Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 NİSAN 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Türk-İş Başkanı Meral'e göre program, çöken IMF politikalanndan daha ağır:
Ozverî gücümüz kalmadı
Meral: tşçinin destekle-
yeceği program yok.
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Başbakan Bülent Ecevit
başkanlığında önceki gün topla-
nan Ekonomik ve Sosyal Kon-
sey'de (ESK) hükümete yükle-
nen emekçıler, hükümetin tavn-
na göre bir eylem programı be-
lirlemeye hazırlanıyor. Türk-Iş
Genel Başkanı Bayram Meral,
hükümetin ekonomik programı-
nın çöken IMF progTanundan
daha ağır olduğunu vurgulaya-
rak "İşçiden, memurdan destek
isteniyor. Ortada destek istene-
cek bir program yok" dedı. Me-
ral, çahşan kesımin özvende bu-
lunacak gücü kalmadığına ışaret
ederek "Arûk biraz da işveren ve
sanayiciler fedakârhk göstersin"
dedi. Hak-Iş Genel Sekreteri
Recai Başkan da, ESK'nin ar-
dından eylem kararlılıklannda
değişıklik olmadığını bildirdi.
Desteklenecek program yok
Türk-Iş Genel Başkanı Bay-
ram Meral, ESK'de dile getir-
dikleri isteklerin karşılanıp kar-
şılanmayacağının gelecek gün-
lerde ortaya çıkacağını vurgula-
dı. Meral, "Bizim arük avans
verecek halimiz yok. Dolar kar-
şısında ücretimiz yiizde 40 gftti.
Herzaman biz rrü fedakârhk ya-
pacağız" dedı.
Emekçilerin destekleyebilece-
ğı bir ekonomik programın söz
konusu olmadığına işaret eden
Meral, "Ortada hiçbir şey yok,
neyedestekobcağız*" dıye konuş-
tu. Meral, hükümetin ekonomik
programının IMF'nin çöken po-
litikalardan daha ağır olduğunu
vurgulayarak "Biraz da işveren-
lerdenvesanavidlerden fedakâr-
hk istensin" dedi.
Meral, işverende "Işçiden,me-
murdan tasamıf toplansın, bana
verDsm" anlayışının hâkım oldu-
ğunu, işverenin sürekli kendi çı-
karlannı gözettiğini söyledi.
Bayram Meral, eylem prog-
ramlannın hükümetin emekçile-
rin istemlerini karşılama düzeyi-
ne bağlı olduğunu vurguladı.
Meral, "Eğer tek bir kesimin is-
tediği gibi ohırsa biz de eylemle-
rimizin tonunu ona göre ayarla-
dedi.nz
İşveren EVIF kadar sorumlu
ESK'de Ecevit'e sert tepki
gösteren emekçi temsilcilerinin,
"ekonomikkrizm sorumlusunun
IMF kadar işverenlerde de oMu-
ğu" görüşünü dıle getırdikleri
bildirildi. Ahnanbügiye göre; iş-
çi temsilcileri, Ecevit'e "Banka
baürdüar, deviet bankalanndan
kredi abp üzerine yatülar. Deviet
bankalanndagörevzaranadıal-
tmda vurguniar yapıhyor. Bir
yandandaişçiçıkannaklauğra-
şryorlar. Hûkümet bunlarm üze-
rineghmeH" görüşünü aktardılar.
Eğitim - Sen
Oğretmene
soruşturma
AİHM
yolunda
MUSTAFA ÇAKIR
ANKARA - Ekonomide
yaşanan krizle birlikte
alırn güçleri iyice daralan
eğitim emekçileri, Milli
Eğitim Bakanlığı'mn
kendılenne sahip
çıkmamasından yakıruyor.
Toplumsal eylemlerle
seslerini duyurabilen
öğretmenler, bu kez de
adlı ve idari
soruşturmalarla karşı
karşıya kahyorlar. Eğitim-
Sen Genel Başkanı
Alaaddin Dinçer, 1
Arahk'ta
gerçekleştırdikleri iş
bırakma eylemi nedeniyle
sadece lstanbul'da 12 bin
öğretmen hakkında
soruşturma açıldığını
belirterek "Oğretmenler
hakkında açıian
soruşturmalan Avrupa
tnsan Haklan
Mahkemesi'ne (AİHM)
taşryacağız. Hûkümet on
binlerce eğitim emekçisine
tazminat ödemek zorunda
kalacak" dedi.
Eğitim-Sen Genel Başkanı
Alaaddin Dinçer,
öğretmenlerin yaşadiklan
sorunlan değerlendirdi.
Şubatta ortaya çıkan
krizın yıllardır biriken
emek karşıtı politikalann
sonucu olduğunu
vurgulayan Dinçer, şunlan
söyledi:
"YapoğunızCTlemlerie bu
programın iflas etmiş
oktuğunu, IMF'ye etini
verenin kolunu
aiamayacağraı, uluslararası
sermaye örgütterinin
dayatağı programı
onavlamadığımızı, bu
programm doğnıdan bia
tesfim ahnava yöneük bir
program olduğunu ifade
ettik. Fakat 57. hûkümet
bu eylemlerimizi
görmezden gekfi.
Emekçinin karşısmda hcr
aianda tavır alan hûkümet,
IMFkarşBinda
düğmekrini iMkByor."
TTB'den, Sağlık Bakanlığı'nın 'Müdahale edilsin' önerisine tepki
Ölüm orucunda kritik dönemtZMİR / ANKARA (Cum-
huriyet) - Siyasi tutuklu ve hü-
kümlülerin F tipi cezaevlerine
karşı başlattıklan ölüm orucu
eyleminde kntık döneme gıril-
diği bildirildi. Sağlık Bakanlı-
ğı'nın 'ölüm orucundaki mah-
kûmlara, müdahale edilmesi'
yönündeki tavsiye karannı,
TBMM, Adalet Bakanlığı ve
Içişleri Bakanlığı'na gönder-
mesi üzerine, Türk Tabipleri
Birhğı (TTB) tıbbın ıdari mer-
cilerce yönlendirilmesınin
mümkün olmadığını bildirdi,
Ölüm orucunu cezaevlerin-
de ve hastanelerde sürdüren
gençlerin aılelen, bu haftayı
kritik olarak niteliyorlar. Aile-
ler, çocuklannın göz göre gö-
re ölüme terk edılmesinı ka-
bullenemediklenni vurgulaya-
rak Adalet Bakanı Hikmet Sa-
mi Türk'ün sorumluluğu ge-
reği duyarlı davranmasını isti-
yorlar. Eylemde kritik sınırda
olan Ulaş Göktaş'ın babası
Hüseyin Göktaş, "Bu iş sona
ersin. Yetküiler sesimizi duy-
sun" dedi. Göktaş, evlatlannın
F tipı cezaevlerinde ortak kul-
lanım alanı istedığini ve bunun
sağlanması halinde eylemin
sona ereceğini söyledi.
Müdahale tarüşması
Sağlık Bakanlığı, 'ölüm oru-
cundaki mahkûmlara, übbi
etik kurallan uyarmca müda-
haleedihnesi' yönündeki tavsi-
ye karannı, TBMM, Adalet
Bakanlığı ve Içişleri Bakanlı-
ğı'na gönderdi. TTB ise tıbbuı
idari mercilerce yönlendinl-
mesinin mümkün olmadığını
bildirdi. TTB 2. Başkanı Me-
tin BakkakL tavsiye karanna
ilişkin olarak, açlık grevlerinin
tıbbi bir süreç olmadığını belir-
terek "Herkes başından beri
sağhkçahşanlanna yfildeniyor,
bu kendi sorumluluklarmı ört-
mekiçmgösterilen bir çabaûV
dedi. Bakkalcı, hekımlik mes-
leğinin disiplininin gereğini
yerine getireceklerini söyledi.
FP lideri Recai Kutan, GİK toplantısında uygulamalan eleştirdi:
Halk hükümete güven duymuyor
ANKARA
(Cumhuriyet
Bürosu) - FP Genel
Başkanı Recai
Kutan, hükümetin
en büyük
handikapının
ezilmiş halk
kitlelerinin
güvenini
sağlayamaması
olduğunu söyledi.
Halkın güven
duyacağı hûkümet
oluşumunun
zorunlu olduğunu
kaydeden Kutan,
Ekonomik ve
Sosyal Konsey
toplantısından
çıkan sonucun
hükümete
güvensizliği ortaya
koyduğunu
vurguladı.
FP Genel Idare
Kurulu, dün Recai
Kutan'ın
başkanlığında
toplandı. Toplantı
girişinde
gazetecilerin
sorularını yanıtlayan
Kutan, ESK toplantısına
katılan sosyal tarafların
hükümete dönük
eleştirilerine dikkat çekti.
Kutan, "fktidann en
büyük handikapı, Türkiye
içinde özellikle bu
ekonomik krizden çok
büyük ölçüde ezilmiş olan
kesimlerde, geniş halk
kitlelerinde en ufak bir
Toplantı girişinde gazetecilerin sorulannı yanıtJayan Kutan, ESK toplantısına
katılan sosjal taraflann hükümete dönük eleştirilerine dikkat çekti. (AA)
güvene sahip olmayışı"
dedi. Sadece yurtiçinde
değil, yurtdışında da
güvensizliğm olduğunu
kaydeden Kutan, "ESK
toplantısından çıkan netice,
güvensizliğin ortaya
koyduğu neticedir. Onun
için diyoruz ki; mutiaka
halkın geniş kesiminin
güven duyacağı bir
hükümet oluşmasında
zaruret vardır. Bu
hükümete güven
duyulmuyor" dedi.
Kutan, bir başka soru
üzerine de Emek Platformu
temsilcileri ile hafta içinde
bir araya geleceklerini
bildirdi. Kutan, Deviet
Bakanı Kemal Derviş'in
kendisinden randevu
isteyip istemediğinin
sorulması üzerine de,
böyle bir talep
gelmediğini ifade etti.
-Jm
İkinci Inonu
Zaferin
80. yıh
CANHACIOĞLU
BİLECİK/ESKİŞE-
HİR - 2. üıönü Zafe-
ri'nin 80. yıldönümü
Bilecik ve Eskışehır'de
törenlerle kutlandı.
Bilecik'teki Metris-
tepe ve Akpınar kö-
yündekı şehitlik ile Es-
kişehir'in lnönü ilçe-
sinde düzenlenen tö-
renlere Kültür Bakanı
M. Istemihan Talay ile
İsmet Inönü'nün kızı,
lnönü Vakfi Başkanı
Ozden Toker'in yanı
sıra 1. Taktik Hava
Kuvvetleri Komutanı
Korg. tbrahim Fırüna,
Eskişehir Valisi Sami
Sönmez,_Bilecik Vali-
si Ünal ÜM,ve diğer
yetkililer katıldı.
llk tören, savaşlann
en sert şekilde yapıldı-
ğı 1300 rakımlı Bile-
cik'ın Metnstepe kö-
yündeki Metnstepe
Zafer Anın'nda yapıl-
dı. Yeniden düzenle-
nen anıt Talay ve Toker
tarafından açıldı. Ta-
lay, 2. lnönü zaferiyle
Türk ulusuna bağıîn-
sızhk neticesinde laik,
demokratik bir Cum-
huriyet armağan edil-
diğini belirtti.
IRMIKI AYDEV ENGtN aengin@doruk.nettr.
Evet, evet, Adalet Bakanı'nı,
hjkuk eğitimi almış, akademik
yaşamını "profesör" unvanıyla
taçlandırmış, o yorgun yüzlü,
sjrekli uykusu varmışçasına
bıkan gözleriyle karşımıza çı-
kın, siyaset acemisi, acemiliği
ötmek isterken hukukun ve
ateletin temel ilkelerini çiğne-
rrek zorunda kalan Hikmet
ömi Türk'ü omuzlanndan ya-
kılamak, gözlerinin içine dim-
ok bakmak ve sarsmak, sars-
nak, sarsmak ıstiyorum...
Ona, hukuk eğitimine başla-
oğı ilkyıl okuduğu "hukuk baş-
togıa ve hukuk felsefesi" der-
sni anımsatmak, "ideal hu-
kık")a "objektif hukuk" arasın-
aki derin uçurumu anımsat-
nak, yasalaria hukuk arasında-
y çelişkiye bir kez daha dikka-
rıi çekmek istıyorum.
Genç bir hukuk öğrencisi
len yürürlükteki hukukun
idalet "ten ne kadar uzaklaşa-
kldiğini somut ömekleriyle gör-
Adalet Bakanı'nı Sarsmak, Sarsmak, Sarsmak...
düğü sırada yüreğinde kabaran
itirazlan bir kez daha kabartma-
sını söylemek istiyorum.
F tipi hapishanelere karşı çı-
kanlan 'taraf gönen' bir hükü-
metin bakanı olarak davrandık-
ça "hukukçu" Hikmet Sami
Türk'ten ne kadar uzaklaştığını
görmesi gerektiğini, onu omuz-
lanndan tutup, gözlerinin içine
dimdik bakıp, sarsarak, sarsa-
rak, sarsarak belirtmek istiyo-
rum.
F tipi hapishanelere konulan-
ların, F tipi hapishanelerin ta-
sanmı sırasında önemli bir yer
tutan ortak mekânlann kullanı-
ma açılmasını bir pazarlığa
bağlamanın siyasetle belki, a-
ma hukukla asla bağdaşmaya-
cağını defalarca yinelemek ıs-
tiyorum.
"Önce ölüm orucuna son
versinler, ortak mekânlardan
ancak o koşulla yarartanabilir-
ler" demenin deviet adamlığı ol-
madığını, hukuk adamı olmakla
zaten uzaktan yakından ilişkisi
olamayacağını; bunun hukuk
eğitimi almış birine yakışmaya-
cağını, onur kazandırmayacağı-
nı; çünkü bunun düpedüz şan-
taj olduğunu omuzlanndan tu-
tup, gözlerinin içine dimdik ba-
kıp, onu sarsarak, sarsarak, sar-
sarak haykırmak istiyorum.
160 küsur gündür sadece şe-
kerli su ve tuzla yaşayan gen-
cecik çocukların durumunu
"örgütsel birinat" olarak değil
bir "inanç" olarak kavraması
gerektiğini; tarihte inancı uğru-
na günbegün eriyerek ölüme
giden, gidebilen yüzlerce örnek
olduğunu; Adalet Bakanı Hik-
met Sami Türk'e bu gerçeği
"bildiğini bildiğımi" söyleyip
onu sarsmak, sarsmak, sars-
mak istiyorum.
Ftipi cezaevlerinin tartışılma-
ya başlandığı günlerde, yetkili
ve sorumlu bakan olarak F tipi
hapishanelerdeki ortak mekân-
lann işlevine ilişkin açıklamala-
nnı bir kez daha okumasını söy-
lemek istiyorum.
Izmit, Kandırayolundaki Fti-
pi hapishanenin basına tanıtıl-
dığı gezide bizzat onun ağzın-
dan dinlediklerimi, örneğin Fti-
pi hapishanelerin iç hukuku de-
mek olan yönetmeliğin bitmek
üzere olduğunu, o bitmeden
cezaevlerinin açılmayacağına
deviet ve hukuk adamı olarak
söz verdiğini unutmadığımı
söylemek istiyorum.
1999 Temmuz'undan bu ya-
na geçen dokuz ay boyunca bu
yönetmeliğin hâlâ hazır olmadı-
ğına kendisınin de inanıp inan-
madığını sormak istiyorum.
Adalet Bakanı Hikmet Sami
Türk'e, F tipi hapishanelerdeki
ortak mekânlan tutuklu ve hü-
kümlülerin kullanımına açarak
atacağı adımın, sürüp gitmek-
te olan "ölüm onıçlan kördüğü-
mü"nü çözmekte çok belirleyi-
ci bir adım olacağını, onu
omuzlanndan tutup, gözlerinin
içine dimdik bakıp, onu sarsa-
rak, sarsarak, sarsarak haykır-
mak istiyorum.
Ölüme yatmış gencecik deli-
kanlılann her gün posta kutuma
düşen yüzlerce mektubundan
paragraflar seçip, onlann nasıl
bir yaşam sevinci ve tutkusu ile
ölüme yattıklannı ve bunda en
küçük bir çelişki olmadığını an-
latmak, anlatmak, anlatmak is-
tiyorum...
Adalet Bakanı ve hukuk pro-
fesörü Hikmet Sami Türk'ü
omuzlanndan yakalamak, göz-
lerinin içine dimdik bakmak ve
onu sarsmak, sarsmak, sars-
mak istiyorum...
Adalet Bakanı Hikmet Sami
Türk'ün bu yazıyı okumasını ve
sessiz kalmamasını diliyorum...
'Var olsun benim aşiretim!'
Polisteki kabank
dosyasına karşın ikinci
kez TBMM'ye girmeyi
başaran Van Milletvekili
Mustafa Bayram,
"sanatseverliğine (!)"
kaçakçılık alışkanlığını
bulaştınnca hakkındaki
dosyalar anımsanıverdi.
Soruşturmaya göre;
Bayram'ın yeğeni, kaçak
tabloyu satmak isterken M u s t a f a B a ^
gozattına alınmış, şoforu J
polisle kavga etmişti. Kaçak
alışverişin yapıldığı evin önünde
araçta bekleyen Bayram, ilk
açıtdamasında, "Polis geldi, 'Sayın
milletvekilim, burada bir kaçakçılık
olayı var, siz pencereyi kapatıp
arabada oturun' dedi" sözleriyle
savundu kendisini... Bayram'ın
genel kuruldakı hararetli konuşması
.. - da incilerle doluydu:
"Ne yaptım? Vinçle
kasalan mı götürdüm? 15
mılyar dolara ortak mıyım,
bankalan mı soydum?
Tablo nedir ki efendim?
Herinsanın tablolan alınır,
satılır, yapılır, edilir. Bu
kadar vahim midir?
Türkiye'nin kûttürünü
zedeleyecek... Bir
tablodur."
Bayram, televizyon
kanallannda ise "aşiret
siyasetinı" sergiledi: "Van halkı,
aşiretim sağ olsun. Dünya oldukça
var olsunlar. Bu insanlar benim
arkamda. TBMM'ye girmemi
önleyemezsiniz, aşiretim var olsun."
Aşireti, Mustafa Bayram'ı önce
ANAR sonra FP'den milletvekili
seçtirmiş, adının kanştğı pek çok
olayda "yeğenleri" öne
çıkıvermişti... Aşiret sağ olsun!
Sigara içenler arkaya
beyler!
ANAP Grubu geçen hafta 6
saat süren gece toplantısında
ekonomi yönetimini masaya
yatırdı. Genel başkanlan
Mesut Yılmaz'ın "sigara
tiryakiliğini" dikkate alan bazı
miltetvekilleri, "sigara
serbestisi" tstedi. Yılmaz'ın
m
6n sırada" oturması nedeniyle
grup başkanvekili Zeki Çakan
çağn yaptı:
"Sigara içenler öne geçsin."
Ancak, "Yeşitaycı"
milletvekilleri buna karşı çıkıp
"Sigara içenler arkaya geçsin"
önerisini getirdi. Bunun üzerine
Ytlmaz, yerinden kalkıp en arka
sıraya geçti. Tabii kendisine
"yakın " bazı milletvekilleri de
onu takip etti. Grup içinde,
kendine özgü tavırianyla
bilinen Van Milletvekili Kamran
Inan da kül tablasını alıp
Yılmaz'ın yanına oturdu.
"Genel başkana yakınlık
yanşına" girenleri kıyasıya
eleştirmekten çekinmeyen
Inan'ın bu tavrını gören bazı
milletvekilleri hayretle sordu:
"Yahu kül tablasını siz niye
götürüyorsunuz? "
Inan, taşı gediğine koydu:
"Ne olurne olmaz, ekipten
kopmamak laztm..."
Dul kadının toplumsal yarası
Sağlık Komisyonu'nda
Bağ-Kur Yasası
değişikliği görüşülürken
toplumsal bir sorun da
gündeme geldi. DYP
Kütahya Milletvekili
Ismail Karakuyu, dul
kadınlara ödenen
maaşın evlendiklerinde
kesilmesini gündeme
getirdi: "Maaş kesilecek
diye hanım evlenmiyor,
böyle oluncaerkeklerde
hanım bulamıyor. Ya da imam
nikâhına başvuruyor, bu da çözüm
değil. Kesilmese ne olur? Bu iş
toplumda biryara." DSP Bilecik
Milletvekili Sebahat Vardar, erkek
meslektaşlanyla aynı göruşü
paylaşmıyordu. Hemcinslerini
üzmek pahasına "Evlenince maaş
kesilmeli" görüşünü bildirdi. MHP
Bolu Milletvekili Ersoy Özcan da
dul kadınlan destekleyen cephede
yer aldı: "Maaş kesılince sanki
insanlar evlendirildiği için
cezalandınlmış gibi oluyor. Bu hak
gasbı. Aynca imam
nikâhını da teşvik ediyor.
Bu maaş kalsın, ailenin
geçinecek durumu
yoksa kadının maaşı ona
katkı sağlar."
Tartışmanın uzaması
üzerine Çalışma
Bakanlığı Müsteşan Fıkri
Şahin, verdıği ılginç
örnekle uyelerı şaşkına
çevirdi:
"Zonguldak'ta bu maaş
yüzünden çoğu çıft nikâhsız
yaşıyor. Size bir örnek vereyim.
Baba ağır hasta. Oğul, annesini
babadan boşatıyor, kendisi de
hanımıyla aynlıyor, sonra hanımıyla
babasını nikâhlıyor. Hanım böylece
kayınpederi öldükten sonra 50 yıl
maaş alıyor."
Müsteşar, sorunu kabul etmesine
karşın "Bu sosyal güvenlik
sistemi... Aksi uygulama sosyal
yardıma dönüşür" diye tavnnı
açıklayınca mevcut duzenleme
korundu.
Kurmay vekilin harekât
konsepti
Yeni programın mali
kaynağı... Ivedi
yasalar... Ara rejim
uyanlan... Sabtkafı
vekilter ve
partamerrtonun
ytpranan saygınlığı...
Haftaya damgasını
vuran bu konular,
bazı mitletvekiltertnin
gündeminde değildi.
FP Konya Miltetvekili
Hüseyin An.
Diyarbakırspor-Kombassan
Konyaspor karşılaşmasında 5
futbolcunun kırmızı kart
görmesini farklı bir yorumla
TBMM gündemine taşıdt:
"Savaşfa başanlt bir taaıruzun
öfçüsü, taarruza katılan
birtikferin en az zayiatla hedeH
ete geçirmeieridir. Böyle bir
taamız, başanlt bir taarruzdur.
Hüseyin An
Bunun komutanı da
başanlı komutandır.
Şayet birlikteki
askerfenn yûzde
50'sinin düşman
tarafından yok
edildiği bir taarruzla
hedef ele geçirilmiş
ise, bu taarruz
başansızdır. Bu
birliğin komutanını da
divan-ı harbe sevk
ederfer."
Basın toplantısını izleyen
gazeteciler aralannda
mınldanmaya başladı:
Diyarbakır'da bir savaş rr»
yaşanmıştı? Hayır. Emekli
Kurmay Albay Hüseyin An, 58.
Tümen Komutanlığı Kurmay
Başkanlığı doneminden
anımsadığı harekât planını
sahaya uyarlamıştı.
Fikir ve zikir
ANAP Genel Başkan Yardımcısı
Mustafa Tasar, basına kapalı
toplantılann anlam ve önemi üzerine
gazeteciierie sohbet ederken Turgut
Özal'la bir anısını anlattı: "Basına
kapalı toplantılarda, kararalınsa da
mutiaka basına bilgi sızar ve
sayfalarda geniş yer alırdı. Turgut
Bey de bunu bildiği için önemli
mesajlan kapalı toplantıda verirdi.
Yine bir kapalı toplantıda Özal çok
önemli mesajlar verdi. Bize de
'Aman ha, basına sızdırmayın' diye
tembih etti. Tesadüfe bakın ki,
bütün arkadaşlann o gün özal'a
verdiği sözü tutası gelmiş. Ertesi
gün Turgut Bey gazeteleri açtı,
sayfalan taradı, bana döndü ve
'Hani? Tek satır haber yok' demesin
mi. Meğerse bu haberin sızmasını
istiyormuş, ama biz anlayamamışız."
ANAP'ın şimdiki genel başkanı
Mesut Yılmaz'ın kimi örnek aldığı
da böylece anlaşıldı...
Türey Köse, Ayşe Sayın, Enüne Kaplan, Bülent Sanoğju.
ankcum@ttnetnet.tr