Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 4 NİSAN 2001 SALI CUMHURİYET SAYFA
kultur(5cumhuriyet.com.tr 15
'Seven Kalp Böyle Yanar' 1930'lann Türkiyesi'nden bugünle örtüşen üç kadımn öyküsü
Yıkhzlanıı ahmdald aşldarMELTEMKERRAR
Seyyan Hanım, Afife Hanım ve
Mürşide Hanım... Cumhuriyetin ilk
yıllannda yaşamış üç kadın. Üçü de
musiki eğitimi alnuş, birer subayla
evlenmiş, müziği bırakmış, evinin
kadını olmuş... Uçü de hiç sahneye
çıkmamış...
Sema ve 5. Sokak Tiyatrosu'nun
yeni projesi 'Seven Kalp Böyle Ya-
nar'da, kimini çok iyi bildiğimiz, ki-
mini ıse ilk kez duyduğumuz şarkı-
lanyla birlikte yıllar sonra ilk kez
sahneye çıkıyorlar!
Semave CemalÜnlü'nün önerme-
siyle başlayan 'Seven Kalp Böyle Ya-
nar'ın konsepti Mustafa Avlairan ve
Naz Erayda'ya ait. Yönetmenliğini
Mustafa Avkıran, sahne ve kostüm
tasanmını Naz Erayda'nm yaptığı
oyunun koreografisıni Ovül Avkıran
yapıyor. Oyunda Sema ve Övül Av-
kıran rolalırken.. canlı performans-
lanyla da Kağan Yüdız (kontrbas),
Tolga Bedir (keman). Erkan Çavda-
roğlu (pıyano) yer alıyor.
Cumhuriyetin ilk yıllan. Devrimin
yeni yüzüyle çehresi değişen Türki-
ye'de artık 'başka' şarkılar söylenip
dinleniyor, taşplaklarda puslu kadın
seslerinden aşk şarkılan duyuluyor.
Batıhlaşan Türkiye, kantolar, tango-
lar, fokstrot ve operet şarkılanyla,
Batılı müzik kültûrünü de oluşturu-
yor. Zaman geçiyor, devir değişiyor.
Unutulup gitmiş buğulu kadın sesle-
ri, yıllar sonra yine bize taşplaklar-
dan ulaşıyor.
Doğu-Baû arasında kalan ülke
Her şey Sema'nın Avkıran'a gelip
Seyyan Harum'ınşarkılannı okumak
istedigini söylemesiyle başlamış. Bu
yalnızca bir konser yapma isteği de-
ğil de 5. Sokak Tiyatrosu'nun da
içinde bulunacağı bir konsept olarak
düs,ünülünce iş değişip farkh bir hal
almış. Avkıran böyle bir işe kalkış-
madan önce arşivine güvendiği Ce-
mal Ünlü'ye başvurmuş. O sıralarda
Açık Radyo'da 'Cumhuriyetin Ka-
dınlan' adında üç hafta üst üste yap-
tığı programlar, 5. Sokak Tiyatro-
su'nu üç kadınla yeniden tanıştırmış.
Üç kadın arasındaki şaşırtıcı or-
taklık, oyunu ortaya çıkaran en
Önemli itici güç. Avkıran buradaki
dramatiğin peşine düşülmesi gerek-
tiğini ve bu kadınlann öykülerinin
s>una Tangosu
gerçekten o kadar romantik
mi? Çok ciddi bir aşk meşk
var bu dönemde.
'Yıldızlann Altında'
şarkısındaki 'buse günah
değildir yıldızlann altında'
sözü bugüne baktığımızda
ne kadar erotik bir söz!
1930'da ümmetten
cumhuriyete henüz geçmiş
bir toplumda kadın,
peçesini atmış, buse günah
değildir diyor, ne biçim bir
hızdır bu!
tuhaf bir
şekilde bu-
günle ör-
tüştüğünü
düşünüyor.
"Bu kadın-
lann öykü-
leril960'lar-
da da değjş-
memiş,
2000'de de
değişmemiş.
Aileleri uğru-
na ideallerin-
denvazgeçmiş
üç insan.Bir arpaboyuyolgftmişiz gj-
bL 1930'lann Türkiyesi'ne ait üç or-
tak öykû, ama biz o güne ait metin-
lerk,ogüne aitsözlerle birşeyleryap-
mahydık. 1930'lann sözieri bize2000
yüında ne söylüyor, sorusu önemliy-
dt"
Batıhlaşırken Batı müziğınin Do-
ğu musikisini öldürmesi ve Doğu-
Batı arasına sıkışıp kalan ülke.Tan-
golar, operetler, kantolar. fokstrotla-
nn söylenip dinlenmeye başladığı
30'lu yıllan bugüne bağlayan birbaş-
ka tartışmayı da hatırlatan Avkıran,
"Bugün bakıyoruz yine aynı şeyleri
tartişıyoruz!" diyor.
Bütün bunlar, oyunun çokkatman-
h yapısını oluşturmuş. Avkıran şim-
di Sema ve Övül Avkıran' ın o kadın-
larla ilgili sorunlannı çözmeye çalış-
tıklannı söylüyor.
"Sema daha çok o kadınlann söy-
iemehalleri,odönemin müzik kalite-
sL, müziğin incelikleri üzerine kendi
kafasındaki sonınu çözmeye çahşır-
ken Ovül de bütün o süreç ve o dö-
nemdekihayatüzerinebizefarklı işa-
retlerle, ama aynı şeyi söyiüyor. Bu,i-
ki kadının düeti aslında."
30'lann Türkiyesi'ne dönmesine
rağmenklasikanlamda 'nostalük' bir
oyun değil karşımızdaki. Avkıran as-
hnda ortaya çıkanın 'çoksert' bir ya-
pı olduğunuve ahştığımız tangolann
aslında sandığımız kadar 'romantik'
olmadığını düşünüyor. "Suna Tan-
gosugerçekten o kadar romantikmi?
'Mazi Pembe Bir Yaradır' gerçekten
çoksıkıbirşiir örneğin.Çokciddibir
aşk meşkvar budönemde. 'Yıldızla-
nn Altında' şarkısındaki 'buse gü-
nah değildir yıldızlann altında' sözü
bugünebakbğunızda ne kadarerotik
bir söz! 1930'da ümmetten cumhuri-
yete henüz geçmiş bir toplumda ka-
dm, peçesiniatmış, buse günah değil-
dir diyor, ne biçim bir hızdır bu!"
Sahneye 'Sema Hanım" ve 'Ovül
Hanım' olarak çıkan iki kadın, bu-
gün, dün, oynamak ve kendisi olmak
sınırlannda dolaşırken farklı birkon-
sept oluşturuyor. Hiç sahneye çıkma-
mış üç kadının söylediği şarkılan
sahnede söyleyen Sema, aslında bir
oyuncu mu, yoksa şarkıcı mı, soru-
su da Avkıran'a göre izleyiciyi oyun
boyu düşündürüyor. Bu şarkılar ilk
kez 5. Sokak Tiyatrosu'yla tiyatro
sahnesine çıkıyor. Avkıran, Türki-
ye'de kabarenin, Fransız chansonla-
nrun, 'Sokak Kızı tnna'mn bu şarkı-
lardan çok daha önce popüler oldu-
ğunaçokşaşırdığuıı, bunlann ise an-
cak 80 ve 90'h yıllarda Cemal Ün-
lü'nün arşiv serisini ortaya çıkarma-
sıyla deşifre edilebildiğüıi söylüyor.
Yeni proje Nâzım'ın opereti
'Seven Kalp Böyle Yanar'ın ne tür
bir oyun olduğunu söylemek zor.
Oyunda müziğe tiyatro üzerinden
baktıklannı söyleyen Avkıran, yap-
tıklan işe, 'müziktiyatro' demeyi teT-
cıh ediyor. "Blraz kendi tanımlannı
oluşturmayazortayanbiryaptylakar-
şı karşıyayız. Biçim olarak bunun
karşıbğı, bizdepek karşıhğı olmayan
Avrupa'daki music theatre. Çünkü
bubirmüzikaldeğil,operetdeğil, mü-
zikli oyun da değü. Müzik ve tiyatro-
nun yan yana geldiği bir yapu"
Müzik, tiyatroda vazgeçilmez bir
eleman Avkıran için. Yaptığı işlerde,
ritmik yapının 'otanazsaolmaz'oldu-
ğunu söylüyor. "Müzikte bulduğum
heyecan ve güç,tiyatroda eksik oldu-
ğunu bissettiğim bir şey." Gelecek yıl
Nâzım Hikmet'in Darülbedayi'de
yalnızca bir kez oynanan 'BuBir Rü-
yadır' adlı operetini sahneye koya-
cak. Müzikaller popülerkültürün bir
parçası ona göre. Müzikle tiyatro iliş-
kisi üzerine çok fazla düşünülmedi-
ğini söylerken geriye dönüp bakıl-
ması gerektiğini düşünüyor. "Orada-
ki malzemenin burada olduğunu bi-
liyorum. Müzikal benim için çok an-
lamsız bir söz, çünkü tiyatronun kö-
keninde, ilk çıkış noktasmda müzik
var zaten. İlk metinlerde koro şarkı-
lan var örneğin, bu çok önemli. Mü-
zikal, saray nvatrosuna doğru giden
soğuk dönemde ortaya çıkan bir tür
aslında. Doğru yapddığında çok iyi
olduğunudüşünüyorum,amabenge-
leneksel anlamda bir müzikal yapa-
mam. Ancak, yapüğun her oyunda
müzikalden daha çok müzik kulla-
nddığuu da burvorum."
'Seven Kalp Böyle Yanar' her salı
saat 20.30'da İSM. 2 Kat'ta izleni-
b\\h.(254 96 96)
İSTANBUL 2Q ULUSLARARASI
, £ İSTANBUL
w«ı FİLM FESTİUALİ
Sıra, Japon Takashi Miike'nin Çin'in Kuş İnsanlan adlı yapıtma geldi
Yetişkinlere görkemli bir masal
CUMHURCANBAZOĞLU
20. Uluslararası Film
Festivali'ninüçte ikilikbö-
lümünü devirirken, özellik-
le genç seyircınin progra-
ma ilgisi artarak sürüyor.
Belgeseller haricinde ge-
nelde dolu salonlara oynu-
yor filmler.
Günün programına ge-
lince; festivalin başından
bu yana klasiği en az gün
diyebileceğimiz listede
dünya sinemasınm taze
ürünleri ön planda. E-
mek'te program, 'Sıra dışı'
karrvizitiyle festivale ko-
nuk olan Haneke'nin kent-
soylu insanın sorunlan, ça-
resizlıği üzerine kurduğu
üçlemesinin ilk ayağı olan
Yedınci Kıta'sıyla başlıyor.
Locarno'dan üçüncülük çı-
karmış yapıtın medyanm
gücü üzerine sert mesajla-
n var...
Emek'in listesindeki di-
ğeT üç film de ilginç. Bun-
lardan Japon Miike'nin
'Çin'in Kuş insanlan adlı
'masalf bızce birincil
önem taşıyor. Elinde bilgi-
sayan, kafasında bin bir he-
defle Çin'in bakir bölgele-
rinden birine maden araş-
tırması için gönderilen
'teknoloji tutkunu' genç
işadamının farklı gerçek-
ler. gelenekler, inanışlar ve
doğanın büyüsü karşısında
yaşadığı şok üzerinde gi-
den film festivalin en iyile-
rinden...
Altın Lale için yanşan
filmlerden Rachel Samu-
els'in 'İntihar Kulübü"
(FobertLouisStevenson' ın
öyküsü Cinayet Kulü-
bü'nden alınmış) ıle Bas-
quiat'ın senaryosuy latanı-
nan yönetmen Majews-
ld'nin isyankâr şair Raphal
VVojaczek'i incelediği Wo-
jaczek de günün sıra dışı
yapıtlan. Atlas'ın filmle-
rinden 'Yoldaşlar', Moni-
celli'nin Mastroianni'yle
Italyan Işçi Hareketi'ne ar-
mağan ettiği, son derece
çarpıcı, belgesel tadında
filmlerden biri. Yoldaş-
lar'da başkahraman sosya-
list profesör Sinigaglia
(Mastroianni), 19. yüzyıhn
sonunda Torino'da tekstil
işçilerinin 16 saate kadar
varan ağır çalışma şartlan-
nı protesto için yürüttüğü
grevi yöneönekte. Bu ara-
da polisin müdahalesiyle
Araplar arasında 'Kippur'
adı verilen savaş pathyor.
Amos ile Uzi adlı iki arka-
daş, birliklerine katılmak
üzere Golan tepelerine
doğru hareket ediyorlar.
Çarpışmalann vahşiliği,
ölü ve yarahlann toplan-
ması, bireysel acılar içinde
geçen beş uzun günün so-
nunda iki genç adam ülke-
lerini, topraklannı, yakın-
lannı. namuslannı konır-
ken yaptıklannın, ilk ref-
lekslerinin ne derece an-
lamlı olduğunun muhase-
besine girişiyor...
Sinepop'ta ise Sundan-
dance'tan iki ödülle gelen
'Kız Dovüşü' var program-
da. Brooklyn'in fakir semt-
• Elinde bilgisayan, kafasında bin bir hedefle
Çin'in bakir bölgelerinden birine maden
araştırması için gönderilen 'teknoloji tutkunu'
genç işadamının farklı gerçekler, gelenekler ve
doğanın büyüsü karşısında yaşadığı şok
üzerinde giden Japon Miike'nin Çin'in Kuş
İnsanlan adlı 'masalı' festivalin en iyilerinden.
grev kınlıyor ama.. emek-
çiler güçlerinin ne kadar
büyük olduğunun farkına
vanyor.
Işçi hareketininhangi ev-
relerden geçtiğini anlatma-
ya soyunan film, o dönem
en parlak günlerini yaşayan
Italyan ekonomikpatlama-
sma ters düştügü için ülke-
sinde pek fazla benimsen-
memiş. gidip Hollyvvo-
od'dan senaryo dalındaOs-
car adaylığı kazanmıştı...
Kippur ise banşçı yönet-
men Amos Gitai'nin otobi-
yografik yanı fazla savaş
notlan şeklinde özetlenebi-
lir. 6 Ekim 1973; Israil'le
lerinden birinde yaşayan
Ispanyol asıllı genç kız Di-
ana (Michelle Rodrigucz).
dünyasmı değiştirmek ve
kente kabul edilmek içm
ilk kuralın fiziksel, tmsel
tüm gücüyle savaşmaktan
geçtiğini anlıyor ve yum-
ruklanyla kaderine karşı
mücadeleye başlıyor... 32
yaşındaki yönetmen
Karyn Kusama. fakirlik,
kızgmhk ve romantizm gı-
bi iş yapan temalara bir tu-
tam da feminist mesaj ek-
leyerek Amerikan rüyasını
nakavt etmeye çalışıyor...
Carne'nin. 2. Dünya Sa-
vaşı öncesı gösterime çıktı-
ğında, halkın moralini boz-
duğu gerekçesiyle askerler
tarafından gösterimi engel-
lenmış Gün Ağanyor'u ile
Rus yönetmen Alexandr
Proschkin'in. Puşkin'inka-
leminden çıkmış 'Yüzba-
şı'nınKızı' ve Pugachev ts-
yanının Tarihçesi'nden
esinlenerek 2. Katherina
dönemindeki bir aşk öykü-
sü üzerine kurduğu öyküsü
Yüzbaşının Kızıbusalonun
diğer yapıtlan...
Beyoğlu Sineması'nda
nihayet sıra Türk filmleri-
ne geldi. Kemal Sunalın
anısına programa konulan
Memduh Un imzalı Ga-
rip'i (1986), Tunç Başa-
ran' ın yanşma dışı gösteri-
lecek Abuzer Kadayıf'ı,
yakında ticari sinemalarda
gösterime girecek Semih
Kaplanoğlu'nun ulusal ya-
nşmaya katılan yapıtı
Herkes Kendi Evinde'si
var programda.
Rexx'te ise 'Pereira IM-
yor ld\ Antonio Tabucc-
hi'nin best seller ohnuş ro-
manından Roberto Faenza
tarafından beyazperdeye
aktanlan orta halli bir de-
neme. Pereira, Lisboa adlı
gazetenin kültür sayfalan-
nı hazırlayan, yaşammı sa-
dece bu işe yöneltmiş bir
insan. Ülkesi Portekiz'de
Salazar'ın halka yaptığı
baskı, Avrupa'da patlaya-
cak 2. Dünya Savaşı'nın
belirtileri onu fazla ilgilen-
dirmiyor. Ancak evine sı-
ğınan rejim karşıtlan, uğ-
runda çarpışılması gereken
başka değerlerin de oldu-
ğunu anımsatınca yaşlı ga-
zeteci eyleme geçiyor.
Mastroianni hatınna.
Kedi
Hasbıhalleni
• Kültür Servisi-
Levent Sanat Evi 4
Mayıs'a dek 'kedi'yi
yorumlayan sanatçılan
konuk ediyor. Marmara
Üniversitesi Güzel
Sanatlar Fakültesi
öğretim üyeleri Nazan
Erkmen, Gürbüz Doğan
Ekşioğlu ve Feridun
Oral'ın yam sıra Berna
Türemen, Akif Turan, Suna Ekşioğlu'nun
katıldığı sergide, kedinin insan yaşamı
içindeki yerini dile getiren çahşmalar yer
ahyor. (0 216 449 44 25)
Kadın Oyunları' Rnlandiyada
• Kühür Senisi - Izmit Büyükşehir
Belediyesi Şehir Tiyatrolan yapımı 'Kadm
Oyurüan' 7-10 Haziran tarihleri arasmda
yapılacak Avrupa Kadınlann Tiyatrosu
Festivali kapsamında Finlandiya'nm Tomio
ve Haaparanta kentlerinde sahnelenecek.
Dario Fo ve Franca Rame'nin kısa
oyunlanndan dördünün yer aldığı'Kadın
Oyunlan'nı Semih Çelenk yönetti. Dört ayn
kadın karakterini canlandıran Funda llhan
'Yahuz Kadm', 'Tecavüz', 'Ben Ulrike
Bağmyorum', 'Akıl Hastanesi'ndeki Fahişe'
adlı kısa oyunlan sahneleyecek. Dario Fo ve
France Rame'nin onur konuğu olarak
katılacağı festivalin ilki 1999 yılında
yapılmıştı. Daha önce Kuzey ülkelerinden
katılımcılann yer aldığı festival bu yıldan
itibaren Avrupa ülkelerini de kapsamaya
başladı. Etkinlik boyunca çeşitli gösteri,
seminer ve workshop gösterileri yer alacak.
Antik Palace'tan yeni müzayede
• Kültür Servisi - Antik Palace 209.
müzayedesini 29 Nisan tarihinde Swissotel'de
gerçekleştirecek. Müzayedede 300'e yakın,
Osmanlı Sarayı için özel yapım eserler, hat
levhalar, elyazması Kuranıkerim, porselen
eşyalann yanı sıra Fikret Mualla, Avni Arbaş,
Bedri Rahmi Eyüboğlu, Ayvazovski,
Ibrahim Safı gibi ressamlann eserleri yer
alacak. Müzayedede aynca ressam Orhan
Peker'in ilk defa sergilenecek 11 eseri yer
alacak.
Zeynep Tanbay Dans Projesi
• Kültür Servisi
- İlk kez 30 ve 31
Mart 2000'de
CRR'de
gerçekleşen
Zeynep Tanbay
Dans Projesi,
1 Mayıs'ta İş
Sanat ve 4
Mayıs'ta Ankara
Müzik Festivali
kapsamında
Opera'da
sahnelenecek.
Projede, Zeynep
Tanbay' ın yanı
sıra Yugoslav asıllı Leo Mujic, tsidora
Stanisic ve Stuttgart Bale'den Lior Lev dans
edecek. Koreografileri Zeynep Tanbay ve
Lior Lev'e ait olan, solo ve düetlerden oluşan
programda, biri Zeynep Tanbay'a diğeri
Mustafa Kaplan'a ait olmak üzere iki yeni trio
çalışması da yer alıyor.
İSTANBUL FİLM FESTİVAÜ'NDE BUGUN
• BEYOĞLU EMEK'te saat 10.30'da Yedind
Kıta, saat 13.30 ve 19.00'da Çin'in Kuş
İnsanlan, saat 16.00'da Wojaczek. saat 21.30'da
İntihar Kulübü adlı fümler izlenebilir. (293 84
39)
• BEYOĞLU ATLAS'ta saat 10.30'da Her
Şeyin Ash, saat 13.30'da ve 19.00'da Yoldaşlar,
saat 16.00 ve 21.30'da Kippur adlı filmler yer
alacak. (252 85 76)
• BEYOĞLU SÎNEPOPta saat 10.30'da Kız
Dövüşü, saat 13.30'da Mareşal Tito'nun Ruhu,
saat 16.00'da Çıkış Yok, saat 19.00'da Gün
Ağanyor, saat 21.30'da Yüzbaşının Kıa
gösterilecek. (251 11 76)
• BEYOĞLU BEYOĞLU'nda saat 10.30'da
Gatip, saat 13.30'da Ov^nın Kentleri, saat
16.00'da Abuzer Kadayrf. saat 19.00'da Herkes
Kendi Evinde, saat 21.30'da Tuzlu Su adlı
filmler yer alacak. (251 32 40)
• KADIKÖY REXX'te saat 10.30 da Caüno
Maeige, saat 13.30'da Gülünç Felix. saat
16.00'da Denizin Sesini Yeğlerim, saat 19.00'da
Sır, saat 21.30"da Pereira Diyor ki isimli filmler
izlenebilir. (336 01 12)
BUGUN
• İTALYAN KÜLTÜRMERKEZİ'nde saat
19.00'da Halil Turgay ve Yaprak Sandalcı'nm
flüt ve piyano konseri izlenebilir. (293 98 48)
• BEKSAV'da saat 16.00'da Martin
Scorsese'nin Casino, saat 19.00'da Stanley ~
Kubrick'in Otomatik Portakal adlı filmleri
gösterilecek. (349 91 55)
• BtLGİÜNtVERSÎTESİ'nde saat 20.00'de
"Belçika Film Günleri' kapsamında 'Ma Vie
En Rose' adlı fıhn gösterilecek. (293 50 10)
• BABYLON'nda saat 21.30'da Oğuz
Büyükberber Sextet konseri yer alacak.
(292 73 68)
• YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
ODİTORYUMU'nda 10.30-18.30 saatleri
arasında 'Kültür Politikalan' konulu söyleşi yer
alacak. (292 52 52)