16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15MAYIS2001 SALI HABERLER DUNYADA BUGUN ALİ StRMEN Kosova Çıkmazında Türk Kayıtları Başlıyor - Bizim Türkçe söylemek hakkımız yok bura- da. Bunlan söyleyen Elife'nin dişlerinin çoğu dö- külmüş, kalan çürükler de yuvalannda adeta bü- züşmüş. Yaşı benden büyük gösteriyor. Belki de on yıl daha gençtir de, çileden bu hale gel- miştir, kimbilir?.. - Biz kaç yüz senedir buradayız. Ama onlar Türk yok diyorlar. Onlar dediği Arnavutlar. Sonunda noktayı ko- yuyor Elife: - Bize arka çıkın, ya savunun ya alın! Kosova Türk'ii dertli. Kosova olaylanndan za- rarlı çıktıkları da kesin. Dert yalnızca kötü olan ekonomik koşullardan doğmuyor. Aynı zamanda, varlıklannın Arnavut- lar tarafından yadsınması, 1974 Anayasası ile kazanılmış haklarının yitirilmesi de üzüyor onla- n. Kosova'da, belli başlı yerleşim merkezleri Priş- tine, Prizren ve Mitroviça olmak üzere 1991 sa- yımının resmi sonuçlanna göre 10 bin 383 Türk yaşıyor. 1953 yılında bu resmi rakam, 34 bin 583 idi. Ancak, 1991 sayımını Arnavutlar boykot ettik- lerinden, rakamlar gerçegi yansıtmıyor. Belgrad Büyükelçiliğimiz, araştırmaları sonu- cunda bölgede soydaş sayısının 40 bin - 60 bin olduğunu, Türkçe konuşanların ise 200 bin - 250 bine ulaştığını ileri sürüyor. • • • Evet, Kosova'da Türkçe konuşan sayısı Türk- lerden fazla.... Arnavutlann önemli bir bölümü de Türkçe konuşuyor. Bölgede en fazla izlenen ise Türkiye TV'leri. Binalardaki çanak anten bollu- ğu, bir yabancının ilk dikkatini çeken husus olu- yor. Ama bu olgu Arnavutlar'ın Türk varlığını yad- sımaya iten etkenlerden biri olarak kullanılıyor. Onlar Türkleri de Arnavut sayıyorlar. Kosova'da, önce bağımsız devleti, ardından da büyük Arnavutluk hayalini gerçekleştirmeyi öngörenler, Türklere, Trto'nun Yugoslavya Fede- ral Cumhuriyeti'nin tanıdığı kazanılmış haklan da reddediyorlar. Kosova'daki belli başlı Arnavut Partileri'nden biri olan PDK'nın lideri ve Rugova'ya göre daha radikal olan Haşim Taçi, her şeyi açıkça söylü- yor: - Kosova'nın bağımsızlığı için savaştık, ba- ğımsızlığı kazanacağız. 1974 Anayasası'nda Kosova'nın resmi dilleri arasında sayılan Türkçe de son gelişmeler üze- rine ve Arnavutlann baskısıyla artık bu konumu- nu yitirmiş durumda. Kanlı olaylarsırasında. okulunu korumuşolan öğretmen Abdullah Çankçının, binanın üstü- ne, Kamus-ı Türki'nin yazan Arnavut asıllı Os- manlı aydını ve Ali Sami Yen'in babası Şem- seddin Sami'nin adınatabela konması girişimi- ni, "Böyle bir şey yaparsanız sizi koruyamayız haaa!" gözdağıyla engellemişler Arnavutlar. Çünkü onlar için Şemseddin Sami yok, Sami Frasheri var. ••• Türkler geleceklerinden kaygılı. Baskı altında fazla ses çıkarma imkânlan da yok. Kosova'da- ki iç savaşa son veren 23 Şubat 1999 Rambo- uillet Anlaşması'nda önceleri gönmezden geli- nen, sonra da Dışişleri'nin büyük çabalanyla ad- lan lütfen geçirilen Türklere, şu anda çok sınırlı dil haklan, Türkçe'yi resmi dil kabul etmeksizin veriliyor. Birleşmiş MilletlerGeçici Yönetimi'nin Fransız Kouchner'den sonraki şimdiki Başkanı Dani- marka Savunma Bakanı Hans Haakerup, Dı- şişleri Bakanı Ismail Cem ile müzakeresi son- rasında yaptığı açıklamada, Türkçe'nin resmi dil olmadığını açıkladı. Türklerin kazandıklan küçük ayncalıklardan biri de Türkçe nüfus yazımı. Hiç değilse artık kimlik belgeleri, aynı zamanda Türkçe olacak. Işte o kayıtlar bugün başlıyor ve iki ay süre- cek. Kısacası, Sırp şovenizmi ile kana ve ateşe bo- ğulan Kosova'da kalıcı ve herkes için adil ban- şın önünde, dün kurbanken bugün cellada dö- nüşenlerin şovenizmi var. Bakanlar Kurulu sel'i görüştü Afetler Derviş'ten izinalacak " • ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu)- Bakanlar Kurulu'nda, Hatay ve Osmaniye'nin Kadirli ilçesindeki sel hasan için yardım gündeme gelirken Devlet Bakanı Kemal Derviş. bu yön- deki istemlere "Bütçe- de böyle bir ödenek yok" yanıtını verdi. Başbakan Bûlent Ece- vit, bakanlan uyararak hükümet içerisindeki sorunlann dışanya yansıtılmaması gerek- tiğini savundu. Bakanlar Kuru- lu'nun dünkü toplantı- sında, Hatay ve Osma- niye'nin Kadirli ilçe- sindeki sel felaketi de- ğerlendirildi. Bölgede incelemeler yapan Ta- rım ve Köyişleri Baka- nı Hüsnü Yusuf Gö- kalp, devlet bakanlan Mustafa Yılmaz ile Rüştii Kânm Yficelen toplantida bilgi verdi. Bakanlar, bölgedeki esnaf, çiftçi ve diğer yurttaşlara yardım için elektrik faturalannın ödenmesinde, vergiler- de ve Halk Bankası'na olan kredilerde kolay- lık sağlanmasını istedi- ler. Devlet Bakanı Der- viş, bu istemlerden ba- zılannm görev zaran doğuracağı gerekçesiy- le uyanda bulundu. Derviş, "Bütçede böyle bir ödenek yok, böyle bir karşıhk yok" dedı. Bunun üzerine ilgili bakanlann, bölgeye yardım isteminde bulu- nan bakanlann Derviş ile görüşmeleri karar- laştınldı. Sema Pişkinsüt, hizip değil demokrasinin önünün açılması hareketini başlattığmı söyledi DSP'de akbabalarvarÖZCAN ÖZGÜR Sema Pişkinsüt MUĞLA- DSPnin son ku- rultayında genel başkan adayı olan Aydın Milletvekili Sema Pişkinsüt. kendisinin genel başkanlık değil, demokrasi mücadelesi verdiğini belirte- rek "Partimizde akbabalar var. Ben onlar gibi değüim. As- lana karşı aslanlar gibi savaş- nm" dedi. DSP Aydın Milletvekili Se- ma Pişkinsüt, Selüloz-tş Sen- dikası Dalaman Şubesi yöne- ticileri ile yediği yemekte so- rulan yanıtlarken DSP'de par- ti içi demokrasinin bulunmadı- ğını belirtti ve şunlan söyledi: "Ben kurultayda kazanmak üzere aday oldum. Anadohı ge- zilerimde partimMn tabanın- dan rozetle gezemedikleri ser- zenişlerini aldım. Seçmenimiz, paıiimizin demokratik ve sol olmasını isthor. Ben bu anlam- da sessiz çoğunhığun sesi ola- rak aday oldum. Parti içi de- mokrasi delege tespiti ile ol- maz, Kuşkunun hâkim okhığu değil, güvenin hâkim olduğu bir parti ve kongre olmah. Biz hizip değiliz. Hizip olmak ayn- dır, farkh düşüncedeolmak ay- ndır. Bizim yaptığımız demok- rasinin önünün açılması, ild- yüzlü politikacılığın sona er- mesi mücaddesidir." Parti içi demokrasi mücade- lesinde yalnız bırakıldığını söyleyen Pişkinsüt, "Konuş- mamın engelkndiği kurultay- da bir lçişleri Bakanı, bir Ada- let Bakanı müdahalede bulu- nabilirdi. Müdahale etseler, bakanhklanndan olmayacak- lan gibi daha da yücelecelder- di" görüşünü savundu. Pişkinsüt sözlerini şöyle sürdürdü: "Sayın Ecevit'in ardından partiye nasıl sahip olacaklan- nın hesaplanm yapanlar var. tki-üç Idşi yan yana geldikle- rinde her şeyi söylüyorlar, ama halkın önüne çıkm söylemiyor- lar. Partimizde akbabalar var. Ben onlar gibi değüim. Aslana karşı aslanlar gibi savaşüm. Bu isyanı başlatmanın onurunu yaşryorum. Kurşun asker, kul olmadım. Parti tüzüğünde lo- yunı sağlayan maddeler var. Bunlann değişmesi gerekiyon? Pişkinsüt, Türkiye'nin 20 y*ldır iyi yönetilmediğini vur- gulayarak "Halkı konıyamı- yoruz" dedi. "Yurtdışından niye daha önce ekonomist ge- tirmediniz de o krizleri yaşat- tınız" diye soran Pişkinsüt şöyle konuştu: "Içinde halk olmayan 'u- lusal program' uyguluyoruz. Ülkede 100 senedir esnaf yürümemişti. Sonbaharda çiftçiler yürüyecek ve biz hâlâ uyanamıyoruz. Biz halkın vekilleri değiliz. Hiçbir parti sözünü tutmadL* Fazilet Partisi Kapotmıı davasındcı sona gelimü ANKARA (Cumhumet Bürosu) - FP'nin kapatılma- sı istemiyle açılan davada, milletvekili Mustafa Kama- lak, partisi adına bugün Ana- yasa Mahkemesi'nde sözlü savunma yapacak. Geçen hafta Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğ- hı'nu dinleyen heyetin gerek görmesi durumunda davanın raportörü Mehmet Turhan, ek iddianameye ilişkin ek ra- por hazırlayacak. Anayasa Mahkemesi Başkanı Musta- fa Bumin'in belirleyeceği günde heyet, davayı esastan karara bağlamak için topla- nacak. "Laildik karşıü eyksnterin odağı"\e-kapanlanRP'nin devanu olduğu'' gerekçesiy- le FP'nin kapatılması iste- miyle açılan davada sona yaklaşıldı. Söziü savunma Yargıtay Cumhuriyet Baş- savcısı Kanadoğlu, geçen hafta mahkemeye sözlü açık- lamalarda bulundu. FP'nin hukukçu milletvekilleri Şe- ref Malkoç, Cemfl Çiçek, Mehmet AH Şahin ve Kama- lak'tan oluşan komisyon, sa- vunma için çalışma yaptı. Hukukçu milletvekilleriyle birlikte Anayasa Mahkeme- si'ne gidecek olan Kamalak, sözlü savunma yapacak. Başsavcının sözlü açıkla- malannı, FP'nin savunması- nı dinleyecek olan heyet ge- rek görürse, Kanadoğlu'nun hazırladığı ek iddianameye ilişkin ek rapor hazırlayacak. Bu sürecin tamamlanması- nın ardından Anayasa Mah- kemesi Başkanı Mustafa Bu- min'in belirleyeceği günde heyet, davayı esastan karara bağlamak üzere toplanacak. Malki cinayeti davası Tefeci Nesim Malki'nin 6 yü önce öJdürülmesh- le ilgili aralannda çete lideri Erol Evcil'in de bu- lunduğu 14 sanığın \argılanmasına devam edildi. tstanbul 6 No'lu DGM'deki duruşmaya. rutuklu sanıklar Erol Evcü, BorhaneföfıTurkeş. Şükrü El- verdi, Mücahit Çakal Emin Mengi \e tutuksuz yargılanan Ömer Eker kahldı. Oturumda. bir sü- re önce ortaya çıkıp cinayeti Oğuz Işıkh ve Emin Mengi ile birlikte tşlediklerini iddia eden Mücahit Çakal. "Susma hakkınT kuDanırken, Emin Men- gi ise Malki\i Çakal ve Işıkh'mn öktürdüğünü söyledi Malki'yi öldürmekve "Çete ohışturmak" sucundan yargılanan Burhanettin Türkeş de ya- kalandığında sorgusunu yapan ve şimdi tstanbul DGM Başsavcılığı görevini yürüten Aykut Cengiz Engin'in kendisine cinayeti üstlendiği takdirde itirafçılık yasasından yararlandıracağmı söy- lediğini iddia etti. (Fotoğraf: ECEVİT KILIÇ) 'Herkesten şüphelenilerek yaşanmaz' Öğrencüerin sorulan DemireVisinitiendirdi ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Eski Cum- hurbaşkanı SükymanDe- mireL şüpheli biriyle yap- tığı telefon konuşmasının dinlenmesiyle ilgili ola- rak, "Böyle ülke idaresi ohnaz. Benim ya da baş- ka birinin telefonunun dinlenmiş ounası aym ayıp. Herkesten şüphete- nirseniz ülke>i yaşanmaz hale getirirsiniz" dedi. Demirel, Gazi Üniver- sitesi'nde verdiği konfe- ransta gençlerin sorulan karşısında zaman zaman sinirlendi. Demirel, "Ye- ğeni Murat Demirel ve işadamı Cavit Çağlar'ın sahibi bulunduklan ban- kalann içini boşaKoldan kktiasnia tutuklu bulun- duğu" anımsatılarak gö- rüşlerinin sorulması üze- rine şunlan söyledi: "Bu- nu yazan zan âüniz, aca- ba hâkim misbıiz? Böyle iddialar var. bu adamlar da > argının elinde. hapis- hanede. Boşaltmışlarsa, ABD'li Vietnam Gazisi Greg Paton, Vicdani Retçiler Günü'nde Türkiye'de Dünya bugün şiddete hayır diyor ÖZLEMGÜVEMLİ/ GÖZDEAKGÜNGÖR Yaşamuı her alanına sızan örgütlenmiş şiddete direnen sa- vaş karşıtlannın bugün kutla- yacağı "Dünya Vicdani Retçi- ler Günü" dolayısıyla ABD'li Vietnam Gazisi Greg Paton. çeşitli etkinliklere katılmak üzere Türkiye'ye gelecek. Pa- ton, lstanbul ve Izmir'de anti- militarizm, vicdani ret ve sa- vaş karşıtlığının tartışılacağı söyleşilere katılacak. Dünya Vicdani Retçiler Gü- nü'nde Toplumsal Araştırma- lar Vakfı'nda savaş karşıtlannı bir araya getirecek olan lstan- bul Antimilitarist Inisiyatifi, "Savaşın tnsan Kaynaklaruu Kurutun" adlı belgesel fılmin gösteriminin ardından Viet- nam gazisi Paton'ın katılacağı bir söyleşı düzenliyor. Paton, 17 Mayıs'ta da Izmir Iletişim Kitabevi'nde "Savaş veBanş" adlı söyleşiye katılacak. Vicdani Retçiler, ortaçağdan beri değişik nedenlerle emir kullanmayı, askerlik yapmayı ve vergi vermeyi reddeden "quaker" tarikatı ile devam et- ti. 20. yüzyılda ilk kitlesel çı- kış, 1. Dünya Savaşı sırasında Ingiltere'degerçekleşti. Savaşa çağnlan binlerce insan, savaşa katılmayı reddetti ve 3 bin kişi • Vicdani Retçiler, ortaçağdan beri değişik nedenlerle emir alıp-vermeyi, şiddet lcullanmayı ve şiddet kullanmayı öğrenmeyi reddediyorlar. alıp-vermeyi, şiddet kullanma- yı ve şiddet kullanmayı öğren- meyi reddediyorlar. Vicdani retçiler, tarih sahnesine Al.- manya'daki "Wiedetaufer" ta- rikatı ile adım attı. Vicdani ret- çilik. 18. yüzyılda Ingiltere'de, dini inançlan nedeniyle şiddet hapse atıldı. Bu çıkıştan sotıra 1921 yılında Ingiliz retçilerin önemli bir bölümü tarafından Uluslararası Savaş Karşıtlan (WRI) kuruldu. Vicdani ret ha- reketi, 1968 ve sonrasında bü- tün Avrupa'yı sardı. Avrupa devletleri, vicdani ret hakkını 1970'lerin ortasından başlaya- rak tammaya başladılar. Türkiye'nin ilk Vicdani Ret- çileri Tavfün Gönül ve Vedat Zencir oldu. 1990 yılında as- kerliği reddettiklerini duyurdu- lar. 1992"de Izmir'de Savaş Karşıtlan Demeği kuruldu. 10- 17 Temmuz 1993 yılında 8. Uluslararası Vicdani Retçiler Toplantısı, Türkiye'de yapıldı. Aynı yıl içinde fctanbul Savaş Karşıtlan Demeği de kuruldu. Türkiye'de vicdani ret hakkı- run tanınmasına ilişkin girişim- ler başanya ulaşmazken bu hak, Yunanistan hariç tüm Av- nıpa Birliği ülkelerinde tanını- yor. Vicdani Retçiler, Türki- ye'de de bazı siyasi partilerin ve sivil toplum örgütlerinin desteğini alıyor. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislarQyahoo.com Faruk Bildirici'nin "Teleku- laklar Ülkesi" kitabında insanın havsalasını zorlayacak dinleme olaylan vardı. O kitabı okuyun- ca, "Bunlar hepimizi istedikleh gibi dinliyortar" kanısına vanr- dınız. Ancak, son günterde gün- celleşen ve yeni dinleme skan- dallanyla ortaya çıkan tabloya bakınca, "Bildirici az bile yaz- mış" demek mümkün. Olayın güncel olan bir yönü var Savcı Talat Şalk'ta düğümlenen ve yasalan aşan bir durum söz ko- nusu. Belli ki devlet güvenlik mahkemeleriyle geliştirilen yeni uygulamalar, Türkiye'nin iyice bir batağa sürüklendiğini gözler önüne seriyor. Tartışmaya devlet güvenlik mahkemelerinden (DGM) baş- lamak gerekiyor. Bu mahkeme- ler, olağanüstü mahkemeler. Bu mahkemelerin niteliği, siyasi amaçlı mahkemeler olması. 12 Eylül yönetimi tarafından muha- lifleri "derdest edip susturmak" amacıyla geliştirilen bu mahke- meler, uzun zamandır siyasi muhalifleri olağanüstü koşullar- da yargılamak dışında bir işlev yerine getirmedi. DGM'lerin ver- diği kararlann çoğu Avrupa In- Şu Telefon Dinleme Işi san Haklan Mahkemesi'nde, Türkiye'nin imzaladığı uluslara- rası sözleşmelere, hukukun te- mel ilkelerine ayktn bulundu. Bu kararlar nedeniyle Türkiye, mil- yonlarca dolarlık tazminata mahkûm edildi. DGM savcılıkları da bu mah- kemelerin bir uzantısıydı. Tutuk- lama ve sorgulamalarda birçok kez insan haklannın ihlaline ne- den oldular. Bazı DGM savcıla- n, hukuk tarihine geçecek skan- dallann uygulayıcılan olarak gündeme geldiler. Ancak, bu mahkemelerin ve savcılann uygulamaları, bugü- ne kadar siyasi iktidar sahiple- rine dokunmadığı için siyasiler bu rtoktada fazla kıllannı kıpır- datmadılar. DGM'deki asker üyenin değiştirilmesi bile Öca- lan davası nedeniyle Batı'nın tepkileri sonucu gerçekleştirile- bildi. O zaman da söyledik; sorun asker üyede değil, bu mahke- melerin yetkileri ve işleyiş biçi- minde. Bu mahkemenin dayandığı kanunlar, hukukun en temel il- kelerine aykın. ••• Susurluk'taki kazanın ortaya çıkardığı çete-devlet ilişkisi, çe- teler konusunda yeni bir kanun çıkanlmasına neden oldu. 4422 sayılı bu kanun çıkanlırken kol- luk kuvvetlerine, DGM savcıla- nna ve DGM'lere daha da büyük yetkiler verildi. Dinleme bunlar- dan sadece birtanesi. Bu kanun çıkanlırken tıpkı geçmişte oldu- ğu gibi yurttaşın özel yaşamı, in- san haklan, hukukun temel ilke- leri gözden uzak tutuldu. Jan- darma operasyonlanyla ortaya çıktı ki bu yasa istenirse siyasi rakipleri yoketmek için rahatlık- la kullanılabilir. Jandarmanın çe- teleri soruşturma yetkisi öylesi- ne geniş bir hale getirildi ki is- tendiğinde birileri, "çefe oluş- turduğa konusunda kuvvetli şüphe taşıdığı" gerekçesiyle ağır uygulamalarla yüz yüze ge- lebilir. Çetelerle mücadelenin temel ilkesi şeffaflık olması gerekirken iş tersine döndü. Bugüne kadar devletin elindeki olağanüstü yetkilerle toplum üzerinde ku- rulan ve çeteleşmeye yol açan despotik yapı, zayıflatılması ge- rekirken güçlendirildi. Yurttaş, devlet karşısında daha da güç- süz hale getirildi. Çeteler, ancak demokratik birortamdayenikji- ye uğratılabilir. Çeteler, ancak örgütlü bir sivil toplum deneti- miyle kontrol altına alınabilir. Bizde ise çeteleri üreten sistem demokratikleştirilmek yerine, polisiye tedbirier güçlendirildi. Jandarma, DGM savcılan, DGM'ler daha da etkin ve güç- lü hale getirildi. Buna karşıhk yurttaşın hakkını arayabileceği, en küçük bir yol bırakılmadı. Son dinleme skandallan, jan- darmanın ve DGM savcılannın neden olduğu tartışmalı geliş- meler, bu yapının kaçınılmaz so- nuçlandır. "Çetelerle mücade- le" haklı gerekçesi, bir anda toplumu terörize edecek bir ha- le dönüştü. Aslında, gelişmeler hükümetin içindeki siyasi güç- leri hedef alacak boyutlara ulaş- masaydı, bunlan belki de ko- nuşmayacaktık. Zaten sıradan yurttaşa ve muhalife bunlar yıl- lardır uygulanıyordu. Şimdi ye- ni bir gelişmeyle karşı karşrya- yız. Devlet içindeki iktidar kav- gası ve hesaplaşma, herkesi hayrete düşürecek belgelerin ortaya çıkmasına neden oldu. Dinlemenin ulaştığı yeni bo- yutlar, artık bu devlet yapısının ne duruma geldiğini de gözler önüne seriyor. Cumhurbaşkanı dinleniyor. Dinlenmekle kalmı- yor, kayda alınıyor ve bu kayıt- lar mahkeme dosyalanna giri- yor. Bütün bunlar bir DGM sav- cısının dikkatsizliğiyle açıklana- bilir mi? Ortada bozuk bir sis- tem var. Bu bozuk sistem 12 Ey- lül 1980 darbesinden bu yana tuğla tuğla inşa edildi. Çeteler- le mücadele edilmek mi isteni- yor. I O zaman bilinen tek yol var; despotik yapıyı daha da güç- lendirmek, üzerinde tartışmalar olan DGM'leri daha da olağa- nüstü yetkilerle donatmak. Savcı Talat Şalk'ın neden ol- duğu skandal, bir kişisel hatayı değil, sistemin bozukluğunu ka- nıtlıyor. Gelin bu sistemi tartışa- lım. TüridyeCumhuri}eti'nm adil kanunlan var, adil hâkimleri var, gerekli ce- zayı verirler. Bakın ben bunlardan hiç \ılmam." Hukuk devletinde "masumiyet karinesi" il- kesi bulunduğunu belir- ten Demirel. "Hukuk it- ham \apmak için değıTdir, itham edilen haksız itha- ma manızsa onu koru- mak içindir. İtham etmek ga)etkolay'"dedi. Mcdan azabı sorusu Demirel, Türkiye'nin içinde bulunduğu durum- dan vicdan azabı çekip çekmediği yönündeki bir soruya, "Ben niye çeke- cekmişim ki. gördüğüm hizmet için kendim gelip orurmadım. Halkın önü- ne çıktını.çatırçatırcn al- dım. oturdum. Benim dı- şundald sivasetçiier ben- den farkh mı? " yanıtını verdi. Demirel. şu anda siyasete girmeyi düşün- mediğini de söyledi. CHP- lstanbul Ozdemir il başkan adayı tstanbul Haber Servisi-CHPBeşik- taş îlçe Başkanı Ce- mal Ozdemir. hafta sonu yapılacak CHP lstanbul II Kongre-/ si'nde, il başkanlığı- na aday olduğu^ıu açıkladı. Partisinin il n.îer- kezinde düzenle/iiği .toplantıyla ada>thğı- nı açıklayan Öjzde- mir, CHP öjrgütü- nün, bu kongrayi ya- nşmalı hale/ getire- rek lstdnbul'daki kongre igeleneğini sürdünr/ek istediği- ni ifa<SJe etti. Özde- 'Parti kâ de- önemse- t)ye huku- koruyacağız. 'nin kurumsal- gençleşti- kendini iine katkı hazırlanı- idiye konuştu. PM üyeleri . Nurettin ve Neşe eski il ından Nuhoğhı. (üyükşehir 5İ CHP tşkanvekili ıç,CHP Kurulu Ak- Avcılar, ler, Bay- Büyük- y Grup B YûkseJ tt Yönet Üyesi polat il Bahçelie rampaşa,,..,... Büyü çekmece,*'^ Esenler, Küçükçekbfemece. Sul tanbeyli, JpTuzla. Üs- küdar ve Z^eytinbur- nu ilçe balLtşkanlan kongrede ( ^ H i ' i destekleyeHeklerini açıkladılar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle