22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 14 CUMHURİYET • • • • KULTUB[ kultur@cumhuriyetcom.tr 26 NİSAN 2001 PERŞEMBE Donatella Baglivo, Türkan Şoray'ın belgeselini birçok festivale taşımayı düşünüyor Âhşdmacbkkınlganbir yûcbz CUMHURCANBAZOĞLU Uluslararası lstanbul Film Festiva- li'nin en ılginç bölümlerindenbiri de belgesellerdi bu yıl. Belgesele gönül vermiş yönetmen- lerin gözüyle sinemanınyıldızlannın yaşamlannı izlemek, kamerarun ar- dındakı farklı gerçeğe şahit olmak çok heyecan vericiydi... Ürünlerin hepsi iyidir ama, yapıt- lar arasmdabir tanesibizler için fark- lı anlam taşıyordu; Italyan yönetmen Donatella Bagtivo, kalkıp Yeşilçam'ın Sultanrnın; Türkan Şoray'ın belge- selini çekmişti. Roma'daki festivalde Şoray'ı gö- rür görmez belgeselini yapmayı ka- fasına koymuştu Baglivo; Sultan'dan da onay gelince çahşmalara başla- mış ve uzun süren hazırlıktan sonra 19 Nisan'da montajı bitirip filmi gü- nü gününe Istanbul'daki festivale ye- tiştirmişti... Baglivo Italya'da RAI için yaptığı 'sinemacı' belgeselleriyle ünlü. Ara- larında ltalyanlardan Gassman, lisi, Toto, Cardinak, Mastroianni, Sordi, Tognazzi, VM, VHlaggio. Bertolucci, RÜSL ZeffireUi, Antonionl Monkelu, Pasolini. Bevilacqua. Bolognini, Pon- tecorvo. Rossellini, Ameuo, Guerra; Amerikalılardan da James Dean, Marlon Brando, Montgomery CM, Rita Hayvvord, Frank Capra, Clark Gable, James Stevvart, Marüyn Mon- roe, diğer ülkelerden Tarkovsld, Io- nesco, Angelopoulos gibi isimlehn bulunduğu dev bir kariyere sahip Bavligo, son olarak bu zengin listeye Şoray'ın admı da ekledi. Bavligo ile belgeselin Istanbul'da- ki ilk gösterimi öncesi konuştuk: 'Zorlukla para bulabildim' - Şoray'ın, hangi yanı daha fazla et- kiledisizi? DONATELLA BAGLJVO - Roma Film Festivali'nde karşılaştık. Orada bir filmini gösteriyorlardı Şoray'ın ve ödül alacaktı. Ben de Monicelli üze- rine yaptığım belgeseli tanıtacaktım ve bana da kariyer ödülü verecekler- • "Roma Film Festivali'nde karşılaştık. Kalabalıkta gördüm ve kim olduğunu bilmiyordum. Yüzü çok farklıydı, dikkatimi çekti. Her şey onun o anlamlı yüzüyle başladı. Türkan Şoray'ı çekingen, kınlgan buldum. Alıştığım yıldızlara hiç benzemiyor.'' "Kabul ederse Şoray'la Türkiye'de ve İtalya'da geçecek bir uzunmetrajh çalışma yapmayı planlryorum." di. Kalabalıkta gördüm ve kim oldu- ğunu bilmiyordum önce. Yüzü çok farklıydı, dikkatimi çekti. Her şey o- nun o anlamlı yûzüyle başladı. Tûrk oyuncu olduğunu öğrendim; yaşa- mıyla ilgıli bilgi aldım. Belgeselini yapmak istediğimi söyledim; kabul etti. ttalya'dabir Türk oyuncunun ya- şamınınkimseyi ilgilendirmeyeceği- ni iddia ederek para vermek isteme- di RAl'nin yapımcılan. Şonunda zor- lukla para bulabildim. Ben çok genç yaştan beri belgesellerüı içindeyim; Tabii Italyan oyuncular ve de Ameri- kalı yıldızlar için para bulmak kolay ama Şoray için çok ısrar etaem ge- rekti. - Malzemekre nasıl ulaştmız? Bi- zim basında, Şoray'ın, betgesdi eksik bulupmüdahakettiğiyazıkh. Bu doğ- nımu? BAGLTVO - Fılmlerinden parçalar göndermesini istedim. Önce düşük kalitede malzeme ulaştı. Tercüman aracıhğıyla bütün malzemeyi izle- dım; hakkında yazılmış üç kitabı oku- dum ve ışe giriştim. Elimizdeki ilk malzemelerle çıkar- dığımız kopya ttalya'da zayıf bulun- du. Türkan Şoray'a durumu anlathm; elinde ne var ne yok toplayıp Ro- ma'ya geldi. Oturduk her şeyi yeni- den gözden geçirdik. Yeni çekimler yaptık. Çıkan malzemeden Şoray da tatmin oldu sonunda, Olay budur. - Bir belgesekiye göre nasıl bir mal- zeme Türkan Şoray? BAGLİVO - Rahat çalışılan bir in- san; burada kendi evindeki çekimler- de kamera karşısuıda çok heyeeanh olduğunu gözledim, ama Roma'daki söyleşilerde rahattı. Şoray'ı çekingen, kınlgan buldum. Alıştığım yıldızlara hiç benzemiyor. Insan olarak çok sev- dim onu; yeni bir dost kazandım. Kendi dünyasında görünce daha da sıcak olduğunu anladım. Aynca bana Türkiye gibi olağanüstü bir ülkeyi de tanıttığı için çok teşekkür ediyorum ona. - Şoray belgeseli için Türk tdeviz- yonlanyla bağianü kurdunuz mu? BAGLJVO - Daha kurmadım ama, böyle birbağlanunın gerçekleşeceği- ni umuyorum. Italya'daki yapımcı- mın bu tip girişimlere gereksinimi var. Aynca belgeseli birçok festivale taşıyacağım; böylesine büyük bir oyuncunun buna layık olduğunu dü- şünüyorum. - tnsanı konu alan belgeselde püf noktası nedir sizce? BAGLİVO - Belgeselde en önemli adım, yıldızlan konuşmaya ikna et- mektir ve sabırla malzeme toplamak- tır. Bu nedetüe İtalya'da benim gibi bu işi uzun yıllar yapan çok az sayıda yönetmen var. Iyi para kazandığımı söyleyemem ama, benim için önem- li olan, yaşh oyunculann gençlere bir şey söylemeden bu dünyadan aynl- malannı önlemek. Belgeseli yapılma- yan önemli oyuncular ölünce çok üzülüyorum. Bu nedenle yaşhlardan başlayarak geri gitmeye çalışıyorum. EUmi çabuk tutmam gerekiyor; örne- ğin Marcello Mastroianni'yle, belge- seline gereken söyleşiler için Napo- li'de randevulaşrmştık. 'Bir hafta son- ra Roma'da buluşunız' dedi ama ge- lemedi. Fettini belgeseli haarfayor - Özel TV kanalı cenneti denilen ttarya'dadişedokunurbirbelgeselpa- zanndan söz edilebilir mi? BAGLJVO - Kültüre önem veren özel tematik kanallar devreye girince îtalya'da belgesellerin önemi arttı. Ancak bu bizim işimize fazla yara- madı. Amerikalılar sekiz dolar civar- lannda paralarla belgeseller satıyor- lar Avrupa'ya ve dünyaya. Şürümden kazanıyorlar. Bir de film başına bir milyon dolardan fazla harcayıp tanı- tım yaparak videokaset piyasasına da hâkim oluyorlar. Bu ortamda devlet kanalının desteğı olmadan bir şey ya- pamıyorsunuz. - Son olarak sıradâ kimlerin belge- seli olduğunu soralıın™ BAVGLIO - Oç bölümlük Fellini belgeselini hazırlıyorum bugünlerde. Bunlann dışında, kabul ederse Şo- ray'la Türkiye'de ve İtalya'da geçe- cek bir uzunmetrajh çalışma yapma- yı planlıyorum. Hüseyin Karabey, yaşayanların aktardıklanyla Avrupa'daki F tipi cezaevini sorguluyor Film. F tipi cezaevinde kalnuş siyasi tutuklu, hükûmlü ve yakuüannııı katlalanyla yapılmış. Teeıitiıı aıılatılıııası olanaksız! MELTEMKERRAR lstanbul Film Festivali'nin Insan Haklan Bö- lümü'nde gösterilen fümler arasında Türk yö- netmenlerin filmleri de vardı. Hüseyin Kara- bej'ın 'Sessiz Ölüm' ve Zülfîye Dolu'nun 'Biz Her Zaman Göçmeniz 1 fümleri festival kapsa- mmda ilk kez gösterildi. Hüseyin Karabey'in senaryosunu yazıp yö- nettığı 'Sessiz Ölüm', kamuoyuna 'Avrupa stan- dartlanna uygun cezaevi' olarak tanıtılan F tipi cezaevlenne örnek olarak alınan Avrupa siste- mıni araştmyor. Tecrit olgusunu, bizzat tecridi yaşamış insanlann ağzından aktarmaya çalışa- rak F tipi cezaevi sistemini sorgulayan film, Al- manya, Italya, Amerika ve Ispanya cezaevlerin- de uzun yıllar kabnış siyasi tutuklu, hükümlü ve yakınlanyla bukonuda araştırmayapmış uzman kişilerle görüşmeleri kapsıyor. Karabey, sekiz aylık bir araştırma sonunda tamamladığı, özel röportajlar ve Jülide Kural'ın oynadığı drama bölümlenyle farklı teknikleri bir araya getirdi- ği filminde tecrit olgusunun aslında yüz yıllık bir araştırmanın sonunda ulaşılan bir 'model' olduğunu ortaya çıkanyor. 'Ne yapabflirnn' mantığıyla yola çıkanyönet- men Karabey, füminin bir belge-sinema oldu- ğunu söylüyor. "Kimsenin bilmediği ama üeri- de herkesin yaşayabileceği bir şeyi anlatryoruz." Karabey film için yaptığı geniş kapsamh araş- tırmayı yakında kitap olarak da yayımlayacak. Kitapta 40 saate varan söyleşilerin yanında, üni- versitelerde yapılan psikiyatr raporlan, çeşitli 'urada yaptığım, ne yazık ki, on yıl sonra yaşanacakları montajlamak aslında. îleride herkesin yaşayabileceği bir şeyi anlatıyoruz. Bu filmi Türkiye'de beğenmeyenler olacak, belki yasaklamaya çalışacaklar. Ama ben, bizi Avrupa'ya şikâyet etmek yerine, Avrupa'yı Türkiye'ye şikâyet ediyorum!' mahkeme raporlan gibi, bilimsel ve hukuki do- kümanlara da yer verilecek. 'Sessiz Otüm' önü- müzdekı bir ay içinde gösterime girecek. - FUmi cekmeden önce nasıl bir konsept betir- lediniz? KARABEY - Ben bir 'konu'yu anlatmak isti- yorum. Bu da yaşadığım bir sorundu. Arkadaş- lanm, etrafimdaki insanlar ve belki ileride be- nim de başıma gelebilecek bir sorunu anlatmak- tı burada amaç. Bir olguyu anlatmak istedim, o olgu da cezaevindeki tecrit olgusu ve bunun ne- reye varabileceği. Konu belirlendikten sonra, kendisi belirliyor biçimi. Bu yüzden filmde bel- gesel bölümler var, kurmaca bölümler var ve yabancüaştıncı Amerika bölümü var. Hepsi or- takbir yerde birleşiyor. Proje, Adalet Bakanı'nın bir açıklamasından çıktı aslmda, 'Avnıpa stan- darüannıTürkiye'yegetireceğjz' demişti. Bube- nim çok dikkatimi çekti. Gerçekten de bu süreç içinde Avrupa Türkiye'ye hiç kızmadı, sadece operasyonu eleştirdiler. Cezaevlerini eleştirme- diler, çünkü bu gerçekten Türkiye'ye Avru- pa'dan getirilen bir sistemdi. Anlayamadığım bir şey var, Türkiye neden eğitim sistemini, sağhk sistemini Avrupa stan- dardına gerirmek istemiyor da, cezaevi sistemi- ni Avrupa standardına gerirmek istiyor(?) Araş- tırınca gördük ki, Avrupa standartlanndaki ce- zaevleri de Avrupa'da sabıkah ve hâlâ yargıla- nan, kabullenilmemiş bir sistem. Bir anlamda y- ol gösterdiler Türkiye'ye; yapacaksanız böyle yapın, kimsenin sesi çıkmaz, biz rahat ediyoruz dediler. Geçen yıl Fransa cezaevlerinde 150 ki- şi intihar etmiş, bu intihar değil bilinçli bir ter- cihtir. Ya da Atmanya'da olduğu gibibirileri içe- ride o insanlan öldürdüğü zaman hiç kimse bir şey iddia edemez, kanıtlayamaz. Çok değil, bir iki yıl sonra Türk hücrelerinde de bol bol inti- har haberi duyacağız ama tek tek olduğu için kimsenin dikkatini çekmeyecek. - Yalnızca bir kişinin yaşayabileceği ve anlaül- ması olanaksız olan bir durumu sinemaya akta- nrken özettikle sözkri kullanmakçok daha zor bir yol değil miydi? KARABEY - Çok zordu. Ama resimlerde gördüğünüz gibi, onlann ifade edememesi bile tecndi anlatıyor. Ifadesizlik anı! Çoğunun yü- zünden anlıyorsunuz tecridin ne olduğunu! O durgun resimleri o yüzden koydum, o yüzler tec- ridin bir sonucu çünkü. Bize anlattıklan şeyleT o kadar korkunçtu ki, buna rağmen filmin so- nunda halen bir şeyler anlatamamanm telaşını yaşıyorlar. Fihnin sonunda da başında da şöyle bir yazı olacak: Tecrit anlatıhnası imkânsız bir şey ama biz deneyeceğiz.. Burada, 'Beşyıkhzh otel gibi, ne zorluklan var ki' anlayışına dikkat çekmeye çalışıyoruz. Bu önce düşünülmüş, son- ra deneylerle sonuçlanna ulaşdmış, en sonunda da uygulanmış, bilimsel ve sistematik bir yön- tem. Beni ürpertiyor. Soru sormak istedim. Bil- gi her tarafımızda var ama ulaşmasını bihniyo- ruz, soru sormuyoruz. Fihnin sonunda söylenen söz çok önemli burada. 'Tecrit toplumda bir model olarak kuuanüan bir sistemdirv -YıDanhr kimsevk konuşmamış,çoğukonuş- mayı ve yazmayı unutmuş insanlan koouştur- maknasildı? KARABEY - Öncelikle güvenlerini kazan- mak gerekiyordu. Uzun süre konuştuk. Baştan söyledim onlara, bunu anlatmak imkânsız ama ben deneyeceğim, yardımcı olur musunuz? On- lar da 'Bunu ifade etmek imkânsız ama biz de deneyeceğiz' dediler. Onca yıl geçmesine rağ- men ifade etmekte çok zorlanıyorlar. Kendi ül- kelerinde hiçbir röportajı kabul etmiyorlar. Sa- dece 'Türkiye'de de aynı şeyler yaşanmasın' dı- ye konuşmayı kabul ettiler ve çok zor bir süre- ci anlatmaya çalıştılar. Aslmda onlar bir anlam- da bu fihnin yapımcılan gibi, ben onlann evle- rinde kaldmı, kimi zaman başka bir yere gider- ken yol paramı bile onlar verdi. IŞILDAK VE YELPAZE ATİLLA BtRKİYE 'Ölüm Haberleri' Bir süredir Piraye İçin Yazılmış Saat 21-22 Şiirie- ri ile yatıp kalkıyorum. Nâzım Hikmet'in hapistey- ken kansına yazdığı şiirlerie. Belirli bir akış içinde kurgulanmış olan bu şiirier, hern şairin kendi şiir coğrafyasında hem de Türk şi- irinin coğrafyasında açıian yeni, yepyeni bir yatak- tır. "ölûm ve zafer haberleri içinden" ve yaşı "kırkı geçmiş iken" kansına, Piraye'ye seslenir. Bursa'da "demirii birşilep gibi" yatarken, 1945 yı- lının sonbahannda, Piraye'nin kelimeleriyle doludur. Meydan yerinde kampana saat 21 'de vurduğunda, yalnızca Pirayesi'ni düşünür ve ona dizeler diişer. Büyük bir haksızlığa uğramış, büyük bir şairin iç dünyası yer alır bu dizelerde. Umudu da, kederi de... özellikle de "dışandan gelen", Istanbul'dan ge- len kara haberierle yanar yüreği çoğu zaman: Tarifkabul etmez, -diyoriar,- Istanbul'un sefa/etı, m/7/etı, -diyoriar,- kınp geçirdi açlık, verem illeti, -diyoriar,- diz boyu. Şu kadarcık kız çocuklannr, -diyorlar,- yangın yerierinde, sinema. localannda... • • • Atmışyıl kadar önce yazılmış bu dizelerde taşınan kederin bir benzeri, şirndilerde de yaşanıyor. Istan- bul'un kara haberleri, Türkiye'nin kara haberleri bit- Y Ustelik bu kara haberier "içerden" de geliyor ve insanı acıya, umutsuzluğa sürüklüyor. Tutuklulann ölüm oruçları iki yüz güne yaklaştı; ölüm sayısı da ne yazık ki 23 Nisan'da on yediydi. Bizi "yönetenlerin" vurdumduymazlığını anlamak güç! Ya da çok kolay! Her iki durum da insanı kede- re ve mutsuzluğa sürüklüyor. Niye bu hoşgörüsüzlük, niye bu katı tutum? Yeryüzünde insan yaşamından daha degerii olan nevar... Haklılığını ya da haksızlığını, doğruluğunu ya da yanlışlığını biryana bırakalım, bu "acımasızlığı" kim- se, tutuklu da olsa kimse "bak etm/yor"! 2001 yılında niye bu "zalimlik"\ Bu ölümler ne za- man son bulacak! Her sabah korkuyla açıyorum gazeteyi. Vıcdan azabıyla değil -vicdan azabı çekmeye bile hakkımı- zın olmadığını düşünüyorum-, çaresizliğin acısı ve utancryla "kara haberleri" okuyorum! Ne gariptir ki "sorumlu gazeteci" örnekleriyle do- lu medyamız, "fetevo/e"lerden fırsat bulamıyor, ko- nuyu "namuslu" bir biçimde ele almaya, "bir şey- ler" yapmaya... • • • Nâzım Hikmet Istanbul'da hapiste yatarken "Y7- ne ötüme Dair" adlı bir şiir yazar. Bu şiirinde kansı Piraye'ye seslenmekte ve "ölüm temasını" işlemek- tedir. Belki de birbiıimizden uzakta öleceğiz.&i.$/> Haber çığlıklaria gelecek, yahut da ima edecekier, • - ve kalanı yalnız bırakıp gidecekler... Ve kalan karışacak kalabalığa. Gazeteciler Cemiyetfnin «ergisi • Kültür Servisi - Türkiye Gazeteciler Cemiyeti 2001 yılınm ilk sanat etkinliğini Izmir'de gerçekleştirdi. Çemiyetüyesi 13 karikarüristin, basm sorunlanm ele aldığı Çizgiyle Basm sergisi 12 Mayıs tarihine kadar Iş Bankası lzmir Sanat Galerisi'nde sergilenecek. Sergide Ercan Akyol, Necmi Rıza Ayça, Semih Balcıoğlu, Nezih Danyal, Ferruh Doğan, Mustafa Eremektar (Mıstık), Ali Ulvi Ersoy, Yurdagün Göker, Kamil Masaracı, Tan Oral, Semih Poroy, Turhan Selçuk ve Nehar Tüblek'in yapıtlan yer alıyor. Hollyvvood yansı halya'da • NÜLAN (AFP) - Italyan sanatçı Maurizio Cattelan, Venedik Bienali 2001 için Los Angeles'ın tepelerinde bulunan Hollywood yazısınm bir kopyasım yapıyor. Bu dokuz harf, Kaliforniya'daki orijinali gibi, 170 metre genişliğinde ve 23 metre boyunda bir alanı kaplayacak. Ama bu yeni Hollywood yazısı Sicib/a'ya bakan Bellolampo'daki zeytin ve pahniye ağaçlan arasına yerleştirilecek. Proje 5 Haziran'da tamarnlanacak. Bundan üç gün sonra açılışı yapılacak ve Venedik Bienali'nin de kent suurlan dışında gerçekleştirdiği ilk etkinlik olacak. Yeşilçanfm suttanları' başkentte • Kültür Servisi - 4.Uçan Süpürge Kadm Fihtüeri Festivali'nin 3 Mayıs'taki açılışına Türk Sineması'm yıllannı veren Türkan Şoray, Fatma Girik, Filiz Akm ve Hülya Koçyiğit katılacak. 6 kıtadaki 27 ülkeden 60 fihnin gösterileceği festivalde bu yıl sinemada kadm emeği ön plana çıkacak. Uçan Süpürge Koodinatörü Halime Güner, hazırladıklan Türk Sineması'nın kadm yönetmenlerini anlatan "Yeşilçam'ın Görünmeyen Kadınlan" başlıklı belgesele TRT'nin destek verdiğini belirtti. 10 Mayıs'a dek sürecek festivalde, ABD'nin ilk kadm yönetmeni feminist Dorothy Arzner'in ve Dünya Sineması'ndan kadın ustalann yapıtlanna yer verilecek. Marisa Lusia Bemberg ile Agnes Varda'nın fıhnlennin yanı sıra Yeni Zelanda, Hu^atistan, Kanada, Avustralya ve Meksika'dan 'gülümseten' fümler sunulacak. 2. Japon Ammasyon Bünleri • Kültür Servisi - Türk-Japon ÜniversitelileT Derneği organizasyonu ile Ankara'da 27-28-29 Nisan 2001 tarihlerinde 2. Japon Animasyon Günleri gerçekleştirilecek. Etkinlikte içlerinde Hayao Miyazaki'nm anime srnemasma yeni bir boyut getiren Princess Mononoke filminin de bulunduğu filmler gösterilecek. Aynca panel, fihn söyleşileri ve 'Gerekli Şeyler' adlı Manga satış standı bulunuyor. (Bilgi için: http:// www.anime.gen.tr/)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle