16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 MAYIS 2001 ÇARŞAMBA O L A Y L A R V E CrORTJSLlîjR [email protected] Siyaset... DOC. Dr. Meral SAĞIR Akdeniz Üniversitesi, tÎBFKamu Yöneti- miEölümü, Siyaset ve Sosyal Bilimîer Anabilim Dalı Başkanı E konomiden sorumlu yaset "kötii" olarak algılanırken eko- Devlet Bakanı Sayın Kemal Derviş'in, "ekr> nomiye siyaset kanşb- nlmamasr vönünde- ki ifadesi. siyasetin "tüm kötülüklerin anası" olarak al- gılandığı toplumumuzda, -üstelik güven veren bir kaynaktan duyul- duğıında- pekiştirici bir etki yapabi- lir. Oysa siyasetin tümden karalan- ması ya da günah keçisi ilan edilme- si yerine, toplumsal bir kurum ola- rak gerekliliği ve gereksizliği ya da gerekli olanın nasıl bir siyaset (Türk- çemizde özleştirilmiş karşıhğıyla si- yasa) anlayışı olduğu dikkatle değer- lendirilmelidir. Ekonominin sorunlan olduğu ka- dar siyasanın da (siyasetin de) sorun- lan ya olduğu da siyasa'run sorun- lan olduğu kadar ekonominin de so- runlan olduğu apaçıktır. Ekonomi ve siyasetin aralanndaki Uişkide ise bü- rün toplumsal olgu ve kunımlar için olduğu gibi, "birbirinden soyurJana- mama" kuralı geçeriidir. Ancak, si- nomi "nötr" bir olgu olarak alına- bilmektedir. Aralanndaki ilişkisiz- lik, ne kuramsal olarak ne de pratik olarak mümkün olmadığına göre, siyasetin ekonomi ile ilişkisinde "makul" olanı bulabilmek için siya- set kavramına açıklık kazandırmak yararh olacaktrr. Pbpper, pozitivizmi eleştirirken bilimin özdliğinin "doğrulanabil~ mesi" değil, "yanhşlanabilir" olma- sı olduğunu savunur. Benzerbir yak- laşırru siyasetin nasıl anlaşılması ge- rektiğine uyarlayarak önce siyasetin ne olmadığına bakabiliriz. Kendi- sinden beklenen işlevleri yerine ge- tirebilecek siyaset; baştan öyle he- sap edilmese bile, toplumsal çıkar- lara ters sonuçlara yol açan, kişisel çıkarlara, bireyin mensubu olduğu siyasal partinin, hatta yalnızca par- ti içinde siyaset yaptığı küçük arka- daş grubunun dar çıkarlanna en- deksli bir anlayışla yapılan olamaz. Giderek artan biçimde istemli (talep- kâr) bir kamuoyu karşısında bu tür siyaset anlayışını yürütebilme olanak- lan her geçen gün zayıflamaktadır. Başka bir söylemle, bugün eleştiri ok- lannın -haklı olarak- yöneldiği siya- set anlayışı budur. Hızh toplumsal değişme süreci, tüm toplumsal ku- rumlan olduğu gibi siyaseti de etki- lemekte, geleneksel yapılann itaat- kâr, hiyerarşinin hemen her biçimi- ne yatkın insan ögesiyle beliren yön- temlerine uygun siyaset yapma an- layışı derinden sarsılmaktadır. Başka bir bakış açısından değer- lendirdiğimizde ise siyaset, dünya- yı değiştirmenin, dönüştürmenin bir aracıdır ve siyasetin bir bilim mi >ok- sa sanat mı olduğu yönündeki de- ğerlendirmelerin kaynağı da buraya dayanır. Toplumsal değişmenin gü- nümüzdeki biçimi olarak küresel- leşme süreci, adeta, ekonominin si- yasete meydan okuması olarak ge- İişiyor. Bu meydan okumaya dahaya- kın mercekle bakarsak, ekonomide güçlü olanın meydan okumasını gö- rüyoruz. Yukanda değindiğimiz ge- çerliliğini yitirmekte olan siyaset anlayışı, toplumsal-ekonomik den- geleri daha da bozarken tam tersine, değişime toplumsal çıkara göre yön verme anlayışına dayalı siyaset, eko- nominin adaletsiz toplumsal sonuç- lannı dizginlemenin bir aracı olma gizilgücü (potansiyeli) taşıyor. Top- lumsal çıkarlar doğrultusunda de- ğişime yön vermek, ekonomik açı- dan güçsüz, geniş toplum kesimle- rinin vazgeçilmez bir gereksinimi oldukça, siyasetin bu gereksinimi karşılama potansiyeli taşıyan biçimi de var ohnak zorunda gibi görünü- yor. Coşkun Kırca, 25 Nisan 2001 ta- rihli Akşam gazetesinde, Fransız si- yasal söyleminde Eski Çağ Yunan fî- lozoflanndan başlayarak toplum ya- ranna olanı bulmak ve uygulamak sanatı anlamındaki siyaset anlayışı ile kısa süreli parti çıkarlannın izlen- mesi (takibi) anlamına gelen ve bu- gün kabul görmeyen siyaset anlayı- şını birbirinden ayırmak için bir kav- ram geliştirildiğinden söz ediyor. îl- ki siyaset (politique), olarak adlan- dmlmaya devam edilirken üdncisi- ne "siyasetçi sjyaseti" (politique po- liticienne) denilmekte. Demek ki, siyasetin değişen top- lumsal koşullar karşısında sarsılma- sı yalnızca Türk siyasetine özgü bir olgu değil. Düzeyi ve belki biçimi farklı da olsa, liberal ekonominin güçlüden yana dönen çarklannın karşısına çıkacak denge öğesinin an- cak siyaset içinden çıkabilecek oî- ması, farklı toplum kesimlerini, fark- lı nedenlerle siyasetten duyulan ra- hatsızlıklan dillendirmeye sevk edi- yor. Yukanda ifade edilmeye çalışı- lan o ki, siyasetin iki biçimi var: Si- yaset kötüdür diyenler "siyasetçi si- yasetini" kastediyorlar. Burada top- lumun tüm kesimlerinin görüş bir- liği var. Ama toplum yaranna yapı- lacak siyaset kimilerinin karabasa- nı (kâbusu), kimilerinin rüyalannın gerçekleşmesinin, ekonominin ada- lete bağlı kılınabilmesinin tek güzel sılahı. Sayın tlhan SeJçuk'un geçmiş yıl- lardaki bir yazısında dile getirdiği gi- bi, "siyasetsiz bir bardak su içemez- siniz!" O halde. tüm vatandaşlar ola- rak toplumsalçıkarlara yönelik siya- setigüçlendirmeyi görev bilmeliyiz. Tepkisel olmayan, akılcı, hakkani- yetli, dikkatli ve yakın geçmişin de- neyimleri ışığında oylanmızı ver- menin hazırlığına, siyaseti ilgiyle izlemekten başlayarak... ARADABİR HACIANGI Cumhuriyet Okuru Olvnak... Ciddi bir Cumhuriyet okuru olmak, kolay bir iş değildir. Hele hele anarşinin kol gezdiği yıllarda Cumhuriyet okumak daha da güçtü. 197O'li yıllar- da Ankara'da evimden işyerime giderken komşu bir kurumun servis aracından ara sıra yararlanıyor- dum. Birinde beni seven birdostum: "Hocam, oto- büste Cumhuriyet okuma, sana yan yan, haince bakıyorlar" diye uyardı. Ben yine bir gün aynı oto- büste işime giderken duramadım, Cumhuriyet'i çarşaf gibi açtım okumaya başladım. Sonunda be- ni araçtan indirdiler. 1951 -52 yılında Ivriz Köy Enstitüsü'nü bitirerek Bingöl ili, JCarlıova ilçesinin ücra bir köyünde göreve başladım. Burada gazete bulmak, he- le hele günlük gazete okumak hayal!.. Özellik- le kış günleri her tarafı kar kaplar, yol iz kay- bolur. Bırak motorlu aracı, hayvan bile çalışmaz. O amansız kış günlerinde posta bile sırtta ta- şınır. Bingöl'le Kaıiıova'nın arası 85 km. Pos- tacı postayı sırtında Bingöl'den Karlıova'ya üç günde götürür. Kışın çok şiddetli geçtiği bir günde postacı fırbnaya yakalanır. Güç bela ken- dini bir kaya kovuğuna atar. Çantasında ne ka- dar mektup, gazete ve benzeri yanıcı ne varsa yakar, ısınır. Postacı, fırtına dindikten sonra yol üzerindeki okuluma da uğramayı ihmal etme- di. Sipariş ettiğim Cumhuriyet gazetesini sor- duğumda, olayı anlattı ve yaktığını söylediği zaman ne kadar üzüldüğümü, o gün bugündür anımsanm. On yıl köylerde çalıştıktan sonra kent merkezin- deki okullara atandım. Işte o zaman düzenli bir Cumhuriyet okuru oldum. Sabahleyin ilk işim, evi- me ekmek almadan Cumhuriyet alırdım. O gün bugündür, bu tutkum artarak devam erti. Gündüz okuyamadığım yazıları, gece kalkar mutlaka oku- rum. Cumhuriyet okuyamadığım gün kendimi fikir yoksunu hissederim. Şimdi gelin görün ki, evim ve yayınevim bir "Cum- huriyet Müzesi"ne dönüştü. Okuduğum gazeteler- deki ilginç bulduğum yazılan keserek arşivlerim. Dos- yalar dolusu kesik birikti. Yine de o gazeteleri ile- ride okurum diye atamam. Ay ay sıraya koyar, evi- min köşelerine istiflerim. Gazetelerin eklerini de tü- rüne ve boyutuna göre bir düzen içinde yerleştiri- rim. Yine bir Cumhuriyet tutkunu olan eşim ve ço- cuklanmla başım dertte!.. Neymiş toz yapıyormuş, neymiş efendim böcek üretiyormuş. Olsun derim. O tozlar bilgi kırıntıları; böceklere gelince, onlar da okuyorlar derim. Ankara'da Resim Heykel Müzesi'nde Cumhu- riyet'in 77. kuruluş yılı törenlerine katılma şansını elde ettim. Çok görkemli, anlamlı bir tören izledik. Tüm Cumhuriyet ailesi, yazariarıyla, okurlarıyla ve çalışanlarıyla bir arada olmanın hazzını yaşadık. Kültür Bakanı I. Talay: "Cumhuriyetgazetesinin değeri, Cumhuriyet kadar değerlidir" dedi. Bir Cumhuriyet çalışanı da "Cumhuriyet çok güzel bir okul. Ben bu okuldan emekli oldum" dedi. Ne mutlu Cumhuriyet okulunda okuyanlaraL Ne mutlu kuruluşundan günümüze dek Cumhuriyet'e alın teri, göz nuru katanlara!.. Bu uğurda yaşamı- nı yitirenlerin anısı önünde saygı ile eğilir; bu ülkü- yü sürdürenlere sağlık, başarı ve esenlik dilekleri- mi iletirim. Daha nice nice kuruluş yıllarında bir arada olmak dileklerimle... Türkiye Gazetedler Cemıyetı'nın yayınladığı günlük Bizim Caıete Ülke sorunlanna ilişkin raporlanyla. araştırmalanyla. köşe yaalanyla, tarafsız haberieriyle sivıl toplumlann gazetesi. Düzenli okumak için abone olun. Tet (1212.51108 75 GEBZE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo:2001 181 Davacı Cengiz Yıldınm tarafından davalılar Maliye Hazi- nesı vs. aleyhine açılan tescil davasımn mahkememizde yapı- lan tensibi sırasmda, Gebze ilçesi. Şekerpmar kö\ü (belediye hudutlan dahilinde) bulunan. doğusunda 714 no'lu parsel ve Hüseyin Kandaz'ın zil>etligindeki tarla. batısı Aydınlı köyü sınırı, kuzeyinde 707 parsel no'lu Aysel Tüylüoğlu'na ait arsa çatılık. laşlık ve boşluk arazi. güneyinde 7J9 no'lu parseüe çevrili. takribi 30 bin m2 miktarlı taşınmazm zilyetlikle kaza- nılmış zamanaşımı dolayısıyla edinilmiş bulunan ve imar ve ih> a edilmek suretiyle kazanılmış bulunan taşınmazın davacı adına tescıli talep edilmiş olmakla, bu taşınmaz üzerinde hak sahibi oldufunu iddia edenlerin son ıJan gününden «ibaren 3 ay içerisinde mahkememize belgeleri ile müracaatlan veya iti- raz davası açmalan ve mahkememize bilei vermeleri ilan olu- nur. 5.4.2001 Basın: 26332 01547 sayılı sürekli basın kartımı kaybettim, hükümsûzdür. EROL ERKUT KûiTva • SANAT (OJ72| Î93 «9 7« BEYOGLUBEYı NIŞANTAŞıMOVıPLEX Ç.TAŞŞAFAK ALTıNUZADECAPTTOL KADIKOYMODA '! 45-14 75-16 45-19 15-21.45 C.-CTESİ 24 00 11 30-14.00-16 30-1B 45-21 00 12 00-14 30-17 00-19 45-22 15 11 30-14 00-16 30-19 00-21 30 hetkeskencSı Yeşil ve Kara uftııuus NUKIUZİ • i • " ~ -mı»'<» —•— ~ 25!tS/H!»Hl>-ll»ll»!İJI WHIS HIHIIHSOÎ UŞIOyBia !l)IHflll»M»li»l!IUll BiBKMna nnuoEisii W»BII!H()H1*M»!13C Ç.KUHI ÎU&M li»U»H3S SO«GI1»I3WSIS-I/I5 U^KJBUH (»SH IHHJ*f5&l/»lt#2l5l UBUOMTT S41HK 1I4İ-IMS-Ü6 I1UCIIUIE1231S URMM UKOriRK 3«fIMII»M»li»l)»!l) !1IKIII7IH<»2!M aamıoypunınsn IIIH!WIIS-IHS-ÎM! «OHBEİHIS UkJBU IÜS-HJHHS-I1İ-MS OkdMIHin * 9 P II»-I]JHI»!I3(-Î1II ULEm ffi/uıiîis-ıaınsııtîiıs MLHIUBE W?1>!]<»I«5-I)»?II5 MHPHIII CS53» 1]»M1Hİ1J-1)W1> HCI Bllft »1S P1! 15-14 3S-I7 Wl MI 31 umm U3nı«-n»!iıs fflUdl/lDBÜJ» Dr. Alpaslan BERKTAY A zizNesin'in niyetlendiği, ancak oğullannın gerçek- leştirebildiği bir konfe- ranstaydık (*). Birkonuş- macı: - Şeriat tehlikesi yoktur, dedi. Söz aldım; Cezayirleşme sürecinde ve topun ağzındaki ülke olduğnmuzu söyledim. Salondakilerin büyük bölü- mü ile 7 yıl önce, 1990'da toplanan De- mokrasi Kurultayı'nda birlikteydik. Geçen süre içinde bunun bir özeleşti- risini yapmış mıydık? O kurultayda Erbakan konuşmuş ve "163. maddeyi kaldınn da eşit koşullarda mücadele edeüm" anlamında "Hodri me>'dan! n demişti. Dayanamadım: - Ya zorunlu din dersleri, dedim. Demirelve tnönü, "Bu müdahale ne- reden?" dercesine dönüp baktılar. Ko- . nuşmacı bana döndü ve gözünü kırp- madan: - Kaldıracağız, dedi. Ertesiyıl, 1991 seçimlerinde kendi- sini ekranda izliyordum. Aynen: - Zorunlu din derslerini uygulayaca- ğız, dedi, yine gözünü kırpmadan: "Aşkolsun! Büyük adam!" dedim. Kurultayda o konuşurken -rüyler ür- pertici bir rastlantı!- bitişik salondaki videodan MuammerAksoy'un sesi ge- liyordu. Önceki Anayasa Kurultayı'nda Muammer Aksoy: - Arkadaşlar, bu kurultaydan 163. maddenin kaldınlması yönünde bir gö- rüş çıkarsa, sonuç bildirgesinin altın- da benim imzam bulunmayacaktır, de- mişti. Bu nedenle, şeriatçı lider bu kurul- tayda canh yayında konuşurken Ak- soy'un sesi artık ancak cansız yayında duyulabiliyordu. Hiç olmazsa bu bizi düşündürebildi mi? O gerici liderin şi- irler yazan arkadaşı Vasin Harjpoğiu da konuştu ve: - Şeriat yol demektir. Demokrasi de onun içindedir. Bu nedenle şeriattan korkulmamalıdır, dedi. Ona da bir soru sordum: - Şeriatın egemen olduğu Suudi Ara- bistan'da demokrasi var mıdır? "Var" ya da "yok"tu beklediğim. O ise: - Eee... Yann sabahki konuşmada bu sorunuzu yanıtlayacağım, dedi. Herkesten önce gidip tam karşısın- da oturdum. 7 yıl sonra, hâlâ bekle- mekteydim. Gerici lider, kurultaym sonunda da önemli bir çıkış yaptı ve: - MÇP (M üliyetçi Çalışma Partisi) ne- rede? MÇP neden çağnlmadı, dedi. O bunu söylerken yerden göğe hak- lıydı ve tutarsızlık bizdeydi. O demek istedi ki: - Siz ne hakla, faşizmin yeşili ile ka- rasını birbirinden ayınyorsunuz? Bu konuşmayı yaptığım gün, 28 Şu- bat paketinden tastamam 3 hafta son- ra idi ve konferansta, darbeci gözükmek kaygısıyla, ne bu paketten ne de onu ge- tiren Milli Güvenlik Kurulu'ndan tek sözcük edilmiyordu. O da bana düştü: - ...Şeriat, koalisyon biçiminde hülcü- met olabildi. Şeriat devletini ise son anda kılpayı önJeyen, MGK'nin 28 Şu- bat paketinden başka kim, ne oldu? Salt giysilerine bakarak zorunlu din derslerini getiren 12 Eylül ile, anaya- sanın emri olan devrim yasalanna ve bilimsel eğitime işlerlik kazandıran 28 Şubat bir tutulabilir mi? Ve de tersi: Her sivil giyimli de -ki Meclis'te bol bol var- sivil kafalı mı? Aslolan, Cumhuriyetin ortak, doğru çizgisinde buluşmaktır. Askerle sivil arasında da karlı dağlar yoktur. 28 Şubat darbe değil. darbe ol- maması için son çaredir. "SiviDer,sizsiz oiun, görevinizi yapuı!" anlamındadır. Şu anda ortaya çıkan Sivil Toplum Ku- ruluşlan Birliği (STKB) bunu görme- li, onu yalnız ve boşlukta bırakmayıp sahip çıkmalıdır. Aslında, çatışan, iki demokrasi anlayışı değil, onlann altın- da yatan iki devrim anlayışıdır. Cum- huriyet devrimi mi, "Iran devrimi!" mi? Insana karşı devrim olmaz. tran'da- ki karşıdevrimdir. O konferansın ve 28 Şubat paketinin üzerinden 4 yıl geçti. Sorun bitti, buz- dağının dibine ulaşılabildi mi? Devle- tin içinde imamdan valiler, savcılar, yargıçlar, polis müdürleri yerli yerin- de... LaiklÛc düşmanı "stratejikortak'', "gizii Müslüman" rru ne; bize "üımlı Islam" üretiyor, kerameti kendinden menkul "dünya imamj" icat ediyor. Hâlâ imam okullannda bz öğrenci, hâ- lâ zorunlu din dersleri... Kabinede Fet- hullah'ı desteklemeyen, Nakşibendi şeyhinin Süleymaniye'ye gömülmesi- ni istemeyen, "iyi tarikatçı", "iyi ta- tavyed" olmayan var mı? Ya Meclis'te? 28 Şubat'ın arkası bırakılmamalı, ta- mamlanmalıdır! (*) 21-22 Mart 1997 tarihli "Kök- tendinciliğe Karşı Uluslararası Aydın- lanma Konferansı". ŞİŞLİ 1. SULH HUKUK HAKİMLİĞl'NDEN DosyaNo: 1999 1052 Davacı Ahmet Orhan Cnal vekili Av. Cihangır F. Cnal tarafından davalılar Ahmet Kalkaniı vs. ale>hine açılan izale-i şüyu davasında. 1- Davalı Asuman Özlem Nebioğlu. Tepegöz Sok. 40'6 Göztepe-lstanbul. 2- Vedat Şahın. Ayazma Dere Cad. No: 28 Dikilitaş-Beşıktaş adreslerinde bulunamayan davalılar hakkında ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiş olup. Dava ile ilgıli ibraz etmek istediğiniz belgeleri duruşma günü olan 26.06.2001 günü saat 09.30'a kadar göndermeniz veya duruşmaya getirmeniz gerektiği. duruşmaya gelmediğiniz veya bir vekil tarafından temsil edilmediği- niz takdirde yargılamaya yoklugunuzda devam edileceği ve karar verileceğı HUMK'nun 509-510. maddeleri gereğince tebligat yerine kaım olmak üzere ilan olunur. 9.5.2001 Basın: 26632 ZEYTİNBURNU1. ASLÎYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1999 609 Davalı: Şıla Metal Aksesuar San. Tıc. Ltd. Şırketi. Gümüşsuyu Cad. Ha«ız Yolu Sok. No. 29 MaltepcTopkapı/lst. adresınde iken halen ikametgâtu meçhul; Davacı: tSKl Genel Müd. vekili tarafından aleybinize açılan alacak davasımn, tüm yapılan durusmalannda adresiniz meçhul bulunduğundan. tebligatın ve duruş- ma gününün ilanen yapılmasına karar verilmiştir. Bu itibarla. Mahkememizin 1999/609 Esas sayılı dosyasının duruşması olan; 6.7.2O01 gü- nü saat 10'da mahkemede hazır bulunmanız \eya kendinizı bir vekille temsil ettir- meniz hususu, gelmediğınz veya vekil göndermediğınız takdirde, HUMK'nun il- gilı hükümleri uyannca. yoklugunuzda karar verileceğı. duruşmaya devam oluna- cağı. duruşma günü ve dava dılekçesi yerine kaim olmak üzere ilan olunur. İlanen tarafınıza tebliğ olunur. 8.5.2001 Basın. 26477 KADIKÖY 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 2000 157 Vasi Tay. Mahkememizce verilen 24.4.2001 tarihli ve 2000-157 esas. 2001 '300 karar ile Ankara. Güdül, Kavaközü. Cilt: 1T . Hane: 16'da nüfusa kayıtlı bulunan Et- hem oglu. Hatice'den olma 30.04.1961 d.lu davalı mahcur Tahsin Ûzcan, MK'nin 355. maddesi gereğince vesayet altına almarak kendisine kız kardeşi Emine Atay vasi tayin edilmiştir. İlan olunur. 30.04.2001 Basın: 26495 ADANA ASLtYE TİCARET MAHKEMESİ'NDEN Sayı: 2000 1097 Davacı Yapı Kredi Bankası A.Ş. vekili tarafından davalı Emin Bacaksız aleyhine mahkememizde açılan itirazm iptali davasında; Davalı Emin Bacaksız adına davetıye tebliğ edilememiş, yapılan Emniyet araştır- masında da adresi tespit edilememiş olduğundan bu kere davalımn davetiyesinin ila- nen yapılmasına karar verilmiş olup karar gereğince davalı Emin Bacaksız'ın duruş- ma günü olan 3.7.2001 günü saat 9'da mahkememizde hazır bulunması veya bir vekil göndermesi. gelmedıği veya vekil de göndermedıği takdirde duruşmalann davalının gıyabında yapılarak gıyabında karar verileceğmden işbu ilan davalı Emin Bacaksız adına davetiye yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 4.5.2001. Basın: 26578 ADANA ASLİYE TtCARET MAHKEMESİ Esas No: 2000 445 Davacı Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. vekili tarafından davalı Cengiz Özcan aleyhi- ne mahkememize açılan itirazın iptali davasında. Davalı Cengiz Özcan adına davetiye tebliğ edilememiş ve yapılan emniyet araştır- masına rağmen adresi yine tespit edilememiş olduğundan bu kere davalının davetiye- sinin ilanen yapılmasına karar verilmiş olup karar gereğince da\alı Cengiz Özcan'ın duruşma günü olan 3.7.2001 günü saat 9.00'da mahkememizde hazır bulunması veya bir vekil göndermesi, duruşmaya gelmediğı veya vekil de göndermediğı takdirde du- ruşmalannın davalının gıyabında yapılacağı ve gıyabında karar verileceğinden işbu ilan davalı Cengiz Özcan adma davetiye yerine kaım olmak üzere ilanen tebliğ olu- nur. 4.5.2001. Basın: 26579 BERGAMA SULH HUKUK MAHKEMESt'NDEN Dosya No: 2000/949 Davacı Maliye Hazinesi vekili Av. Ayfer Torun tarafından davalı Memduh Bo- dur'a karşı açılan alacak davasımn verilen ara karan gereğince, 63.442.000.-TL Hazine alacağımn davalı Memduh Bodur'dan tahsili konusunda açılan alacak da- vasında davalı Memduh Bodur'un adresi tespit edilemediğinden ve adına tebligat yapılamadığından ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiş olmakla. Adı geçen davalı Memduh Bodur'un duruşma günü olan 7.6.2001 günü saat 09.00'da mah- kememizde hazır bulunması ya da kendisini bir vekille temsil eftirmesi, aksi tak- dirde HUMK'nun 509. maddesi gereğince gıyabında karar verileceği hususu ila- nen tebligat yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 18.4.2001 Basın: 26393 PENCERE Bilmece Bulmaca... "Kan kırmızı.. Sütbeyaz.. Fındık kabuğuna sığar.. Han kapısına sığmaz." ~— '— Nedir bilin bakalım?.. Herkes bilir bu bilmecenin yanıtını; ama, şimdi daha baskın bir bilmece var: "Derviş nedir?.." • Farsça'da "yofrsu/"yada "dilenci" anlamına ge- liyor; bizde kendini Tanrı'ya adayarak gerçeğin özüne ulaşmak için tasavvuf yoluna girene derviş deniyor; ancak altını çizmeli ki "derviş" ile "mürit* eşanlamlıdır, kendini şeyhine adamış kişiyi vurgu- lar sözcük... Peki, ABD'deki şeyhinin müridi olan bizim Der J viş neden bilmece oluyor?.. Çünkü bilmece bul J maca dil üstünde kaydırmacayı gündeme getirert bir konumu var: Derviş Bakan mı?.. Bakanlar üstü mü?.. Koalisyon ortağı mı?.. Koalisyon dışı mı?.. Meclis üstü mü?.. Altı mı?.. IMF'nin temsilcisi mi?.. • ' Halkın temsilcisi mi?.. • ' ' . ' : Diyortar ki: "- Derviş 'e vurmayın, o bizi kurtaracak!.." Vuran kim?.. Derviş'in suçu yok; ama, "vaziyetindekigarabet" meydanda!.. IMF ile yapılan eski sözleşme iflas edince, Derviş alelacele Amerika'dan getirildi; gö- reve özveriyle koştu, yeni sözleşmeyi kotardı, tek başına Türkiye'yi IMF'ye yeniden bağladı; koalis- yon partileri, Meclis, iş dünyası, medya, Dünya Bankası'nın gönderdiği yetkili kişinin ağzının içine bakıyor; ama, bu olgu anayasadan kaynaklanmı- yor; ortada bir "fiili durum" var. Gerçi Derviş gel- diğinden beri Türkiye dünya âleme rezil oldu; en ılımlı köşe yazarları bile ABD Cumhurbaşkanı Bush'un mektubuna tepki gösterdiler; sonunda olanbitenler karşısında Güngör Uras'ın bile kafa- sının tası attı; ama, ne yazar?.. Peki, ne olacak bu memleketin hali?.. Derviş'in durumu ne olacak?.. N lyi olacak, iyi olacak... : • Bizim gazetenin dünkü birinci sayfasındafotoğ- raflı bir haber vardı: "Süper Bakan güne hızh başladı." Resimde Derviş arabadan inmiş, merdivenlere savlet eylemiş görünüyordu. "Süper Bakan" ye- rinde duramıyor; öteki bakanlar ne kadar lagarsa, ağırsa, hımhımsa Derviş o kadar enerjik ve atik!.. Kimi zaman şortla kimi zaman eşofmanla kendisi- ni ortalığa salryor; biz şimdiye dek böyle bakan gör- medik, helal olsun, oturduğu yerde oturamıyor!.. Başbakan'a nispet mi yapıyor?.. . Gerçekten "SüperBakan!.." Ama "Süper Bakan" oluşu bilmeceyi çözmü- yor; bu Derviş'te bir iş var!.. Türkiye Derviş'le bir- likte dünyada "görülmemiş bir hükümet modeli" oluşturdu; siyasal bilimciler çözemezler, hayat bu bilmeceyi çözecek... Çözümün eli kulağında!.. N O VI T A S Turizm Doğu turlarumz devam ediyor... ERZURUM'DAN VAN'A (25-30 Mayıs) Erzıtrum, Kars, Anı. Doğubevozıt. Ishakpaşa Sarayı, l an şelın ve kalesı. Akdamar Adası, Hoşap, Çavııştepe KLASİK GAP (20-24 lla/iran) Diyarbakır, Hasankeyf, Midyat, Mardin, L'rfa, Harran, Atatitrk Barajı, Kâhta, Semrııt. Gazıantep, Zcugma Tel: (0 212)251 28 08-09 e-mail: no\ itas<?novitas.com.tr web : unu.novjtas.com.tr Uni\-orsitonıizo üilıip çıknuık için" Anadolu'ya Geçiyoruz Tam Bağımsız Türkiye 17-10 Mgvıs tarihleri arasmda İstanbvA'dan Ankara'ya yürüyoruz. Yürüyöş progrom l7Maya20OI toof 10.00 Ba«x oçiferro ml Mardon. / İSTANBU. 17Mo»«2001 ' « X M 00 Pbnel föK <* Ûn~snıleler>r Holk Ejîftm U M « { / İZMİT tool 19.00 Konvr \4c4oHor'. Fuor olon, / İZMİT 18Moy>2001 joof 09.30 UludoJ Ûnnefilteırnı ııpre^ GAcOkle Konvusu / BOtSA toal 11.00 AtotOft anOno çelmk kormo v> bosm oçıkbmo»: H^kel / BURSA aool 15.00 Anodoiu Ûnhnfiitetl X Ovnongni Ûnivanftai'ni tf (Bosn oçıUoiTKisı ve bohor («nliUerine tcrtl.m) 19Mart2001 ıoa> W.O0 Ankoro Ûnlwste<i Snünds toptaomo mat 12.00 M*obk ı 17 Mayıs'ta Beyazıt'ta butuşuyoruz ULUSAL CENÇLİK BİRLİĞİ d. >s»lçnm Sok. No: 34 B«yo0lu-İı1aiıbul btanfa.1: (0212) 251 26 42- (0212) 245 30 76 Mbno: 0535 217 63 58 ionr 0533 449 05 97 SARIYER1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 1996,162 Altm Eker tarafından Reşit Eker aleyhine açılan boşanma da- vası sonunda. Mahkememizin 3.10.1996 tarih. 1996 162 esas, 1996/581 karar sayılı ilamı ile Gazıantep Islahıye Ortaklı köyü, cilt 067 01. sayfa 60. kütük sıra no: 39'da nüfusa kayıtlı Ali ve Saray'dan ohria 1975 d.lu Altın Eker ile Hasan ve Fidan'dan ol- ma 1969d.luReşitEker'inboşanmalanna,947.000.-TLmasra- fin Reşit Eker'den tahsiline karar verilmiştir. Bu davada davalı olup Islahiye Ortaklı Köyü Gazıantep adresi gösterilen Reşit Eker'e yukanda yazılı hükûm özeti yerine geçerii olmak üzere gazete ile ilanen tebliğ olunur. 11.12.2000 Basın: 26328 BİLCİNİZE 2 yaşında sanşın, yakışıkJı PAŞA gibi birkedi sahibi olmak isteyenlerin dikkatine. 0 212 513 84 60 - 61 0 212 512 05 05 - (552 - 555)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle