sahnedekiin- sanlan konuştunırsun tiyatro olur" diyen bir "tiyatro acemi- s/"nin elinden çıkma yavelerle karşılaşalım. Yazar acemiyse, oyun berbat- sa, Ahmet Cemal gibi titiz (aşın titi^ birçevirmen, Ahmet Leven- doğlu gibi bir usta yönetmenin elinden ne gelir? Yani bencileyın tiyatroyu pek seven, sevdiği için de zor bege- nen birinde "galiba bir kayıp ge- ce" izlenimı uyandıracak, "Keşke evde kalıp erkenden uyusaydım" dedirtecek epey neden var. Sonra ışıklar söndü. O büyülü an geldi. Seyirci sıralanndaki mı- nltılar, fısıttılar, kısa kesık öksürük- ler kesıldı. Oyun başladı. Oyun hiç ara vermeden 100 dakika sürdü ve bitti. rJüşünsel kazanımlarla zengin- leşmiş, şu berbat günlerde dra- ma sanatının gür kaynaklanndan fışkıran sularla ruhumu yıkamış olarak çıktım. * • • Hayır. Oyunu anlatmayacağım. Eleştirrriek de benim işim de- ğil. Onu tiyatro efeştirmenlerine bırakalım. Ahmet Levendoğlu'nun kendi- ni hiç belli etmeyen, "reji cam- bazlıklan"na başvurma ucuzlu- ğuna sapmayan yönetımınden de uzun uzun söz etmeyeceğim. Daha önce hiç izlemediğim iki oyuncunun, Nihat lleri ve Meh- met Ali Kaptanlar'ın çok incelik- li aynntılarla örülmüş oyunculuk- lanna deger bıçmeyı de tiyatro eleştırmenlerine bırakalım. Ben Speer oyununda, ana te- ma değilmiş gibi alttan alta, oyu- nun ana ekseninin attında sürüp gıden hesaplaşma olgusunun attını çizmek ıstiyorum. HitJer'in başmiman, Hitler'in ardılı (halefi), "Nazi olmayan Na- zi" gibi nitelemetere konu olan Al- bert Speer'ın ağzından, yaşa- mından fışkıran ve Speer'in asla yanaşmadığı bir hesaplaş- ma'dan söz ediyorum. Yahudiler gaz odalanna gön- derilirken, Hitter'in dev savaş ay- gıtı dünyayı kan ve ölümle bo- ğarken, olup bitenlerin göbeğin- de yaşayan, göbeğınde görev yapan ve "Bilmıyordum, ılgilen- medim, benim işim değildi" gibi sefil mazeretlerin ardına sakla- nan Albert Speer (ve Alman top- raklannda yaşamış milyonlarca Albert Speer) bize çok mu ya- bancı? Ölüm oruçlan sürüp giderken, Güneydoğu'da köyieryakılırken, bankalar hortumlanırken, yasa- dışı krediler cepten cebe uçuşur- ken, vergiler kaçınlırken, sahte teşvık belgeleriyle gerçek para- lar ceplere indirilirken devletin sooımlu kademelerinde görev yapan ne kadar çok Albert Spe- er"imiz vari Ve hâlâ kenditeriyte ve toplum- la hesaptaşmamak için bazen bir "teknokrat" renksizliğinin, bazen "bürokrat" yetkısizliğinin, bazen baskı altında kalmış "yurttaş" ça- resizliğinin utanç verici zırhının ar- dına gizlenen Albert Speer'leri olanca çirkinliklen ile görmek için bile Tiyatro Stüdyosu'nun "Dün- yanın Başkenti - Speer" oyunu görülmeye deger. Yani, bugünlerde yaşadığınız kentın duvarlannda "Dûnyanın Başkenti - Speer" yazan birtiyat- ro afişi görürseniz, kendinize bir iyilik edin emi!.. POLİTtKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETtNKAYA Aşkın Sonsuzluğu... Körfezin üzerinde mavi bir çizgi. Güneş bat- mak üzere... Kayalıklann yani başında, dalgakırana yakın yerde balıkçı tekneleri... Maviden yeni doğmuş bir beyazlık, karan- lık dalganın sarkacıyla buluşuyor... Gözlerimi yumuyorum... Eski zaman masallan aklıma geliyor o anda. .. Mavi elbiseli bir genç kız, bilinmeyen bir ken- te kaçıyor. köpürüp akan ırmaklann kenannda oyuk rüzgârlarla avunuyor... O son fırtınayı anımsıyorum, güneş Karabu- run üzerinden kaybolurken... Sonra kendi kendime düşünüp yrtip giden yıl- larda gizli bir el dokusuyla örülmüş akşamlara doğru ilerliyorum... Içkisini yanlamış bir adam dalgın ve düşün- celi... Tahta bir masa, hasır iskemle... Adam tıpkı benim gibi karanlıkta oturmayı yeğliyor, denizin hışırtısıyla avunuyor... Ben Miroslav Holub'un asma bahçeleri, ma- vi evleri, yaseminleri içindeyim.. sihirii kentler- de belki bir ağaç, belki de bir koruyu özlüyo- rum... Hani 'günaydın canım'\ax var ya hep özlemle beklenen, vakitsiz düşlerde kurulan 'iyiakşam- larsevgilim'.. işte onu, bir kenara koyup seyre- diyorum... Oysa sessizlik hiç de bize göre degil!.. Hep ama hep Jose Forostiza nın akşamları içinde, iç çekişlerie avunuyoruz, denizin mavisi üzerine kocaman bir yürek çizip aşkın sonsuz- luğuna bakmakla yetiniyoruz... ••• Genç günlerin masallan nerede kaldı.. nere- de o hüzün yüklü bulutların beyaz bir sevinç- le buluştuğu mevsimler? Nasıl bir türküydü o, nasıl bir aşktı haydi an- lat!.. Tahta bir masa, hasır iskemle!.. Karşı kıyılar Siren kayalıklan mıydı? Ormanlardan, kıyılardan, kıran yerlerden gel- miş kadınlann resmini çizelim bu kez, maviden köpük tutmuş denizin üzerine; anlaşılması güç hırçın yüzleri, bakışlan anlatalım gecenin ilerlediği saatlerde!.. Turgut Uyar'dan konuşalım, Lermontov'u kıskandıralım kadehler boşalırken... Diyelim ki: "Gel dur önüme, sen benim sahipliğimsin!" Kıyıda yürürken çakıl taşlan toplayalım... Içi- mizdeki gelecekle bin yıl sonrasını kucaklaya- lım... O sağır ve eski pişmanlık yıllan, o uykusuz ve yorgun mayıs sabahlan şimdi nereye saklandı? . Konuş ki, Metin Eloğlu nun filiz süren sessiz- liği, gün ışığı çılemeye başlarken başucunda, seher yeline uyup kuşlar tüneğinden uçsun!.. Haydi uyan!.. llkyaz sıcağı biriksin yüreğine!.. Duru su bahann, ilk çiçek toprağındır bebe- ğim!.. Sen hâlâ bana "canım" diyorsun!.. Haydi uyan!.. Sevdiğim, sevgilim uyan!.. Ne olur uyan!.. ••• lyonya'da ilkyaz karanlık basmadan doğar, hafif çiçek kokulan gibi uçar içiniz, yavaşlar dö- nerken adımlannız... Esen rüzgâra, durur kulak verirsiniz... Bakışlannız bütün kadınlarla karşılaşır!.. Tahta bir masa, hasır iskemle... Necati Cumalı'nm lyonyalı kadınları sırılsık- lam sarhoş!.. Havada yasemin kokusu!.. İki genç kız viyolonsel çalıyor Miko Cafe'de... Bir kadın hafif çakırkeyif.. yerinden kalkıp yal- palayarak yürümeye başlıyor... Ay ışığı, sıcak hava, tutuşturuyor kanını. . Haydi uyan, yıldızlar kaçtı, ay çekildi!.. Aydınlığa çık da çil gözlerin ışısın!.. llkyazlar sıcağı biriksin yüreğine bebeğim!.. Nasıl bir türküydü o, nasıl bir aşktı haydi söy- te? "Şafak söktü sökecek Bir kıymık kopuyor ufuktan Bizim olan bir dünyada Duyan ve susan Umudun ve sabnn vaktiyok artık Suyun ve ekmeğin vaktiyok Acının içinden geliyor sevinç Ve gecenin içinden aydınlık." [email protected] Faks numaramız: 0212/513 90 98 Abanoz'dan Mimaroğlu açıklamasi: Bir taraf bu konuda yalan söylüyor İstanbui Haber Ser- visi - İstanbui Emniyet Müdürü Kazun Aba- noz, îstanbul Valisi Erol Çalar'ın, "Mali Şube Müdürü Ayhan Mimaroğlu'nun tayi- niyle ilgili kararname- nin istanbui Emniyet Müdürlüğü'nde okJu- ğunu" söylemesiyle il- gili olarak "Bir taraf bu konuda yalan söy- lüyor" dedi. Kazım Abanoz, dün Terörle Mücadele Şu- be Müdürlüğü'nde DHKP/C örgütiine yö- nelik operasyanlar ko- nusunda bilgi verdi. Açıklama sırasında bir basın mensubunun, Mali Şube Müdürü Ay- han Mimaroğlu'nun tayiniyle ilgili kararna- menin, kendısi tarafm- dan valilikte olduğu- nun belirtildiğini, vali- nin de tstanbul Emni- yet Müdürlüğü "nde ol- duğunu söylediğinin anımsatılması üzerine Abanoz, "Bir taraf bu konuda yalan söylü- yor" dedi. Abanoz bu konuyla ilgili başka so- rulan yanıtlamadı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle