Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26 NİSAN 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
IMayıs
başvurusu
• ANKARA (ANKA) -
Işçı ve memurlar
1 Mayıs'ta Ankara
Sıhhiye Meydanı'nda
miting yapmak için
Ankara Valiliği'ne
başvurdu. Başvuruyu,
Türk-Iş, Hak-lş, DISK,
TMMOB ve KESK'ten
oluşan Tertip Komitesi
adına KESK Ankara
Şubeler Platformu yaptı.
KESK Ankara Şubeler
Platformu Başkanı
Hasan Karakaya,
valiliğin başvuruyu
Emniyet Genel
Müdürlüğü'ne sevk
ettiğini söyledi. KESK
MYK üyesi Hasan Hayır
ise Ankara Valiliği'nin
esnaf eylemi nedeniyle
14 Nisan öncesi
başlattığı eylem yasağını
1 Mayıs'ta
uygulamamasını istedi.
tzmir'de ise, 1 Mayıs
mitinginin Kordon'daki
Gündoğdu Meydanı'nda
yapılacağı bildirildi.
Af yasasına
eleştini
• ANKARA
(Cumhuriyet Bûrosu) -
Anayasa
Mahkemesi'nin,
kuruluş yıldönümü
nedeniyle düzenlenen
'Anayasa Yargısı'
konulu sempozyuma
katılan öğretim üyeleri,
af yasası olarak bilinen
Şartla Salıverilme,
Dava ve Cezalann
Ertelenmesine Ilişkin
Yasa'nın anayasaya
aykın olduğunu dile
getirdiler.
Sempozyumda konuşan
Dokuz Eylül
Üniversitesi Hukuk
Fakültesi öğretim üyesi
Yrd. Doç. Dr. Mustafa
Ruhan Erdem, cezaların
ertelenmesinde, faili
yeniden topluma
kazandırma
düşüncesinin ön planda
olduğunıfbelirterek
"Ancak, cezası
ertelenen hükûmlü, bir
süre gözetim ve
denetim altmda
tutulmalıdır" dedi.
'İşçilere kaynak
yok'
• ANKARA
(Cumhuriyet Bûrosu) -
Toplusözleşme
görüşmelerinden
sorumlu Devlet Bakanı
Mehmet Keçeciler,
hükûmetin 2000 yılı
için ücretlere yapılacak
zamlann gelecek yıl
verilmesi konusunda
ısrarlı olduğunu
belirterek işçilere daha
fazla vermek için
yeterli kaynağın
Hazine'de olmadığını
savundu. Hak-lş Genel
Başkanı Salim Uslu ise
karşılıklı uzlaşmanın
olmaması durumunda
yasal haklannı sonuna
kadar kullanacaklannı
vurguladı. Türk-lş
Genel Başkanı Bayram
Meral, görüşmelerdeki
tıkanmayı Başbakan
Bülent Ecevit'e
anlatmak ve
çözümlemesini istemek
üzere kendisinden
randevu istedi.
AçıkJama
• Deere&Co ve
Deere&Co Irtibat
Bürosu'ndan yapılan
açıkJamada, gazetemizin
25 Nisan 2001 tarihli
sayısında yer alan
"Istanbul'un Suyu Tehdit
Altında" başlıklı yazıda
yer alan açıklama ve
suçlamalann gerçek dışı
olduğu bildirildi.
Açıklamada, "Yazıda
behrtılen bınada,
Deere&Co Irtibat Bûrosu
bulunmakta olup herhangi
bir tıcan faaliyet ve iddia
edildiği gıbı üretim
yapılması söz konusu
değıldır. Deere&Co trtibat
Bürosu, hıçbir zaman
tıcan faliyette
bulunmadijh gıbi, esasen
ırtıbat bürolannın
hukuken şırketler gibı
faaliyette bulunmalan da
mümkün değıldır"
denıldı.
Anayasa Mahkemesi Başkanı, anayasal değişikliğin gerekliliğini vurguladı
Bınrrin'den laildik mesajlan• Baştarafi 1. Sayfada
Bumin, siyasi partilerin dini istimar
etmemelerini de istedi. Siyasi Partiler
Yasası'nı da eleştiren Bumin, "Yasa-
dald nitetüdi çoğunhık ilkesi, hukuksal
ve mannksal değü" dedi.
Anayasa Mahkemesi'nin 39. kuru-
luş günü için dün düzenlenen törene,
aralarında Cumhurbaşkanı AhmetNec-
det Sezer, TBMM Başkanı Ömer Izgi,
Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, FP
Genel Başkanı Recai Kutan, DYP Ge-
nel Başkanı Tansu Çiller ile Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kana-
doğhı'nun da bulunduğu çok sayıda ko-
nuk katıldı. Mustafa Bumin, ilk kez
Anayasa Mahkemesi Başkanı sıfatıyla
yaptığı konuşmada, hukuk devleti ilke-
lerine sık sık vurgu yaptı. Yasa ve ana-
yasada temel hak ve özgürlüklerle dü-
şünceyi açıklama özgürlüğüne getiri-
• Laik devletin kaynağının dinde değil akılda olduğunu
belirten Anayasa Mahkemesi Başkanı Bumin, "Türbana izin
verilmesi, bir tür yönlendirme ve zorlamadır" dedi.
len sınırlamaları eleştiren Bumin, an- şu mesajlan verdi:
cak bunlann söz konusu kurallara uy-
ma zorunluluğunu etkilemediğini vur-
guladı. Bumin, yasalar ve anayasalann,
hazırlandıklan dönemin koşullanna ve
gereksinimlerine göre şekillendirildik-
lerini belirterek sözlerini şöyle sürdür-
dü: "Hızüdeğişimsürecigeçirensosyal.
ekononıik ve kültürel gereksinimlere
parald biçimde yeni düzenlemeler ya-
pılması ve yaşamsal bakımdan çok
önetnli konularda siyasi parrilerin ana-
yasa değişiküği konusunda anlaşmaia-
n, hürriyetçi demokrasinin geleceği açı-
sjndan çok yarariı oiacaktuf
Bumin, anayasa değişikliğinin ge-
rekliliğine işaret ettiği konuşmasında
-Anayasanuı 66. maddesinde "Türk
devletine vatandaşhk bağı ile bağh olan
herkes Tûrk'tûr'' denihniştir. Bunun
tabii sonucu olarak da anayasanuı 3.
maddesinde resmi dilin Türkçe olduğu
belirtilmiştir. Bu nedenle Türkçeden
başka kimi etnik gruplara ait dillerin
eğitim kurumlannda anadil olarak oku-
tulmasına ilişkin görüşler, anayasa kar-
şısında hımaye görmez.
- Anayasa ve Anayasa Mahkemesi
kararlanna göre, uluslararası antlaşma-
lann ulusal yasalara üstünlüğü bulun-
mamaktadır. Ulusal yasalarla Avrupa
Insan Haklan Sözleşmesi arasında ça-
tışma olması halinde, mahkemelerce
sözleşme hükümleri uygulanmamak-
ta, bireyler hukuktan doğan haklannı
ulusal yargı organlan aracılığıyla elde
edememeleri sonucu, Avrupa Insan
Haklan Mahkemesi'ne başvurmakta-
dır. Bu çatışma ve çelişkilerin gideril-
mesi için parlamentonun yoğun bir ça-
lışma yapması gereklidir.
- Anayasarun 2. maddesinde Türkiye
Cumhuriyeti'nin laik ve sosyal bir hu-
kuk devleti olduğu belirtilmiş, başlan-
gıç kısmuıda da din duygulannın dev-
let işlerine ve politikaya kanştınlama-
yacağı vurgulanmıştır. Laik eğitimde,
inançlara göre ayrım gözetilmez. Laik
devlette hukukun kaynağı dinde değil
akıldadır. Dinsel nedenlerle başörtüsü
ve türbanla boyun ve saçlann örtülme-
sine resmi daire ve üniversitelerde ser-
bestlik tanınması, bir tür yönlendirme
ve bir anlamda zorlamadır.
Sezer'den 39'uncu yıl mesaji:
Özgürlüklerin
güvencesi hukuktur
ANKARA (Cumhuri-
yetBürosu)-Cumhurbaş-
kanı Ahmet Necdet Se-
zer, siyasal iktidan sınır-
layarak yürütme erkini
kurallara bağlayan hukuk
devlerinın amacının, dev-
let gücünün baskı yöne-
timine ve kaba güce dö-
nüşmesini önlemek oldu-
ğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Se-
zer, cumhurbaşkanı se-
çilmeden önce başkan-
lık görevini yürüttüğü
Anayasa Mahkeme-
si'nin 39'uncu kuruluş
yıldönümü nedeniyle
Anayasa Mahkemesi
Başkanı Mustafa Bu-
min'e gönderdiği me-
sajda; devletin temel ya-
pısmı, organlanmn gö-
rev ve yetkilerini, birbir-
leriyle ilişkilerini belir-
leyen anayasalann, ya-
sama ve yürütme erkle-
ri karşısında bireylerin
temel hak ve özgürlük-
lerini düzenleyerek gü-
vence altına aldıklanru
vurguladı. Bu nedenle
anayasalarda 'iktidargü-
cûnû smuiayan kurallar'
bulunduğunu ıfade eden
Sezer, anayasada Türkiye
Cumhuriyeti'nin temel
nitelikleri arasında sayı-
lan hukuk devleti ilkesi-
nin, cumhuriyetin dayan-
dığı temel niteliklerin de-
ğişmezliğinin güvencesi
olduğunu kaydetti. Sezer,
hukukun üstünlüğü te-
meline dayanan hukuk
devletinin Anayasa Mah-
kemesi ile mahkeme ka-
rarlannın bağlayıcıhğı
vurgulanarak sağlanma-
ya çalışıldığına da dikkat
çekti.
Yasalara onay
Öte yandan, Cumhur-
başkanı Sezer, ekonomi-
den sorumlu Devlet Ba-
kanı KemalDerviş'in ön-
celikli yasalar arasında
gösterdiği, 2001 Mali Yı-
lı Bütçe Kanununda De-
ğişiklüc Yapılması Hak-
kında Kanun ile Türk Si-
vil Havacılık Kanununda
Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanunu dün
onayladı.
Mahkemesi'nin 39. kuruluş yıldönümü nedeniyle
d ü z e n l e n e n t ö r e n e Cumhurbaşkanı secilmeden önce kuru-
ma başkanhk yapan Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer de katikh. Sezer, yıldönümü nedeniyle yayın-
ladığı mesajda hukukun üstünlüğü temetine dayanan hukuk devletinin Anayasa Mahkemesi ile mah-
keme kararlannın bağlayıcüığı vurgulanarak sağlanmaya çahşıldığma da dikkat çekti. (Fotoğraf: AA)
Eski Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Karaosmanoğlu:
Borçla kaDanma ohtıazEkonomi Servisi - Eski Dünya
Bankası Başkan Yardımcısı Dr.
Atilla Karaosmanoğlu, Türki-
ye'nin şu sıralar kaygan bir zemin-
de bulunduğuna dikkat çekerek
"Bir taraf dik ve Türkiye nrman-
maya çahşıyor, bir tarafta ise uçu-
rum var" dedi. Prof. Dr. TankZa-
ferTunaya'nınanısına lOyıldır dü-
zenlenen "Çarşamba Toplanula-
n"nın konuğu olan Karaosmanoğ-
lu, "Kemal Derviş'in yerinde oJsa-
nız ne yaparduuz" biçimindeki so-
ruya, "ÜzüHirdüm" yanıtını verdi.
Problemlerin kısa bir sürede çö-
zülebileceğini, ancak uzun vadede
krize girmemek için yapısal deği-
şimlerin gerçekleştirilmesi gerek-
tiğini dile getiren Karaosmanoğlu,
bu değişimin Derviş'in programın-
da yer alan 15 yasayla tamamlan-
masının mümkün olmadığını dile
getirerek "Borçlanmayla kalkın-
mış bir ülke tanımıyorum" dedi.
Programı değerlendirirken yıl
sonu için yüzde 57.6 enflasyon tah-
mini konusunda "Gerçekohnayan
bir hassasiyetJe karşı karşryayız"
diyen Karaosmanoğlu, vergi gelir-
lerinde artış tahmin edildiğini ve
37.3 katrilyona çıkanldığını anla-
tarak oysa enflasyonun hesaba ka-
tılması durumunda yüzde 7'lik bir
düşüş olduğunun ortaya çıktığını
kaydetti.
Karaosmanoğlu, "Derviş, dış
yardun konusunda net bir rakam
verdi. Eminim ki bu tutaruı gefane-
mesidurumunda başuıa neter gele-
ceğini bifir" diye konuştu.
Ecevit'in, Standart & Poor's'un
Türkiye'nin kredi notunu indirme-
siyle ilgili olarak "Bu kuruhışlar
Türkiye'ye çok uzak" biçimindeki
açıklamasını eleştiren Karaosma-
noğlu, "Ama kredi verecek kuru-
luşlar da uzak" değerlendirmesini
yaptı.
Demird: Cavit
Çağlar'a üzülüyorum
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski
Cumhurbaşkanı Süleyman DemireL lsraıl ile
Filistin arasuıdaki çatışmalann önlenmesinde
aracılık yapmak üzere oluşturulan Ortadoğu
Araşttrma Komisyonu'nun ABD'deki
toplantısuıa gitmek için geldiği Esenboğa
Havalimanı'nda gazetecilerin sorulannı
yamtladı. ABD'de tutuklu bulunan işadamı
Cavit Çağlar'a sahip çıkarak Çağlar'm
büyük sıkıntısı olduğunu ve kendisinin de
buna "fevkalade üzüldüğünü" söyleyen
Süleyman Demirel, "Eğer birisine bir şey
isnat edütyorsa, biraz sabırh ohnak lazun.
tsnat edilen şey, kötülenen şey doğru mu?
Savunma hakkı vermek laznn. Yoksa yargısız
infazlaıia insanlan mutsuz eönek. insanlara
hjik<nrhk yapmak her yaman mümkündür"
dedi.
IRMIKIAYDIN ENGtN aengin@doruk.net tr
Daha gelmeden başladı. Ki-
mileri için bir kurtancıydı. Tür-
kiye toprağına ayak basma-
dan "ekonomik mesih" ilan
editdi. Daha Türkiyetoprağına
ayak basmadan bir (harta bir-
kaç) günlük gazetenin manşe-
ti belleklerde taze:
- Derviş'/e birlikte 25 mil-
yar dolar geliyort..
Nitekim Derviş Türkiye'ye
indiğinde, daha havaalanın-
dayken yüzünden çok eline
bakıldı. tyi anımsıyorum. Med-
ya amelesinin kopuk takımın-
dan biri dalgasını geçip taşı
gediğine koydu:
- Iş yok Engin Abi, Derviş
de kelek çıktı.
- Nerden anladın ulan,
adam daha ağzını açmadı.
Kopuk tınmadı bile:
- Ağzını boşver abi, eline
bak. Dandik bir çanta taşıyor
o kadar. O çantaya kaç dolar
sığarki...
Bu sevimli ve yakıcı şaka
kâh Derviş övgüsüne, kâh
sövgüsüne soyunanlann bir
büyük kesiminin "krizden çı-
kış" denince ne anladığını iyi
sergiliyor.
•••
Tuhaf bir çevre bu. Onlar 12
Eylül'ün öz evlatlan.
12 Eylül'ün Oz Evlatlan
Kendilerini ideolojik olarak
tanımlama gibi herhangi bir
çabalan yok. Bunun anlamını,
bunun kişiyi nasıl kişiliksizleş-
tirdiğini kavramıyor, kavrasalar
da umursamıyortar.
ideoloji "dünya görüşü"de-
mek. Dünyayı kişisel kavrayış-
lanyla tanımlamak; bu bağ-
lamda yaşamın her alanını
kapsayan tercihleryapmak ve
tercihleriyletutariı davranmak,
eylemlilik göstermek demek.
Ama 12 Eylül'ün öz evlatla-
n bunu ya hiç düşünmemiş ya
da böyle düşünmeye bilgi bi-
rikimleri elvermiyor.
Ideolojilerden nefret ediyor
gibiler ve bu tutumun da bal
gibi bir ideoloji olduğunu ka-
bullenmeye yanaşmıyorlar.
Böylesine çoğalmaları 12
Eylül karanlığının çölleşmiş
toprağında mümkün oldu. Be-
reketsiz çalı yığınlanndan iba-
ret çöl bitkilerinden farkları
yok. Onlar 12 Eylül'ün öz ev-
latlan.
Hepsi de serbest piyasa
ekonomisinin ateşli yandaşla-
n. Sıkışınca kendilerini liberal
filan gibi de tanımladıklan olu-
yor. Ama ekonomik liberalizmi
kapitalizmin vahşi dönemleri-
ni anımsatan bir "orman kanu-
nu" olarak kavnyorlar; siyasal
liberalizmi ise tek sözcükle
"tehlikeli" buluyorlar.
"Tarihin sonunu" ilan eden
ahir zaman peygamberlerine
yürekten alkış tutmuşlardı ve
kapitalizmin, "bütün savaşla-
nn anası"nı kazandığına -bel-
ki de- içtenlikle inanmışlardı.
•••
Ama kapitalizmin kendi iç
mantığında da onlan bir yere
oturtmak mümkün değil.
Servetleri var ya da servet
peşinde koşuyorlar. Ama ser-
vetlerini sermayeye dönüştür-
mek gibi bir yönelimleri filan
yok.
Sanayi sermayedariığı onlar
için hiç çekici değil. Sermaye-
ye dönüştürülmüş servetle
makine, işgücü ve hammadde
satınalıp, "/77ete"ürettiriptüc-
carlara satarak para kazan-
mayı zahmetli, riskli ve az kâr-
lı buluyorlar.
Ticaret senmayesine bakış-
lan da çok farklı değil. Meta
aiacaksın da, depo bulacak-
sın da, dükkân açacaksın da,
üstüne kâr koyup parça par-
ça satacaksın da para kaza-
nacaksm... l-ıh. Bu kadanna
bile katlanmaya niyetleri yok.
Ne kaldı? Finans sermaye-
si. Finans sermayesinin temel
işlevi ne? Serveti olup bunu
sermayeleştirmek istemeyen-
lerin ya da parasal birikimleri
sermayeye dönüşecek kadar
büyük olmayanlann paralannı
toplayıp (mevduat), bunu sa-
nayi ya da ticaret sermayesi-
ne kredi olarak verip aradaki
faiz farklannı komisyon olarak
alıp para kazanmak.
Bu da onlann umurunda de-
ğil. Bu yol da onlar için çekici
değil.
Paralannı üretim süreçleri-
ne uğratmadan para kazan-
mak onlar için amaç ve yaşam
hedefi. Üretim onlann derdi
değil, çünkü parayla para ka-
zanmak oyunu sayesinde is-
tedikleri malı satın alma ola-
naklan var.
Overnightfaizler, repo cam-
bazlıklan, döviz-TL jonklörlü-
ğü iyi koştuklan alanlar. Kâbe-
leri borsa. Ama kapitalizmde,
servetin sermayeye dönüş-
mesinin araçlanndan biri olan
borsa değil. İMKB gibi değeri
40 sentle 70 sent arasında gi-
dip gelen, "bir koyup beş al-
ma" borsası.
•••
12 Eylül'ün öz evlatlan için
Kemal Derviş, geçici bir kesin-
tiye uğramış avanta muslukla-
nnı yeniden açması olasılığı
bulunan bir para kaynağından
ibaret.
Derviş IMF'den 6, Dünya
Bankası'ndan 3.5, G-7'lerden
10 milyar dolar getirecek. Bu
para piyasaya şınnga edilecek
ve onlar da kaldıklan nokta-
dan parayla para kazanmaya
devam edecekler.
Derviş'i överlerse para getir-
diği içindir. Sövdükİerinde bi-
lin ki Derviş eli boş gelmiştir.
Türkiye'de yapısal reform-
lann zorunluluğundan söz
edenler hedef tahtasının orta-
sına bu asalak sırtlanlan koy-
madıkça, reform dedikleri ön-
lemler asıl onların kökünü ku-
rutacak içerikler taşımadıkça
batakta debelenmekten öte
seçenek yok.
Kapitalizmi savunanlar, ka-
pitalizmin ciddi bir ideoloji ol-
duğunu kavramakzorundalar.
POLflİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETÎNKAYA
Çocuklar Şairdir...
Hikmet Arbnkaynak'ın 'Yeni Binyılın Edebiyat-
çılan' kitabını (Can Yayınlan) okuyorum aylar son-
ra...
Altınkaynak, yıllar önce yaptığı söyleşilerini bir ki-
tapta toplamış...
lyideyapmış!..
Melih Cevdet Anday'la yaptığı söyleşiyi okuyo-
rum önce...
Anday, şiire ilk adımını attığı günleri, ilk aylan an-
latırken şöyle diyor:
"Bütün çocuklarşairdir, ama şairtik bilinci sonra-
dan doğar. Işte sorumluluğu getiren de budur..."
Arankaynak: Mademki ilk yıllardan söze başla-
dık, okuduğunuz ilk şairler, sizi etkileyen şairlerle de-
vam edelim...
"Ahmet Hasim, Yahya Kemal, Nâzım Hikmet."
Albnkaynak: Bu noktadan hareketle vazgeçe-
mediğiniz bir şair oldu mu hayatınızda?
"Evet, EdgarAllanPoe."
Arankaynak: Şairlerin sevdiği şairler olduğu gi-
bi, kızdıkian, sinirtendikleri şairler de olur. Sizin de
varmı?
"Onlan hemen anlanm, okumam."
Arankaynak: Oyun ve çeviri alanlanndaki ödül-
leriniz dışında en çok ödülü, şiirden aldınız. Tekne-
nin ölümü ile 1976 Yeditepe Şiir Ödülü, Sözcükler
ile 1978 Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü,
ölümsüzlük Ardında Gılgamış ile 1981 Tün\iye Iş
Bankası Şiir Büyük ödülü ve Yağmurun Altında ile
şimdi Aydın Doğan Vakfı Şiir Ödülü alıyorsunuz. Bi-
liyorum, her ödülün farklı bir önemi vardır. Sizin bu
konudaki değeriendirmenizi alabilir miyim?
"ödüllendirmek şiiri etkilemez."
Arankaynak: Yağmurun Altında kitabıntzda aynı
adı taşıyan şiirinizde yinelediğiniz bir dize var: 'Yir-
minci yüzyılı yaşadım.' Son dizede ise 'martılar gi-
bi yağmurun altında' biçiminde vurguluyorsunuz. Y-
er yer karamsarsınız, yer yer umut dolusunuz. Size
göre, yirminci yüzyıl Türk şiiri nasıl? Bu şiirin başlı-
ca temsilcileri kimler?
"Karamsartık ve iyimserlik şairde iç içedir."
•••
Hikmet Altınkaynak'ın Berin Nadi'yie yaptığı söy-
leşisi çok ilginç...
Berin Nadi, şairCelal Sahir'in kızı!..
Berin Hanım'ın Celal Sahir'le ilgili anılan ise şöy-
le:
"Babam birçok konuda şiiryazdı, ama bunlann
başında kadınlar gelir. Çok sık âşık olan biriydi. Biz
babamız Celal Sahir'den de, kocamız Nadir Na-
di'den de tuttuğumuz gömşten, inandığımız fikir-
den dönmemeyi öğrendik.
Babamla ilgili hatıhayabildiğim iki-üç anım var.
Mesela biri şöyle: Ben çok kûçüktüm, yedi yaşın-
daydım, bir bayram günü e/ öptük, mendilimizi, pa-
ramızı aldık. Sultanahmette o Taşmektep vardır ya,
onun arkasında bizim ev. Ben orada duymuştum
bir kere yokuştan aşağı inince, yolun karşısında
bayram yeri var diye. Ben kaçtım gittim. Orda lah-
macuncular, uydurma arabalarda, çocuklarta bir
eğlendim, bir eğlendim... Birde döndüm, babam\.
J
,
kapıda. 'Sen' dedi, 'sana benzeyen kimse var mıy-'"
dı?' Ben de 'Babacığım, hepsi bana benziyordu' de-
dim. O söyleyecek söz bulamadı. Işte böyle ukala
çocuğun biriydim."
Böyle söylüyordu Berin Nadi, babası için...
Evet, Celal Sahir, başlangıçta, "Sanat, şahsi ve
muhteremdir" diyor, bir süre kişisel sorunlara, 'ka-
dın aşkı', 'kadın güzelliği' vb. konulanna ağırtık ve-
riyordu. O, Atatürk'le tanışmasından sonra, ulusal
sorunlara ilgi göstermeye başlıyor. TDK kurucu-
lan arasında yer alıyor. Zonguldak milletvekilliği ya-
pıyor.
"Berin Hanım çok ince. Söyleşimiz süren\en bir
yandan da çayı soğutmadan içmemi istiyor, kura-
biyelerden reçelli olanlann çok güzel olduğunu söy-
lemeyi unutmuyor. Babasının Atatün\'ûn çok yakı-
nında yer alan sayılı yazar ve şairierden biri oldu-
ğunu övünçle söylüyor. Evlerinde şiirier okunan,
edebiyat sohbetleri, edebiyat tartışmalan yapılan
günlerden söz ediyor. Anılannı anlatmaktan sıkıldı-
ğı için de konuyu değiştirip kedileri seven yazar ol-
duğu için Bekir Coşkun'u çok sevdiğini söylüyor.
Yazdığı biryazıdan dolayı faks çekip kutladığını an-
latıyor. Milliyet'fen, Hürriyet'fen, Cumhuriyet'ten
söz ediyonjz. Nadir Bey'le Vıyana'da nasıl tanışb-
ğını anlatıyor. Bir gazeteci eşi olma mutluluğunun
altını çiziyor. Baba evi mutluluğundan geçip gelen
mutluluğunu vurguluyor."
Altınkaynak soruyon Yani babanızı pes ettirdiniz?
"Efendim, birara annem ablamı Isviçre'ye teda-
viye götürdü. Ben kaldım yalntz babamla. O vakit o
da bana çok düşkün oldu. Bir gün beni Talat Pa-
sa'ya götürdü."
Arankaynak: Ittihatçı Talat Paşa'ya, öyle mi?
"Evet, o Talat Paşa'ya. Babam beni süslemişti,
esvaplaralmıştı, beyazeldivenleralmıştı, boyundan
asılı. Talat Paşa geldi, eldivenini çıkardı, elimi öp-
tü... Ben de gayet sakin duruyorum, yedi-sekizya-
şında oluyor bu terbiyesizlik."
• • •
Altınkaynak'ın kitabını okumanızı öneririm...
hikmetcetinkaya(q cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
CHP lideri Deniz Baykal:
Portidengidenlerin
on kotıgeldi
ANKARA (AA) -
CHP Genel Başkam
DenizBaykaL CHP'nin
profesyonel siyasetçile-
rin istediği gibi değil,
halkın istediği gibi yö-
netileceğini belirterek
"Partiden gidenlerin 10
kaü geldi, herkes büyü-
meyi içine sindirecek"
dedi.
Baykal, CHP'nin res-
mi yayın organı Gün-
Dem dergisinde parti-
den istifalarla ilgili yap-
tığı değerlendirmede,
yönetün olarak hiçbir
partiliyi tasfıye amacı
ve niyeti taşunadıklan-
nı ifade etti. Baykal,
tt
Herkes büyümeyi içi-
ne sindirecek, yeni kab-
ümiardan rahatsız ol-
mayacak. Doğru biko-
ğüni yaparken bazj ar-
kadaşbu- aynhrsa üzü-
lürüm ama vohıma da
devam ederim" dedi.
Basmda çıkan "isti-
fa" haberlerinin çok
abartılı olduğunu sa-
vunan Baykal, sözleri-
ni şöyle sürdürdü:
"Bakın her gün
'CHP'den 1000 kişi
gitti' diyorlar. Partiden
istifa edenlerin on kaü
partrye kadhm olmus-
tur. PartikJn bir zafiyet
söz konusu değfldir."