15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 MAYIS 2001 PAZAR HABERLER DUNYADA BUGUN ALİ StRMEN 'Bir Teselli Ver...' Sevgili, Dünya, arabasına bindiği "iyi" diyorsa, "ohne ala, ne ala!"; "kötü diyorsa", "eyvah, ne kötû, bu ne biçim bela!" düdüğü çalan yalaka gibi, bir o yana bir bu yana değil, hep aynı yöne döner ve bu dönüşü sırasında, gören gözlere, algıla- yan kafalara ders olabilecek birçok olayı önümü- ze serer. Yalnız insan ise, çevresinde deneylerinden ders alabileceği başka bir hemcinsi veya karşı cinsi olmadığından, o kendi özüne eğilmek zo- rundadır. Ne var ki, bu çok güçtür. Nitekim, Montaig- ne de "kendimi kendime bakarak öğrenmek is- terdim, eğer iyi bir öğrenci olsaydım; çünkü eninde sonunda, istersultani olsun isteravami, heryaşam, içinde türlü zenginlikleri olan ve ib- ret oluşturacak deneyimlerle doludur" der. Der demesine de, kendi edimlerine eğildiğinde, ak- lının kendisını aldattığını, öznelliğınin berrakgör- mesini engellediğini söyler... • • • Dünyaya kapalı, geçmişini bilmeyen uluslar da her şeyi kendi başlarına öğrenmek, başkala- rının yaşadıkları musibetleri kendileri bir kez da- ha yaşayıp sonuç çıkarmak durumundadırlar.. tıpkı, sağlığı pek iyi olmadığı için, çocukluk yıl- larında harıl harıl matematik çalışmasın diye, bir odaya kapatılıp kitaplan elinden alınan Blaise Pascal gibi... Sağlık nedeniyle, kitapları elinden alınan Pas- cal, temel bilgilerden hareketle, gününe kadar olan matematiğı kendi başına keşfetmiştir. Keş- fetmiştirdiyorum, çünkü Pascal onu bilmesede o matematik onun dışında vardı. Ama bir an düşunelim: Eğer Pascal uzun za- man o eşsiz zekâsını insanların daha önce bil- diklerini, kendi başına yeniden keşfetmek için harcayacağı yerde bunlar kendine sunulmuş ol- saydı, bize olasılık hesapları alanındaki büyük çalışmaları yanında acaba daha neleri armağan ederdi? Neyse bırakalım bunları bir yana da, gelelim geçmişten ve başkalannın deneyimlerinden ib- ret alma konusuna... italya'da, faşist ortağı lüpçü, hortumcu, yol- suzluklara batmış, mafya ve en kirii politikacılar- la kol kola yaşayarak iktıdara gelmiş olan, ve bu- nu ikinci kez tekrarlayan medya imparatoru Ber- lusconi olayından alınacak bir sürü ders var. Bunlardan birini de geçenlerde Ercan Akyol dostum, "Açık Pencere"öebirlikteçalıştığı Me- lih Aşık'a aktarmış. • • • Öncekı gece, mimarlıktaki sanatkâriığı, dost- luktaki vefası, ilışkilerindeki sevecenliği kadar, politik konularda tavır almayı savsaklamaması- nı ve çarpıklıklar karşısında Sesini yüksettmesi- ni de çok sevdiğim bir dostum toplumun gırtla- ğına kadar battığı yolsuzluk ve pislik batağı kar- şısında, ısyan edıp haykınyordu: - Hangi gelişmiş demokraside olup ve yaptı- nmsız kalır böyle bir rezalet? Ercan Akyol'un dile getırip, Melih Aşık'ın yaz- dığı görüşü okumamıştı anlaşılan. Ercan, gözlerindeki pınltı dışında, hiç heye- can belirtısi vermeyen muzipliğiyle sormuş Me- lih'e, - Biz Italya'dan daha ilerdeyiz herhalde; bak- sana, bizde Dinç Bilgin içerde, orda ise Berius- coni ıktidarda... Hani insanın duyunca hem be- ğendiği hem de "Ben bunu daha önce neden düşünmedım!" diye ifrit olduğu türden bir göz- lem. Üstelik de çok rahatlatıcı... Öyleya! Demekki, "biz adam olmayız" türün- den, hamakatı kendi tekelimizde sanan, karam- sar düşünceye bir tür yanıt. Demek ki adam olmayan yalnız biz değilmi- şiz, başkaları da varmış. Doğrusu insana tesel- li veriyor. Evet biraz züğürt tesellisi, ama yine de... Sevgili, pazar günleri insanı rahatlatan, sıkın- tılannı gıderen şeyler yazmak istiyorum. Işte bu hafta da bunu buldum. Ne dıyorsun? Olmadı mı?.. EkmekçVyi4. ölüm yılında amyoruz ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Gazete- miz yazarı Mustafa Ek- mekçi. aramızdan ayn- lışının 4. yıldönümünde düzenlenen çeşitli etkin- liklerleanılıyor. Ekmek- çi için ilk tören yarın sa- at 12.30'da Cebeci Asri Mezarlığrndaki gömü- tü başında gerçekleştin- lecek. 'Mustafa Ekmekçi Gcleneği ve Bugünkü Gazetecilik' konulu pa- nel, yann saat l8.30"da ParisCaddesiNo: I4'te- ki Uğur Mumcu Araştır- macı Gazetecilik Vak- fı'nda (um:ag) düzenle- necek. Gazetemiz yaza- n Işık Kansu'nun yöne- teceği panele, gazeteci Metin Aksoy, gazetemiz Ankara temsilcisi ve ya- x zan Mustafa Balbay. ga- zeteci yazar Bekir Coş- kun \ e gazetemiz yaza- n Aydın Engin konuş- macı olarak katılacak. Mustafa Ekmekçi için Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa Şubesi de, 24 Mayıs Perşembe gûnü anma etkinlikleri düzenleyecek. Ekmekçi, 1927'de Konya'nın Hadim Ilçesi Hocalar Köyü'nde doğ- du. Ilkokulu Hadim'de tamamladı. 1948-1949 döneminde Konya Lise- si'nden mezun oldu. Is- tanbul ve Ankara hukuk fakültelerinde bir süre öğrenim gördü, Kon- ya"da öğretmenlik yaptı. Gazeteciliğe, küçük bir taşra gazetesi olan II- gın'da başladı. 1951 'de köşe yazılan yazmaya başlayan Ekmekçi'nin ilk yazılan Ilgın, Öğüt, Yeni Konya ve Devrim- lere Bekçi adlı gazete- lerde yayımlandı. Vatan, Öncü, Yeni Ortam, Mil- liyet gibi gazetelerde ya- zan Ekmekçi, 1 Mayıs 1975 'ten, yaşama gözle- rini yumduğu 21 Mayıs 1997'ye kadar Cumhu- riyet'te yazılanm sür- dürdü. Ekmekçi'nin, GünOlaHarmanOla(2 cilt), Kılçıklı Bahklar, Uyanın Heeey, Tilkiyle Kuyruğu, Çanklılar, Domuzuna Yazılar, Ey- lül Yazılan, Öksüz Ya- malığı adlı kitaplan ya- yımlandı. . .*-. • CHP îstanbul İl Kongresi, 609 kongre delegesi ve partililerin katılımıyla başladı Topuz'a karşı Ozdemir• Kongrede konuşan Genel Sekreter Önder Sav, CHP'nin 2. Cumhuriyetçilere, ılımlı Islamı savunanlara ve küreselleşme yandaşlarına karşı mücadele verecek tek parti olduğunu söyledi. tstanbul Haber Servisi - CHP îstan- bul II Kongresi başladı. Ortak öner- geyle Kongre Divan Başkanlığı'na se- çilen CHP Genel Sekreteri Önder Sav, partçunin toplumcu, çağdaş, katılım- cı veJ'sürekli devrimci bir Kemalizm anlayışıyla, 2. Kurtuluş Savaşı'na ön- derlik edecek tek siyasal güç olduğu- nu söyledi. CHP îstanbul II Kongresi, 609 kongre delegesi, çok sayıda parti yö- neticisi ve partililerin katılımıyla Ata- köy Ahmet Cömert Spor Salonu'nda başladı. Bugün yapılacak seçimle so- na erecek olan kongrenin coşkusuz geçtiği ve izleyici tribünlerinin dol- madığı dikkat çekti. Il başkanlığı için, şimdiki II Başkanı Ali Topuz ile Be- şiktaş Ilçe Başkanı Cemal Ozdemir'in tki rakip, Topuz ve Ozdemir kongre önccsi el sıkışarak birbirlerine başan dilediler. yanştığı kongrede konuşan Genel Sekreter Sav, partisinin. 2. Cumhuri- yetçilere, ılımlı Islamı savunan ve kü- reselleşme yandaşlanna karşı müca- dele verecek tek parti olduğununun altını çizdi. Gelinen noktadaki Türki- ye tablosunun, CHP'nin haklılığmı bir kez daha ortaya koyduğunu ifade eden Sav, "CHP yönetimine, Deniz Bay- kal'a va da bana kızabilirsiniz. Ama CHP'yi cezalandıramazsmız. Gerçek CKP'liler partilerini cezalandırmaya kalkanlanafferrnejeceklerdir. Fethul- lah Gülen'in önünde diz çöküp ay di- leyenlere, şerefsizleri kahraman ilan edenlere, canlan Madımak'ta diri di- ri yakan yobazlara karşı birtik olmah- yız" diye konuşru. Il Başkanı Ali Topuz da Türkiye'yi bu noktaya CHP'nin getirmediğine dikkat çekerek 12 Eylül kalıntısı anlayışm ül- kenin bu hale gelmesinde ciddi payı ol- duğunu ifade etti. Topuz, Türkiye'yi bu- nalımdan çıkaracak partinin CHP oldu- ğunu vurgulayarak hükümetin teslimi- yetçi anlayışını eleştirdi. lOOistifa Öte yandan CHP Bakırköy Ilçe Ör- gütü'nden aralannda eski yöneticile- rin de bulunduğu yaklaşık 100 kişi is- tifa etti. Istifa eden yurttaşlar, Ata- tûrk'ün CHP'sinden değil, Deniz Baykal ve hizbınin, sağa kaymış par- tisinden aynldıklarını, yeni bir sosyal demokrat oluşumda yer alacaklannı açıkladılar. Ulusal eğitim Sezer'ler kathistedi ANKARA (Cumhurtyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve eşi Semr^Sezer tüm yurttaşlan, ulusal dayanışmaya güç katacak olan "Ulusal EğiumeDestek KampanyasT doğrultusunda kenetlenmeye çağırdı. Cumhurbaşkanı Sezer'in adına eşi Semra Sezer'in önderlık görevini üstlendiği kampanya ile ilgili dün Çankaya Köşkü'nden yapdan açıklamada, eğitimin Türim'e'nin en önemli ve IRelikli konulannın başında geldiği vurgulandı. Yurttaşlann eğitim düzeyinin hızla yükseltilmesi gerektiği belirtilen açıklamada, Türkiye'nin zengin potansiyeli ve yetişmiş insangücü ile eğitim alanında yaşanan sorunların üstesinden gelecek güce sahıp olduğu vurgulandı. İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN Ermenistan'daki mali işler sorumlusu Murat Bayun kaçarken öldürüldü PKK'de raııt kavga^ı iııfazıTUNCELt (Cumhuriyet) - PKK'de görüş aynlıklan giderek tırmanırken örgüt sorum- lulan arasında yaşanan rant kavgası da yeni infazlara neden oluyor. Ermenistan'ın baş- kenti Erivan'daki PKK'nin mali işler sorum- lusu Murat Bayun, örgüte ait paralarla Ka- rabağ'a kaçarken militanlar tarafından öl- dürüldü. Rızgari adlı internet sitesinin Azerbaycan Ekspres gazetesine dayanarak verdiği habe- re göre, PKK tarafından Rusya, Ermenistan ve Avrupa ülkelerinde bağış adı altında top- lanan paralar, Ermenistan'da örgüt adına fa- aliyet yürütmesi amacıyla Envan mali so- rumlusu Murat Bayun'a aktanldı. Bayun, örgütün 100 bin dolanyla Karabağ'a kaç- mak isteyince könu PKK militanlannca baş- kanlık konseyi üyelerine iletildi. Konseyin ölüm karan almasının ardmdan Bayıın, Er- meni kasabası Gyumri'de örgüt militanlan tarafından 25 Nisan tarihinde kurşunlana- rak öldürüldü. PKK'nin silahh çatışmayı durdurduğunu açıklaması ve elemanlannın büyük bölümü- nü Kuzey Irak'a çekmesinin ardından örgüt içinde baş gösteren başkaldınlar, infazlar ve kaçışlann giderek çoğaldığı da belırtildi. Yunanistan'da PKK muhalifleri tarafın- dan çıkanlan 'Ozgür Kürtier' dergisinın son sayısında, PKK'den kaçanlann sayısının gi- derek hız kazandığı yazıldı. PKK'nin Iran ve Kuzey Irak bölgesinde- ki kamplanndan kaçışlann yaşandığı belir- tilen haberde şöyle denildi: "PKK tarafından Iran'da görevlendirilen 4 sorunılu. örgütten a>Tilmak isteyince tu- tuklandılar ve bir süre sonra kendilerinden haberabnmadı. Yine aralannda örgütün üst düzeş sorumlulan Metın Yalçın, Ruşen Ça- çan veZafer Bilgin'in de bulunduğu 20 kişi- lik bir grup tran'da bulunan kamplardan kaçmayı başanfa. Kaçanlann verdiği bügiye göre, daha önce örgütten kaçma>a çahşan ise PKK'nin kadın sorumlulanndan Nazi- me Aktürk öldürüldü, Gülşen Baş, Şükran Diner, Casim Elma, Harun Turhallı ve Sürey- ya Sönmez ise kaçmaya çahşırken yakalan- dı ve işkence gördü." Kececiler: 145ayn södeşme imzalanz ANKARA (Cumhuri- yetBürosu) - Devlet Baka- nı Mehmet Kececiler, Türk-Iş'in istediği zam farkınm 3 katrilyon lira düzeyinde olduğunu sa- vunarak uzlaşma sağlana- maması durumunda top- lam 145 sözleşmeyi sen- dikalarla ayn ayn görüşe- rek imzalayacaklan teh- didinde' bulundu. Görüş- melerde IMF'nin dayat- malannın dile getirilme- suıden duyduğu rahatsız- lığın altmı çizen Kececi- ler, "IMF 2 çarpı 2 dört eder derse biz 5 diyeme- yiz. EV1F davetsiz gelen mi- safir değiL onlan biz ça- ğjrdık" dedi. TRT-2'de yayımlanan 'Televizyon Gazetesi' programına katılan Meh- met Kececiler, birinci 6 ay herhangi bir ücret artışı yapmamak kaydıyla, işçi ücretlerinde de memurlar gibi ikinci 6 aydan sonra eşelmobil sistemine ge- çibnesini ve ilk 6 ayda ödenmeyen farkın, Türki- ye'nin kalkınma hızının yüzde 50 fazlasıyla 2002 yılının temmuz ayında ödenmesini önerdi. Kece- ciler, işçi sendikalannın özel sektörden istemedi- ğini kamudan istediğini ileri sürdü. Keçeciler'in her kuru- luşla ayn ayn sözleşme imzalayabileceklerine ilişkin sözleri, Türk-Iş Genel Başkanı Bayram Meral' in tepkisine neden oldu. Daha önce bu tür girişimde bulunanlann pişman olduklannı vur- gulayan Meral, "Ağırbe- del öderler. Ne kimseyle görüşebilirkr, ne de ben ve arkadaşlanm buna müsaade ederiz" dedi. SamiSelçuk Selçuk: Ölüm ; cezası kalkmalı tstanbul Haber Ser- visi - Yargıtay Başkanı Sami Selçuk, Türki- ye'nin Avrupa Birliği (AB) üyeliğine giden yolda uluslarüstü huku- kun varlığını kabullen- me konusunu "onur so- runu" yapmasımn yan- lış olduğunu belirterek "Türkiye'nin asıl onur sorunu yapması gere- ken işkenceden, çocuk ölümlerinden Avrupa İnsan Haklan Mahke- mesi'nde (AİHM) hü- küm giyTnesidir" dedi. Sabancı Üniversite- si'nde 44 üniversiteden öğrencilerin katılımıy- la yapılan ve 3 gün sü- recek "Istanbul Buluş- ma" toplantılannın ilk oturumuna Yargıtay Başkanı Doç. Dr. Sami Selçuk, CNN Türk Ge- nel Yayın Yönetmeni Taha Akyol ve Alarko Holding Yönetim Ku- rulu Başkanı Üzeyir Garih konuşmacı ola- rak katıldı. Sami Sel- çuk, "küreseUeşme"nin her alanda olduğu gibi hukuk alanında da uluslarüstü bir anlayış g6tirdiğine dikkat çe- kerek Türkiye'nin bu- nun ayırdına bir türlü varamadığını söyledi. Uluslarüstü hukukta, düşünce özgürlüğünün insan onuruyla eş tutul- duğunu vurgulayan Selçuk, "AncakTürld- ye'deki özgürlük anla- yışında hep bıze göre' kavramı geçeriL Arük bu kavramın kalküğuu bilmek gerekir" dedi. AB'ye aday Bulga- ristan, Polonya gibi ül- kelerin bile AlHM'nin kendileri hakkında ver- diği kararlan sanki kendi yargıtaylan veri- yormuşçasına tanıya- rak, hukukJarında ge- rekli değişiklikleri yap- tıklarını vurgulayan Selçuk, "Bizde ise ölüm cezası hâlâ tartışüıyor. Oysa ileri devletier bu cezamn arük caydıncı olmadığının farkuıda" diye konuştu. Selçuk, Türkiye'nin ölüm ceza- sını kaldırmak konu- sunda çok geciktiğini söyleyerek "Türkiye ancak birileri kulağını çekince ya da çalar saat çahnca uyamyor" dedi. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Türkiye değişmeli mi, değişmeme- ii mi? Değişirse hangi yönde değişme- li? Bugünlerde en çok bu sorulara ce- vap anyoruz. Türkıye'nin kötü yöne- tildiği konusunda hemen herkes hem- fikir. Sorun, neden kötü yönetiliyor so- rusuna verilecek cevapta düğümleni- yor. önce şunda anlaşıyoruz, Türkiye bu haliyte gitmez. Peki ne yapmak ge- rekir? Ne yapmak gerekir sorusuna veri- lecek en iyi cevap, neden bugünkü duruma geldik sorusunu enine boyu- na tartışmaktan geçiyor. Türkiye, 12 Eylül askeri darbesinden sonra biryo- la sokuldu. Bu yolun ne olduğunu cuntanın lideri Kenan Evren, o dö- nemde Anayasa Mahkemesi üyeleri- nin önünde yaptığı konuşmada çok açık bir şekilde şöyle dile getirdi: "Anayasa Mahkemesi'nin (önüne gelen) sonınlan, öncelikle devletin ül- kesi ve milletiyle bûtünlüğü, Cumhu- riyetin ve milli egemenliğin üstünlüğü ve milli güvenliğin idamesi açısından ete alması, bilahare iktisadi ve siyasi 12 Eylül'le Hesaplaşmadan... yönlerini düşûnmesi(...) sorumluluk ve görevinin gereğidir." Kenan Ev- ren'in burada söyledikleri çok açık. Yani açıkça diyor ki, iktisadi, siyasi ve sosyal ihtiyaçlar, "milli güvenlik"ten sonra gelir ve her şey "milligüvenlik'e göre belirienir. Peki milli güvenlik nedir? Bunu kim, nasıl karartaştıracak? Birülke, her tür- lü sistemini, ekonomisini, siyasetini, sosyal ihtiyaçlarını nasıl "milli güven- lik"ten sonraya atabilir? Burada açık- ça görülmektedir ki, Türkiye "milligü- venlik" denilen ve herkes tarafından farklı yorumlanması mümkün olan bir tercihin arkasına takılmıştır. Kenan Evren'in bu sözlen söylemesinin ve buna uygun örgütlenme ve yasal dü- zeni kurmasının üzerinden 20 yıldan fazla zaman geçti. Darbeyi yapanlar için o gün amaç, muhalefeti bastırmak, Türkiye'nin so- la ve demokrasiye açılmasını engelle- mekti. Işte bu sözler o amaçlan yan- sıtıyordu. O dönemde bu sözlerin; dünyanın içinde bulunduğu durum, Türkiye'nin Batı'yla olan bağlannın ve Batı dünyasının "Sovyet tehdidi" stra- tejisinin bir parçası olarak bir anlamı vardı. O dönemde Sovyetler, ABD ile bir rekabet ve hesaplaşma içindeydi. O günden bugüne köprülerin al- tından çok sular aktı. Türk solu, 12 Eylülcü baskıların sonunda büyük ölçüde çökertildi. Dünyada ise Sovyetler'in yıkılmasıyla dengeler değişti, savunma kavramları değiş- ti. Batı stratejisi yeniden belirlen- meye başladı. Orneğin eskiden düşman kabul edilen "Doğu Bloku" ülkelerinin önemli bir kısmı, şimdi AB'nin bir parçası olmak üzereler. Sovyet tehdidinin ortadan kalkma- sıyla AB üyesi ülkeler, savunma gi- derlerini düşürdüler, ortak bir sa- vunma şemsiyesi oluşturabilmek amacıyla denemelere başladılar. ••• Bütün bu değişim tablosu ve yeni dünya stratejisi, siyasi tercihleri, savun- ma mantığını, güvenlik mantığını fark- lı boyutlara taşıdı. Peki Türkiye'de ne oldu? Kenan Evren'in 12 Eylül'ün ba- şında belirttiği kavramlarda, darbenin ortaya çıkardığı yasal ve kurumsal an- layışlarda bir değişiklik oldu mu? Dün- yadaki değişimi anlayan ve buna uy- gun yeni yapılanmalan gerektiren bir yönelim oldu mu? 12 Eylül dönemi ve Kenan Evren'in o dönemdeki konuşmalannı yeniden inceleyin, o dönemde yapılan otoriter kurumlaşmalan gözden geçirin ve gü- nümüzde bu konuda değişiklik olup ol- madığını bir düşünün. Esasta hiçbir de- ğişikliğin oJmadığını şaşırarak görecek- siniz. Bugün Türkiye'ye egemen olan yönetme anlayışının 12 Eylül'den bir adım ötede bulunmadığını anlayabilir- siniz. 12 Eylül'ün acılannı çeken bazı "sol" kesimlerin bile, bugün 12 Eylül- cüler gibi konuştuğunu görüp hayrete düşebilirsiniz. Türkiye değişmek zorunda. Nereden başlayacağının cevabı çok açık. Türki- ye, 12 Eylül'ün yasal ve kurumsal ya- pılanmalartyla hesaplaşmadan bir iler- leme sağlayamaz. Ancak hemen her değişiklikte görüyoruz ki, Türkiye hâlâ 12 Eylülcüler tarafından yönetiliyor. Isimler önemli değil, anlayış aynı. Çe- telerie mücadele için kanun çıkanlıyor. Yetkiler, çeteleşme nedeniyle üzerinde tartışmalar olan güvenlik güçlerine, DGM savcılanna ve DGM yargıçlanna veriliyor. RTÜK, daha da cebemrt bir kurum haline dönüştürülüyor. Türki- ye'nin savunma anlayışı 12 Eylül'den birmilim bilesapmıyor. Bunlan değişik ömeklerle çoğaltabiliriz. Gelin değişimi tartışalım. Özgür, de- mokratik, gelirini hakça paylaşacak ör- gütlü bir Türkiye'yi nasıl yaratacağız, bunu konuşalım. 12 Eylül'ü tartışalım. Çünkü hâlâ egemenliği sürüyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle