15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 MAYIS 2001 PAZAR 12 PAZAR KONUGU Washington Post gazetesinde 40 yılı aşkın süredir çalışan Stephen Rosenfeld medyayı değerlendirdi: Okurun güvenini Imybedemeyiz ABD'de sendika zayıf - Washington Postgibi dünyaca ünlü ve güvenUir bir gazetede çahşmak nasti bir duygu? - Böyle bir gazetede çahşmaya bayılıyorum. Küçük, başansız bir gazetede çahşmak benim harcım değil. Gazeteciliğe memleketim olan Pittsfield, Massachusetts'te küçük bir gazetede başladım. Bu gazetede şehirlerarası telefon görüşmesi yapmak için bile patrondan izin almamız gerekiyordu. - ABD y de gazetecilerin yasal haklart ne durumda? Örneğin sendikalann gücü nedir? - Sendika zayıf. Ben yirmi yıl boyunca sendikanın yönetim kurulu üyesiydim. Sonra yıllarca başkan yardımcılığını yaptım. ABD'de sendikalann çoğu işçi sendikalan. Bizimki öyle değil. Biz kol işçisi olmadığımız için kültürlerimiz de farkh. tki kültürü aynı sendikada birleştirmeye çalışırsanız işler yürümüyor. Washington Post'ta hâlâ sendika var, ama zayıf. Baskı Işçileri Sendikası, 1970'liyıllann ortalannda bizim gazetede grev ilan etti. îşler bir noktada elden çıktı. Grevciler Washington Post binasını ateşe vermeye kalkıştılar. Gazetenin yeni sahibi Katharine Grctham bunun üzerine greve rağmen gazeteyi yayımlamayı başardı. O dönemde gazete linotip basılıyordu. O ağır matrisleri gazete binasınm damına inen bir helikopterle her gün başka bir yere taşıyor, gazeteyi bastınyordu. Sendika zayıf olduğu için hiçbir şey yapamadı. Sonunda grev bitti. Ben yıllarca sendikanın yönetiminde kaldıktan sonra günün birinde gazetenin yazı işleri yönetiminde görev aldım. Böylece de sendika yönetiminden istifa etmek zorunda kaldım. Özetlemek gerekirse bizim Gazeteciler Sendikası zayıf. Güçleneceği de yok. Öte yandan basın işkolunda gelişme büyük gazetelerde değil, daha küçük gazetelerde, televizyonlarda. Zaten gazeteciler, dediğim gibi, anayasanm birinci değişiklik metniyle korunuyorlar. Bu metinde şöyle deniyor: "Basmı kontrol altına alacak hiçbir yasa kabul editemez." Başka ülkelerde Basın Yasalan var. Bu yasalar basının hak ve sorumluluklannı düzenliyor. Ama bizde böyle bir yasa yok. Bakın, Washington Post muhabirleri, yönetimin gizlice Vietnam Savaşı hazırlıkları yaptığını ortaya çıkaran Pentagon Belgeleri'ni ele geçirip yayımlamaya başladıklannda yönetim yayını durdurmak istedi. Ama bizler ayaklandık ve "Anayasanın birinci değişiklik metnine göre bu belgeleri yayımlama bakkına sahibiz. Bize sansür uygulayamazsınız r ' dedik. Gazete aynca yayının ulusal çıkarlara aykın olmadığını ispatladı. Yönetimin huzurunu kaçrran bir yaymdı, ama ulusal çıkarlara kesinlikle ters düşmüyordu. Çünkü Vietnam Savaşı Amerikan halkına büyük zararlar vermişti. Bu da birinci değişiklik metninin, gazetecilere basın özgürlüğünü korumalan için mücadele hakkı tanıdığının bir örneğidir. LEYLA TAVŞANOGLU Bizim basın ve medya dünyada mı yaşıyor, yoksa bir gezegende mi? Dünyada neler olup bittiğininfarkında mı? Farkında da.. bilmemezlikten gelmek işine mi geliyor? Galiba işine geliyor ki basın ve medya yöneticileri hâlâ bildiğimiz yayınlan yapmakta ısrarlılar. Bir de. ABD'de yeniden basın ve medyada tekelleşme yönünde eğilim olduğu izlenimini vermeye çahşıyorlar. Bunun üzerine, hazır Washington dayken dünyaca ünlü Washington Post gazetesinin önde gelen editörlerinden Stephen Rosenfeld 'le konuyu görüşelim, dedik. Bir gün oturduk ve ABD deki basın ve medvanın tekelleşme durumunu, gazetecilerin hak ve sorumluluklannı, basının dürüstlük kriterlerini, toplumun, kamuoyunun dürüst habercitik için yaptığı baskılan konuştuk. ABD genelinde ortaya çıkan gerçek şuydu: Basın, anayasanın birinci değişiklik metniyle korunuyordu. Öte yandan televizyonlar için çok sıkı bir yasa getirilmişti. Bir medya patronu, aynı şehirde birdenfazla televizyon sahibi olamıyordu. Ama ne yazık ki medya patronları hem gazete. hem dergi. hem televizyon, hem banka, hem de daha bilmem ne şirketi sahibi olabiliyorlardı. Yine de toplumsal baskılar, okur baskılan karşısında kendilehne bir ölçüde çekidüzen vermekzorunda kalıyorlardı. Bizdeki başıbozukluk oralarda yoktu. Hiç kimse, "Benyapanm olur" diyemiyordu. - ABD 'de bir kişiyasal olarak hem çeşit- ligazeteler, hem hankalar, hem televizyon ve radyolar, hem de başka şirketlerin sa- hibi olabilir mi? - Parası \arsa. ya da ıstediği gibı kredi alabiliyorsa her şeyın sahibi olabilir. Ama bugün geleneklere saygı göstermek gibi bir anlayış var. Eskiden gazeteler, yayın organlarının sa- hibi parababasıışadamlarıydı. Bunabirör- nek NVashington Post gazetesını zırveye çı- karan EugeneMeyer'di. Eugene Meyerçok zengin bir sanayiciydi. NVashington Post gazetesinı 1930'lu yıl- larda satın aldı. Washıngton Post o dönem- de sallantıda olan on gazeteden binsıydi. Meyer gazeteyi. satın aldıktan yirmi yıl sonra kâra geçırebildi. Sonuçta da VV'ashington Post büyük bir holdingin bir parçası oldu. Ancak Meyer hep medya alanında kalmayı yeğledı. Bü- tün NVashington Post'un bünyesınde hafta- lık Newsweek dergisı, üç- dört televizyon. başka dergiler ve yayınlar var. VV'ashington Post gazetesi iki şeye çok güzel örnek ol- du. Birincisi medyada sermaye birikimi, ikincisi de topluma karşı sorumluluk duy- gusu. Bir sanayıci topluma karşı sorumsuz da sorumlu da davranabılır. Washington Post, ikincisine örnek oldu. - Siz kırk yıldan fazla bir süre Washington Postgazetesindegörev yaptınız. Gazetenin topluma karşı sorumluluk örneği olduğunu söyle- diniz. Bu noktayı açar mısınız? - Başlangıçta kâr etmeyen, hatta zarar eden bir gazete olmasına kar- şın siyasal sorumluluk bilincindey- di. Kamu yararına olan konuların derinlemesıne araştırılmasını, dü- rüst siyasi tartışmalar yapılmasını özendirdi. Her zaman sansasyondan kaçın- maya özen gösterdi. Hep toplum çı- kanna olan yayınlar yatı. Zaten bü- tün gazete sahıplerinın, yayıncıların hedefi de toplum yararına yayın yapmak olmahdır. Toplumun beklentılerı sessız. a- ma güçlü bir unsurdur. Bızım Ame- rikan toplumunun beklentilerı. her zaman değil. ama genelde gazetele- rin, toplumun ruhunu yansıtmasını özendirir. Demokratsanız skandal- lann peşine düşer. onlan bütün açık- hklanyla ortaya dökersınız. Skan- dallarönemlidir. Beklentller - Nasıl önemlidir? - Skandalları ortaya çıkardığınız zaman toplumun beklentılennı tat- min etmiş olursunuz. Bız Amerikan basınında eski Başkan Clinton'ın peşini. seçim kampanyalarının fi- nansmanında yaptığı yasal yolsuz- luklar nedenıyle acımasızca kovala- dık. Hiç kimse yolsuzluklara. skan- dallara göz yummaz, bunlan destek- lemez. büyük ne olabilir? Örneğin iki büyük sü- per market, sabun ve deterjan satıyor. Bu fazla rekabete mi, yoksa yeterli rekabete mı girer? Şimdi ABD'de yayın organlan, gazeteler gittikçe daha yaygın bir biçimde büyük şirketlerin eline geçiyor, aile gaze- teleri ıse bu durumda haliyle rekabet şans- lannı yavaş yavaş kaybediyorlar. Ama ül- kemizde yayımlanan en iyi gazeteler yine ailelerin sahip olduğu gazeteler. Rekabet - Örneğin? - The New York Times, The \Vashington Post. The Los Angeles Times... Yani yeni- den. büyük nedir, çok fazla büyük nedir, so- rusuna dönüyoruz. Orta büyüklükte bir ga- zeteyle yine orta büyüklükte bir gazetenin rekabetinden söz ediyorsak bu hakça bir rekabettir. Ama bir büyük gazete küçük bir gazeteyle rekabete girmişse bu hiç de hak- ça değil. Size, Eugene Meyer'in NVashington Post'u satın aldıktan ancak yirmi yıl sonra kâra geçirebildiğini anlatmıştım. Bu yirmi yıl boyunca sanayicilikten kazandığı para- İan NVashington Post'a yatırmıştı. Böylece ıyi bir gazeteyi parayla kurtardı ve yaşattı. Ama her şey de para demek değildir. Para- nın önemli olduğu durumlar vardır, ikinci amaçlar için de kullanılabiliyor. Hiçbir ül- ke ekonomide ve siyasette özgürlük soru- nunu çözebilmiş değil. ABD'de, Türki- ye'de, dünyanın bütün ülkelerinde hem na- musu korumak, hem de para kazanmanın düzgün >olları araştınlıyor. Yoksul ve na- muslu olursanız iş hayatının dışına düşer- sıniz. Basın özgürlüğü bir noktada, yeterli kâr etmeyen, dolayısıyla da kepenklerini indirmek zorunda kalan bir basın anlamı- na da gelebilir. Işin bu yüzü de var. - Peki, bir gazetenin düzgün kârı yüzde kaç olmahdır? - Kımilen yüzde 12 diyor. NVashington Post her yıl yüzde 15 kâr ediyor. Başka ga- zeteler yüzde 22 kâr etmeyi hedefliyor. A- ma kâr hedefiniz çok yüksekse o zâman gazeteciliğe yeterince yatınm yapmıyorsu- nuz demektir. Bu durumda hedefiniz san- sasyondur, olmayan skandallan yaratmak- tır. kaba saba gazeteciliktir. Sorunlar - ABD'de düzgün gazetecilik yapanlar daha çok ailegazeteleri, dediniz- Bugaze- telerin hiç mi sorunları yok? - Olmaz olur mu? Çok sorunlan, kaygı- lan var. Ama burada önemli olan, toplum- da etkili gruplann dürüst gazetecilik için PORTRE STEPHEN ROSENFELD Harvard Üniversitesi'nde çağdaş tarih, Columbia Üniversitesi'nde Rus tarihi öğrenimi gördü. 1953-55 arast ABD Deniz Kuvvetleri'nde haberalma ve haberleşme subayı olarak askerliğini yaptu H'ashington Post gazetesinin 40 yılı aşkın köşe yazüan sayfasının editörlüğünü yürüttü. Aynı gazetenin yazı işierinde editör olarak çalışti. 1964'te Washington Post'un Moskova bürosunu açtu Daha sonra gazetedeki görevine geri döndü. Foreign Affairs ve Foreign Policy dergilerine yazılar yazdt. Washington Post gazetesinde düzenli olarak diplomasi yazılan yayımlandu Geçen yıl entekti olmasına karşm gazeteye yazuar yazıyor. Aynı zamanda GeorgeUmn Üniversitesi Diplomasi Çahşmalan Enstitüsü 'nde dersler veriyor. - Siz bir medya patronunun, parası var- sa sınırsız biçimde, çeşitli şirketlerin de sa- hibiolabileceğini söylediniz. O zaman böy- le bir patronun yayın organlarında nasıl tarafsız gazetecilik yapılabilir? - Çok güzel bir soru sordunuz. Çünkü Amerika'da bugün süper tekeller var. Örne- ğin haftalık Time dergisını. CNN ın patro- nu yuttu. Onu da dünyanın en büyük bılgı- sayar şirketlerinden birisi olan AOL yuttu. Böylece de ortaya mılyarlarca dolar değe- rinde bir şirket çıktı. Bu şirketin esas amacı düzgün gazete, haber satmak değil. Esas amacı bilgisayar parçalan, elektronik aygıtlar satmak. Bu durumda sadece para kazanmayı, kâr et- meyi amaçlayan bir şirket nasıl toplum çı- kanna hizmet eder, nasıl dürüst, doğru ga- zetecilik yapar? Bizim toplum hâlâ bu so- runun cevabını veremedi. Ama size şunu söyleyebilirim. Basının büyük tekeller ta- rafından yutulması toplumda büyük bir kaygıyla izleniyor. - İyi de bildiğim kadarıyla ABD 'de cid- di anti-tekelyasalan var. Bu yasalar bu te- kel patronlanna karşı işletilemiyor mu? - Bu yasalar. özellikle sermaye birikimi- ni sınırlamak için çıkanlmıştır. Ama bizim toplumda sermaye birikimının sımrlannın nerede durması gerektiği konusunda hâlâ tartışmalar sürüyor. Sorulan soru da büyük nedir, çok fazla plana atılması gereken durumlar vardır. Ga- zetecilik sadece para kazanmak için yapıl- maz. Yapıhrsa bunun gazetecilik tarafı kal- maz. Gazete sahiplerinin, yöneticilerinin so- rumluluklannın bilincinde olmalan gere- kir. Ama tabii ki bir gazeteyi, dergiyi oku- duğunuz ya da bir televizyon kanalmı izle- diğiniz zaman bunlann sorumlu yayın ya- pıp yapmadıklanm anlarsınız. Eleştlrller - ABD 'de basın ve medya çok ciddi eleş- tirilere hedefoluyor mu? - Olmaz olur mu? Çok oluyor. Gazeteler ve televizyonlar yeterince sorumlu yayın yapmamakla suçlanıyorlar. Bazen bazı gazeteler ya da televizyonlar, bazı siyasetçiler aleyhinde kampanya açı- yorlar. Ama bu kampanyalar gerçekler üze- rine bina edilmiyor. Buna bir örnek, yine Glinton aleyhinde açılan kampanyalar. Pek çok yayın organı Glinton'ı mahvetmek için çok uğraştı. Bu gazetelere örnek olarak NVashington Times'ı, zaman zaman NVall Street Journal'ı gösterebiliriz. Bunlar, "Biz ABD Anayasasf nın birinci değişiklik met- ni tarahndan korunuyoruz. Bu metin bizim bağımsızlığımızı garanri altına atayor," sa- vunmasını yaptılar. - Evet, anayasanm bu değişiklik metni ba- sının bağımsızhğmı koruyor. Ama bu me- tin zaman zaman kötü, dürüst olmayan baskı yapmalandır. Ülkemizde kamuoyu baskısı çok önemlidir. Kamuoyu da yayın orgarüanndan çok yüksek performans bek- ler. - . ... -Peki, gazeteniz Washington Posthiç uy- gunsuz yayın yapmadı mı? - Yaptı, tabii. Herkes hata yapar. Birkaç yıl önce sekiz yaşmda bir çocuğun uyuştu- rucu bağımlısı olduğu yolunda bir haber yaptık. Bu feci bir hataydı. Okurlar şoke oldular. Ama sonuçta orta- ya çıktı ki uyuşturucu bağımlısı sekiz ya- şındaki çocuk aslında bir hayal ürünüydü. Bu haberi NVashington Post'a yeni giren ve gazetecilikte hızla yükselmek isteyen bir muhabir yapmıştı. Ama bu hanım kızımı- zın hayal ürünü haberinin aslı ortaya çıkın- ca işine derhal son verildi. Aynca gazete- de haberin asılsız olduğuna dair bir özür ya- zısı da yayımlandı. Ama işin en kötü tara- fı da söz konusu haber Pulitzer ödülüne la- yık görülmüş, gazete ödülü ahruştı. Gerçek ortaya çıkınca ödül de geri verildi. Bu de- neyimi yaşadıktan sonra yeni alınan muha- birlerle ilgili çok daha dikkatli araştırma- lar yapılması karan alındı. Bu da çok cid- diyetle uygulanıyor. Düşünebiliyor musu- nuz? NVatergate skandalım, Pentagon bel- gelerini ortaya çıkaran büyük Washington Post gazetesi böyle bir rezalete bulaşmıştı. Bir gazetenin güvenilirliğinden başka nesi olabilir? Okurlar size olan güvenlerini kay- bettikleri zaman neyiniz kalır? O dönemde bizi eleştirenler, "Siz sadece liberal egüım- li değil, aynı zamanda dürüstiüğünüzü da yi- tirmiş durumdasınız" dediler. Patronlar - ABD 'de, bankasını hortumladığt için hapse atılan bir basınpatronu biliyor mu- sunuz? - Kırk iki yılık gazetecilik yaşamım bo- yunca böyle bir olayla karşılaşmadım. Ta- bii ki hapse giren gazeteciler, bazı gazete sahipleri oldu. Ama böyle bir olay ABD'de yaşanmadı. Bugün Rupert Murdoch olayı var. Amenkan vatandaşı oldu. Bakın, tele- vizyonlanmız ciddi yasalarla düzenlenmiş- tir. Ama basın öyle değil. Dediğim gibi ana- yasanm birinci değişiklik metniyle korunu- yor. Televizyon yasasının bir maddesi ya- bancı uyruklu bir kişinin bir Amerikan te- levizyon kanahnın sahibi olmasım yasak- lıyor. Murdoch da televizyon kanallan sa- hibi olabilmek için Amerikan vatandaşlığı- na geçti. Çünkü bugün televizyon sahibi olmak çok para getiriyor. - Peki, bir televizyonayüzde kaç oranın- da ortak olunabiliyor? - Parası ve kredisi varsa yüzde yüzüne sa- hip olunabilir. Ama burada bir incelik var. Bir şehirde yayın yapan on tane televizyon tek bir kişiye ait olamaz. Bir kişi, bir şe- hirden yayın yapan sadece bir televiz- yonun sahibi olabilir. Dediğim gibi, te- levizyon yasası çok ciddi sınırlamalar, düzenlemeler getirmiştir. Tekelleşme - ABD 'de medya tekellerininyaygın- laştınlıp güçlendirilmesi gibi yeni bir eğilim var mı? - Bakın, ülkede 1.500 ya da 1.600 ka- dar günlük gazete yayımlanır. Ama bunlann hepsi yerel gazetelerdir. Bun- lann bin kadan basın şirketlerine aittir. Bu şirketlere örnek vermek gerekirse Hearst'ü, Gopley'i, Gannett'i sayabili- riz. USA Today gazetesinı yayımlayan Gannett sanıyorum en çok yerel gaze- teye sahip olan şirket. Bir basın ve medya şirketi sınırsız bü- yük olabilir. Buna yasal hiçbir sınırla- ma getirilmemiştir. ABD'deki en iyi ga- zetelerin aile şirketlenne ait olduğunu söylemiştim. Ama ticari açıdan baktı- ğınız zaman basm, medya şirketleri bu- rada daha avantajlı. Aile şirketleri eko- nomik baskılar altındayken bu basın şirketleri, başka taraflardan kazandık- lan paralar sayesinde gazetelerini ra- hatlıkla yürütebiliyorlar. Haberleri ha- vuzdan geliyor. Örneğin şirketin bir ya- ymında yazan bir yazar bütün öbür ya- yın organlanna da yazabiliyor. Bu da personel masraflanndan tasarruf olu- yor. Ama tekrar ediyorum. Ne olursa olsun, toplumsal baskı, bu gazetelerin, yayın organlannın toplumsal sorumlu- luk bilinci içinde yayın yapmalannı zorluyor. New York dışında yayın ya- pan Gannett'e ait bir gazetede benim bir arkadaşım çalışıyordu. Gazetenin kendi özgür yayın politikası vardı, sadece biri dışında. Gannett kimi başkanlık yan- şında destekliyorsa bu gazete de o kışiyi desteklemek zorundaydı. Sorumluluk - ABD'de basının sorumluluk kriterleri nedir? - iki nokta basında sorumluluk için çok önemlidir. Birincisi gazete patronunun top- lum çıkannı gözeten, dürüst bir kişi olma- sı.. ikincisi de dürüst rekabettir. Burada ne kadar büyük, ne kadar çok fazla büyük, so- rusuna dönüyoruz. NVashington'da bir za- manlar 10 gazete yayımlanırdı. Şimdi bu sayı ikiye düştü. Birisi NVashington Post, öbürü de Washington Times. Ama NVas- hington Times, Washington Post'la rekabet edebilecek derecede doyurucu içeriğe sa- hip değil. NVashington Times'ın dini bir eği- limi var. Bu eğilim sadece köşe yazılanna değil, haberlerin veriliş biçimine de yansı- yor. Eğer dürüst ve doğru yayın yapan, ay- nı zamada da kâr eden iki gazete birbirle- riyle rekabet ediyorsa o zaman durum ide- al demektir. Bugün VVashington'da NVas- hington Post'la rekabet edebilecek bir ga- zete yok. Ama öbür şehirlerde yayfmlanan New York Times, NVall Street Joumal NVas- hington Post'a rakip durumdalar. Bu üçü ülkenin en büyükleri. Los Angeles Times da çok okunan gazete, ama ülke çapında da- ğıtımı yok.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle