Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20 MAYIS 2001 PAZAR
12 PAZAR KONUGU
Washington Post gazetesinde 40 yılı aşkın süredir çalışan Stephen Rosenfeld medyayı değerlendirdi:
Okurun güvenini Imybedemeyiz
ABD'de
sendika
zayıf
- Washington Postgibi dünyaca
ünlü ve güvenUir bir gazetede
çahşmak nasti bir duygu?
- Böyle bir gazetede çahşmaya
bayılıyorum. Küçük, başansız bir
gazetede çahşmak benim harcım
değil. Gazeteciliğe memleketim
olan Pittsfield, Massachusetts'te
küçük bir gazetede başladım. Bu
gazetede şehirlerarası telefon
görüşmesi yapmak için bile
patrondan izin almamız
gerekiyordu.
- ABD y
de gazetecilerin yasal
haklart ne durumda? Örneğin
sendikalann gücü nedir?
- Sendika zayıf. Ben yirmi yıl
boyunca sendikanın yönetim
kurulu üyesiydim. Sonra yıllarca
başkan yardımcılığını yaptım.
ABD'de sendikalann çoğu işçi
sendikalan. Bizimki öyle değil.
Biz kol işçisi olmadığımız için
kültürlerimiz de farkh. tki kültürü
aynı sendikada birleştirmeye
çalışırsanız işler yürümüyor.
Washington Post'ta hâlâ sendika
var, ama zayıf. Baskı Işçileri
Sendikası, 1970'liyıllann
ortalannda bizim gazetede grev
ilan etti. îşler bir noktada elden
çıktı. Grevciler Washington Post
binasını ateşe vermeye kalkıştılar.
Gazetenin yeni sahibi Katharine
Grctham bunun üzerine greve
rağmen gazeteyi yayımlamayı
başardı. O dönemde gazete
linotip basılıyordu. O ağır
matrisleri gazete binasınm
damına inen bir helikopterle her
gün başka bir yere taşıyor,
gazeteyi bastınyordu. Sendika
zayıf olduğu için hiçbir şey
yapamadı. Sonunda grev bitti.
Ben yıllarca sendikanın
yönetiminde kaldıktan sonra
günün birinde gazetenin yazı
işleri yönetiminde görev aldım.
Böylece de sendika yönetiminden
istifa etmek zorunda kaldım.
Özetlemek gerekirse bizim
Gazeteciler Sendikası zayıf.
Güçleneceği de yok. Öte yandan
basın işkolunda gelişme büyük
gazetelerde değil, daha küçük
gazetelerde, televizyonlarda.
Zaten gazeteciler, dediğim gibi,
anayasanm birinci değişiklik
metniyle korunuyorlar. Bu
metinde şöyle deniyor: "Basmı
kontrol altına alacak hiçbir yasa
kabul editemez." Başka ülkelerde
Basın Yasalan var. Bu yasalar
basının hak ve sorumluluklannı
düzenliyor. Ama bizde böyle bir
yasa yok. Bakın, Washington Post
muhabirleri, yönetimin gizlice
Vietnam Savaşı hazırlıkları
yaptığını ortaya çıkaran Pentagon
Belgeleri'ni ele geçirip
yayımlamaya başladıklannda
yönetim yayını durdurmak istedi.
Ama bizler ayaklandık ve
"Anayasanın birinci değişiklik
metnine göre bu belgeleri
yayımlama bakkına sahibiz. Bize
sansür uygulayamazsınız
r
' dedik.
Gazete aynca yayının ulusal
çıkarlara aykın olmadığını
ispatladı. Yönetimin huzurunu
kaçrran bir yaymdı, ama ulusal
çıkarlara kesinlikle ters
düşmüyordu. Çünkü Vietnam
Savaşı Amerikan halkına büyük
zararlar vermişti. Bu da birinci
değişiklik metninin, gazetecilere
basın özgürlüğünü korumalan
için mücadele hakkı tanıdığının
bir örneğidir.
LEYLA TAVŞANOGLU Bizim basın ve medya dünyada mı yaşıyor, yoksa bir gezegende mi? Dünyada neler olup bittiğininfarkında mı? Farkında da..
bilmemezlikten gelmek işine mi geliyor? Galiba işine geliyor ki basın ve medya yöneticileri hâlâ bildiğimiz yayınlan yapmakta
ısrarlılar. Bir de. ABD'de yeniden basın ve medyada tekelleşme yönünde eğilim olduğu izlenimini vermeye çahşıyorlar. Bunun üzerine, hazır
Washington dayken dünyaca ünlü Washington Post gazetesinin önde gelen editörlerinden Stephen Rosenfeld 'le konuyu görüşelim, dedik. Bir gün oturduk ve
ABD deki basın ve medvanın tekelleşme durumunu, gazetecilerin hak ve sorumluluklannı, basının dürüstlük kriterlerini, toplumun, kamuoyunun dürüst
habercitik için yaptığı baskılan konuştuk. ABD genelinde ortaya çıkan gerçek şuydu: Basın, anayasanın birinci değişiklik metniyle korunuyordu. Öte yandan
televizyonlar için çok sıkı bir yasa getirilmişti. Bir medya patronu, aynı şehirde birdenfazla televizyon sahibi olamıyordu. Ama ne yazık ki medya patronları
hem gazete. hem dergi. hem televizyon, hem banka, hem de daha bilmem ne şirketi sahibi olabiliyorlardı. Yine de toplumsal baskılar, okur baskılan karşısında
kendilehne bir ölçüde çekidüzen vermekzorunda kalıyorlardı. Bizdeki başıbozukluk oralarda yoktu. Hiç kimse, "Benyapanm olur" diyemiyordu.
- ABD 'de bir kişiyasal olarak hem çeşit-
ligazeteler, hem hankalar, hem televizyon
ve radyolar, hem de başka şirketlerin sa-
hibi olabilir mi?
- Parası \arsa. ya da ıstediği gibı kredi
alabiliyorsa her şeyın sahibi olabilir. Ama
bugün geleneklere saygı göstermek gibi bir
anlayış var.
Eskiden gazeteler, yayın organlarının sa-
hibi parababasıışadamlarıydı. Bunabirör-
nek NVashington Post gazetesını zırveye çı-
karan EugeneMeyer'di. Eugene Meyerçok
zengin bir sanayiciydi.
NVashington Post gazetesinı 1930'lu yıl-
larda satın aldı. Washıngton Post o dönem-
de sallantıda olan on gazeteden binsıydi.
Meyer gazeteyi. satın aldıktan yirmi yıl
sonra kâra geçırebildi.
Sonuçta da VV'ashington Post büyük bir
holdingin bir parçası oldu. Ancak Meyer
hep medya alanında kalmayı yeğledı. Bü-
tün NVashington Post'un bünyesınde hafta-
lık Newsweek dergisı, üç- dört televizyon.
başka dergiler ve yayınlar var. VV'ashington
Post gazetesi iki şeye çok güzel örnek ol-
du.
Birincisi medyada sermaye birikimi,
ikincisi de topluma karşı sorumluluk duy-
gusu. Bir sanayıci topluma karşı sorumsuz
da sorumlu da davranabılır. Washington
Post, ikincisine örnek oldu.
- Siz kırk yıldan fazla bir süre
Washington Postgazetesindegörev
yaptınız. Gazetenin topluma karşı
sorumluluk örneği olduğunu söyle-
diniz. Bu noktayı açar mısınız?
- Başlangıçta kâr etmeyen, hatta
zarar eden bir gazete olmasına kar-
şın siyasal sorumluluk bilincindey-
di. Kamu yararına olan konuların
derinlemesıne araştırılmasını, dü-
rüst siyasi tartışmalar yapılmasını
özendirdi.
Her zaman sansasyondan kaçın-
maya özen gösterdi. Hep toplum çı-
kanna olan yayınlar yatı. Zaten bü-
tün gazete sahıplerinın, yayıncıların
hedefi de toplum yararına yayın
yapmak olmahdır.
Toplumun beklentılerı sessız. a-
ma güçlü bir unsurdur. Bızım Ame-
rikan toplumunun beklentilerı. her
zaman değil. ama genelde gazetele-
rin, toplumun ruhunu yansıtmasını
özendirir. Demokratsanız skandal-
lann peşine düşer. onlan bütün açık-
hklanyla ortaya dökersınız. Skan-
dallarönemlidir.
Beklentller
- Nasıl önemlidir?
- Skandalları ortaya çıkardığınız
zaman toplumun beklentılennı tat-
min etmiş olursunuz. Bız Amerikan
basınında eski Başkan Clinton'ın
peşini. seçim kampanyalarının fi-
nansmanında yaptığı yasal yolsuz-
luklar nedenıyle acımasızca kovala-
dık. Hiç kimse yolsuzluklara. skan-
dallara göz yummaz, bunlan destek-
lemez.
büyük ne olabilir? Örneğin iki büyük sü-
per market, sabun ve deterjan satıyor. Bu
fazla rekabete mi, yoksa yeterli rekabete
mı girer? Şimdi ABD'de yayın organlan,
gazeteler gittikçe daha yaygın bir biçimde
büyük şirketlerin eline geçiyor, aile gaze-
teleri ıse bu durumda haliyle rekabet şans-
lannı yavaş yavaş kaybediyorlar. Ama ül-
kemizde yayımlanan en iyi gazeteler yine
ailelerin sahip olduğu gazeteler.
Rekabet
- Örneğin?
- The New York Times, The \Vashington
Post. The Los Angeles Times... Yani yeni-
den. büyük nedir, çok fazla büyük nedir, so-
rusuna dönüyoruz. Orta büyüklükte bir ga-
zeteyle yine orta büyüklükte bir gazetenin
rekabetinden söz ediyorsak bu hakça bir
rekabettir. Ama bir büyük gazete küçük bir
gazeteyle rekabete girmişse bu hiç de hak-
ça değil.
Size, Eugene Meyer'in NVashington
Post'u satın aldıktan ancak yirmi yıl sonra
kâra geçirebildiğini anlatmıştım. Bu yirmi
yıl boyunca sanayicilikten kazandığı para-
İan NVashington Post'a yatırmıştı. Böylece
ıyi bir gazeteyi parayla kurtardı ve yaşattı.
Ama her şey de para demek değildir. Para-
nın önemli olduğu durumlar vardır, ikinci
amaçlar için de kullanılabiliyor. Hiçbir ül-
ke ekonomide ve siyasette özgürlük soru-
nunu çözebilmiş değil. ABD'de, Türki-
ye'de, dünyanın bütün ülkelerinde hem na-
musu korumak, hem de para kazanmanın
düzgün >olları araştınlıyor. Yoksul ve na-
muslu olursanız iş hayatının dışına düşer-
sıniz. Basın özgürlüğü bir noktada, yeterli
kâr etmeyen, dolayısıyla da kepenklerini
indirmek zorunda kalan bir basın anlamı-
na da gelebilir. Işin bu yüzü de var.
- Peki, bir gazetenin düzgün kârı yüzde
kaç olmahdır?
- Kımilen yüzde 12 diyor. NVashington
Post her yıl yüzde 15 kâr ediyor. Başka ga-
zeteler yüzde 22 kâr etmeyi hedefliyor. A-
ma kâr hedefiniz çok yüksekse o zâman
gazeteciliğe yeterince yatınm yapmıyorsu-
nuz demektir. Bu durumda hedefiniz san-
sasyondur, olmayan skandallan yaratmak-
tır. kaba saba gazeteciliktir.
Sorunlar
- ABD'de düzgün gazetecilik yapanlar
daha çok ailegazeteleri, dediniz- Bugaze-
telerin hiç mi sorunları yok?
- Olmaz olur mu? Çok sorunlan, kaygı-
lan var. Ama burada önemli olan, toplum-
da etkili gruplann dürüst gazetecilik için
PORTRE
STEPHEN
ROSENFELD
Harvard Üniversitesi'nde
çağdaş tarih, Columbia
Üniversitesi'nde Rus tarihi
öğrenimi gördü. 1953-55 arast
ABD Deniz Kuvvetleri'nde
haberalma ve haberleşme
subayı olarak askerliğini
yaptu H'ashington Post
gazetesinin 40 yılı aşkın köşe
yazüan sayfasının
editörlüğünü yürüttü. Aynı
gazetenin yazı işierinde editör
olarak çalışti. 1964'te
Washington Post'un Moskova
bürosunu açtu Daha sonra
gazetedeki görevine geri
döndü. Foreign Affairs ve
Foreign Policy dergilerine
yazılar yazdt. Washington Post
gazetesinde düzenli olarak
diplomasi yazılan yayımlandu
Geçen yıl entekti olmasına
karşm gazeteye yazuar
yazıyor. Aynı zamanda
GeorgeUmn Üniversitesi
Diplomasi Çahşmalan
Enstitüsü 'nde dersler veriyor.
- Siz bir medya patronunun, parası var-
sa sınırsız biçimde, çeşitli şirketlerin de sa-
hibiolabileceğini söylediniz. O zaman böy-
le bir patronun yayın organlarında nasıl
tarafsız gazetecilik yapılabilir?
- Çok güzel bir soru sordunuz. Çünkü
Amerika'da bugün süper tekeller var. Örne-
ğin haftalık Time dergisını. CNN ın patro-
nu yuttu. Onu da dünyanın en büyük bılgı-
sayar şirketlerinden birisi olan AOL yuttu.
Böylece de ortaya mılyarlarca dolar değe-
rinde bir şirket çıktı.
Bu şirketin esas amacı düzgün gazete,
haber satmak değil. Esas amacı bilgisayar
parçalan, elektronik aygıtlar satmak. Bu
durumda sadece para kazanmayı, kâr et-
meyi amaçlayan bir şirket nasıl toplum çı-
kanna hizmet eder, nasıl dürüst, doğru ga-
zetecilik yapar? Bizim toplum hâlâ bu so-
runun cevabını veremedi. Ama size şunu
söyleyebilirim. Basının büyük tekeller ta-
rafından yutulması toplumda büyük bir
kaygıyla izleniyor.
- İyi de bildiğim kadarıyla ABD 'de cid-
di anti-tekelyasalan var. Bu yasalar bu te-
kel patronlanna karşı işletilemiyor mu?
- Bu yasalar. özellikle sermaye birikimi-
ni sınırlamak için çıkanlmıştır. Ama bizim
toplumda sermaye birikimının sımrlannın
nerede durması gerektiği konusunda hâlâ
tartışmalar sürüyor.
Sorulan soru da büyük nedir, çok fazla
plana atılması gereken durumlar vardır. Ga-
zetecilik sadece para kazanmak için yapıl-
maz. Yapıhrsa bunun gazetecilik tarafı kal-
maz.
Gazete sahiplerinin, yöneticilerinin so-
rumluluklannın bilincinde olmalan gere-
kir. Ama tabii ki bir gazeteyi, dergiyi oku-
duğunuz ya da bir televizyon kanalmı izle-
diğiniz zaman bunlann sorumlu yayın ya-
pıp yapmadıklanm anlarsınız.
Eleştlrller
- ABD 'de basın ve medya çok ciddi eleş-
tirilere hedefoluyor mu?
- Olmaz olur mu? Çok oluyor. Gazeteler
ve televizyonlar yeterince sorumlu yayın
yapmamakla suçlanıyorlar.
Bazen bazı gazeteler ya da televizyonlar,
bazı siyasetçiler aleyhinde kampanya açı-
yorlar. Ama bu kampanyalar gerçekler üze-
rine bina edilmiyor. Buna bir örnek, yine
Glinton aleyhinde açılan kampanyalar. Pek
çok yayın organı Glinton'ı mahvetmek için
çok uğraştı. Bu gazetelere örnek olarak
NVashington Times'ı, zaman zaman NVall
Street Journal'ı gösterebiliriz. Bunlar, "Biz
ABD Anayasasf nın birinci değişiklik met-
ni tarahndan korunuyoruz. Bu metin bizim
bağımsızlığımızı garanri altına atayor," sa-
vunmasını yaptılar. -
Evet, anayasanm bu değişiklik metni ba-
sının bağımsızhğmı koruyor. Ama bu me-
tin zaman zaman kötü, dürüst olmayan
baskı yapmalandır. Ülkemizde kamuoyu
baskısı çok önemlidir. Kamuoyu da yayın
orgarüanndan çok yüksek performans bek-
ler. - . ...
-Peki, gazeteniz Washington Posthiç uy-
gunsuz yayın yapmadı mı?
- Yaptı, tabii. Herkes hata yapar. Birkaç
yıl önce sekiz yaşmda bir çocuğun uyuştu-
rucu bağımlısı olduğu yolunda bir haber
yaptık. Bu feci bir hataydı.
Okurlar şoke oldular. Ama sonuçta orta-
ya çıktı ki uyuşturucu bağımlısı sekiz ya-
şındaki çocuk aslında bir hayal ürünüydü.
Bu haberi NVashington Post'a yeni giren ve
gazetecilikte hızla yükselmek isteyen bir
muhabir yapmıştı. Ama bu hanım kızımı-
zın hayal ürünü haberinin aslı ortaya çıkın-
ca işine derhal son verildi. Aynca gazete-
de haberin asılsız olduğuna dair bir özür ya-
zısı da yayımlandı. Ama işin en kötü tara-
fı da söz konusu haber Pulitzer ödülüne la-
yık görülmüş, gazete ödülü ahruştı. Gerçek
ortaya çıkınca ödül de geri verildi. Bu de-
neyimi yaşadıktan sonra yeni alınan muha-
birlerle ilgili çok daha dikkatli araştırma-
lar yapılması karan alındı. Bu da çok cid-
diyetle uygulanıyor. Düşünebiliyor musu-
nuz? NVatergate skandalım, Pentagon bel-
gelerini ortaya çıkaran büyük Washington
Post gazetesi böyle bir rezalete bulaşmıştı.
Bir gazetenin güvenilirliğinden başka nesi
olabilir? Okurlar size olan güvenlerini kay-
bettikleri zaman neyiniz kalır? O dönemde
bizi eleştirenler, "Siz sadece liberal egüım-
li değil, aynı zamanda dürüstiüğünüzü da yi-
tirmiş durumdasınız" dediler.
Patronlar
- ABD 'de, bankasını hortumladığt için
hapse atılan bir basınpatronu biliyor mu-
sunuz?
- Kırk iki yılık gazetecilik yaşamım bo-
yunca böyle bir olayla karşılaşmadım. Ta-
bii ki hapse giren gazeteciler, bazı gazete
sahipleri oldu. Ama böyle bir olay ABD'de
yaşanmadı. Bugün Rupert Murdoch olayı
var. Amenkan vatandaşı oldu. Bakın, tele-
vizyonlanmız ciddi yasalarla düzenlenmiş-
tir. Ama basın öyle değil. Dediğim gibi ana-
yasanm birinci değişiklik metniyle korunu-
yor. Televizyon yasasının bir maddesi ya-
bancı uyruklu bir kişinin bir Amerikan te-
levizyon kanahnın sahibi olmasım yasak-
lıyor. Murdoch da televizyon kanallan sa-
hibi olabilmek için Amerikan vatandaşlığı-
na geçti. Çünkü bugün televizyon sahibi
olmak çok para getiriyor.
- Peki, bir televizyonayüzde kaç oranın-
da ortak olunabiliyor?
- Parası ve kredisi varsa yüzde yüzüne sa-
hip olunabilir. Ama burada bir incelik var.
Bir şehirde yayın yapan on tane televizyon
tek bir kişiye ait olamaz. Bir kişi, bir şe-
hirden yayın yapan sadece bir televiz-
yonun sahibi olabilir. Dediğim gibi, te-
levizyon yasası çok ciddi sınırlamalar,
düzenlemeler getirmiştir.
Tekelleşme
- ABD 'de medya tekellerininyaygın-
laştınlıp güçlendirilmesi gibi yeni bir
eğilim var mı?
- Bakın, ülkede 1.500 ya da 1.600 ka-
dar günlük gazete yayımlanır. Ama
bunlann hepsi yerel gazetelerdir. Bun-
lann bin kadan basın şirketlerine aittir.
Bu şirketlere örnek vermek gerekirse
Hearst'ü, Gopley'i, Gannett'i sayabili-
riz. USA Today gazetesinı yayımlayan
Gannett sanıyorum en çok yerel gaze-
teye sahip olan şirket.
Bir basın ve medya şirketi sınırsız bü-
yük olabilir. Buna yasal hiçbir sınırla-
ma getirilmemiştir. ABD'deki en iyi ga-
zetelerin aile şirketlenne ait olduğunu
söylemiştim. Ama ticari açıdan baktı-
ğınız zaman basm, medya şirketleri bu-
rada daha avantajlı. Aile şirketleri eko-
nomik baskılar altındayken bu basın
şirketleri, başka taraflardan kazandık-
lan paralar sayesinde gazetelerini ra-
hatlıkla yürütebiliyorlar. Haberleri ha-
vuzdan geliyor. Örneğin şirketin bir ya-
ymında yazan bir yazar bütün öbür ya-
yın organlanna da yazabiliyor. Bu da
personel masraflanndan tasarruf olu-
yor. Ama tekrar ediyorum. Ne olursa
olsun, toplumsal baskı, bu gazetelerin,
yayın organlannın toplumsal sorumlu-
luk bilinci içinde yayın yapmalannı
zorluyor. New York dışında yayın ya-
pan Gannett'e ait bir gazetede benim
bir arkadaşım çalışıyordu. Gazetenin
kendi özgür yayın politikası vardı, sadece
biri dışında. Gannett kimi başkanlık yan-
şında destekliyorsa bu gazete de o kışiyi
desteklemek zorundaydı.
Sorumluluk
- ABD'de basının sorumluluk kriterleri
nedir?
- iki nokta basında sorumluluk için çok
önemlidir. Birincisi gazete patronunun top-
lum çıkannı gözeten, dürüst bir kişi olma-
sı.. ikincisi de dürüst rekabettir. Burada ne
kadar büyük, ne kadar çok fazla büyük, so-
rusuna dönüyoruz. NVashington'da bir za-
manlar 10 gazete yayımlanırdı. Şimdi bu
sayı ikiye düştü. Birisi NVashington Post,
öbürü de Washington Times. Ama NVas-
hington Times, Washington Post'la rekabet
edebilecek derecede doyurucu içeriğe sa-
hip değil. NVashington Times'ın dini bir eği-
limi var. Bu eğilim sadece köşe yazılanna
değil, haberlerin veriliş biçimine de yansı-
yor. Eğer dürüst ve doğru yayın yapan, ay-
nı zamada da kâr eden iki gazete birbirle-
riyle rekabet ediyorsa o zaman durum ide-
al demektir. Bugün VVashington'da NVas-
hington Post'la rekabet edebilecek bir ga-
zete yok. Ama öbür şehirlerde yayfmlanan
New York Times, NVall Street Joumal NVas-
hington Post'a rakip durumdalar. Bu üçü
ülkenin en büyükleri. Los Angeles Times
da çok okunan gazete, ama ülke çapında da-
ğıtımı yok.