16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 MAYIS 2001 SALI CUMHURİYET SAYFA KULTUR kuttur(a cumhuriyet.com.tr 15 Ömer Uluç, New York'taki sergisinde yaratıklannın gözünden toplumsal eleştirisini sunuyor Canavarm cîn• "Türk insanrnda, özellikle sanatçılannda, geri kalmak korkusu çok derin olduğu için dışandaki her şey aynen taklit ediliyor. Türklere her konuda geri kalmışsınız diyorlar, ama sanat konusunda geri kalmışsınız diyemezler; çünkü dışanda ne yapılıyorsa onu burada da buluyorsunuz, bir imalat!" MELTEMKERRAR Çalışmalannı son olarak tstanbul Bıenali'nde ızlediğımiz Ömer Uhıç'un bugün Nevv York'ta sergisi açılıyor. Manhattan'daki Trans Hud- son Gallery'de 16 Haziran'a dek açık kalacak serginin adı 'a, b, sea devils'. Yurtdışında pek çok sergi açan ve dı- şanyla sıkı ilişkiler içinde olan Uluç, çağdaş Türk sanatını, çok içine kapa- nık buluyor. Eskiyle karşılaştınnca davranış bi- çimlerinin de. dışanyla ilişki kurma biçimlerinin de değişmeye başladığı- nı, ama yine de çağdaş Türk sanatı- nın belli sınırlar içinde kaldığını dü- şünüyor. Sanahn merkezi Nevv York New York'un bugün dünyanın sa- nat merkezi olduğunu söylerken in- sanlann satın alma çılgınlığının her değişik şeyin pazan olabilmesinin. herkesin herkesle yanşması ve dur- madan dönen bir yaratıcılık çarkının var oluşunu Paris'in en iyi zamanla- nna benzetiyor. Bugün hâlâ belli bir ölçekle tek bir sanat merkezi olduğunu, ama artık tek bir merkez olmasının büyük met- ropollerde de büyük aktivitelerin ol- masma engel olmadığmı düşünüyor. Bunun en büyük nedeni de teknolo- jikgelişme: "Arnksanatçınınheryer- de yaşamasına oianak sağlayacak bir teknoloji var. New York'un çok uza- ğmdaki bir sanatçı da ürvttiğiv le var oiabikcek durumda. Çünkü alryapt, pazarlama w sanatla ügili diğer bütün unsurlar artık büyük merkezierde mevcut Paris kahvesine oturmadan sanatçı olunnıaz, gibi eski tavırlar yok arnk. İnsanlar her yerde sanat yapt- yoriar. Uzakdoğuhı bir sanatçı ülke- sinde resmini yapıyor, ama Nevv Y- ork'ta bir galeri tarafindan temsil edi- liyor. Çünkü Nevv York'un altyapısı Son 10 yıldır çizgisini sürdürüyor % b, denizcanavarlan9 Uluç, bugün açılacak 'a, b, deniz canavarlan' sergisinde, son on yıldaki çizgisini devam ettiriyor. Sergide, sanatçının son dönemde yaptığı büyük boyutlu çahşmalan ve onların üç boyuta taşınmış halleri yer alıyor. Sanatçı, izleyene ilk bakışta Ömer Uluç imzasını duyuran, kendi deyişiyle Şaranklanyla' tuhaf bir ilişki içinde. Berger'in söylediği gibi bir 'hayvanlar ressamı' olduğunu ve yaratıklara da bir kurt gözüyle baktığını. bunda belli bir gerçeklik olabileceğini düşünüyor. 0nun için bu bir 'göz' meselesi. Dünyaya belki de yaratıklannın gözünden bakıyor ve resim dünyasını oluşturan yaratıklan. belirsizliğin içinden çıkan şeyler olarak tasarhyor. Aslında bütün bu yabancı yaratıklann insanın tam da kendisi olduğunu düşünüyor. "Türk toplumu içinde büyük bir kargaşa içinde yaşıyonun ve bu kargaşa benim sanatıma çok fazia giriyor. Bu kanşıklık, baa figürler ya da bazı anlamlar kazanarak gerçeklikle ilişki kuruyor.İnsanlann yavaş yavaş çıldırdıklan bir şehirde yaşıyoruz ve o insanlar benim çizdiğim varaüklara benzhoriar. Busadece Türklere özgü değil: pek terbiyeli küçük burjuva Avrupahlar ya da zengin, çüguı Amerikahlar da. başka biçimlerde de olsa yaratık özelüği gösteriyor! İleriemenin ya da öykünmenin bedelleri bunlar." Uluç, uzun zamandır çahştığı ve farklı bir dünya yarattığı hayvanlann gözünden baktığında toplumun bugünkü durumunun çok daha net bir şekilde ortaya çıktığını düşünüyor. "O zaman kendi bilinçalümızL, nereye gittiğimizi. cin çarpmanuzı daha iyi görüyonız." bunu sağüyor." Uluç. birbirinden çok uzak ülke- lerden çıkan çok farklı işlerin bir ara- ya geldiği Nevv York'un. "Sanatın coğrafyası olur mu* sorusunu akla getirdiğini söylüyor. Sanaü ayakta tutan 'farklılık' Ona göre sanatın bir coğrafyası var. "Bir yandan sanatın coğrafya- sı var, bir yandan da coğrafyalar arasında akış var. Coğrafyalar, ka- palı hücreler değil. İletişimin hızh obnası ve bugünün sanat altyapısı- nın çok gelişmiş olması, herhangi bir yerdeki ilginç bir olayı başka bir yere çok çabuk taşıvabiüyor. Dola- yısıvla benzerlikler ve karşıtlıklar bir arada olabiliyoriar." Uluç'a göre sanatı ayakta tutan şey, benzerlik değil farklılık. Ben- zerlik, ona göre direnç gösterilme- si gereken bir faktör. Kimlik ve ül- ke farklılıklannın önemli olduğu- nu düşünüyor. Farklılıklannkorun- madığı yerlerde tek tip yapıtlar çı- kıyor, ona göre. Çoğu zaman fark- lılıklann kaldınlmasmm, çağdaşlık sanılan bir özlem adma yapıldığına dikkati çekiyor. Bu noktada Türkiye, sanat orta- mının sorununun da eskisınden farklı olmadığını düşünüyor. "Türk insanında, özellikle sanatçılannda, geri kalmak korkusu çok derin oldu- ğu için dışandaki her şev aynen tak- lit ediliyor. Türklere her konuda ge- ri kalmışsınız diyorlar. ama sanat ko- nusunda geri kalmışsınız diyemez- ler; çünkü dışanda ne yapüıyorsa onu burada da buluyorsunuz, bir imalat!" Türkiye'yi, her konuda geriye ko- şan bir atlete benzetiyor. Bütün bu öykünmeler gereksiz ve anlamsız bir çaba ona göre. "Öncelikle Türksa- natçısı ve aydnunın dışanyı çok iyi tanıması ve kendisini çok iyi anlama- sı gerekiyor. 2001 yıhnda, ne yazık ki 30 yıl önceki sorunlarla uğraşryoruz. Bugün ülkedeki sesleri uzaklardan bir yerden dinlesek sürekli' Türkiye, Türkiye' bağnşlanduyanz.İnsanla- nımzm ülkeyle aşk-nefret ilişkisi var; bu çokgüçlü. Burası kendi içinde çok cereyanh bir ülke. Devamlı bir rüz- gâr altındayız. Yöh bulmak \ a da dü- şüncenin belirmesi için uygun bir ze- min yok, düşünceler sürekli değişi- yor. Bunun adıda 'dinamık Türkiye' oluyor." Uluç, ülkenin bu değişkenliği için- de çareyi, kendi bireyselliğinde bu- luyor. Devamlı dışanda iş yapmaya gay- ret ediyor. Bunun çok zahmetli oldu- ğunu söylüyor, ama geçen zamanla yurtdışında kazanılan tecrübenin özellikle de galerilerde özgünlük ve bireyselliğe verilen önemi vurgulu- yor: "Elinizefirçanızıalıpdolaşamaz- sınızvoksa!" Paul Meyer, Eric Le Sage ve Emmanuel Pahud bu akşamki resitalde özel bir repertuvar sunacak Uç Fransız \irtüöz bir arada SERHANYTDtĞ Oç ünlü Fransız virtüöz bu akşam İş Sanat Kültür Merkezi'nde verile- cek bir özel konser için bir araya ge- liyor. Klasik müzikte. günümüzün en ünlü klarnetçilerinden biri olan Paul Meyer, Romantik dönem yo- rumlanyla tanman piyanıst Eric Le Sage ve iki hafta önce Berlin Filar- moni Orkestrası'yla Aya Irini'de özel bir konser veren flütçü Emma- nuel Pahud. "All Stars Oda MÜHğT başlıkh resitalde klasik ve modern repertuvardan eserler seslendire- cekler. Konserin ilginç yanı, Paul Meyer ve Eric Le Sage'ın birkaç yıl önce piyanist Hüseyin Sermet'in daveti üzerine çıktıklan bir Ege yolculu- ğunda filizlenen "Türkiye'de oda müziğini canlandıralım?" fikrinin devamı olması. lzmir'den Antal- ya'ya karayoluyla yapılan bu yolcu- luğun sonucunda üç müzikçi antik kentlerde bir dizi konser vermeye, bu konserleri gelenekselleştirmeye karar vermişti. Oda müziği repertu- vannı içeren ve tamamen akustik koşullarda yapıldığı için klasik mü- Meyer, Sage ve Pahud'un bu akşam vereceği konser "Türkiye'de oda muziğini zik çevrelerinde ilgi çeken Amfor Festivali iki kez düzenlendikten son- ra 17 Ağustos depremi nedeniyle askıya alındı. Kültür Bakanlığı'nın da beklenen desteği sağlamaması üzerine Türkiye'nin tanıtımında önemli bir katkısı olabılecek bu pro- je unutulmaya terk edildi. Birer oda müziği misyoneri gibi çalışan, Güney Fransa'da her yıl bu türün meraklılarını buluşturan bir festival düzenleyen Meyer ile Le Sage konservatuvar yıllanndan be- ri arkadaş. 20 yıllık iki dostun bir- likte kaydettikleri albümler Fran- sa'da birçok ödül kazandı. 10 yıl önce aralarına Berlin Filarmoni Orkestrasf nın genç yıldızı flütçü Emmanuel Pahud katıldı. Pa- hud'un Le Sage eşliğınde kaydet- tiği albümler genç sanatçıya Di- aposon d'Or Ödülü'nü getirdi. nasıl canlandıraJım?" fikrinin devanu. Bugüne kadar genellikle ikili çahş- malar yapan üç ünlü sanatçı, Türki- ye'deki dostlannın ricası üzerine ilk kez üçlü bir konser veriyor. Flüt, klar- net ve piyano için yazılan eserlerin sınırlı olması nedeniyle resitalde özel bir repertuvar sunulacak. Meyer. Pa- hud ve Le Sage, Fransız bestecılerin eserlerinden 1920'lerin caz parçala- nna uzanan bu ilginç repertuvan sürprizlerle de süsleyecekler. Bülent Şangar'dan üç yurtdışı sergisiKültür Servisi - Bülent Şangar Milano'da 'La Fabrica del Vapore'de Roberto Pinto'nun küratörlüğünde gerçekleşen 'Kısa Öyküler' başlıkh sergide bir video çalışmasıyla yer aldı. Sergide Şangar . • dışında Türkiye 'den Sener Ozmen ve Serkan Özkaya da yapıtlanyla yer aldılar. 27 Nisan'da sona eren sergiye Vasıf Kortun, Anne Pasternak, Eugenio Valdes ve Apinan Poshyanan da danışmanlık yaptılar. Amsterdam Çağdaş Sanatlar Merkezi De Appel'deki sergiyi ise Hilde de Brujin, Barbara Clausen, Dominique Fontaine, Ihna Koralova, Livia Paldi ve Nuno Sacramento birlikte hazırladılar. Genç küratörlerin düzenlediği 'In The Meantime' (Bu Arada) başhğını taşıyan sergi 27 Mayıs'a kadar izlenecek. Sergiye Livia Paldi'nin daveti ile katılan Bülent Şangar, Milano'da da sergılediği. geçen sonbahar ilk kez Viyana Kunsthalle'de gösterdiği 'Fragile' isimli video çahşmasını sundu. Bülent Şangar'ın Nevv York Harlem'deki sergisi ise 8 Nisan'da 'The Project' Galerisi'nde açıldı. 6 Mayıs'a dek süren kişisel sergisinde sanatçı, önceki yıllarda gerçekleştirdiği fotoğraflannı gösterdi. Frieze gibi çağdaş sanat dergilerinde yazılan da yayımlanan galerici Haye'in Harlem'deki bu yeni galerisi, Nevv York sanat ortamına alternatif bir mekân oluşturuyor. 'Unötfed', 1997-99 Klasikten caza ' Klasik eserlerin yanı sıra içinde mü- zikal şakalar banndıran çağdaş eserler. düzenkmekr de çauyor musunuz? SAGE - 1920'lerden caz parçaları, Fransız bestecilerin eserleri ve klasik re- pertuvan birlikte çalıyoruz. Fransız bes- tecilerin eserlerindeki derin ifade gücü- nü görmek insanlan etkiliyor. Bizim de sıradan birer insan olduğumuzu, yaptı- ğımız işle duygusal bağımızı hissedi- yoriar, esprilerimizi görüyorlar. - Senfoni orkestralannın pop vc rock gruplanyla çaldığı, gençlerin drum'n bass, hip^hop diniediğj, elektronik çalgı- lann Stradivariusyapımı çalgılann tım- smı bBe taklit ettiği bir çağda oda müa- ginin misyonerisiniz. Size bir genç sorsa, 'Neden oda müziği dinlemek lazım, din- ! lemesemnekavbederün*diye,nederdi- niz? SAGE - Meyer, Pabud'la birlikte ya- pıyoruz bu işi. Ben lideri değilim gru- bun. Besteciler en kişisel, en içten, en derin hislerini oda müziği formunda eserlerinde yansıtır. Bu müziği dinler- ken bestecinin iç dünyasının dennlikle- rine ulaşabilirsiniz. Romantik dönem o- da muziğini, opera ya da orkestral eser- lerle karşılaştırdığınızda bu farkı açık şekilde görebilirsinız. Besteciler orkest- ral çahşmalannda yer veremedikleri dü- şünceleri bu tür eserlerinde işler, gün ışt- ğına çıkanrlar. Dolayısıyla anlatım açı- smdan daha güçlüdür. -EJirdt'VTrtüöatedentümçıplaklıgn- laorta>^çıkmasıvargaliba,sözüedilme- si gereken. SAGE - Doğru, oda müziği yapıyor- san büyük riske giriyorsun demektir. Birhkte çaldığın insanlan çok iyi izle- mek, dinlemek, karşüık vermek zorun- dasın. Her an yaratıcı iletişimi korumak, hızh çalışan bir bilgisayar gibi olmak gerekir. - Bu akşamki konserin repertuvannı nasıl olusturdunuz? SAGE - Klarnet, piyano ve fiüt üçlü- sü için çok az besteci eser yazmış, dola- yısıyla seçenekler sınırlı. Çok ünlü bes- tecilerin eserlerinin yanı sıra bilinme- yen bestecilerin de eserlerini aldık reper- tuvara. Simon, Moris Emmanuel pekbi- linen besteciler değil. Dinleyiciler bu bestecileri ve eserlerini keşfedecek. Sekban'dan Denize Övgü' • Küttür Servisi - Hümanizmi, insanla birlikte doğanın korumasmı da içine alan bir kavram olarak değerlendiren ve bunu tuvaline yansıtan, figür resminin önemli isimlerinden Nedret Sekban'ın yeni sergisi Evin Sanat Galerisi'nde açıldı. Sekban. Demiryolu lşçileri, Kurtuluş Savaşı Destanı, Fmdıklı Parkı. Balıkçılar ve Ortadakiler adlı sergilerinden sonra bu sergisinde deniz temasını işliyor. Denizin, insanın yaşamda ne kadar bıçak sırtı bir durumda olduğunu gösterdiğine inanan Sekban, resimlerinde ağırlıklı olarak dalgah deniz temasını işliyor. Amatör tiyatrolar Denizli'de • Küttür Senisi - Denizli Beledıyesi ile TOBAV'ın (Devlet Tıyatrolan Opera ve Balesi Çalışanlan Vakfı) bu yıl 17.sinı düzenlediği 'Uluslararası Amatör Tiyatrolar Festivali' 18 Mayıs'a dek sürecek. Festivalde bu yıl, lspanya. Litvanya, Rusya, Bulgaristan, Bangladeş. K. K.T.C, Izmir Dokuz Eylül Üniversitesi, Bursa Kültür Sanat Vakfı Tiyatro Topluluğu. Ordu Belediyesi Karadeniz Tiyatrosu, Erciyes Üniversitesi Tiyatro Topluluğu. Ankara Özgür Tiyatro ve Denizli Belediyesi Şehir Tiyatrosu yer alıyor. Festival kapsamında, tiyatronun içinde bulunduğu sorunlar, yerel yönetimlerin tiyatroya bakışı, tiyatrolarda örgütlenme konulannda seminerler düzenlenerek çözüm yollan aranacak. Tiyatroyu tanıtmak amacıyla her sabah saat 10.30'da lise öğrencileri için Çatal Çeşme Oda Tiyatrosu'nda oyunlar sahneye konulacak. üzunep'in kitabı İngiltere'de • Kültür Senisi - Milet Publishing, Buket Uzuner'in öykülerinden oluşan A Cup Of Turkish Coffee (Bir Fincan Türk Kahvesi) adlı seçkiyi bu ay yayımlıyor. Pelin Anner'in fngilizceye çevirdiği kitapta, 'fstanbul'u Sevmezse Gönül Aşkı Ne Anlar', 'Ikizlerden Biri', 'lspanya Sınınndaki Gizemli Yolcu', 'Güneş Yiyen Çingene'. 'Bir Erkeğin Dayanılmaz Bilinçaltı Tutkusu' adlı öyküleri yer alıyor. Milet Publishing, aynca Aziz Nesin, Rıfat llgaz. Füruzan'ın da aralannda bulunduğu yazarlann kitaplannı tngiltere'de yayımlayacak. Mahnsteen Türkiye'de • ANKARA(AA) - Gıtar sihirbazı Yngvvie Johann Malmsteen, 19-20 Mayıs tarihlerınde Türk dinleyicileri ile buluşacak. Atlantis Müzik & RTN Promotions organizasyonu tarafindan düzenlenen konserler, 19 Mayıs'ta Ankara Saklıkent Konser Salonu'nda. 20 Mayıs'ta ise tstanbul Cemıl Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu'nda gerçekleşecek. Klasik müzikle rock muziğini aynı potada entme başansını gösteren tsveçli gıtarist. 14 altm plak, 6 platin plak ve dünyanın dört bir yanındaki gitar dergilennden aldığı 50'den fazla ödüle de sahıp. Tiyatro Anadolu turnede • Kültür Servisi - Anadolu Üniversitesi Tiyatro Topluluğu, Istanbul, Konya ve Antakya'da seyirci ile buluşuyor. Türkiye'nin ilk profesyonel üniversite tiyatrosu Tiyatro Anadolu, 'Gözlerimi Kapanm Vazifemi Yapanm' adlı oyunla Istanbullu seyircilerin karşısında olacak Topluluk, Haldun Taner'in yazdığı, Murat Karasu'nun yönettiği oyunu 17 Mayıs saat 20.00'de Istanbul Kültür Üniversitesi'nde, 18 Mayıs saat 14.00'te Boğaziçi Üniversitesi'nde oynayacak ve tstanbul turnesinin ardından Konya ve Antakya'ya gidecek. 'Zamazıngo' adlı oyunu 2- 3 Haziran günlerinde Konya'da sergileyecek olan Tiyatro Anadolu, 16 ve 17 Haziran'da Gözlerimi Kapanm Vazifemi Yapanm'la Antakya'da izleyıci ile buluşacak. Hmtli yazar Narayan öldü • YENİ DELHİ (AA) - Hıntli yazar Rasipuram Krishnasvvamı Narayan, kalp rahatsızlığı nedeniyle kaldınldığı hastanede öldü. 95 yaşında yaşamını yitiren Narayan, öğretmenlik ile gazeteciliğin ardından yazarlığa başladı. Toplam 34 romana imza atan yazann 'Svvami ve Arkadaşlan' ve 'Rehber' adlı romanlan Türkçeye de çevrilmişti. BUGUN • İŞ SANAT'ta saat 19.30'da All Star Oda Müziği konseri izlenebilir. (316 00 00) • MUDO MAÇKA SANAT GALERİSİ'nde saat 17.00'de Ayşe Erkmen'in video çalışmalanmn yer aldığı serginin açılışı gerçekleştirilecek. (240 80 23) • KADIKÖY HALDUN TANER SAHNESİ'nde 17. Gençlik Günleri kapsamında saat 14.00'te 'Duygusal Zekâ' üzerine bir söyleşi yapılacak. (246 06 28) • İTALYAN KÜLTÜR MERKEZİ nde saat 19.00 da Murat Berk, Ahmet Altmel ve Serra Tavşanh'nın konseri izlenebilir. (292 06 55)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle